26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 11 Eylül 2016 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN Subliminal gözaltı Cadı avı da, cadı kim? Cumhuriyet, daha darbe girişiminin birkaç gün sonrasında manşetinden haberleştirdi; gözaltı, tutuklama, ihraç dalgasının bir askeri darbeye kalkışanların ve gözü dönmüşçesine kan akıtan, can alanların cezalandırılmasına yönelik haklı “hukuksal – siyasal” operasyonların hedeften şaşıp bir “cadı avı”na dönüşebileceğine dikkat çekti. Gelişmeler bu öngörüyü haklı çıkardı, çıkarıyor ve görünen o ki çıkaracak... Son haftada yaşanan gözaltı, tutuklama, açığa alma, meslekten ihraç dalgası nicelik olarak ürkütücü. Yalnız öğretmen kesiminde açığa alınan, ihraç edilen öğretmenlerin sayısı 50 bin sınırına yaklaştı, belki de geçti. Polisteki, ordudaki ve yargıdaki sayılar da daha aşağı değil. Kamudaki hiyerarşinin dışında, bir başka merkeze, “Gülen Cemaati”nin hiyerarşisine bağlı olan, bu paralelde davrananların kamu görevlerinden uzaklaştırılmasına itiraz edilmese gerek. Kuşkusuz bu bağlamda da yargı kararı, somut kanıtlara özen gösterilmesi de gerek. Polis fezlekeleri, amir ya da memur konumundaki birilerinin kişisel yargılarına dayanan ihbarlarla yapılacak bir “temizlik” aslında hukuksal bir kirlilik yaratır. Vebali de yüksek olur. Bu zemberek boşalmasının, bu çapı durmaksızın büyüyen “temizlik operasyonları”nın yakıcılığı kuşkusuz rakamlarla ölçülemeyecek bir anlam ve önem taşıyor. Yani nicelik kadar, hatta nicelikten de çok nitelik ağır basıyor. Bugün gelinen aşamada iktidarın tepeleri bile tedirgin. Cumhurbaşkanı’nın “At izi, it izine karıştı” cümlesinin başka bir anlamı olamaz. Başbakan’ın soruşturmalarda özen gösterilmesine ilişkin uyarısı da, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in “Yolda arabasının amortisörü patlayan FETÖ’cüler yaptı diyor. Bu iş cadı avına dönüştü” sözleri, bencileyin müzmin muhaliflerin sözüne gerek bırakmayacak kadar açık. Yüzlerce (binlerce?) örnekten biri: Kocaeli Üniversitesi’ndeki acımasız, temelsiz, hiçbir inandırıcılık taşımayan, nasılsa ve nedense rektör iskemlesine oturmuş birilerinin “Bizim gibi, uzun boyuna kurban olduğumuz ‘Reisimiz’ gibi düşünmeyen herkes düşmandır, tez elden hesabı görülmelidir” mantığına dayanan kıyım... Haydi bir örnek daha: Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ın gözaltına alınmaları... İkisini de tanırım. İkisiyle de uyuştuğumuz ve uyuşmadığımız fikirlere, ideolojik görüşlere sahibiz. Gözaltı haberini alır almaz sosyal medyanın bataklık kesimlerinde başlayan linç dalgasını umursamam. Polislerin dile getirdiği gözaltı gerekçesine güler geçerim. Bir TV programında konuşmak suç olarak kabul ediliyorsa kurtkuzu hikâyesi gelir aklıma. Hani yüklediği suçu kabullenmeyen kuzuya, “Olsun ben yine de seni yiyeceğim” diyen kurdun hikâyesi... HHH Evet, bu “operasyonlar” hukukun konusu olmaktan hızla çıkıyor ve siyasal intikam operasyonlarına dönüşüyor. Cadı avı sahiden de cuk oturan bir tanım oluyor. Üstelik “cadı kim” sorusuna inandırıcı bir cevap vermeye bile gerek duyulmayan bir av bu... Yıllar ve yıllar önce ustalarımdan biri, rahmetli Hasan Pulur ağabeyim söylemişti: Oğlum, berbat bir mesleğimiz var. Bir yerlerde cadı avı başladı mı, gazetecilik cadı olmayı gerektirir. Yoksa onu gazeteciden sayma” demişti. Yine haklı çıktı... l ANKARA VALİLİĞİ AÇIKLADI Başkentte 3 bin 502 memur ihraç edildi Ankara Valiliği, darbe teşebbüsü sırasında gazi olan vatandaşlardan 3’ünün halen yoğun bakımda olduğu, 9 kişinin ise hastanelerde tedavilerine devam edildiği bildirildi. “FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu değerlendirilen toplam 6329 kişi hakkında işlem tesis edilmiştir” denilen açıklamada, bu kişilerden kamuda çalışan 2 bin 223 kişinin açığa alındığı, 3 bin 502 kişinin ise ihraç edildiği kaydedildi. Açıklamada, 490 kamu personeli ile 114 vatandaş hakkında ise adli işlemlerin devam ettiği belirtilerek şöyle denildi: “09.08.2016 tarihli basın açıklamasıyla duyurduğumuz 308 kurum ve kuruluş dışında bakanlık onayı ile toplam 17 kurum ve kuruluş (1 okul, 5 yurt, 11 kurs ve etüt merkezi) kapatılmıştır. İlimizdeki 14 derneğin faaliyeti durdurulmuş ve kapatılması önerilmiştir. Ayrıca 3 okul, 17 yurt, 1 vakıf, 10 kurs ve etüt merkezi, 2 dershane ve 4 dernek için kapatma teklifi yapılmıştır. İlimizde 15 Temmuz’dan bu yana toplam 376 kurum ve kuruluş hakkında işlem yapılmıştır. Daha önce kapatılan 6 okulun 673 sayılı KHK ile faaliyetlerine devam etmesine karar verilmiştir.” l ANKARA/ Cumhuriyet Altan kardeşler darbeden bir gün önce TV’deki açıklamaları nedeniyle sorgulanıyor Ahmet Altan DEMOKRASİYE DÖNÜN Ahmet Altan, Bağımsız Gazetecilik Platformu’nun (P24) sitesindeki “Böyle Olmaz” başlıklı son yazısında, AKP hükümetine şöyle seslenmişti: “Demokrasiye ve hukuka dönün. Bir zaman savunduğunuz değerleri yeniden hatırlayın. Tarihe “son İttihatçılar” olarak geçmenin ne size, ne bu topluma bir yararı var. Denenmiş bir yolu bir daha deniyorsunuz, bu yol çıkmaz, yüz yıl önce de çıkmazdı, bugün de çıkmaz. Üstelik, 2016’da, dünya bu denli değişmişken yüz yıl önceyi yeniden yaşatmaya kalkmanın bedeli hepimiz için çok daha ağır olur. Bunu gerçekten görmüyor musunuz?” Prof. Mehmet Altan KİTAPLAR VE ÖDÜLLER Prof. Mehmet Altan, Kent Dindarlığı, Sarayı Yıkalım, Cami Kışla Parantezinde Türkiye, Puslu Demokrasi, Muş’ta Meryem Olmak, Küresel Vicdan, Hiçbir Şey Değişmiyorsa ve Kürt Sorununu İnsanileştirmek adlı kitaplara imza attı. Sudaki İz, Kılıç Yarası Gibi, İsyan Günlerinde Aşk, Aldatmak, En Uzun Gece ve Son Oyun gibi romanları çok satan listelerine girdi. Yunus Nadi Ödülü, Akademi Yayınevi Roman Ödülü, Leipzig Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü, Uluslararası Hrant Dink Ödülü, Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü gibi prestijli ödüllere değer görüldü. TAYYİP ERDOĞAN BİR ZAMANLAR BÖYLE SÖYLEMİŞTİ: ‘Artık Çetin Altan’ı 300 kez mahkeme kapılarına çağıran bir Türkiye yok’ Gözaltına alınan Altan kardeşlerin babası, geçen yıl vefat eden edebiyatçı ve gazeteci Çetin Altan’a, 20 Şubat 2009 tarihinde “Kültür ve Turizm Bakanlığı 2008 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü” verilmişti. Ödül töreninde dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan; eleştiriye tahammül olmadan yol alamayız diyerek, “Üzülerek söylemeliyim ki yakın tarihimizde düşüncenin serüveni meşakkatli bir yolculuk olmuştu. Farklılıkların kabulü kolay olmamış, kemikleşen önyargılar tahammülsüz anlayışlar düşünceyi ağır şekilde cezalandırmış ve bedelini bütün Türkiye ödemek zorunda kalmıştır. Bu yolcukta direnç gösteren, bedel ödemek pahasına düşünce sevdasından vazgeçmeyen, otoriter anlayışlara boyun eğmek yerine gerçeği söyleyen aydınlarımızın yazarlarımızın öncülüğü büyük önem taşıyor. Hiç kuşkusuz onlardan birisi Çetin Altan’dır... Ertuğrul Günay Çetin Altan Eleştirel akıl olmadan, eleştiriye tahammül olmadan yol alamayız. Söz olmadan, yazı ve fikir olmadan uygarlık iddiamızı gerçekleştiremeyiz. Farklı düşünmek asla birbirimizi anlamaya, en azından anlama çabasına mani olmamalı. Demokrasinin temeli taham Tayyip Erdoğan mül duygusudur. Bugün mutlulukla ifade ediyorum ki Türkiye ne Çetin Altan’ı 300 kez mahkeme kapılarına çağıran ve düşünceyi mahkum eden bir Türkiye’dir, ne de Nâzım Hikmet’i 12 yıl boyunca hapishanelerde tutan Türkiye’dir” ifadelerini kullanmıştı. Gazeteciyazar Ahmet Altan ile kardeşi Prof. Dr. Mehmet Altan, FETÖ kerlerle iştirak halinde atılı suçu işledikleri iddia edildi. FETÖ soruşturması kapsa operasyonu kapsamında dün mında tutuklanarak cezaevine İstanbul’da gözaltına alındılar. konulan Nazlı Ilıcak’ın da bu Soruşturma savcısı, Altan kar soruşturma kapsamında ifade deşlerin darbeden bir gün ön sinin alınacağı öğrenildi. Altan ce haberdar olduklarını, subli kardeşlerin, İstanbul Terörle minal mesajlar verdiklerini öne Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sürdü. Savcının iddiasının da ki işlemleri devam ediyor. yanağı ise Altan kardeşlerin 14 Temmuz’da katıldıkları Can Er Gözaltılara tepki zincan TV’deki programda yap Gözaltılardan sonra Ah tıkları açıklamalar oldu. met Altan’ın kızı Sanem Al Ahmet ve Mehmet Altan, İs tan, Twitter hesabından açık tanbul Cumhu lama yaptı. Sa riyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay’ın talimatı üzerine İstanbul’da gözaltına alındı. Subliminal mesaj nedir? Subliminal mesaj veya bilinçaltı mesaj, başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesaj olarak tanımlanıyor. Subliminal mesajlar nem Altan, “Ne yazacağım diye merak edenlere; demokrasi yolunda böyle şeylere şaşırmak, üzülmek Altan geni için pek Savcılığın gö insanın bilinçli dikkati tarafın mümkün değil, zaltı yazısında, YouTube üzerinden yayın yapan ‘Özgür Düşünce’ isimli TV dan fark edilemezler, ancak bu mesajların insanın bilinçaltını etkilediği ileri sürülüyor. Reklamcılık ve propaganda alanlarında sıklıkla kullanılıyor. her türlü haksız olsa da!” diye yazdı. Gazeteci Hasan Cemal, T24’te kaleme programına dar aldığı yazısında, beden bir gün önce konuk ola Altan’ların gözaltına alınması rak katılan Ahmet Altan ile na tepki gösterdi. Tatile gider programı sunan Nazlı Ilıcak ve ken, Çongar’ın telefonu ile ha Mehmet Altan’ın bu program beri aldığını söyleyen Cemal, da, darbe çağrışımıyla sublimi yazısını şu satırlarla bitirdi: nal mesaj içeren söylemlerde “Sevgili Çetin Abi hep enseyi bulundukları belirtildi. Bu söy karartmayın derdi. Ben de böy lemler kapsamında hüküme le seslenmek istiyorum, Sev tin ve Cumhurbaşkanı’nın teh gili Ahmet’le Mehmet kardeş dit edildiği iddia edilen yazıda, lerime. Yanınızdayım! Ayrıca şüphelilerin darbenin gerçek ‘muktedirler’e bir sözüm var: leşeceğini beyan ettikleri ifa Size tabi olmayanı, size, dev de edildi. Darbe girişiminin, te lete itiraz edeni yok etmek ve rör örgütüyle fikir ve eylem bir hepsinin dilini koparmak is likteliği içinde olmadan bir gün tiyorsunuz. Ama yazın bir ke öncesinden bilinmesinin müm nara: Başaramayacaksınız! Ta kün olmayacağı belirtilen yazı rihin sayfaları özgürlük düş da, bu nedenle şüphelilerin dar manlarının nice başarısızlık be girişiminde bulunan bir kı öyküleriyle doludur.” sım terör örgütü mensubu as l İSTANBUL / Cumhuriyet CHP, KHK’lerin iptali için AYM’ye gidiyor CHP, 90 günlük OHAL döneminde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan KHK’leri, iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıma hazırlıklarına hız verdi. CHP’nin iptal gerekçeleri; KHK’lerin “OHAL yasası ile tanınan içerik, zaman, coğrafya ve çerçeveyi aşması”, “mevcut yasalarda değişiklik öngörmesi”, “30 gün içinde Meclis’te görüşülerek karara bağlanmaması” olarak sı ralanıyor. CHP lideri Kemal Kılıç daroğlu, açıklamalarında, “Meclis’i devre dışı bırakmayın, FETÖ ile ortak mücadele edilmeli ve Meclis’in onayını almalısınız” mesajı nı vermiş, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantılarının ardından yeni KHK’ler Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. CHP, KHK’lerin AYM’ye taşınması için çalışmaları hızlandırdı. KHK’lerin madde madde incelemek ve anayasaya aykırılıkları belirlemek için CHP Grup Başkanvekili Levent Gök görevlendirildi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Bu barışla mücadele’ Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi’ne destek ziyaretinde bulunan CHP’li Tanrıkulu, ‘Yaşananları hukukla izah etmek mümkün değil’ dedi CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi ve İstanbul Milletveki li Sezgin Tanrıkulu, bir gecede 11 bin 285 öğretmenin görev den alınması nedeniyle, Eği tim Sen Diyarbakır Şubesi’ne destek ziyaretin de bulundu. Bu rada konuşan Tanrıkulu “15 Temmuz’dan son MAHMUT ra AKP Hüküme ORAL ti, darbe ile değil demokrasi ve ba rış ile mücadele etmeye başla dı. Darbe mücadelesini bir ta rafa bıraktı. Darbe mücadele si adı altında hak ve özgürlük lere, insan haklarına, adalete en büyük darbeyi indirdi ve in dirmeye de devam ediyor” de di. Tanrıkulu, Başbakan Binali Yıldırım’ın Diyarbakır konuş ması sırasında 14 bin öğretme nin açığa alınacağını söyledi ği sırada alkışlayanları eleşti rerek, “O tırşikçileri (siyasi ya lakalık) de aklımızın bir yerine yazıyoruz” diye konuştu. Tan rıkulu, Eğıitim Sen Diyarbakır Şubesi’ne destek ziyaretinde bulundu. AKP’nin bir gecede 11 bin 285 eğitim emekçisinin görevden uzaklaştırılması ne deniyle oturma eylemi yapan öğretmenlerle bir araya gelen Tanrıkulu, daha sonra sendika yöneticileri Eğitim Sen 1 Nolu Şube Eşbaşkanı İkram Atabay ve Havva Karahancı ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Özgürlüklere darbe Darbe girişimine karşı çıktıklarını vurgulayan Tanrıkulu, “Darbelerin mağdurları hep bizler olduk; emekçiler oldu, yoksullar oldu, ötekiler oldu ve Kürtler oldu. 15 Temmuz’dan sonra AKP Hükümeti, darbeyle değil demokrasi ve barış ile mücadele etmeye başladı. En son olarak, 11 bin 285 öğretmen Başbakan’ın bir açıklamasıyla açığa alındı. Bunu herhangi bir hukukla, yasayla, anayasayla izah etmek mümkün değildir. Bu ancak darbecilerin ve darbe hukukunun bir parçası olabilir. Hiç kimse bize bu uygulamaları darbe ile mücade le adı altında yutturamaz. Bu açıkça temel hak ve özgürlüklere bir darbedir. AKP ‘Allah’ın lütfü’ olarak gördüğü darbeyi uygulamaya devam ediyor” dedi. AKP’nin görevden aldığı öğretmenler ile ilgili CHP’nin bazı girişimlerde bulunacağını belirten Sezgin Tanrıkulu “Bu açığa alma işlemi KHK ile yapıldı. Bu KHK’lerin kendisi anayasaya aykırıdır. Partimiz Türkiye’nin en seçkin hukukçularından bu konuda destek alıyor. Ayın 21’inden önce sanıyorum bu KHK’leri AYM’ye götüreceğiz. Konuyu ayrıca Darbeleri Araştırma Komisyonu’na da taşıyacağız” dedi. l DİYARBAKIR ‘Üyelerimizi mağdur etmeyeceğiz’ PKK ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle açığa alınan 11 bin 301 öğretmenin 9 bin 843’ünün Eğitim Sen üyesi olduğunu bildiren Eğitim Sen, “Hiçbir eğitimci arkadaşım endişe etmesin. Hiçbir arkadaşımızın ailesini, çocuklarını, öğrencilerini asla mağdur etmeyeceğiz. Hukuki ve maddi olarak dayanışmalarla yanlarında olacağız” açıklamasını yaptı. Eğitim Sen Ankara Genel Merkez binası önünde farklı şehirlerden onlarca eğitimcinin katılımı ile basın açıklaması düzenlendi. Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, Türkiye’de barış ve demokrasiden yana olan tüm kuruluşlarla görüşmeler içerisinde olduklarını, diplomatik anlamda da uluslararası kuruluşlarla görüştüklerini, ciddi bir planlama içerisinde olduklarını belirtti. Mücadele planlarını oluşturduklarını belirten Karaca, “Faşizme karşı en büyük yanıt örgütlü mücadelemizi büyütmek ve örgütlü mücadeleden kopmamaktır” diyerek tüm illerdeki eğitim emekçilerini Eğitim Sen çatısı altında toplanmaya davet etti. l ANKARA/Cumhuriyet Kamu cephesi Ankara yolunda KESK Kamu Emekçileri Cephesi, OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevden almalara karşı İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı. KHK ile görevden alınan kamu emekçileri dün Ankara’ya gitmek üzere Kartal Meydanı’nda toplandı. Burada üzerlerinde “Yeni personel rejimi yasasını istemiyoruz”, “Köle değil, emekçiyiz, iş güvenliği istiyoruz” yazılı yelekler giyen kamu çalışanları,“ OHAL haklarımıza ve iş güvencemize saldırıdır. İş güvencemizi teslim etmeyeceğiz” pankartı açtı. Kamu emekçileri sık sık “Adalet istiyoruz”, “AKP’ye teslim olmayacağız” sloganı attı. KHK ile görevinden uzaklaştırılan Halil Top yaptığı açıklamada, “AKP faşizmi saldırılarında hiçbir kıstas gözetmiyor. Öyle ki darbe girişiminden 35 gün sonra hangi ara tespit ettilerse Fetullahçı darbe girişiminin ardından ilk açığa alınanlardan biri oldum” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear