26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Yekta Kopan söyleşisi İzmir’de Yazar, televizyoncu, seslendirme sanatçısı Yekta Kopan bugün İzmir’in Karabağlar beldesinde bir söyleşi verecek. Karabağlar Belediyesi tarafından düzenlenen etkin likte moderatör görevini bir başka yazar, Gülşah Elikbank üstlenecek. Herkese açık ve ücretsiz bir etkinlik olan söyleşi saat 18.00’de Park kahve’de başlayacak. “Kahve Ta dında Karabağlar” başlıklı söyleşide Yekta Kopan edebiyat serüveninin belli başlı duraklarını ve kendisine dinleyiciler tarafından yöneltilen soruları yanıtlayacak. Salı 31 Ocak 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr Oyuncu ödüllerinde Trump protestoları ABD’de Oscar öncesi önemli ödüllerden biri olarak kabul edilen ve sinema ve TV oyuncularının ödüllendirildiği Oyuncular Sendikası Ödülleri bol bol protestoya sahne oldu SAG Ödülleri’nde bu yıl sinema kategorisinde En iyi Erkek Oyuncu ödülü “Fences” filmindeki performansıyla Denzel Washington’a, En iyi Kadın Oyuncu ödülü ise “La La Land” ile Emma Stone’a gitti. Bu yıl 23. kez verilen Oyuncular Sendikası Ödülleri (Screen Actors Guild SAG Awards) Los Angeles’taki Shrine Auditorium’da yapılan bir törenle sahiplerini buldu. Oscar’a giden yolda önemli ipuçları veren SAG Ödülleri’nde bu yıl sinema kategorisinde En iyi Erkek Oyuncu ödülü “Fences” filmindeki performansıyla Denzel Washington’a, En iyi Kadın Oyuncu ödülü ise “La La Land” ile Emma Stone’a gitti. “Fences” filminde rol alan Viola Davis, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü alırken, “Moonlight” filmiyle adından söz ettiren Mahershala Ali, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu seçildi. Tüm oyuncu kadrosuna verilen “ensemble” ödülünü ise “Hidden Figures” adlı yapım kazandı. TV kategorisinde Mini Dizi ya da TV Filmi dalında En İyi Erkek Oyuncu Bryan Cranston olurken, aynı kategoride En İyi Kadın Oyuncu ödülü Sarah Paulson’a gitti. Drama dalında En İyi Erkek ve Kadın Oyuncu ödülleri “Crown” di “The Big Bang Theory” dizisinin oyuncularından Simon Helberg kırmızı halıda elinde “Mülteciler hoşgeldiniz” yazılı bir kağıt tutarken partneri Jocelyn Towne’nin göğsünde de “Onları içeri alın” yazıyordu. zisinden John Lithgow ve Claire Foy’un olurken; komedi dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülü “Shameless” ile William H. Macy’nin, En İyi Kadın Oyuncu ödülü ise “Veep” ile Julia Louise Dreyfuss’a verildi. Tüm kadroya verilen ödül ise Drama dalında yılın heyecan verici yapımlarından “Stranger Things”in, Komedi dalındaysa “Orange Is the New Black”in oldu. Ödül gecesi hemen her anında protestolara sahne oldu. Kimi yıldızlar kırmızı halı seremonisinde isyanını dile getirirken, kimileri de ödül almak üzere sahneye çıktığında yaptı protestosunu. Özellikle ABD Başkan’ı Donald Trump’ın göçmenlerle ilgili yasakları yürürlüğe sokan kararnameyi imzalamasının ardından tüm ülkede başlayan protesto dalgası Denzel Washington nın bir uzantısı olarak geceye yayılan tepkiler arasında Julia LouiseDreyfus’un söyledikleri dikkat çekiciydi. Ödüllü oyuncu “Babam Nazi işgali altındaki Fransa’dan, dini yargılanma yüzünden kaçtı. Ben bir Amerikan vatanseveriyim. Bu ülkeyi seviyorum ve bu ülkeyi sevdiğim için de lekelerinden dehşet duyuyorum ve göçmen yasağı da bu lekelerden biri. Hiç Amerika’ya yakışmıyor” de Yapımcıların ödülü ‘La La Land’in... Yapımcılar Birliği Ödülleri (Producers Guild of America Award PGA Awards) cumartesi gecesi açıklandı. Bu yıl 28. kez verilen ödüllerde sinema dalında ödül “La La Land” adlı filmin oldu. Oscar ödülleri için büyük bir ipucu olan PGA ödülleri son 28 yılda En İyi Film Oscarı’yla tam 20 kez aynı filme gitti. TV kategorisinde de verilen ödüllerin bu yılki galipleri ise komedi dalında “Atlanta”, drama dalında ise “Stranger Things” oldu. di. Genç yıldız Ashton Kutcher ise “Havalimanlarındaki herkes Amerika’ya aittir. Aynı kumaştan yapılmışız biz ve sizi seviyoruz, bağrımıza basıyoruz” diyerek tepkisini ortaya koydu. “La La Land”in ödüllü başrol oyuncusu Emma Stone da tepki gösterenlerden biriydi ve ödülünü alırken “Olan bitenler hiç affedilecek şeyler değil ve çok korkutucu. Acilen bir şeyler yapılmalı” dedi. “All The Way” adlı TV filminde ABD eski başkanlarından L. B. Johnson’ı canlandıran Bryan Cranston ise “Bence 36. başkan 45. başkanın kulağına eğilerek ‘Sakın hepimizin yediği çorbaya işeme’ derdi” diyerek gecenin en çok alkış alan konuşmalarından birini yaptı. Emma Stone Ankara Film Festivali Onur Ödülleri açıklandı Ankara Uluslararası Film Festivali kapsamında verilen Onur Ödülleri’nin bu yılki sahipleri belli oldu. ‘Aziz Nesin Emek Ödülü’ İzzet Günay’a, ‘Sanat Çınarı Ödülü’ Ahmet Say’a, ‘Kitle İletişim Ödülü’ Oyuncular Sendikası’na verilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğinde, Halkbank’ın ana sponsorluğunda yapılacak 28. Ankara Uluslararası Film Festivali, 20 Nisan’da gerçekleştirilecek açılış gecesiyle başlayacak. Zagrep Beşlisi’nin fotoğrafları İstanbul’da Ramize Erer’e Fransa’dan ‘Yaratıcı Cesaret Ödülü’ Çizer Ramize Erer; 44 yıldır gerçekleştirilen ve dünyanın en büyük çizgi organizasyonu olan Angoulême Komik Festivali’nde 2017 Yaratıcı Cesaret Ödülü’nü kazandı. “Tehlikeli İlişkiler” başlıklı karikatür serisi ve “Kötü Kız”, “Tüpçü” gibi karakterleri çok sevilen Erer, “Fransa’nın en köklü mizah dergilerinden Fludie Glacial tarafından verilen ödü lü alırken; “Virginia Woolf ya da Simone de Beauvoir’i bilmeden feminist olan annem için alıyorum bu ödülü. Hayat onu feminist yapmıştı. Bana verdiği sonsuz özgürlük duygusuyla çizdim bütün karikatürlerimi şimdiye kadar. Yarattığım karakterlerde kadınların arzularından ve kadın sorunlarından bahsettim” dedi. l Kültür Servisi İstanbul önümüzdeki günlerde Kresimir Kopcic, Ksenija Spanec, Max Juhasz, Neda Racki ve Tomislav Hajek’den oluşan “Zagreb Photographic Quintet”in sergisine ev sahipliği yapacak. Zagrepli beş fotoğraf sanatçısının siyah beyaz fotoğraflarından oluşan “Zagrep Fotoğraf Beşlisi” başlıklı fotoğraf sergisi 1 Şubat 2015 tarihinde İstanbul Fotoğraf Galerisi’nde açılıyor. Her sanatçıdan beş siyahbeyaz eserin dahil edileceği sergi 25 Şubat tarihine kadar görülebilir. l Kültür Servisi Neda Racki’nin yapıtı. (Detay) 15 ‘Tiyatro, özveri ister’ 28Ocak 2017’de vefat eden değerli sanatçımız Engin Cezzar, kendisiyle yıllar önce yaptığım ve yine bu sütunlarda yer alan keyifli bir söyleşide, “Tiyatro, fevkalade özveri isteyen bir uğraştır” diyordu. Yaşadığı sürece hep bu özveriyi gösterdi... Robert Kolej’den sonra Amerika’ya gitmişti. Yale Üniversitesi ve Actors Studio onun yolunu aydınlatan iki eğitim kurumuydu. Oralarda kalabilirdi ama istemedi. İstanbul’u tercih etti. 1959’da Tepebaşı Dram Tiyatrosu’nda Muhsin Ertuğrul’un sahneye koyduğu “Hamlet”te başrolü oynadı. Tam 180 kez oynandı “Hamlet”. Gökhan Akçura’nın “Engin Cezzar Kitabı”nda belirttiği gibi, İstanbul’un nüfusunun 2.5 milyon dolaylarında olduğu bir dönemde yaklaşık 90 bin seyirci demekti bu. “Hamlet”i oyuncu olarak, yönetmen olarak pek çok başarılı çalışma izler. Tarih sırası gözetmeden paylaşıyorum aklımda kalanları: “Tütün Yolu,” “ Ferhat ile Şirin,” “Keşanlı Ali Destanı,” “Teneke”, “Othello,” “Direklerarası”, “Düşenin Dostu,” “Zilli Zarife”, “İttihat ve Terakki,” “Midas’ın Kulakları,” “Canlı Maymun Lokantası,” “Kurban,” “Sokak Kızı İrma”, “Hair” ,“Halide,” Budala,”, “Palto”, “Düşenin Dostu”, “Kabare,” “Kaldırım Serçesi”, “Ayak Takımı Arasında”, “Ayşem Opereti.” Tiyatro ve eğitim sistemi Engin Cezzar’la yaptığımız konuşmaya dönüyorum yine: “1962’de, Gülriz Sururi ile kendi tiyatromuzu kurduk. Küçük Sahne’de ‘Tütün Yolu’ ile başladık. Bu oyun tiyatromuzun amacını belirledi. O gün bugündür hep yapılmamış işler yaptık. (...) Türk yazarlarında ‘61 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ortamında müthiş bir canlanma oldu. Güngör Dilmen’in hiç oynanmamış oyunlarını ilk defa biz oynadık. Haldun Taner ‘Keşanlı Ali Destanı’nı bize getirdi. Olacak şey değil! On kişilik kadromuz var. Haldun Bey, ‘Siz yaparsanız harika olur’ dedi ve gerçekten harika oldu. İki yıl oynadık. (...) Otuz beş yıldır kimsenin cesaret edemediği Nâzım Hikmet’i biz ‘oynarız’ dedik. Yaşar Kemal’i kazandırdık Türk tiyatrosuna ‘Teneke’ ile. ” “Seyirci yetişmiyor, çünkü seyirci yetiştirecek bir eğitim sistemimiz yok. (Yurt dışında) ilkokuldan başlayarak öğrencileri operaya, tiyatroya, baleye götürüyorlar. Böyle yetişen çocuklar ilerde tiyatrodan kopamazlar, tiyatroya saygı duyarlar. Bizde böyle bir eğitim sistemi yok ki. Bu, Milli Eğitim seferberliğiyle yapılacak bir iştir. Kendiliğinden yetişmez seyirci. Bizimle beraber yetişen seyirci bitiyor artık. Önemli bir sorun bu.” “Genç bir sanatçıyı eğitmek için en az 4 yıl gerekiyor. (...) Ben şimdi sürekli eğitmenlik yapıyorum. Bunca yıllık birikimimi olabildiğince çabuk aktarmaya çalışıyorum. Başka çare düşünemiyorum, çünkü tiyatro oyuncusu yetiştirmek artık büyük bir sorun oldu. Televizyon, spikerlik, mankenlik derken gencecik çocuklar tiyatro dünyasından uçup gidiyorlar. Fevkalade özveri isteyen (...) bir uğraştır tiyatro.” “Önyargılı bir yönetmen değilim. Çalışırken bulduğum birtakım değerlerden, oyuncunun getirdiği birtakım değerlerden, çevre düzeninin, müziğin, kostümün katkılarından ortaya çıkar yorum.” Engin Cezzar tiyatro dünyamızın sevgi ve saygıyla hatırlayacağı rafine bir sanatçıdır. Ne yazık ki 2011 yılında geçirdiği ciddi bir rahatsızlık yapacağı daha nice güzel işleri engelledi. 2017 yılında ise sessizce ayrıldı aramızdan ama onun varlığını hep hissedeceğiz diye düşünüyorum... İlhan İrem ‘Dünden Yarına’ (EMI / Universal Müzik) Yakın zamanda hayırlı bir haber gelmişti; dediler ki, “İlhan İrem’in albümleri önce dijital ortamda, ardından da plak formatında yeniden yayımlanacak.” Yetkililer alınan kararların ardından beklenen ilk adımları attı ve çıkarılacağı müjdelenen 15 plaklık külliyatın ilk iki tanesini piyasaya sürdü. Bunlardan ilki “Dünden Yarına.” İlk kez 1988 yılında kaset formatında yayınlanan “Dünden Yarına”, yarısı eski şarkıların ye ni düzenlemelerinden, yarısı da yeni şarkılardan oluşan bir derlemeydi. “Pencere” öncesi erken dönemin şarkıları ile çıktığı döneme yakın olanları bir araya getiren albüm, 1980 öncesi ile sonrası dünyasını buluşturmak istercesine derlenmiş bir repertuvara sahipti. Albümde 1980 askeri darbesinin bıçakla ortadan ikiye böldüğü karpuz dilimi misali, iki ayrı dünyanın varlığı hissedilmekte. Bir yanda (“Anlasana”, “Hay (muratbeser@muratbeser.com) di Sil Gözlerini” ve “Yazık Oldu Yarınlara” gibi) yetmişli yılların toz pembe masum şarkıları, diğer tarafta (“Ali Veli Maria”, “Yurtta Barış Dünyada Barış” ve “Kafadan Kontak” gibi) yandan çarklı sözleriyle sentetik seslerin üzerine kurulmuş poprock şarkıları. Aykut Gürel, Gür Akad ve Erkan Oğur’un da iştirak ettiği “Dünden Yarına”, seriye girişte iyi bir siftah. İlham İrem ‘Bezginin Gizli Mektupları’ (EMI / Universal Müzik) “Bezginin Gizli Mektupları” İlhan İrem’in askerliği süresince yaptığı bestelerden oluşan ve 1981 yılında yayımlanmış “Bezgin” adlı albümündeki 10 şarkının 2000 yılında yeniden düzenlenerek piyasaya sürülmesinden oluşmuştu. Yani demini almış sanatçının ikinci baharına denk gelmişti. İrem’in alışıldık klişelere sırtını yaslamış bilindik aşk şarkı ları söylemek yerine, varoluşun nedenini araştırmak için “sazlıklardan havalanan bir kuş” gibi çırpınan, insanın iç dünyasına seslenen, sevgi ihtiyacına yönelik soruların yanıtlarını arayan nahif bir derviş görüntüsü verdiği günlere ilişkin bir çalışmaydı. O güne değin kulakların İrem’den duyduğu pop ezgileri, Türk müziği motifleri ve arabesk tınıları dahil ederek biraz daha kompleks hale getirilmişti. Sadece müzikal açıdan değil, içerik açısından da ortada farklı bir ruh hali vardı; saflık dönemini kapatmış, romantisizminin kapılarını açmıştı sanatçı. Aşka davet ve övgü, hayal kırıklıkları, bulunduğu zannedilen ilahi sevgilerin yarattığı pişmanlıklar artık daha olgun karşılanmakta, duygusal bir boyun büküklüğü ile sevgi açlığı karşısında gösterilen isyanın karışımı bir duruş sergilenmekteydi. “Dünden Yarına”nın ardından dinlenmesi tavsiye edilir. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear