26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 17 Mayıs 2016 4 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN Trump’ın ‘kerizma’sı 2016 ABD başkanlık seçimlerinin en ilginç kişisi bence Bernie Sanders. Bir insanın 75 yaşında, Amerikan Başkanlık adaylığı kampanyasının fırtına gibi havasına ayak uydurabilmesi başlı başına bir olay. Ayrıca ABD gibi kapitalizmin kalesi bir ülkede sosyalizan bir kampanya ile kimsenin tahmin bile edemeyeceği desteği sağlamak, şaşırtıcının ötesinde bir fenomen. Sanders’in tüm başarılarına karşın, eğer bir mucize olmaz ise Hillary Clinton karşısında adaylık yarışını kaybetmesi bile Demokratlar’ın ve ABD’nin geleceği konusunda kimi soruları ortaya atmış olması gerçeğini değiştirmeyecek. Ama kuşku yok ki kampanyanın gösterişli yıldızı Cumhuriyetçiler’in adaylığı pozisyonu kesinleşmiş olan Donald Trump. Onun herkesi hayretler içinde bırakan başarısı, sosyal bilimciler ve psikologlar tarafından mercek altına alınmış durumda. Bu konuda okuduğum en ilginç yazılardan birinde, Trump’ın başarısının on öğesi sayılırken, bunlardan biri olarak da, “tutarsızlıktaki tutarlılığı” gösteriliyordu. Tutarsızlıktaki tutarlılık “istikrarlı istikrarsızlık” gibi abes ama yine de garipsemediğim bir deyiş. HHH Bir zamanlar, anlamsız bulunan “kaosun düzeni” deyimi de artık eskisi kadar garipsenmiyor. Kaosun da kendine özgü bir düzeni olduğu anlaşıldı çünkü. Tutarsızlığındaki tutarlılığı, Trump’ın başarı öğelerinden biri olarak gösteren yazar, onun alışılmışın dışındaki söylem ve davranışlarında ısrarlı olmasını ve bu çizgiyi takipten hiç vazgeçmemesini kastediyor. Doğrusu, Cumhuriyetçi seçkinlerin, gittikçe artan öfkeli tepkileri karşısında, Trump’ın tutarsızlığına tutarlılıkla bağlı kalıp kalmayacağının, artık pek de belli olmadığı söylenebilir. Kimi gözlemciler, hedef kitlenin makul Cuhuriyetçiler olacağı yeni dönemde, artık yeni taleplere yanıt verirken geniş topluluklarca daha kabul edilebilir, tutarlı davranışların zamanının geleceğini düşünüyorlar. Unutmayalım, Trump’ın sattıkları kendi özgün buluşları değil, daha çok kendisine ısmarlanmış olanlar. Yani kapitalizmin altın kuralı burada da geçerlidir: Talep arzı belirler. Yapılan araştırmalar, Trump’ın destekçi profilinin, işsiz, eğitimsiz, düzenden hoşnut olmayan bir figür olduğunu ortaya koyuyor. Yani Trump’ın tabanı Uğur Mumcu’nun deyişiyle, bilgi sahibi olmadan düşünce sahibi olan kişi. Böyleleri bizde olduğu gibi ABD’de de şaşırtıcı derecede bol. Politika, hiç değilse insanlığın bugün vardığı aşamada, bu kesimi düzeysizliğini küçümseyerek, dikkate almayabilecek bir seçkincilik içinde olamaz, onları da peşinden sürüklemek zorundadır. HHH Evet, politikacı, eğitim düzeyi yetersiz, hünersiz, kimlik sorunlarıyla boğuşan, topluma öfkeli, taleplerinin topluma sunduklarıyla karşılanması olanaksız, pek bir şey olmayan, ama yine de kendisini bir şey sanan ve tam oluşmamış yarım yamalak değerlerini yoz beğenisiyle birlikte topluma dayatmak isteyeni de peşinden sürükleyecek özelliğe sahip olmalıdır. Özellikle azgelişmiş olan ve kalmakta da direnen toplumlarda çok önem taşıyan bu yeteneğe “kerizma” denir. Kerizma bilgi sahibi olmadan düşünce sahibi olanın boş kibrini okşayıp onu yüceltirken, onun gibi olmak veya oluyor görünmek, düşünmek, davranmak, veya öyle yapıyormuş gibi göstermek, dolayısıyla onu peşinden sürüklemek demektir. Politikacının, peşine taktığı kitlelerle kesiştiği nokta kerizlik olduğundan bu özelliğe de kerizma diyoruz. Kerizmatik liderler iki türlüdür: Keriz olan kerizmatikler. Keriz olmayan, “miş gibi görünen” hinoğluhin, cin kerizmatikler. Görülüyor ki, kerizmatik liderin keriz olması şartı yok. Varlığı zorunlu gerekli olan keriz, tabandır. İkinci gruptan kerizmatik liderleri de, keriz kerizmatiklerle karıştıranlar, kaçınılmaz olarak kerazet (kerizlik) çukuruna kendileri düşerler. Demek ki keriz olmak istemiyorsak, “kerizmatik”e karşı uyanık olmak zorundayız. Tekin’den Hisarcıklıoğlu’na sert sözler Malı götürmenin ötesinde bir şey bilmez misiniz? CHP’li Gürsel Tekin’in TOBB Başkanı Rifat söz konusu CHP olunca bülbül oldu. Önemli işadamları Hisarcıklıoğlu’nun, kendile Türkiye’den çekilirken, ken rine gelerek “Bizi bu zalim dinize hiç dert edinmeyecek lerden kurtarın” dediğine misiniz? Sizin derdiniz sade yönelik sözleri üzerine baş ce para kazanmak mı? Malı layan tartışma büyüyor. götürmenin ötesinde bir şey Hisarcıklıoğlu’nun ifti Gürsel Tekin bilmez misiniz?” dedi. ra atıldığını, dava açabileceğini söylemesine Tekin’den CHP’den yalanlama yanıt geldi. Tekin, Ayvacık’ta Öte yandan CHP Genel Başkan Hisarcıklıoğlu’na ‘hodri meydan’ Yardımcısı Tekin Bingöl, Kılıçda diyerek, “Çok korktum bu mah roğlu’nun Hisarcıklıoğlu’nu ara kemelerden. Bizim araçlarımızın dığı ve TOBB Genel Kurulu’nda geri vitesi olabilir ama bizim in yaşanan gerilimin tatlıya bağlan san olarak geri vitesimiz yok. Sa dığına ilişkin haberleri yalanladı. yın Başkan’ın vitesi olabilir” de Bingöl, “İfadeleri nedeniyle üzün di. Sözlerinin arkasında olduğunu tüsünü aktarmak isteyen Hisar belirten Tekin “Aidat aldığı bin cıklıoğlu, Kılıçdaroğlu’na telefon lerce işadamına baskı yapılırken, la ulaşmıştır. Genel başkanımız mal varlıklarına el konulurken, muhatabının siyasiler olduğunu zalimlik yapılırken tek cümle söy vurgulamakla yetinmiştir” dedi. lemeyen Odalar Birliği Başkanı, l Haber Merkezi Beyazıt Öztürk’ün çok gizli Barselona partisi Beyaz Show’un canlı yayınında ka bir olayı hatırladık. bir öğretmenin terörü eleş 12 Mart’ta 47 yaşına basan Be tirmesinden sonra hiçbir şey es yazıt Öztürk, yaş gününü de bir kisi gibi olmadı artık. grup arkadaşına Barselona’da par Beyazıt Öztürk bir anda terör ti vererek kutlamıştı. zanlısı durumuna düştü, ifade Bu parti için 20’ye yakın arka ye çağrıldı. daşı, İstanbul’dan Barseleno’ya Yetmedi, canlı yayın yap uçmuştu. maktan korkar oldu. Beyazıt Öztürk ve arkadaşları Şimdi de gazeteci Musta Barselona’nın ünlü bir restora fa Doğan dün HT Magazin’de nının, gizli bir köşesinde eğle Öztürk’ün İspanya’nın Bar nirken, Arda’nın bir ma selona kentine yerleştiği çı için aynı kente giden ni yazdı. bir grup Türk gazeteci İddiaya göre Beya ile burun buruna gel zıt Öztürk sadece Ka mesinler mi? nal D’deki programının Türk gazete çekimleri için İstanbul’a ci grubundakiler, gelip, geri dönüyormuş. Öztürk’ün renkten Yeni sezonda çekime renge girdiğini de devam edip etmemeye ise yaz aylarından sonra Beyazıt Öztürk anlattılar. Ancak o gazeteci gru karar verecekmiş. bundan hiçbiri bu tesa Bu haberi okuyunca, baş düf karşılaşmayı yazmadı. Bayraktar öcünü böyle aldı Eski bakan Erdoğan Bayraktar, uzun yıllardır müteahhittir. Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu dönemde, Başbakan Erdoğan’ın gözdesiydi. Sonra 1725 Aralık’ta, adı diğer 4 bakanla birlikte anılınca, çok sinirlendi. Kendisinin, rüşvet iddialarıyla anılan diğer 3 bakandan ayrı tutulması için yırtınıp durdu. Hatta, “Beni Yüce Divan’a gönderin, aklanıp gelirim” dediği de duyuldu. Çıkıp TV’de, “Ben Başbakan ne emrettiyse onu yaptım” bile dedi. Ancak ne söylese işe yaramadı, adını üç bakandan ayıramadı. Onlar gibi algılandı. Dün, Bayraktar’ın durup dururken güvenlik görevlisine saldırması, dövmek istemesi sanki birikmiş bu öfkenin kabarmasından oldu gibi. Güvenlik görevlisi kardeşimizi tenzih ederiz ama eskiler böyle durumlarda, “Eşeğe gücü yetmeyen palanı döver” derdi. Sanki hesap o... Stockholm hatırası. (16 Mayıs 2016) ‘Firariler’in selfiesi Can Dündar ve Erdem Gül, önceki gün İsveç Ulusal Basın Kulübü’nün “İfade Özgürlüğü Ödülü”nü almak için Stockholm’e uçtu. Bu ödül Rusya’da Putin’in Çeçenlere karşı “Kirli Savaşı”nı eleştirince öldürülen gazeteci Anna Politkovskaya anısına konulmuştu. Dolayısıyla özel bir önemi var. Ancak Dündar ve Gül’ün yurtdışına gidişini duyan “trol siteler”, “Firar ettiler” diye yazdılar. Bir yandaş gazete internet sitesinde manşet bile yaptı. Can Dündar, “firar” iddialarına dün yazıyla cevap verdi ve “Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz” dedi. Erdem Gül’ü zaten normalde yurtdışına göndermek zor. Kendilerinden rica ettik, dün ikili Stockholm’de üstteki selfie’yi çekip bize yolladılar. Gayet neşeli görünüyorlar. Silivri’de 3 ay geçirdikten sonra, Avrupa’da özgürlük havası tabii ki insana yarıyor. “Can Dündar’la Erdem Gül firar etti” diye hâlâ yazmayı düşünecekler varsa, bu fotoğrafı da kullanabilirler. Ya Erdoğan giderse, kaç gazete kapanır? Önce Haliç Üniversitesi’ne kayyım atandı. Sonra da üniversite Mütevelli Heyet Başkanı Mansur Topçuoğlu’nun kurucusu olduğu Yeni Yüzyıl gazetesi kapandı. Gazetenin, Ahmet Davutoğlu’na yakınlığı nedeniyle kapandığı dün medyaya yansıdı. Kısaca Ahmet Davutoğlu, Başbakanlık’tan gidince, hem ekibi tasfiye ediliyor hem de destek veren gazeteler kapanıyor. Pek çok gazeteci de işsiz kalıyor tabii ki. Bu durum akla, acaba “Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’ndan giderse kaç gazete kapanır” sorusunu getirdi. Şu anda 34 günlük gazete yayımlanıyor ve 8’i son birkaç yılda açıldı. Ne dersiniz? Ahmet’lerin savaşı büyüyor Ahmet Altan ve Ahmet Hakan savaşı bitmedi. Bir hayli hakarete konu olan savaşta, Ahmet Altan yeni bir cephe açtı. Dün açtığı cepheyi de P24’teki köşesinde duyurdu. Bakalım Ahmet Hakan nasıl yanıt verecek! Günün sözü Perihan Mağden’in 4 “Sabah akşam bize hakaret eden Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılanıyoruz.” Cumhurbaşkanı’na hakaret davasında ifade verdikten sonra. Akar, sürpriz yaptı Genelkurmay Başkanı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızının nikâh töreninde şahitlik yapacağından iki gün öncesine kadar Genelkurmay karargâhının bile haberi yoktu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın nikâh şahitliği, son dönemin en tar tışılan konula rından biri oldu. Nikâhtan 2 gün öncesine kadar Genelkurmay’dan üst düzey yetkililer bu bilgiyi doğrula mıyordu. ASayyşıen Şehit cenazeleri nedeniyle, TBMM Başkanı İs mail Kahraman’ın “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Ço cuk Bayramı” resepsiyonunu iptal ettiği bir ortamda, konumu itibarıy la Akar’ın şahit olarak düğüne katıl ması hem şaşkınlığa, hem de tepki ye neden oldu. Aslında Akar’ın “ni kah şahidi” olacağı bilgisi geçen haf ta kulis bilgisi olarak haber olmuş tu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na konuyu sorduk. Kılıçdaroğlu, resmi bir açıklama yapılmadığı için tem kinli yanıt verdi ve “doğru bulmam” dedi. “Terör olayları nedeniyle mi?” sorumuza ise şu karşılığı verdi: “Genelkurmay Başkanı gereksiz bir siyasi tartışmanın unsuru olma malı. Toplum ikiye bölünmüş vazi yette. Erdoğan’ı seven var sevmeyen var, siyasilerin ağırlıklı olarak ka tıldığı nikâh törenine, Genelkurmay Başkanı’nın katılması gereksiz bir tartışmaya zemin hazırlayacaktır. Ordunun yıpratılmaması lazım, ordu gözbebeğimiz, korumamız lazım.” Bu sohbetten sonra işi şansa bı rakmadık. Genelkurmay’ın resmi bir açıklaması olup olmadığına bak tık, hatta bununla da yetinmeyip, üst düzey yetkililere de basına yan sıyan kulis haberlerinin doğru olup olmadığını sorduk. Özetle, “Bu ha berlere inanmayın, böyle bir şey olabileceğine siz inanıyor musuz? Yok öyle bir şey” yanıtını aldık. Du rum böyle olunca, Kılıçdaroğlu’nun açıklaması da haberleştirilmedi. Ama Akar, bu sohbetten 2 gün son ra düğüne katıldı, hem de nikâh şa hidi olarak. Akar’ın “nikah şahi di” olarak Erdoğanlar’ın düğününe katılması, “Akar karargâha da mı sürpriz yaptı? Yoksa son ana kadar şahitlik konusu gizlenmek mi isten di?” sorusunun akıllara takılmasına yol açtı. l ANKARA Orgeneral Akar Orgeneral Akar’ın Sümeyye Erdoğan’ın nikâhında şahitlik yapması tepki çekti. Nikâhtan iki gün sonra açıklama geldi Genelkurmay Akar’ın şahitliğine değinmedi Genelkurmay, Orgeneral Hulusi Akar’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın nikâhına katılımı nedeniyle kamuoyundan gelen tepkiler üzerine açıklama yaptı. Akar’ın “nikâh şahitliği” konusunda hiçbir değerlendirmeye yer verilmeyen açıklamada, katılımın “devlet protokolü” çerçevesinde gerçekleştiği belirtilerek yorumların “insani ve vicdani olmaktan uzak” olduğu savunuldu. Açıklamada, Akar’ın Çukurca’da şehit olan askerlerin Ankara Kocatepe Camisi’ndeki törene komuta heyetiyle birlikte katıldığı anımsatıldı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Müteakiben, aynı Komuta Heyeti, aynı gün saat 15:00’te, İstanbul’da düzenlenen nikâh törenine, devlet protokolü çerçevesinde katılmışlardır. Bu kapsamda, sadece imza ve tebrikattan ibaret olan bir nikâh davetine icabet edilmesine yönelik yapılan bazı haber ve yorumlar; insani ve vicdani olmaktan uzaktır. Terörle mücadeleye yoğun bir şekilde devam ettiğimiz bu günlerde, eleştiri ve yorumlarda insaflı ve yapıcı olunması, ayrıştırıcı dil kullanılmaması, ülkemizin ve aziz milletimizin birliği, beraberliği ve güvenliği açısından büyük önem arz etmektedir.” Nikâha kim katıldı? Ankara’daki şehit cenazelerine Akar’ın yanı sıra Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ile Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi de katıldı. Planlı faaliyeti nedeniyle Ankara dışında bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ile yurtdışında bulunan Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Bostanoğlu şehitlerin cenaze töreninde de İstanbul’daki nikâhta da bulunmadı. Ancak Orgenaral Ünal’ın atanmasıyla Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyeliği yapan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün nikâha katıldığı görüldü. l ANKARA / Cumhuriyet Generaller Saray’ı korkuttu ABD’nin prestijli gazetelerinden Wall Street Journal, AKP iktidarının ilk 13 yılında sistematik olarak dışlanan ordunun yeniden etki kazandığını yazdı. Gazetenin Türkiye muhabiri Dion Nissenbaum’un hazırladığı analizde, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan siyasi rakiplerini kenara iterken, Türk generaller Erdoğan’ın yanında önemli bir aktör olarak beliriyor” denildi. 1960’lardan beri 4 sivil hükümet deviren ordunun, kendisini uzun süre tehlikeli bir düşman olarak gören Erdoğan’ın küresel etkisini artırma girişimlerini şekillendirmede daha büyük rol oynadığı belirtilen analizde, TSK’nin Erdoğan’ın Suriye’ye asker gönderme baskısına karşı koyduğuna, Kürtlere karşı tartışmalı operasyonlar yürüttüğüne ve Erdoğan’a şüpheyle bakan Batılı müttefiklerle ilişkileri koruduğuna dikkat çekildi. Analizde, “TSK’nin etkisini yeniden kazanması cumhurbaşkanlığı sarayında dahi generallerin Erdoğan’ı devirmeye çalışabileceği endişelerini diriltti. Obama yönetiminin Erdoğan’ı devirmek istediğine dair martta Türk medyasında yer alan iddialara ABD Dışişleri Bakanlığı ‘saçmalık’ deyip geçse de konuyu bilen kişilere göre, Erdoğan’ın müttefikleri de ABD’nin gizli bir darbe planı olup olmadığını merak etti” ifadeleri kullanıldı. l Dış Haberler C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear