24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Polis cinayet videosunu yayımladı ABD’nin Charlotte şehrinde polis tarafından öldürülmesi isyan çıkaran Keith Lamont Scott’ın vurulma anının görüntüleri kamuoyuyla nihayet paylaşıldı. Polisin vücut kamerasının görüntülerinde kolları yanında yürüyen Scott’ın elinde silah tuttuğu, polise silah doğrulttuğu görülmüyor. Yeni Brezilya liderine soruşturma Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff’i parlamenter darbeyle devirmekle suçlanan halefi Michel Temer, resmen yolsuzluk suçlamasıyla karşı karşıya. Yüksek Mahkeme, Temer’in 2012 seçiminde Transpetro şirketinden yasadışı hibe aldığı suçlamasıyla ilgili soruşturma açılmasına hükmetti. Pazartesi 26 Eylül 2016 dishab@cumhuriyet.com.tr ‘Barbar Rusya’ suçlaması 7 ABD, Britanya ve Fransa, Rusya’yı Halep’te ‘savaş suçu’ ve ‘barbarlıkla’ itham etti. Rusya ise Suriye’de barışın tesisinin imkânsız bir görev haline geldiği uyarısı yaptı Suriye’de hükümet güçlerinin büyük taarruz başlattığı cihatçıların kontrolündeki Doğu Halep yoğun bombardıman altındayken, Rusya da yoğun uluslararası baskı altında. Batı’nın Rusya’ya yönelttiği “savaş suçu” ve “barbarlık” suçlamaları dünkü BM Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısında tavan yaptı. ÖSO diklendi BMGK öncesi BM Genel Sekreteri Ban Kimun Halep’te askeri gerginliğin daha da tırmanmasından ”dehşete düştüğünü” belirtti. Hükümet güçlerinin cihatçı bölgelere yönelik yangın ve sığınak delici bombaları kullandığı haberlerine atıf yapan Ban, bu tür silahların yoğun nüfuslu bölgelerde sivil ayrımı gözetmeksizin kullanılmasının “savaş suçu” teşkil edebileceğini söyledi. Britanya Dışişleri Bakanı Boris Johnson da Suriye’de savaşı uzatmakla suçladığı Rusya’yı, BM yardım konvoyunun vurulmasından da sorumlu tutarak “savaş suçu” işlemekle itham etti. Şam zaferden emin ABD, Almanya, Fransa, Britanya ve İtalya’nın Dışişleri Bakanları ile AB Dışilişkiler Yüksek Temsilciliği ortak açıklamayla “Suriye’de silahların susması için adım atmanın Rusya’nın yükümlülüğü olduğunu” söyledi. Rusya’nın bunu becerememesi karşısında “sabırların taşmakta olduğunu” dile getirdi. Reuters’e göre Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı tugaylar da açıklama yayımlayıp bombardımanın Cenevre’deki siyasi çözüm sürecini “boşa çıkarıp sıfırladığını” savundu. 30 grup, “bombardıman durmazsa rejimin halka karşı işlediği suçla rın ortağı Rusya’yı hiçbir çözüm girişiminin sponsoru olarak kabul etmeyeceğiz” dedi. ‘Halep’i viran edenler’ BM Genel Kurulu’na hitap eden Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ise Rusya, İran ve Hizbullah gibi “gerçek dostların” desteği sayesinde askeri “zaferden” emin olduklarını dile getirdi. “Biz Suriye’de tüm dünya adına terörle mücadele ediyoruz” vurgusu yapan Muallim, Batı, Körfez ve Türkiye destekli silahlı grupların IŞİD ve Nusra’dan altta kalmayan barbarca suçlar işlediklerine dikkat çekti. Dün akşam toplanan BMGK’de ABD Temsilcisi Samantha Power “Rusya ile Esad barış için çabalamak yerine savaşı körüklüyor. Rusya’nın sponsorluğunu yaptığı ve icra ettiği terörle mücadele değil, barbarlıktır” diye konuştu. Hatta Power, Rusya ile Suriye hükümetini “Ortadoğu’nun ikonik bir şehrini yerle yeksan etmekle” suçladı. Fransa Temsilcisi François Delattre “Halep’te savaş suçu işlendiğini, bunun cezasız bırakılmaması gerektiğini” dile getirdi. Britanya Temsilcisi Matthew Rycroft “Rusya’nın savaş suçlarının işlenmesinde Suriye rejimine eşlik ettiği inkâr edilemez” dedi. ‘Ömrünü tamamladı’ Ban “Kanın gövdeyi götürmesini durdurmak amacıyla kararlı eyleme geçme Suriye askerlerinin üç yıl sonra Halep’in Handarat Filistin mülteci kampını ÖSO’dan geri almasının görüntüleri yayımlandı. Dün cihatçılar kampı geri aldıklarını iddia etti. Perşembeden beri Doğu Halep’te ölü sayısı 115’i geçti. mek için ne mazaretiniz var” diye sorarken, Rusya Temsilcisi Vitaliy Çurkin rest çekti: “Suriye’ye yayılan yüzlerce silahlı grup var. Ülkenin sınırları canı isteyen herkes tarafından bombalanıyor. Suriye’nin barış günlerine geri dönmesi neredeyse imkânsız bir göreve dönüştü.” Çurkin, ateşkesi bozan tarafın Suriye askerlerini bombalayan, Nusra ile işbirliği yapan grupları destekleyen ve Nusra’dan ayrılmalarını sağlamaya yanaşmayan ABD olduğunu dile getirdi. Rycroft ise ABD ile Rusya’nın Suriye’ye barış getirme girişiminin “ömrünü tamamladığını”, BMGK’nin sorumluluklarını yerine getirmeye hazır olması gerektiğini söyledi. Ürdünlü yazar öldürüldü İsrail’e Kudüs vaadi Trump ABD’de Cumhuriyetçi aday Donald Trump, İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmesinde “Benim başkanlığımda ABD Kudüs’ü İsrail’in bölünmez başkenti olarak resmen tanıyacak” dedi. Trump’tan bu kez ‘eski metres’ krizi ABD’de kasımdaki başkanlık seçimlerinin Demokrat adayı Hil lary Clinton ile Cumhuriyetçi aday Donald Trump bugün ilk kez TV’de teke tek kapışacak. 100 milyon ki şinin TV’den izlemesi beklenen mü nazaraya Trump sürpriz konuk ge tirmeye kalktı. Clinton’ın Trump’ı her fırsatta eleştiren milyarder Marc Cuban’ı münazaraya davetinin ardın dan Trump da “Cuban gelip ön sıra da oturmak istiyormuş, belki de Gen nifer Flowers’ı onun yanına koyarım” dedi. 1992’de, Hillary’nin eski baş kan eşi Bill Clinton’la12 yıl ilişki ya şadıklarını açıklamış olan Flowers, “Selam Donald, oraya gelip senin kö şende olacağımı biliyorsun” yanıtı nı verdi. Ama Başkanlık Münazara Komisyonu “Kimsenin adayların dik katini dağıtmak için öne oturtulma sına izin veremeyiz” dedi. Bunun üzerine Trump da Flowers’ı resmen davet etmediğini açıkladı. WPost/ABC anke tine göre TV kapışma sı öncesi Clinton ile Trump’ın oyları yüz de 46’yla başabaş. New York Times baş yazısıyla Clinton’a tam destek açıkladı. Flowers Facebook’ta paylaştığı karikatür yüzünden ‘İslama hakaret’ iddiasıyla hedef haline getirilen Ürdünlü yazar Hattar adliye önünde kurşunlandı Ürdün’de sosyal medya sitesi Facebok’tan paylaştığı bir karikatür yüzünden “İslam’a hakaret” suçundan yargılanan yazar ve siyasi aktivist Nahid Hattar, duruşmaya giderken mahkeme binasının merdivenlerinde kurşunlandı. Hıristiyan azınlık mensubu Hattar, güvenlik kaynaklarına göre sakallı ve geleneksel Arap elbisesi giymiş bir erkek tarafından doğrudan kafasına sıkılan kurşunlarla olay yerinde öldü. AFP’ye konuşan bir kaynak suikast çının 49 yaşında bir Ammanlı olduğunu, Amman camiinde vaazlar verdiğini ve saldırının hemen ardından polise teslim olduğunu aktardı. Karikatürle ilgili “hakaret” suç lamalarının ardı arkası kesil meyince paylaşımını silen Hat tar, karikatürün sadece “terö ristler ve onların kafasında ki Tanrıcennet imgesiyle” dal ga geçtiğini söylemişti. Ancak Ürdün Başbakanı Hani Mali ki, İçişleri Bakanlığı’na Nahid Hattar Hattar’ın yargılanması emrini bizzat vermiş, 13 Ağustos’ta gözaltına alınan Hattar “Mezhep çatışmasını kışkırtmak ve İslamı aşağılamakla” suçlanmış, eylül başında kefaletle serbest bırakılmıştı. Suikastın ardındansa, hükümet 56 yaşındaki yazarın katledilmesini “aşağılık bir suç” olarak niteledi. Müslüman Kardeşler hareketi ve ülkenin en yüksek dini otoritesi Dar el İfta suikastı kınadı. Sosyal medya ise “Bir köpek cehenneme gitti” ve “Çok şükür kurtulduk” mesajlarından geçilmedi. Kimi kullanıcılar ise “Ölümü kutsayan bu kadar tweeti gördükten sonra ülkem ve çocuklarım adına korkuyorum” mesajları attı. ABD’deki saldırgan Türk çıktı ABD’nin Washington eyaletine bağlı Burlington kentindeki bir AVM’de av tüfeğiyle beş kişiyi öldüren saldırgan Türk çıktı. Olaydan 24 saat sonra yakalanan Adana doğumlu Arcan Çetin’in (20) terör bağlantısının bulunmadığı, sorunlu ve saldırgan bir kişiliğe sahip olduğu belirtildi. Cuma akşamı Cascade adlı AVM’de bir kozmetik bölümüne ateş açan silahlı saldırgan 4 kadını ve 1 erkeği öldürdü. Kamera kayıtlarından zanlının saldırının ardından binayı yürüyerek terk ettiği anlaşıldı. Fotoğrafların basına dağıtılmasının ardından zanlıyı yakalatan ihbar geldi. ‘Zombi gibi’ Çetin’i kaldırımda “zombi gibi” yürürken bulduğunu anlatan polis şefi Michael Hawley, içinde bilgisayar olan bir çan ta taşıyan zanlının tek kelime etmediğini ve gözaltına direnmediğini belirtti. FBI, terör bağlantısına dair kanıt bulunamadığını açıkladı. Adana’da doğan, Oak Harbor lisesinden geçen yıl mezun olan, Whidley adasında bir markette çalışan Çetin’in suç sicili hayli kabarık. Çetin’in ateş açmadan önce bir kadının adını haykırdığı iddia edildi. Ailesi yasak çıkarmış Çetin’in 201315 yıllarına ait 7 ayrı dava dosyasına göre 4. derecede saldırıda bulunmuş, psikolojik tedavi görmüş, marihuana kullanmış, aile içi şiddet suçlamasından tutuklanmış, hakkında aile bireylerine yaklaşmama kararı verilmiş. Ailesinin istemediği Çetin, amcasının Arcan Çetin yanına gitmek istediğinde savcılığı arayan babası, amcasına da yaklaşmaması için mahkeme kararı aldırmış. Saldırının en genç kurbanı 16 yaşındaki Sarai Lara’nın çocukken kanser atlatması yürek burkarken Burlington Belediye Başkanı Steve Sexton küfür ederek Çetin’in adaletin önüne çıkarılmasını sabırsızlıkla beklediğini söyledi. Bataklıkta fırsat görmek Türkiye’yi yönetenlerin Suriye tutumunu konuştuğumuz bir dostum geçen hafta, “Ahmet Davutoğlu gitti, ideolojisi baki” dedi. İsabetli bir saptama! Üstelik darbe girişimi dönüm noktası olup çıkmışken, Davutoğlu’nun ideolojik dış politikası için de olanca riskleriyle birlikte “uygulama zemini” yakalanmış olundu. O gün bugündür “yurtta sulh cihanda sulh” mottosuna dönüleceğini umanlar haklı olarak “aman TSK akıbeti meçhul bir maceraya sürüklenmesin” ikazları yapmakta. Sorun, bizlerin memleketin başına gelebilecek daha vahim gelişmeler yüzünden “bataklık” gördüğümüz yerde, birilerinin “fırsat penceresi” bulmaları. HHH Suriye’ye TSK müdahalesinin yolu, uluslararası planda sınır hattından gelen saldırılara “meşru yanıt” çerçevesine oturtulması; ülke içinde de Suriyeli Kürtlerin oluşturduğu koridorun “ulusal güvenlik meselesi” olarak algılanması üzerinden açıldı. ABD ve Rusya gibi dış aktörlerin olası hesaplarıyla örtüştüğü oranda mümkün oldu. Şu koşullarda geriye dönüşü kestirmek güç. HHH Ancak Türkiye’yi yöneten siyasi zihniyetin “asker kayıpları” yahut IŞİD’den kaynaklanacak iç terörden ötürü “zorda kalacağını” söylemek ne kadar isabetli? Zira Suruç’tan bu yana teröre kurban verdiklerimiz de, 33 günlük operasyonda yitirdiklerimiz de maalesef fark yaratmadı. Tersine Halep’i de içine alan “Sünni hilali, İhvancı damar” gibi zeminler mevcutken, küçük askeri kayıplar içeride milliyetçiliği besleyip OHAL rejiminin kurumsallaşmasına “hizmet ederse” şaşırmamalı. Misal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ÖSO şemsiyesi altında herkesin bildiği cihatçı grupları “ılımlı” diye sunarken kurduğu şu cümlelerin şaşırtmadığı gibi: “Şu anda Cerablus olayını, Rai olayını biz onlarla gerçekleştirdik. Biz lojistik desteğimizi verdik. Fırtına obüslerimizle destekledik. Bazı tanklarımız bu arada yok oldu, varsın yok olsun. Mesele Cerablus’u kurtarıp halkına orayı teslim etmekti, bu başarıldı. Rai’yi kurtarıp Rai halkına teslim etmekti, bu başarıldı. Şimdi El Bab’a doğru operasyon genişliyor.” Sonrası? Allah kerim... HHH İronik biçimde “Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma” mottolu müdahalede buldukları “fırsat penceresi” ise 8 Kasım seçiminden sonra oluşacak yeni ABD yönetimine şimdiden sunulan önerilerden belli: l TSK’nin ÖSO gruplarına açtığı alanı havadan koruyacak “uçuşa yasak bölge”. (Savaş kampının lideri Hillary Clinton’ın vaadi.) l TSK’nin şimdikinin beş katı toprağı (5 bin kilometrekare) ele alıp TOKİ’yle yeniden tesisi. (Başka ülkenin savaş alanı olmuş toprağında sivil yardım teması.) l ÖSO’dan 65 bin kişilik “milli ordu” yaratmak önerisi. (Rejim değişikliği arzusunun devamı.) Bunların Türkçesi açıkça “Suriye’yi bölmek” demektir. Başarı şansı tartışmalı olmakla kalmaz; Amerika ile bölgede Kürtlere bakıştaki pürüz aşılabilir olsa bile, bumeranga dönme riski taşır. HHH Uluslararası resim bu önerileri daha manalı kılmakta. Obama/Kerry “topal ördek” pozisyonuna düşmezden önce, ABD’nin askeri olarak elinin zayıf olduğu Suriye’de Rusya ile işbirliği istiyorlar. Pentagon ve CIA direniyor. Geçen haftaki gelişmeler, cihatçı gruplar açıkça El Kaide’nin mümessili Nusra Cephesi’nden ayrılmayacaklarını ve ateşkesi kabul etmediklerini beyan etmişken; ABD’nin Suriye ordusunu “ılımlı” diye sunulanların hiç bulunmadığı Deyr ez Zor’da vurması, gizemli BM konvoyu saldırısı, Pentagon şefi Ash Carter ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’ın Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’ne beyanları, apaçık ispatlar. En çarpıcısı Dunford’ın Senatör Wicker’ın sorusuna yanıtı: “Şu anda Suriye hava sahasının tümünün kontrolü Rusya ve Suriye ile savaşa girmemizi gerektirir. Bu benim veremeyeceğim ciddilikte bir temel karar.” İşte bu Clinton’ın vaat ettiği, Erdoğan’ın talep ettiğinin (Obama yönetimini yıllarca zorlayıp da başaramadığının) ta kendisidir. Burada sorun Suriye’de asıl askeri üstünlüğe sahip olan, oyunu “kuralına göre zorlayan” Rusya’nın hesaplarının ne olduğudur. Bataklığın “derinliği” orada yatmakta zira. Bosnalı Sırpların referandum resti Bosna Hersek’teki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti (RS), 9 Ocak’ın “Sırp Cumhuriyeti Günü” olarak kutlanması amacıyla dün referanduma gitti. 9 Ocak 1992’de Sırp Cumhuriyeti’nin kurulmasına ilişkin bildirinin ardından başlayan içsavaşta 3 yılda 100 bin insan ölmüştü. Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi’nin günün kutlanmasını da referandumu da “anayasaya aykırı” bulmasına rağmen Sırplar referandum resti çekti. Boşnaklar ise Sırpların “bağımsızlık referandumu provası” yaptığı gerekçesiyle sandığı boykot etti. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear