24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 23 Ocak 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Sahte oyla tatil ettiler’ haber 5 AKP’nin grup önerisi üzerine Meclis’in tatil edilmesine ilişkin yapılan oylamada CHP ‘sahtecilik’ tespit etti ancak Bahçekapılı itirazı ‘Vaktim yok’ diyerek reddetti AKP’nin grup önerisiyle, TBMM Genel Kurulu’nun çalışmalarına 7 Şubat’a kadar ara verildi. CHP’liler, önerinin oylanması sırasında AKP’lilerin mükerrer oy kullandığını belirtti. TBMM Genel Kurulu’nda, dün AKP’nin Genel Kurul çalışmalarına 7 Şubat’a kadar ara verilmesine ilişkin grup önerisi görüşüldü. Görüşmelere geçilmeden önce söz alan milletvekilleri ölümünün 1. yılında Kamer Genç’i andı. CHP’li Mahmut Tanal, AKP’li Zehra Taşkesenlioğlu’nun anayasa değişikliği için “100 yıldan fazladır bu topraklarda vurulan prangaları kurtarmayı Rabbil Âlemin bize nasip eyledi” diye yazdığını belirterek, “Bu yüz yıllık prangadan laik cumhuriyet rejimi mi kastedilmektedir? Bu vekil anayasa değişikliğinin gerçek amacını itiraf etmiştir. Kadınlardan prangaları çıkaran cumhuriyet rejimi sayesinde vekil olan Zehra Taşkesenlioğlu, asıl pranganın Meclis’e, demokrasiye ve bunun sonucunda kadınlara vurulduğunun farkında değil midir? Bu vekil, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına dair yemin etmesine rağmen bunları hangi CHP’li milletvekilleri yapılan oylamada sahtecilik tespit ettikten sonra basın toplantısı düzenleyerek yaşananı protesto etti. hakla söylemektedir” dedi. Yapılan açıklamaların ardın dan Meclis’in 7 Şubat’a kadar tatil olmasına ilişkin AKP’nin grup önerisi kabul edildi. AKP’liler, kararı alkışlarla karşılarken, CHP’li vekiller, mükerrer oy kullanıldığını tespit edip oyların yeniden sayılmasını talep etti. CHP’li Barış Yarkadaş, yaptığı açıklamada, “Partimizin tüm itirazlarına kulaklarını tıkayan Bahçekapılı oyları yeniden sayma talebimizi ‘Vaktim yok’ diyerek reddetti. Meclis’ten de ışık hızıyla çıktı ve gitti” dedi. Mükerrer oyla tatil kararının ardından, AKP’li vekillerin çığlıklar atarak sevindikleri görüldü. ‘Meclis’in kara günü’ CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, çok sayıda CHP’li milletvekili ile Meclis’te konuya ilişkin basın toplantısı düzenledi. Gök, “Meclisimizin kara bir gününü yaşıyoruz. İktidar partisinin emellerine ulaşmak için başvurduğu bir sahtecilik yöntemiyle maalesef bugün yine karşı karşıya geldik” dedi. AKP’nin grup önerisinin oylanması sırasında CHP olarak yok lama istediklerini aktaran Gök, Meclis’in çalışması ve halkın yararına yasaları geçirmesi gerektiğini bildirdi. Meclis’in tatile girmesine ret oyu verdiklerini dile getiren Gök, “AKP’nin, yoklama sırasında 164 milletvekilini Genel Kurul salonunda bulundurması gerekirken mükerrer oy kullandırdığını, Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın da elektronik sisteme girenlerle oy pusulası gönderenleri karşılaştırmadığını ve yeter sayının sağlandığı gerekçesiyle grup önerisinin kabulüne karar verdiğini” söyledi. Gök, “Yaptığımız incelemede AKP milletvekillerinden Salih Cora, Fuat Köktaş, Hasan Karal, Sebahattin Karakelle ve Ertuğrul Soysal’ın hem elektronik sistemde oy kullandığını hem de oy pusulası göndermek suretiyle oy kullandığını tespit etmiş bulunuyoruz. Bu durumda iktidar partisinin sağlayabildiği oy, bu mükerrer oylar düşüldüğünde 161’de kalmaktadır. Alınan karar yok hükmündedir, tam kanunsuzluk halidir. Dolayısıyla Meclis’in tatil kararı alınamamıştır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Başkanlık için 1923 göndermesi! Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliği için artık milletin karar vereceğini söyledi. Erdoğan, seçim için 2019’un göründüğünü ifade etti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tanzanya, Mozambik, Madagaskar’ı kapsayan Doğu Afrika seyahati öncesi dün Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde açıklamalarda bulundu. Meclis’ten geçen anayasa değişikliği ile ilgili soru üzerine Erdoğan, “Açıklamaları henüz erken buluyorum. Sürecin parlamento aşaması başarılı bir şekilde sonuçlanmıştır. Tabii bunun adı referandumdur. Şimdi ise gerçek sahibine gideceğiz, millete gideceğiz. Ondan sonra bir seçim süreci var. Seçim şu andaki görüntüsü 2019. Bu seçimde tekrar millete gidilecek. Millet ne karar verecek tabii onu da görmek gerekiyor. Tabii ki özellikle partili bir Cumhurbaşkanı süreci bir defa bu işin en farklı olan yönü olacak” diye konuştu. Rejim değişikliği eleştirileri için Cumhuriyet’in kuruluşunu örnek gösteren Erdoğan, “Her ne kadar birileri rejim mejim deyip duruyorsa da ki alakası yok, bu bir sistem değişikliğidir. Ve bu sistem değişikliği de kusura bakmasınlar kısa süre önce başlamış değil. Cumhuriyetimizin kuruluşuna dayanır bu iş. Kuruluşa baktığımız zaman, hani ikide bir ‘tek adam, tek adam’ deyip duruyorlar... Cumhuriyetin kuruluşunu bilmezlerse, bunu bilmezler. Bütün bunları şöyle bir elediğimiz zaman, bu işin buralara nasıl geldiği çok açık ve net ortadadır” diye konuştu. ‘Meydanlardayım’ Bir basın mensubunun “Meydanlarda sizi görecek miyiz” sorusuna Erdoğan, “Tabii şu anda bizim meydanlarda yer almamızda mani bir hal yok. Birçok etkinlikler olacaktır. Ve bu etkinlikler içerisinde arkadaşlarımla değerlendirmelerimizi yaparız. Bu değerlendirmelerden sonra meydana çıkar mıyız, çıkmaz mıyız?.. Ben şu anda zaten meydanlardayım. Dün de meydandaydım, bundan önce de. Düşüncelerimizi halkımızla paylaşmayı gerektirecektir diye düşünüyorum” yanıtını verdi. Erdoğan bazı anketlere göre vatandaşların partili cumhurbaşkanına sıcak baktığını da iddia etti. ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamalarını izlediklerini de kaydeden Erdoğan, “Şu anda Ortadoğu ile ilgili bazı söylemler kulağımıza geliyor ki, bu söylemler rahatsız edicidir. Ortadoğu’nun en güçlü, belirleyici ülkesi Türkiye’dir. Ortadoğu ile yakından, uzaktan ilgisi olmayanlar kalkıp Ortadoğu ile ilgili tarihi bir yanlışın içine düşerek karar verirlerse bu dünyamız için isabetli olmaz diye düşünüyorum” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Can erok ‘Gambiya yalnız değildir’ “Benim Meclisim” sloganıyla yola çıkan Güçlü Meclis Platformu üyeleri, Gambiya’da yaşanan siyasi krizi protesto etti. Beşiktaş Meydanı’nda dün bir araya gelen platform üyeleri, “Başkan diye seçildi, kral gibi gitmedi”, “Tek adamı seçtiler, krallığa geçtiler”, “Başkan sandıkla geliyor sandıkla gitmiyor”, “Başkanlık darbelere zemin hazırlıyor”, “Gambi ya halkı yalnız değildir”, “Gülme Gambiya’ya gelir başına”, “Kızım sana söylüyorum, gelin hanım nasılsınız?” yazılı dövizler taşıdı. Grup adına yapılan açıklamada, eski Gambiya Devlet Başkanı Yahya Jammeh’in 1 Aralık 2016’da gerçekleştirilen seçimleri kaybettiği, başkanlık makamını seçimleri kazanan Adama Barrow’a terk etmediği anımsatılarak, özetle şöy le denildi: “Jammeh, başkanlığı bırakmayarak Gambiya halkının milli iradesini gasp etti. Demokratik yöntemleri kullanarak demokrasiyi yok etti. Gambiya halkının demokrasi hasretine şahidiz. Yeni seçilen Başkanın demokrasiye sahip çıkmasını, kuvvetler ayrılığını tanımasını ve tek adama dönüşmemesini diliyoruz. Umudunuzu kaybetmeyin.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet MHP’nin referandum stratejisi ‘milli hassasiyetler’ Anayasa değişikliği için referandum yolunun açılmasının ardından MHP’nin süreçte izleyeceği taktik şekilleniyor SELDA GÜNEYSU Anayasa değişiklik teklifinin Meclis’te 339 oyla kabul edilmesi ve referandum yolunun açılmasının ardından, partilerin de bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği belli olmaya başladı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin referandum sürecinde de “evet” diyeceklerini açıklamasının ardından parti yönetimi tabana, özellikle 15 Temmuz sonrası oluşan durumdan hareketle “milli hassasiyetler” vurgusu yapacak. “Bahçeli’nin hamlesiyle rejim krizinin aşıldığı” söylemiyle seçmenlerinden “evet” oyu isteyecek olan parti, bu süreçte “AKP ile yan yana gelmemeyi” de hedefliyor. MHP’de parti yönetimi tabana “Bahçeli’nin kritik hamlesini” anlatmak için kolları sıvadı. MHP tabanında, “Genel Başkan’ın neden bu süreçte kilit rol oynadığının anlaşılmaması” üzerine tepki gelmişti. Kulislerde, MHP tabanının alacağı pozisyonun referanduma ilişkin tereddütleri de ortadan kaldıracağı ifade ediliyor. Partinin bu süreçte en önemli stratejisini “milli hassasiyetler” oluşturacak. “CHPHDP cephesinde olmayız” ve “Bu düzenleme MHP’yi bitirir mi?” şeklinde iki ayrı düşüncenin hâkim olduğu taban ikna edil meye çalışılacak. Tabana özellikle 15 Temmuz sonrası “CHP ve HDP’nin neredeyse aynı yerde durduklarına” vurgu yapılarak, “MHP’nin, Türkiye’nin içinde bulunduğu milli hassasiyetler nedeniyle aynı yerde olmayacağı” anlatılacak. Tabanda var olan tereddütlerin Bahçeli’nin sahaya inmesiyle aşılacağı kanaati hâkim. MHP’nin “evet” kampanyasının temellerini 2009’da başlatılan çözüm süreci, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri ile MHP’ye yönelik operasyon oluşturacak. 15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye’nin beka sorunu ile karşı karşıya kaldığı, ülkenin kaosa sürüklendiği vurgulanacak. Bahçeli’nin yol göstericiliği ile “rejim krizinin” engellendiğine dikkat çekilecek. Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin yasal bir zemine oturtularak sınırlandırıldığı ve ülkenin üniter yapısını ilgilendiren anayasanın değişmez ilk 4 maddesinin olduğu gibi korunduğu dile getirilecek. MHP, bu düşüncelerini anlatmak için bu hafta içinde başta Başkanlık Divanı olmak üzere yetkili kurullarını toplayarak bir yol haritası belirleyecek. Referandum propagandgasının AKP ile kesişmemesine özen gösterilecek ve aynı fotoğraf karesine girilmemesi için gayret edilecek. l ANKARA DEVLET BAHÇELİ: Görevimizi ifa ettik MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anayasa referandumu ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, “MHP, devlet ve millet bekasını güvenceye almak; sistem krizini büyüten fiili açmazı bitirmek amacıyla, yüklendiği tarihi görevi gönül huzuruyla ifa etmiş ve üstüne düşeni yapmıştır. Bütün yıkıcı propaganda ve saldırılara rağmen, MHP milletvekilleri anayasa değişikliğine olumlu oy kullanarak Türkiye’nin önünü açmışlardır” ifadelerini kullandı. Referandum ve ‘AK Devrim’ “Bizim ‘AK Devrim’imiz.. kanuni ve demokratik yollardan bir gerçek haline getirildi.. genel bir referandum yapıldı. Neticede devrim inkâr kabul etmez bir çoğunlukla onaylandı... Çoğunluk planımız lehine oy kullandı... Yabancı kuvvetler memlekette bir siyasi parti bolluğu yaratmaya koyuldular. Merak edilecek bir husus ise çıkarları birbiri ile ne derece çatışırsa çatışsın, yabancı kuvvetler ve bunların emrindeki organizasyonlar bir tek noktada birleşir görünüyorlardı. O da.. muhalefet etmekti...” Yok, nisan ayı içinde yapılması muhtemel bir konuşmayı tahayyül ediyor değilim, bu ülkede olanlar pek çoğumuzun tahayyüllerini çoktan aştı. Yukarıdaki satırlar, 1963 yılında İran’da yaşanan ve ‘AK Devrim’ adı verilen reform hamlesinin Şah Muhammed Rıza Pehlevi tarafından takdiminden alındı. (AK Devrim, Tercümesi Muhammed Matin, Apa Ofset, 1968, İstanbul, sayfa 9, 12) Muhammed Pehlevi, “İran’ın bağımsızlığı, özgürlüğü ve milli şerefi gibi kıymetli mirasların kutsal bir emanet gibi bana teslim edilmiş olduğunu ve bunları kendimden sonraki nesillere daha zenginleştirilmiş olarak intikal ettirmenin başlıca görevim olduğunu hissediyordum... Samimi olarak, Tanrı’nın beni milletim için bazı şeyleri yapmak üzere görevlendirdiği kanısındaydım...” (sayfa 13, 20) diyordu. Muhtemelen gerçekten de samimi idi, sonuçta hiçbir yönetici, lider ülkesini bile bile felakete sürüklemek istemez. Dahası, reform hamlesi referandum ile halka sorulmuş, çoğunlukla kabul görmüştü, Şah’ın ifadesi ile “İran’ın büyük sosyal devrimi tam manasıyla demokratik bir şekilde gerçekleştirilmiş oldu” kanaatindeydi. Rıza Pehlevi, ‘devrimin felsefe ve ruhu’nu ise şöyle izah ediyor: “Her şeyden evvel, İran halkının ananelerine, ruhuna sadık olan öz İran devrimiydi. Biz bu devrimi halka, dışarıdan getirilmiş bir yabancı fikir olarak zorla kabul ettirmeye çalışmamıştık. Zira binlerce seneden beri düşünce ve din müesseselerinin önderliğini yapmış olan bir millete, başkalarından ödünç alma fikirleri kabul ettirmeye çalışmak, onun şan ve şerefini hiçe saymak olurdu” (sayfa 21). Referandum, başkalarından ödünç alma bir fikir değil de, İran halkının örf ve geleneklerinde var mıydı bilemiyorum. Ama sonuçta, neyin yerli, tarihi, milli olduğuna karar veren de kendisi ve çevresi idi. Bu konuda ‘İslami demokrasi’den bahsedenlerden pek farkı yok gibi görünüyor, geçenlerde bu yönde görüş beyan eden iktidar yanlısı ilahiyatçı için de laiklik, insan hakları, bireysel özgürlükler, yabancı, İslama aykırı fikirler ama seçimler, referandumlar, milli irade ‘İslami demokrasi’nin unsurları. Saltanat sistemi de, laik anayasa da onu tatmin etmiyormuş, oysa Müslüman ülkelerin çoğunda ve bilhassa Osmanlı tarihi boyunca saltanat sistemi geçerli idi. İslami demokrasinin laiklikten hazzetmediğini biliyoruz da, demokrasi merakı nereden çıkıyor? Neden ‘milli irade’, ‘halkın iradesi’, ‘çoğunluğun oyu’ daha İslami olsun? Çoğunluk ‘İslami’ olandan sapmış olamaz mı? Yaratan, pek çok kavmi bu yüzden helak etmedi mi? Emin miyiz helake doğru gitmediğimizden? KHK’lere ‘Venedik’ yumuşaması DUYGU GÜVENÇ 15Temmuz kalkışması öncesinde insan hakları, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğüne yönelik artan ihlallerin ardından Türkiye’nin 2004’te olduğu gibi yeniden izleme sürecine alınmasını gündemine alan Avrupa Konseyi Parlamanterler Meclisi’nin (AKPM) oturumu öncesinde Ankara kritik bir adım atmaya hazırlanıyor. Venedik Komisyonu’nun uyarıları doğrultusunda çıkartılacak yeni Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile başta OHAL döneminde bir ay olarak uygulanan gözaltı süresi 1 haftaya düşürülecek, 5 gün boyunca avukatla görüştürmeme yasağı kaldırılacak, iç hukukta itirazları değerlendirecek ve AYM’ye ve AİHM’ye kapı aralayacak bir mekanizma kurulacak. Salı günü başlayacak olan AKPM’nin kış oturumu için Türkiye’de demokratik kurumların işleyişi ile ilgili “acil tartışma” önerisi gündemde bulunuyor. Ayrıca, AKPM’nin haziran ayındaki kararı doğrultusunda Türkiye’nin izleme sürecine alınmasına ilişkin talepler de AKPM divanının gündeminde yer alıyor. Divanın salı günü bu iki başlıkta vereceği kararın yanı sıra AKPM’deki bazı siyasi gruplar da hem tartışma hem de oylama yapılmasını istiyor. Türkiye ile ilgili bir oylamanın yapılmamasını isteyen hükümetin ise bunu önlemek için Strazburg’un taleplerine yönelik olumlu adımlar atmaya hazırlandığı öğrenildi. Çıkartılacak yeni KHK’lerle Türkiye, AİHS’ne yönelik deregasyonlarında bir değişim yapmadan başta Avrupa Konseyi’nin temel taleplerini yerine getirmiş olacak. AKP, KHK’lerle yapacağı bu değişiklikleri referandum sürecindeki propagandasında da kullanacak. AKP, OHAL’i kaldırmasa bile içeriğini yumuşatarak tepkinin önüne geçmeye çalışacak. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear