24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 17 Ağustos 2016 Can erok EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 ıssızBlaaşğtdıraatnCdaödndüeşsüi’mniMAtaaVğşMaınz’lıaeyloraerr Kentsel dönüşümle şantiye alanına dönüştürülen ünlü alışveriş caddesinde üç dük kândan biri boş. Kiraların yüksekliği nedeniyle de birçok mağaza bölgeden kaçıyor Türkiye’nin en pahalı, en gözde alışveriş caddeleri can cekişiyor. 200 doları aşan aylık metrekare kirasıyla Türkiye’nin en pahalı caddeleri, Bağdat ve İstiklal caddelerinde mağazalar birbiri ardına kapanıyor. Artan ekonomik belirsizlikler ve ardı ardına patlayan bombalara bir de darbe girişimi eklenince müşteri çekemeyen birçok mağaza kapısına kilit vurdu. Birçok firma da zararına satışlar yapıp stoklarını eritip mağazasını kapatma yoluna gidiyor. Ünlü caddelerde mağaza açmak birçok marka için lüks. Zira, bir AVM’de ortalama büyüklükte bir mağaza için ödenen metrekare kirası 50100 dolar arasındayken bu caddelerde rakam 3 katına kadar çıkıyor. 2012’de dünyanın en iyi 4. alışveriş caddesi seçilen Bağdat Caddesi, bugünlerde satılık ve kiralık ilanı asılı boş dükkânlarıyla ve kentsel dönüşüm sonucu caddenin kendine münhasır sakinlerini de kaybetmesiyle gündemde. Cadde son bir buçuk yıldır kentsel dönüşüm nedeniyle adeta bir şantiyeye döndü. Gelecek ay da 14 bina birden yıkılacak. Kiralar arttı Cadde sakinleri ve mağaza sahiplerinin değerlendirmelerine göre, kiraların son yıllarda iki katından fazla artması, mağazaların kentsel dönüşüm sebebiyle amaçlanan blok mağaza tiplerine dönüştürülmeye çalışılması ve tüketici ilgisinin artık ‘yaşam merkez’leri olarak düzenlenen alışveriş merkezlerine kayması, bu yalnızlaşmanın nedenlerinde olarak görülüyor. Kentsel dönüşümle şantiye alanına döndürülen Cadde’de zorlu koşullara dayanamayıp kepenk kapatan 5060 dükkân, esnafa vurulan son darbe oldu. Hem kiraların çok yüksek olduğunu hem de kentsel dönü şümle birlikte caddedeki alım gücü yüksek tüketici kitlenin farklı semtlere taşındığını anlatan Bigchefs Cafe İşletme Müdürü Semih Dizdar, Bağdat Caddesi’nin eski yoğunluğunun kalmadığını anlatarak “Eskiden Avrupa Yakası’ndan çıkıp, caddeye gelen insanlar vardı. Yoğunluk sabah saatlerinde başlayıp, gece saatlerine kadar sürerdi. Ama artık caddenin o eski havası kalmadı” dedi. Dükkân kiralarının oldukça yüksek olduğunu, cadde esnafının kiraları karşılayacak satış yapamadığını kaydeden Dizdar, “En düşük kira 100 bin liradan başlıyor. Cadde kan kaybetmeye başladı. Hem burada yaşayan halk olarak hem de işletme sahipleri olarak, ‘Cadde elden gidiyor mu’ diye endişe ediyoruz” diye konuştu. Bitik haldeyiz Derviş Bağzıbağlı Firma Sahibi Önay Bağzıbağlı, bir kaç sene evvel Bağdat Caddesi’nde boş dükkân bulmanın mümkün olmadığını dile getirerek, şimdilerdeyse caddedeki her üç dükkândan birinin boş olduğunu ancak mal sahiplerinin bu kötü gidişata rağmen kiraları yüksek tuttuğunu aktardı. Bağzıbağlı “Esnaf zaten satış yapamıyor, bu kiralar nasıl karşılansın?” dedi. Bağzıbağlı, kentsel dönüşüm ile Bağdat Caddesi’nin yapısının değiştirilmek istendiğini belirterek; “Bağdat Caddesi’ni Avrupa havasına sokmaya çalışıyorlar. Binaları yıkıp blok mağazalar yapmaya çalışıyorlar. Fakat bugün blok halinde kimse mağaza kiralayamaz. Bağdat Caddesi son bir buçuk senedir bu yıkımı yaşıyor. Bitik haldeyiz” dedi. l Ekonomi Servisi AVM’lere gidiyorlar Caddedeki dükkânların kapanıp ticaretin yapılamayacak hale gelmesiyle insanların AVM’lere yöneldiğini anlatan Bağdat Caddesi’ndeki esnaf “Burada oturan zengin kesim artık buralardan alışveriş etmeyi bıraktı. Buradaki toza inşaata geleceğine gidip AVM’de alışveriş yapıyor” ifadesini kullandı. Kendi müşterilerinin dahi AVM’lere gittiklerini söyleyen Network Mağazası Yetkilisi Harun Demircioğlu, “Artık her yerde adım başı AVM var. Cadde mağazaları daha geri plana düştü. Caddedeki Avrupa kökenli mağazalar bile kapatmak zorunda kalıyor düşünün. Sonrası için korkuyoruz” dedi. Erken indirim Can erok Caddedeki tekstil işletmelerinden Marella Giyim Mağazası, kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacak binalar arasında yer aldığı için ürünlerinde indirim başlatan mağazalardan. Mağaza çalışanı Feray Türkay, “Yıkılacağımız için erken indirime girdik. Cadde müşterisi de birer ikişer gidiyor” dedi. 60 dükkân kapısına kilit vurdu Diesel Giyim’in Mağaza Yöneticisi Sercan Alıcı, sadece kiraların değil, bölgede başlatılan kentsel dönüşümün de işlerini çok zorladığını anlatarak “Caddenin en çok alıcı kitlesi, buranın yerlisiydi. Fakat bu elit kesim kentsel dönüşüm nedeniyle başka bölgelere dağıldı” dedi. Alıcı, eylül sonunda 14 bina daha yıkılacağını belirterek Bağdat Caddesi ticaretindeki kan kaybının 6 yıllık bir süreç olduğunu ancak en sert düşüşün bu yıl yaşandığını aktardı. Alıcı, yalnızca son birkaç ay içerisinde 5060 dükkânın kapandığına dikkat çekti. Kentsel dönüşümün de etkisiyle iş yapamaz hale geldiklerini ifade eden Alıcı; “İnsanlar burada tozun toprağın içinde alışveriş yapmak istemiyor. Bu rezilliği çekmektense gelmemeyi, hatta burada yaşamayıp taşınmayı tercih ediyor insanlar” diye konuştu. BMD: Yabancılar 41 mağaza kapattı Antalyalı esnaf borç batağında Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sami Kariyo, darbe girişimine, bölge ülkelerdeki dalgalanmalara rağmen, yabancı markaların Türkiye’deki yatırımlarını artırarak sürdürdüğünü belirterek “90 yeni mağaza açılırken kapananların sayısı 41 ile sınırlı kaldı” dedi. Kariyo yaptığı açıklamada, aralarında H&M, Watsons, Deichmann, Puma, Tommy Hilfiger, Mothercare, Guess, Hummel’ın da bulunduğu çok sayıda BMD üyesi yabancı markanın 2 bin 381 mağazasının bulunduğunu söyledi. Kariyo, darbe girişimine, bölge ülkelerdeki dalgalan maların olumsuz etkilerine rağmen yabancı markaların Türkiye’ye olan güvenlerinde bir sarsılma yaşanmadığını belirterek yeni yatırımların hız kesmeden sürdüğünü söyledi. Kariyo, “Bazı yabancı markaların Türkiye’den çıktığı yönünde bir algı yaratılmayı çalışılıyor, bunu kesinlikle reddediyoruz. Türk markaları olarak bizler de verimli bulmadığımız mağazaları ticaretin doğal mantığı gereği kapatıyoruz. Yabancı markaların yanında kendi markalarımız da mağaza yatırımlarını aralıksız sürdürüyorlar” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Kalekapısı ve Kaleiçi esnafı: Vergilerimizi, kiralarımızı, işçilerimizin maaşlarını ödeyemiyoruz. Antalya’nın en merkezi noktasındaki tarihi Kalekapısı ve Kaleiçi semti esnafı Rusya ile yaşanan uçak krizi, ardından gelen terör saldırıları ve son olarak da darbe girişimi nedeniyle çok zor günler geçirdiklerini söyledi. Kalekapısı ve Kaleiçi’nde faaliyet gösteren esnafın durumunun içler acısı olduğunu belirten Kalekapısı Esnaflarını Güçlendirme ve Kalkındırma Derneği (KALEDER) Başkanı Hasan Kilit, turizmdeki sıkıntının afet boyunda olduğunu söyledi. Esnafın yüzde 50’lik iş kaybı yaşadığını anlatan Kilit, esnafın ki rasını ve aldığı malların parasını ödemekte zorlandığını aktardı. Esnafın bu krizde hiçbir suçunun olmadığını belirten Hasan Kilit, sigortaya ve maliyeye olan borçların erteleme yoluna gidilmesini istedi. Kalekapısı’ndaki İki Kapılı Han’da Çay Ocağı işleten Mehmet Yıldız durumların hiç iyi olmadığını vurgulayarak “Geçen yıllara oranla bu yıl ki satışlarda büyük düşüş var. Geçen yıl günde ortalama 1300 1500 çay satardık. Bu yıl 500 çay satıyoruz. Çay 50 kuruş ama esnafın durumu iyi olmadığı için satmakta zorlanıyoruz” dedi. l DHA Torba yasa tombalası TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu yeni bir “torba” yasasını görüşerek Meclis’e gönderdi. “Ekonomik büyümeyi canlandırmak” amacıyla hazırlandığı öne sürülen torba yasanın ilgili maddeleri tam bir karmaşa, denetimsizlik ve rant örneği. “Torba”nın 35. maddesinde özelleştirme adı altında kamu varlıklarının yasal düzenlemeye gereksinim duymaksızın, tümüyle tasfiyesine olanak sağlayacak bir tasarım kurgulanmakta. İlgili madde sayesinde tam 111 adet kamu varlığının Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na devredilerek, herhangi bir yasal düzenleme gözetilmeden ve ihale yasasına da tabi olmadan özelleştirilmesinin yolu açılıyor. Söz konusu kamu varlıklarının arasında TRT, Atatürk Orman Çiftliği, GAP Başkanlığı, Devlet Su İşleri, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) gibi kuruluşlar dikkat çekiyor. 35. madde, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yorumuyla, “Cumhuriyet’in kamusal değerlerinin toptan tasfiyesi olarak” anlamına gelmekte. Yasada geçen bir diğer düzenleme ise Türkiye Varlık Fonu AŞ. Varlık Fonu her türlü bütçe denetiminden uzak, Başbakanlık’a doğrudan bağlı bir kanunlar üstü “şirket”. Kurumlar vergisine ya da Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmadan çalışacak fon, “çılgın” projeler denilen hiper yatırımları finanse edecek. Fona bağlı çok önemli bir diğer yaratıcı düzenleme ise “stratejik yatırım” kavramı. Madde 70 olarak bilinen düzenleme içinde yer alan “stratejik yatırım” kavramı dahilinde yüklenici firmaların gelirleri kurumlar vergisinden muaf tutulacak; yatırıma katkı oranları yüzde 200’e kadar istisna kapsamında değerlendirilecek; Hazine arazisi üzerinde kurulmuş iseler 49 yıllığına bedelsiz tahsis edilecek; söz konusu işletmelerde çalışanların sigorta primlerinin işveren payı 10 yıl boyunca Ekonomi Bakanlığı’nca karşılanacak; enerji tüketim maliyetlerinin yüzde 50’si, “nitelikli” teknik personelin asgari ücretin 20 misline kadar olan ücretleri devlet tarafından ödenecek. Ancak bu arada ne “stratejik yatırımların” ne de “nitelikli personelin” nasıl tanımlanmış olduğu konusu belirsizliğini korumakta. Varlık Fonu altındaki tüm bu harcamaların ana kaynağı ise İşsizlik Sigorta Fonu olacak. Dolayısıyla, işsizlik sigortasında biriken fonlar, emekçilerin işsizliğe karşı korunmasından ziyade, sermaye sınıfına doğrudan rant aktarımı için bir araç olarak kullanılacak. Yasa bir de Varlık Barışı adı altında yeni bir af düzenlemesini getiriyor. Buna göre yurtdışı ve yurtiçi (para, altın, döviz, menkul kıymet vb) tüm varlıkların kayıt altına alınması durumunda vergiden muafiyet sağlanacak ve “nereden buldun” sorusuyla karşılaşılmayacak. Söz konusu düzenlemeler “ekonomik büyümeyi teşvik” olarak kamuoyuna sunulsa da ardında yatan gerçeğin aslında AKP’nin yeni koalisyonlar kurgulama ve sermaye gruplarını kamu rantları yoluyla “hizaya” getirme operasyonları olduğu açık olarak görülüyor. İktisat yazınında ahbapçavuş kapitalizmi (croony capitalism) diye adlandırılan bu tür sermaye birikimi özendirmelerinin aslında nasıl da bir rant ve yozlaşma mekanizmasına dönüşmüş olduğunu Uzak Asya ve Latin Amerika deneyimlerinden çok yakından biliyoruz. Tüketiciler otomatik BES’i yargıya taşıyor Tüketici Birliği Federasyonu, otomatik bireysel emeklilik sistemini yargıya taşıyacağını açıkladı. Deniz, bireysel emeklilikte tüketicinin enflasyon oranlarına bağlı olarak kâr edemeyeceğini söyledi. “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı”sı komisyonda kabul edilerek Meclis gündemine gelmişti. Sigorta şirketlerinin topladıkları primleri kârlı değerlendiremediği eleştirisinde bulunan Deniz, “Biz tüketicilere BES’i hiçbir zaman tavsiye etmiyoruz. Şu anda BES’e para yatıran zarar ediyor” dedi. Otomatik BES, 45 yaş altı tüm çalışanları kapsıyor. Yeni işe giren ve halen çalışanların prime esas kazancından yüzde 3 oranında kesinti yapılacak. Sistem 1 Ocak 2017’den itibaren başlayacak. l Ekonomi Servisi İran tur satışlarına gelecek hafta başlıyor İran Seyahat Acentaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Behruz Seferi, Türkiye’ye tur satışlarının 22 Ağustos’ta başlayacağını belirtti. İran Öğrenci Haber Ajansı’nın (ISNA) haberine göre, 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası vatandaşlarının can güvenliğini gerekçe göstererek Türkiye’ye tur satışlarını yasaklayan Tahran, cumartesi günü yasağın kaldırıldığını duyurmuştu. Seferi, yasağın kaldırılmasının ardından bazı şirketlerin tur satışlarına hemen başladığını hatırlattı. l Ekonomi Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear