24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 26 Ocak 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ Sandıkta aynı nakarat Trump, Obama’dan daha iyi mi? Donald Trump’ın resmen başkanlık görevine başlamasıyla birlikte, bütün ülkeler yeni Başkan’dan, beklentilerini, isteklerini sıralıyor ve bunların ne ölçüde gerçekleşeceklerini görmeyi bekliyorlar. Bunlar arasında Türkiye’nin özel bir yeri var. Gerek Başbakan, gerek gerçek patron Tayyip Bey, Trump’tan beklentilerini açıkladılar, hatta Başbakan, Türkiye açısından Trump döneminin Obama iktidarından daha olumlu olacağı tahminini de dile getirdi. Başbakan’ın açıklamasını temenni olarak yorumlamak daha gerçekçi olur. Burada şu da söylenebilir. Obama döneminde TürkAmerikan ilişkileri zaman zaman öylesine kritik anlardan geçti ki, hiçbir Amerikan iktidarıyla karşılıklı ilişkiler ondan daha kötü olamaz. Gerçekten de, Obama’nın Türkiye’nin PKK’nin Suriye şubesi terör örgütü olarak gördüğü PYD’yi desteklemesi, örgüte silah ve malzeme yardımı yapması ve bunun yanı sıra Türkiye’ye IŞİD ile mücadelesinde vaat ettiği desteği vermemesi, Ankara tarafından, müttefiklikle bile bağdaşmayacak, bir tutum olarak kabul edildi ve yüksek sesle tok bir ifade ile dillendirildi. HHH Ankara’nın Obama yönetiminden şikâyetleri bununla sınırlı değildi. Tayyip Bey, Washington’ın son zamanlarda sık sık Türkiye’deki demokrasi ve basın özgürlüğü uygulamalarını eleştirmesinden de fazlasıyla tedirgindi. Fethullah Gülen de, Obama ile Erdoğan arasında ayrı bir sürtüşme konusuydu. Ankara, Gülen’in sorgusuz sualsiz iadesini talep etmekte, Obama yönetimi ise bu isteğe olumlu cevap vermemekteydi. Ankara’daki Reis Yönetimi, Trump’tan bu üç konuda da değişik davranmasını istiyor. Trump’tan beklentileri şöyle özetleyebiliriz: İkide bir Tayyip Bey’in baskıcı uygulamalarının demokrasiye aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilmesinden vazgeçilmesi. Fethullah Gülen’in iade edilmesi. PYD’nin desteklenmesine son verilmesi. Şimdi dilerseniz, Trump yönetiminin Ankara’nın bu taleplerini nasıl cevaplayabileceğini teker teker ele alalım: Reis’in demokrasi ve basın özgürlüğü konusunda Obama döneminde Washington’dan yükselen eleştirilerin, daha ziyade iki ülke arasında diğer konularda uyumsuzluğun arttığı dönemlerde yoğunlaşmış olmasına bakarak, ABD’nin zaman zaman uyumu artırmak uğruna demokrasiye aykırı davranışları görmezden gelme alışkanlığı da hatırlanarak ve basın özgürlüğü gibi konularda Trump’ın zaman zaman Reis’i anımsatan tepkileri de göz önünde bulundurularak denebilir ki, Trump, Ankara’nın isteklerini en fazla bu alanda karşılayabilir. Fethullah Gülen’in iadesi konusuna gelince: İadenin bir yargı kararını gerekli kıldığı hususundaki Amerikan savı yabana atılır cinsten değil. Ayrıca ABD’nin de bir CIA projesi olan Fethullah Gülen’i “satmasının” pek kolay olmadığını da görmek gerek. Kaldı ki, Tayyip Bey’in Fethullah Gülen soruşturmasında ne derecede içten olduğu, iadeyi gerçekten isteyip istemediği de üzerinde durulması gereken bir sorudur. HHH PYD sorununa gelince: Tayyip Bey’in “Şu anda bu konuda bazı söylemler kulağımıza geliyor ki doğrusu bunlar rahatsız edicidir” sözleri, Reis’in de ciddi kaygıları olduğunu gösteriyor. Gerçekten de, Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı emekli General Micheal Flynn’ın şu sözleri çok endişe verici: Suriye bölünecek ve Kürdistan kurulacak. Bu konuda çok uzağa gitmeye de gerek yok. Bizzat Trump’ın New York Times’a verdiği demeçte, “Kürtlerin hayranıyım” dediğini hatırlamak yeter. Bunlar da şaşırtıcı değil. Yüz yıl önce Wilson döneminde de, Kürtler, ABD’nin Ortadoğu projelerinde kilit konumundaydılar, yüzyıl sonra bugün de aynı konumdadırlar. Bu gerçekleri göz önünde bulundurarak belirtmek isterim ki, Trump’ın Türkiye’nin beklentileri açısından Obama’dan daha iyi olacağını düşünenler, yanıldıklarını çok geçmeden göreceklerdir. Nazlıaka’dan AKP’li kadınlara suç duyurusu Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka; anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu’nda kendisine saldıran AKP’li kadın milletvekilleri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Nazlıaka; 19 Ocak’taki görüşmeler sırasında kendisini kürsüye kelepçelemişti. AKP’nin kadın milletvekilleri ise etrafını sardığı Nazlıaka’ya saldırmıştı. Nazlıaka, dün başta Gökçen Özdoğan Enç ve İlknur İnceöz olmak üzere saldırıya müdahil olan tüm AKP kadın milletvekillerine yönelik Ankara Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. Nazlıaka’nın olayın görüntü kayıtları ve darp raporuyla birlikte verdiği dilekçe Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından işleme konuldu. CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, Kurtulmuş’un terörle mücadelenin başarısını ‘evet’e bağlayan sözlerine karşılık ‘Tehdit etmeyin görevinizi yapın’ dedi CHPGenel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “evet çıkarsa terörün sesi kesilir” sözlerini AKP’li Burhan Kuzu’nun 7 Haziran seçim sonuçlarından sonra “millet kaosu seçti” ifadelerine ve 1 Kasım seçimlerinden önce eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Bombalar patladı, oyumuz arttı” açıklamalarına benzetti. Böke, “Aynı nakaratı bir kez daha dinliyoruz. Tehdit etmeyin görevinizi yapın” dedi. Böke, partisinin MYK toplantısı ile ilgili bilgi verdi. Böke, Kurtulmuş’un referandumda verilecek evet oyuyla terörle mücadeleyi bağlantılandıran sözlerini anımsatarak, “Bu cümle hem itiraf hem de tehdittir. İtiraftır çünkü bu açıklamayla terör örgütlerine hükümetin göz yumduğunu, bu nedenle insanlarımızın katledildiğini açıkça söylemiştir. Bu cümle tehdittir çünkü evet derseniz başkanlık rejimini, tek adam rejimini getirirseniz terör bitecek, hayır derseniz sürecek demektir” diye konuştu. AKP’nin vatandaşı terörle tehdit alışkanlığı olduğunu dile getiren Böke, 7 Haziran seçimlerinden sonra Burhan Kuzu’nun “millet kaosu seçti” sözlerini anımsattı. Ardından 1 Kasım sürecinin başladığını söyleyen Böke, Türkiye’nin o süreçte kaosa sürüklendiğini, terör saldırılarıyla darmadağın olunduğunu kaydetti. Terör saldırılarından sonra Ahmet Davutoğlu’nun da “Bombalar patladı oyumuz art RIDVAN DİLMEN YORUMU Eski futbolcu Rıdvan Dilmen’in başlattığı “Evet” kampanyasıyla ilgili olarak, “Ekmeğini taştan çıkartmak zorunda olanlar kendi yarınları için hayır diyecek. Belli ki kendi kazandığı milyonlar ancak Saray’ın vesayetine bağlı olanlar, Türkiye’yi yok etmek pahasına evet demeyi göze almışlar” yorumu yaptı. tı” dediğini söyleyen Böke, “1 Kasım’a giderken AKP tek başına iktidar olursa biter dediler. Aynı nakaratı bir kez daha dinliyoruz. Rejimi değiştirirseniz, milletin egemenliğini Saray’a teslim ederseniz terör biter diyorlar” dedi. 1 Kasım seçimlerinden sonra terörün bitmediğini, artarak sürdüğünü dile getiren Böke, “Siz her seçim dönemi bu sopayı neden sallıyorsunuz, terör neden hiç bitmiyor diye sorarlar. Hepimizin canını yakan terör sizin için bir sorun değil de siyaseten kullanılacak bir araç mıdır?” diye sordu. ‘Pabuç bırakmayacağız’ “Hayır” diyeceğini açıklayan Türkiye KamuSen’e baskın yapıldığını anımsatan Böke, “Rejim değişikliğine hayır diyenlere Cumhuriyet’e sahip çıkanlara, milletin egemenliği Saray’ın egemenliğinden kıymetli diyenlere gelebilecek hiçbir tehdide pabuç bırakmayacağız. Er ya da geç demokrasi kazanacak” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’NİN REFERANDUM SLOGANI ‘Terörsüz bir Türkiye için HAYIR verin’ İKLİM ÖNGEL CHP referandum stratejisini belirledi. Buna göre; CHP logosu öne çıkarılmayacak, yalnızca Türk bayrağı kullanılacak. Kapı kapı dolaşılarak halka teklifin neleri öngördüğü anlatılacak. Kampanya “Erdoğan” ismi üzerinden yürütülmeyecek, teklifin bir rejim değişikliği olduğu ve tek adam sistemini öngördüğünün altı çizilecek. Kampanya döneminde kullanılacak sloganlardan biri de “Terörsüz bir Türkiye istiyoruz, bunun için ‘hayır’ verin” olacak. Stratejiye göre kampanyaya sivil toplum kuruluşlarını, sendikalar, akademisyenler dahil edilecek. Gerek CHP’li gerekse daha önce başka bir partide görev almış eski siyasetçiler bir araya gelecek. Kampanya toplumun önde gelenleriyle birlikte yürütülecek. Hükümetin ısrarla “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” deme sine karşın CHP, kampanyasında bunun “Başkanlık Sistemi” olduğunu vurgulayacak. Kemal Kılıçdaroğlu sağ görüşten muhafazakâr partilerle bir araya gelecek. MHP’ye tabanı üzerinden yüklenilmeyecek. Kampanyada MHP yönetimi ve tabanı ayrı tutulacak. Bölgesel dengeleri gözeterek mitingler yapacak. Bazı illere iki kez gitmesi, gideceği illerin ise yapılacak anketlere belirlenmesi bekleniyor. CHP, referandum sürecinde şu sloganlar dillendirilecek: “Terörsüz bir Türkiye istiyoruz, bunun için hayır verin”, “Bugüne kadar ne istediler de yapamadılar yetki verdikleriniz, bunun için hayır”, “Tek kişinin aklı değil, ortak akıl istiyoruz, bunun için hayır”, “Zengin bir Türkiye istiyoruz, işsizliğin, yoksulluğun olmadığı bir Türkiye istiyoruz, bunun için hayır”, “Ortak aklı egemen kılmak için hayır” l ANKARA savcı, Tuncay Özkan’a ‘dokunmak’ istiyor Reina katliamının ardından olayın faili olduğu iddiasıyla sosyal medyada fotoğ rafları yayımlanan Ramazan İşhan’ın Tuncay Özkan avukatı Mustafa Serdar Akdoğan, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na, sosyal medyada müvekkilini saldırının faili olarak gösteren internet siteleri ve CHP milletvekili Tuncay Özkan hakkında suç duyurusunda bulundu. Bu kapsamda Özkan hakkında soruşturma başlatan Başsavcıvekili Kadir Yılmaz, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nden, Özkan’ın dokunulmazlığının kaldırılmasını talep etti. Akdoğan, müvekkilinin 34 yıl öncesine ait pasaport kontrolü sırasında çekilmiş fotoğrafı kullanılarak mağdur edildiğini ve fotoğrafın yabancı basında da yer aldığını, bu mağduriyete sebep olan Özkan hakkında şikâyetçi olduğunu söyledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet HDP’lilere adliyede gözaltı Haklarında ‘zorla getirilme kararı’ bulunan Baydemir ve Yıldırım, KCK ana davasını izlemek için geldikleri Diyarbakır Adliyesi’nde ifadeleri alınıp serbest bırakıldı Kışanak: İşkence gördüm kaçmadım DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak hakkında toplam 385 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tuncel’in katılmadığı duruşmaya, Kışanak tutuklu bulunduğu Kocaeli Cezaevi’nden SEGBİS üzerinden katılırken, avukatları da hazır bulundu. Kışanak, “Bu dava belediyeye kayyım atamak için hazırlanan ısmarlama bir davadır” dedi. Tutukluluğuna “kaçma şüphesinin” gerekçe gösterilmesine tepki gösteren Kışanak, “Ben Diyarbakır Cezaevi’nde en büyük işkenceleri çekmeme rağmen kaçmadım. Bu davanın açılacağını zaten biliyordum” diye konuştu. Mahkeme Tuncel ve Kışanak’ın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet HDP’li Adıyaman’a yurtdışı çıkış yasağı HDP Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman, Iğdır’da yargılandığı bir dava kapsamında hakkında zorla getirme kararı olduğu gerekçesiyle dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne talimat yoluyla ifade veren Adıyaman, ifadesinin ardından yurtdışına çıkış yasağı konarak serbest bırakıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Türk hastaneye götürüldü Elazığ Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın talebi üzerine adli tıp raporu için eksik tahlillerinin tamamlanması amacıyla Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürül dü. Türk’ün İstanbul’daki avukatı Zeynep Ceren Boztoprak, Türk’ün sağlık durumu nedeniyle tahliyesini talep ettiklerini anımsatarak, Silivri Devlet Hastanesi’nde birkaç eksik tetkikin olduğunu ve bunların tamamlanmasıyla birlikte raporun Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesi tarafından hazırlanacağını söyledi. Boztoprak, Adli Tıp Kurumu’nun onayına sunulacak raporun ardından gözlerin ATK’ye çevrileceğini ve “cezaevinde kalamaz” yönünde rapor çıkması durumunda Türk’ün tahliye edilebileceğini kaydetti. l Yurt Haberleri Fırat Anlı: Hayat yargılanamaz DTK Eşbaşkanları Hatip Dicle ve Leyla Güven, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, tutuklu Diyarbakır Büyükşehir Beledile Başkanlanı Gültan Kışanak ve Fırat Anlı ile tutuklu Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün de sanıkları arasında bulunduğu 154 sanıklı KCK ana davasına Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmada Anlı, “Her dönemde düşüncelerimizden dolayı yargılandık. Biz hayat mücadelesi veriyoruz, hayat yargılanamaz” dedi. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet ‘Cenazeye katılmak’ kanıt oldu Tutuklu HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’a verilen 4 yıl 8 ay hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. Kararda Aydoğan’ın PKK’lilerin cenazelerine katılması, mezarlıkta saygı duruşunda bulunması “Örgüte üye olmamakla bir likte örgüt adına suç işlemek” suçunun gerekçesi olduğu belirtildi. Aydoğan savunmasında, “Cenazelere katılmamız tamamen acılarını paylaşmaya yöneliktir” demişti. Aydoğan’ın avukatları, kararı temyiz edeceklerini belirtti. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet MAHMUT ORAL Soruşturma dosyaları nedeniyle haklarında “zorla getirilme kararı” bulunan 3 HDP milletvekili dün gözaltına alındı. Milletvekilleri ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ile HDP Milletvekili Osman Baydemir, KCK ana davasının duruşmasını izlemek için geldikleri Diyarbakır Adliyesi’nde duruşmanın ardından gözaltına alındı. KCK ana davasının sanıkları arasında bulunan, milletvekili oldukları için dosyaları ayrılan ve davanın görüldüğü Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin haklarında zorla getirme kararı aldığı Baydemir ve Yıldırım, aynı mahkemenin ikinci heyetinin karşısına çıkarılmak üzere mahkeme salonuna götürüldü. Yıldırım ve Baydemir, ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. HDP Milletvekili İmam Taşçıer ise dün Diyarbakır’daki evinden çıkarken polis tarafından gözaltına alındı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Hükümeti alenen aşağılama”, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Kamu görevlisine hakaret” suçlamalarıyla hakkında soruşturma başlattığı Taşçıer için ifade vermeye gitmediği gerekçesiyle “zorla getirilme” kararı çıkardığı belirtildi. Taşçıer, savcıya ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. ‘Susturulmak istendik’ Baydemir, serbest bırakılmasının ardından gazeteduvar’a yaptığı açıklamada, HDP’ye yönelik uygulamaların ”Hayır” kampanyası yürütülmesinin önünü kesmeyi amaçladığını söyledi, kendilerinin gözaltına alınmasını da “Evet kampanyasına başladılar” sözleriyle özetledi. Baydemir, “Dokunulmazlıklar niye kaldırıldı? Genel başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız niye cezaevlerine konuldu? İşte bugünler için, ‘Hayır’ kampanyası yürütülemesin, toplum suskun kalsın diye bu hukuksuzluklar yapıldı” dedi. l DİYARBAKIR C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear