26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 9 Aralık 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Albayrak aracı oldu haber 11 işe yeniden başladık’ ŞEBNEM ARSU ABD’deki davada ifadesi ve çapraz sorgusu tamamlanan Rıza ABD’nin İran’a yaptırımlarının ihlal edilmesine ilişkin Sarraf, Türkiye’de cezaevinden çıktıktan sonra para ticaretine davada savcının sorularını yanıtlayan Rıza Sarraf, 1725 Ara başlayabilmesi için Berat Albayrak’ın aracı olduğunu iddia etti lık soruşturması kapsamında tutuk lu bulunduğu cezaevinden çıktıktan sonra, Halk Bankası üzerinden yasa dışı para ticaretini yeniden başlata bilmesi için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile damadı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın aracı olduğunu iddia etti. Çapraz sorgusu önceki gün ta mamlanan Sarraf, savcı tarafından bir kez daha sorgulandı. Savcılık, Sarraf’ın 1725 Aralık soruşturma sı kapsamında cezaevinden çıktık tan sonraki faaliyetleri üzerinde dur du. Savcının, “İşin başlaması ile il gili Hakan Atilla ile konuşup konuş madığınız soruldu, değil mi?” şeklin deki sorusu üzerine Sarraf, “Hakan Bey’in üzerindeki insanlarla iletişim kurdum” dedi. Sarraf, savcının “Ne den” sorusuna “Tekrar ticarete başla mak için” yanıtını verdi. Damat ve BB Savcılık bunun üzerine jüriye 1270 ve 1280 No’lu delilleri gösterdi. Delillerin cep telefonu mesajlaşmalarının görüntüleri olduğu anla ‘Cezaevinde saldırıya uğradım’şıldı. Sarraf’ın “Avukatımla aram Sda geçen mesajlaş ma” diyerek kabul avcı Sidhardha Kamaraju duruşmada, tanığın güvenliği açısından devletin nı ve hayatına kast edildiğini söyledi. Sarraf, kendisine saldıran bıçaklı mahkumun, ğini söyledi. Nedeni sorulduğunda ise “Birkaç arkadaşım vardı. Alışmıştım yani. Ay ettiği delillere göre söz konusu mesajlaşma 18 Haziran 2014 günü sa yükümlülükleri bulunduğunu ve tanık koruma programının da bu mekanizmalardan biri olduğunu söyledi. Savcının sözleri üzerine “Öyle bir talebim olmadı” diyen Sarraf, ABD’de tutuklandıktan sonra New York’taki at 19:11’de gerçek MDC Cezaevi’nde bıçaklı saldırıya uğradığı savcılarla işbirliği yaptığı için kendisini öldürme talimatı aldığını söylediğini de iddia etti. Savunma makamının iddiasının aksine FBI gözetimine girmenin kendi tercihi olmadığını söyleyen Sarraf, tercih hakkı olsa MDC’de kalmaya devam etmeyi seçece nı dili konuşabildiğim birkaç Türk arkadaşım vardı” dedi. Güvenliğinden endişe ettiğini söyleyen Sarraf, Türkiye’deki ailesinin güvenliğinden de emin olmadığını belirtti. Sarraf, “Tanıklık yapmasaydım tehditler olmazdı ama şu anda buradayım” dedi. leşti. Görüşme ise şöyle: “ Sarraf: Berat Albayrak Selamın aleyküm, Eski CIA BaŞkan Yardımcısı DAVID Cohen ifade verdi: Var mı gelişme? Avukat: Aleyküm selam. Evet. Damat bu iş mutlaka yapılmalı demiş. ‘Bankayı uyardım, teminat verdiler’BBilegörüşüp,genelmüdürüdeça ğırıp başlayın diyecekmiş.” Savcının görüşmenin ne anlama geldiğini sorusuna Sarraf, “Tekrar Halk Bankası ile ticarete başlamakla alakalı” yanıtını verdi. Savcının “Bu iş mutlaka yapılsın diyen kim” soru Sarraf’ın ifadesi ve çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından 20152017 yılları arasında CIA Başkan Yardımcılığı yapan David Cohen kürsüye çağrıldı. Dava başladığından bu yana Rıza Sarraf’ın ilk kez katılmadığı du minin aynı tarihlerde arttığını ve İran’ın daralan ekonomik faaliyet alanında altın dahil değerli madenler edinebilmek için yeni yollar arayışında olduğunu vurgulayan Cohen, özellikle bu konuda Halk Bankası yetkililerini uyardığını belirtti. Co caretinin muhteviyatı ve yaptırımlara uygunluğu hakkında kendisine detaylı sorular yönelttiğini de belirten Cohen, “Neyin kurallara uygun olup olmadığını sorardı” dedi. Davayı takip eden hukukçular, Türkiye’nin yaptırımlara uyumuna odak suna Sarraf, “Türkiye Enerji Baka ruşmaya izleyici katılım sayısında cid hen, İran’ın paravan şirketler ya da yaptı lanan sorguda Atilla ve Aslan’ın yaptırım nı. O dönemde enerji bakanı değildi” di bir düşüş olduğu gözlemlendi. rım listesindeki bankalarının başka lara uyulduğu teminatı vermesinin da derken, savcının görüşmede “BB” ile 20092015 yılları arasında Hazi İranlı bankalar içinde faaliyetleri hi ABD’li makamları yanılttıkları anlamına ilgili kısımdan ne anladığını sorma ne Bakanlığı’nda terör ve finan ni saklayarak bir dizi yöntem ile iş geleceği yorumunu yaptı. sı üzerine ise Sarraf, “Başbakan ile görüşeceğini söylüyor ve genel mü sal istihbarat biriminde görev yapan Cohen, görevi kapsamın lem yapmaya devam ettiğinin fark edildiğini söyledi. Cohen, 7 Kasım Babacan’ın beyanatı dürü de çağırıp ‘Başlayın diyecekler’ diye anlatıyor” ifadelerini kullandı. Sarraf, genel müdürden kastında Süleyman Aslan’ın ardından Halk Bankası’na atanan Ali Fuat Taşkesenlioğlu olduğunu belirtti. Delillere göre, 19 Haziran 2014’te gerçekleşen başka bir mesajlaşmada ismi belirtilmeyen bir avukat, (imla hataları düzeltilmeden) “Bu görüşme ve durumlar bbna anlatılacak ctesi. Sonra edkinsistem devam. İnş” ifadelerini kullanıyor. Bu noktada savcının “Ali Fuat işlemlerin başlamasına karşı mı çıkıyordu” sorusuna Sarraf, “Alt kademeye yöneltti. Talep edilen belgeler temin edilebilecek bir evrak değildi” yanıtını verdi. da İran’a uygulanan yaptırımlar 2012’deki gerçekleşen görüşme konusunda alınan karar ve uy de öncelikli konunun Türkiye ve gulanış biçimlerini, hükümet ve İran arasında arttığı gözlemlenen bankalarla paylaştıklarını belirt ticaret hacmi ve diğer Türk banka ti. Cohen Halkbankası ile yaptığı Cohen ları İran’la işbirliği yapmamaya ik yedi görüşmede tutulan kayıtla na edilmişken Halkbank’ın İran’ın ra göre Atilla ve Aslan nezdinde banka ile parasının tutulduğu yegâne kurum haline sıkı temas halinde olduklarını belirtti. gelmesi olduğunu ifade etti. Savcı Lockhard, Cohen’e 14 Mart 2012 tarihinde Washington’daki ofisinde Aslan, ‘Atilla her şeyi sorardı’ Atilla ve diğer yetkililerinin katıldığı top Cohen, artan altın işlemleri hakkın lantıyı sordu. Cohen, “Halk Bankası’nın da Atilla’nın kendisine, “Kimlerle ticaret yaptırım mevzuatına uyduğu konusunda yaptıklarının farkında olduklarını, yaptı teminat verdiler. İran ve Türkiye arasında rımlara uygun işlemler olduğunu ve altı tarihten ve komşu olmaktan kaynaklanan nın gönderildiği isimlerin İran hüküme güçlü ticari bağlara da gönderme yap ti ile alakası olmayan bireysel müşteri tı. Olası yasadışı temaslarını denetlemek ler olduğu yönünde teminat verdiğini” için mekanizmaların yerinde olduğunu aktardı. Atilla’nın altın ticareti yaptırım tekrar ettiler” dedi. Altın ticaretinin öne lar kapsamına alındıktan sonra gıda ti Cohen yaşanan bu gelişmelerin ardından dönemin başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın ‘İran’ın altın ile ödeme aldığı’ yönünde basına verdiği bir demeci anımsatarak, “Babacan açıkça Türkiye’nin ABD’nin yaptırımlarını deldiğini söylüyordu” diye konuştu. Bunun üzerine ofisinin harekete geçtiğini ve Halkbank’a konuya ilişkin kaygının iletildiği bir mektup yollandığını açıklayan Cohen, bankanın bu mektuba cevap yazmadığını bildirdi. Samimi selamlaşma Verilen arada, Cohen’in tanık kürsüsünden kalkarak Hakan Atilla’nın bulunduğu alanın önünden geçerken Atilla ile Cohen’in son derece samimi bir şekilde birbirlerine gülümseyerek selamlaştıkları görüldü. l NEW YORK ABD’DEKİ DURUŞMAYI İZLEYEN CHP’Lİ murat EMİR İZLENİMLERİNİ PAYLAŞTI: Çağlayan için geç kalmayın Murat Emir ABD’de görülen Rıza Sarraf davasını izleyen CHP Ankara Milletvekili Murat Emir; Rıza Sarraf, Hakan Atilla ve jüriye ilişkin izlenimlerini anlattı. Bu suçu bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda insanın işlediğini söyleyen Emir, “Sarraf’ın mal varlığına el koymak için bu kadar bekle yenlere tavsiyemiz; Zafer Çağlayan’ın da mal varlığına şimdiden tedbir konmasıdır” dedi. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Emir, davanın Türkiye’nin New York’taki bir konsolosluk yetkili tarafından not alınarak izlendiğini söyledi. Davanın Türkiye tarafından yeterli derinlik ve yeterli ağırlıkta izlenmediğini söyleyen Emir, “Sarraf’ın bir hain, casus, yalancı, sahtekâr, şarlatan olduğunu çok geç fark etmiştir. Mal varlığına el koymak ancak mahkemeye çıktıktan sonra akıllarına geldi” dedi. Rahatça itiraf ediyor Sarraf’ın savcılığın tuzak sorularına zekice yanıtlar verdiğini, iyi hazırlanmış izlenimi verdiğini, özellikle dağıttığı rüşvetleri doğal bir durummuş gibi rahatlıkla anlatabildiğini söyleyen Emir, “O kadar rahat itiraf ediyor ki bu bazen si nirlenmelere, bazen de salonda gülüşmelere neden oluyor” dedi. Emir, Hakan Atilla’nın ise ilk günlerde tedirgin olmakla birlikte, son duruşmalarda daha rahat olduğunu belirtti. Zenginleşen ödesin Davanın Türkiye için “milli bir mesele” gibi yansıtılmasının yanlış olduğunu kaydeden Emir, “Hırsızlığın milli bir tarafı yoktur. Biz bu davaların Türkiye’ye dönük yürütülmesine karşıyız. Çünkü bu suçu bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda insan işledi, bu insanlar zenginleştiler, saatler taktılar, ayakkabı kutularını doldurdular. Ama bunun bedelini 80 milyona ödetmeye kalkmasınlar. Bir bedel ödenecekse; o saatlerden, zenginleşenlerden başlamak gerekir. Sarraf’ın mal varlığına el koymak için bu kadar bekleyenlere tavsiyemiz; Zafer Çağlayan’ın da mal varlığına şimdiden tedbir konmasıdır. Eğer bir bedel ödenecekse buralardan başlamalı. O saatin parasını bu yoksul ödedi” dedi. Davayla ilgili “Amerika, Türkiye’ye karşı bir operasyon yapıyor olabilir mi?” sorusunun gündemde olduğuna dikkat çeken Emir, “Elbette olabilir. Ama burada sorun; hükümetin Türkiye’yi, üzerinde operasyon yapılabilir bir noktaya getirmiş olmasıdır. Türkiye’yi el kapılarında yargılanır hale getirenleri de kınıyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet AB Parlamentosu’nda Türkiye 7Aralık’ta Brüksel’de Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Alt Komisyonu’yla ABTürkiye Karma Parlamento Komisyonu üyesi AB milletvekilleri delegasyonunun katıldığı bir saatlik bir toplantı yapıldı. Konu, “Türkiye’de hukuk devleti ve temel özgürlüklerin durumu üzerine görüş teatisi” idi. Konuşmacı olarak eski AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Marc Pierini ve ben davet edilmiştik. İnsan Hakları Komitesi Başkanı Pier Antonio Panzeri, açış konuşmasına Türkiye’de insan hakları savunucuları, akademisyenler, gazeteciler, devlet memurları ve sanatçılara yönelik saldırıların giderek arttığını ve “bunun zirve noktasının Türkiye’de sanat ve kültür dünyasının önde gelen siması, diyalog ve barış insanı Osman Kavala’nın tutuklanması” olduğunu belirterek başladı. Selçuk Kozağaçlı ve Engin Kozoğlu’yla birlikte on yedi avukatın tutuklanmalarını savunma hakkı ihlallerine yönelik artan baskılara son örnek olarak verdi. ABTürkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Kefalogiannis de karma komisyonun 2015 ilkbaharından beri toplanamadığını hatırlatıp, kendilerinin parlamentolar arası diyaloğun yeniden başlaması için büyük çaba gösterdiğini ve Türkiye’deki gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceklerini belirtti. Bundan beş yıl önce AB İnsan Hakları Komisyonu’nun toplantısında, Türkiye’de polis ve savcılık soruşturmalarındaki vahim usulsüzlükleri, gereksiz ve uzun tutuklama kararlarını, savunma hakkı kısıtlamalarını anlatan sunuşlar yapan üç kişiydik. Avukat Akın Atalay ve İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacısı Emma Sinclair bu alanlardaki hak ihlallerini son derece yetkin ve etkileyici biçimde anlatmışlardı. Perşembe günkü konuşmamda beş yıl önce bu kürsüde Akın Atalay’ın yanımda yer aldığını, şimdi bir yıldan uzun süreden beri tutuklu olduğunu hatırlattım. Buna ilaveten, Osman Kavala’nın Kafka’vari gerekçelerle tutuklanması, HDP Eş Genel Başkanı milletvekili Selahattin Demirtaş’ın on üç aydır tutuklu olduğu gibi hiçbir duruşmada mahkemeye getirilmemesi, Türkiye’de hukuk devletinin yürürlükten kalkmasının farklı yüzleriydi. Konuşmamda özetle şu noktalara değindim: Türkiye’de bir buçuk yıl önce gerçek ve kanlı bir darbe teşebbüsü önlendi. Ama hükümet bu menfur teşebbüste bulunanların yakalanıp cezalandırılmasıyla yetinmeyip olağanüstü hali anayasal sınırları dışına taşıdı. Bunu bütün muhalif unsur ve sesleri bastırmak, sindirmek ve susturmak için kullanıyor. Bugün Türkiye’de rejimin baskın karakteri otokrasidir. İdeolojik olarak totaliter eğilimler de sergiliyor. Diğer yandan, iktidar, istikrar görünümü altında, hem iç hem dış politikada giderek daha fazla istikrarsızlık yaratıyor. Baskı, şiddet ve tehdit dozunu artırarak bunun üzerini örtmeye çalışıyor. Üç kesim bu keyfi yönetimin esas hedefi: Gülen cemaatiyle ilişkili olduğu iddia edilenler; Kürt siyasal hareketi seçilmişleri, yönetici ve sempatizanları; sendikacı, gazeteci, öğrenci, avukat, akademisyen demokrat, sol, laik kişiler ve gruplar. Bu son derece karanlık tabloya rağmen, toplumun yarısının, belki yarısından çoğunun ülkede serbest seçimler yoluyla bu gidişatın değişebileceğine inanmaya devam etmesinin önemine de dikkat çektim. Bu umudun iktidar tarafından ortadan kaldırılmasının sadece Türkiye’de değil, Avrupa dahil olmak üzere bütün bölgede sonuçlarını tahmin etmenin zor olduğu son derece vahim çalkantılar yaratacağını kestirmek zor değil. Marc Pierini de, AB’nin Türkiye ile ilişkileri kesip atmak veya iktisadi çıkarları göz önünde tutup Türkiye’deki ağır hak ihlallerine karşı mızırdanmak arasında gidip geldiğini bir kez daha hatırlattı. Temel ilkelerden taviz vermeyen ve Türkiye’yi dışlamayan bir AB politikasının zor olduğu açık. Pierini, buna işaret ettikten sonra, Türkiye toplumunun takriben yarısının AB değerlerinin kendi ülkelerinde gerçekten geçerli olmasını talep etmeye devam ettiğinin unutulmaması gerektiğinin altını çizdi. Sonuçta toplantıya katılan az sayıda AB milletvekili, “Türkiye otoritelerini uluslararası yükümlülüklerine uymaya, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerini korumaya” davet etti. Evet, bu deklarasyonlara, bu tür fikir teatilerine, haldeki duruma bakıp “Boş ver bunlara, nafile işler” demek mümkün. Demokratik ilkelerden taviz vermeden nafile olmayacak olanın ne olduğunu elbette merak ediyorum. Sarraf’ın avukatından tecavüz iddialarına yanıt ABD’nin İran’a yaptırımlarının ihlal edilmesine ilişkin davada tanık olarak ifade veren Rıza Sarraf’ın avukatlarından Robert J. Anello’ya, Sarraf’ın kendisine cinsel tacizde bulunmaya çalıştığını iddia eden eski hücre arkadaşının açtığı dava hakkındaki görüşü soruldu. “İğrenç ve gerçekdışı bir iddia” şeklinde oldukça kısa bir yorum yapan avukat, Sarraf’a cezaevinde saldırdığı öne sürülen mahkumun milliyeti konusunda bilgi vermedi. l NEW YORK / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear