24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Chao’nun selamı var İspanyol asıllı Fransız müzisyen Manu Chao, bir dostu ile ilettiği mesajında, “Olaylara rağmen iyi olduğunuzu umuyorum... Dayanışmayla. Bütün kalbimle, sizinle...”dedi. Salı 19 Temmuz 2016 kultur@cumhuriyet.com.tr Sanat dünyasında iptaller dinmiyor Candan Erçetin Son günlerde yaşananlardan olumsuz etkilenen sanatta iptaller bitmiyor. Caz Festivali’nde program değişiklikleri yaşanırken pek çok etkinlik ya ileriye erteleniyor veya iptal ediliyor 15Temmuz sürecinden olumsuz etkilenen kültür sanat dünyasında program değişiklikleri, iptal ya da ertelemeler sürüyor. Bu kap ifadelere yer verdi: “İKSV olarak her zaman koşulsuz demokrasiden yana olduk. Ülkemizin bu sıkıntılı süreci atlatacağına inancımız tamdır. Müziğin hepimizin ortak di Erçetin ve Kardeş Türküler etkinliği de 24 Ağustos Çarşamba gününe ertelendi. Biletler bu tarihte de geçerli olacak. (Bilgi Tel: 0212 705 60 50) Ayrıca, Sarıyer Belediyesi yak Müzikhol’ de ileri bir tarihe ertelendi. Bunun yanı sıra, İstanbul Beyoğlu’ndaki Sismanoglio Megaro binasında gerçekleşecek Philippi: Yüzyıllık Kazılar başlıklı sergi de samda İstanbul Kültür Sanat li olduğu inancıyla şu anda gerçek tarafından yarın yapılması öngörü eylül ayına ertelendi. Vakfı’nca (İKSV) 23’üncüsü leştirmekte olduğumuz festival, de len, “80. Yılında Montrö Boğazlar Diğer taraftan, İstanbul’daki yapılan Uluslararası İstanbul ğişikliklerle devam edecektir.” (Bil Sözleşmesi ve Türk Boğazları” ko Caz Festivali de, programın gi: caz.iksv.org) nulu panel de ileri bir tarihe erte da zorunlu değişiklik ve ip Öte yandan dün, ENKA Açıkha lendi. Ayrıca yarın, UNIQ Açıkha Blok Art Space isimli güncel sanat mekânında çarşambaya kadar yer alacak ‘Yeni Medya Sanatları’ adlı tallerde bulundu. İKSV şu va Tiyatrosu’nda verilecek Candan va Sahnesi’nde izlenecek ‘Yalına etkinlik ileri bir tarihe alındı. Hafıza tazeleyecek ‘DARBE’ okumaları Özellikle genç kuşaklara, yakın tarihte yaşananları okuyarak bugünü daha iyi EZGİ ATABİLEN anlayabilmelerine yardımcı olacak kimi başvuru kitapları... n Demirkırat / M. Ali Birand, Can Dündar, Bülent Çaplı/ Can Yayınları: 1930’lardan 1960’taki ilk askeri mü dahaleye uzanan dönemin öyküsü. DVD’li kitapta o dönemde yaşanmış siyasi kavgaları, Demokrat Parti’nin doğuş, yükseliş ve çöküşünü, 27 Mayıs müdahalesinin gelişme sürecini ve iç pazarlıklarını, ilk defa bu süreçte rol almış kişilerin ve tanıkların anlatımlarıyla okuyacaksınız. Yazarların “12 Mart” adlı bir ortak kitabı daha bulunuyor. n İhtilalin İçyüzü / Abdi İpekçi Ömer Sami Coşar /İş Bankası Yay.: 27 Mayıs’tan yıllarca önce beliren gelişmelerden başlayarak 27 Mayıs İhtilali’nin hazırlanışını, gerçekleştirilmesini ve ihtilalden sonra kurulan Milli Birlik Komitesi’ni inceliyor. n 12 Eylül Kültürü / Emre Kongar / Remzi Kitabevi: Kongar, kitapta “geçiş dönemi Türkiyesi”nin manzarasını; o dönem işçi, aydın, kadın, genç kesimlerin içinde bulundukları durumları ve 12 Eylül’ün gelecek yıllara yansımalarını irdeliyor. n Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Siyasal Hayat/ Kolektif / Haz.: Melih Yeşilbağ / Yordam Kitap: Kitabın Türkiye siyasal ve toplumsal tarihinin önemli dönemeçlerine göre ayrılan bölümleri arasında, darbe dönemlerini de bulacaksınız... n 12 Eylül Adaleti / Uğur Mumcu / UM:AG Araştırmacı Gazetecilik Vakfı: Mumcu, “topluma zorla giydirilen bir deli gömleği” olarak tanımladığı 12 Eylül’ü yazdığı bu kitabın başlığını niçin “12 Eylül Adaleti” koyduğunu şu sözlerle izah ediyor kitapta: “Hukuku kullanarak, adaletsizlik de yaratabilirsiniz. Parlamentodan çıkan metin, hukuktur ama mutlaka adalet değildir. İşte 1982 Ana Bu seçkiye katkıda bulunan Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Hakan Kara,Raşit Çavaş, Hayri Erdoğan ve Çağlayan Çevik’e teşekkürlerimizle... yasası, işte 141142 ve benzerleri... Bu kitabın adı, bu nedenle 12 Eylül Adaleti. Çünkü oku yunca, hukuk diye değil, adalet diye sızlayacak vicdanınız.” n Askeri Darbeye Doğ ru / Ayşe Asker / İmge: Bu kitap sayesinde 27 Mayıs darbesine giden yolda, seçmen desteği ve Meclis çoğunluğuna sahip Demokrat Parti’nin iktidardan düşme korkusuyla, parlamenter gelenekleri, hatta kendi çıkardığı yasaları bir yana bırakarak; şiddetini giderek arttıran ve hızlanan adımlarla bir baskı rejimi kurmaya yönelişini, Menderes ve parti yöneticilerinin darbeden önce ve yargılanırken söyledikleri sözler ve yaptıkları yorumlarla izleyeceksiniz. n İdam Tarih Oldu, Utancı Kaldı / Türey Köse / Ümit Yay.: Kitapta, 12 Mart döneminde ve 12 Ey lül sonrasında ölüm cezası kararlarının nasıl görüşüldüğü, kimlerin nasıl oylar kullandığı, tanıklıklara başvurularak inceleniyor. Ayrıca Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının avukatı Halit Çelenk gi bi “ölümün tanıkları” da yaşananları anlatıyor. n Belgelerle 28 Şu bat/Saygı Öztürk/ Doğan Kitap: Araştırmacı gazeteci Saygı Öztürk, etkileri bugünlere de yansıyan, soruşturma ve dava dosyalarına konu olan ünlü 28 Şubat kararlarını belgelere dayanarak aktarıyor. n Bıçak Sırtında / Ali Baransel / Remzi Kitabevi: Eski Cumhurbaşkanlığı Baş danışmanı ve basın sözcüsü Ali Baransel, anılarının bu ilk bölümünde, 1970’li yılları ve 12 Eylül askeri müdahalesiyle sonuçlanan siyasal gelişmelerin arka planını kaleme alıyor. n Vatansız Gazeteci / Doğan Özgü den/Belge Yay: 12 Mart cuntası tarafından politik gö çe zorlanan, 12 Eylül cuntası tarafından da “vatansız” ilan edilen sosyalist bir gazetecinin notları. n Zamanı Durduran Saat / Yılmaz Büyükerşen / Doğan Kitap: Büyükerşen, kitabın “Gazetecilik yıl ları...” başlıklı bölümünde 27 Mayıs dö neminin Eskişehir’inde yaşananları anlatıyor. n Son Darbe: 28 Şubat/ Mehmet Ali Birand, Reyhan Yıldız / Doğan Kitap: Kitapta 28 Şubat’ın tanıkları ve mağdurları o dönemde yaşadıklarını anlatırken, bir dönemin üzerindeki sır perdesi aralanıyor. n Tarih Boyunca İhtilal ler ve Darbeler / Hakan Yılmaz / Timaş Yay.: Bu kitapta, Eski Yunan ve Roma’dan günümüze kadar yaşanan iktidar çekişmelerini, bu mücadele çerçevesinde yaşanan tüm ihtilal ve darbeleri okurken, insanlık tarihinin politik seyrini de izlemiş olacaksınız. n Ve İhtilal... / Altan Öy men / Doğan Kitap: Altan Öymen “anılı” ki taplar serisine dahil “Ve İhtilal...”de, 19551960 dönemini anlatıyor. Yani, dünyada Soğuk Savaş’ın sürdüğü, gerginliklerin tırmandığı, ihtilallerin yaşandığı bir dönemi. n12 Eylül Yasakları / Mehmet Sucu / Cumhuriyet Kitapları: Türkiye’de farklı siyasal iklimlerde medyaya uygulanan yasakların kaleme alındığı kitapta, darbe dönemlerinde uygulanan yasaklar da not düşülüyor. n Tank Sesiyle Uyan mak / Hasan Cemal / Doğan Kitap: Hasan Cemal’in 12 Eylül döneminde haberleştiremediklerini zamanı gelince gün ışığına çıkartmak amacıyla, günü gününe defterine aldığı notlar bu kitapta okuyucuyla buluştu. n KuDeTa (Ada’da Son Darbe)/ Cü neyt Arcayürek / Kırmızı Kedi Yay.: Gazeteci Cüneyt Arcayürek, Kenan Ev ren cuntası dönemindeki yoğun sansürbaskı ortamına rağmen yayınlanan ilk “KuDeTa” kitabından 30 yıl sonra çıkan serinin bu üçüncü kitabında, düşsel bir adada geçen olayları, adadaki medyaişadamıhükümet ilişkileri ve toplumsal baskı ortamını demokrasi tutkunu bir gazetecinin ağzından anlatıyor. İşte genç ‘Han Solo’ ‘Yıldız Savaşları’ serisinin bağımsız öykülerine devam eden yapımcılar, film karakteri Han Solo’nun gençlik macerasını işleyecek yeni filmde, aktör Alden Ehrenreich’in rol alacağını duyurdu. EDİTÖR: EVRİM ALTUĞ TASARIM: ZARİFE SELÇUK 15 Sözün bittiği yer... Birkaç yıl önce ünlü Belçikalı sanatçı Jan Fabre “Hoşgörü İbadeti” adlı bir performans sahnelemişti. İnsanlar arasında açılan uçurumlara, giderek büyüyen sevgisizliğe, parçalanmaya değinirken bir yandan şiddetten beslenmenin, öte yandan şiddeti kanıksamanın, türlü bahanelerle şiddet karşısında suskun kalmanın yol açacağı acılara değiniyordu… Fabre’ın bu oyununu düşünmeden edemedim, geçen cuma akşamı üzüntüyle, acıyla, öfkeyle televizyon başında sabahlarken. Evet, böylesi acıları hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda yaşamayalım artık… Demokrasi tüm gücüyle; iktidarıyla ve muhalefetiyle varlığını sürdürsün. Sokağa dökülen şiddet 1960’lar, dönemin iktidar partisinin baskıcı politikalarının neden olduğu toplumsal çalkantıların bir askeri darbe ile ülke çapında daha da onulmaz yaralara yol açtığı yıllardır. Tutuklamalar, mahkemeler ve idamlar Türkiye’nin siyasi hayatında bir kara lekedir. Ne yazık ki yıllar içinde kara lekeler giderek çoğaldı ve her seferinde de yaşamlarımızı altüst etti. 21. yüzyılda bir darbe teşebbüsü ile daha yüzleştik dört gün önce. Umalım ki 15 Temmuz akşamı yaşananlar bir son olsun ve demokrasi sadece sözde değil, özde de göstersin gücünü bu ülkede. O akşam yaşananlar enine boyuna tartışılıyor. Tartışılmalı da zaten. TBMM’de sıra gelecek herhalde olayı, olayları masaya yatırmak için. Bu tartışmaların ötesinde, önemli bir husus da sokağa dökülen şiddetin varlığının yadsınmaması gerektiğidir. Evet, 15 Temmuz akşamı yaşanan o korkunç darbe teşebbüsünün fiyaskoyla sonuçlanmasında, pek çok etkenin yanında, Cumhurbaşkanı’nın CNN aracılığında bir cep telefonu ile halkı meydanlara çağırmasının çok büyük bir rolü oldu. İyi ki de öyle oldu. Bunun aksi zaten düşünülemez ama şu gerçeği de göz ardı etmemek gerekir: Cumhurbaşkanı “sokaklara çıkın” dedi ve erkek egemen toplumun erkekleri sanki bir savaşa gidiyormuş gibi camilerden yükselen ezanlarla, tekbir getirerek ve Türk bayraklarının yanında yeşil bayraklar taşıyarak aktılar meydanlara ve Boğaziçi Köprüsü’ne. Öyle fevri anlar yaşandı ki köprü üstünde inanmak istemedim gördüklerime... Gencecik çocukları linç etmek, tekmelerle, kayışlarla öldüresiye dövmek, boğazını kesmek, “dört tane öldürdük…” ya da “atın köprüden aşağı” mealinde bağırtılarla adeta bir esriklik krizine girmek nasıl bir ruh halidir? Fırsat bu fırsattır diye, parklarda oturan insanlara veya mahallelere bulaşmak nasıl bir kendini bilmezliktir? O gece yaşanan olaylarda insani değerlerini yitiren herkes ama herkes; darbeciler cenahından olsun, sokağa dökülenler cenahından olsun, adalet için, hukuk için, insanlık için ve de bu ülkenin geleceği için yargılanacaklardır kuşkusuz. İnsanları meydanlara yığmak nereye kadar? Unutmamak gerekir ki Hannah Arendt’in dediği gibi şiddet içinde bir keyfilik öğesi de taşır… Evet, beklentiler artık demokrasinin demokrasi gibi yaşanması doğrultusunda, güç gösterilerinin devamını izlemek doğrultusunda değil… BBC 1’deki programı Fiona Bruce ve sanat tarihçi Philip Mould birlikte sunuyor. Freud’un reddettiği tablo, onun çıktı İngiliz ressam Lucian Freud’un, ‘başkasınca tamamlandığı’ iddiasıyla sahip çıkmadığı ve en az 300 bin sterlin değerinde olduğu öngörülen bir portre tablosunun, BBC 1 televizyonun daki ‘Sahte mi, Hazine mi?’ adlı programda yapılan açıklamayla orijinal olduğu beyan edildi. 2011’de ölen Freud, 1985’te İngiliz müzayede evi Christie’s’in eserin özgün olduğu yolunda ki iddiasını yalanlamıştı. Ancak tablo üzerinde araştırma yapan sanat uzmanları ve Freud’un vekilinin tuttuğu notlar, yapıtın özgünlüğünün kuşku götürmez olduğunu ortaya çıkarttı. • Havuz, çocuk havuzubahçesi • Açıkkapalı restaurant, bar • Odalarda: Klima, TV, fön, balkon • Sabah, öğle, akşam açık büfe, ikramlar • Alkolsüz içeceklerimiz LİMİTSİZDİR. • AİLE OTELİNİZ, WiFi 12 ADALAR, KELEBEKLER VADİSİ, DALYAN, GÖCEK, JEEP ile SAKLIKENT TURLARINA KATILMA İMKANI *79 TL TAM PANSİYON PLUS 5 gece konaklamalarda geçerlidir. Tel: 0252.616 76 11 12 • www.starotel.com.tr C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear