24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 11 Aralık 2017 6 Tahliye edilen Jet Fadıl şirketin ‘içini boşaltmış’ Jet Fadıl’ın dosyasına giren bilirkişi raporu: Paravan şirket kurmuşlar 2bin 442 yıl hapis cezası istemiyle yargılanırken tahliye edilen Jet Fadıl lakaplı Fa dıl Akgündüz’ün yargılandığı bir baş ka dava dosyasına yeni bilirkişi ra poru girdi. İstanbul 11. Asliye Tica ret Mahkemesi’ne sunulan raporda Jet Fadıl için “paravan şir ket kurarak, bu şirket üzerinden usulsüz pa ra toplamak suretiyle çı kar sağlamayı hedefle dikleri” yazıyor. Bilirki AYKUT KÜÇÜKKAYA şi heyeti ceza davasından tahliye edilen Jet Fadıl’ın “şirketin içini boşalttığını” tespit ediyor. Caprice Gold mağdurunun avukatı Dr. Acun Papak çı, “Bilirkişi raporu başından beri uyar dığımız gibi Capricegold şirketinin içi nin boşaltıldığını tespit ediyor” dedi. Tahliye edilmişti... İstanbul Bayrampaşa’da Caprice Gold ve Caprice Maldivler gayrimenkul projelerinde devre mülk satışı yaptığı kişilerden para topladığı halde projeleri tamamlamadığı gerekçesi ile 21 Aralık 2015’te tutuklanan ve hakkında 2 bin 442 yıl hapis cezası istenen “Jet Fadıl” lakaplı Fadıl Akgündüz, 28 Mart 2017’de tahliye edilmişti. Ceza davasından tahliye edilen Jet Fadıl hakkında bir yandan da “alacak davaları” sürüyor. Bu dava dosyalarına ise ilk bilirkişi raporları tahliyeden 7 ay sonra sunulmaya başlandı. Almanya’da yaşayan mağdur Zikri Kederli’nin başvurusunu inceleyen 1 Kasım 2017 tarihli bilirkişi raporu mahkeme dosyasına girdi. ‘Paralar nerede?’ Bilirkişi heyeti Caprice Gold Gayrimenkul Yatırım Turizm ve İnş. Tic. Ltd. Şti., Fadıl Akgündüz, Akgündüz’ün yeğeni Mehmet Salih Obut, Akgündüz’ün ablası Avniye Obut ve Akgündüz’ün eniştesi İbrahim Obut tarafından “paravan şirket kurularak haksız çıkar sağlamak amacıyla para toplandığını, toplanan paraların nerelere harcandığının belli olmadığını” belirledi. Bilirkişi heyetinin tespiti rapora şöyle girdi: “Bilirkişi kurulumuz, davalıların (Capricegold şirketi, Fadıl Akgündüz ve akrabaları kastediliyor) paravan şirket kurarak, bu şirket üzerinden usulsüz para toplamak suretiyle çıkar sağlamayı hedefledikleri, şirketin içini boşalttıkları, toplamış oldukları paraları nereye kullandıklarına ilişkin somut bir veri sunmadıkları böylece haksız çıkar elde ettikleri, sonuç ve kanaatine varmış bulunmaktadır...” ‘Tüzelkişilik perdesi’ Bilirkişi heyeti mahkemeye “şirketin tüzelkişilik perdesinin kaldırılarak davacının zararından (davalıdan gayrimenkul satımı için tahsil edilen para) müteselsilen sorumlu olmaları gerektiği yönünde” görüş bildirdi. ‘Kurtlar kuzuyu yiyor’ Papakçı, mahkemeye sunulan bilirkişi raporunu gazetemize şöyle değerlendirdi: “Fadıl Akgündüz ve akrabaları tarafından ceza davasına konu olmuş bir yöntemle para toplanması söz konusu. Yatırımcılara verilen kat irtifakı tapularının, yapının tamamlanamaması durumunda herhangi bir anlamı yok. Çünkü bunlar ileride yapının tamamlanacağı varsayılarak verilen tapular. Yapı 5 yılda tamamlanamadığında, ki beş yıllık süre sona ermiştir, kat irtifakının bozulması ve bu tapuların herhangi bir anlamının kalmaması söz konusu. Binlerce kişinin elinde bulunan bu tapular kâğıt parçası haline gelecek ve para yatırıldığını ispat etmek için kullanılacak bir delilden öteye gidemeyecektir. Şu anda bu yapının tamamlanması da mümkün görünmüyor. Halen Mehmet Fadıl Akgündüz kontrolü altında olan aile fertlerinin yönetiminde olan eniştesi ve ablası ile milyonları yönetiyor. Deyim yerindeyse kuzu kurtlara emanet. Bilirkişi raporunda kuzunun kurtlar tarafından çoktan yenilmeye başlandığı tespit ediyor.” Jet Fadıl lakaplı Fadıl Akgündüz tarafından 5 yıl önce yapımına başlanan Capris Gold mağdurları, Bayrampaşa’daki devre mülk projesine para yatırdıkları için mağdur. Hukuki mücadele başlatan mağdurlar, “tapum var, mülküm yok” diyerek defalarca eylem düzenledi. MAĞDUR AVUKATI PAPAKÇI: Korktuğumuz oldu Ceza soruşturmasının başladı de raporunda şirketin içinin boşalğı zamandan bu yana şirketin tıldığını tespit ediyor. Kısacası di ve sorumluların mal varlığına el ko lekçelerimizde, duruşmalarda ay nulmasını talep ettiklerini anlatan rıntılı olarak açıkladığımız tüm kor Papakçı, sonrasındaki süreci ise kularımız şu anda gerçekleşiyor. şöyle anlattı: “Ayrıca sorumluların Biz alacak davalarında dosyaya su tutuklanarak şirketin içini boşalt nulan bilirkişi raporlarını ceza dos malarına da engel olunması gereki yasına sunup tekrar tedbir ve tu yor. Ancak mahkemece başta tu tuklama kararı verilmesini talep tuklanan sanıklar Memet Fadıl Ak edeceğiz. Ceza dosyasında bekle gündüz ve şirket müdürü olan ye nen ek bilirkişi raporu ceza dosya ğeni tahliye edildi. Şu anda dosya sına girdikten sonra, mahkemenin da bir tutuklu yok. Ceza dava yatırımcıları koruyacak tedbir sı maalesef ağır ve sorunlu leri alacağını umuyoruz. An ilerliyor. Mart 2017’de ek bi cak bu aşamada ne ka lirkişi raporu alınmasına ka dar mal varlığı kalacağını rar verilmesine rağmen, an kestirmemiz zor. Son ku cak kasım ayında dosya bi ruşuna kadar şirketin içi lirkişiye verilebildi. Duruş ni boşaltacağını düşünü ma da şubat ayına bırakıldı. yoruz. Adalete güveni sar Bu süre içinde bilirkişinin ra san bu yanlış uygulamanın porunu sunup sunama düzeltilme yacağı da be sini, şir lirsiz. Mahke ket mal menin verdiği larına el tahliye kara konul rı nedeniyle masını şu anda şir ve sorum ketten mal luların tu kaçırılma tuklan sına hiç malarını bir engel yok. Fadıl Akgündüz umuyoruz.” Bilirkişi İTAKSİ’DE YENİ KIYAK 7 Aralık’ta ‘itaksi’nin detaylarını İBB Başkanı Mevlüt Uysal anlatmıştı. ‘AKP’li şirkete para akıtacaklar’ İstanbul’daki taksilere dayatılan elektronik sistem ‘itaksi’nin bir güvenlik değil rant projesi olduğunu söyleyen CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Twitter hesabından önemli iddialarda bulundu: ‘Rant tekeri kurdular’ “İstanbul Büyükşehir Belediyesi tüm itirazlara rağmen, mahkeme sonucunu bile beklemeden itaksi projesini devreye soktu. Çünkü bir an önce ranta kavuşmak istiyorlar. İBB, itaksi adlı rant projesi üzerinden, yılda 200 milyon TL toplayacak. Ve bu paranın yüzde 10’u, AKP eski genel başkan yardımcısının oğlunun şirketine aktarılacak. Taksiciler, Çin’den alınan 750 TL’lik cihaza uygulanan yazılım için AKP’li Hüseyin Tanrıverdi’nin oğlunun şirketine her gün cirolarının yüzde beşini ödeyecek. Kısacası, taksilerin tekeri AKP’liler için dönecek! Biz bu rant anlayışına itiraz ederken, AKP’li belediye, bir genelge daha düzenledi. “I” maddesi olarak ünlenen düzenlemeye göre, yüzde 5’lik komisyonda sınır daha da yükseltildi. Bu, bir yazılım için, taksicilerin Tam Yazılım adlı AKP’lilerin şirketine ömür boyu para vermesi anlamına geliyor....” l Haber Merkezi AVM’lerde otopark İBB’nin ve Danıştay’ın “AVM otoparkları 03 saat ücretsiz olacak” yönündeki kararı, AVM’ler tarafından uygulanmıyor. Çünkü soygunukesilen cezalar, kazançtan düşük! MİYASE İLKNUR İstanbul’da Galleria ile başlayan ve sayıları 2016 sonu itibarıyla 120’yi bulan AVM’lerin otoparklarında haksız kazanç sağlanıyor. Yargı kararına rağmen müşterilerinden park ücreti alan AVM’ler, yönetmeliğe göre ortak alan olan otoparklardan sağladıkları geliri, kiracılarının giderlerinden düşmeyip kendi kazanç hanesine aktarıyor. İBB ise hem UKOME Başkanlığı’nın hem de yargının kararına uymayan AVM’lerin bu haksız vurgununa seyirci kalıyor. Üstelik İstanbul’daki 120 AVM’den sadece üç tanesinin kapalı otopark ruhsatı var! Bunlar Akmerkez, Profilo ve AVM statüsünde değerlendirilen Perpa. 8 yıldır sürüyor AVM’lerin otoparklarında park ücretinin belirlenmesi konusunda İBB UKOME’nin (Ulaşım Koordinasyon Merkezi) 29 Ocak 2007 tarihli kararı gereğince AVM’lerde 03 saat arası otoparkın ücretsiz olacak, 3 saat üzeri park işlemleri için de İBB Tarife Komisyonu’nca belirlenen tarifeye göre ücret alınacaktı. İBB’nin almış olduğu bu karara itiraz eden bazı alışveriş merkezlerinin idare mahkemesinde açtığı dava kabul edilmiş, ancak arkasından İBB bu kararı Danıştay’a taşımıştı. Danıştay 8.Dairesi 23.11.2009 Haksız kazançta her AVM’nin tarifesi farklı! tarihli temyiz kararında İBB’nin almış olduğu “AVM otoparkları ilk üç saat ücretsiz olacak” kararının hukuka uygun olduğuna hükmetmişti. Ancak Danıştay’ın 2009 yılında almış olduğu bu karara karşın aradan geçen 8 yıl boyunca AVM’ler otoparklarında ilk üç saatlik park karşılığında ücret almayı sürdürdü. İBB birimi: Zorunlu değil İBB’nin, yargı kararına uymayıp ilk üç saatlik otopark kullanımından ücret alınması karşılığında tek yaptırımı ise para cezası uygulamak. Uygulanan para cezası ise bir AVM’nin otopark gelirlerinin ancak bir ila üç günlük cirosuna eşdeğer olduğundan caydırıcı olamıyor. Cezayı ödemeyi göze alarak müşterilerinden yine otopark ücreti almayı sürdürüyorlar. CHP İstanbul Büyükşehir Meclis Üyesi Erdal Tüfekçi, AVM’lerin otoparklarını dolaşarak ilk üç saate ne kadar ücret aldıklarını karşılaştırdı. Bir AVM’nin aldığı ücrete itiraz için İBB Beyaz Masa’ya şikâyet dilekçesi verdi. Tüfekçi’nin dilekçesine İBB Tüketici Hakları Zabıta Amirliği “Bahsi geçen alışveriş merkezi otoparkının İBB’den kapalı otopark ruhsatı almış olduğundan ve ruhsatlı olarak ticari faaliyet gösterdiğinden dolayı UKOME kararına (o3 saat ücretsiz olma) uyma zorunluluğu bulunmamaktadır” şeklinde yanıt verdi ve ilgili Danıştay kararıyla çelişti. Tarife komisyonu 10 yıldan beri bu yönde toplanıp bir karar almış değil. Konuyu daha önce İBB Meclisi’nde dile getirdiğini anımsatan Tüfekçi, “AVM otoparkları emsal harici imar verilen ve müstakil tapusu olmayan alanlar olup, bağımsız bölüm niteliğinde olmayan AVM’lere hizmet edecek ortak alanlardır. Ticarethane olarak işletilmesi, doğu olmadığı gibi yasal da değildir” dedi. haber TASARIM: EMİNE BİLGET İki büyük boşluk: İslam dünyasının kurtuluşu mümkün mü? Zor bir konu ve başlık. Dün bir giriş yaptım, ama konuyu daha kapsamlı ele almaya karar verdim, çünkü bizim de geleceğimizle yakından ilgili. Konu güncel. Mesele Kudüs değil. Çok daha derin. İslam ülkelerinin perişanlığı ve parçalanmışlığı. Kudüs ve İslam üzerinde “Batı egemenliği oyunu” ise sadece sonuç. Bunun tarihsel nedenleri üzerinde durmayacağım. Sadece tarihsel “iki büyük boşluk”tan bahsedeceğim. Bu boşluklar, yabana atılır gibi değil. Bugünkü İslam manzarasını yarattılar. İslam dünyasının bilimde, sanatta, düşüncede muazzam bir altın çağı var, Avrupa’da olmayan: Bu dönem Abbasilere denk düşer, 7501258 arası. İlk tarih Arap milliyetçiliği devleti Emevilerin yıkılışı (Sünni Şii ayrımı vb) ve yerine Abbasilerin kuruluşu. İkinci tarih ise Moğolların talanıyla Abbasilerin yıkılışı. Ve İslamın bugüne kadar uzanan karanlık döneminin başlaması... 500 yıllık altın çağ Yani ortalama 500 yıl Abbasiler ve İslamın Altın çağı yaşandı.. Dahası buna İslam dünyasının veya Doğu’nun Rönesansı da denir... Özellikle Harun Reşit ve oğlu Memun dönemi. Ve Mutezile... Bağdat, bir bilim ve kültür merkezine dönüştü. “Bilgelik Evi” kuruldu, yani bir tür Akademi! Gözlemevleri, kütüphaneler, güzel sanatlar... Astronomi, matematik, tıp, botanik... Coğrafya... Latince ve Yunancadan yapıtlar, Anadolu ve Ege uygarlığının, İran, Hint bilimlerinin yapı taşları Süryaniceye, oradan Arapçaya çevrildi. Abbasiler ve Bağdat, yabancı yetenek ve yetkinliklerin çekim merkezi oldu. Akıl ve mantık yoluyla sorunları çözme öne çıktı (Mutezile mezhebi). Bazıları dünya çapında ünlü olmak üzere: Kendi’ler.. Cabir bin Hayyan.. El Harezmi.. Sabit bin Kurra.. Fergani.. İbni Heysem.. Biruni.. İbni Sina.. İbni Rüşd.. Cezeri.. İbni Baytar.. El Kazvini.. İbni Nefis.. İbni Haldun.. Ali Kuşçu vb.. Batı bilim tarihçileri, İslam bilginlerinin uygarlığa katkılarını çok överler. İslamın karanlık çağına girmesinden hemen sonra, Avrupa Rönesansı 13. 14. yüzyıllarda başladı. Arapçadan önemli ölçüde çeviriler yaparak bilimi devraldılar ve geliştirdiler. Bugünkü Avrupa çağdaşlığının ve uygarlığının temelleri Avrupa Rönesansı ile atıldı ve dünya üzerindeki egemen uygarlık haline geldi. İki büyük boşluk Gelelim olayın bamteline. Birinci boşluk: 1300’lerde İslam Rönesansı geliştirilemedi ve dünyada kalıcı ve sürdürülebilir bir etkin egemen uygarlık yaratılamadı. Demek ki 1300’lerden bugüne bir çizgi çekin, hadi 1400’lerden bugüne diyelim: 700 yıl.. İkinci boşluk: Anadolu’da büyüyen ve dünya imparatorluğuna dönüşen Osmanlı da bilimle, teknolojiyle, sanatla, felsefeyle ilişki kurmadı. İslamın altın çağında yetişen bilginlerden, astronomlardan, felsefecilerden, matematikçilerden, güzel sanatçılardan, botanikçilerden, mekanikçilerden bir tane bile Osmanlı’da yetişmedi... Demek ki bu ikinci boşluk, Osmanlı’yı da 1400’lerden başlatırsak (isteyen 1453’e temel alır) yaklaşık 600 yıl sürdü. (Biz Cumhuriyetle birlikte boşluktan kopma girişiminde bulunduk.) İslam bilim ve sanatta hatta ekonomide karanlık çağına girerken, Avrupa ise bu iki büyük İslami boşluk döneminde Rönesansı, Sanayi Devrimi’ni, düşünce devrimlerini, güzel sanatlar ve bilimteknoloji devrimlerini birbiri ardına gerçekleştiriyordu. Coğrafi keşifler, sömürgeler, buluşlar ve buluşlar.. Matbaadan başlayın mesela... Size bir şey söyleyeceğim: Avrupa’da, Hıristiyan dünya içinde birbiriyle boğazlaşan kimse var mı? Hayır, çünkü... Yeni devrimlerin, buluşların süreci içinde, demokrasi, hukuk, insan hak ve özgürlükleri temelinde bir uzlaşı ve refah yarışındalar. Peki, İslam dünyası? Birbirini boğazlayanlar dünyası. Hiçbir devrimini başaramamış, siyasal iktidar dininin sarmalında çengele takılmış toplumlar.. demokrasi, hukuk, insan hak ve özgürlükleri hak getire... Ve Batı ekonomisinin sömürüsü altında, askeri ve siyasi güdümünde.. Buradan bir sonuç çıkartacağım, yarın... C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear