26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 25 Ekim 2017 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK BODRUM BİR KEZ DAHA SALLANDI Bodrum’da dün 12.36’da 4.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Merkez üssü Yalı Mahallesi olan deprem yerin 5.7 km derinliğinde meydana geldi. Ölüm üçgeni: 220 /9 0 260/16 0 240 /1 0 0 180/1 1 0 200/9 0 220 /5 0 170/3 0 160/8 0 230/1 1 0 260/1 1 0 170/1 0 0 200/1 1 0 130/1 0 0 250/1 9 0 180/1 2 0 00/ 2 0 220/1 1 0 270/8 0 170/1 4 0 230/1 0 0 200/1 0 0 160/1 2 0 TARİHTE BUGÜN 1894: Ünlü halk ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu’nun doğum günü. 1960: Küba, tüm Amerikan işyerlerini devletleştirdi. 1984: Hepatit virüsü bulundu. İşsizlik yoksulluk, çaresizlik DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 8 işçinin öldüğü Şırnak’taki madeni inceledi: DİSK, KESK, TMMOB ve TTB temsilcilerinden oluşan heyet, 8 işçinin yaşa mını yitirdiği Şırnak’taki asfaltit ocağında inceleme yaptı. İncele me sonrasında rapor hazırlayan heyette yer alan DİSK Ankara Bölge Temsilcisi ve DevMaden Sen Genel Başkanı Tayfun Gör gün, izlenimlerini aktardı. Görgün’ün izlenimleri şöyle: l Asfaltit ocakla rında kömür diki MUSTAFA ÇAKIR ne doğru iner. Yatay değildir. Derinlere iner. Bu oca ğın normalde “ka palı sistemle” işletilmesi gerekir. Ancak açık olarak işletilmiş. Yü zey madenciliği yapılmış. Bunun için de aşağıya inerken, terasla ma denilen şevlerin olması la zım. Ancak bu bile yapılmamış. l Aslında madenlerin hepsi kamunun malı. Bu bölge önceden kamudayken, 1998 yılında özel sektöre devredilmiş. Havzada birçok özel firma var. Bu maden de uzun süre kapalı kalmış. Ma den kaçak deniliyor ancak nisan ayında ihalesi yapıldığı bilgisi de var. İhaleyi bir firma almış. l Bu ocakta iş cinayeti olma sı değil, olmaması mucize. Kö mürün cinsi, ocağın yapısı dik kate alındığında göçük olaca ğı çok belli. Çünkü iş güvenliği diye bir şey yok. Havzada özel sektöre devredildiği 1998 yı lından sonra 150’nin üzerinde ölüm meydana gelmiş. l Bölgede yoksulluk ve işsiz lik Türkiye ortalamasının çok çok üzerinde. Yoksulluk, çaresiz lik kıskacındaki insanlar çok kö tü koşullarda çalışıyor. Sigorta yok l Havzada çalışanların büyük bir bölümü köylüler. Firma burayı alıyor, taşerona veriyor. Taşe ron da oradaki köylüler. Arkadaşını, akrabasını getirip çalıştırı yor. Teknoloji yok, deneyim yok! l İşçiler kaçak çalışıyor. Sigor ta yok. Kamu görevlileri de baskılar nedeniyle görevini yapamı yor. l ANKARA 4 kişi yaralandı Hastane acili önünde çatışma Üsküdar Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi acili önünde iki grup arasında çıkan silahlı çatışmada 4 kişi yaralandı. Dr. Siyami Ersek Hastanesi Acil Servisi önünde dün akşam saat 18.00 sıralarında iddiaya göre, beyaz bir otomobil ile hastane girişine gelen kişiler, bahçede bekleyen bir grup hasta yakınına pompalı tüfekler ile ateş açtı. Hasta yakınları ise yanlarında bulunan tüfek ile karşılık verdi. Çıkan çatışmada hasta yakını Erol Can Yelküren, Emrah Şişman ve hastane personeli Adem İmaj hafif yaralandı. Yaralılar çevredekiler tarafından hastane aciline götürüldü. Burada müdahale edilen yaralıların durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Otomobil ile gelen grup içerisinden yaralanan diğer kişi ise, arkadaşları tarafından otomobile bindirilerek götürüldü. Silahlı çatışmanın yaşandığı iki grup arasında husumet olduğu öğrenildi. Olay yerine özel harekât ve çevik kuvvet polisleri sevk edildi. Ekipler hastane çevresinde güvenlik önlemi aldı. Olay yeri inceleme ekipleri ise hastane önünde çalışma yaptı. l DHA KAZA OLMAMASI MUCİZE, İŞ GÜVENLİĞİ SIFIR Cam işçilerinin Ya Eskişehirdirenişi sona erdi ya tazminat Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde, fırın kapatma gerekçesiyle işten çıkarıldıktan sonra İstanbul’a yürüyüşe geçen, valilik yasağının ardından bir akaryakıt istasyonunda beklemeye başlayan ve eylemlerini önceki gün sona erdiren 90 cam işçisine, Eskişehir fabrikasında çalışma veya tüm alacakları ödenerek işten ayrılmaları teklifi götürüldü. İşçiler Lüleburgaz Kristalİş Sendikası önünde basın toplantısı düzenledi. İşçiler adına konu şan Aydın Şahin, mücadelelerinin bir kazanımla sona erdiğini ve isteyen işçilerin Eskişehir fabrikasında yeniden çalışmaya başlayacağını söyledi. Şahin, “Bugün (dün) itibarıyla 90 cam işçisinin işe iadesinin yolu kesin olarak açılmıştır. Cam işçisinin iş, aş, adalet yürüyüşü kararlılıkla sürdürülmüş ve başarı elde edilmiştir. Kazanılan bu zafer tüm cam işçilerinin ve en sonunda tüm işçi sınıfının zaferidir. 90 Trakyalı cam işçisinin mücadelesinde sendika yöne ticilerinin isteksiz tutumuna rağmen, Trakya’da çalışan diğer arkadaşlarımızın ve Lüleburgaz halkının büyük payı olmuştur” dedi. İşten çıkarılan 90 işçi, aileleriyle görüştükten sonra ya Eskişehir fabrikasında çalışmayı kabul edecek ya da tüm haklarıyla tazminatlarını alarak işten ayrılacak. Her ikisini de kabul etmeyen işçiler ise ‘işe dönüş’ davası açacak. İşçilerin kararlarını, 23 gün içinde yöneticilere bildirecekleri belirtildi. l DHA Ypuarrtktkaaşzaığı Çok çalış az kazan MUSTAFA ÇAKIR OECDülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’deki bir çalışan çok çalışıyor ancak daha az kazanıyor. Türkiye, 35 OECD ülkesi arasında en uzun çalışma süresine sahip 11. ülke iken, saat başına elde edilen gelirde Meksika, Şili, Yunanistan ve Letonya’nın ardından en düşük 5. ülke konumunda. Araştırmaya göre, Türkiye’de bir kişinin çalıştığı her bir saat için üretilen toplam milli gelirden aldığı pay satın alma gücü paritesi ile eşitlendiğinde 13.54 dolar iken Lüksemburg’daki çalışan milli gelirden her saat için 68.35; Norveç’teki 41.69; İsviçre’deki 40.09 dolar pay alıyor. Araştırmaya göre Türkiye’de 13.54 dolar olan 1 saatlik çalışmanın karşılığı 23.86 dolar olan OECD ortalamasının çok altında kalıyor. Başka bir ifade ile OECD ülkelerinde çalışanlar Türkiye’ye göre ortalama 1.76 kat daha fazla kazanıyor. Aradaki bu fark, Finlandiya ile kıyaslandığında 1.94; Fransa ile 2.08; ABD ile 2.39; Hollanda ve Almanya ile 2.65; Lüksemburg’la kıyaslandığında ise 5 kata kadar ulaşıyor. Türkiye’de çalışan bir kişi Lüksemburg’daki bir çalışandan 5 kat fazla çalışırsa ancak onun kadar gelir elde edebiliyor. Türkiye KamuSen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye’deki çalışma hayatının içler acısı halinin bu araştırmayla bir kez daha gözler önüne serildiğini belirtti. Koncuk, “Araştırmaya dahil edilen 35 OECD ülkesi içinde en uzun çalışma süresine sahip 11. ülke iken, bu kadar uzun çalışıp en az gelir elde eden 5. ülke konumunda olmamız içinde bulunduğumuz açmazı özetlemektedir” dedi. l ANKARA Eminönü Alibeyköy Tramvay hattı projesi kapsamında, Haliç sahilini genişletmek için başlatılan denize kazık çakma çalışmaları Balat ve Eyüp sahilinde devam ediyor. Projeyle ilgili oluşturulan şantiye alanları için Haliç sahilinde bulunan parkların bir bölümü halkın kullanımına kapatıldı. Günde 114 bin yolcu taşınması planlanan 10 kilometrelik hattın 2019 yılında bitirilmesi bekleniyor. Tramvay hattı projesi için Eyüp Sultan Camii önü ve Alibeyköy istikametinde onlarca kazık çakıldı. Çalışmalar şu anda Balat sahilinde bulunan Sveti Stefan Bulgar Kilisesi önünde önünde sürüyor. 2019 yılında bitirilmesi planlanan yeni tramvay hattı Eminönü otobüs durakları ala nından başlayarak Küçükpazar, Cibali, Fener, Balat, Ayvansaray, Feshane, EyüpTeleferik, Eyüp Devlet Hastanesi, Silahtarağa İstasyonu ile Sakarya Mahallesi İstasyonuna Haliç kıyısından geçerek, Alibeyköy Merkez, Alibeyköy Metro İstasyonu ile devam edip Alibeyköy Cep Otogarı İstasyonu’nda son bulacak. l İSTANBUL/Cumhuriyet haber 3 Gökçek’in gidişi Çocukluğum ve ilk gençliğimde Ankara Belediyesi SHP yönetimindeydi. 1994 yerel seçimlerinde sosyal demokrat partilerin akıl almaz bir aymazlık göstererek ayrı adaylar çıkartmasıyla Melih Gökçek kıl payı belediye başkanı oldu. Çöplerden çıkan oy pusulalarının damgasını vurduğu bir hayli şaibeli bir seçimdi. 1999’daki yerel seçimlerde Gökçek’in gitmesine garanti gözüyle bakılıyordu. Ancak sosyal demokrat partilerimiz yine aynı saçmalığı yaparak seçimlere farklı adaylarla girdi ve Ankara’yı Melih Gökçek’e bir daha hediye etti. Sonrasında AKP’nin iktidara gelmesiyle beraber Gökçek, Ankara üzerindeki hâkimiyetini pekiştirdi. Unutulmamalı ki Melih Gökçek Ankara Belediye başkanlığını kazanmamış, dönemin merkez sol partileri toplam oyları yüzde 40’ları aşarken belediye başkanlığını kaybetmeyi becermiştir. Şayet Ankara, 23 sene boyunca belediyecilikten zerre anlamayan, şehirciliğe özel bir nefreti varmış gibi kenti tahrip eden, onlu yaşlarının başında hormon dengesi henüz oturmamış bir ergenin yanında olgun kalacağı bu adamın yönetiminde kaldıysa hata kendi içlerindeki anlamsız kavgalarla yerel yönetimleri kaybeden sosyal demokrat partilerdedir. Normal şartlar altında Melih Gökçek’in belediye başkanlığından ayrılması şenliklerle kutlanacak bir hadisedir. Ancak normal şartlar altında yaşamıyoruz ve siyasetin bütün kötü özelliklerini bünyesinde toplamış bu şahsın artık Ankara Belediyesi’ni yönetmeyecek olmasına sevinemiyoruz. İstanbul’dan sonra Bursa ve Ankara belediye başkanlarının istifaları memleketimizde her şeyin tek bir kişinin denetiminde olduğunu bir daha gösterdi. Bugün Sayın Erdoğan haricinde hiçbir siyasetçinin yarını belirli değildir. Melih Gökçek gibi şahsi dükalığını kurmuş birini gönderebilen bir gücün karşısında hiçbir milletvekili, bakan ya da belediye başkanı duramaz. Aynı durum iktidarı destekleyen medya için de geçerlidir. Reisin bir sözüyle anlı şanlı köşe yazarları ya da yorumcular tarihten silinebilir. İktidar bloku siyasetçisiyle, yorumcusuyla iradesiz bir kalabalıktan ibarettir. Reisin değneğini kaldırmasıyla hizaya girecek bir koyun sürüsünden farkları kalmamıştır. Dolayısıyla Sayın Erdoğan haricinde hiçbir AKP’li siyasetçinin sözünün kamuoyunda bir kıymeti bulunmamakta. İki gün sonra görevden alınıp alınmayacağı belirsiz, hiçbir ağırlığı bulunmayan, kendi iradesi olmayan bu kişiler siyasi kariyerlerini Erdoğan maskesi yüzlerine uyduğu müddetçe sürdürecek birer aparattan ötesi değildir. Ne diyelim. Bu kendi eserleri. Bütün çabalarından geriye devasa bir saray ve silik şahsiyetleri kaldı. Hayrını görsünler. SMA hastası Bünyamin bebek destek bekliyor Tekirdağ Kapaklı’da doğuştan SMA hastası 18 aylık Bünyamin Harkir, ailesinin yoğun bakım ünitesine çevirdiği evlerinin bir odasında cihazlara bağlı yaşama tutunmaya çalışıyor. Anne Sevgül Harkir, 175 bin dolar olan ilacı alamadıklarını belirterek, “Özellikle elektrikler gittiği zaman elim ayağım titriyor ve hemen ambulansı arayarak yardım istiyorum. Makine devre dışı kaldığı zaman da Bünyamin nefes alamıyor” dedi. Sevgül Harkir, “Eşim inşaatta çalışıyor ve kazandığı para ev giderlerine bile yetmiyor. Allah rızası için yardımcı olsunlar” dedi. l DHA Sıvacı beşinci kattan düştü Tekirdağ Çorlu’da, çalıştığı inşaatın 5’inci katından düşen sıva ustası Engin Afşar, yaşamını yitirdi. Şeyhsinan Mahallesi’ndeki inşaatta sıvacı olarak çalışan Afşar, binanın 5’inci katında bulunan makineyle yukarıya yük çektiği sırada makinenin yerinden çıkması sonucu aşağıya düştü. Hastaneye kaldırılan Afşar, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. l DHA Define kazısında göçük: 2 ölü Antalya Elmalı’da önceki gece kazdıkları kuyuda meydana gelen göçük nedeniyle toprak altında kalan inşaat ustası 47 yaşındaki Şaban Şener ile emekli 61 yaşındaki Eşref Nalbant yaşamlarını yitirdi. Göçük altında kalmaktan son anda kurtulan Ganim Nalbant’ın, kuyuda define aradıklarını söylediği iddia edildi. Kazı yapılan bahçenin bulunduğu evin sahibi Y.Y. ise jandarma tarafından gözaltına alındı. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear