26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 6 Şubat 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ekonomi 9 Kardeşlik ‘Expo’suLütfü Savaş: Hatay’da 3 bin 500 civarında bitki türü var. Dünyadaki çiçek florasının en zengin olduğu yer. 600 çeşit yemeğimiz var. Bunları Botanik Expo 2021’de sergileyeceğiz. Hatay’da ‘Medeniyetler Bahçesi’ adı ile düzenlenecek Expo 2021’de, şehrin güzellikleri, kardeşlik ortamı ve medeniyeti tanıtılacak. Expo ile 2.5 milyon kişi bekleniyor Son 6 yıldır Suriye’deki savaştan en kötü etkilenen, ekonominin dip yaptığı, işsizliğin yüzde 16’ya çıktığı Hatay’da şimdi farklı bir heyecan yaşanıyor. Tüm olum suzluklara rağ men dev fuar or ganizayonu için Avustralya ve Çin gibi ülkelerin önemli şehirle ŞEHRİBAN KIRAÇ riyle yarışan Hatay, Antalya’nın ardından ‘Bota nik Expo’yu Türkiye’ye getiren ikinci şehir oldu. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Hatay’ın marka bir kent olarak dünyaya açılmak ve gerekli tanıtımları yapmak için Expo’nun tarihi bir fırsat sunduğunu vurguladı. Hoşgörünün, medeniyetin, kardeşliğin, sevginin en çok ya şandığı birçok rengin bir arada zenginlik olarak görüldüğü bir coğrafyada Expo’yu yapmanın onurunu yaşayacaklarına dik kat çeken Lütfü Savaş ile Expo sürecini ve Hatay’ın ekonomisi ni konuştuk. n Hatay’ın Expo yolculuğun dan bahsedebilir misiniz? Geleceğe umutla bakmak istiyoruz n Expo için ne kadarlık yatırım yapılacak? Bu proje için toplam 300 milyon TL yatırım yapılacak. Bu iş siyasetin çok ötesinde bir iş. Hem sorumluğu hem de sevinci paylaşmamız lazım. Biz artık ekonomik kaygılarımızı geri plana itip umutla geleceğe bakmak istiyoruz. Artık terörle ve savaşla anılan bir şehir ve ülke olmak istemiyoruz. Bu iki olguyu literatürümüzden çıkarmak için Expo bizim için çok önemli. Artık insanların kaygısını minimuma indirmek umutlarını da maksimuma çıkarmak istiyoruz. Bunun için de devletimizin de hükümetimizin de sivil toplum kuruluşlarının da ortak duyguyla hareket etmesi gerekiyor. Buna sahip çıkılması gerekiyor. İlk başvurumuzu 23 Haziran 2016’da yaptık. 600 proje başvurmuş, 40 proje seçilmiş bunların 4’ü bizimdi. En başarılı standlardan biri seçildik. 2829 Eylül’deki toplantıda ilk savunmamızı yaptık. Ocak ayındaki son toplantıda Expo için bizi seçtiler. Üyeliğimize Kanada karşı çıkmış. Bu savaş ortamında nasıl yapacaklar diye. Herkesin projesi n Bundan sonra ne tür hazırlıklar yapacaksınız? Artık bu işi hem beleiyemiz, hem devletimiz, hem valiliğimiz, sivil toplum örgütleri iş insanlarının ortak olarak yapacğı bir organizasyon olarak görüyüyoruz. Bu artık Türkiye Cumhuriyeti’nin, Hatay halkının ortak projesidir. Buna sahip çıkarsak hem Hatay, hem Türkiye kazanacak. Tüm dinamiklerimizi toplayıp büyük bir kurul oluşturacağız. Mutfakta çok iyi bir çalışma yapıp projelendirme yapacağız. Bu süreci 1.5 yılda bitirmek istiyoruz. n Böyle bir ortamda Expo’nun Hatay’a verilmesini bekliyor muydunuz? Hatay Anadolu ile Ortadoğu arasında çok önemli bir kavşak noktası. Dünyadaki 23 medeniyetin 13’ü Hatay’da yaşamış. Semavi dinlerin Anadolu’ya ilk giriş kapısı. İlk ibadet yerlerinin hepsi bizde. Dünyadaki ilk mağara kilise Hatay’da. Bizim Expo’yu almamızda bu kültür mozayiği önemli yer oynadı. Ayetler tasvir edilecek n Expo’da kentin hangi özelliklerini ön plana çıkaracaksınız? Botanik Expo ama biz burada Hatay’ın medeniyet birikimini paylaşacağız. 3 semavi din kentimizde yaşıyor. Hem Kuranı Kerim’de hem İncil’de Hatay tasvir ediliyor. Biz bu ayetleri orada tasvir edeceğiz. Hem bitki hem kültürel zenginliklerimiz botanik bahçesinde yer alacak. Orayı önemli bir eğitim inovasyon merkezi yapacağız. Aynı zamanda kültürel faaliyetler ve eğlence sektörünün de içinde olduğu bir yapı oluşturacğız. Bunlar 6 ay sergilenecek ama ondan sonra da bizim burası eğitim, kültür ve eğlence yeri olarak devam edecek. Hatay dünyanın en büyük mozaik müzesine sahip. İlin ekonomisinin lokomotifi ise demirçelik sektörü. Ekonomi dip yaptı n Hatay ekonomik olarak ne aşamada? Tabi ekonomide biz dip yapmış durumdayız. Ekonomik olarak Suriye ve Ortadoğu’daki savaştan hem sosyolojik, hem pskolojik olarak olarak etkilendik. Son aşamada da ekonomimiz dip yaptı. Ticaret hacminde daralma, işsizlikte artma, ihracatta azalma, yatırımlarda minimuma gelme konusunda büyük bir krizle karşı karşıyayız. İnsanlar oraya gelip ticaret yapmada imtina ediyor. Medyamızı Hatayımız savaş meydanı gibi gösteriyor. Geleceğe umutla bakmak istiyoruz. Lütfü Savaş Belki de ilk defa artık devletin sıcak elini artık omuzumuzda hissetmek istiyoruz. Çünkü biz kendi isteğimizle devlet iken Türkiye Cumhuriyeti’ne katılan tek iliz. Bu 6 yıllık savaş gerçekten bizi çok yordu. İş dünyamızın ayakta kalabilmesi geleceğe umutla bakabilmesi için morale ve desteğe ihtiyacımız var. Teşvik kapsamındaki illerden biri omak istiyoruz. En çok desteğe şu anda ihtiyacımız var. n Teşvik tek başına yetecek mi, asıl sorun güvenlik değil mi? Kentin ekonomisinde demirçeliği çıkarırsanız gerçekten Doğu ve Güneydoğu için açıklanan ve 23 ili kapsayan teşviklerin içine gireriz. Kredi almak, maliyeti ve krediyi geri ödeme konusunda çok sıkıntılarımız var. Bi zim ipoteklerimizi değerinin altında gösteriyorlar. Kredileri hemen geri çağırıyorlar. Bu da iş dünyamızı endişelendiriyor. Yayladağ ve Cilvegözü sınır kapılarımız yıllardır kapalı. Teşvik dışında en az Yayladağ kapısı nın açılmasını istiyoruz. 4 kişiden biri Suriyeli n Sınır kenti olduğunuz için çok fazla Suriyeli geldi, kaç Suriyeli var Hatay’da? Şu an kentimizde 500 bine yakın Suriyeli var. Her 4 kişiden biri Suriyeli. Böyle giderse 2024’te Büyükşehir Belediye Başkanını Suriyeliler seçebilir. n Normal dönemlerde çok turist çeken bir şehirdi, şu anda ne aşamada? Yılda 350360 bin turist çekerdi. Şimdi 50 bin bile değil. Bizim hedefimiz Expo’da 2.5 milyon kişinin Hatay’a gelmesi. Daha sonra da yılda en az 1 milyon kişiyi orada misafir etmek istiyoruz. Türkiye’de 2010’da hüküm giyenlerin sayısı 2014’te hüküm giyenlere göre yüzde 82 arttı. Hatay’da yüzde 241 arttı. Hatay’da 2010’da yaklaşık 178 milyon TL’lik takipte kredi bulunurken 2015’te bu rakam 543 milyon TL’ye yükseldi. Hatay’da 2015 ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 13.6 azaldı. Ülkemizde 2010 ile 2014 arasında trafik kazalarında yüzde 38, ilimizde yüzde 70 artış oldu. Bunların ana nedeni moralsizlik ve işsizliktir. Çırak bulunmuyor Adalet için 58’inci nöbet Adalet Arayan İşçi Aileleri, Galatasaray Lisesi önünde 58. kez “Vicdan ve Adalet Nöbeti”nde bir araya geldi. Aileler, 28 Nisan’ın “İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü” ilan edilmesi taleplerini bir kez daha yineledi. Grup, “İş kazası değil, cinayet” yazılı pankartlar açtı, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybedenlerin fotoğrafları nı taşıdı. Nöbete, yaşamını yitiren işçilerin ailelerinin yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı. Tanrıkulu, 2016’da 1974 işçinin iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdiğini belirterek “İş cinayetleri daha çok kazanç için oluyor. Yürütme organı iş cinayetleri konusunda sessiz. Gerekli önlemler maalesef alınmıyor” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Meslek odaları çırak yetişmemesinden dolayı bazı mesleklerin 10 yıl içinde biteceğini vurguladı. Türkiye’de zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması ardından meslek dallarına çı yapmaz. Dükkân temizlemez, kapı önünü süpürmez” dedi. Meslek dalları için lise dengi rak yetişmemesi, birçok mes okullardaki öğrencilerin meslek dalında çırak bulunmasın lek lisesine yönlendirilmesi da sıkıntıya neden oldu. Meslek odası başkanları çırak ye nin sağlıklı olacağını belirten Samsun Atakum Esnaf ve Sa tişmemesinden dolayı bazı natkarlar Kredi ve Kefalet Koo mesleklerin 10 yıl içinde bite peratifi Başkanı ve Sıhhi Tesi ceğini savundu. satçıları Odası Başkanı Metin Samsun İlkadımGazi Esnaf Sinecek, “Ara eleman önem ve Sanatkârlar Kredi ve Kefa li. İlkokuldan sonra çocukları let Kooperatifi Başkanı ve Ber mızın rehber öğretmenlerinin berler Odası Başkanı Zabit Pi bünyesinde meslek edindiril lan, berberlik mesleğinin ara meli. Biz bu öğretmenleri ço eleman yetişememesinden do cuklarımızı meslek okulları layı 10 yıl içinde biteceğini an na yönlendirmelerini de istiyo latarak, “Çocuğa 3 bin TL’lik te ruz” diye konuştu. Zabit Pilan, berberlik mesleğinin lefon alırsak o çocuk çıraklık l DHA/Samsun 10 yıl içinde biteceğini anlattı. Artık ‘dinci faşizm’i konuşmalıyız Trump yönetiminin karakteri belirginleşmeye başladı. İtalyan faşizmi üzerine çalışmalarıyla bilinen Prof. Ruth BenGiat (New York University), “Bir tür darbe niyetini göz ardı edemeyiz” diyor (The Independent). Bence de... Faşizmi akla getiren gelişmelere tanık oluyoruz. Yahudi ve komünist düşmanlığına bu kez bir de dinci “ötekileştirme” ekleniyor. Tekelci sermayenin... İtalya, Almanya, İspanya’da faşizmin kitle tabanını orta sınıfların ekonomik olarak en kırılgan, işçi sınıfının en örgütsüz, eğitimsiz, yoksul kesimi oluşturuyordu. Buna karşılık iktidardaki faşizm, tekelci sermayenin, büyük toprak sahiplerinin ekonomik, siyasi çıkarlarının, emperyalist militarist politikalarının iktidarının savunucusu oldu. Bu tabanı kuran, yaşatan simgesel evren de ırkçı, milliyetçi, kadın ve LGBT düşmanı, otoriter /totaliter, militarist bir söylem, güçlü adam kültü üzerinde şekilleniyordu. Trump yönetimi de benzer bir kitle tabanına dayanıyor, büyük sermayenin temsilcilerinden, generallerden oluşuyor. Dışişleri Bakanı, petrolgaz devi Exxon’un genel müdürü Rex Tillerson. Enerji Bakanı, Teksas (enerji endüstrisi, büyük toprak sahipliği “dukalığı”) eski valisi Rick Perry. Çevre Koruma Bakanı Scott Pruitt, enerji endüstrisi gibi, küresel ısınmaya inanmıyor. Maliye Bakanı, 17 yıllık Goldman Sachs çalışanı Steven Munchin. Ekonomik Danışma Konseyi’nin başkanı, Goldman Sachs Yönetim Kurulu Başkanı Gary Cohn. Ticaret Bakanı, 25 yıl Rothscild’ı yönetmiş, çelik, tekstil, madencilik gibi sanayilerde kimi şirketleri yeniden yapılandırmış, korumacılık yanlısı Wilbur Ross. Çalışma Bakanı, “fast food” zincirlerinin sahibi, asgari ücret fikrinin düşmanı Andrew Puzder. Bütçe Direktörlüğü’ne, sosyal güvenlik harcamalarının kısılmasından, askeri harcamaların artırılmasından yana düşünceleriyle bilinen Mick Mulvaney, Savunma Bakanlığı’na, Ulusal Güvenlik Danışmanlığı’na; İç Güvenlik Bakanlığı’na emekli generaller getirildi. CIA Direktörlüğü’ne atanan Mike Pompeo da asker kökenli, West Point mezunu, hava savunma sanayiinde şirketi var. En gerici ve saldırgan... Adalet Bakanlığı’na atanan Jeff Sessions, geçmişte, ırkçı, Ku Klux Klan yanlısı tutumuyla biliniyor. Trump’ın baş stratejisti, Ulusal Güvenlik Konseyi üyeliğine yükseltilen Steve Bannon, hem asker hem de Goldman Sachs kökenli. Esas özelliği, “alternatifsağ” olarak bilinen, ırkçı, dinci akımın önde gelen entelektüellerinden olması. İstediği zaman çatkapı Oval Ofis’e girebildiği söylenen Bannon, Vatikan’da düzenlenen bir konferansta (2014), kapitalizmin krizini, neoliberalizme, Davos elitinin bencilliğine, en önemlisi Batı’da MuseviHıristiyan geleneğinin gerilemesine, sekülarizmin yükselmesine bağlıyordu. Bannon’a göre, bu geleneğe dayalı bir kapitalizmi canlandırmak, özellikle de “İslamcı faşizmin” küresel tehdidine karşı mücadele etmek gerekiyor. Bannon’un, görüşleri Avrupa faşizminin kurucularından, dinci bir faşizmi savunan Julius Evola’dan esinlenmiş. Kimilerine göre Bannon’da bir “ruh ikizi” bulan Trump, yönetiminde aldığı ilk kararlarında, Müslümanlara ABD’ye giriş yasağı getirdi; 60 bin vizeyi iptal etti. Yönetimin inkârcılığa çok yaklaşan Holocaust açıklamasında, dinci örgütlere getirdiği, LGBT bireylere ayrımcılık uygulamaya olanak veren yeni ayrıcalıklarda, “beyaz” üstünlüğünü savunan radikallerin terörizm listesinden çıkarılarak, yalnızca radikal İslam üzerinde odaklanılmasında hep Bannon belirleyici olmuş. Bannon, Washington Post’a gönderdiği bir mesajda “Yeni bir yönetim düzeninin doğuşuna tanıklık ediyoruz” diyormuş. Bu dinci bir faşizme benzemeye başlayan düzeni acilen tartışmaya başlamak gerekiyor. KISA...KISA n Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Halkbank tarafından esnaf ve sanatkârların finansmana erişim imkânlarını artırmak ve hızlandırmak amacıyla ikinci bir kredi garanti kurumunun kurulacağını söyledi. n Toksöz Grup bünyesindeki Arven İlaç, Türkiye’de Kırklareli’nde bulunan tesisinin üretim kapasitesini genişletmek üzere GE Sağlık’ın FlexFactory üretim platformunu seçti. n Yalıtım şirketi ODE, Eskişehir’de yatırımına devam ettiği ve bu yılın ilk çeyreğinde üretime başlayacak olan fabrikasında yıllık 18 milyon metrekare membran üretecek. Çorlu fabrikasındaki üretimle birlikte şirket yıllık 30 milyon metrekare membran üretimi gerçekleştirecek. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear