26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 20 Temmuz 2016 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN 36 bin 200 eğitimci açığa alındı O hal, öteki hal ve OHAL... Gazete haber merkezinde ya da yazıişleri masasının çevresinde bir yeriniz varsa haberi epey erken alırsınız. Çoğu kez bir gün öncesinden... O yüzden akşam TV’lerin anahaber bültenleri, ertesi sabah gazete sayfaları pek tat vermez. Olsa olsa meslek merakı ile “Bakalım ötekiler haberi nasıl vermişler” mavrasına ebelik eder. O kadar... Ama her zaman “o kadar” olmaz. Mesela Ankara Büro’dan bir telefon gelip neredeyse fısıltı tonunda, “Abi, bir iki gün içinde bütün Türkiye’de OHAL ilan edilebilir” denirse “o kadar” olmaz. Artık hem gazeteci, hem bu ülkenin bir yurttaşısınızdır. Bir yandan, “Bu haber gazeteden nasıl verilecek, kesin olup olmadığı öğrenilebilir mi, haber nasıl işlenecek, OHAL’in içeriği nasıl özetlenecek, nerelere vurgu yapılacak” gibi dibi sonu gelmeyen meslek sorularına cevap aramaya başlarsanız; bir yandan bir demokrat, özgürlüklerine cimrice sahip çıkmaya kararlı bir yurttaş olarak “Bundan sonra ne olacak, ne yapmalı, nasıl davranmalı” gibi yine dibi sonu olmayan sorularla boğuşmaya başlarsınız. Tıpkı dün Cumhuriyet’in yazıişleri katında olduğu gibi... HHH Peki peki... Sakin olalım... Nasıl bir “hal”deydik? Anayasada yazmıyordu ama “Cumhurbaşkanı milletin oyuyla seçilmedi. Demek ki zaten fiili başkanlığa geçildi. Artık anayasayı ‘başkanlık’ sistemine mi uydurmalıyız, yoksa şimdilik ‘partili cumhurbaşkanlığı’ ile idare mi edelim” denmekte ve bu ha bire yinelenmekteydi. Barış süreci çöpe atılmış (buzdolabına değil çöpe); Kürt illerinde taş üstünde taş bırakmamacasına askeri operasyonlara hız verilmiş; hukuk devleti anayasada göstermelik bir maddeye dönüştürülmüştü. Öyle bir “hal”deyken 15 Temmuz akşamı çok daha zorba, çok daha acımasız günlere gebe bir karabasan yaşadık: Askeri darbe!.. Dünkü Cumhuriyet’te yer alan “WhatsAap” diyalogları bile bu karabasanın derinliğini, ürkütücülüğünü kanıtlamaya yeter. Başka bir “hal”in eşiğine gelmiştik ve eşikten dönüldü. Peki, askeri darbe püskürtülünce demokrasiye mi geri döndük? Darbe girişimi ertesinde demokratik bir “hal”e mi kavuştuk? Alın elinize kalemi ve orduda, yargıda, İçişleri Bakanlığı kadrolarında, üniversitelerde kovulan, görevden alınan, gözaltına alınan, tutuklananları bir sayın. Ve sorun: Bu listeler darbe girişiminin tozu dumanı içinde apar topar hazırlanmış olabilir mi? Normal koşullarda bu çapta bir tasfiyeyi uygulamak kolay olamazdı. Ama darbe sonrası doğan psikolojik ve politik koşullarda neredeyse tereyağından kıl çekercesine uygulamaya geçildi. Yani darbe öncesinden de farklı bir “hal”e girdik. Ve şimdi OHAL kapıya dayanmış gibi... Bizden de “hal”lerden “hal” seçmemiz isteniyor... Sonradan söyleyeceğimi şimdiden söylüyorum: Ben sadece ve sadece “demokratik hal”den yanayım!.. İstanbul’da 437 tutuklama İstanbul’da darbe girişimi soruşturması kapsamında gözaltına alınan Bin 185 şüpheliden aralarında 12 general ve 1 amiralin de bulunduğu 437’si tutuklandı. Gözaltına alınanlardan 33’ü hakimlik sorgularının ardından, 18’i de savcılık sorgusunun ardından serbest kaldı. İstanbul Adliyesi’nde sorguları gerçekleştirilen 10 tane Sulh Ceza Hakimliği’ne 10 adet Hakimlikdaha eklendiği öğrenildi. l CANAN COŞKUN 6 general daha cezaevinde Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar ile Akçay 6. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Mesut Savaş , Polatlı Topçu ve Füze Okulu Komutanı Tümgeneral Osman Ünlü, Sivas 5. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır, Şanlıurfa 20. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Metin Alpcan, 5. Hudut Alay Komutanı Ekrem Küçükberber ile İl Jandarma Komutanı Mustafa Ulus tutuklandı. Çanakkale’de mahkemece serbest bırakılan Gelibolu 18’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Gürgen dün tutuklandı. l Yurt Haberleri Hâkim ve savcılara kelepçe Ankara’da, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve HSYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 136 hakim ve savcı, Ankara Adliyesi’nde ifadeleri alındı. Adliyeye getirilenler arasında, HSYK üyeleri Ahmet Berberoğlu, Mahmut Şen, Mustafa Kemal Özçelik, Şaban Işık, Anayasa Mahkemesi üyeleri Alparslan Altan ve Erdal Tercan yer aldı. AYM ve HSYK üyeleri de dahil hakim ve savcıların ellerinin arkadan plastik kelepçeyle kelepçelendiği görüldü. Erdoğan’ın yaveri yakalandı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın havacı yaveri Erkan Kıvrak’ın geçen cumartesi Antalya Lara’daki bir otelde sahte kimlikle yakalandığı ortaya çıktı. Garnizon Komutanı Mustafa Kaya ile İl Jandarma Komutanı Ahmet Yurdagül pazar günü gözaltına alınırken, Burdur Garnizon Komutanı Metin Karagöz de darbe gecesi gözaltına alınmıştı. Darbe girişimi sonrası Gülen cemaati ile ilişiği olduğu tespit edilen çeşitli kurumlara karşı operasyonlar devam ediyor YÖK 1577 dekanın istifasını istedi l MEB: Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, cemaate ait tüm özel eğitim kurumları ve okullar ile barınma merkezlerinin yanı sıra, bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında görev raportör, 19 uzman, 6 müşavir ve 2 hukuk müşaviri, toplam 257 personel görevlerinden uzaklaştırıldı, personelin kimliklerine de el konuldu. Daha önce Cumhuriyet’in gündeme getirdiği Baş sonel görevden alındı. l EPDK: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nda (EPDK) Gülen Cemaati ile ilgili olduğu tespit edilen 25 personel görevden uzaklaştırıldı. Bu kişiler arasın YÖK, Türkiye genelindeki tüm devlet ve vakıf üniversitelerinde görevli fakülte dekanlarının istifasını istedi. Böylece 1176’sı devlet üniversitesi, 401’i vakıf üniversitesi olmak üzere toplam yapan cemaatle irtibatlı kamu personeline yönelik olarak kapsamlı bir çalışma yürütüldüğü belirtilerek “15 bin 200 kamu personeli açığa alınmış, bu kişiler hakkında soruşturma başlatılmıştır” de bakanlık birimi, “Sektörel İzleme ve Değerlendirme Kurulu” olarak hizmet veriyordu. Cinnah Caddesi Willy Brandt Sokak’taki eski GAP İdaresi, şu anda “Sektörel İzleme ve Değerlendirme Kurulu” da grup başkanı ve enerji uzmanı düzeyinde isimler bulunduğu belirtildi. EPDK yetkilileri, Cemaat ile işbirliği içerisinde olduğu tespit edilen lisanslı enerji şirketleri ile ilgili de gerekli adımları ataca 1577 dekanın görevini bırakması istendi. YÖK’ün, söz konusu istifaların ardından, nildi. Özel kurumlarda görev yapan 21 bin olarak hizmet veriyor. Daha önce kurula ğını söyledi. öğretmenin lisansı da iptal edildi. Böylece 402 kadro verilmişti. 17/25 Aralık yol l BDDK: Bankacılık Düzenleme ve dekanların gerekli değerlendirmelerden darbe girişiminin ardından 36 bin 200 kamu suzluk ve rüşvet operasyonunun ardın Denetleme Kurumunda (BDDK), ikisinin geçirileceği, cemaatle bağlantısı tespit edilen dekanların görevden alınacağı öğrenildi. Diğer isimlerin ise görevlerine geri dönmeleri bekleniyor. l SİNAN Karanlıkta kalan sorularTARTANOĞLU/ANKARA personeli ve öğretmen açığa alınmış oldu. l BAŞBAKANLIK: Darbe girişimi ile ilgili olarak Çankaya Cinnah Caddesi Willy Brandt Sokak’ta bulunan Başbakanlık Ek Hizmet Binası’nda görevli 230 dan çok sayıda bürokrat, bu kurulda görevlendirilmiş, sürgün edilen bürokratlar birimlerini “Cinnah Toplama Kampı” olarak adlandırmıştı. l MİT: Pasif görevde bulunan 100 per daire başkanı, birinin başkan müşaviri, diğerlerinin de murakıp ve uzman olan 86 meslek personelini görevden uzaklaştırdı. Bu arada “Borsa İstanbul”da 50 kişinin görevine son verildiği öğrenildi. Türkiye’nin bugüne kadar yaşadığı darbe ve darbe girişimlerinin hiçbirine ğı ve saat 16.30’da MİT Müsteşar Yardımcısı’nın Genelkurmay karargâhına giderek toplantıda an benzemeyen 15 Temmuz darbe lattığı darbe istihbaratını neden girişimi ile ilgili sorulara hergün Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a yenileri ekleniyor. 15 Temmuz MİYASE öğlen saatlerinden itibaren nele İLKNUR iletmediği, Cumhurbaşkanının bulunduğu yerin değiştirilip gü rin yaşandığı netleştikçe darbe venliğinin neden sağlanmadı ci subaylar kadar darbe ile mü ğı gibi sorulara yanıt verilemiyor. cadele etmesi gereken devletin istihbarat Erdoğan’ın katıldığı bir televizyon prog ve güvenliğinden sorumlu kurumların da ramında darbeden saat 20.00 sularında vahim hatalar yaptığı orta çıkıyor. haberdar olduğunu söylemesi bu duru MİT’in saat 16.00’da Genelkur mu teyit ediyor. MİT’in aldığı duyumu, may Başkanı Hulusi Akar’la paylaştı darbe planına TSK komuta kademesinin de katılmış olabileceği ihtimalini değerlendirmeden sadece darbenin planlandığı Genelkurmay karargâhı ile paylaşması da ayrı bir tartışma konusu. Özel kalem müdürü ve emir subayları bile darbecilerle hareket eden Hulusi Akar’a telefonda bilgi verilmesi, MİT Müsteşar Yardımcısı’nın bizzat karargâha gitmesi darbecilerin şüphesini çekmemiş olamaz. Genelkurmay Başkanı’nı MİT ya da Başbakanlığa çağırıp özel görüşmek yerine MİT yetkililerinin bizzat karargâhı araması ve gitmesi de aynı ölçüde risk taşıyor. Akıllara takılan sorular şöyle: GENELKURMAY O GECEYİ ANLATTI Jandarma Genel Komutanı Mendi kalp krizi geçirdi Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki cemaatçi personelin darbe girişiminde karar gah olarak kullandığı Jandarma Genel Komutanlığı’nın başındaki isim Orgeneral Galip Mendi, kalp krizi geçirdi. Mendi’nin yerine Kurmay Başkanı Korgeneral İbrahim Yaşar vekalet edecek. GATA’da tedavi altına alınan Mendi’nin aynı zamanda kanser hastası olduğu da öğre nildi. Bugün toplanacak MGK’da Jandarma’yı Yaşar temsil edecek. Mendi’nin sağlığının darbe girişiminde Jandarma teşki Galip Mendi latının başrolü oynamasından olumsuz etkilenmiş olabileceği değerlendiriliyor. Mendi, orgenerallikte bekleme süresini doldurduğu için 30 Ağustos’ta emekliye ayrılacak. l ANKARA / Cumhuriyet Darbe girişiminin ardından ikinci kez açıklama yapan Genelkurmay Başkanlığı, “hain girişimin” tüm yurtta 17 Temmuz saat 16:00 itibarıyla tam anlamıyla bastırıldığını ve TSK’nin birlik ve kurumlarında tam mutlak kontrolün sağlandığını duyurdu. Darbe konusunda MİT’in uyarısı ile Orgeneral Salih Zeki Çolak ve Yaşar Güler ile birlikte Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar’ın toplantı yaptığı, alınan kararların Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi Amiri İlhan Kırtıl aranarak emir verildiği belirtilen açıklamada önlemler şöyle sıralandı: “Türk hava sahasında ikinci bir emre kadar hiçbir askeri hava aracının havalanmaması, havada bulunanların derhal üslerine dönmesi, Kara Havacılık Komutanlığı’na gidilerek orada bulunan personel konuları ve hava araçlarının uçmaması dahil gereken her türlü tedbirin alınması, Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı’na gidilerek tank ve zırhlı araçların hareketlerinin durdurulması yönünde gereken tedbirlerin alınması emirlerini vermiştir.” Açıklamada, “Böylece bu alçak ve sefil girişime karşı ilgili/sorumlu makamlara gerekli ikaz ve emirler anında ve en geniş şekliyle iletilmiştir” denildi. Açıklamada darbe girişimcileri için ağır nitelemeler de kullanıldı. “Bünyemizde ur haline gelen, düşmana karşı kullanılması gereken silahları devletimize, silah arkadaşlarına ve halkımıza karşı kullanmakta tereddüt dahi etmeyen illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ)” Akar’a darbe bildirisini imzalaması ve televizyona okuması için tehdit ve zorlamada bulunulduğunun anlatıldığı açıklamada, “Hainlerin bu talepleri Genelkurmay Başkanı tarafından hakaret içeren ifadelerle, hiddetle ve kesinlikle reddedilmiştir. Bu zilleti ve rezaleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, TSK’ye ve asil milletimize yaşatan alçaklar en ağır şekilde cezalandırılacaklardır” denildi. l ANKARA AKAR DARBEYİ ŞAKA SANMIŞ ALİCAN ULUDAĞ Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, darbe girişimine ilişkin iki gün boyunca “şikâyetçi” sıfatıyla savcıya ifade verdi. Akar, ifadesinde kendisinin başına silah dayayarak darbe bildirisini imzalamasını isteyen AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli başta olmak üzere darbecilerden şikâyetçi oldu. Ankara’da dün aralarında darbeyi planladığı iddia edilen eski Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse’nin de bulunduğu 89 askerden 69’ı tutuklandı. Ayrıca 92 şüpheli asker de adliyede sorguya alındı. Tutuklanan Dişli, savcılıkta darbe günü saat 8’de Genelkurmay’a gittiğini belirterek, kapıda özel harekât giyimli iki kişinin kendisini beklediğini söyledi. Dişli, şöyle devam etti: “Bu kişiler bana yönetimi devraldıkları nı, Akar’ı ikna etmesi için beni çağırdıklarını, ikna olmazsa derdest edip tutuklayacaklarını, sonunu eski Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun (1960’da darbecilerin görevden aldığı) gibi olacağını, o yüzden bildiriye imza atmasını söylediler. Karşı çıktım. Derdest edilip vurulacağım söylenerek, Akar’ın odasına girmeye ikna edildim. Genelkurmay Başkanı rutin işler uğraşıyordu, bir şeyden haberi yoktu. Kendisine darbe olduğunu yönetime el konulduğunu söyledim.” Genelkurmay Başkanı’nın da “şaka mı yapıyorsun” yanıtı vererek güldüğünü iddia eden Dişli, şunları iddia etti: “Ben de ciddi olduğumu, gözlerini karartıklarını sizin bu bildiriyi imzalamanızı istediklerini belirttim. Daha sonrasında özel harekâtçı giyimli kişiler içeriye girip Akar’ı derbest edip, plastik kelepçe taktılar. Buna direndim. Komutanı yerden kaldırdım. Hatta düşen apoletlerini alıp yerine taktım.” Helikopterle Akıncılar Üssü’ne götürül düklerini anlatan Dişli, ifadesinde kendisini suçlayan Akın Öztürk’ü koruması dikkat çekti. Akar’ın isteği üzerine çağırdığı Akın Öztürk’ün üsse geldiğini belirten Dişli, “Öztürk’ün kesinlikle bu girişimle ilgisi yoktur. Yaşanılanlara sert tepki verdi” dedi. Dişli, sabah 7 sıralarında Akıncılar’ın bombalanması üzerine darbecilerin iradelerinin kırıldığını, bunun üzerine bir anlaşma yapılmasının kendisine teklif edildiğini söyledi. Dişli, Akar’la birlikte helikoptere binerek üsten ayrıldıklarını anlattı. Tutuklanan Hakim Albay Muharrem Köse ifadesinde, “Ben darbenin emir komuta zinciri içinde yapıldığını düşündüm” dedi.  l ANKARA İŞTE O SORULAR l İzmir Askeri Casusluk kumpas davası nedeniyle ordu içinde Fethullahçı üst düzey subaylara yönelik operasyon yapılacağını herkesin bilmesine ve bu subaylardan bazılarının yurt dışına kaçmasına rağmen, diğerlerinin kaçma ya da darbe gibi bir eyleme geçecekleri nasıl hesap edilip takip edilmedi? l MİT Başkanı Hakan Fidan, darbe olacağına ilişkin aldığı duyumu saat 16.00’da Genelkurmay Başkanı ile paylaşmasına rağmen Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la neden paylaşma gereği duymadı? l MİT Müsteşar yardımcısının saat 16.30’da karargaha giderek Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler’le görüşmesi riski nasıl göze alındı? l Genelkurmay Başkanı’nın özel kalem müdürü ve emir subaylarının dahi içinde bulunduğu darbecilerin MİT’in karargâha gelmesinden kuşkulanabileceği hesaba katılmadı mı? l MİT’in siyasi iradeye bilgi vermeden direkt Genelkurmay bilgi paylaşmasının bir başka riski de darbenin hiyerarşik olma ihtimali. Komuta kademesi de işin içinde olsaydı ne olacaktı? l Talat Aydemir darbesinde bile darbeyi ihbar eden Alparslan Türkeş, önce hükümeti bilgilendirirken devletin istihbarat kurumu bunu neden akıl edemiyor? l MİT saat 16.00’da Genelkurmay’ı bilgilendirdiyse Genelkurmay gereken önlemleri neden zamanında almadı? l Kuvvet komutanları neden hemen karargaha çağrılıp olağanüstü toplantı yapılmadı? Kuvvet komutanlarının böyle olağanüstü bir günde düğünde, tatilde ya da orduevinde ne işi var? l Cumhurbaşkanı Erdoğan Marmaris’te kaldığı tesise yapılan saldırıdan 15 dakika farkla kurtulduğunu söylemişti. İlk hedef olacağı kesin olmasına karşın Cumhurbaşkanı neden hemen güvenli bir bölgeye götürülüp koruma altına alınmadı? l Darbe girişimini Başbakan Binali Yıldırım Tuzla’daki evinde, kritik bakanları Samsun’da Fevzi Baba restoranında yemekte şaşkınlıkla öğrendi. MİT Başkanı Fidan, doğrudan bağlı olduğu başbakana neden bilgi vermedi? l Yine başlıca hedeflerden TBMM, MİT ve Özel Kuvvetler Komutanlığı neden teyakkuza geçirilip yeterli önlemler alınmadı? l Genelkurmay Başkanlığı dün yayımladığı bildiride MİT’in kendilerini bilgilendirmesinden hemen sonra ordu birliklerine uyarı mesajı gönderdiklerini, hava ve kara hareketliliğinin yasaklandığını duyurdu. Peki uyarıya rağmen neden sadece 1. Ordu dışında bu uyarı ciddiye alınmadı? l Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, ordunun hiçbir hava ve deniz aracının kayıp olmadığını söylemesine karşın bugün Marmaris baskınını gerçekleştiren iki helikopterin kayıp olduğu ortaya çıktı. Savunma Bakanı’nın envanterinden haberi yok mu? l İstanbul’da darbecilere hangi yolların açık hangilerinin kalabalık nedeniyle tıkalı olduğu bilgisini veren ve göreve 1980 darbesinde cunta tarafından getirildiği bilinen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sivil Savunma Sekreteri Mehmet Tunç’un yasaya göre yaş haddinden emekli edilmesi gerekirken hâlâ yasaya aykırı bir şekilde görevde tutulmasının belediye içinde “MİT görevlisi” olduğu söylentisinden mi kaynaklanmaktadır? Mürekkebi bile kurumadıGenelkurmay, cemaatçilerin darbe yapacağı iddiasını 3.5 ay önce ‘tehlike yok’ diyerek yalanlamıştı ERDEM GÜL Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimiyle, Genelkurmay Başkanlığı’nın iç ve dış medyada seslendirilen askeri darbe olasılığı ve TSK içindeki Fethullahçıların darbeye kalkışacağı iddialarına karşı, “Darbe tehlikesi yok” ve “Emirkomuta hiyerarşisi dışı oluşum ve harekete taviz verilmemektedir” açıklamasından tam 3.5 ay sonra karşı karşıya kaldı. Türkiye’de gündem çok sıcak seyredip sürekli değiştiği için gözden kaçsa da geriye doğru en az 6 aydır askeri darbe konusunda spekülasyon yapılmadığı gün neredeyse olmadı. Mart ayında bu spekülasyonlar en üst noktasına çıktı. Bu iddialar üzerine TSK resmi görüşünü ilk kez 31 Mart 2016 günü açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesinden bir açıklama yapılarak iddialara yanıt verildi. Açıklamada şu noktalara dikkat çekildi: “Ülkemizin ve milletimizin birlik, bütünlük ve güvenliği için, görevlerinin ifasında Anayasa’da belirtilen hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve demokratik toplum olmanın gerekleri prensiplerine bağlılığı temel esas alarak, Anayasa ve yasalar çerçevesinde kendisine ve rilen görevler doğrultusunda yurt içinde ve sınır ötesinde teröristle mücadele eden TSK; bazı il ve ilçelerde de gece gündüz demeden, hiçbir zorluğa aldırmadan, her türlü fedakârlık ve kahramanlığı göstererek, polis ve korucularla omuz omuza operasyonlarını aralıksız sürdürmektedir.” “Hal böyle iken bazı medya organlarında hiçbir dayanağı olmadan yapılan haber ve yorumlar doğal olarak kahraman silah arkadaşlarımızın moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, tüm mensuplarımızı rahatsız etmektedir.” “Milletinin engin sevgi ve güveninden güç alan, demokrasiye bağlılığı nı her ortamda dile getiren Türk Silahlı Kuvvetleri’nde idari ve adli mekanizmalar sürekli ve etkin olarak çalıştırılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde disiplin, mutlak itaat ve tek emir komuta esastır. Hiçbir yasa dışı, emirkomuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir. Bambaşka saiklerle yapıldığı anlaşılan ve hiçbir hukuki, insani, vicdani ve akli dayanağı olmayan, basın etiğinden ve üslubundan uzak, haddini aşan haber ve yorumları yapanlar hakkında hukuki işlemler başlatılmış ve suç duyurusunda bulunulmuştur.” l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear