24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 26 Eylül 2016 haber 11EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘.Iptal için engel yok’1991’DEKİ OHAL KARARNAMELERİNİ İPTAL EDEN ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ÜYESİ, CHP’NİN BAŞVURUSUNU DEĞERLENDİRDİ ‘Anayasanın birinci madde ‘30 gün gözaltı süresi ölçü ‘Kanunla idari işlem yapılasi değiştirilirse, AYM ‘Yetkisi lülük ilkesine uymaz. Hukuk maz. Oysa burada on binzim, bakamam’ diyebilir mi?’ la bağdaşmaz. İptal nedeni.’ lerce kişi işlerinden atılmış.’ ‘CHP’nin başvurusu reddedilirse iç hukuk yolu tüketilir. AİHM süreci başlar.’ 15Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıka rılan ve “yaşın yanında kuru”, “cadı avı” şikâyetlerine yol açan Kanun Hükmünde Ka rarnamelerin (KHK) iptali için CHP’nin yaptığı başvuru üze rine gözler Anaya sa Mahkemesi’ne çev rildi. İktidarın “OHAL dönemi KHK’leri için EGrüdlem AYM’ye başvuru yapılamaz” tavrına karşın 1991’de Güneydoğu’da ilan edilen OHAL’de çıkarılan KHK’lerin AYM’ce esastan görü şülerek bazı maddelerinin iptal edilmesi CHP’de iptal beklentilerinin en güçlü da yanağını oluşturuyor. 1991’de Güneydoğu’da 8 ilde ilan edi len OHAL kapsamındaki 3 KHK’nin ba zı maddelerinin iptalinde oy kullanan AYM üyesi, CHP’nin başvurusu üzerine AYM’nin KHK’lerle ilgili alabileceği olası kararları Cumhuriyet’e değerlendirdi. İsterse görüşür: CHP’nin başvurusuna karşı çıkanların en önemli gerekçesini anayasada ki ‘savaş, sıkıyönetim ve OHAL dönemlerindeki KHK’lerle ilgili AYM’ye başvuru yapılamaz’ hükmü oluşturuyor. Ancak bu hükme rağmen 1991’de AYM, 3 KHK’yi esastan görüştü ve bazı maddelerini de iptal etti. Çünkü KHK’lerin OHAL ilanının gerekçeleriyle sınırlı olması gerekiyor. Bunun sınarlarının aşılıp aşılmadığını denetleyecek organ AYM’dir. Ayrıca AYM, KHK’lerle bazı yasaların değiştirilip değiştirilmediğini incelemek isteyecektir. Örneğin KHK ile Borçlar Kanunu, Medeni Kanun ya da başka kanunlar değiştirilmiş mi değiştirilmemiş mi? Bunlara bakacaktır. AYM’nin elinde 1991 içtihatı var. İsterse girer. Kimse niye girdin diyemez. Girer, esastan inceler ve gerekirse tam ya da kısmen iptal edebilir. Ya rejimi değiştirirse: Anayasada sadece OHAL kararnamelerinin değil, Meclis’ten geçen anayasa değişikliklerinin de AYM tarafından görü şülemeyeceği hükmü var. Diyelim ki anayasanın birinci maddesi ‘Türkiye’nin idari şekli cumhuriyettir’ hükmü değiştirildi, Meclis’ten geçti. AYM, ‘Ben bu konuda yetkisizim, buna bakamam’ diyebilir mi? Zaten demiyor. Hatırlayalım, daha önceki anayasa değişikliklerinin tamamında AYM, esastan inleceme yapıp, kısmi ve tamamen iptal kararları verdi. 30 gün gözaltı: AYM, yalnızca anayasadaki maddelere değil, ilkelere göre de kararlar verir. Ölçülülük bu ilkelerin başında gelir. Şimdi bu KHK’lerle gözaltı süresini 30 güne çıkardılar. Bu ölçülülük açısından kabul edilemez. Peki 300 güne de çıkarabilirlerdi, 1 yıla çıkarabilirdi. O zaman da mı kimse bunu denetleyemeyecek. Demek ki bir ölçülülük kuralı olacak ve bunu bir organ belirleyecek. 30 gün gözaltı ölçülülük ilkesine uymaz. Hukuk devletiyle bağdaşmaz. İptal nedenidir. Kamudan ihraçlar: Bizim hukuk sistemimize göre kanun la idari işlem yapamazsınız. Oysa bu KHK’lerle on binlerce kamu personeli ihraç edildi. Bu ihraçlar doğrudan kanunla idari işlem yapmaktır. Daha önce bu durum AYM’nin önüne bakanlık birleştirmelerinde geldi. Bakanlıkları birleştirmişler, çok sayıda personeli işten çıkarmışlar. AYM, bakanlık birleştirme gibi zorunlu hallerde bile kanunla personelin ihracını hukuka aykırı görüyor. İhracı idari kararla yapabilirsiniz, kanunla yapamazsınız diyor. Ben KHK ile ihraçların da iptal nedeni olabileceğini düşünüyorum. TSK’deki değişiklikler: TSK’nin yapısında da KHK ile büyük değişiklikler yapıldı. Kuvvet komutanları, Genelkurmay ayrıldı. KHK’lerin süresi bittikten sonra da devam edecek uygulamalar olmaması lazım. Ancak 15 Temmuz gibi bir büyük olaydan sonra AYM’nin bu konuda vereceği karar, yeni bir yorum olacaktır. AİHM süreci başlar: AYM, tüm bunlara karşın CHP’nin başvurusunu reddederse iç hukuk yolları tükenmiş olur. AYM’nin başvuruyu reddetmesi halinde, hak ihlali için bireysel başvuru yolu da bir sonuç vermeyecektir. Bu durumda AİHM süreci başlar. l ANKARA MHP’den hükümete 5. dosya OHAL kapsamında ihraç edilen 1633 kişinin adını, durumlarının yeniden incelenmesi için hükümete ileten MHP’nin dosyasındaki isimlerin çoğu Aktif Sen üyesi öğretmenler SELDA GÜNEYSU MHP Genel Merkezi, “FETÖ soruşturması” kapsamında “örgütle bağlantısı olmayan kesimlerin” ve OHAL kapsamında meslekten ihraç edilenlerin dosyalarının yeniden incelenmesi talebiyle hükümete 5. kez dosya verdi. MHP’nin hükümete ilettiği 5. dosya bu kez 1633 kişiden oluşuyor. MHP Genel Merkezi, OHAL kapsamında uygulanan görevden alma ve soruşturmalara ilişkin “mağduriyetler yaşanmaması” için Genel Sekreter İsmet Büyükataman başkanlığında bir komisyon kurmuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de hükümeti daha önce “kurunun yanında yaş da yanmasın” diyerek, mağduriyetler konusunda hükümeti uyarmıştı. Hükümet her ne kadar valilikler aracılığıyla yaşanan mağduriyetlere ilişkin komisyonlar kursa da yurttaşların büyük bir çoğunluğu yine siyasi partilerin kapısını çalıyor. MHP Genel Merkezi de bu kapsamda en yoğun partilerden biri. ‘Kimseyi geri çevirmeyin’ Genel merkez, hükümet yetkililerine 5 dosya gönderdi. Önceki dosyalarda mağduriyetlerin sayısı yüzlerle ifade edilirken, komisyonun son gönderdiği dosya 1633 kişiden oluşuyor. Dosyanın çoğunluğunun “Aktif Sen üyesi olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen öğretmenlerin oluşturduğu” belirtiliyor. Bahçeli’nin kurmaylarına, “Genel merkezin kapısını ‘mağdur oldukları gerekçesiyle çalan hiçbir yurttaşa’ kapatmayın. Kimseyi geri çevirmeyin. Partili ayrımı da yapmayın” talimatı verdiği dile getiriliyor. ‘Ne yiyip ne içeceğiz’ MHP bugüne değin AKP Genel Sekreteri Abdülhamit Gül’e toplam 4 bin 866 kişinin adını iletti. Genel merkeze gelen mağdur yakınlarının çoğunluğunu ise “anneler” oluşturuyor. Genel merkeze gelerek, İsmet Büyükataman ile görüşme talebini dile getiren ve adını vermeyen bir anne, “Oğlum öğretmen. Sincan’dan geldim. Günlerdir iki gözüm iki çeşme ağlıyorum. Mağduruz. Oğlumu Aktif Sen üyesi olduğu için meslekten ihraç ettiler. Ne yiyip ne içeceğiz? Suçu olsa, bunlardan olsa, o zaman yüzüne tükürür, hak ettin sen başına gelenleri derim ama... Yok, vallahi billahi yok bizim bunlarla ilgimiz” diyerek, yaşadığı mağduriyeti anlatıyor. Genel Sekreter İsmet Büyükataman da “kendilerine bu yönde binlerce şikâyet geldiğini, bu şikâyetlerin her birini ayrı ayrı incelediklerini ve kurumlara özel ayrı dosyalar oluşturarak, AKP’ye ilettiklerini” kaydetti. l ANKARA 45 uçak ve 11 helikopter Ankara dışına nakledildi 15Temmuz’da darbecilerin hava gücünü yönettiği merkezlerinden Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı ile Kara Havacılık Komutanlığı’ndaki 45 savaş uçağı ile aralarında yerli üretim ATAK’ın da bulunduğu 11 helikopter Konya, Malatya ve Eskişehir’deki üs komutanlıklarına nakledildi. Aralarında pervaneli eğitim uçaklarının da bulunduğu 180 hava aracının da komutanlıktan nakledilmesi planlanıyor. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, yaptığı açıklamada, bakanlık olarak hain darbe girişiminin ardından askeri birliklerin şehir dışına taşınmasını tamamladıklarını vurguladı. “Tank ve zırhlıların şehir dışına çıkarılmasından sonra şimdi de hava unsurlarımızı başkent dışına çıka rıyoruz” diyen Işık, Ankara’da bulunmasına gerek olmayan 180 hava aracının naklinin başlandığını belirtti. Işık, “başkent Ankara’da ne tank ne savaş uçağı ne de helikopter göreceğiz. Hava harp araçlarımızı olması gerektiği gibi Başkent dışında konuşlandırıyoruz” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet Üniversiteden yargısız infaz Skandal bir karara imza atan Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi yönetimi, olmayan mahkeme kararına dayanarak onlarca öğrenciyi üniversiteden attı OZAN ÇEPNİ Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde öğrenim gören 42 öğrenci, haklarında açılan dava sonuçlanmadan ‘mahkeme kararı var’ denilerek üniversiteden atıldı. Durumu mahkemede anlatan öğrenciler, hâkimin “Bizi ilgilendirmiyor” cevabı ile karşılaştı. 28 Aralık 2015’te üniversite kütüphanesi önünde toplanan öğrenciler, Roboski’de savaş uçaklarıyla 34 yurttaşın öldürülmesini protesto etmek isterken sağ görüşlü öğrencilerin saldırısına uğradı. Yaşananlar karşısında kütüphaneye sığınan öğrenciler gözaltına alındı. Ancak öğrenciler saldırıdan kurtulsa da Isparta Cumhuriyet Savcılığı’nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla açtığı dava ve üniversitenin başlattığı soruşturmadan kurtulamadı. Öğrenciler hakkında Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nde 21 Eylül’de görülen dava 5 Aralık’a ertelendi ancak üniversite yönetimi, henüz tamamlanmayan yar gılamanın sonucunu gerekçe göstererek 42 öğrenci hakkında Yükseköğrenim Kurumu’ndan çıkarılma cezasına hükmetti. Mahkemeden 2 gün önce öğrenciler hakkındaki soruşturmayı sonuçlandıran rektörlük, kararını davanın görüldüğü gün öğrencilere iletti. Yönetim, öğrencileri YÖK disiplin yönetmeliğinin “Mahkeme kararıyla kesinleşmiş olmak kaydıyla, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek” maddesi uyarınca üniversiteden attı. Hâkim: Bizi ilgilendirmiyor Üniversite kararının savcılığın iddianamesinin de ötesine geçmesi dikkat çekti. Savcı, öğrenciler hakkında “terör örgütü propagandası yaptıkları” suçlamasıyla iddianame hazırlarken üniversite yönetimi öğrencilere “terör örgütü kurma veya üyesi olma” suçlamasını yöneltti. Üniversite yönetiminin okuldan attı ğı öğrenciler, rektörlüğün kararını Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nin de gündemine taşıdı. Duruşmada, mahkeme kararına dayanarak rektörlüğün kendilerini üniversiteden attığını dile getiren öğrenciler, Cumhuriyet’e yaptıkları açıklamada “Hâkim anlattıklarımıza gülerek ‘Böyle bir karar yok, bizi de ilgilendirmiyor’ diye cevap verdi. Gördük ki yargılanmadan cezamız kesilmiş” dedi. ‘OHAL fırsatçılığı’ Geçen yıl başlatılan soruşturmanın kararını, üniversitenin OHAL dönemine denk getirmesi, hukukçular tarafından fırsatçılık olarak yorumlandı. Öğrenciler, olmayan mahkeme kararıyla, Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında üniversiteden atılsa da hukukçuların ortak görüşü “Bu süreçte idari dava açabilirler ancak OHAL döneminde yürütmeyi durdurma kararı almaları çok zor” oldu. Bu durum üniversiteden atılan öğrenciler tarafından “OHAL fırsatçılığı” olarak yorumlandı. l ANKARA Seyfettin Yiğit FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan savcı Yiğit’in cezaevinde intihar ettiği iddia edilmişti. İntihar ettiği iddia edilen savcıdan Erdoğan’a mektup Bursa’da FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra cezaevinde intihar eden Cumhuriyet Savcısı 50 yaşındaki Seyfettin Yiğit’in, ölmeden önce eşi, 2 çocuğu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a birer mektup yazdığı ortaya çıktı. Savcı Yiğit’in soruşturma dosyasına giren yazdığı mektuplarda eşinden çocuklarına iyi bakmasını, çocuklarından derslerine iyi çalışıp annelerine yardımcı olmasını istediği belirtildi. Yiğit, çok sevdiğini yazdığı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İstanbul Kâğıthane’de ortak tanıdıkları olduğunu, kendisinin onlardan sorulmasını istedi. Yiğit’in eşi Ayşe İlknur Yiğit, “Eşim 15 Eylül’de intihar etti, mektubun üzerinde ise 19 Eylül tarihi vardı. Belli ki o gün gönderecekti. Mektuptaki kelimeleri, intihar edecek bir kişinin kaleme aldığı şekilde değildi” dedi. Yiğit’in kızı Ayça Yiğit ise babasıyla Kurban Bayramı’nda açık görüşme yaptıklarını belirterek “Bize mektuplar yazdığını ve yavaş yavaş göndereceğini söyledi. Onlar intihar mektubu değil kesinlikle” dedi. Ailesi savcı Yiğit’in intihar etmediğini, cezaevinde öldürüldüğünü iddia etmişti. l DHA Gülen’in 6 akrabası gözaltına alındı Erzurum’da Fetullah Gülen’in doğum yeri Pasinler ilçesi Korucuk Mahallesi’ndeki çeşitli adreslere operasyon düzenledi. Operasyonda, FETÖ’nün propagandasını yaptıkları öne sürülen Fetullah Gülen’in amcasının çocukları Dursun Yaşar Gülen ve Lütfü İhsan Gülen ile onların yeğeni Ulvi Çelik, Akın Güler, Mutlu Kızıltunç ve Ümit Yaşar Kızıltunç gözaltına alındı. l Yurt Haberleri Irak’taki okullara kapatma talebi Irak Eğitim Bakanlığı, Irak’ta FETÖ’ye bağlı eğitim veren kurumların kapatılması için Türkiye’nin talepte bulunduğunu duyurdu. Eğitim Bakanı Muhammet İkbal, aralarında Işık Koleji’nin de yer aldığı bu okullarda eğitim gören öğrencilerin geleceğini korumak için okulları bakanlığa devretmeyi planladığını bildirdi. Joost Lagendijk’e Türkiye’ye giriş yasağı Amsterdam’dan İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’na gelen eski TürkiyeAvrupa Birliği (AB) Karma Parlamentosu Komisyonu Eşbaşkanı, Hollandalı siyasetçi Joost Lagendijk’in Türkiye’ye girişine izin verilmedi. Pasaportuna el konulan Lagendijk’in bugün sınır dışı edileceği belirtildi. Kapa Joost Lagendijk tılan Zaman ve Today’s Zaman gazetelerinin yazarı Joost Lagendijk’e uygulanan giriş yasağına gerekçe olarak Hollanda’daki Türk Büyükelçiliği’nden vize almaması gösterildi. Yetkililerin Lagendijk’a bunun ‘yeni bir uygulama’ olduğunu söylediği öğrenildi. Eski parlamenter bugün Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan Hollanda’ya gönderilecek. Lagendijk’in sınır dışı edileceğini Twitter’dan duyuran eşi gazeteci Nevin Sungur, “7 yıldır Türkiye’de yaşayan ve çalışan Joost Lagendijk’ı Sabiha Gökçen Havaalanı’nda ülkeye sokmadılar ve yarın sabah sınır dışı ediyorlar” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear