24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 9 Ağustos 2016 ÖzAgecanr 15 Temmuz’da kazananlar ve kaybedenler Darbe girişiminin önde görülen kaybeden örgütü FETÖ oldu. Ancak aklı başında kimse, uzun yıllardan beri dünyada ve Türkiye’de kurulan “Fethullah Gülen örgütlenmelerinin kesinlikle bu adam ve çevresindeki cemaatçiler tarafından yapılabileceğini düşünemez”. Yenikapı mitinginde Erdoğan, Yıldırım, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’den hiçbirinin Amerika’nın adını söyleyememesi çok ilginçtir. Herkes ABD’nin himayesinde ve güdümünde olduğunu biliyordu. Sonunda İlker Başbuğ bile birkaç gün önceki televizyon konuşmasında malumu ilan etti. O zaman 15 Temmuz’da FETÖ ve ABD birlikte mi kaybetmişler? FETÖ için doğru, ancak ABD için doğru değil. Basit mantıkla bakıldığında kazananlar kimler? 1) Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının FETÖ tarafından düzenlendiği artık en ayrıntılı kanıtları ile gözler önüne serildi. 2) AKP (ve Erdoğan) paralel devlet savaşlarından galip çıktılar. Üstelik önlerine, “her olanağı veren bir yol açıldı”. 3) Türkiye’de, FETÖ darbe girişimi sonucu, “ilginç bir birleşme ve asgari müşterekler zemini” oluştu. Dün Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı yapanlar, bugün bu çabalarına son verdiler. Umarız, “reklam arası” olmaz. 4) Bir anlamda da “emperyalizme karşı bir zafer kazanılmış sayılabilir”. FETÖ ABD’nin kurgusu ise bu sonuç çıkmaz mı? Soru işaretleri! Ancak ortada çok önemli soru işaretleri var; 1) AKP ve Erdoğan, “artık biz kazandık” deyip OHAL aracı ile demokrasiyi tamamen askıya alırlar mı? 2) FETÖ’cüleri temizliyoruz diye demokrasi yanlılarını, Atatürkçüleri, ulusalcıları, “FETÖ’nün daha önce yaptığı gibi” temizlemeye kalkarlar mı? 3) Orduyu, polisi ve adaleti, AKP’nin organları durumuna sokup AKP devleti kurarlar mı? 4) “Batı ile kavgalı hale geldik, artık bizim için Ortadoğu ve Arap dünyası esastır” demeye başlarlar mı? Bu soruların yanıtları henüz net değil. Umarım bu saydıklarım gerçekleşmez. Sonucu, CHP ve MHP’nin kendilerine gelip gelememeleri de belirleyecektir. ‘Gizli kazananlar’ var Kürtçü (ve Kürdistancılar) için 15 Temmuz kumpası “her iki olasılıkta da onların lehine olacaktı”. FETÖ kaybederken Kürtçülerin kazancı ne oldu? Türkiye’nin ve ordunun iç sorunları öne çıktığı için Kürtçüler Suriye ve Güneydoğu’da rahatladılar. 15 Temmuz günü Suriye’de ve sınırda ilginç Kürtçü hareketlenmeler yaşandı. TSK içine kapanmak zorunda kaldığı için PKK ve YPG rahatladı, hareket alanını genişletti. Ankara’nın ABD ve AB ile arası daha da gerginleştiği için PKK ve YPG’ye destek arttı. Daha sıralanabilecek birçok neden var; 15 Temmuz darbe girişiminin Kürtçü ve Kürdistancılara yarar sağladığını söyleyebiliriz. ABD’nin zararı var mı? 15 Temmuz sonrası Türkiye’de oluşan fiili durum bile ABD’nin yararınadır; 1) AKP (ve Erdoğan) kendi iktidarlarının devamı açısından ABD ile, “öyle ya da böyle anlaşmak” zorundadır. AKP iç yapısı dolayısıyla, “ABD’ye rağmen” iktidarda kalabilme olasılığı zayıftır. 2) BOP’un amiral gemisi Kürdistan projesi konusunda ABD (ve AB) bugün, 14 Temmuz’a göre daha rahattır. 12 Eylül darbesinde Atlantik ötesi destekle, Fethullahçıların da himaye altına alındığı biliniyordu. Ama 28 Şubat’taki sivil darbenin, Amerika karşıtı Erbakan’ı devirip, yerine uyumlu İslamcıların getirilmesi için Gülen tarafından yapıldığı bilinmiyordu. Tabii dışa bağımlı kimi generallerin de katkısı ile. Ben 28 Şubat’ın bir Erbakan’ı devirme darbesi olduğunu 1998’den beri Cumhuriyet’te en az beş defa yazdım. Bunun ayrıntısını 13 Mart 2009’daki son yazıma bakanlar görebilirler. Yazıdan 1 ay sonra da FETÖ ve destekçileri tarafından Silivri’ye gönderildim. 9 ağustos 2016 SAYI: 33179 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.20 04.09 04.38 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.01 13.17 17.06 05.49 13.01 16.49 06.12 13.24 17.10 Akşam 20.20 20.02 20.22 Yatsı 21.53 21.32 21.49 yorum 13 1725 Aralık “yolsuzluk olayı” örtbas edilmeyip demokratik ilkelerle aydınlansaydı, 15 Temmuz “darbe girişimi” olmayacaktı! İzmir’de Kestane Camisi’nin imamını, ABD’nin Pennsylvania eyaletinde 25 milyon dolarlık bir saraya sahip yapan dsKüarhaeaçviyişridaaenklelanşirıslıre., günümüzün olayları “Paralel devlet” yolunda birlikte yürüyenlerin sorumlulukları asla unutulmamalıdır! Salı günü FETÖ’nün Emniyet’te örgütlenmesinden söz etmiştik. Bugün de “paralel” örgütlenmede, FETÖ’nün destekçisi Sultan ile eğitimde yapılanmayı anımsayalım! HHH İslami inançlara göre; Tanrı “kadını erkeği eşit olarak yaratmış, inanç ve tapınmada, toplumsal görevlerde ikisini de sorumlu tutmuş”, ancak her nedense şu kural da devreye konulmuş: “Kadının erkeğe imamlığı olmaz! Kadının kadınlara imamlığı mekruhtur! Eğer kadın, kadınlara imam olursa, öne geçmez. Kadınla erkeğin yakınlığı ne olursa olsun, aynı hizada namaz kılarlarsa, ikisinin de namazı bozulur. Kadınla erkeğin namazlarında, aralarında bir engel, bir perde bulunmalıdır!” Bu koşullarda, kadın erkek eşitliğinden söz edilebilir mi? HHH Hurafelerden uzak, “aydın din adamı” yetiştirmek amacıyla Atatürk, 1924’te 29 kentte “İmam Hatip Mekteplerini” açtırdı. Bu okullarda, cumhuriyete ve laiklik ilkesine bağlı yetiştiri Özgen Acar Darbenin Kökeni (2)… Kavşak lecek din adamlarına çoğu “bilim” ve kararı devreye girdi. Bu tarihten son “yabancı dil” öğretilmekteydi, din ders ra 8 yıllık kesintisiz eğitime geçildi, İHL leri ikinci plandaydı… mezunlarının kendi alanları dışındaki 1929’da sayısı 2’ye düşen İmam üniversitelere girmeleri engellenince, Hatip Mektepleri, 1930’da İHL’deki 601 bin öğrenci öğrenci yokluğu nede sayısı 65 bine düştü. niyle tamamen kapa Sultanın siya tıldı. Sonradan ye sal sahnede baş niden açılmasına rol oynaması ile başlandı. 1960 son İHL’lerde şu ge rasında imam ha lişme yaşandı: tip okulları varlıkla 2003’te 450 li rını korudular. Süley sede 71 bin öğren man Demirel’in iktidara ci var iken, 2004’te gelmesiyle imam hatip liselerinde (İHL) artış başladı. Geleceğin ablaları mı? 452 lisede 91 bin, 2005’te 452 lisede 97 1976’da bir velinin, kız ol bin, 2006’da 453 lisede duğu için çocuğunu İHL’ye yazdırama 108 bin, 2007’de 455 lisede 121 bin, masına ilişkin başvurusunu Danıştay 2008’de 456 lisede 129 bin, 2009’da kabul etti. Bu karar, kızların da İHL’ye 458 lisede 144 bin, 2010’da 465 lisede alınmalarının dönüm noktası oldu. 199 bin, 2011’de 493 lisede 235 bin, Necmettin Erbakan’ın laiklik karşıtı 2012’de 537 lisede 268 bin, 2013’te siyasasının uzantısı olarak İHL’lere bü 708 lisede 382 bin, 2014’te 952 lisede yük teşvikler verilince 28 Şubat 1997 474 bin öğrenci bulunuyordu. Eğitim Sen’in verilerine göre bu sayı günümüzde 1 milyon 15 bine çıkmış olup açık öğretim rakamları da eklendiğinde toplam sayı 1 milyon 136 bindir. Kız öğrenci oranı yüzde 50.25’tir! Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı rakamlarına göre, 1976’dan itibaren açılan, 1300’ü yatılı olmak üzere 15 bin kurstan, şimdiye değin 61 bin 500 hafız yetiştirildi. İHL’de kızlar, erkeklerden ayrı sınıflarda okutuluyor. Kızlar, yalnızca Kuran derslerinde başlarını örterlerken, 1990’dan sonra tüm derslerde örtmeleri zorunlu oldu! Kemalistler; ister kız ister erkek olsun, İHL mezunlarının kendi alanları dışında üniversitelere gitmelerini, cumhuriyet rejimi ve laiklik açısından devleti ele geçirme planının bir parçası olarak da sakıncalı görmekteydiler. Bırakın “imam” olmalarını, erkeklerle saf bile tutamayan kızlar, mezun olduktan sonra ne yapıyorlar? Sultan, İHL’lerde yatırım yaptığı “ablalar” hakkında, 15 Temmuz arifesinde ne diyordu? “O paralel yapı var ya! Olur ya sizin de kapınızı gelip çalabilir. Bazı bayanlar gelebilir. Bazı ablalar gelebilir. Onlara şunu söyleyin, biz halimizden memnunuz, ülkemizde olanları görüyoruz. (…) Abla dedikleriniz, hem size hem de kendi ülkelerine karşı apaçık bir ihanetin içindeler. Sizin saf ve temiz duygularınızı istismar etmiş durumdalar!” Peki, bu tohumları kim ekti? Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA posta@cumhuriyet.com.tr Demokrasinin olmazsa olmazı HİLMİ TAŞKIN EğitimciYazar Yıl 1984, Manisa ili Sarıgöl ilçesinde görev yapıyorum. O yıl okullarda cemaat çalışmaları başladı. Elbette görev yaptığım ortaokulda da... Öğrencilere Sızıntı isimli dergi veriliyor. Okumaları isteniyor. Kız öğrencilere, Canan Ceylan’ın “Sahneden Mabede” isimli kitabı veriliyor ve 3 günde okuması isteniyor. Sonra kitap, bir başka kız öğrenciye veriliyor. Elden ele dolaşan kitap ile kız öğrencilere örtünme telkinleri veriliyor... Cemaatin bu çalışmalarında, o yıl okula atanmış olan Fen bilgisi öğretmeni başrolü oynuyordu. Fen bilgisi öğretmeni, evinde öğrencilere “abi” rolünü de üstlenmişti. Evinde sohbet toplantıları düzenliyor... Bu sohbetlere çalışkan öğrencileri “ders çalıştırma” adı altında davet ediyordu. Kendisine öğrencilerden oluşan bir cemaat kurmayı başarmıştı! Öğretmenlerden oluşan bir cemaat grubu da vardı! Giderek bu sohbet toplantılarına öğretmenlerin yanı sıra köy halkından da az da olsa katılanlar olmaya başlamıştı. O günlerden bugünlere... Elbette cemaatin bu çalışmalarına karşı çıkmaya başladım. Bazı velilerde de rahatsızlıklar başlamıştı. Evine sohbete gelen öğrencilere, “ders çalıştırma” adı altında sınavda soracağı soruları çalıştırıyor ve öğrencinin aldığı yüksek not, diğer öğrenciler için de “ders çalışmaya” gitme isteği uyandırıyordu. (Tıpkı KPSS ve diğer sınav sorularının çalınarak cemaat dershanelerinde öğrencilere etütlerde çalıştırıldığı gibi...) Giderek sesimi yükseltmeye başladım. Ve hedef oldum. İlkokul ve ortaokul öğretmenleri arasında sayısal olarak güçlü idiler. İlçe Milli Eğitim Müdürü de arkalarındaydı... Sonun Cumhurbaşkanı ve liderler Yenikapı mitinginde kendi siyasi bakışlarına göre konuştular. “Demokrasi” dediler, darbe girişimini ve cemaati eleştirdiler... Ancak demokrasi için olmazsa olmazların yer aldığı ortak bir metin hazırlayarak kamuoyuna sunamadılar. Bu durum, “birlik ve beraberlik” açısından temel bir eksikliktir. Yenikapı mitingine, AKP’nin yanı sıra CHP ve MHP de destek verdi, lider düzeyinde katılım sağlandı. da “okulda birlik ve beraberliği bozuyor” diye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne şikâyet edildim. Gelen müfettiş, şikâyet edilmeme neden olan gerekçeyi bana sordu. “Neden okulda birlik ve beraberliği bozuyorsun?” diye... Verdiğim yanıt, bugünler içinde ders niteliğindedir. Demiştim ki; “Ben birlik ve beraberlik için anayasamızın 2. maddesini esas alırım. O maddede yazılı olan ‘Cumhuriyetimizin nitelikleri’ benim için ölçüttür. Orada yazan Atatürk milliyetçiliğine bağlı olan, demokrasiye inanan, laiklik ilkesine saygılı olan herkes ile birlik ve beraberlik içinde olurum. Ancak Atatürk devrim ve ilkelerine karşı çıkan, öğrencileri bu yönde yetiştirmek amaçlı olarak faaliyetlerde bulunanlar ile nasıl birlik içinde olurum.” Yenikapı mitingi Yenikapı mitingi nedeniyle bu olayı ve verdiğim savunmamı anımsadım. Ülkemiz 15 Temmuz’da bir darbe girişimi yaşadı. Yıllardır siyasal iktidarlarca korunup kollanan ve “hizmet hareketi” denilen cemaat, darbe girişimine kalkışmıştı! Başarısız darbe girişimi sonrasında her kentte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile “demokrasi nöbetleri” başladı. CHP, Taksim ve Gündoğdu mitinglerini yaptı. CHP mitinglerine AKP’de destek oldu! En büyük miting pazar günü gerçekleştirilen Yenikapı mitingi oldu. Yenikapı mitingine, AKP’nin yanı sıra CHP ve MHP de destek verdi. Lider düzeyinde katılım sağlandı. “Birlik ve beraberlik” görüntüsü verildi... Her ilde Yenikapı ile aynı saatte bu üç partinin ve diğer partilerin desteği ile mitingler yapıldı. Ancak temel bir eksikliği dile getirmek gerekiyor. Darbeye karşı demokrasi savunulacaksa, demokrasi için “birlik ve beraberlik” görüntüsü verilecek ise bunun maddi temelleri de olmalıdır. Temel ilke laiklik Demokrasilerin olmaz ise olmaz ilkesi laikliktir. Tarikat ve cemaatlerin güçlenmesinin ana nedeni, laiklik karşıtı adımların artmasındandır. Bu açıdan “Birlik ve beraberlik” için temel, anayasamızın ikinci maddesidir. İkinci maddeyi temel alan ortak bir açıklamanın hazırlanarak Yenikapı’dan kamuoyuna sunulması önemli idi. Bu oldu mu? Olmadı... Cumhurbaşkanı ve liderler kendi siyasi bakışlarına göre konuştular. “Demokrasi” dediler... Darbe girişimini ve cemaati eleştirdiler... Ancak demokrasi için olmazsa olmazların yer aldığı ortak bir metin hazırlayarak kamuoyuna sunamadılar. Bu durum, “birlik ve beraberlik” açısından temel bir eksikliktir. Özde değil sözde oldu Özde değil, sözde ve taktiksel bir “birlikberaberlik” gösterisidir. Ve Yenikapı mitingi iktidarın “amacı” için bir “araç” olmuştur. CHP ve MHP de mitinge katkıları ile “amaç” için tuzbiber olmuşlardır. Laiklik olmadan demokrasi olmaz. Tarikat ve cemaatlerin hayat bulduğu bir ülkede demokrasi sağlıklı gelişemez. FETÖ gider başkası gelir... Atatürk Milliyetçiliği, birlik ve beraberliğimiz için yaşamsal önemdedir. Bu inanç ve kararlılık yoksa tehlike sadece ötelenmiş olur. Önemli olan bataklığı kurutmaktır. Onun içinde sağlam ve sağlıklı bir demokrasi gerekiyor... Milletinde ağanın, beyin, tarikat ve cemaat liderinin kulu olmaktan, özgür yurttaş olabilmesi gerekiyor. Bunun da yolu, çağdaş, bilimsel ve laik eğitim ile olur. Kayyıma devredilen cemaat okullarını imam hatip yaparak değil! Bilmem anlatabildim mi? Sayek için ‘defne’ kokulu anma Eski TTB Başkanı için sabunlar döküldü, konserler verildi AKIN BODUR Eski Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Füsun Sayek doğum günü (11 Ağustos) etkinlikleri kapsamında, Hatay’ın Arsuz ilçesinde İskender Sayek Kültür ve Sanat Evi’nde düzenlenen etkinliklerle anılıyor. 2006 yılında 59 yaşında yaşamını yitiren Sayek için İskenderun Ayna Kültür Sanat Derneği işbirliğiyle sabun dökme şenliği düzenlendi. Sabunlar, Ali Kiremit adlı usta tarafından döküldü. Gazetemize konuşan eşi Prof. Dr. İskender Sayek, çocukluk ve gençlik yıllarında avlularında sabun dökümü yapıldığını belirterek, 45 yıldır avlularında ilk kez yöresel defne sabunu dökümü yapıldığını ifade etti. Ayna Kültür Sanat Derneği Baş Füsun Sayek Sayek için sabun dökme şenliği yapıldı. kanı Mehmet Berkyürek de Apollo ile Daphne’nin (Defne) mitolojik öyküsünü anlatarak, “Apollo sevdiği kıza sarılmak isterken Defne ağacına çarpınca şaşırdı. O gündün sonra Defne ağacı, Apollo’nun en sevdiği ağaç oldu. Defne yaprakları genç tanrıçanın saçlarının çelengi oldu” dedi. Füsun Sayek Sağlık ve Kültür etkinlikleri kapsamında keman sanatçısı Serdar Pazarcıoğlu piyanist Cemil Yamanoğlu, “Anadolu’dan seçmeler” adlı bir dinleti sundu. Mezzosoprano Ezgi Karakaya, tenor Çağlar Sungur ve piyanist Hande Uçar ise “Ay ışığında ezgiler: Operadan türkülere” adlı konser verdi. Etkinlikler kapsamında Dr. Selin Sayın “Çocuk bilim atölyesi” yapıldı, Gaziantep Mizyal Sanat Müzesi “Çocuk resim çalışması” düzenledi. İskenderun Bahçeşehir Okulları işbirliğiyle de ebru çalışması” yapıldı. l HATAY T.C. BAKIRKÖY 18. İCRA DAİRESİ’NDEN DÜZELTME İLANI 2016/296 TLMT. Müdürlüğümüz 2016/296 Talimat dosyasından tanzim olunan 22/07/2016 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan 10/06/2016 tarihli taşınmazların satış ilanında, taşınmazların özellikleri kısmında taşınmazların adresi olarak yazılan İstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi, Seyitnizam Mah., Demirciler Sitesi, 10. Yıl Caddesi sehven yazılmış olup işbu yanlışlığın “İstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi, Seyitnizam Mah., Demirciler Sitesi, 10. Yol Caddesi” olarak düzeltilerek satışların aynı gün ve saatlerde yapılacağı hususu tavzihen ilan olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 404345) Marmara Üniversitesi’nden almış olduğum diploma ekini kaybettim. Hükümsüzdür. Fevzi AKALIN Atılım Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden 2013 yılında almış olduğum geçici mezuniyet belgemi yitirdim. Hükümsüzdür. CANSU GÖKÇE ÖZTEN C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear