26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, CHP PM Üyesi Sevda Erdan Kılıç ile Torbalı İlçe Başkanı İsmail Uygur, destek için gittikleri Pancar OHALköyünde tutuklananların yakınlarıyla görüştü. köyden Pazar 24 Temmuz 2016 EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN 18 TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU başladı! ‘Oğlumu darbeye değil askere gönderdim’ Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan er Oğuz Özcan’ın babası, hayatlarını perişan eden komutanlardan davacı olduklarını söylüyor Darbe girişimine katıldığı iddiasıyla tutuklana lum nezdinde tutukluluk suçlulukla eşdeğer gözüküyor.” rak Silivri Cezaevi’ne konu Avukat Tanık sözlerine şöy lan er Oğuz Özcan’ın baba le devam ediyor: “Hepsinin sı Şemsettin Özcan, “Çocuğu ailesi bedelli askerliğe pa muzu askere gönderdik, dar ra yetiştiremediği için oğ beye göndermedik. Her da lunu askere gönderen köy im darbeye karşıyız. Genel lü Anadolu vatandaşıdır.” Ta likle Türkiye’nin her yerinde nık, “askerlerin ve ailelerinin herkes darbeye karşıdır. Biz Cumhurbaşkanı’nı sevdiğini” Muş’ta belediyenin önünde ve “AKP’ye yakın olduklarını” toplandık, ondan sonra duy da dile getiriyor. Hiçbirinin dum askerleri toplamışlar, uzaktan yakından vatana iha ben hemen bilgiyi alamadım, netle alakalarının olmadığını İstanbul’a geldim” diyor. söylüyor üstüne basa basa... ‘Davacıyız’ En yakın zamanda tahliye edilmeleri gerektiğini vurgu Oğlunun tutuklandığı Çağ luyarak, “Bu tamamen paşala layan’daki İstanbul Adliyesi rın oyununa gelmiş çocukla önünde konuşan baba Özcan, rın şanssızlığıdır” diyor. “ailecek altı gündür perişan” olduklarını anlatıyor: “Oğlu Mahkemede anlattı mun terhisine 45 gün var Oğuz Özcan, 66. Mekani dı. Tatbikat var diyerek kan ze Tugay Komutanlığı Ba dırmış, darbeye götürmüş rış Gücü Komutanlığı’nda ler. Biz komutanlardan da Baştabya’da piyade er olarak vacıyız. Bu askerler suçsuz askerliğini yapıyordu. Mah dur. Komutanlar ne emir ve kemedeki ifadesine göre, saat rirse uygulamak zorundadır. 21.00 sıralarında içtima ola Öyle olmasa kimse askerlik cağı söylendi. Silah ve hücum yapmaz. Bir tarafta terörist yeleklerini kuşanarak içti ler var, bir tarafta darbeciler. ma alanına gittiler. Daha son Biz ortada kalmışız. Ne yapa ra zırhlı askeri araçlara bin lım bilmiyoruz...” meleri emredildi. Topkule ci Oyuna gelmişler varında “tatbikat var” dendi. Topkule’ye gittiler. 10 daki Özcan ailesinin avukatı Be ka kadar beklediler. “Atatürk rat Can Tanık ise, “Bu darbe Havaalanı’nda kırmızı alarm nin teşebbüs aşamasında kal var” dediler. Özcan, havalima ması askerlerin feraseti sa nına gittikten sonra yaşanan yesinde sağlanmıştır. Asker ları ise şöyle anlattı: “Hakan ler komutanlarının direktifle Aydemir’in emriyle araçtan ri doğrultusunda hiçbir şey indik. Yolun sağ tarafına geç den haberleri olmadan kimi tik. ‘Herkes boş şarjörleri tak havaalanına, kimi valilik önü sın’ dedi. Hücum yelekleri da ne götürülmüştür. Ancak kar hil olmak üzere altı şarjör ver şılarında halkı görünce tek diler. ‘Emir gelmeden ateş et bir kurşun sıkmadan silah bı meyin’ dedi. Daha sonra halk rakmışlardır” diyor. Tanık’a dolmaya başladı. Bize, ‘Oğlum göre, erlerin tek şansızlığı şu yapmayın etmeyin, ne yaptı anda asker olmaları. Tanık bu ğınızın farkında mısınız?’ de süreçte yanan hak ihlalleri diler. Araçlara binmemiz em ni ise şöyle sıralıyor: “Bu ço redildi, bindik. Kışlaya gidi cuklar alındıkları tarihten be yorduk. Halk önümüzü kes ri ailelerine ulaşamıyorlar. ti. Açık olan zırhlı aracın ka Biz avukatlar sosyal medya pağından içeri girdiler, tüfek dan çocukların adlarını araştı leri istediler. ‘Tüfeğimiz yok’ rıp, ailelerine ulaşmaya çalışı dedik, vermedik. Koltukların yoruz. Çocuklar Silivri’de tu altına saklandık. Uzman Ça tuluyorlar. Hâkimlerin dediği vuş Oğuz Çiçek, ‘Polis gelene şey şu: ‘Tutuklama bir önleyi kadar kimse aracın yanından ci tedbirdir. Bunlar gelecekte ayrılmasın’ dedi. Sonra polis serbest de kalabilirler...’ An geldi, teslim olduk”. cak şunu anlamıyorlar. Top l İSTANBUL/Cumhuriyet Pancar köyü sakinleri: Olağanüstü hal önce bizim köye geldi. OHAL, gerçek cumhuriyetçileri yakıyor. Bizim geçmişimizde Atatürk, cumhuriyet var İzmir’in Torbalı ilçesi Pancar köyünde tutuklananların yakınları, yaşadıkları durumu “Artık her önüne gelen husume ti olana FETÖ’cü deyip içeri tık tırabiliyor. Memlekette OHAL ilan edildi, ama gerçek olağa HAKAN DİRİK nüstü hali biz yaşıyoruz” diye aktarıyor. O gece televizyondan seyrettiği dar becilerin “kendileri” olduğunu öğrenmenin ya nı sıra en çok “FETÖ’cü” damgası yemek, köy lülere dokunmuş. Yakınları darbeci diye içe ri atılanlardan Salih Gürkan, “Çünkü Pancar, solculuğuyla, hatta ‘komünist’ diye bilinen bir yer. Şimdi sayelerinde FETÖ’cü olduk. Biz sol culuğumuzdan memnunuz. Bu olay bilinçli bir şey, bir geleneği kırmak istiyorlar” diyor. ‘Eşim de oğlum da tutuklandı’ ‘Geçmişimizde Atatürk var’ Köyün “Kızılcan Kıraathanesi’nde” bir araya geldiğimiz köylüler, bir an önce yakınlarına kavuşmak istiyor. Mesajları ise net: “Olağanüstü hal önce bizim köye geldi. OHAL, gerçek cumhuriyetçileri yakıyor. Bizim yedi sülalemizi araştırsınlar bakalım, FETÖ bulabilecekler mi? Bizim geçmişimizde Atatürk, cumhuriyet var.” Rahmi İmre Sinan Çıran Eşi P.Ç. ile oğlu S.Ç. tutuklanan Sinan Çıran, “Olay olduğunda hanım oğlanı almaya caminin oraya gitmiş. İkisi de tutuklandı. Eşimden üç gündür haber alamıyorum. Hadi oğlanın yanında köyden abileri var, ama hanım yalnız orada. Çok merak ediyoruz” diye konuşuyor. Köylülerden Mehmet Sarıgöl, Pancar’ın siyasi duruşunun net olduğunu kaydederek, “O gece asker eğlencesi vardı. Gecenin 2’sinde sala okununca ister istemez insanlar ‘şeriat mı geldi?’ diye düşündü. O korkuyla, merakla toplandı. Hoca’ya ‘Ne oluyor’ diye sorunca işler karıştı. Ama ortada ne şiddet, ne darp var. Başımıza gelenler siyasi” diyor. ‘Bu damga ağrımıza gidiyor’ Tutuklananlar arasında yer alan 17 yaşındaki E.İ’nin babası Rahmi İmre, çocuğunun hem şu andaki hem de gelecekteki psikolojisini düşünüyor: “Biz darbelere karşı olan, hatta 12 Eylül’de bunun acısını fazlasıyla yaşayan insanlarız. Nasıl olur da bize ‘FETÖ’cü’ derler? Bize vurulan bu damga ağırımıza gidiyor. Çocukların hiçbir suçu yok. Ne bir darp var, ne zarar verme var. Bu damga yedi sülalemizi takip eder. Bunu kabul etmiyoruz. Evlerimize ateş düştü. Bu ateşin bir an önce sönmesini istiyoruz. Oğlum şimdiye dek hiç yalnız kalmadı. Ne yapıyor ne ediyor bilemiyorum? Çocukların psikolojisini bozmaya kimsenin hakkı yok.” Biz bunu hak etmedik Biz bunları hak etmedik diyen gençleri, Edvard Munch’un çığlığını, Hrant’ın yanıtsız sorusunu duydunuz mu içinizde? “İnsanı güvercin ürkekliğine hapsetmenin nasıl bir bedel olduğu tesi sabahını ise şöyle anlatıyor: “Çıktım evden işe gidiyorum. Herkes mut nu bilir misiniz siz ey bakanlar? Bilir suz. Kimse gülmüyor. Herkes artık bir misiniz? Siz, hiç mi güvercin izlemez birine ‘kontrol eden’ gözlerle bakıyor.” siniz” diye soruyordu Hrant Dink. Darbe girişimini takip eden günler DİLEK de “son dakika”lara boğulduk; tele ŞEN Artık kedilerle barıştım Üniversiteden arkadaşım Funda ile vizyon kanallarından, gazetelerden, konuşuyoruz. Sesi mutsuz ve şimdi haber sitelerinden verilen bilgilerle “darbe ye dek ondan hiç duymadığım bir endişe to nin kimlerce ve nasıl planlandığı” ve daha nunda. İki kedisi olduğu için Funda’yla ev buna benzer birçok ayrıntıyı anlamaya çalış arkadaşı olamıyorum yıllardır. Çünkü 24 tık. Kaos ortamında hissettiğimiz, içten içe yıllık yaşamımda kediden daha çok korktu büyüttüğümüz baskın duyguysa hemen he ğum hiçbir şey yok. Funda’yı arayıp, “Ar men hepimiz için endişe ve korkuydu. Özel tık kedilerle barıştım. Onlardan F16’lardan likle genç arkadaşlarım, artık yoruldukları korktuğum kadar korkmadığımı fark ettim” nı ve yarınlarından umutsuz olduklarını sık dedim. Tarifsiz bir huzursuzlukla süren ça söylüyordu. İçimizde büyüyen korku, bizi sonunda ülkesiz mi bırakacaktı? Çok gençtik ve korkuyorduk. günlerimizde, işe gitmek için ayarladığım alarm çalınca sıçrayarak uyandığım sabah gördüğüm herkese, “Biz bunu hak etmedik, Edvard Munch’ın ünlü ‘Çığlık’ tablosu. ‘Hani yunusları izleyecektik?’ Gezi’de çöp toplayan çocuklardık. Kimsenin canını yakmadık. Biz her canlının yaşam görmüştüm çünkü. En az 5 kere ölümden döndüm. Doğuda bulunan her insan yaşa Arkadaşım Büşra’yla 15 Temmuz günü hakkını savunduk. Duvarlara şakalar yaz mıştır. OHAL ilanı yapılan demokrasi dışı bir Moda sahilinde çimlerde oturup “denizde dık” dedim durdum. harekettir asla desteklemiyorum, ama Kürt süzülen yunusları” izlemiştik dakikalarca. “Bak, bak gördün mü? Tüh ya, yine yakala Kimliklerimiz... illerinde yaşanan olaylar gibi değil. Orada insanlar ayrım yapılmadan katlediliyor. Bu yamadın! Gözünü ayırma” diyerek kahkaha Darbenin “püskürtülmesinden” sonra “de nu herkes biliyor ama kabullenemiyorlar.” larla ilk kez yunus görmenin sevincini ya mokrasi şöleni”ne çıkan kitlelerin sevinci ve Türkiye’den gitmek isteyişlerinin sebebinin şıyordu. Akşam saatlerinde, diğer arkadaşı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Bakan AKP iktidarı olduğunu söyleyen Özgür, “Ya mız Çağla, “Köprüde askerler ne yapıyor, yi lar Kurulu toplantısının ardından ilan etti rınlarımız asla güzel olmayacak” diyor. ne mi bomba alarmı?” diye yazdı WhatsApp ği OHAL endişelerimizi daha da arttırdı. Sosgrubumuzdan. Sonra hepimizin bildiği şey yal medyada “OHAL nedir, ne değildir” diye Kaos bağışıklığı ler oldu. 16 Temmuz akşamı Büşra’yla tele saatlerce konuşuldu. “Kimliksiz dışarı çık Mustafa, 25 yaşında. İzmir’de yaşıyor, ba fonda öldürülmüş insan fotoğrafları, linç ve mayın” uyarıları, OHAL’in temel hak ve hür bası polis. Darbe girişimi sırasında, Dikili’de işkence videolarının üzerimizde yarattığı riyetlere getirdiği sınırlandırmalar, ‘Cadı avı ailecek tatil yapıyorlarmış. “Arkadaşları korkuyu konuştuk. Büşra sordu: “Hani biz başlar mı, başlarsa bize ne olur’ endişeleri... mız Alsancak’ta Pokemon oynuyordu, sos yine yunusları izlemeye gidecektik o sahi Bu sırada @MrOzcanan adlı Twitter kullanı yal medyadan gelişmeleri takip ediyorduk, le?” Yanıtlayamadım. cısı, kimliğinin “İl: Hakkâri, İlçe: Yüksekova ne olduğunu anlayamadık önce. Babamı gö ‘Kontrol eden’ gözler ve Köymahalle: Dağlıca Köyü” bölümlerinin reve çağırdılar” diye anlatıyor o geceyi. Musgörselini paylaşarak şöyle dedi: “Bence kim tafa, Türkiye’den gitmeyi hiç düşünmediğini, Çağla ise 23 yaşında bir genç kadın. Da liksiz çıksam daha iyi.” Bu paylaşım, 19 bin İzmir’i bırakamayacağını ve ülkede yaşanan ha önce birçoğumuz gibi F16 sesi dahi duy beğeni, 5 bin retweet aldı. her şeye artık bağışıklık kazandığını söylü mamış. Artık Türkiye’nin asla eskisi gibi olmayacağını düşündüğünü ve giderek umut ‘En az 5 kez ölümden döndüm’ yor. Türkiye’deki kutuplaşmanın iç savaşa dönüşeceği kaygısını ise tüm genç insanlar suzlaştığını söylüyor günlerdir. Güzel gülüm Direkt mesaj yoluyla ulaştığım hesabın sa gibi taşıdığını ifade ediyor. Biz bunları hak semesiyle tanıdığımız bu genç kadın, bu can hibi Özgür Özcanan, 19 yaşındaymış. “15 etmedik diyen gençleri, Edvard Munch’un arkadaş, artık gülemediğini ve yaşamına “ol Temmuz gecesi ve OHAL sana ne hissettirdi” çığlığını, Hrant’ın yanıtsız sorusunu duydu du bitti” deyip devam edemediğini söylüyor. soruma, “Darbe günü korkmadım her gün nuz mu içinizde? Çok genciz ve korkuyoruz: Yaşamın “normalleştiği” 18 Temmuz Pazar darbe gibi katledilen insanları Yüksekova’da “Siz hiç mi yunus izlemezsiniz?” C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear