28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 29 Temmuz 2016 6 Bakana ‘süper’ yetki haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY Kanun hükmünde kararname ile gazete, televizyon, yayınevi kapatma yetkisi verildi Hükümetin olağanüstü hal ilanından sonra çıkardığı son KHK (Kanun Hük münde Kararna me) ile 45 gaze te, 16 televizyon, 16 dergi, 3 haber ajansı ve 23 rad yo kapatılırken KEMAL GÖKTAŞ basın ve yayın kuruluşlarının il gili bakan kara rıyla kapatılmasının da önü açıldı. KHK’ye göre sadece terör örgütü ile değil “milli güvenliğe tehdit oluşturduğu” ileri sürü len yapılarla irtibatın olması da kapatma için yeterli sayılacak. KHK ile “Milli güvenliğe teh dit oluşturduğu” tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine “aidiye ti, iltisakı ya da bunlarla irtiba tı olan” özel televizyon ve rad yolar ile gazete, yayınevi ve da ğıtım kanalları ilgili bakan ta rafından kapatılacak. Bakan bu konuda bir komisyon oluştura cak. Komisyonun önerisi ve ba kan kararıyla kapatma kararı verilecek. Yapılan düzenleme de “milli güvenliğe tehdit oluş turduğu tespit edilen yapı, olu şum veya gruplarla irtibatı gö rülmesi” kapatma için yeter li görülmesi keyfi kapatmala rın önünü açtı. Anadolu Ajan KHK ile 45 gazete, 16 televizyon, 16 dergi, 3 haber ajansı ve 23 radyo kapatıldı. sı ve TRT’den sorumlu olan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un bu konuda yetkili olabileceği belirtiliyor. Savcıya ‘OHAL’ yetkiler KHK ile devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, milli savun maya, devlet sırlarına karşı suçlar ile casusluk suçlarında ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarla ilgili “OHAL’in devamı süresince” geçerli olmak üzere özel düzenlemeler yapıldı. CMK’ye göre ancak hâkim kararıyla alınabilen bazı ted ‘Kaçak’ kişilerin mal varlığına el konulabilecek Bir kişinin “kaçak” sayılması şartları da değiştirildi. Kanunda saklanan veya yurtdışına kaçtığı için mahkeme tarafından ulaşılmayan kişiye kaçak denilirken KHK ile “savcının ulaşamadığı” herkes kaçak sayılacak. Ayrıca kaçak sayılan kişiye tebligat yapma veya gazetede ilan zorunluluğu kaldırılarak mal varlığına doğrudan tedbir konulabilecek. Kaçak olmasa da şüphelilerin belirtilen suçlarda kullanılan veya bu suçlardan elde edildiği iddia edilen mal varlıklarına el konulması için BDDK, SPK, MASAK, Hazine ve ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’ndan rapor alınması uygulaması da gerekli olmayacak. birler OHAL süresince savcının yazılı emriyle de alınabilecek. KHK’ye göre yakalama kararı çıkarılması, ev, işyeri ve kapalı alanlarda, askeri mahallerde, avukatlık bürolarında arama yapılması, telefon dinleme ve iletişimin tespiti, avukatların dosyadaki belgeleri ince leme yetkisinin sınırlanması, bilgisayarlarda arama yapılabilmesi için hâkim kararı yerine savcının emri yeterli olacak. Ayrıca arama yapılan kişinin belgelerinin incelenmesi için mahkeme kararı gerekirken OHAL kapsamında polis, belgeleri doğrudan kendisi inceleyebilecek. Cezaevinden sorguya KHK’ye göre tutuklama kararına itiraz edilen sulh ceza hâkimliği 3 gün yerine 10 gün içinde karar verecek. Tahliye talepleri duruşma açılmadan, dosya üzerinden karara bağlanacak. Tanıklıktan çekinme hakkı bulunan şüphelinin nişanlısı, eşi, annebabası, çocukları gibi alt ve üst soyu arasındaki mektuplar ile avukatı ve doktoru ile tarafından tutulan belgeleri de artık incelenebilecek. Avukat bürolarında savcı emriyle yapılan aramalarda avukat ile müvekkili arasındaki mesleki ilişkiye ait olan belgelere de el konulacak. Kanundaki, bu belgelerin bir zarfa konulması ve ancak mahkeme tarafından incelenmesi hükmü OHAL kararnamesi kapsamındaki suçlarda uygulanmayacak. l ANKARA Ters kelepçe taktılar AKP’li Sarıbaş, Çerçioğlu’nun konuşma metnini yırttı Türköne ile Bulaç’a gözaltı, Taraf ve Zaman’da arama Darbe girişiminin ardından düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan gazeteci sayısı Hürriyet muhabiri Arda Akın ile birlikte 21’e yükseldi. Gazetecilerin bugün adliyeye çıkarılması bekleniyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Nazlı Ilıcak, Zaman gazetesi eski adliye muhabiri Büşra Erdal, TRT eski muhabiri Seyit Kılıç’ın da aralarında bulunduğu 41 gazeteci hakkında yakalama kararı çıkardı. Soruşturmayla ilgili operasyonları sürdüren Asayiş Şube Müdürlüğü, 21 gazeteciyi gözaltına aldı. Gözaltındaki ga Türköne ve Bulaç’a ters kelepçe. zeteciler şöyle: Seyyit Kılıç, Yakup Sağlam, Bayram Kaya, Cihan Acar, Bünyamin Köseli, Emre Soncan, Cemal Azmi Kalyoncu, Mustafa Erkan Acar, Abdullah Kılıç, Habip Güler, Mehmed Gündem, Cuma Ulus, Hüseyin Aydın, Büşra Erdal, Nazlı Ilıcak, Ali Akkuş, Bülent Mumay, Ufuk Şanlı, Arda Akın, Haşim Söylemez, Yakup Çetin. 47 gözaltı kararı Gazetecilere yönelik 2. dalgada Zaman gazetesinin eski yazarlarından Mümtaz’er Türköne ve Ali Bulaç gözaltına alındı. Yalova Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Türköne’nin Altınova ilçesindeki yazlığında arama yaptı. Törköne, İstanbul’a gönderilecek. Ali Bulaç ise İstanbul’da gözaltına alındı. Eski Zaman gazetesinin yöneticileri ve yazarlarının da aralarında olduğu 47 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti. Polis yanlış Kaynak’a gitti KHK ile kapatılan yayınevleri arasında cemaate ait olduğu belirtilen Kaynak Yayınları da vardı. Polis dün sabah yanlışlıkla Aydınlık grubunun yayınevi olan Kaynak Yayınları’na gitti. Çalışanlar, polislere isim benzerliğinden yaşanan bir yanlış anlaşılma olduğunu anlattı. Polisler binadan ayrıldı. Zaman’ın eski yöneticilerinden gözaltına alınanlar böyle götürüldüler. ‘Kapatmak darbedir’ Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), OHAL kararnamesiyle 45 gazete, 17 televizyon, 23 radyo, 3 haber ajansı, 15 dergi ve 19 yayınevinin kapatılmasına tepki gösterdi. TGS’nin yaptığı açıklamada, “Gazeteleri, televizyonları kapatmak bir ‘darbe’ uygulamasıdır” denildi. TGS, bir süredir “FETÖ ile mücadele” adı altında gazetecilerin işsiz bırakıldığını aileleriyle birlikte on binlerce kişinin mağdur edildiğini kaydetti. Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) de, “Hukuki süreç bu yayınevleri kapatılmadan da sürdürülebilirdi. Çalışan için mağduriyet söz konusu” dedi. BM ve AGİT’ten tepki BM İfade Özürlüğü Özel Raportörü David Kaye ile AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic hazırladığı raporda “Medya gruplarına yönelik bu kısıtlama dalgası, OHAL sırasında dahi temel uluslararası standartlarla örtüşmüyor. Hukukun temel unsurlarından yoksun bu kapsamlı ve sert tedbirler şok edici ve eşi benzeri yok. Darbe girişimi, medyaya yapılan bu kapsamlı saldırıyı haklı gösteremez” dedi. DemokrasiCHP’li Çerçioğlu çıkan arbedede zon anlar yaşadı. mitingine yakışmadıSedaSarıbaşkonuşmametniniyırttı. Aydın’da, partililerle birlikte ‘Demokrasi yürüyüşü’ yapan Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Özlem Çerçioğlu, AKP’lilerin öncülüğünde ‘Demokrasi nöbetinin’ tutulduğu alana gelerek buradaki kürsüden halka seslenmek isteyince iki parti taraftarları arasında gerginlik çıktı. AKP Kadın Kolları Başkanı olan eski Türkiye Güzeli Seda Sarıbaş, Çerçioğlu’nun konuşma metnini yırttı. Çerçioğlu’nun meydanlarda görülmediğini öne süren AK Partililer konuşma yapmasını engellemek isteyince CHP’liler ile aralarında gerginlik oldu. İki grup karşı karşıya gelirken, Özlem Çerçioğlu’nun kürsü üstünde bulunan konuşma metninin AKP Kadın Kolları Başkanı Seda Sarıbaş tarafından yırtılmasıyla ortam iyice gerildi. Tartışma, bir süre sonra yerini yumruk ve tekmelere bıraktı. İl Emniyet Müdürü Halis Böğürcü’nün talimatıyla olaya polis müdahale etti. Polisin mü dahalesine rağmen yatışmayan taraflar için AKP İl Başkanı Ömer Özmen, yoğun uğraş verdi. Mikrofonla defalarca tarafları sakin olmaya davet eden Özmen, “Hepimiz kardeşiz, demokrasiye sahip çıkmak için meydanlardayız. Sayın Çerçioğlu, bugün aramıza katılıp demokrasi nöbetinde bize destek verdiniz. Buyurun platforma konuşma yapabilirsiniz” dedi. Özlem Çerçioğlu’nun ve Osman Zolan’ın kürsüye çıkmasıyla taraflar sakinleşti. l DHA Esenler Otogarı’nın adı da değişti Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), darbe bil dirisinin okunduğu Yeni Haber Stüdyosu’nun adının “15 Tem muz Millet Stüdyosu” olarak de ğiştirildiğini duyurdu. Galip Öz türk Yatırımlar AŞ Yönetim Ku rulu Başkanı Galip Öztürk Bü Jirkiler sokağa döküldüyük İstanbul Otogarı’nın ismi Şnin, “İstanbul 15 Temmuz De mokrasi Otogarı” olarak değiştirildiğini açıkladı. ırnak’ın Beytüşşebap İlçesi’nde bir araya gelen 5 bin Jirki aşireti üyesi, 15 Temmuz darbe girişimini Kato Dağı eteklerinden ilçe merkezine ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyerek protesto etti. l DHA İçişleri Bakanı Efkan Ala: ‘Kürt güvende değilse Polisin ağır silahı olacak kimse güvende olamaz’ İçişleri Bakanı Efkan Ala, darbe girişiminin ardından Emniyet Teşkilatı’nda da değişiklik yapılacağının sinyalini verdi. Ala, “Polisin ağır silahları da olacak. Vardı daha önce, 28 Şubat’ta aldılar. Niye almışlar; sanki bu ülkede 12 Eylül olmamış, sanki 71, sanki 60 olmamış” dedi. Bir televizyon kanalında konuşan Ala, “Gece 23.00’te uçaktan indiğimde haberim oldu” dedi. Ala, MİT’in darbe girişimi haberini aldıktan sonra, istihbaratı doğrulayacak kadar bir değerlendirme yapamadığı için kendilerine haber vermediğini belirtti. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, askeri darbe karşıtlarının büyük bir sınavdan geçtiğini belirterek, “Eğer Kürt güvende değilse, kimse güvende olamaz. Eğer Alevi güvende değilse, kimse güvende olamaz. Kadın güvende değilse, hiç kimse güvende olamaz” dedi. Tunceli’de, “Darbeye hayır, demokrasi hemen şimdi” mitinginde konuşan Yüksekdağ, “Askeri darbenin karşısında olan AKP, Saray iktidarı, demokrasinin yanında değil. Bu darbe karşıtlığı başka bir darbe zihniyetinden besleniyordur” dedi. ‘İstikşafi’ Görüşmeler Başlarken Olağanüstü hal ne memleketin ne yurttaşların yararınadır. Açıklanan verilere göre kamuda 50 bin dolayında kişi Cemaatçi oldukları iddiasıyla tasfiye edilmiş, işten atılmış, işsiz kalmıştır. Aslında 50 bin aile demek gerekir. Yaklaşık 200 bin kişiye denk düşer. Bu OHAL uygulamasını özel sektörün, irili ufaklı şirketlerin, fabrika sahiplerinin emsal belleyip kendi mekânlarında, “mülklerinde” uygulamaya başlayacakları da gün gibi ortadadır. Dahası bir ihbar furyasının “eli kulağında”dır. Bu “fırsatı” kişisel ve “ulvi” nedenlerle kullanmaya dünden eğilimli olanların kaosa katkıda bulunacakları, eski darbe günlerinin tecrübesiyle sabittir. HHH Şimdi gelinen aşama ise yine “Cemaatle ilişkisi var” gerekçesiyle gazetecilerin gözaltına alınması, tutuklanması, gazetelerin, radyoların, TV kanallarının kapatılması aşamasıdır. Besbelli ki AKP darbecilere duyulan öfke ve nefretin bu uygulamanın sineye çekilmesini sağlayacağını düşünüyor. Yanlıştır; basın özgürlüğü, ideolojik farklılıklar örgütlü düşmanlığa dönüşmedikçe, özgürlük satışa çıkarılmadıkça bir bütündür. Yokluğu OHAL’cilere de yaramaz. Tam tersine kısa sürede Cemaat darbesine yönelen öfkenin, tepkinin OHAL’cilerde somutlaşmasına, ulusal ve uluslarası, derin ve etkin bir muhalefetin ortaya çıkmasına yol açar. HHH Bir de ister istemez bir soru aklımıza takılıyor: Darbeye girişenlerin hangi tarihten başlayarak terör örgütü sayıldıklarını bilmek istiyoruz. Ne zamandan beri Cemaat bir çetedir? Herhalde 15 Temmuz’da çete olmadılar! Çeteliğin başlangıç tarihi, terör örgütü olma sürecinin başlangıcı hangi ay, hangi gündür? O günler hep birlikte olduğunuz, örneğin ZAMAN’daki, TARAF’taki arkadaşlarla barış içinde yaşadığınız, birlikte Ergenekon davalarını kotardığınız günlere kadar gidiyor mu? Eğer çetelik o kadar eskiye gidiyorsa bugün kaynayan acı çorbayı hep birlikte tuzladığınızı kabul etmemiz gerekmez mi? Yoksa aldatıldığınıza mı inanmalıyız? HHH Gerçekler somuttur. Tarih isteklere göre değişmez. Şimdi de kimi gazetecileri, yalnızca Cemaat’in yayın organı olduğu söylenen, bilinen medyada yazdıkları, konuştukları için suçluyorsunuz. Darbe girişimiyle ilişkileri konusunda somut bir delil göstermedikçe de inandırıcı olamayacaksınız. Örneğin Türkiye’nin önemli bir şairini Hilmi Yavuz’u da bu kapsamda listeye dahil ettiniz, ki darbeci olması hiç mümkün görünmüyor. Dahası Cemaat’le ilgisi olmayan, olması düşünülemeyecek, fikri de zikri de başka, BirGün yazarı Bülent Mumay’ı da gözaltına aldınız. Olacak iş değildir. HHH Bütün bu gelişmeler, kısa süreli bir yanılsamaya yol açmış olsa bile Cemaati kullandığınız ve kullanırken kullanıldığınız gerçeğini değiştirmiyor. Ana muhalefet ise radikal taleplere destek sunan 1 milyonluk kitleye verdiği sözleri Saray’da unutmuşa benziyor. Bir kısa, bir uzun anayasa için başlayacak “İstikşafi” görüşmelerin ilk evresinin OHAL’in ilk üç ayına, ikinci evresinin uzatmalara kalması muhtemeldir! Peki, bu arada işinden gücünden olacak yurttaşlarla, ortadan kalkmış basın özgürlüğü ile memleketimiz nasıl bir memleket olacak? “Kendimi feda ettim” diyen Kılıçdaroğlu başka neleri feda ettiğini de biliyor mu? 3 bin 49 hâkim ve savcı için talep Mal varlıklarına el konulsun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlattığı soruşturma kapsamında, haklarında gözaltı kararı verilen ve büyük bölümü tutuklanan 3 bin 49 hâkim ve savcının mal varlıklarına el konulmasını talep etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bağlı Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcılığı tarafından, nöbetçi sulh ceza mahkemesine yapılan başvuruda, el koyma talebi CMK’nin128. maddesi gereğince istendi. Başvuruda, bu madde kapsamında, şüpheli hâkim ve savcıların taşınmazlarına, ulaşım araçlarına, banka veya diğer mali kurumlardaki her türlü hesaplarına, her türlü hak ve alacaklarına, kıymetli evrakına, ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına ve diğer mal varlığı değerlerine el konulması talep edildi. Aileler evsiz kalacak Mahkeme, el koyma kararı verirse hâkim ve savcıların oturdukları evlere el konulacak ve ailesi kapının önüne konulacak. Yine otomobilleri de hâkim ve savcılardan alınacak. El konulan mallar, açık artırma ile satılabilecek. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear