28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 21 Ağustos 2016 10 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Almanya ve ABD’den haber Siyaseti tıka ki terör patlasın; terör patlasın ki... Sanırım başlıktaki yarım cümleyi ko laylıkla tamamladınız: “…ki devletin güvenlik politikaları haklılık kazansın… Ki Kürt sorununun ancak askeri yöntemlerle çözülebileceğine Türkler, hatta Kürtler de ikna olsun… Ki barışçıl çözüm hem Türklerin, hem Kürtlerin zihninden tümüyle çıksın…” Bunlar benim bulabildiğim tamamlayıcı cümlecikler. Siz daha da çoğaltabilirsiniz... Ancak bu “tanı”lar, bu “analiz”ler şu anda yaşanan durumu değiştirmiyor. Hükümetin en yetkili ağzı (Yanıldınız. Cumhurbaşkanı’nı değil bu defa Başbakan’ı kastettim) yabancı gazetecilerin temsilcileriyle dünkü buluşmasında bir kez daha vurguladı: “HDP ile ilişki kurmayacağız; toplantılarımıza çağırmayacağız”. Bu sözlerin anlamı çok yalın: Kürt siyasal hareketinin siyasal düzlemde mücadelesinin önünü kesmeye kararlıyız. Yani: Kürtler ya davalarından vazgeçsinler ya da savaşsınlar. Onlara başka seçenek bırakmayacağız!.. Bir zamanlar Türk devlet siyasetinin namlı şahinlerinden Mehmet Ağar’ın bile “Dağa çıkıp savaşacaklarına ovaya inip siyaset yapsınlar” dediğini hatırlayın ve bugün gelinen noktadaki “devlet siyaseti”nin tercihine bakın… HHH Yukarıdaki paragraflar hiçbir şekilde isteyerek ya da istemeden HDP’yi itibarsızlaştıran; HDP’nin toplumda 7 Haziran öncesi kazandığı çok olumlu etkiyi ve saygınlığı kıran; terörü bir siyasal mücadele yöntemi olarak sürdürmekte ısrar eden PKK ya da KCK çizgisini haklı kılmaz. Marifet ve siyasal hüner 2013 Newroz’unda çiçeklenen barışçıl çözüm umudunu AKP’ye rağmen, Erdoğan’a rağmen sürdürmek, diri tutmak olsa gerek. Yoksa “Madem masayı devirdin; madem Öcalan’a ağır bir tecrit uyguluyor ve bunda ısrar ediyorsun; biz de savaşı metropollere yayarız; kentleri kan göllerine çeviririz, ölen sivilleri ‘savaş firesi’ diye niteler şiddeti tırmandırırız” demek AKP elebaşılarının kurduğu tuzağa düşmektir. Evet, bu bir tuzak. AKP iktidarı “Barış olmasın, savaş sürsün” diyor; KCK yönetimi de “Savaş tırmanarak sürecek” diyor. Kim, kime ayak uydurmuş oluyor? Kim, kimin çizdiği rotaya uygun dümen kırmış oluyor? Haklıyken haksız konuma düşmeyi becermeye marifet değil basiret yoksunluğu denir. Savaş siyasetini çizen, çizilene övgüler düzen kimi Kürt dostlarımız hiç olmazsa Öcalan’ın yazdıklarını bir kez daha ve daha titiz okusalar; cımbızla cümleler ayıklayıp kendilerini haklı çıkartacak paragraf ya da paragrafcıklar bulmak yerine Öcalan’ın 1999’dan sonra geliştirdiği yeni siyasal ve ideolojik hattın ve Ortadoğu’da dört ülkeye dağılmış Kürtlere önerdiği geleceğin ana eksenini öne çıkarsalar… Bencileyin gazeteciler, yazarlar da “Buza mı yazı yazıyorum acep ben” boğuntusundan kurtulsalar… İyi olacak. Sahiden iyi olacak... Ankara’ya soğuk duş MİT’in Alman Dış İstihbarat Teşkilatı BND’den Fethullah Gülen hareketiyle mücadelede Türkiye’yi desteklemesini talep ettiği belirtildi. Bununla ilgili belgeleri incelediğini duyuran Alman Der Spiegel dergisine göre MİT, BND’den Gülen yanlılarının takibi ve Türkiye’ye iadesi için Almanya’daki yasa yapıcıları ve karar vericileri etkilemesini istedi. Bu haber üzerine Alman Die Welt gazetesi MİT’in talebine “BND’yi etkilemeye, Almanya’da nüfuz kurmaya çalışıyor” tepkisini gösterdi. ‘MİT, BND’den yardım istedi’ Spiegel Online, yurtdışına kaçan Gülen taraftarlarının Almanya’da takip edilmesi ve Türkiye’ye iade edilmesi konusunda MİT’in BND’den yardım istediğini duyurdu. Ankara’nın 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Almanya’ya takip edilmesi için verdiği isimler 40’ı geçti. Üç kişinin de iade edilmesi için başvuru yapıldı. Gülen hareketine bağlı kişi ve kurumların incelenmesi konusunda Berlin Büyükelçiliği Müsteşarı Ufuk Gezer Alman Dışişleri Bakanlığı’na birçok kez talepte bulundu. Ayrıca başta MİT, Alman istihbarat servisi BND’den Gülen hareketi için takip ri casında bulundu. Almanya’nın 11 eyalet hükümetinden Ankara’nın yaptığı aynı başvuru ret cevabı alırken, ABD’nin Washington Post Fethullah Gülen gazetesi Gülen’e ilişkin ülkeye gönderilen belgelerde yer alan suçların darbe öncesine ait olduğunu yazdı. Kuzey Ren Vestfalya, Hessen ve Saksonya olmak üzere 11 eyalet hükümetine de Gülen hareketinin takibi konusunda başvuru yapıldı. Başvuru yapılan eyaletlerin tamamı, Ankara’nın isteğini reddetti. Ankara’nın ABD’den Gülen hareketinin iadesi taleplerine soğuk duş anlamına gelen bir haber de Washington Post’tan geldi. Karen DeYoung’ın haberinde “Türkiye’nin kanıtları darbe girişimi öncesi döneme dayanıyor” iddiasında bulunuldu. ‘Kanıtlar darbe öncesinden’ Gazeteye konuşan ABD’li yetkililer, Türkiye’nin gönderdiği ve ABD Adalet Bakanlığı’nda incelenen dosyalar için “Darbe girişimi öncesi iddia edilen belli suç faaliyetlerine dair suçlamalarla bağlantılı. Bu noktada Türk yetkililer Gülen’in darbeye karıştığı na dair kanıtları temel alan resmi bir sınırdışı talebinde bulunabilmiş değil” dedi. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın 24 Ağustos’taki Türkiye ziyaretiyle ilgili gazetecileri bilgilendiren Obama yönetiminden üst düzey bir yetkili, gelecek günlerde ABD Adalet Bakanlığı’ndan bir heyetin Ankara’ya yollanacağını aktardı. “Kanıt dosyasındaki her şeyi anladıklarından emin olmak için Türk muhataplarıyla birlikte çalıştıklarını” ifade eden ABD’li yetkili, “İade için olası sebep varsa kanıtın yeterli olup olmadığına sonuçta mahkeme karar verecek” dedi. Bu da Adalet Bakanlığı iade için sebep olduğuna karar verse bile mahkemede görüşüleceği ve temyize de gidileceği, yani sürecin yıllar alacağı anlamına geliyor. l Dış Haberler Danimarka’daki Gülen okullarından kaçıyorlar Danimarka kanalı TV 2’nin haberine göre, cemaate yakın olduğu öne sürülen 14 okulda 366 öğrencinin velileri tarafından okuldan alındığı belirtildi. Facebook’ta “Çocuklarınızı Fethullah Gülen’in terör örgütünün okullarından kurtarın” başlıklı yazıda 14 okulun adı veriliyor. Bu okullardan birinin yöneticisi The Guardian gazetesine konuşarak 45 öğrencinin okuldan ayrıldığını doğruladı. El Arabiya, Gülen röportajını kaldırdı Dubai merkezli Suudi televizyonu El Arabiya, Fetullah Gülen ile yaptığı röportajı, sitesinden ve YouTube’dan sildi. Gülen’in Türkiye’ye yönelik suçlamalarını içeren röportajın görüntüleri, El Arabiya’nın internet sitesinde ve YouTube hesabında yayınlanmıştı. El Arabiya, röportajın neden silindiğine dair açıklama yapmadı. Yanlışlıkla FETÖ’cü oldu! ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ gerekçesiyle hakkında açılan dava UYAP’a ‘FETÖ/PDY’ olarak girince Mersin’den İzmir/Menemen T Tipi Cezaevi’ne sevk edildi ABİDİN YAĞMUR Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Mersin İl Örgütü yöneticisi, tiyatro sanatçısı Ali Sesal, Rus medyasında yayınlanan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’i resmeden bir karikatürü facebook sayfasında paylaşmış, bu karikatür nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Devletin egemenlik alametlerini aşağılama” suçlarından tutuklanmıştı. Ancak Sesal ile ilgili dosyanın Ulusal Yargı Ağı Platformu’na (UYAP) yanlış girildiği ve sistemde Sesal’in “FETÖ/ PDY” davası kapsamında yargılanıyormuş gibi görüldüğü ortaya çıktı. Tesadüfen ortaya çıktı Bu yanlışlık, Ali Sesal’in, Mersin E Tipi Kapalı Cezaevi’nden, İzmir/Menemen T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilmesinin ardından “tesadüfen” ortaya çıktı. Sesal’in Menemen’e sevk edildiği haberini alan İzmir Barosu avukatlarından Arif Ali Cıngı, müvekkili ile görüşmek üzere cezaevine gitti. Avukat görüşme odasında Cıngı’nın önüne bir evrak konuldu. Evrakta, avukattutuklu görüşmesinin cezaevi görevlisi nezaretinde yapılacağı, görüşmenin sesli ve görüntülü kayda alınacağı yazıyordu. Cın gı, bu uygulamanın FETÖ/PDY davasında yargılananlar için getirildiğini belirterek itiraz edince cezaevi görevlileri “Bizdeki kayıtlara göre Ali Sesal de FETÖ/PDY davasından tutuklu” yanıtını verdi. Bunun üzerine cezaevi müdürüyle görüşen Cıngı, Sesal’in tutuklanmasının ardından davayla ilgili UYAP kaydı sırasında hata yapıldığını, Sesal’in sisteme FETÖ tutuklusu olarak girildiğini gördü ve durumu Sesal’in Mersin’deki avukatına aktardı. Cangı: Yaşananlar garabet Avukat Arif Ali Cıngı, yaşananları garebet olarak nitelendirerek, “Bu tür hatalar işlemlerin ne kadar özensiz yapıldığını gösteriyor. Hiç alaka Ali Sesal sı olmayan insanlar FETÖ kapsamına alınıyor ya da farklı bir davadan yargılananların dosyası yanlışlıkla FETÖ kapsamına alınıyor. Ali Sesal’in yaşadığı da böyle bir durum” dedi. Mersin Barosu avukatlarından Serap Angay da, Sesal’in isminin UYAP sistemine yanlışlıkla FETÖ üyesi olarak girilmesinin Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davayı etkilemeyeceğini, Sesal’in ‘Devletin egemenlik alametlerini aşağılama’ suçundan yargılanacağını söyledi. Angay, “Hassas bir süreçten geçiyoruz. UYAP bilgi girişindeki bu yanlışlık nedeniyle müvekkilimiz sıkıntılar yaşadı. UYAP’taki bu yanlışlığı düzeltmek için başvurumuzu yaptık” dedi. l MERSİN Akademisyenlere ‘haber’ mobbingi DİLEK ŞEN Darbe girişiminin ardından Kilis 7 Aralık Üniversitesi’deki görevlerinden açığa alınan veya Fethullah Gülen Cemaati yapılanmasına yönelik başlatılan soruşturmalar kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakalan akademisyenler, Cumhuriyet’in yayımladığı haberin ardından üniversitede baskıyla karşılaştıklarını söyledi. Kilis 7 Aralık Üniversitesi’ndeki kaynaklar, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç’in kardeşi olan Rektör Prof. Dr. İsmail Güvenç’in “Kilis 7 Aralık Üniversitesi’nde 15 Temmuz karmaşası” başlıklı haberimizin ardından Kahramanmaraş’tan apar topar Kilis’e geldiğini söyledi. Rektör Güvenç’in, gönderdiği aracı ile akademisyenlere haberin kaldırılmasını istediği ve tazminat davası açacağını söylediği iddia edildi. Bir diğer akademisyen ise, Güvenç’in yayımlanan haberimizden rahatsız olduğunu ve “ortalık karışmasın” uyarıları yaptırdığını söyledi. Ayrıca, Rektör Güvenç’in gözaltına alınan akademisyenlerle görüşerek ifadelerini sorduğu öğrenildi. ‘O haberi kaldırtın’ Haberimizin ardından üniversitede akademisyenlere yönelik mobbing başlatıldığını söyleyen bu akademisyen, Rektör İsmail Güvenç’in “Bu haberi siz yayımlattıysanız lütfen arayıp kaldırtın” dediğini duyduğunu belirtti. Üniversite yürütülen idari soruşturma kapsamında akademisyene, sosyal medyada beğendiği bir yazı ve paylaştığı bir haber delil olarak gösterildi. “AKBİL KARDEŞLİĞİ” BAŞLIKLI HABERE İLİŞKİN CEVAP VE DÜZELTME METNİ >> Baştarafı 1’de “İsmail Rüştü Cirit Erdoğan’ın ralları sebebiyle yargılama durdurulmuştur. Bu Yargılandığı Dosyayı Kapattı” başlıklı yazı hususta şahsımın herhangi bir tasarruf yetki da yer alan haber ve www.cumhuriyet.com.tr si kesinlikle söz konusu olmamaktadır. Hukuka http://www.cumhuriyetadlı internet haber si ve gerçeğe aykırı bu manşet kamuoyu nezdin tesinde (http://www.cumhuriyet.com.tr/ha de şahsımın, mesleğini icra ederken taraflı ha ber/ siyaset/ 542816/ Akbil kardeşliği.html) reket ettiği kanısını doğurmaya yöneliktir. “Akbil Kardeşliği” başlığı ile yayınlanan haber Yapılan asılsız ve toplumda algı oluşturma yorumda özetle; “Yargıtay Başkanı İsmail Rüş amacına yönelik gazetecilik etik ilkeleriyle bağ tü Cirit, Üsküdar 2. Ağır Ceza Başkanı oldu daşmayan haber ve yorumlar, şahsımdan çok ğu dönemde Akbil davasında Erdoğan’ı bera devletimizin üç temel organından biri olan Yar at ettirdiği, Erdoğan’ın okuduğu şiir için verilen gı Kurumunu yıpratmaktadır. Söz konusu ha mahkumiyetin sicilinden silinmesini sağladığı” berin öncelikle sunuluş şekli kamuoyunda bel şeklinde ifadelere yer verilmek suretiyle Yargı li bir algı oluşturmaya yönelik olup, Yargı Ku tay Başkanlığı gibi önemli bir göreve seçilmiş rumunun saygınlığını zedelemektedir. Üsküdar olan şahsımın tarafsızlığına gölge düşürülme 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğum dö ye çalışılmış, siyaset içerisine çekilmeye çalışı nemde görülen davada, Sayın Recep Tayyip Er larak yanlış ve yanıltıcı haber ile kamuoyu nez doğan, yargılama esnasında Siirt Milletveki dinde taraf olarak gösterilmesi amaçlanmıştır. li seçilmiş olup kendisi hakkında Anayasa’nın Haberdeki gerçek dışı iftira ve karalama boyu 83. Maddesi gereğince işlem yapılarakak dos tuna varan değerlendirme ve iddialar nedeniy yasının ayrılmasına karar verilmiştir. Söz ko le konuyla ilgili kamuoyunun doğru bilgilendi nusu karardan itibaren ise Sayın Recep Tay rilmesi amacıyla açıklama yapılması zorunlulu yip Erdoğan’ın dokunulmazlığı günümüze kadar ğu doğmuştur. kesintisiz şekilde devam ettiğinden dosyanın Yazı başlığında, “İsmail Rüştü Cirit esasına ilişkin bir karar verilmemiştir. Erdoğan’ın Yargılandığı Dosyayı Kapattı” ifa Basın hürriyeti, 1982 Anayasamızda temel desi ile dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye hak ve hürriyetler arasında sayılarak Anayasal Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti şu anki Cum güvence altına alınmışsa da Gazetede yer alan hurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sa yazıda gerçekle bağdaşmayan, kamuoyunu ya nık olarak bulunduğu Akbil Davasında hukuka nıltıcı, şahsımın ve Yargıtay’ın itibarını zedele aykırı şekilde beraat kararı almış, daha sonra yici ifadelere yer verilmiştir. Bu itibarla söz ko ise Recep Tayyip Erdoğan’ın mahkumiyet ka nusu açıklamamın Kurumumuzu yıpratma ve rarının silinmesini sağlamış gibi gerçekle bağ kamuoyunda algı oluşturma amacını güden bu daşmayan, kamuoyunu yanıltıcı, Yargıtay’ın ve haberin yayınlanmış olduğu aynı sayfa ve site şahsımın itibarını zedeleyici ifadelere yer ve de yayınlanmasını, yanlış haberin ve algılama rilmiştir. Yaşanan somut olayda Sayın Recep nın düzeltilmesini rica ederim. Tayyip Erdoğan’ın dokunulmazlığı ve usul ku Yargıtay Başkanı İSMAİL RÜŞTÜ CİRİT CEMAAT OPERASYONLARI SÜRÜYOR 40 asker daha tutuklandı Harp Akademileri Komutanlığı’nda 2526 Temmuz’da gözaltına alınan 3 albay, 1 yarbay, 5 binbaşı, 34 yüzbaşı ve 1 astsubay başçavuş önceki gün akşam saatlerinde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Sulh Ceza Hâkimliği sorgusunun ardından askerlerden 40’ı “FETÖ/PDY üyesi olmak” ve “darbeye teşebbüs” suçlarından tutuklandı. 4 şüpheli ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. l 39 adliye personelinden 25’inin polis ifadesi tamamlandı ve dün İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. l Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, soruşturma kapsamında eski Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkan Yardımcısı Muhterem Çöl hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Damat serbest bırakıldı l TUSKON operasyonu kapsamında gözaltına alınan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanvekili ve Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Çıkrıkçıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Mustafa Şevki Kavurmacı ve Mustafa Eroğlu sorgularının ardından serbest bırakıldı. Çıkrıkçıoğlu’nun da aralarında bulunduğu 18 kişinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mal varlığına el koy ma kararı verilmişti. l İzmir’de, gözaltına alınan, arala rında yazı işleri müdürü, zabıt kâtibi ve emekli müdürlerin de bulunduğu 20 kişi tutuklandı. Adli müşavire sorgu l Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Tuğgeneral Dinçer Ural önceki gün Ankara’da gözaltına alındı. Darbe girişimi sonrasında bu göreve atanan Ural, girişimden sonra, İstanbul’da görevli 1. Ordu Komutanlığı askeri savcılığından, Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği’ne atanmıştı. Ural’dan önceki adli müşavir Muharrem Köse de 15 Temmuz sonrası tutuklanmıştı. l Manisa Salihli’de gözaltına alınan, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davayı karara bağlayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Başkanı Rüstem Eryılmaz, tutuklandı. l Malatya’da gözaltın alınan 33 kişiden 28’i tutuklandı. Tutuklananlar arasında AKP Erzurum Milletvekili Orhan Deligöz’ün kardeşi Orman ve Şu İşleri Bakanlığı 15. Bölge Müdürü Ayhan Deligöz de var. l Samanyolu TV Yönetim Kurulu Başkanı ve Bank Asya Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çelik’in ikiz çocukları Hasan ve Hüseyin ile yeğeni Bekir Çelik, geçen 7 Ağustos tarihinde Kapıkule’den sahte polis çıkış mührü ile Bulgaristan’a kaçmak isterken yakalandı. Hasan ve Hüseyin kardeşler ile Bekir Çelik tutuklanarak İstanbul’a gönderildi. l Konya’da Selçuk Üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel, önceki gece geç saatlerde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne giderek polise teslim oldu. Diğer taraftan hakkında yakalama kararı çıkartılan 82 akademisyenden 57’si gözaltına alındı. Balyoz savcısı teslim oldu l Haklarında soruşturma başlatılan 135 hâkim ve savcı arasında yer alan Balyoz Savcısı Hüseyin Kaplan bir ay sonra dün teslim oldu. Kaplan’ın Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na götürüldüğü öğrenildi. Kaset komplosunda gözaltı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve bazı MHP’li milletvekillerine ait olduğu ileri sürülen görüntülerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltı kararı verilen 89 kişiden gözaltına alınanların sayısı 48’e yükseldi. Baykal’a ait olduğu ileri sürülen görüntülerdeki ev de tespit edildi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear