26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 21 Ağustos 2016 haber 11EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU ‘Hiç bu kadar umutsuz olmamıştım’ Özgür Gündem soruşturması nedeniyle evi basılan insan hakları savunucusu avukat Eren Keskin, BHiâzLeânyaazşınıydoarnuz... ‘Gözaltına alınmaktan hiç korkmadım. Ben kendime o kadar güveniyorum ki; hiçbir örgütün üyesi olmadığımı, bir insan hakları savunucusu Mesele kadro değil Hababam devlette cemaat ayıklaması ya pılıyor. Darbe sonrası gözaltına alınan ya da kamudan atılanların sayısı neredeyse 100 bine yaklaştı. Gülen cemaatinin, sayıca çok olmamakla birlikte, eğitimde ve devletin stratejik önem taşıyan kurumlarında yoğunlaştığını başın yargının tümüyle AKP’ye bağlandığını ve artık kimsenin kendini güvende hissetmediğini söyledi İnsan hakları savunucusu, İstanbul Barosu üyesi avukat Eren Keskin, Özgür Gündem soruşturması nedeniy olduğumu o kadar iyi biliyorum ki... Beni bir örgüt üyesi olarak gözaltına almalarına dünya güler. Ama kendileri bilir. İnan benim hiç umurumda değil. Çünkü başka insanlar, Musa Anter, dan beri biliyoruz. 15 Temmuz sonrası devlet, kendini koruma refleksiyle, “Ben risk almam. Dokunan yanar” diyor. Böylece Gülen cemaatine mensup, okullarından mezun, cemaate bağış yapmış ya da bir biçimde ilişkili gördüğü herkesi görevden uzaklaştırıyor. Bir bölümünün mal varlığına el konuluyor. le evi basılan isimlerden. Ferhat Tepe... Onlar Şu ana kadar 4 bin civarında taşınmazın HİLAL KÖSE Annesinin yaşadığı Küçükyalı’daki evde arama yapılırken, Diyarbakır’daydı. Operasyonu öğrenince, ilk uçakla döndü. Pazartesi günü savcılığa gidecek. Adliyeden gözaltına alınacak. ifade özgürlüklerini bile kullanamadılar. Biz en azından kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz. En azından yaşıyoruz. Tabii, umut olmazsa mücadele olmaz, Hazine’ye geçtiği söyleniyor. Ama cemaate ait olduğu tespit edilen 68 bin civarında mal varlığı var. Neresinden baksanız, ciddi bir kalem. Olabilecek en sert refleks. Kurunun yanında yaş da yanıyor mu? Kuşkusuz. Ama mevcut atmosferde bunu konuşmak pek mümkün değil. Ortada büyük bir travma, kanlı bir darbe girişimi, on 85 yaşındaki annesi ise o günden beri kendimizi larca yıla dayanan gizli bir örgütlenme mo hasta. Keskin, “Ben 90’larda da çok bas bir şekilde deli var. Devlet bu kadar burnundan solur kı yaşadım. İki kez silahlı saldırıya uğradım. İlk kez evim maskeli timlerce basıldı. Sadece annem değil bütün mahalle korktu” diyor. Keskin’le, Özgür Gündem operasyonunu, yargıyı, OHAL’le artan hak ihlallerini konuştuk. motive ediyoruz ama bu kadar umutsuz olduğumuz ken, “Ya acaba burada darbeye hiç karışmamış masum insanları da cezalandırmıyor muyuz?” lafını kimse duymak istemiyor. Bu kaotik ortamda, asıl maalesef konuşmamız gereken hiçbir sorunu tartışamıyoruz. Devlet nasıl yeniden yapılandırılacak? Nasıl demokratikleşecek? Nasıl aynı hasta 'Beni şaşırtmadı' n Özgür Gündem’in kapatılmasını nasıl yorumlarsınız? Can erok bir süreç ben yaşamadım.’ lıklı yapıları üretmesi engellenecek? Şunu da tartışamıyoruz; Gülen cemaa tinin devlete sızma meselesi, sadece bir ‘kadro tasfiyesiyle’ halledebileceğimiz bir Benim için hiç şaşırtıcı olmadı açıkça mevzu mu? Son haftalarda okuduğumuz sı, çünkü, Özgür Gündem’in her sayısına n Eviniz basıldı. Bekliyor muydu ceyle ifade alma dönemine mi döndük? duyurusu yapalım diyebiliyorduk. Kim her haber, dinlediğimiz her itirafçı bize dev o kadar çok dava açılıyor ki... OHAL’in nuz böyle bir şey? FETÖ’cüler dinlemede çok güçlüydü. senin hiçbir şekilde güveni yok yargı letle cemaatin ne ölçüde iç içe geçmiş ol muhaliflere yansıyacağını biliyorduk. O Annemin yaşadığı ev. Bütün mahalleyi Dinleyip, yorumlayıp, işkenceye gerek ya. Bir günde 3 bin hâkim savcı görev duğunu gösteriyor. Cemaati kazıdıkça, al sırada içerde olan gazetecilerin gözaltı tutuyorlar. Evin bütün katlarına maske duymadan insanları tutukluyorlardı. FE den alınıyorsa ortada çok büyük bir so tından AKP falan değil, basbayağı ‘devlet na alınma gerekçesi polise mukavemet li silahlı polisler yerleşiyor. Çatılara çı TÖ’cülerin uzman oldukları alan birden run var demektir. kapısı’ çıkıyor. ti. Komik bir şey. Hem kendileri dayak yediler hem de bu gerekçeyle gözaltına alınıp, birkaç gün sonra serbest bırakıldılar. Biz, FETÖ’cülerin, AKP ile uyumlu bir şekilde, devletin içinde yer aldıkları dönemlerde de son derece fütursuzca tutuklamalar görüyorduk. Biz onlardan da çektik. kıyorlar. İnanılmaz bir görüntü. Annem çok korktu o günden beri yatıyor kadın. Sadece annem değil bütün mahalle korktu. O gece beni de gözaltına alacaklardı. Ama Diyarbakır’daydım. İlk uçakla geri döndüm. Pazartesi ya da Salı günü savcılığa gideceğiz. Gittiğimde emniyete götürüleceğim. Kaç gün tutarlarsa, gözaltın bire yok olunca, işkence gündeme geldi. İHD’ye çok başvuru var. Darbe sonrası çok fazla işkence ve kötü muamele var. Ancak asker aileleri, başvurularını resmiyete geçirmek istemiyorlar. Çok korkuyorlar. Bölgede siyasi gözaltılarda çok yoğun işkence var. OHAL öncesi de böyleydi. Cezaevlerini dolaşıyoruz, çok yoğun işkence '90'larda daha umutluyduk' n FETÖ’cü hâkim ve savcıların verdikleri cezalar ne olacak? Sırf cezaevlerini boşaltmak üzere örtülü bir af çıkardılar. Bu da eşitlik ilkesine aykırı. O kadar herkes kendini çaresiz hissediyor ki... Ben 30 yıldır insan Cemaat, 12 Eylül sonrası egemen olan resmi ideolojiyi temsil ettiği için bu kadar yol aldı; ancak biz o ‘milliyetçimuhafazakâr vatandaş tipolojisi’ dışında kimseye güvenmeyen ideolojinin kendisini tartışamıyoruz. Dün AGOS’ta Yetvart Danzikyan’ın ‘Kimse Kimseyi Kandırmadı’ diye güzel bir yazısı vardı. Cemaat meselesini 12 Eylül darbesinden buraya getiren Danzikyan, 12 n Özgür Gündem genel yayın yönet da kalacağız. ve cinsel işkence başvurusu alıyoruz. Cin hakları mücadelesi içindeyim, kendimi Eylül sonrasında dönemin ‘anarşistlerini’, meni olduğunuz için dava yağmuruna tutuldunuz. Ne olacak sonunda? ‘Korku salmak istiyorlar’ sel işkencede bir süredir biraz hafifleme vardı, şu an yoğunlaşma söz konusu. bu kadar çaresiz hissetmemiştim. 90’ların her gün ölüm tehditleri aldığımız, ‘kökü dışarıda bir proje’ olarak gören devletin, milliyetçidindar Gülen hareketinin önü Hakkımda, 99 dava ve soruşturma var. n Aslı Erdoğan’ın tutuklanmasını n OHAL kalktığında işkence gören her gün bir arkadaşımızın ölüm haberini nü açtığını hatırlatıyor. “Çünkü 12 Eylül’den Biri bitti, 3 yıl 9 ay verdiler. Genel yayın yönetmenliğini 3 yıl yaptım. Gazeteci değilim, fiilen genel yayın yönetmenliği de yapmadım. Künyeye ismimi dayanışma için yazdırdım, gazete baskı görüyordu. Barış süreci denilen dönemde hiç dava açılmıyordu. Süreç bitince dava bombardımanı yaşandı. Davalara gitmekten kendi işinizi yapamıyorsunuz. O nedenle bı neyin göstergesi? Genel olarak herkese bir gözdağı ama cı taşıyor. Aklınıza Can Dündar’ın tutuklanacağı gelir miydi? Ama tutukladılar ve aylarca hapiste yatırdılar. Bu bence toplumun geneline korku salmak için yapılıyor. Onu da başarıyorlar zaten. Bu kadar önümüzü göremediğimiz bir dönem daha önce olmadı. 90’larda bile. ler yargıya başvurup haklarını arayabilirler mi? Yargı öyle bir durumda ki... Bağımlı olduğu merkezler fazlalaştı. Şimdi de tümüyle AKP’ye bağlı bir yargı oluşturuldu. Hâkim kendini özgür hissetmiyor ki, aleyhe nasıl karar verecek? Bence bu coğrafyada kendini güvende hisseden hiç kimse yok. Eskiden o beğenme aldığımız günlerinde bile ben bu kadar umutsuz değildim. Şimdi umudum kalmadı. Tabii, umut olmazsa mücadele olmaz, kendimizi bir şekilde motive ediyoruz ama bu kadar umutsuz olduğumuz bir süreç ben yaşamadım. Benim yaşımdaki, insan hakları mücadelesinde yer almış arkadaşlarımla konuşuyoruz. Herkeste bu duygu var. Ne işe yaradı? Hiçbi sonra devlette ‘alnı secdeye değenler’ olsun istenmiştir. Solcular, Aleviler, ‘kripto Ermeniler’, ‘kripto Yahudiler’ devlete sızmasın, devlet içinde olmasınlar diye bu yapının önü açılmıştır” diyor Agos genel yayın yönetmeni. Ve ekliyor: “Gülen Cemaati kimseyi kandırmadı. Ne yapacakları gayet belliydi. 12 Eylül sonrası ortamda kendilerine çok büyük bir alan açıldı. Muhafazakâr bir nesil ye raktım. Altı aydır künyede ismim yok. n İşkence iddiaları arttı mı? İşken diğimiz yargıda bile, en azından bir suç rimiz hayatımızı yaşamadık. tişecekti. İtiraz etmeyen, evlenip çocuk yap Aslı Ebridrosüğraen’öınntcuetkuikylaanzımsıadan ‘dKaehşakeanClaiztraeb’yilsi ebyirdazim’ TsüürrkeiyçeteknagraençlıikyobrirutuklanarakBakırköyKadınKa Tpalı Cezaevi’ne gönderilen Özgür Gündem’in yayın danışma kurulu üyesi, yazar Aslı Erdoğan, Cumhuriyet’e özel kaleme aldığı mektubuna, “Aslında okumadıkları bir yazarı, o yazarın temsil ettiği değerleri hapse tıkmış durumdalar. Kısacası ‘vicdanı’ hem de yargılamadan hatta göz ucuyla bile okumadan silah zoruyla susturma çabası. Ama edebiyat safi vicdan demektir. 18 yıllık köşe yazarlığımda tutarlı bir şiddet ve savaş karşıtıydım ve pek çok başka durumlarda olduğu gibi ‘mağdurun’ yanında durmak benim ana ilkemdir. KürtTürk meselesi denen bu meselede bir barış koridoru açmayı kendi çapımda 18 yıldır denedim. Ve denemeye devam edeceğim” diyerek başladı. Erdoğan, mektubunda “Mahkeme esnasında bunun hukukla hiç ilgisi olmayan bir gözdağı operasyonu olduğunu anladım ve o an bütün korkularım geçti. Özel ChdrMlEıEaairmkdEZrtoleKıAuğenkTatECunâUtV’tıalinPçmzİrNmırulVaeeDamkm’ArytEulaiRıNabruahbenaadklsaiTmğıltelmautmteınttğeuia,aığsklCmsiidınlmuunıiiğmiı,çyı,indhamnküeuzizeeştaraaüvkrirpyintAmeuleüatstbtiyrlenuiııoçmn3EAröinlsdzrıgalnıadeEkür,lor”“adnyÖoldaeğtzeaazendhıllita.amöTlcGağkrüzdiiytüydaz.eğeolrmieelepaerElnukılBrıtlpmdğetzl,otreçabA,ihüartereık,oymıbjdemreiomüynEsceinylsaetağikğuinalgaşadskraar,iirıa,in.nkz,t,adrnşiiısybt.Esnlmkmoabıd.aöehpıieaıısoayrn,kömpmierksrâlvıd,lannEd9evlnaş2ümloialaoöal“adnreâemneıal0vdrşraZAenğyereen“uld,ea1isyımlocdakğhİubkbemorıeşa5bekrğnsı,uaaayiireğivuzib’srikeıln’nvgsntplbtyuıkııeneauinvnenlutdeueoaarçaybsoldçendzıkaltusrsşourogsikaslaoldialhıaia,aeiarüzöbinmnaz.raritayitaröm”.drrlzeuçdldıa.ıedgbpemevnlaeorden‘avıraaBıısenolçielnginsrreaidrvırtlhuaytdybnitamıııeareyakeaznaminlenukiirnita,ğllldknğldaarılbitiıigbiyskssatrkieoueıagndeiaıirabgaama’rskryndt.ieniopızşenaiğls.obauoruiı.atısbbsulğçaknlllyistrdataısuArmöyiiaikinı.miaıtrutreysulrrnraymrbmgiıdErımeooszrdmankladyiiraediyakkrnlabveaudydkadeei,lüdaturmiyonyroaaaoonmöiuibkibulkabemrağrnalllğiypabaldas.imtli.sareinldlanla”.şiugınöaehiaBnornmlnniudiıAiannmbmbsarymaursdbe,aıyi,mctieafbamnnikıra“!at.kıağöreşto”aizya2ceiadayiaİbilzatamhladnddıh0kaıkkrugiğdğralaşiaiaiaeiümrı,ıyşıyçınrynıyşvtnllorbiç,bıııueoeblsalsalklmıaöarbluaerlkeaiığt.suernkcizanş,ıb.llmdnöE.üpadaıtğpabwGipyueyirmlr,siırsEedaldşvlardaeuiebüayiilrzüeoiebgsriaşytar.eneaorskri. likle Cizre’yi anlattığım için evimin özel harekâtçılarla basılmasını, kitaplarımın, yazılarımın tarumar edilmesini, nezarette 3 gün tahtada tutulmamı hak ettiğimi HEDEFTE ÖZGÜR DÜŞÜNCE VAR Yazar Aslı Erdoğan’ın tutuklanması birçok sivil toplum örgütü tarafından Özgür Gündem gazetesinin binası düşünüyorlar. Ben ise keşke Cizre’yi biraz daha anlatabilseydim noktasına geldim” diye yazdı. Aralarında Murat Belge, Meltem Gürle, Murathan Mungan, Buket Uzuner, Oya Baydar, Seray Şahiner, Ayfer önünde yapılan yürüyüş ve açıklamayla protesto edildi maktan başka bir amacı olmayan, ticaretle uğraşan, mutaassıp bir toplum yaratılacaktı...” Yanlış mı? Şimdi başa dönelim. Gülen cemaati, hastalıklı bir nüve içeriyorsa da, bu devletin kurumlarında var olan hastalıklarla birleşince metastas yaptı. Siz 81 ilin 74’ünde Fethullahçı emniyet müdürü olmasına bakmayın; o müdürlerin devletle neden bu kadar uyumlu çalıştığını sorgulayın. Eğer meselenin köküne inmezsek, yani bu cumhuriyetin neden hâlâ ‘saf vatandaş’ (Sünni Türk) tipolojisi üzerinde yasakçı bir devlet modeli öngördüğünü sorgulamazsak, bu cemaat gider, o cemaat gelir. 30 yıl sonra başka bir yapının devleti ele geçirmesinden söz ediyor oluruz. ‘Rezaletin son perdesi’ Mahkeme kararıyla kapatılan ve binası mühürlenen Özgür Gündem gazetesi yazarı Aslı Erdoğan’ın tutuklanması protesto edilerek gazete binası önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Özgür Gündem çalışanı gazeteciler, Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri, Barış İçin Kadın Girişimi, Barış Bloku, HDP İl Yönetimi ve Türkiye Yazarlar Sendikası’nın (TYS) da aralarında olduğu çok sayıda isim ve kurum katıldı. ‘Bedelini öderiz’ Özgür Gündem editörü Ender Öndeş, “Bizi ‘Yazılarım barış köprüsü’ Aslı Erdoğan, avukatları aracılığıyla da bir mesaj gönderdi. Erdoğan, “Moralim iyi. Neden burada olduğumu biliyorum. Herkese selamlarımı iletiyorum. Benim yazılarımda sadece düşünce özgürlüğü değil, ‘yargılanan’ vicdan oldu. Önyargılarıyla hapsedilen ‘vicdandır.’ Edebiyat, insana bu vicdanı kurabilmek için vardır. 18 yıldır tutarlı bir biçimde şiddet karşıtlığını savundum ve Özgür Gündem yazılarımı bir barış köprüsü olarak gördüm” Tunç, Elif Şafak, Aydın Engin, Can Dündar, Cevat Çapan, Mine Soysal, Ümit Kıvanç, Ömer Laçiner, Ercan Kesal’ın da bulunduğu 149 yazar, Aslı Erdoğan’a destek metni yayımladı. “Özgür düşünce susturulamaz! Aslı Erdoğan yalnız değildir!” başlıklı metinde, “Biz o sesi sahipleniyoruz” denildi. Chomsky’den de destek Prof. Noam Chomsky de Aslı Erdoğan’ın tutuklanmasını eleştirdi. Chomsky, Erdoğan’ın tutuklanmasının kendi deyimleriyle sıfırlayabileceklerini zannedenler kaybettiler yine. Bu rastgele bir gazete değiliz, 25 yıldır devam ediyor bu macera. Aslı Erdoğan meselesi son derece ilginç, çılgınca bir şey. Çok büyük çılgınlık çünkü Aslı Erdoğan bu gazeteye 6 ayda bir defa gelir. Yayın Danışma Kurulu denilen şey her gazetede vardır ve o insanlar yayının yönetiminde çok da sorumlu değildirler. Akademisyen, yazar oldukları için yardımcı olurlar, doğrudan sorumlu değildirler. Aslı Erdoğan’ın tutuklanması rezaletin en son perdesi olmuştur. Özgür Gündem gazetesi çıkacak, hiç kimsenin bundan şüphesi yok. Haddi dedi. Avukatları Erdoğan’ın tek kişilik ardından, “Son haftalarda Türkiye’de ya mizi bildirmek istiyorlar, biz haddimizi bilmi müşahede odasında tutulduğu, pazartesi şanan birçok tehlikeli, kaygı verici du yoruz. Yaptığımız işin ne bedeli varsa dün öde gününe dek kantin kapalı olduğu için ih rumun devamı” diyerek tepki gösterdi. dik bundan sonra da ödeyeceğiz” diye konuştu. tiyaçlarını karşılayamadığını belirtti. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear