24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 30 Temmuz 2016 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK yolsuzluğuDaasrblaeagkliarimşimaziC1CH5uPTmeLhimdumerruiizyK’euıtln’ıeçakdroadrnınoudğşatlunu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1725 Aralık’ın Türki ‘Darbe girişimi 1725 Aralık’ı örtmek için gerekçe olamaz’ diyen ye tarihindeki en ciddi yolsuzluk olayı olduğunu ve darbe girişimi Kılıçdaroğlu, ‘tek adamlığın Türkiye için felaket olacağını’ belirtti nin bunu asla aklamayacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, başkanlık sistemine iliş kin “Eğer bir Meclis darbeyi püskürt müşse bundan büyük başarı ne olacak. Tek adamlığın Türkiye için bir felaket olacağı nı herkesin görmesi la zım. Bunu görmüyorsak bugün attığımız demok rasi nutuklarının hiç an İKLİM lamı yok, boşuna atı ÖNGEL yoruz” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun sorula rımıza verdiği yanıtlar şöyle: Cumhurbaşkanı’ndan yeni dönem de daha demokratik, sizlere danışa rak bir yola çıktığı izlenimi aldınız CHP’liler ilk gece sokaktaydı, sonra çekildiler Ankara’dayım... Cumhuriyet yazar ve yöneticileriyle birlikte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşeceğiz. Ama ilk gittiğim yer, bir süre gazeteci olarak çalıştığım Mec mı yoksa geçiş sürecinde bir ittifat lis... Oradaki durumu göreceğim... Televiz arayışı olarak mı anladınız? yonlarda seyrettim, fotoğraflarına baktım O gözle hiç bakmadım. Konuşmala ama gidip görmek... Cumhurbaşkanı’nın, rında yaratmak istediği samimi bir at Başbakan’ın, parti liderlerinin giriş yaptığı mosferdi. O görüşmeyi bir uzlaşma görüşmesi olarak düşünmüyorum. O görüşmeyi yaşanan bir devlet krizi içinde, muhalefetin görüşlerini, kaygılarını, endişelerini almak şeklinde bir görüşme olarak düşündüm. Bu atmosferde, daha önce diyalog kuramadığı muhalefet partileriyle bir diyalog kurma arayışı vardı. Sorumluluğumuzun gereği oraya gittik ve düşüncelerimizi aktardık. Perde arkası görülmeli Erdoğan’ın Genelkurmay ve MİT’i kendisine bağlama, kuvvet komutanlıklarının da Milli Savunma Bakanlığına bağlanması önerisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Devlet yönetimi akşam yatalım sabah da yeni model bir kuralım diye oluşmaz. Devlet yönetiminin arkasında bir tarihsel birikim, kültür, sosyolojik gerçek vardır. Bunları bir yana koyup da “Bana göre şu model çok önemli, bunun gereğini yapalım” dediğiniz zaman, toplumu kaosa sürüklersiniz. Bu olayın perde arkasını görmeden, tahlil etmeden, “MİT, Genelkurmay bana bağlansın, kuvvet komutanları Milli Savunma Bakanlığı’na bağlansın” anlayışını doğru bulmuyorum. Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan, devletin uyumu, ortak ses çıkarması konusunda sorumluluk üstlenen bir kişinin bu düşüncelerini bir grup akademisyenle tartışmasına ben anlam veremiyorum. Siyaset kurumunun olduğu bir ortamda kendi arzusu olarak bunu dile getirmesi asla doğru değil. Yani Türkiye demokratikleşme süreci içinden bir tek adam yönetimine doğru sevk edilirse bunu kabul etmemiz mümkün değil. Orada kullandığı cümle şu olmuş: Muhalefetle görüşülür, muhalefet de uygun görürse böyle bir anayasa değişikliği, şeklinde. Bir anlamda bir marj bırakmışlar. Muhalefet de buna evet derse böyle bir şey olsun diye. Bu bizim bugüne kadar elde ettiğimiz demokrasi kazanımlarımızı yok etme anlamına gelir ve doğru değil. TSK’de reform gerekiyor mu sizce? Sizin bir çalışmanız var mı? Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu, Ankara Temsilcisi Erdem Gül, Ankara Haber Müdürü Ayşe Sayın, yazarımız Özgür Mumcu ve muhabirimiz İklim Öngel’i genel merkezdeki makamında kabul etti. ce ordu içindeki Gülen Cemaati mensuplarınca mı yapıldı, yoksa ordu içinde diğer grupların da bir desteği var mıydı? Bugünden öyle bir yorum yapmak doğru değil. Soruşturmada ayrıntıları göreceğiz. O nedenle söylüyorum canlı yayın olması lazım. Tüm toplumu ilgilendiren, 78 milyon insanın travma yaşamasına yol açan bu olayın sorgulanması, canlı, televizyonlardan verilmesi lazım. Belki toplumda şöyle bir alışkanlık var: Bir ana unsur bulursunuz, bütün dünyayı onun etrafında kurarsınız. Burada ana unsur FETÖ, dolayısıyla onun etrafında bir hem düşünce geliştirme hem sorgulama yapılıyor. Darp görüntüleri var, gazetecilerin arkadan kelepçe durumları söz konusu. CHP’nin buna tavrı nedir? Biz OHAL dönemini araştıracak ve gelecek olan şikâyetleri değerlendirecek bir komisyon kurduk, şu an çalışıyor. Ben bunu Kaçak Saray’da da dile getirdim. Hatta Sayın Bahçeli’ye ve Binali Bey’e de söyledim “Siz de kurabilirsiniz” diye. Böyle bir mutabakat sağlandı aslında. Kurunun yanında yaş da yanacak mı, bu konudaki kaygıları söyledik. Eğer işkence fotoğrafları, filmleri, raporları ortaya çıkarsa; bu devletin sorgulamayı yapan ekipleriyle, darbeciler arasında fark olmadığını gösterir. Darbecilerde benzerini yapacaktı bunlar da benzerini yapıyor. Dünya kadar fark var Soruşturmalar sonucunda darbeci çıkarlarsa bu 1725 Aralık’ı aklar mı? Asla aklamaz. 1725 Aralık bizim tarihimizdeki en ciddi yolsuzluk olayı NECATİ SAVAŞ Dış destek iddiası için elde kanıt olmalı Darbe girişimin dışardan destekli olabileceğine ilişkin ne düşünüyorsunuz? Devleti yönetenler, hükümet olanlar darbe girişiminin arkasında bir başka ülkenin olup olmadığını rahatlıkla dillendiremezler. Ellerinde veri varsa dillendirirler. Veri yoksa size yeni düşman kazandırır. Başka bir ülkenin rolü var mı yok mu elimizde somut bir veri yok ama hükümetin varsa çıkar açıklar sorun biter. Ama hem veri yok hem belli ülkeleri veya bütün ülkeleri töhmet altında bırakacak bir demeç doğru olmaz. Saray’a HDP’nin çağrılmaması önümüzdeki süreçte nasıl bir sıkıntı ortaya çıkarır? Bu davetin olmaması, demokrasiye karşı ortak çabaya gölge düşürdü. Doğru olmadığını ifade ettik. Çünkü HDP’ye oy veren vatandaşlar sanki biraz dışlandılar, sistemin dışına itildiler. Onların demokrasi konusundaki görüşlerinde ciddi bir sorun varmış gibi bir atmosfer yaratıldı. Bu kadar güçlü bir ortak paydayı bir darbe sonrasında Türk siyaseti ilk kez yakalıyor. O zaman buna destek veren herkesi kucaklamak lazım. Mitingler sürecek CHP 15 Temmuz gecesi sokakta mıydı? CHP seçmeni de vardı. 4 partiden de vardı. Bu konuda araştırma da yapıldı. Sonraki aşamada bizim partililerin biraz uzak durduğunu biliyoruz. Provokasyon olabilir, atılan sloganlar olabilir ama birinci gün de çok sayıda vardı. Taksim benzeri mitingler sürecek mi? 4 Ağustos günü İzmir’de Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi yapacağız. Herkese çağrı yapıyoruz, arzu edenler gelebilir. FETÖ demediğiniz için eleştiri aldınız, sonra ifadeyi kullandınız. Neden Taksim’de kullanmadınız? O eleştiriyi yapanların dönüp kendi yazdıklarını okumalarını isterim. Biz Fethullah Gülen örgütünü eleştirdiğimizde, onlar neler yazıyordu diye. Şu çok önemli, devlet, sorunlarını hukuk içinde çözmek zorunda. Devleti devlet yapan anlayış budur. İşkenceler asla kabul edilemez. Hepimizin karşı durması gerekir. CHP’liler Gülen Cemaati’yle ilgili kaygılarını dile getirirken en büyük tekpikiyi AKP’den aldık. Türkiye’de bombalar patladı, insanlar yaşamlarını yitirdi, bir istifa olmadı. Darbe girişimi yaşandı, istihbarat enişteden alındı... Bu sistem böyle devam eder mi? Bunun düzelmesi lazım. Bu sistem eski anlayışla devam ederse sorunlara da kaynaklık edecektir.Birkaç kişinin istifa etmesiyle çözülecek bir sorun değil. Devletin yeniden inşasından, çöken bir sistemden söz ediyoruz. Eğitimden tutun Genelkurmay’a kadar çöken bir sistemden söz ediyoruz. Özeleştiri derken Türkiye’yi bu noktaya taşıyanlar, geçmişten ders alıp aynı hatalara düşmemek üzere yollarına devam etmeliler. Halk seçti oturdular, itirazımız yok. Ama aynı hatalara devam ederlerse Türkiye daha farklı felaketlerle karşı karşıya kalacak. Sistem güçlü Başkanlık sistemi 15 Temmuz öncesi acil ihtiyaçtı, bunu gündemden çıkardılar mı? Bunu gündemden çıkarmak zorundalar. Eğer bir Meclis darbeyi püskürtmüşse bundan büyük başarı ne olacak! En büyük başarıyı elde etmiştir. Üzerlerine bomba yağarken görev yaptı milletvekilleri. Meclis de milletvekilleri de dik durdu, yenilenler darbeciler oldu. Sistem bir darbeyi savuşturacak kadar güçlüyken, bunu kaldıracaksınız ve Türkiye’yi bir kişinin iki dudağı arasına teslim edeceksiniz. Olmaz, doğru değil. Darbe tehlikesi sürüyor, bir “dikta” tehlikesi de var mı? Tek adamlığın Türkiye için bir felaket olacağını herkesin görmesi lazım. Bunu görmüyorsak bugün attığımız demokrasi nutuklarının hiç anlamı yok, boşuna atıyoruz. Havuz medyasında köşe yazanlarının da bunu görmesi lazım. Bir devlet sadece istihbaratla yönetilmez. Bu demokrasiye inanmayan insanların arayışıdır. Devleti devlet yapan bu kurumların kendi öz kültürleridir. Dışişleri Bakanlığı’nın bir kültürü vardı, yabancı dil bilmeyenleri aldılar. Aklın kabul edeceği şey değil. l ANKARA Şeref Kapısı’dan itibaren... Muhalefet ve iktidar kulisine giden alanın yanı... Birinci kat muhalefetin bulunduğu bölge... İkinci kat... Özellikle Başbakan’ın Meclis’teki çalışma ofisi... Halkla ilişkiler binası... Yıkık dökük... Kimi yerler tamamen çökmüş... Her adımda daha büyük bir acı işliyor içime... Darbecilerin ne kadar gözü kararttığının en büyük kanıtlardan biri burası... Girişim başarılı olsaydı ülkenin başına nasıl belalar gelebileceğinin de göstergesi.. Ardından CHP Genel Merkezi’ndeyim... Kemal Kılıçdaroğlu’nun 12. kattaki odası... Darbe girişimi gecesinden Saray’daki toplantıya, OHAL’den geleceğe dair pek çok soruya yanıt veriyor, izlenimlerini aktarıyor. Bunları zaten soru yanıtlarda okuyacaksınız. Benim altını çizeceğim konu, “CHP tabanı 15 Temmuz gecesi ne yaptı?” Biliyoruz ki Kılıçdaroğlu ilk duyduğu anda çok net “darbeye karşıyız” dedi, CHP grubu bombalar altında Meclis’te idi. Kılıçdaroğlu o gece partilileriyle ilgili şunları söyledi: İllerden, teşkilatlardan aldığım bilgi tabanımız sokaktaydı. Hatta bu konuda yapılmış bağımsız bir araştırma da var. Sadece bizim değil, tüm partilerin tabanı o akşam dışarıdaydı. Ancak izleyen akşamlarda CHP’liler alanlardan çekildiler. Çünkü söylemden çalınan müziklere hava değişti. Sadece alanlarda mı gözleniyor “değişen hava?”... Beraber verilen fotoğraflar “ülkenin 15 Temmuz öncesinde iyice gerilen atmosferinde yumuşama sinyali olarak” algılanmıştı. Bu devam eder mi? İzlenimimi yazayım. Başta “başkanlıktek adamlık ısrarı” ile “yolsuzluk” konuları, CHP bunların karşısında çok net tavır alacak. Gerisi Erdoğan’ın adımlarına göre belli olacak. Sen ne diyorsun, derseniz? “Beraberlik ruhu ince bir çizgide... Nasıl şekilleneceği Erdoğan’ın demokrasiye, kuvvetler ayrımına ve parlamenter sisteme ne kadar bağlı kalacağıyla ortaya çıkacak.” Genelkurmay ve MİT’in Cumhurbaşkanı’na bağlanması isteği, OHAL uygulamaları soru işaretlerini artırmış. Yine de umutsuz olmamalı... CHP Genel Başkanı’nın HDP’nin süreçten dışlanmasına karşı çok net tavrı da olumlu olarak not edilmeli. OHAL’in açtığı yaralara karşı da CHP hem iktidarı uyaracak hem kamuoyunu bilgilendirecek kritik bir çalışma yapıyor. Ana muhalefet sıkı bir çalışma yürütüyor. yapılanması gerekiyor. Bunu MYK’de dır. Belgeleriyle, dokümanlarıyla, ses görüştük. Bu konuda bir çalışma yapma kararı aldık. Muhalefet ve Cumhurbaşkanının da bulunduğu toplantıların süreceği kaydıyla, mahkeme kararlarıyla yapılan dilenlemelerle... Bunun tüm ayrıntıları çıktı. Bu darbe girişimi 1725 Aralık yolsuzluklarını örtmek için gerekçe Kılıçdaroğlu’nun 5 kırmızı çizgisi ne ilişkin konuşma oldu mu? olarak kullanılamaz. 1725 ayrı bu ayrı. Hayır. Bu olağanüstü bir dönemdi. Olağanüstü dönemlerin koşullarına uygun olarak gittik. Yoksa normal, sağlıklı işleyen, demokratik bir mekanizmada gerek yok. Şu çok tartışılıyor: Bu darbe sade Biri demokrasiye karşı yapılan bir darbeydi ki biz parlamenter sistemin hep korunmasını istedik. Öbürü de bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna dair hepimizin tanık olduğu belgelerdi. İkisinin arasında dünya kadar fark var. Kılıçdaroğlu ile yaptığımız söyleşide, elbette en çok merak edilen “olağanüstü durumlar” istisnasıyla ilk kez katıldığı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki zirvenin İZLENİM hullahçı yapı için çok şey söylediler, biz onlara inanmadık. 17 Aralık’tan sonra biz çok şey söyledik, onlar inanmadı” açıklamalarını ise 17/25’i “aklama çabası” olarak görüyor ve ekliyor: “15 Temmuz, demokrasiye ortak duruş” konusunda kararlı. Bu konuda iktidar, muhalefet, Saray, kimden gelirse gelsin her zaman ve zeminde işbirliği ve diyaloğa kapıları açık tutacak. İşkence ve cadı avı: DEVLETE Sızmadı, yerleştirildi Gülen cemaatinin devlet için bu kadar büyük bir tehdit olduğunun iktidar tarafından fark edilmemiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bazı çevreler “Devlete sızdı” diyorlar, devlete sızmadı yerleştirildi. AKP’nin de oturup özeleştiri yapması lazım. Şimdi öyle bir tablo yaratıldı ki sanki AKP, hiç iktidarda yok, başka bir iktidar var ve bu olaylar olmuş. Bunlar da gelmişler bu olayları ortaya çıkarmışlar. Şunun sorulması lazım, 14 yılda Türkiye’yi bir darbe sürecine hangi anlayış getirdi? Binlerce görevden alma gerçekleşti. Saray’daki görüş mede yerlerine atanacak kişilerin denetimi anlamında CHP’nin görüşlerine ilişkin bir şey konuşuldu mu? Liyakat esasının terk edilmesinin Türkiye’yi bu noktaya taşıdığını ve devletin yeniden inşa edilmesi, bunun liyakata göre yapılması gerektiğini söyledik. Belli bir bilgiyle birikimle değil de belli bir partinin yandaşı, cemaatin üyesi olduğunuz için belli yerle re getirilirseniz çöküş kaçınılmaz olur. Bugün geldiğimiz nokta da bu. Liyakat sistemine dönülmezse, bugün Fethullah Gülen örgütü var, yarın başkası çıkacak. perde arkasıydı. Cumhurbaş kanı Tayyip Erdoğan ve Baş bakan Binali Yıldırım’a ilettiği önerileri ve eleştirilerini anlatıyor, ancak karşı tarafın istemi ASAYYŞEIN olan “mahremiyete saygı” gere ği diyaloglara girmemeye özen gösteriyor. Sadece Başbakan Yıldırım’ın “tehlikenin farkında olduğu” izlenimini pay laşmakla yetiniyor. Darbe girişiminin, kişileri değil, “parla menter demokratik sistemi” hedef aldığı gö rüşünde olan CHP lideri, iktidar ve muhale fet arasındaki diyalogdan memnun. Darbe girişimi sonrasında siyaset dili yumuşasa da Kılıçdaroğlu 5 kırmızı çizgisinden ödün ver meyeceğini ortaya koydu: 1725 Aralık: “15 Temmuz darbe girişimi 17/25’i aklamaz!” diyen Kılıçdaroğlu, iktidarın “cemaatin ilk darbe girişimini 17/25 Aralık operasyonu ile denediği” tezine de kesinlikle katılmıyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, aralarında geçen diyalog üzerine yaptığı “Geçmişte dostlarımız bu Fet karşı yapılan bir darbeydi, 17/25, bir hükümetin devleti nasıl soyduğuna dair belgeydi.” Başkanlık/tek adamlık: Başbakan Yıldırım, birkaç gün önce katıldığı bir televizyon programında, “Başkanlıkta bu ve buna benzer maceraya kalkışanlar olamaz” demişti. Bu sözleri anımsattığımızda Kılıçdaroğlu, “Herhalde Türkiye’nin yaşadığı travmanın farkında değiller” tepkisini gösteriyor. Bu girişimden, “tek adamlık” anlamına da gelecek başkanlık değil, tersine “güçlü parlamenter demokrasi”ye ne kadar gereksinim olduğunu ortaya koyduğunu ifade ediyor. Böyle bir talebin, “toplumsal uzlaşma ve siyasi diyalog süreci”nin sonunu getirebileceğinin de mesajını veriyor. Darbeye karşı işbirliği: Darbe girişimini duyduğu ilk anda “darbe asla kabul edilemez” diyerek net tepki koyan ve aklına ilk olarak Başbakan Binali Yıldırım’ı aramak gelen Kılıçdaroğlu, darbeye karşı tüm kesimlerle “diyalog ve Kılıçdaroğlu, darbeci oldukları iddiasıyla alınan, tutuklanan asker, polis, gazeteci, kamu görevlisi, kim olursa olsun sorgu sürecinin hukuk kuralları içinde yürütülmesi konusunda ısrarlı. Özellikle işkence ve herkesin “FETÖ torbası”na atılmasına karşı, parti içinde kurdukları bir komisyon aracılığıyla da yakın takipçisi olacaklarına vurgu yapıyor. Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan başkanlığında oluşturması planlanan komisyon, tüm hak ihlallerini saptayıp kamuoyuna da açıklayacak. Liyakat: Gülen cemaatinin bir “terör örgütü”ne dönüştüğünü çok geç anladığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin esenliğe kavuşması ve Türkiye’nin içine düştüğü bu zor durumdan kurtuluşunun tek yolu olarak, kamuda “liyakat” sisteminin ödünsüz olarak uygulanmasını görüyor. Yani “terör örgütü”ne dönüşen Gülen cemaatinin alternatifi olarak diğer cemaat veya yandaşların kamuya yerleştirilmesinin çözüm olmayacağını, “Bugün FETÖ var, yarın başkası çıkar” sözleriyle ifade ediyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear