26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 21 Ocak 2017 6 El Bab’Da 5 şehit haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN IŞİD’İN BOMBALI ARAÇLA DÜZENLEDİĞİ SALDIRIDA 9 ASKER DE YARALANDI Şimşek: Esad’sız anlaşmada ısrar edemeyiz Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin, Suriye krizinin çözümü için ‘Esad’sız anlaşma’ seçene ğinde ısrarcı olamayacağını’ söyledi. Başbakan Yardımcısı Şimşek, İsviçre’nin Davos kentinde yapılan Dünya Ekonomi Forumu’nda konuşma yaptı. Şimşek, ‘sahadaki durumun dramatik şekilde’ değiştiğini kaydederken, “Türkiye, artık Esad’sız bir anlaşmada ısrar edemez, bu gerçekçi de değil” dedi. l Haber Merkezi ‘Türkiye El Bab’dan çekilecek’ iddiası Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye’de 150 gündür sürdürülen Fırat Kalkanı Harekâtı’nda dün saat 13.40’da El Bab’ın Suflaniyah bölgesinde IŞİD militanları tarafından bombalı araçla terör saldırısı düzenlendi. Saldırıda uzman çavuşlar Saim Topal (Erzincan), Bahattin Bakır (Zonguldak), Emre Doruk (Giresun), Ramazan Taşkın (Samsun) ve Mete Can (Hatay) şehit oldu, 9 asker ise yaralandı. ÖSO üyelerinden de ölen ve yaralananların olduğu saldırının ardından IŞİD’e ait hedefler karadan obüslerle, havadan da uçaklarla vuruldu. Saldırıda yaralanan askerlerin bazıları Kilis Devlet Hastanesi’ne, durumu ağır olanlar ise Gaziantep Şahinbey Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. 3 aylık evliydi Hatay’ın Dörtyol ilçesinde oturan şehit onbaşı Mete Can’ın babası Mehmet ile annesi Meryem Can, acı haberle fenalaştı. Şehit Mete Can’ın Harekâtta 54 şehit Fırat Kalkanı Harekâtı’nın başladığı 24 Ağustos’tan bu yana şehit olan askerlerin sayısı 54’e yükseldi. Askerlerden 52’si operasyon ve çatışmalarda şehit olurken, iki asker Suriye sınırında mayın imhası sırasında meydana gelen patlamada şehit olmuştu. 3 ay önce evlendiği belirtildi. Şehit Ramazan Taşkın’ın Samsun’un Çarşamba ilçesinde oturan anne ve babası acı haberi, çalıştıkları tavuk çiftliğinde aldı. Sinir krizi geçiren anne Zehra Taşkın, hastaneye kaldırıldı. Şehidin yakınları baba evinde bıraktığı asker şapkasına bakarak gözyaşı döktü. Şehidin 6 ay önce uzman onbaşı olduğu, 1 ay önce de ElBab’a gittiği belirtildi. Yeni aldı, iki gün kullandı Şehit Bahattin Bakır’ın Zonguldak’ın Devrek ilçesine bağlı Pınarönü Köyü’nde oturan babası Hüseyin Bakır, acı haberi öğrenip evin önünde toplananları görün ce gözyaşlarını tutamadı. Bakır’ın 10 gün önce izne geldiğinde, kredi çekerek 90 bin TL’ye aldığı ve iki gün kullanabildiği otomobili bırakarak görevine döndüğü belirtildi. Akar sınırda Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ve Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ile birlikte sınır hattında bulunan Gaziantep ve Kilis’teki birlikleri ziyaret etti. Fırat Kalkanı Harekâtı’nda görev yapan birlikleri denetleyen Akar, daha sonra Adana’daki İncirlik Üssü’ne geçip 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’na geçti. l DHA/İHA Emre Doruk Mete Can Şehit Taşkın’ın annesi sinir krizi geçirdi. Lübnanlı bir gazeteci, Rusya ile Türkiye’nin anlaşması neticesinde TSK’nin El Bab’dan çekileceğine, kenti Suriye ordusunun IŞİD’den kurtaracağını iddia etti. Lübnanlı gazeteci Hüseyin Murtaza Twitter’dan, “Rusya ile anlaşan Türkiye, El Bab’a yönelik operasyonunu bitirerek bölgeden çekilecek. Anlaşma kapsamında, El Bab’ı IŞİD’den Suriye ordusunun kurtaracağı iddia ediliyor” ifadelerini kullandı. Gazeteci, Astana’dan sonra Rusya ile Türkiye’nin, Nusra Cephesi’ni birlikte vurmak konusunda anlaştığını da iddia etti. Acı haberi kaymakamdan alan şehit Bakır’ın babası gözyaşlarına boğuldu. Ramazan Taşkın Bahattin Bakır Yasak emri merkezdenValiliklerin demokratik eylemlere koyduğu yasaklar, bakanlık emrine dayanıyor SİNAN TARTANOĞLU Ankara Valiliği; anayasa görüşmelerinin Meclis Genel Kurulu’nda başladığı gün Meclis çevresinde çok sayıda protesto gösterisinin düzenlenmesinin ardından, daha önce 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve 10 Kasım törenlerini kapsayacak şekilde aldığı toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yasaklanması kararını 30 gün süreyle uzattı. Ankara ile birlikte birçok valilik yasak kararına, kendilerine ulaşan terör eylemlerine ilişkin istihbari bilgileri gerekçe olarak gösterdi. Ancak kararların, İçişleri Bakanlığı OHAL Koordinasyon Bürosu’dan gelen genel bir yasak emrine dayandığı ortaya çıktı. Ankara Valiliği iki kez, çok sayıda valilik ise birer kez toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklama kararı aldı. Ankara Valiliği 17 Ekim 2015’te aldığı kararda “Terör örgütlerinin ilimizde eylem arayışı içinde oldukları ve bazı hazırlıklar yaptıkları tespit edilmiştir. Özellikle insanların toplu olarak bulundukları açık ve kapalı alanlarda toplantı, gösteri yürüyüşleri ve benzeri faaliyetlerde eylem yapılmak istendiği tahmin edilmektedir” ifadelerini kullanıp, “yol, meydan, cadde, sokak, park gibi umuma açık alanlarda yapılacak her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile umuma açık alanlarda düzenlenecek oyun, temsil, açıklama ve çeşitli şekillerdeki gösterilerin” 30 Kasım 2016 tarihine kadar yasaklandığı açıkladı. Yasağın gerekçesi ve kapsamı 10 Ocak’ta alınan ikinci kararda da kullanıldı, her türlü toplantı ve gösteri 10 Şubat’a kadar yasaklandı. Ankara Valiliği’nin aldığı ikinci yasak kararı, anayasa değişikliği önerisinin Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinin başladığı günden bir gün sonra alındı. Görüşmelerin ilk gününde, Meclis etrafında birçok “Hayır” protetosu düzenlenmiş, çok sayıda yurttaşa polis tarafından müdahale edilmişti. Gerekçesiz yasak Sadece Ankara değil, çok sayıda valilik farklı tarihlerde benzer gerekçelerle yasak kararları aldı. Valilikler yasak kararlarını, kendi Emniyet kaynaklarına dayanan terör istihbaratlarına değil, 15 Temmuz darbe girişimininden sadece 3 ay sonra İçişleri Bakanlığı’ndan verilen “genel bir emre” dayandırdıkları ortaya çıktı. Başbakanlık talimatı ile kurulan İçişleri Bakanlığı OHAL Koordinasyon Bürosu, 18 Ekim’de il OHAL bürolarına bir emir gönderdi. Yazıda, terör örgütlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşlerini istismar edeceği, bu faaliyetleri fırsat bilip koas ve kargaşa ortamı oluşturacakları belirtildi. Yazıda vali ve kaymakamların kapalı/açık yer toplantıları, gösteri yürüyüşleri, stant açma, oturma eylemi, çadır kurma ve basın açıklaması türü etkinlikleri 30 gün süre ile yasaklayabilecekleri veya izne bağlayabilecekleri ifade edildi. Ancak valilikler genel bir emre dayalı olarak daha çok yasaklama kararı aldı. l ANKARA Bu dayatmacı teklifi geri çekin Çatlak Kırıkkale’de CHP il Başkanlığı, EğitimSen Şubesi, Türkiye EmekliSen ile Alevi Kültür Derneği, anayasa değişikliğine ilişkin basın açıklaması yaptı. Cumhuriyet Meydanı’nda katılımcılar adına basın açıklamasını okuyan EğitimSen Şube Başkanı Yüksel Şahin, “Ülkenin sorunlarına çözüm üretmeyen ve demokratik değişim taleplerine cevap vermeyen anayasalar, bir toplumsal sözleşme karakteri taşımazlar. Cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında anayasal yeni bir rejim haline getirilmek istenmektedir. Türkiye’de anayasa yapım koşulları ve ortamı yoktur. Anayasa değişikliği teklifi de dayatmadır. Bu dayatmacı teklifi geri çekin” dedi. büyüyor MHP’liler, anayasa teklifiyle ilgili tutumu nedeniyle yönetimi eleştiriyor Anayasa değişiklik teklifine “hayır” oyu vereceğini açıklayarak, genel başkan yardımcılığı görevinden istifa eden MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya’nın başını çektiği, geçmişte Ülkü Ocakları genel başkanlığı görevini üstlenmiş 10 isim, “başkanlık anayasası” teklifini sert bir dille eleştiren bildiri yayımladı. Teklife bir kez daha “hayır oyu” vereceğini açıklayan MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye “MHP’den istifa edeceğini söylediğini ancak istifasını Bahçeli’nin durdurduğunu” söyledi. Halaçoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, yeni anayasa değişikliği çalışmalarının da daha iyi gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek “Bu anayasa değişikliği anayasaya aykırıdır. Anayasanın 7. maddesine göre yasama yetkisi Türk milleti adına TBMM’dir. Bu yetki paylaşılamaz ve devredilemez. Ama siz bu anayasa ile partili cumhurbaşkanı adı altındaki bir kişiye kararname çıkarma yetkisi veriyorsunuz” dedi. Halaçoğlu, cumhurbaşkanı olan kişinin eşini, kardeşini, oğlunu da bakan yapabileceğine dikkat çekti. Pullar toplanıyor MHP’den ihraç edilen Ümit Özdağ ile 6 milletvekilinin anayasa değişikliğine BAHÇELİ KİTAP TOPLATTI MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Aydınlık gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar’ın “Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey” adlı kitabının toplatılması için mahkemeye başvurdu. Mahkeme, Bahçeli’nin manevi kişiliğinin “ağır saldırı” altında olduğu gerekçesiyle kitap hakkında, jet hızıyla “toplatma” kararı verdi. Bahçeli, Önkibar’ın köşe yazısı üzerine avukatı Hamit Kocabey’e her türlü kanuni işlemin yapılması talimatını verdi. Aydınlık gazetesi ve Önkibar hakkında köşe yazısındaki ifadeler için dava üstüne dava açan Bahçeli, dün de yazıya konu olan “Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Sey” adlı kitabı mahkeme kararıyla toplattı. Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından bugün dağıtımına başlanacak olan kitap, piyasaya çıkmadan Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla toplatıldı. Mahkemenin toplatma kararı Kırmızı Kedi Yayınevi ve Önkibar’a noter ihtarnamesiyle bildirildi. l SELDA GÜNEYSU / ANKARA “hayır” diyeceklerini vurgulayan Halaçoğlu, “Onun dışında 34 milletvekili kalıyor. 3 milletvekili arkadaşımız da kullandıkları pulu görevlendirilen kişiye vermeyenler. 31 kişi ise kullandıkları oy pullarını belirlenen görevliye teslim ediyorlar. Dolayısıyla özgür iradelerini kullanamıyorlar” diye konuştu. Bu konu hakkındaki endişelerini Genel Başkan Bahçeli’ye de ilettiğini aktaran Halaçoğlu, “Kendisine tabanımızda çok büyük tepki olduğunu söyledim, kendisi de sorumluluğu üzerine aldığını belirtti. İstifa edeceğimi söyledim, etmemem gerektiğini belirtti. Bu nedenle istifa etmekten vazgeçtim” diye konuştu. Geçmişte Ülkü Ocakları genel başkanlığı yapmış Atila Kaya, İrfan Öz can, Müsavat Dervişoğlu, Alişan Satılmış, Suat Başaran, Azmi Karamahmutoğlu, Ulvi Batu, Mustafa Hakan Ünser, Servet Avcı ve Harun Öztürk de ortak bir bildiri yayımladı. “Fiili durumun hukukileştirilmesi” ve “devletin bekasına yönelik tehdidin bertaraf edilmesi” bahaneleriyle dayatılmak istenen “partili cumhurbaşkanlığı”nın akıl ve vicdan tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığına dikkat çekilen bildiride, “Denetlenemeyen ve mukadderatı ‘tek adamın’ iki dudağının arasına hapsedilen bir Türkiye’de, zaten var olan toplumsal gerilim daha da pekişecek, ülkemizi ateşe atılmış bölge ülkelerinin akıbetine sürükleyecektir” denildi. l ANKARA / Cumhuriyet Torunumla... Birkaç gündür torun sevmek için yurtdışında, Fransa’nın güney şehirlerinden Aixen Provence’tayız. Kızım Barış torunumu geçen yıl 7 Mayıs’ta, eşi Can’ın bir Fransız firmasında görevli olduğu bu şehirde dünyaya getirdi. Annesi ve babası, ilk kez bir aylıkken gelip gördüğüm bu sevimli erkek bebeklerine Miro adını verdiler. “Mir” sözcüğü Farsçada (ve Kürtçede) “bey” anlamına geliyor. (Konuşma dilimizde azizim, beyim anlamında kullanılan “mirim” sözü buradan türemiş olmalı). Rusçada hem barış hem dünya demek... İspanyolca bir anlamı da olmalı ki ünlü İspanyol ressamı Juan Miro’nun adıdır... Böylece torunuma enternasyonal bir ad verilmiş oluyor... Bu da “Bebeklerin Ulusu Yok” diyen şairin torununa yakışır. Miro hazretlerinin yazarlıkla akrabalığı benimle de sınırlı değil. Babasının babası, yani baba tarafından dedesi Tuğrul Kurşunlu, ünlü oyun yazarlarımızdan Nâzım Kurşunlu’nun oğludur... Demek ki her iki dede tarafından edebiyatımızla doğuştan bir yakınlığı var... Bakalım, dünyaya gelişinin sekizinci ayını henüz tamamladığı şu günlerde yüzüme dikkatli bakışlar ve arada bir gülücükler gönderen bu minik KurşunluBehramoğlu’dan gelecekte ne çıkacak... HHH Yedi ay kadar önce geldiğim Aixen Provence’la bugünkü arasında ne fark var diye soracak olursanız, Fransızlar için herhangi bir fark olmasa gerek... Biz Türkler içinse fark çok büyük... Yedi ay önce fiyatının karşılığını Türk Lirası’nı ikiye çarparak bulduğunuz ve eh... fena değil diyebildiğiniz herhangi bir ürünün fiyatını şimdi kendi para biriminizi dörtle çarparak buluyorsunuz... Böylece “Avrupa”dan nasıl büyük bir adımla daha uzaklaşmış olduğunuzu somut olarak görüp yaşıyorsunuz... Ülkenizle burası arasındaki iki saatlik fark da cabası... Bu nedenle de, bırakın Fransa’yı, yanı başınızdaki Yunanistan’dan, Bulgaristan’dan, Romanya’dan bile iki saat daha uzaklaşmış oluyorsunuz... Bunları Türkiye’de biliyorduk kuşkusuz... Fakat ülke dışında çok daha somut ve acı biçimde duyumsuyorsunuz... Artık Batılı filan değiliz... Olmaktan da gitgide uzaklaşıyoruz... HHH Batı ülkelerindeyken Batılı olmak kavramını da düşünüyorsunuz her seferinde... Nedir Batılı olmak?.. Giyim kuşam, yaşam tarzı gibi dış görünüşler mi, yoksa bir dünya görüşü müdür? Kuşkusuz ki ikincisi, yani dünya görüşü; dünyayı, evreni algılayış... Peki, Batı’nın dünya görüşü nedir? Yanıtı güç değil... Bilimsel devrimlerin hem nedeni hem sonuçları olarak, bilimsel, irdeleyici akıl... Düşünce özgürlüğü... Şu ya da bu inancın değil bilimsel düşüncenin, aklın öncülüğü... Bu değerleri içselleştirmiş kişi hangi ülkenin yurttaşı olursa olsun Batılıdır. Dünyaya böyle bakamayan kişi ise hangi ülkenin yurttaşı, hangi etnisiteden olursa olsun, hangi ülkede yaşıyorsa yaşasın, Batılı değildir. Özetle, bu anlamda belirleyici olan coğrafi aidiyet değil, bilimsel ve akılsal devrimlerin hangi aşamasında olunduğu, neresinde bulunulduğudur... HHH Türkiye, Cumhuriyet devrimleriyle bu anlamda (ve onun bir gereği ve sonucu olarak yaşam tarzlarını da belirleyen yasalar ve kurallarla) Batılı olmaya yönelmiş ve bu yönde büyük adımlar atmıştı. Dahası, başlangıcını 60’lı yıllarda bulan yeni kuşaklar Cumhuriyetin ilk kuşaklarıyla da buluşarak Batılı değerleri bu değerlerden uzaklaşan Batılıya öğretecek kadar olgunlaşmaya, sosyalizmin değerlerini de sosyalist ülkelerdeki bürokratik uygulamalara karşı savunacak bir bilgi donanımına ve özgüvene sahip olmaya yönelmişlerdi... İlk kuşaklar yaşamdan ayrıldılar. Yeni kuşaklar ise üst üste gelen darbelerle biçildi... Şimdiyse ülkemiz bilimsel aklın bütün değerlerinin tam tersine bir yönde sürüklenmekte... HHH Aixen Provence’ta içimizden çıkmış bir büyük “Batılı”nın, Fransa’nın güneyinde konserler vermekte olan Fazıl Say’ın duyurularını görmek gurur ve mutluluk vericiydi. Çocuklarımızın, torunlarımızın, onların çocuklarının ve torunlarının geleceklerini karartıp yok etmek isteyenlere karşı savaşmak boynumuzun borcudur. DTK’den hayır çağrısı Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Meclis’te görüşülen anayasa değişikliği ile ilgili olarak yayınladığı yazılı açık referandumda “hayır” oyu verilmesi çağrısı yaptı. AKP iktidarının darbe girişimini toplumsal dinamikleri ve muhalefeti tasfiye aracı olarak kullandığı belirtilen açıklamada, “Büyük demokratik mücadeleler sonucunda elde edilen bütün demokratik hak ve kazanımlar bir, bir gasp edilerek, demokratikmuhalif bütün sivil toplum örgütleri OHAL kararnameleri ile kapatılmıştır. Basın ve medya kuruluşlarına ve çalışanlarına yönelik tam bir cadı avı geliştirilmiş, demokratikmuhalif basın ve medya kuruluşları kapatılarak, yöneticileri, çalışanları ve yazarları tutuklanmış, basın ve medya cumhurbaşkanı tarafından ve tek bir merkezden yönetilen özel savaş aygıtına dönüştürülmüştür” denildi. l MAHMUT ORAL / DİYARBAKIR C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear