26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 11 Eylül 2016 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Nardis’te cazın yeni sezonu belli Irons: ‘Oscar için ruhunuzu satmalısınız’ İstanbul Galata’daki Nardis Jazz Club, yeni sezondaki ilk konserlerini Oscar ödüllü İngiliz aktör Jeremy Irons,İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademi ilan etti. 12 Eylül akşamı 21.30’da Modal Caz Quartet ile başlayan si BAFTA’nın önceki gün düzenlediği etkinlikte yaptığı açıklamada, ‘Bugün Oscar ka programda ertesi akşam Kâmil Erdem ve Tümer Uluçınar ikilisi, zanabilmek için ruhunuzu satmalısınız” ifadesini kullandı. “Reversal of Fortune” / “Ta 14 Eylül’de ise Batu Şallıel, Önder Focan ve Kâmil Erdem Trio lihin Dönüşü” filmindeki performansından ötürü 1990’da Oscar’ı kucaklayan sanatçı, dinlenebilecek. Öğrenci biletlerinin 20, tam biletin 35 TL olduğu “Bu hiç bir zaman sizin ne kadar iyi olduğunuzla ilgili olmadı, daha çok ödülün ne za 17 konserler 15 Eylül’de Focan’ın “Organic Expeditions feat. Kaan Bıyıkoğlu & Ekin Cengizkan” projesi konseriyle devam edecek. man geleceğiyle ilgiliydi” diyerek şöyle devam etti: “Ancak bugünlerde Oscar için ruhunuzu satmak durumundasınız, her yere uçmalı ve herkese çiçekler sunmalısınız.” Ve kahkahalar ‘Mağara’yı insanlıkla çınlatır Vedat Özdemiroğlu, pek çok mizahçı meslektaşıyla günümüz dünyasına sırtını dönerek ilk evimiz dediği ‘Mağara’ dergisinde buluşacak. İlk sayısı ekimde raflarda olacak ‘Mağara’, sanatçıya göre insanlığın ilk dergilerini yayımladığı yerlerden farklı değil. İnsanların korkudan adeta kabuğuna çekildiği bu dönemde, bir mizah dergisinin daha çıkış haberi geldi. Gırgır, Fırt, Dıgıl, Avni, Fırfır, Leman, LManyak, Öküz, Dinozor, Yeni Harman, Haftalık ve Fermuar dergileri ile Cumhuriyet’te yazarlık yapmış Vedat Özdemiroğlu’nun da içinde bulunduğu “Mağara”, birkaç gün içinde raflarda olacak. Biz de bunu fırsat bilerek, 1071’den beri biz OHAL’deyiz zaten” diyen Özdemiroğlu’yla sonbaharda okuyacağımız bu yeni yayını ele aldık. Derginin Goa Yayınları bünyesinde basılacağını söyleyen deneyimli mizahçı, dergi fikrinin yayınevi sahibi ve “Mağara”nın Yayın Yönetmeni Burak Süloğlu’ndan geldiğini söylüyor. Kurban Bayramı’na kadar raflardaki yerini alması beklenen “Mağara”, şimdiden 48 ilâ 64 sayfalık bir derinliğe sahip. Aslında, yukarıda saydığımız yayınların çoğunda dirsek çürütmüş, birçok özlenen mürekkep, yürek ve beyin var bu “Mağara”nın derinliklerinde: Kemal Aratan, Behiç Pek, Zafer Temoçin, Erdoğan Dağlar, Zehra Ömeroğlu, Mustafa Satıcı, Alp Tamer Ulukılıç, Kâmil Masaracı, Öğünç Ersöz , Serdar Akkoyun , Çağdaş Erçelik ve sürpriz kapak tasarısı ile Latif Demirci. Eski tanıdıklar bir arada Bunun yanı sıra, gıdıklayan mürekkepleriyle Özdemiroğlu başta olmak üzere, Atilla Atalay, Sevda Koçan, Aydan Gündüz, Efe Gültekin, İlker Ekiz ve Şirin Soysal da, aynı kovukta izler bırakmayı bekliyor. Ayrıca Funda Özdemiroğlu ile zenginleşen dergi için, Rus heykeltıraş Vasilisa Chugunova’nın da, bir “Dostoyevski” portresi çizmesi ve orada Dostoyevski’den alıntılar yapılması için çalışmalar sürüyor. Bu arada bir başka müjde daha veriyor mizahçı: Halen, Öğünç Ersöz’le beraber yazdığı, taş devrinde geçen bir hikâyeye, beyazperde için son şeklini veriyor. Bunu da her zamanki umut ve iyimserliğiyle “İlkçağda geçiyor ama, imkânsız da değil” diyerek tarifliyor. ‘Ülkeyi çıkmaza sapladılar’ Sözlerimiz, ister istemez, 15 Temmuz sonrası “böyle bir döneme” ge ‘Hepimizin ortak evi fikrinden yola çıktık’ “İlk dergiler mağaralara çizildi diye düşünüyorum. İlk resimler, afişler, fragmanlar... ‘Hepimizin ortak evi’ fikrinden yola çıktık. Nihayetinde mağaradan geldik. En modern, en konforlu evin bile ilk atası mağara olarak varlığını sürdürüyor şu an. Bir çeşit ortaklığın altını çizmek, mağara duvarından beri, devam eden çizgi işinin bugünkü örneğini göstermek ve bir çeşit vefa borcu ile ilk evinizi hatırlamak istedik.” lince, yine anlatıyor Özdemiroğlu, dertleşircesine: “Zaten, 15 Temmuz darbe girişiminin kendisi, büyük bir kara mizah barındırıyordu. Üçüncü dünya ülkelerinde bile görülmeyen bir girişimdi. Bana biraz da Fyodor Dostoyevski’nin “Cinler’’ romanındaki ipe sapa gelmez, sözde anarşistlerin kalkışmasını hatırlattı. Türkiye en sonunda o kadar sağcılaştı ki, ‘sağa karşı sağ’ darbe yaptı. Bu, sundukları alternatiflerin kısırlığını gösterir. Ülkeyi çıkmaza sapladılar. 12 Eylül’ün faşist darbesi solu ezdiği için, vicdanı temsil eden en kadim söylemlerle halkın temiz vicdan duygularını sömüren profesyonel dindarlar bu alanı doldurdu. Kapitalist merkez sağ ile Amerika’yla daha organik bağları olan bir başka finansal merkez sermayenin savaşı yaşandı. Yine de, halkımla kıvanç duyuyorum. Millet milletliğini göstermiştir.” ‘bDıreavklemtaplıa’ ranoyayı Kendisine yine “böylesi bir dönemde” devletin hali pürmelalini sorduğumuz zaman ise, şöyle yanıtlıyor bizi: “Devlet, artık paranoyayı bırakmalı. Ne olursa olsun, ne söylenirse söylensin; yazı yine yazıdır. Gökgürültüsünden korkan ilkel insanlara benziyor devlet! O sadece bir gökgürültüsü... Alışacaksın. Fikir ve ifade hürriyeti olmasaydı, insanlık aşama kaydedemezdi ki... Fikrini açıklayana dava açmadığın, hapse atmadığın gibi, teşekkür de edeceksin. Devletin görevi polislik yapmak değil, insanı fikrini açmaya daha da teşvik etmektir.” l Kültür Servisi ‘ONLAR VURDUKÇA, BİZ BÜYÜDÜK’ “Tam da can güvenliğinin azaldığı zamanlarda, mizah devreye girer. Can güvenliğimizi bekleriz; ama mo ral güvenliğimizi devletten bekleyemeyiz. Bu yaradılışla ilgili. Aksine, Ece Ayhan’ın dediği gibi ‘onlar vurdukça biz büyü dük’. Onlar bizi neşesizliğe, vasatlığa, ortalama akla mahkum ettikçe biz içimizde daha eğlenceli, ka rışık değil ama karmaşık insanlar olmaya gayret ettik. Bir grup insanın çabasına hâlâ bakılırsa, tümden de başarısız değiliz.” ‘EVLERE GİREBİLEN’ BİR YAYIN * Aklımıza bir soru takılıyor: Bu mağara ‘aşağıya’ mı, yoksa ‘yukarıya’mı yöneliyor? “Mağara”nın ne kadar “underground” olacağını sorduğumuzda, Özdemiroğlu keyifle yanıtlıyor bizi: “Underground değil ‘ground’ bir dergi. İngilizce konuşmak istemezdim, ama öyle tabir edi yorlar! Yani merkezde bir dergi; küfürsüz, cinsel organsız... Argoyu barındıran, ama küfre tavır koyan bir dergi. Önemli olan, evlere girebilmek. Vapurlar güzel, yurtlar güzel, sokak çok güzel ama evde dergi okumanın zevki başka. O eve girmeyi de hak etmek gerek diye düşünüyorum.” Kapitalizm Sonrası Geleceğimiz İçin Bir Kılavuz Paul Mason Ñngilizceden Çeviren: Şükrü Alpagut Lord Andrew Lloyd Webber’dan çocuklara sürpriz Besteci Lord Andrew Lloyd Webber, 2002 tarihli “Rock Okulu” filminden ilhamla hazırladığı yeni müzikalin politikacıları okullardaki maddi destekli müzik eğitimini artırmasına yönelik bir hesaplaşmaya sevk edeceğini söyledi. İlgili filmde yaşları dokuz ile 12 arasında değişen bir grup müzik meraklısı çocuk, kendi çalgılarıyla “Orkestralar Savaşı”na hazırlanıyordu. Benzer bir kadroyu sahneye de canlı perfomanslarla aktaracak olan Webber, BBC’ye yaptığı açıklamada, eğitimde her tür kısıtlamaya gidildiği şu dönemde “müzik hayati derecede önem taşıyor” mesajını iletti. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear