24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA En genç kadın başbakan Yeni Zellanda’da 23 Eylül’deki seçimlerin ardından İşçi Partisi ve Önce Yeni Zellanda Partisi koalisyon hükümeti için uzlaştı. Hükümeti kurma görevini ise İşçi Partisi’nin kadın lideri Jacinda Ardern kazandı. 37 yaşındaki Ardern, 1856’dan beri ülkeyi yönetecek en genç siyasi lider olmasının yanı sıra dünya tarihinde en genç başbakan olan kadın siyasetçi unvanını da almış oldu. Ardern Dışişlerinde ilk kadın bakan Norveç Başbakanı Erna Solberg, kabinede deği şikliğe gitti. Savunma Bakanı Ine Eriksen Soreide yeni Dışişleri Bakanı olurken onun yerine Borge Brende atandı. Soreide, ülke tarihinde Dışiş leri Bakanlığı görevine getirilen ilk kadın oldu. Merkez sağ eğilimli Li beral Parti’den kadın Başbakan Solberg’in kabinesinde AB ile İlişkiler ve Maliye Bakanlığı koltuğunda da kadın siyasetçiler yer alıyor. Cumartesi 21 Ekim 2017 Erbil’e dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: MERİÇ ŞENYÜZ TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ sınır çiziliyor nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 Haşdi Şabi’li Irak merkezi ordusu IKBY başkentine 50 km. uzaklıktaki, Kerkük’te peşmergenin elinde kalan son bölge Türkmen nüfuslu Altınköprü’ye girdi. Bağdat yönetiminin Haşdi Şabi’ye Kerkük il sınırını geçmeme talimatı verdiği belirtiliyor Irak hükümet güçlerinin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) yayıldığı Kerkük dahil sta tı. Ancak peşmerge Irak güçlerinin ilerlemesini durdurmak için Erbil’e uzanan köprülere patlayıcı döşedi. tüsü tartışmalı bölgeleri geri alma operasyonunda son halka, IKBY başkenti Erbil ile Kerkük arasında bulunan Türkmen nüfuslu Altınköprü (Kürtçe Pırde) kasabası oldu. Hükümet güçleri ile peşmerge arasında çıkan ağır silahlı çatışmalar sonucunda Iraklı yetkililere göre kontrol altına alınan Altınköprü’ye Irak bayrağı çekildi, peşmergeye göre ise hükümet güçleri geri püskürtüldü. ‘Ağır silahlar kullanıldı’ Süleymani rest çekmiş: Dağlara kaçarsınız Bir Haşdi Şabi yetkilisi de “Pırde saldırısıyla hedef, Kerkük il sınırlarını almaktı. Başbakan Haydar İbadi, Kerkük il sınırlarını geçmememiz talimatı verdi” dedi. Iraklı Şiilerinin dini lideri Ayetullah Ali Sistani, Bağdat’tan Kürtleri korumasını istedi. Haşdi Şabi, 2014’te Sistani’nin “IŞİD’e karşı cihat” çağrısı üzerine kurulmuştu. Kerkük vilayetinde peşmergenin elinde kalan son yer olan Altınköprü’nün merkezine ordu, federal polis, terörle mücadele kuvvetleri ve Şii milis gücü Haşdi Şabi’nin girdiğini, belediye binasına Irak bayrağını çektiğini duyuran Iraklı yetkililer, peşmergenin makineli tüfek, top ve RPG’lerle direniş göstermenin ardından çekildiğini belirtti. Peşmerge Genel Komutanlığı ise iki saatlik çatışmanın ardından Irak güçlerini püskürttü Talabani ailesinin yönettiği KYB’den bir milletvekili, Reuters’e şunları söyledi: “Irak harekâtından bir gün önce Süleymaniye’ye gidip KYB liderliğiyle görüşen İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, ‘Kerkük’ten çekilin yoksa büyük taarruza uğrayacaksınız’ uyarısı yaptı. Süleymani ‘Tüm bölgesel güçler ve Batı, İbadi’nin arkasında. Sizi dağlarınıza geri döndürmeye karar verirse hiçbir güç onu durduramaz’ dedi.” ğünü ileri sürdü. “Haşdi Şabi, ABD’nin Irak ordusuna verdiği silahlar ve İran topçu desteğiyle peşmergeye saldırdı. 10’dan fazla Hummer ve Abrams tankı imha edilmiştir” iddiasında bulunulan açıklamada “Görünen o ki, Irak hükümetinin Kerkük il sınırlarının sonuna kadar gelmesi amaçlanıyor” denildi. Çatışmalarda Kürt komutan Gazi Dolemri de öldü. Irak güçlerinin 15 Ekim pazar gecesi başlayan yıldırım harekâtı karşısında peşmerge savaşmadan çekildiğinden sadece pazartesi çatışma yaşan Rusya’dan enerji hamlesi IKBY ile birbiri ardına anlaşma yapan Rus devletinin petrol devi Rosneft, bu kez IKBY’nin en büyük boru hattını devralıp 1.8 milyar dolar yatırım yapma anlaşmasına vardı. Böylece günlük üretimin üçte bir oranında artarak 950 bin varile çıkması bekleniyor. IKBY’deki en büyük yabancı yatırımcı konumuna gelen Rosneft, projedeki payının yüzde 60 olacağını açıkladı. mış, önceki gece de Hanekin’de Kürt protestoculara ateş açıl mıştı. Küçük Zap Suyu üzerindeki Altınköprü, Kerkük’ten Erbil’e gi den yoldaki son nokta ve Erbil’e sadece 50 km. mesafede. O yüzden IKBY’de Irak güçlerinin sınırdan içeri yürüyebileceği endişe si doğarken Erbil Valiliği “Bize yönelik tehdit yok” açıklaması yap Kerkük’te peşmerge ile merkezi ordu arasında çatışmalar yaşandı. Rakka’da kontrolü IŞİD’den alan YPG’nin ana bileşenini oluşturduğu SDG kentte kutlamalarını sürdürüyor. ABD basınında yer alan kimi yorumda YPG’nin Öcalan posterleriyle gösteri düzenlemesinin hem Şam hem de Ankara’yı öfkelendirdiğine işaret edildi. IŞİD sonrası için tartışma hızlandı ABD’nin desteklediği, Ankara’nın terör örgütü kabul ettiği YPG’nin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından IŞİD’den kurtarılan Rakka’nın geleceği tartışılıyor. PYD/ YPG’nin kontrolündeki bölgelerde tek taraflı olarak Demokratik Kuzey Suriye Federasyonu ilan edilmişken SDG, Rakka için de “federasyon” dedi. Rakka’yı almasından üç gün sonra stadyumda tören düzenleyerek resmen zafer ilan eden SDG, Arap nüfuslu kentin idaresinin sivillere devredileceğini ve ABD ile SDG’nin gözetiminde polis teşkilatı kurulacağını açıkladı. “Rakka’nın geleceğine, ademi merkeziyetçi, federal demokratik bir Suriye çerçevesinde, halkın kendini yöneteceği şekilde, halkı tarafından karar verileceğini teyit ediyoruz” açıklaması yapan SDG, “Vilayetin sınırlarını tüm dış tehditlere karşı korumaya yemin ediyoruz” diye ekledi. Sözcü Talal Silo, idarenin kendi kurdukları Rakka Sivil Meclisi’ne devredileceğini, yüzde 80’i yıkık Rakka’ya IŞİD’in bıraktığı bubi tuzaklarının temizlenmesinin ardından sivillerin dönebileceğini söyledi. ‘Kürtler bölebilir’ Suriye Ulusal Uzlaşı Bakanı Ali Haydar ise “Rakka’nın geleceği sadece Suriye devletinin nihai siyasi yapısıyla ilgili müzakerelerin parçası olarak ele alınabilir” dedi. Devlet Başkanı Beşar Esad, tüm toprakları geri alma vurgusuyla federal sistemi reddediyor. ABD’nin Wall Street Journal gazetesi manşetten “geçmişte IŞİD’in korkunç infazlarına sahne olan Rakka’nın meydanına şimdi terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın dev posterinin asıldığına” dikkat çekti. YPG’nin Öcalan posterleriyle gösteri düzenlemesinin hem Esad hem Ankara’yı öfkelendirdiğini, İran’ın da memnun kalmayacağını yazan gazete, Kürt milliyetçiliğinin yükselmesinin Suriye’nin parçalanmasıyla sonuçlanabileceği uyarısı yaptı. Rus kanalı Sputnik’e konuşan Rakka Vilayet Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hicazi “Bu vilayetin çocukları olan bizler, Rakka’nın bir işgalci gruptan meydanda Öcalan posteri açan diğer işgalci gruba geçtiğini düşünüyoruz. ABD’ni arzusu kenti Kürtlerin ayrılıkçı projesine dahil etmek” dedi. ABD posteri kınadı Önceki günkü basın toplantısında Rakka’da Öcalan posterleriyle ilgili soruyu “SDG ile çalışıyoruz” diye geçiştiren Pentagon dün “Kınıyoruz” dedi. Pentagon Sözcüsü Binbaşı Adrian Rankine “ABD’nin terör örgütü listesindeki PKK’yi bölgede istikrarsızlaştırıcı bir aktör olarak görüyoruz. PKK lideri Öcalan’ın posterinin Rakka’nın kurtuluşunda açılmasını kınıyoruz. ABD, NATO müttefiki Türkiye’yi PKK’yle mücadelesinde desteklemeye devam etmektedir, Türkiye’nin verdiği kurbanların farkındadır” diye konuştu. Rankine, ABD öncülüğündeki Koalisyon Sözcüsü Albay Ryan Dillon’ın “Bölücü simge ve resimleri onaylamıyoruz, üstelik de IŞİD’i yenmeye odaklanmamız gereken bir dönemde” sözlerini de tekrarladı. GEÇMİŞE ATIFLI MESAJ CIA’dan Kim’e gözdağı ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Başkanı Mike Pompeo, Washington’da muhafazâkar eğilim li bir düşünce kuruluşu olan “Demok rasilerin Savunulması Derneği”nde yaptığı konuşmada Kuzey Kore’nin nükleer, füze denemeleri ve ABD’nin bu denemelere sert yanıtları ile yük selen tansiyonu ele aldı. Pompeo, Kuzey Kore’nin “birkaç ay” içinde ABD’yi nükleer silahla vurma kapa sitesine erişeceğini savundu. Pom peo, “Beş yıl öncesine göre şu an bu na daha ya kınlar. Ve on ları geriletecek küresel bir ça banın eksikli ğinde beş ay sonra bugüne Pompeo göre buna da ha yakın olma larını bekliyorum. Şimdi şuna odak lanmalıyız: Bu son adımı nasıl durdu ruruz?” dedi. Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’u “iktidarda kalmaya, her sa bah kendi yatağında uyanmaya odak lı, rasyonel biri” olarak nitelendiren Pompeo’nun, toplantıda kendisine yöneltilen “Kim, birden ölürse ne ola cağı” sorusuna verdiği yanıt dikkat çekti. “CIA’in geçmişini göz önün de bulundurursak bu konuda konuş mam” diyen Pompeo, “Bazıları bunun bir tesadüf olduğunu düşünebilir. ‘Bir kaza oldu, bilirsiniz.’ Bu verimli ol maz” ifadelerini kullandı. Üstü kapalı bir tehdit olarak algılanan CIA başka nının bu sözleri güvenlik konusunda uzmanların bulunduğu salonda gü lüşmelere yol açtı. Pyongyang hükü meti daha önce CIA’yı Güney Kore ile işbirliği yaparak Kim’i öldürmeye ça lışmakla suçlamıştı. Trump’Saevleefrylearndseınnskiuytaus‘epAtlBiaDnişhrmeaadl,kdkıeotrmkeuli’ Eski ABD başkanları Barack Obama ve George W. Bush, ülkedeki mevcut siyasi iklime yönelik sert eleştirilerde bulundu. Obama, ABD vatandaşlarını, “bölünme” ve “korku” politikalarını kabul etmemeye çağırdı. Bush ise kamusal yaşamdaki “zorbalığı” ve “önyargıları” eleştirdi. İki eski lider eleştiri ve uyarılarını ayrı ayrı yerlerde yaptıkları konuşmalarda yöneltirken ABD Başkanı Donald Trump’ı hedef almakla birlikte adını açıktan zikretmedi. Trump’ın başkanlık dönemiyle birlikte ABD siyaset gelenekleri baştan aşağı değişirken ilk kez iki eski ABD Başkanı, halefleri hakkında sert eleştirilerde bulundu. ABD siyasetinde, eski başkanlar, genelde siyasi arenanın dışında yer alarak, anılarını yazmak, sivil toplum faaliyetlerinde bulunmak, düşünce kuruluşları ya da şirketlere danışmanlık hizmeti vermek gibi uğraşları seçerdi. Ancak Bush ve Obama’nın önceki günkü çıkışlarının ardından BBC’nin Kuzey Amerika muhabiri Anthony Zurcher, bu geleneğin bugünkü siyasi atmosferde bir kenara konduğu yorumunda bulundu. New Jersey Eyaleti’ne bağlı Newark kentinde, Demokratlar’ın bir etkinli ğinde konuşan Obama, halkın dünyaya “Bölünme siyasetini reddediyoruz, korku siyasetini reddediyoruz” mesajı göndermesi gerektiğini belirterek devam etti: “Yüzyıllar önce birçok kez gördüğümüz, eski bölünme politikalarına artık sahip olamayız. Şu anda 21. yüzyıldayız, 19. yüzyılda değil.” Bush: Dar kafalılık Obama’dan birkaç saat önce New York’ta konuşan Bush’un ise şu sözleri dikkat çekti: “Dar kafalılık teşvik edildi. Siyasetimiz, komplo teorileri ve açıktan uydurmalara karşı savunmasız hale geldi. Demokrasiye yöne lik desteğin özel likle de gençler arasında, azal dığına dair ba Obama zı emareler var.” Bush, “Göçün Amerika’ya hep dina mizm getirdiğini unutup, milliyetçili ğin ırkçılığa doğru saptırıldığını gör mekteyiz” diye konuştu. ‘Irkçılara hayır’ eylemi Öte yandan, “beyaz ırkın üstünlüğüne” inanan ırkçıların yarın Florida’da düzenlemek istediği yürüyüş öncesinde önceki akşam protesto düzenlendi, “Evinize dönün Nazi ler” pankartı açıldı. Trump politikalarını eleştiren sloganlar atıldı. gŞiörçkmetelenrledreend estek Bush önceki gün New York’ta askeri akademide düzenlenen törene katıldı. Burada kendisine kılıç hediye edildi. Bu arada aralarında Facebook, Uber, Microsoft’un da yer aldığı yaklaşık 20 ABD şirketi, genç göçmenlere oturum izni verilmesi için Obama döneminde çıkarılan ve ‘Hayalperestler KararnamesiDACA’ olarak bilinen Başkanlık Kararnamesi’nin daha güçlü bir yasal statüye kavuşması için ABD Kongresi’ne bir tasarı hazırlığında olduklarını açıkladı. fganistan’da dün iki camiye canlı bomba Afgan Asaldırısı düzenlendi. Başkenti Kâbil’de bir Şii camisine giren canlı bomba, önce içeri camilerine dekilerin üzerine ateş açtı, ardından üzerindeki patlayıcıları infilak ettirdi. Daşti Barçi böl canlı bomba gesindeki İmam Zaman Camii’nde ilk belirle saldırıları melere göre aralarında kadın ve çocukların da olduğu en az 39 kişi yaşamını yitirdi, 45 kişi yaralandı. Ghor bölgesinde ise bir Sünni camisine giren canlı bomba, en az 33 can aldı, 10 kişiyi de yaraladı. Bu yıl Afganistan’da Şiilerin ibadethane ve törenlerini hedef alan saldırılarda en az 84 kişi öldü, 194 kişi yaralandı. Taliban’ın çaldığı ve patlayıcı yüklediği Humvee’lerle önceki gün düzenlediği saldırılarda ise 70’ten fazla asker ve polis ölmüştü. CHP ve Gökçek krizielih Gökçek ve genel geçer istifaya çağrılan “altı belediye Mbaşkanı” krizini, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “demokratik bulmuyorum” açıklamasına kadar, iç politikanın (içselleştirdiğimiz çıldırtıcı) “tevekkül kuralları” mucibince kenarından, kıyısından izliyordum. CHP genel başkanının “siyaseten doğruluktan ölen/politically correct” çıtkırıldım açıklamaları ardından ne var ki tam manasıyla yere yapıştım. “İnsanları istifaya zorlamayı doğru da, demokratik de, ahlaki de bulmuyorum” diyor Kılıçdaroğlu: “Biz milli irade, halkın iradesi; seçimle gelen, seçimle gitmeli diyoruz” diyerek ilave ediyor. Ana muhalefet liderinin bu sözleri kulağıma başka bir gezegenden ulaşan anlamsız vızıldamalar gibi geldi. Sanki Türkiye’de “demokrasi”, “siyasi ahlak” değerleri iflas etmemiş ve referans alınmaya hâlâ devam ediliyormuş da, şimdi birden başkanları sıkıştıran “istifa” talepleri ile o değerler aniden zedelenmiş, yaralanmış gibisine konuşuyor CHP genel başkanı. Kılıçdaroğlu’nu insanın, omuzlarından tutup “Bu soyut kavramları çoktan geçtik” diyerek sarsası; “Bu ülke, bırakın belediye başkanlarını, ‘tırak, şırak’ başbakanların dahi çoktan görevden alındığı bir diyar oldu. Bu lafları bir kalemde geçin de, 40 derece altında 2.5 milyon kişiyle ‘adalet’ uğruna yollara düşen lider olarak ‘somut’ ne yapacaksınız, onu söyleyin” diyesi geliyor. Spekülasyon nereden çıktı? Yazıya otururken Melih Gökçek’in CHP’ye geçebileceği yönünde bu arada akla ziyan söylentiler de tedavüle sokulmuştu. Umarım, duyulduğunda dahi insanın kulağını tırmalayan bu acayip spekülasyonlar, yalnızca siyasi zırva düzeyinde kalır. Günün birinde trafoya kaçan kediler marifetiyle “seçilmiş belediye başkanına sahip çıkmak” adına CHP’nin bir de tutup Melih Gökçek’e kapı araladığını görmeyiz…. İnsan çok kötü bir rüya gibi bunca saçmalık olmaz diyor ama neticede burası Türkiye. Olmaz olmaz… olmaz. Ana muhalefetin bir de böyle bir hamlesine tanık olursak, ancak harakiri yaparız. Ankara’nın başkanı istifa çanlarının çaldığı ay başına dek; “Erdoğan sade Türkiye’nin değil, ümmetin lideri” diyerek “sandığa” değil, damardan kayıtsız şartsız “reis”e sığınan bir isim olageldi. CHP’ye mi kalır bu profildeki birine şimdi şemsiye olmak? Gökçek’e bu saat itibarıyla söylenecek tek şey, “Kendin ettin, kendin buldun” demektir. Kibarca en fazla “yorumsuz/nocomment” sessizliği seçilebilir. Tehlikeli sorular “Adalet arayışını” kendisine düstur edinen ana muhalefet partisini bu öyküde doğrudan ilgilendiren tek konu, Gökçek ve Gökçek’le birlikte tepeden inme istifaya çağrılan belediye başkanları üzerinde “Demokles’in kılıcı” gibi sallandırılan tehditler olabilir. İşte bu sonuna dek ciddiye alınması gereken bir mesele. Bırakın “seçilmiş belediye başkanı” tekerlemelerini, herhangi bir sıradan yurttaşın böyle açık sekilde “Sonuçları ağır olur”, “Gereği yapılır” tehditlerine maruz kalması; kimsenin başını öte yana çevirebileceği bir şey değil. Ve olmamalı. Hele de “adalet” arayışında olan bir partinin hiç olmamalı. “Tehdit” silahı son dönemde öylesine “normalleşti” ki, gazetelerin çarşaf çarşaf birinci sayfasında yayımlanan “bedeli var” demeçlerini “Reis”e yöneltmeye cesaret eden gazetecilere bile artık “Yürek mi yedin?” kıvamında; “Çok tehlikeli sorular soruyorsun!” tepkisi veriliyor. Sayın Kılıçdaroğlu… “Seçimle gelen, seçimle gider” masalları ötesinde, Türkiye ortadaki beyanların dahi artık sorgulanamadığı bir gulag haline geldi. Tehlikeli sorular soranın, doğrudan dilinin kopartıldığı bir yer olmaya doğru gidiyoruz. “Milli irade”yi filan bırakın… Bundan böyle ağzı var dili yok yaratıklara mı dönüşeceğiz? Yoksa insanlığımızı koruyabilecek miyiz? Asıl soru bu. Bundan haber verin. Törenle casus merkezi açıldı Rusya ile Avrupa ve ABD arasındaki güç mücadelesi, Ukrayna ve Kırım’ın ardından Baltık ülkelerinde üzerinden de sürüyor. Moskova hükümetinin bölgedeki tutumunu tehditkâr olarak nitelendiren Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), Rusya’ya karşı istihbarat ağını genişletme planları çerçevesinde Polonya’nın güneyindeki Krakow şehrinde bir karşı casusluk merkezi açtı. Açılışta konuşan Polonya Savunma Bakanı Antoni Macierewicz, casusluluğun artık hayatın bütün alanlarında var olduğuna dikkat çekerken bunun kiritik askeri ve sivil yapıyı etkilediğini söyledi. ABD ordusu da mayıs ayında Polonya’da üs kurmuştu. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear