26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 21 Eylül 2016 6 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY/ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN RKEOUNTEURŞST’UE ERDOĞAN: OHAL EPEY UZAYABİLİR Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Reuters’e verdiği mülakatta Esad iktidardan gitmeden Suriye’de kalıcı barışa ulaşılamayacağını savundu. Erdoğan, “Bu katil Esad’ı niye bazı devletler destekliyor” diye çıkıştı. Daha önce Başbakan Binali Yıldırım’ın “geçiş sürecinde Esad’ın rolü olabileceğini” açıklamasına karşın Cumhurbaşkanı, “Esad’ın ge çiş sürecinde yeri olamaz. Dünya Esad’ın dahil olmadığı bir çözüm bulmalı” diye ısrar etti. TSKÖSO’nun Suriye’de yürüttüğü Fırat Kalkanı operasyonuyla ilgili olarak da “Sabırlı davrandık. Tüm birliklerimizi Suriye’ye konuşlandırmadık. Cerablus’u ılımlı muhalefet kurtardı” dedi. ABD’nin IŞİD’in Suriye’deki kalesi Rakka’yı kurtarma planları nı desteklediklerini belirten Erdoğan, “Türkiye tek başına hareket etmeyecek. ABD liderliğindeki koalisyon güçleriyle hareket edeceğiz” dedi. OHAL’in gerekirse uzatılacağını duyuran Erdoğan, “Üç ay ya da bir ay hatta daha uzun süre uzatılabilir. Meclis karar verecek” dedi. “ABD Gülen gibi bir teröris ti barındırmamalı, bunun mazereti olamaz” uyarısını yapan Erdoğan, Gülen’in tutuklanıp iade edilmesini istedi. “ABD bizim stratejik müttefikimiz ve NATO partnerimizse, Gülen gibi teröristin örgütünü yönetmesine izin vermemeli” diye çıkıştı. Erdoğan, Türkiye’nin AB üyeliği süreciyle ilgili “AB’nin dürüst olmasını istiyoruz” dedi. BM’DE KONUŞAN ERDOĞAN: FETÖ YENİ NESİL TERÖR ÖRGÜTÜ ‘170 ülke için tehdit’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan , BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada FETÖ ile mücadele çağrısı yaparak, hareketin temsil edildiği 170 ülke için “milli güvenlik tehdidi” olduğunu söyledi. Darbe girişiminde Meclis’in F16’larla bombalandığını, tankların insanları ezip geçtiğini, helikopterlerden ateş açıldığını hatırlatan Erdoğan, “Demokrasiyi koruyan milletimle iftihar ediyorum. Karşınızda duruyorsam bunun sayesinde” dedi. Cumhurbaşkanı, darbe girişiminin aynı zamanda dünya demokrasisine yapıldığını vurguladı. “Yeni nesil terör örgütü” olarak tanımladığı FETÖ’nün “tüm dünyayı boyunduruğa almak gibi derin zihni sapkınlık içinde” olduğunu iddia eden Erdoğan, 170 ülke için “milli güvenlik tehdidi” olduğunu savundu. Erdoğan, “Tüm dostlarımıza kendi güvenlikleri için FETÖ’ye karşı gerekli önlemleri alma çağrısı yapıyorum” dedi. AB sözünü tutmadı Erdoğan, Suriyeli sığınmacılar için toplamda 25 milyar dolar harcayan Türkiye’ye BM’den sadece 525 milyon dolar destek geldiğini, verdiği sözleri tutmayan AB’nin sadece UNICEF’e 178 milyon dolar verdiğini, Türkiye’ye hiçbir yardımda bulunmadığını aktardı. AB’yi sığınmacı anlaşmasında verdiği sözleri de tutumamakla suçladı. Suriye, Suriyelilerindir “Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Suriye, Suriyelilerindir” diyen Erdoğan, Fırat Kalkanı operasyonu ile ilgili olarak “24 Ağustos’ta Gaziantep’te bir düğünde çocuğu canlı bomba yaptılar ve insanlar öldü. Sabreden Türkiye, daha duramazdı” dedi. Fırat Kalkanı’nın “PKK’nin önceliğinin IŞİD’le savaşmak olmadığını ortaya çıkardığından” söz eden Erdoğan, operasyonun ılımlı Suriyeli muhaliflerin özgüvenlerini kazanmasını sağladığını, Musul’u IŞİD’den geri alma çabalarını cesaretlendirdiğini belirtti Barış koridoru oldu Cerablus’tan, Rai’den IŞİD’i derdest ettiklerini dile getiren Erdoğan “Terör koridoru olmaktan çıktı, barış koridoru haline geldi. Operasyonun amacı güvenli bölgeyi fiili olarak hayata geçirmektir. Bu bölgede yerleşim yerleri inşa etmeyi planlıyoruz. Buraların uçuşa yasak bölge haline getirilmesi konusunda birlikte çalışmalıyız” dedi. BM yardım konvoyunun vurulmasından Suriye hükümetini sorumlu tutan Erdoğan, “Rejimin ya teslim ol ya öl politikasına BM daha ne kadar hoşgörü gösterecek” diye çıkıştı. Yeni kriz çıkar uyarısı Irak’tan tüm kesimlerin temsil edildiği ideal siyasi sistemin kurulmasının kolay olmayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı, Musul operasyonunda bu hassasiyetlerin göz önünde tutulmasını istedi, yoksa bölge halkından 1 milyon insanın kaçmasıyla yeni insani kriz çıkabileceğini söyledi. Dünya 5’ten büyüktür Erdoğan , BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi çağrısını ve “Dünya 5’ten büyüktür” sloganını tekrarladı. Bu sözleri alkışla karşılanan Erdoğan , yanlışlıkla 1. Dünya Savaşı şartlarında kurulduğunu dile getirdiği BM Güvenlik Konseyi’nde 2. Dünya Savaşı’nın kazanan ülkelerinden oluşan veto yetkisine sahip 5 daimi üyeye yüklendi. Dünyanın bu 5 ülkenin iki dudağı arasına mahkum edildiğini, tüm dünyanın temsil edilmediği BM Güvenlik Konseyi’nin adaleti tesis edemeyeceğini vurguladı. Erdoğan, “20 üye ülke mi olacak, hepsi daimi üye olsun. Üyeler dönüşümlü olarak iki yılda bir değiştirilsin. Tüm dünya burada yerini alsın” önerisinde bulundu. “‘Ben sesimi çıkartırsam ne olur’ diye düşünürseniz biz yanmışız. Siyasetçi omurgalı olacak, inandığı doğruları seslendirecek ve arkasında duracak” dedi. l Dış Haberler Erdoğan, BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında FETÖ’nün 170 ülke için milli güvenlik tehdidi olduğunu söyledi. Obama: Tek adamlık yanlış, savaş çıkarır Kasımda halefi seçilecek ve ocakta koltuğu devredecek Barack Obama ABD başkanı olarak sekizinci ve son kez BM Genel Kurulu’nda konuştu. Bazı uzmanların geleceğin tek adamlık sistemi getireceğini savunduğunu aktaran Obama, “Tarih gösteriyor ki tek adamlık sadece iki yol açar: Kalıcı baskı ve zulüm içerde ihtilaf ve çatışma çıkarırken, dışarda da düşmanlar ve günah keçileri yaratılır ve savaş çıkar” dedi. Ortadoğu ve başka bölgeleri mahveden aşırılıkçı ve mezhepçi şiddetin hızla tersine çevirmenin mümkün olmadığını dile getiren Obama “Dürüstsek biliyoruzdur ki, hiçbir dış güç farklı dini ya da etnik toplulukları uzun süre bir arada yaşamaya zorlayamaz. Toplulukların nasıl birlikte yaşayacağına dair temel sorulara yanıt bulunana dek aşırılıkçılığın közü yanmaya devam edecek. Sayısız insan ıstırap çekecek” dedi. İsrail’e “işgalci” atfında bulunan Obama, “Filistinlilerin tahrikleri reddedip İsrail’in meşruluğunu tanıması ve İsrail’in de Filistin topraklarını kalıcı biçimde işgal edemeyeceği ve yerleşim yapamayacağını tanıması halinde kesinlikle İsrailliler ile Filistinliler daha iyi olacak” dedi. Rusya’yı “kaybettiği ihtişamı güç kullanarak geriye kazanmaya çalışmakla” suçlayan Obama, Suriye’de askeri bir çözümün var olamayacağını, siyasi çözümün tek seçenek olduğunu vurguladı. Ban’dan eleştiri BM Genel Sekreteri sıfatıyla son kez BM Genel Kurulu’nun açılışını yapan Ban Kimun da Esad’ı eleştirerek “Birçok grup masum insanları öldürdü ancak hiçbirisi varil bombalarıyla sivillere saldıran ve binlerce tutukluya işkence eden Suriye hükümetinden daha fazla insan öldürmedi. Suriye’nin geleceği bir kişin kaderine bırakılamaz” dedi. l Dış Haberler Sisi’ye yoğun ilgi Trump Sisi Bir buçuk ay sonra birinden biri ABD başkanı seçilecek Cumhuriyetçi aday Donald Trump ile Demokrat aday Hillary Clinton, BM Genel Kurulu kulislerinde piyasa yapıp politikalarını tanıttı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kanlı bıçaklı olduğu Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin her iki aday için de cazibe merkezine dönüşmesi dikkat çekti. ClintonSisi görüşmesi bir saatten uzun sürerken, danışmanları terörle mücadeleden insan haklarına bir dizi konunun ele alındığını belirtti. Sisi, Demokrat adaya insan hakları ve özgürlükler alanında önemli ilerleme kaydettiklerini söyledi. Sisi ile görüşmesinde “Seçimi kazanırsa Sisi’yi resmi ziyaret için ABD’ye davet edeceğini ve Mısır ile çok büyük saygı duyduğu Mısır halkını ziyaret etmekten onur duyacağını” duyuran Donald Trump, bu vesileyle “barış seven Müslümanları çok takdir ettiğini” anlattı. l Dış Haberler Avukatlar, yerinde tespit için komisyon OLUŞTURULMASINI istedi BM’ye kayyım şikâyeti MAHMUT ORAL Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi bir grup avukat kayyım atamalarına karşı BM’ye başvurdu. Avukatlar başvurularında BM’yi bir an önce harekete geçmeye ve yerinde tespit yapmak üzere BM nezdinde komisyon oluşturmaya davet etti. MHD adına avukat Gülşen Özbek, avukat Barış Oflas, ÖHD adına avukat Ömer Güneş, kayyım atamalarına karşı Birleşmiş Milletler’e (BM) başvurdu. 20 Temmuz’da ülke genelinde olağanüstü hal ilan edildi ğini hatırlatan avukatlar, OHAL ile başta ulusal veya etnik, dinsel veya dilsel azınlıklara mensup olan kişilerin hakları olmak üzere tüm yurttaşların temel hak ve hürriyetlerinin ciddi seviyede kısıtlandığını vurguladı. OHAL ilan edildikten sonra 8 KHK yayımlandığı belirtilen başvuruda, bunlara dayanılarak 1229 vakıf ve dernek, 19 sendika, federasyon ve konfederasyonla 15 vakıf olmak üzere 1263 sivil toplum örgütünün faaliyetinin durdurulduğu, 1043 özel eğitim veren kuruluşun kapatıldığı, birçok kamu kurumunda çalışan 50 bini aşkın personelin de görevden ihraç edildiği belirtildi. Avukatların başvurusunda BM göreve çağrılarak şu ifadeler kullanıldı: “BM’nin temel amaçlarından birinin, BM Şartı’nda ilan edildiği üzere ırk, cinsiyet, dil veya din gibi bir ayrımcılığa tabi tutmaksızın herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygıyı teşvik etmek ve geliştirme olduğunu yeniden teyit ederek’ şeklindeki bildirgenin başlangıç hükmünde belirttiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşanan bu uygulamaların bir an önce son bulması adına BM’yi harekete geçmeye ve yerinde tespit yapmak üzere Birleşmiş Milletler nezdinde komisyon oluşturmaya davet ediyoruz.” l DİYARBAKIR Suriye’de kim haklı çıktı? T a 2011’de krizin yeni yeni ivmelendiği ve içsavaşın ayak sesleri la birlikte belli spesifik bölgelerde çoğunluğu oluşturan gruplar açısından da Esad rejimi, ne nin yavaş yavaş hissedilir ol kadar otokratik olursa olsun bir duğu günlerde yazmıştık, Su “sigorta” işlevi taşımaktaydı. riye, “Arap Baharı”na ayar ve Suriye’de çoğunluğu oluş rebilir diye... turan SünniArap nüfusa hitap Sonrasında “bahar havası” edip 1930’ların ortasından itiba şöyle dursun, Suriye, bir cehen ren ülkede etkin olan “Müslü nem sıcağının Ortadoğu’dan da man Kardeşler” de tüm bu azın öte tüm dünyaya yayıldığı yer lık kesimler tarafından tehdit oldu. Tabii bu “sıcak”, herke olarak algılanıyordu. si kavurucu etkisi altına aldı da, Öte yandan, hayli ilginç bir çap Türkiye’yi daha beter etkilediği raşıklıkla, bir siyasal İslâm ülkesi ni düşünme yolunda çok gös olan İran, 12 İmam Şiîliği üzerin terge var önümüzde. den, aslında seküler dokulu Su Ve kim ne derse desin, adını riye Nusayriliğiyle özellikle sem ister despot, ister cani, ister te bolik ve mitolojik mahiyette hatı rörist koysun, işin başından iti rı sayılır ortak paydaya sahipti. O baren en doğru öngörüde bulu yüzden bu ülkeye yönelik girişim nan Beşşar Esad oldu. lere duyarlıydı. Bizim kendi kendimize “stra Bu, Irak açısından hiç söz ko tejik derinlik”lerde tatlı hülyalara nusu olmamış bir duyarlılıktır. daldığımız 2011 sonbaharında Aksine, Irak’a Batı müdahale o, “Burası diğer Arap ülkelerine sinden hiç haz etmemekle bir benzemez; dış müdahale olur likte İran, Irak’ın başına gelenle sa ortalık yangın yerine döner, re de ah etmemiş, sakin ve “se deprem olur, birkaç Afganistan rin” yaklaşmıştır. Nihayetinde çıkar ortaya” demekteydi. 1980’li yıllarda İslâm devrimini Suriye otokratının her ne olur “soğurma” yolunda Batı tarafın sa olsun hükmettiği toplumu dan kendisine saldırtılan, sekiz doğru okuduğuna delalet eden yıl savaştığı bir ülke ve bir adam bu ifadeye bugün eklenebilecek (Saddam) söz konusuydu. tek söz, ortaya birkaç Afganis Bu bakımdan İran için Irak, ah tan çıkmış olmasının ötesinde etmekten çok “oh” çekilen bir en azından bir tane de “Pakis yer oldu. tan” çıkmış olduğudur ki bu da Ama işte Suriye rejimi, İran Türkiye. (Burada bir kez daha için böyle değildi ve öyle olma söz konusu analizi bu toprak dığını bugün hep beraber (“şe larda ilk yapan isim olan değer kildeki gibi”) görüyoruz!.. li dostumuz Fehim Taştekin’i Rusya da bugün durduğu takdirle zikredelim!) yerde olacağının ipuçlarını tari Suriye, “Arap Baharı”nın bir he bakıldığında vermekteydi. serap olduğunun henüz an Sovyet Rusya’dan “post laşılmadığı 2010 başlarında Sovyet Rusya”ya kırılarak ge “Bahar”ın güllerinin açtığı ileri çiş sürecinde nadir süreklilikler sürülen Mısır, Tunus ve Libya’ya den biri, Suriye’ye yönelik ve ta (Esad’ın belirttiği gibi) gerçek bii Suriye’den karşılık da bulan ten hiç mi hiç benzememek Rus sempatisiydi. teydi. O, Irak’a benzemekteydi, Suriye krizinin başında Rusya, ama işte ilginçtir, Beşşar Esad, Birleşmiş Milletler’in Suriye’ye Suriye’ye müdahalenin sonuç yaptırım kararına karşı çıktığın öngörüsünü Irak’a göndermey da Esad, şükranlarını bildirdi ve le yapmıyor, Afganistan’ı işaret Moskova’yla sürekli istişarede ediyordu. olduğunun altını kalınca çizdi. Çünkü Suriye’nin Irak’tan da O günlerden bugünlere gelindi. eksiği yok fazlası vardı. Sonuçta ne İran, ne de Rus Ve Suriye’ye dış müdahale ya tarihsel süreçte hiçbir za riski, Irak’ı mumla aratacak de man Suriye siyasetine dışarlık recede fazladan ve farklı dina lı değildi. Kürtler zaten içeridey mikler barındırmaktaydı. di. Aksine daha dışarlıklı olan Suriye ülke içinde azınlık, lar, Amerika ve Türkiye denebi ama azımsanmayacak bir azın lir. Suriye iç savaşa kırıldığında lık oluşturan AleviNusayri nüfu onlar da “bahar sarhoşluğu”yla sa “yaşam sigortası” oluşturan içeri daldı, ama cehennemî ba bir otokratik liderlik tarafından taklığa ayağını en cevval basan yönetiliyordu. Türkiye oldu. Keza Dürzî, İsmailî, Marunî, Ve korkarım orada en faz Ermeni, Türk, Kürt, Çerkez gi la “içerideki acemi” konumunda bi ülkede birer azınlık olmak olan da o!.. ‘IŞİD Bab’ı terk ediyor’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fırat Kalkanı operasyonunun yeni hedefi ilan ettiği Bab’daki IŞİD militanlarının ailelerini Rakka’ya göndermeye başladığı haberleri geliyor. Ara News’e konuşan aktivistler, cihatçıların aileleri olduğu düşünülen kadın ve çocukları taşıyan onlarca arabayı kentten çıkarken gördüklerini aktardı. IŞİD militanlarının birkaç gün önce de Bab’daki “şeriat mahkemesi, polis merkezi, eğitim kampları ve silah depoları gibi binalarını boşalttığı” belirtiliyor. l Dış Haberler BM’ye gidemedi Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev (60), New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantısına katılmak için İstanbul’dan uçağa bineceği sırada rahatsızlandı. Göğüs ağrısından şikâyetçi olan Atambayev’in sağlık sorunları nedeniyle eylül sonuna kadar Çeşme’de kalacağı bildirildi. l Haber Merkezi Cenevre’deki oturumda sert eleştiriler Türkiye’ye suçlama: OHAL’i kötüye kullanıyor DUYGU GÜVENÇ Türkiye, gözlerini BM’nin New York’taki Genel Kurulu’na çevirdiği sırada BM İnsan Hakları Konseyi’nin beşiği olan Cenevre’deki oturuma Türkiye’deki gelişmeler damga vurdu. Article 19 ve Pen adlı kuruluşlar oturumda Türkiye’yi OHAL’i kötüye kullanmakla suçlarken, buna yanıt Türkiye adına Umut Deniz’den geldi. Deniz, “Türkiye konu insan haklarına geldiğinde en üst düzey standartları uygular” dedi. BM İnsan Hakları Konseyi’nin 33’üncü oturu munda gündem olmamasına karşın Türkiye’deki OHAL ile birlikte ifade özgürlüğü önündeki engelleri Article 19 ve Pen gündeme getirdi. Ortak açıklama İki sivil toplum kuruluşu, oturumda yaptığı ortak açıklamada “OHAL, ifade özgürlüğünü kısıtlamak için kullanılmamalı” denildi ve Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerinde attığı geri adımlardan vazgeçmesi istendi. Açıklamada, 17 gazetecinin ise teröre yönelik suçlamayla görevden alındığı belirtildi. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear