26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 15 Ocak 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 11 CHP’Lİ YARKADAŞ: Savcılar, ‘Sosyal Medya Takip Birimi’nde görevli polislerin izlemeye Gözaltı kuyruğualdığı kullanıcılar hakkında işlem yapabilmek için gözaltı merkezlerinin boşalmasını bekliyor CHPİstanbul Milletvekili, TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyesi Barış Yarkadaş, İŞTE OHAL’İN ORTAYA ÇIKARDIĞI TABLO polisin sosyal medya kullanıcısı 17 bin kişi hakkında fezleke hazırladığını, 45 bin kullanıcının ise adresini tespit et 62 BİN 17 BİN 45 BİN 3500 1500 meye çalıştığını açıkladı. Sosyal Medya Takip Birimi’nin sosyal medya pay sosyal medya kişi hakkında kişinin kimliği kişi mesajları kişi mesajları laşımlarını takip ettiğini belirten Yarkadaş, “Birimin hazırladığı fezlekelere kullanıcısı fezleke belirlenmeye nedeniyle nedeniyle savcılar işlem yapacak. Gözaltı işlemi, İstanbul’daki gözaltı merkezleri dolu ol takip ediliyor. düzenlendi. çalışılıyor. gözaltına alındı. tutuklandı. duğu için yapılmıyor. Dosyalar şimdilik bu nedenle işleme konulmuyor” dedi. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Yarkadaş, iktidarın son dönemde sosyal GAZETECİLER HÂLÂ İDDİANAME BEKLİYOR medyayı baskı altına aldığını belirterek “Bu mecrada adeta bir cadı avı yapılıyor. Bir süre önce ‘Sosyal Medya Takip TBMM Genel Kurulu’nda konuşması sırasında cezaevindeki birçok gazeteci hakkında hâlâ iddianame hazırlanmadığını anımsatan Yarka çesi haline getirildiğini anımsatarak, “Bir kişinin attığı tweet onun tutuklanması için gerekçe olamaz. Özgür bir medyanın herkese lazım ol Birimi’ kuruldu. Bu birimin yaptığı ça daş, “Gazeteci arkadaşlarımız neyle suçlanıyor, duğunu 15 Temmuz alçak darbe girişiminde bir lışmalar sonucu Türk Ceza Kanunu’nda hangi suçtan dolayı tutuluyor, doğrusu biz kez daha gördük. Eğer o gece medya özgür olmayan maddelerden kişiler tutuklanıyor. Türk Ceza Kanunu’nda ‘devlet büyüklerine hakaret’ diye bir suçlama, bir madde olmamasına rağmen daha birkaç gün önce birçok genç, devlet büyükleri de merak ediyoruz. Sadece biz değil, aileleri, avukatları ve kendileri de merak ediyor” dedi. Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, yazar ve yöneticileri ile Ahmet Şık’ın da sosyal medyada yazdıklarının suçlama gerek ce yayın yapamasaydı, bugün Türkiye’yi, Allah korusun, FETÖ’’nün darbecileri yönetiyor olurdu. O yüzden, medyada yazılan çizilen her şeye düşmanca bakmamak, eleştiriden faydalanmak gerekir” diye konuştu. ne hakaret ettiği iddiasıyla tutuklandı. Bu gençlerin arasında Numan Kurtulmuş hakkında yorum yapan kişiler de var. Birimin kuruluşunun hangi kanunda yer aldığı ya da hangi yönetmeliğe göre kurulduğu belli değil. ‘Bu kişilerin maaşları nasıl ödeniyor? Devletin polisi bütün gününü terörist kovalamak, terörist yakalamak, bombacı yakalamak yerine sosyal medyada kim ne yazmış, kim hangi ‘tweet’i atmış, bunu aramakla geçiriyor” dedi. len polisler, 17 bin kişi hakkında fezleke düzenledi. 45 bin kişinin ise isim ve adresini tespit etmeye çalışıyor. 3500 kişi yazdıklarından ötürü gözaltına alındı. 1500 kişi ise sosyal medyada yazdıklarından dolayı tutuklandı. Bu korkunç gerçek, referandum öncesi artan baskının göstergesiydi” dedi. Halk TV programcısı Hüsnü Mahalli’nin de attığı tweet’lerden dolayı tutuklandığını belirten Yarkadaş, ettikleri iddia ediliyor. Yardım etmişler mi, bu suç mudur, buna yargı karar verir. Evet, yargı karar versin, savcı bununla ilgili soruşturmayı sürdürsün, biz de bunu istiyoruz ama savcıyı bulamıyoruz. Gözaltındaki gazeteciler savcının izinden dönmesini bekledi günlerce... Savcı beyefendinin keyfi yerine gelecek, yıllık iznini bitirecek ve ondan sonra gelip bu arkadaşların ifadelerini alacak. Belki serbest bıra ğı açıklamada da şunları söyledi: “Birimin fezlekelere savcılar işlem yapacak. Gözaltı işlemi yaptıracak. Ancak İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve diğer bütün karakolların nezarethaneleri dolu. Dosyaları şimdilik bu nedenle işleme koymuyorlar. FETÖ, PKK operasyonları nedeniyle yer kalmamış... Gözaltında o kadar çok insan var ki, bu yüzden sorgusu bir günde bitebilecek kişilere bile sıra gelmiyor. Savcı Baskının göstergesi ETHA Sorumlu Müdürü Derya Okatan kacak, belki dava bile açmayacak” di lar, OHAL’in verdiği yetkiyle, 30 gün dahil 6 medya çalışanının 20 gündür ye konuştu. lük gözaltı süresini, dosyanın içeriği İktidarın sosyal medyayı takip altına almasını “ilkellik”’ olarak nitele sorgusuz sualsiz gözaltında tutulduğunu ifade etti. Yarkadaş, “‘RedHack ad 30 gün rutin oldu ne bakmadan kullanıyorlar. 30 günlük gözaltı rutin bir uygulama haline yen Yarkadaş, “Birimde görevlendiri lı sosyal medya kullanıcılarına yardım CHP’li Yarkadaş, gazetemize yaptı geldi.” l İSTANBUL / Cumhuriyet Laiklik istemek yine suç Silifke’de CHP’li 4 genç duvarlara ‘Türkiye laiktir, laik kalacak’ yazdığı için gözaltına alındı ABİDİN YAĞMUR Mersin’in Silifke ilçesinde duvarlara “Türkiye laiktir, laik kalacak” yazan CHP üyesi 4 genç, sabah saatlerinde evlerini basan polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Tarsus’ta ise 2 genç sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlar nedeniyle tutuklandı. Polis evdeki aramalarda 68 kuşağının devrimci öğrenci liderlerinden Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan’ın fotoğraflarına el koydu. Mersin’in Silifke ilçesinde duvarlara laiklikle ilgili sloganlar yazan CHP Mersin İl Başkan Yardımcısı Durul Üşenmez, CHP Silifke Gençlik Kolları Başkanı Uğur Korkmaz, CHP Silifke İlçe Yönetim Kurulu üyesi Doğukan Tömbül ve Oğuzhan Şahin dün sabah saatlerinde evlerine gelen polis ekiplerince gözaltına alındı. CHP Mersin İl Gençlik Kolları Başkanı Ethem Güzel, “Arkadaşlarımız 2 hafta önce bazı binaların duvarlarına ‘Türkiye laiktir, laik kalacak’ sloganını yazmışlar. Terör olaylarını kınamak için ‘bombalar patlıyor, biz ölüyoruz’ yazmışlar. Haklarında Kabahatler Kanunu uyarınca işlem yapılabilecekken gözaltına alındılar. Hepimizi alsalar da korkmadan cumhuriyeti, laikliği ve özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz” dedi. Tarsus’ta iki tutuklama Tarsus’ta yaşayan 24 yaşındaki Emircan Durna ile 23 yaşındaki Okan Burak Keleş, sosyal medya üzerinden örgüt propagandası yaptıkları iddiasıyla tutuklandı. Durna’nın babası CHP Tarsus İlçe Yönetim Kurulu üyesi Ali Durna, “BÖG diye bir örgüt varmış, tüm sol örgütlerin birleştiği bir örgütmüş. Çocukları onun propagandasını yapmakla suçluyorlar” dedi. Oğlunun sosyal medyada Cizre’deki operasyonları, Tahir Elçi’nin katledilmesini eleştiren paylaşımlar yaptığını, IŞİD, Osmanlı Ocakları ve AKP ile ilgili görüşlerini paylaştığını kaydeden Durna, Emircan’ın Mahir Çayan’ın “Erler çekilsin, rütbeliler gelsin” şeklindeki sözlerini paylaşmasının da soruşturma dosyasına girdiğini söyledi. Durna, “Polis evde arama filan yapmadı. Sadece Mahir’lerin, Deniz’lerin duvardaki fotoğrafını aldılar. Che fotoğrafına dokunmadılar” diye konuştu. Atatürk’ü sevmek suçsa Oğlunun sadece TEMA Vakfı’na üye olduğunu söyleyen baba Durna, “Bizim çocuklarımız Atatürk’ü seviyorlar, Cumhuriyet’i seviyorlar. Bu suçsa hepimizi atsınlar zindana” dedi. l MERSİN 16 tutuklama, 2 gözaltı daha Brandalar arasında yaşam mücadelesi Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde hendeklerin kapatılması için başlatılan operasyonlar nedeniyle 13 Mart’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı 78 gün sürdü. Operasyonlar sırasında Güleryüz ailesinin oturduğu ev de kullanılamaz hale geldi. 30 Mayıs’ta kısmi olarak kaldırılan sokağa çıkma yasağı ardından, akrabalarının yanından ayrılarak evlerine dönen 12 kişilik Güleryüz ailesi, evlerinin kısmen yıkıldığını görünce zor günler geçirmeye başladı. Kış aylarında soğuk havada çaresiz kalan aile, yıkılan evin bir bölümünü komşularının desteği ile branda ile kapatıp burada yaşamaya başladı. Evin bir odası ile mutfak bölümünün duvarının yıkıldığını anlatan 79 yaşındaki Musatafa Güleryüz, soğuktan korunamadıklarını belirterek oğlunun inşaatlarda çalıştığını, yaşlı eşi ve torunlarının zor günler geçirdiğini, yetkililerden ve hayırseverlerden yardım beklediklerini söyledi. 7. sınıf öğrencisi Sevnur Güleryüz ise brandayla sarılı evlerinin soğuk olması nedeniyle ders çalışamadıklarını anlattı. l HAKKÂRİ / DHA n Gaziantep’te sosyal medyada PKK propagandası yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan 6 kişiden 5’i tutuklandı. 1 Kasım seçimlerinde HDP’den Gaziantep milletvekili adayı olan emekli astsubay Hasan Sarı ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. n Ağrı’nın Patnos ilçesinde, sosyal paylaşım sitelerinde terör örgütü PKK propagandası yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan 8 kişiden A.Ç., E.M., M.M., M.S. ve B.Y mahkemece tutuklandı. n Kocaeli’de sosyal medyada PKK propagandası yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan Çağlar Y., Hayal T., Benazir K. ve Seyfettin A. tutuklandı. n Bursa’nın İnegöl ilçesinde, sosyal paylaşım sitesinden PKK propagandası yaptığı iddia edilen C.E. ise çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. n Van’ın Başkale ilçesine bağlı Kovalıpınar mahallesinde yaşayan F.A. “PKK terör örgütüne yardım ve yataklık” ile “Sosyal medya üzerinde PKK terör örgütü propandası yapmak’”suçlarından tutuklandı. n Erzurum’un Karaçoban ilçesinde Ö.U ve R.I sosyal medyada PKK propagandası yaptığı iddiasıyla gözaltına alındı. l DHA/ İHA CHP’li vekiller Cemilli köyünün muhtarı Bağcı’yı Meclis gündemine taşıyor ‘Muhbir muhtar görevden alınsın’ Mersin’in Mezitli ilçesine bağlı Cemilli Köyü Muhtarı Halil Bağcı’nın, 18 köylü hakkında “FETÖ, PKK, DHKPC üyesi oldukları ve Cumhurbaşkanı’na hakaret ettikleri” iddiasıyla suç duyurusunda bulunması ve köylüler hakkında soruşturma açılmasıyla ilgili gazetemizin yayımladığı haber kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Cemilli köylüleri, Bağcı’nın görevden alınması için yarın Mezitli Kaymakamlığı’na başvuracağı öğrenildi. Konuyu TBMM gündemine getireceği ni belirten CHP Mersin Milletvekili Hüseyin Çamak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtarlara yönelik sözlerini anımsatarak “Bu çok çok tehlikeli bir oyundur. Cumhurbaşkanı’nın muhtarlara ve halkımıza seslenirken daha birleştirici bir dil kullanması gerekirken böyle ayrıştırıcı, insanları muhbirliğe özendirici bir dil kullanmasını doğru bulmuyorum” dedi. CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da, “Muhtar tam da Erdoğan’ın talimatlarını uygulamış. O noktaya geldik. Komşusunu ihbar eden, gücün yanında olma yı seven, güce yalakalık yapmayı seven bir toplum yaratmaya çalışıyorlar. Üstelik bunu yapanlar ödüllendiriliyor. Bunları ödüllendirdiğiniz zaman insanlar ‘bir lokma da ben yiyebilir miyim?’ diye sahte ihbarlara başlıyorlar. Memleket çok kritik duruma gelmiş. Herkesin karakteri düzgün değil. Bu durumdan faydalanmak isteyenler olabiliyor. Sadece o muhtarı suçlayamayız. O muhtarı bu noktaya getiren bir sistem var. Bununla ilgili Meclis’te gerekli çalışmaları yapacağım” dedi. l ABİDİN YAĞMUR / MERSİN Hesap vermek ne demek? Günlerdir kar manzarasını karşıma alıp çalışma masamdan kâh Meclis’teki başkanlık sistemi görüşmelerini, kâh ABD’deki yeni başkanın kabinesinin Kongre’deki oylama sürecini izliyorum. Tedirgin bir ruh haliyle. Birçok tarihçi, içinde yaşadığımız dönemin 1. Dünya Savaşı öncesi dinamiklere çok benzediğini söylüyor. Yavaş çekim tarih belgeseli gibi Türkiye’yi ve ABD’yi izlerken önümüzdeki dönemin ipuçlarını bulmaya çalışıyorum. Bizim nereye gideceğimiz belli; TBMM’de kurulan İslamcımilliyetçi koalisyon, önümüzdeki dönem ne pahasına olursa olsun Türkiye’yi şekillendirmek isteyecek. Bunun anlamını hepimiz biliyoruz. Peki, ya dünya bunu kaldırabilecek mi? Avrupa’da yükselen sağ ve ABD’deki Trump dönemi, Türkiye’deki içe kapanma sürecini hızlandıracak mı, zorlayacak mı? Aslında bir anlamda ABD’deki Kongre konfirmasyon (onay) süreci ve Türkiye’deki başkanlık görüşmeleri, tam birbirinin zıddı olaylar. Bizde dengedenetimi olmayan bir sistem için son derece acıklı bir parlamento süreci yaşanıyor. Sahici bir başkanlık sürecinde ve güçlü bir parlamentoyla yönetilen ABD’de ise, Başkan’ın gücü ve yetkileri, Kongre denetimine tabi. Bu yüzden Donald Trump’ın kabineye atamak istediği tüm bakanlar, Kongre’deki komitelerin önüne dizilip saatler boyu ter döküyor. Milletvekilleri parti liderlerinin lütfuyla değil delege ve seçmen sayesinde orada oldukları için, kimseye eyvallahları yok. Acımıyorlar karşılarındakine. Ciddi ve gerçekten de zor soruyorlar bakan adaylarına. Saygıda kusur yok ancak içerik açısından ciddi tartışmalar yaşanıyor. “Falanca bölgedeki insan hakları ihlallerine ne yapacaksınız?”, “Güney Çin Denizi’ndeki adalar sorununda filancanın açıklamasına ne diyorsunuz?”, “Filanca yardım programını desteklemeye devam edecek misiniz?” ABD’de ipler, Kongre’nin elinde. Bütçeyi onlar kontrol ediyor. O yüzden bakan adayları sadece onay almak değil, görevlerinin başında oldukları sürece de düzenli olarak gidip Kongre’ye hesap vermek zorunda. (Türkiye’de istenen sistemde ise demokratik rejimlerde olan dengefren mekanizması ve hesap verilebilirlik yok. Seçilen, yargı ve Meclis denetimi olmadan kafasına göre yönetebilecek. Bunu grafiklerle çok net anlatan Avukat Ece Güner Toprak’ın sosyal medyadaki açıklamalarını okumanızı tavsiye ederim.) Peki, ABD’deki Kongre onay sürecinde neler yaşandı? Tabiatıyla ben Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Savunma Bakanı James Mattis’in sorgu ve onay süreçlerini izledim. İtiraf etmeliyim ki, iki bakan adayı da ABD’nin müstakbel Başkanı Donald Trump’dan daha ciddi ve derin oldukları izlenimini verdi. Exxon Mobil’in eski CEO’su Tillerson, 2 gün süren ve sert soruların da olduğu sürece çok iyi hazırlanmıştı. Özetle 2 bakandan çıkardığım sonuç: l Yeni yönetimin Rusya konusunda çok yumuşak olmasını beklememek lazım. Rusya’nın siber saldırılar ve Avrupa’da siyasete el atmasına karşı önlemler alınacak. l NATO’nun gözden düşeceğini sanmıyorum. İki bakan da Obama yönetiminin müttefiklerle arayı bozduğunu, bunun toparlanması gerektiğini söyledi ve NATO’ya sahip çıktı. l Türkiye ile (Tillerson “Erdoğan ile yeniden ilişki kurmalıyız” ifadesini kullandı.) ilişkileri düzeltme gereğinin net bir biçimde altı çizildi. Detaya girilmedi. l Ancak dışişleri bakan adayı aynı netlikte, “en yakın müttefiklerimizden” dediği “Suriyeli Kürtlerle” ilgili “taahhüdümüzü yenilemeliyiz” dedi ve Rakka operasyonu için YPG ile işbirliğine devam sinyali verdi. Bunlar, Trump döneminde TürkABD ilişkisinin nasıl seyredeceğine dair bize yeterli ipucu veriyor. Bilinmez olan, Türkiye’nin nereye gideceği... k‘Aorntvsienr’ieysaessakvleanr’dı Artvin Cerattepe’de yandaş Cengiz Holding’in madencilik faaliyetlerine karşı “Artvin varsa ben de varım” sloganıyla başlatılan uluslararası kampanya kapsamında Artvin STK ve Platformları’nın bugün İstanbul’da düzenleyeceği konser valilik tarafından son anda yasaklandı. Valiliğe tepki gösteren Artvin STK ve Platformları’ndan yapılan açıklamada kararın “keyfi ve anti demokratik” olduğu belirtildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Akademisyenin istifası: Seyretmek istemiyorum Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Sosyoloji bölümünde görevli akademisyen Doç. Dr. Levent Ünsaldı görevinden istifa etti. Barış İçin Akademisyenler imzacıları arasında bulunan Ünsaldı, istifasını önceki gün kişisel Facebook sayfasından duyurdu. Ünsaldı şunları söyledi: “Ne muhafaza etmek ne beklemek ne de seyretmek istiyorum. Ataletimi yenmek istiyorum. Çatlaklarla çatlaklarda bilim yapmak, hem kendimi hem de başkalarını rahatsız etmek istiyorum. Eren Kırmızıaltın’ın yanında olmak istiyorum. Bugün istifamı verdim.” l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear