Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Salı 17 Mayıs 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY haber/yorum 13 ÖzAgecanr Üçlü kıskacın içindeki Türkiye Türkiye bugün öyle bir kıskacın içine sokulmuş ki, “karşıt sanılan güçler de birbirlerini tamamlayabiliyorlar.” Nedir bu üç güç odağı; 1) Örgütlü ve yarı örgütlü dinci terör toplumu sıkıştırıyor. Bir ucunda IŞİD gibi en acımasız olanlar, öbür ucunda masum görünüşlü dini örgütler olarak sisteme sokulanlar. Arasında kırmızı çizgi yok, oradan oraya geçiveriyorlar. Masum görünenleri bile demokrasi ile, çağdaş ve laik yaşam ile ya kavgalı ya mesafeli. Legal ve illegal dinci örgütler birbirlerini besleyebiliyorlar. Biri camiye bomba atarken öteki camiyi siyasi bir araç olarak kullanabiliyor. Aynen bizim Suriye sınırı gibi, geçişler serbest. 2) Etnik ve “Kürtçü” terör örgütleri PKK, KCK, PYD, YPG hepsi de bir bütünün parçaları. HDP ile birlikte iyi polis, kötü polis oyununu oynuyorlar. Açılım hatası sonucu hem örgütlenmiş hem silahlanmışlar. Etnik terör örgütü Türkiye ve bölgedeki SünniŞii (Alevi) çatışmasından büyük yarar sağlamış. Irak’ı ve Suriye’yi parçalamış; şimdi Türkiye’yi parçalamaya çalışıyorlar. Dinci ve Kürtçü terör örgütleri çatışır gözükse bile, “birbirlerine yarar sağlıyorlar”. Irak ve Suriye’de, aynı sonuç için, ülkeyi bölmek için çalıştılar ve amaçlarına ulaştılar. 3) Küresel kimi güçlerin “etnik ve dinci örgütlere destek vermeleri”: Irak’ta SünniŞii çatışmasına destek verdiler; Çekiç Güç (1991) ile Kuzey Irak’ı Bağdat’tan kopardılar. PKK, PYD ve YPG’ye açık veya örtülü destek vererek Türkiye’nin ayrıştırılmasına çalışıyorlar. Ergenekon ve Balyoz Avrupa Konseyi, Ergenekon kumpasına destek verdi; hatırlayalım Balyoz kumpası ile orduya darbe yapılırken NATO ve Batı, görmezlikten geldi. Çünkü BOP’un gerçekleşmesi için Türkiye’nin çürük bir yapılanmaya sürüklenmesi, dinci ve Kürtçü örgütlenmelerin Atatürk Türkiye’sini sarsması gerekiyordu. Üçlü kıskaç tamamlanıyordu; etnik ayrılıkçı (Kürtçü), dinci ve emperyalist odaklar aynen Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nda birleştikleri gibi bugün de bir araya geliyorlar. Ortak düşmanları Atatürkçülük, Lozan ve Türkiye’nin bütünlüğü. Bu üç odak için “yeni Türkiye” çağdaş olmaktan ve Atatürk devrimlerinden koparılmış, Lozan’dan ve Atatürkçü ulusal yapılanmadan uzaklaşmış, “Ortadoğululaşmış”, S.Arabistan, Katar ya da Ürdün gibi “emre amade” arka bahçe olmuş bir ülke olmalıydı. Kürdistan ve dincilik bu süreçte iki koçbaşı olarak kullanıldı ve kullanılmakta. Şimdi siz parlamentosuz Türkiye ve tek adamlık tartışmasını yukarıdaki sürecin içine oturtun, bakalım nasıl bir sonuç çıkacak? Onun da yanıtını verirsem okurlarıma büyük haksızlık etmiş olurum diye düşünüyorum... Bağış’a ‘makara’ sorusu Provokatif sokak röportajlarıyla bilinen Ahsen TV muhabiri Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’a 1725 Aralık soruşturması kapsamında ortaya çıkan “Bakaramakara” kaydı ile ilgili soru sordu. Bağış, “Bunun defalarca bir düzmece, montaj olduğu belgelendi. Bize iftira atanlar önce kendi günahlarıyla ilgili tövbe etsinler. Biz kendi tövbemizi tövbe etmemiz gereken makamlara yaparız. Günahsız olduğumuzu iddia etmiyoruz. Hatalarımız günahlarımız vardır. Onlarla ilgili tövbeyi de ancak Allah’a yaparız. Biz inancımızı kimseye sorgulatmayız” şeklinde yanıt verdi. Ses kaydındaki diğer isim olan gazeteci Metehan Demir, konuşmayı doğrulamış, kamuoyundan da özür dilemişti. l İSTANBUL/Cumhuriyet 17 MAYIS 2016 SAYI: 33095 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.48 03.39 04.10 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.37 13.08 17.02 05.25 12.52 16.44 05.52 13.15 17.04 Akşam 20.25 20.07 20.26 Yatsı 22.05 21.44 21.59 Hitler’in izinde. CKavşakugmünhüuTriyüerktigyea’zdeeteksi ibnadseınpöazzar gürlüğüyle ilgili Avrupa Birliği destekli bir araştırmayla bağlantılı, önemli bir haber vardı! Anımsayalım: l 2014 Mart 2016 Nisan ayları arasında gazeteciler ile ilgili 716 adli işlem yapıldı. 21’i basın kuruluşu olmak üzere yaklaşık 200 gazeteciye saldırıldı. l İktidarın baskısı ile 894 basın yayın görevlisi işten atıldı. l Yasaklı internet sitesi 105 bine ulaştı. l Çeşitli engelleme ve sansür sayısı 645 oldu. HHH ABD Başkanı Barack Obama, bir parti başkanına hiç “Bu alçaklıktır!” dedi mi? Der mi? Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, bir yabancı gazeteciye “Haddini bil, edepsiz kadın!” dedi mi? Der mi? Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, bir gösterici hanım hakkında “O kadın; kız mıdır, kadın mıdır?” dedi mi? Der mi? İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, bir erkek gösterici ile şöyle konuştu mu? Konuşur mu? Mattarella: “Böyle bağırılmaz ki, terbiyesizlik yapma!” Gösterici: “Terbiyesizlik yapmıyo Özgen Acar Kavşak Ne Hallere Düştük? rum. Lütfen bana hakaret etmeyin…” Mattarella: “Artistlik yapma!” Gösterici: “Artistlik yapmıyorum, sa natçı değilim! 2 yıldır anamız ağlıyor!” Mattarella: “Hadi ananı al git bura dan!” l İsviçre Cumhurbaşkanı Johann SchneiderAmmann, 105 kişinin öldüğü bir maden kazasında, kendisine tepki gösteren bir genci tokatlayıp “Niye kaçıyorsun ulan İsrail dölü?” diye hakaret etti mi? Eder mi? l Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, bildiri yayımlayan akademisyenlerin bazılarını tutuklattırıp, işten attırmanın yanı sıra imza koyan aydınlara “Ey aydın müsveddeleri!” diye de hakaret etti mi? Eder mi? HHH Türkçe alt yazılıdır… Lütfen silinmeden tıklayınız… https://youtu.be/Q0eaYs4MrR8 http://youtu.be/jbM0nyPNiDM http://www.awdnews.com/topnews/britishprimeministerturkeyisgovernedbyademagogueproalgaedadictator Şimdiye değin yabancı yayınlarda Financial Times Gazetesi. herhangi bir Türk cumhurbaşkanı ile böylesine alay edildi mi, yoksa o ülkelerde Mustafa Kemal Atatürk’ün anıtları mı dikildi? Kutlarım... 19 Mayıs 1919, Türk halkının kurtuluşu, bağımsızlığı için Mustafa Kemal Atatürk’ün attığı ilk adımdır. Bu nedenle kendisi Türkiye Cumhuriyet’inden aldığı ilk kimliğine doğum tarihini 19 Mayıs 1881 yazdırmıştır. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı hepimiz için kutlu olsun... ‘Fenergarden!’ Bu köşede çeşitli kereler, Türk ta kımlarında yabancı oyuncuların yerli oyuncu sayısını aşmasına “Galatapalace, Fenergarden, Beşikstone” tanımlamalarıyla dikkati çektim. Kısa bir süre önce Galatasaray’ın Avrupa’da kupayı kaldıran 8 kişilik takımında yalnızca 2 Türk oyuncu vardı! Bu olguya “Galatapalace” sözüyle yeniden değinmeme, bu takımı tutan okurlardan bazı eleştiriler aldım. Şimdi de aynı tanımlamayı “Fenergarden’a” yapacağım! Rusya temsilcisi CSKA Fenergarden Moskova ile zorlu bir karşılaşmadan sonra Avrupa 2.’si oldu. 8 kişilik takımda yalnızca 1 Türk oyuncu vardı! Yabancı sermaye, sanayi alanında yatırım yaparak ülkeye teknoloji getirir ve kalkınmaya önemli katkısı olur. Ancak yabancı sermayenin tüm Türk sermayesinin önüne geçmesine de izin verilmez. Spor takımlarında da bu olgu geçerlidir. Yabancı oyuncuların birikimleri genç oyuncularımızın yetişmesine elbette katkı yapar. Ama Türk oyuncularının önlerini kesmemeleri koşulu ile… Bu arada Fenerbahçe ve Galatasaray’ın borçlarının 1 milyar lirayı aştığını da spor sayfalarında okuyoruz. Şimdi basketbolda kazananlar “Fenergarden” ile “Galatapalace” mi, yoksa kaybedenler Fenerbahçe ile Galatasaray mı? Milletin vekillerine çağrıOlaylar ve GOrUSler EDİTÖR:ÖZGÜRMUMCUveSİNEMUSERKARA posta@cumhuriyet.com.tr GÜLSEREN ONANÇ CHP, PM Üyesi 316 AKP milletvekili tarafından imzalanan “Milletvekillerinin Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasına” ilişkin anayasa değişiklik kanun teklifi, dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyaları bulunan milletvekilleri hakkında, anayasanın 83’üncü maddesindeki milletvekillerinin Meclis kararı olmadıkça yargılanamayacağına ilişkin “yasama dokunulmazlığını” ortadan kaldırıyor. Bu hafta yapılacak oylamada TBMM’deki tüm milletvekillerinin “HAYIR” oyu vermesi gereğine inanıyorum. Aşağıda gerekçelerimi sıralamaya çalıştım... l 25. Dönem milletvekillerinin anayasal hakkı iktidar partisi tarafından ihlal ediliyor, hem de itiraz hakları elden alınarak: Anayasaya eklenecek bir geçici madde ile milletvekillerinin dokunulmazlıklarını bir kalemde topluca kaldıran kanun teklifi, bu işlemi anayasa ve içtüzükte öngörülen bireysel savunma hakkını devre dışı bırakarak yapmak istemektedir. Önerilen değişiklik teklifi anayasaya aykırı olmasına rağmen milletvekilleri, anayasanın 85. maddesine referans vererek maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuramayacaklar. Bu anayasa teklifi kabul edildiğinde hukukun iki temel prensibi de ihlal edilmiş olacak; cezanın şahsiliği ve kanunun geçmişe yönelik geçerli olmaması. l Bu siyasi süreçte milletvekillerinin yasama dokunulmazlığına daha çok ihtiyaç vardır: Yasama dokunulmazlığının özünde, iktidarı elinde bulunduranların, yürütme or “Milletvekillerinin Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasına” ilişkin anayasa değişiklik kanun teklifi bu hafta Meclis’te oylanacak. TBMM’deki tüm milletvekillerinin ‘Hayır’ oyu kullanması gerektiğini düşünüyorum. İşte nedenleri... ‘Yasama Dokunulmazlığı’ teklifi kabul edilirse, hukukun iki temel prensibi de ihlal edilmiş olacak; cezanın şahsiliği ve kanunun geçmişe yönelik geçerli olmaması. ganlarının, çeşitli gerekçeler öne sürerek bazı parlamento üyelerini gözaltına aldırma, yargıya telkin, tahrik yaparak tutuklatma gibi girişimlerle halk iradesinin sakatlanmasını önleme düşüncesi yatar. Yani tam içinde bulunduğumuz siyasi süreç düşünülerek anayasaya eklenmiştir, bu nedenle korunmalıdır. Parlamentodaki halk iradesinin zarar görmemesi ve yasama faaliyetlerinin seçmen iradesinin temsili ile yapılmasını sağlamak içindir. l Kanunun teklifinin gerekçesi, TBMM’yi devre dışı bırakıyor: Kanun teklifinin gerekçesi, dokunulmazlık dosyalarının tamamının anayasa ve içtüzükteki olağan usulle kaldırması durumunda, Meclis çalışmalarını sekiz aya yakın bir süre engelleyeceğini iddia etmektedir. Bunun doğru olduğunu kabul etsek bile usul olarak bu teklifin kabulü ile Meclis’in anayasanın kendisine verdiği görevi yerine getirmeyip bu süreci yargıya devretmesi demektir. Milletvekillerinin kendi iradeleri ile Meclis’i devre dışı bırakmaları kabul edilemez. Bu aynı zamanda ‘Kuvvetler Ayrılığı’ ilkesinin ihlali anlamına gelir ki kabul edilemez. l Sivil siyasetçiler iktidar yargısına teslim edilmemeli: Türkiye’de hâkim ve savcıların bütün atama, nakil, tayin, terfi ve soruşturma işlerini yapan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun başında Adalet Bakanı yani hükümetin bir üyesi var. Dokunulmazlıklarının kaldırılması istenen milletvekilleri hakkında soruşturma yapacak savcıların, karar verecek hâkimlerin bu şartlar altında bağımsız olduğunu kimse iddia edemez. İktidara “bağımlı” yar gıdan bağımsızlık beklenemez. l Kürt sorununun çözüm ye ri TBMM olmalıdır: Kürt sorununun çözüm yeri olan TBMM’den dokunulmazlıkların kaldırılması sonucu Kürt milletvekillerinin ihraç edilmesi, çözümü siyaset dışına taşır. Oysa milletvekillerimizden beklenen sivil siyaset alanını koruyarak on aydır devam eden ve beş binin üzerinde insanın öldüğü çatışma süreci bitirmesi yönünde Meclis çatısı altında diyaloğa dayalı bir çözüm sürecini başlatması ve yönetmesidir. l HDP milletvekillerinin ihracı kopuşları hızlandırır: Anayasa değişiklik talebinin gerekçelerinden biri terörle mücadele olarak belirlenmiştir. Burada kasıt HDP milletvekillerinin TBMM den ihracıdır ki, bu 1 Kasım seçimlerin 5 milyona yakın oy almış bir partinin ve ona oy vermiş seçmenin yasal temsil hakkının elinden alınmasıdır. İktidar eliyle yapılmak istenen hak gaspı kabul edilemez. Öte tarafta Selahattin Demirtaş’ın yargıya direneceklerini ve başka Meclis kuracaklarını söylemesi, yasal olmayan hak arayışlarını tetikleyeceğinin göstergesidir. AKP’li milletvekilleri de dahil olmak üzere bütün 25. Dönem milletvekillerinin kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve TBMM saygınlığını ve işlevselliğini korumak üzere tarihi bir sorumluluğu bulunmaktadır. Hızla kaosa sürüklenen Türkiye’nin iç barışını korumak üzere dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişiklik teklifine “hayır” demeleri gereklidir. Bütçede ‘güvenlik’ deliği Nisan ayında bütçeden güvenlik harcamalarına 304 milyon lira harcanırken örtülü ödenek giderleri savunma ve güvenlik giderlerini bile aştı MUSTAFA ÇAKIR A Maliye Bakanlığı, nisan ayı bütçe gerçekleşmelerini açıkladı. Nisan ayında güvenlik ve savunma için bütçeden 304.4 milyon lira harcandı. Güvenlik ve savunma için mart ayında 168 milyon lira, ocak ayında ise 24 milyon lira harcama yapıldığı dikkate alındığında, nisan ayında yapılan harcamanın büyüklüğü ortaya çıktı. Yılın ilk dört ayında güvenlik ve savunma için yapılan harcamaların toplamı ise 602.1 milyon liraya ulaştı. Güvenlik ve savunmaya yönelik alımlar içerisinde en büyük payı 122.6 milyon lira ile silah, araç, gereç ve savaş teçhizatı alımları oluşturdu. Cumhurbaşkanı ve başbakanın kullanım yetkisinde bulunan ve nereye harcandığı gizli tutulan “örtü lü ödenekten” mart ayında 195.8 milyon lira harcama yapılmıştı. Nisan ayında bu rakam 210 milyon liraya çıktı. Yılın 4 ayında “örtülüden” yapılan harcamaların toplamı da 680.3 milyon liraya ulaştı. Böylece “örtülü ödenekten” yapılan harcamalar savunma ve güvenlik için yapılan harcamaları da geride bırakmış oldu. Vekillere 3.3 milyon Ankara’da birçok bakanlık kiralanan binalarda faaliyet gösteriyor. Ödenen yüksek kira ücretleri tepki çekerken bütçeden nisan ayında hizmet binası kiralama giderleri kapsamında 25.9 milyon lira harcama yapıldı. Yılın ilk dört ayında ödenen toplam kira miktarı ise 63.7 milyon liraya çıktı. Milletvekillerinin tedavi ve sağlık malzemesi giderleri için de 4 ayda 3.3 milyon lira harcandı. l ANKARA SKİALAAHTREHAŞALLAKKAONÇDLILAID, I Giresun’da tansiyon yükseliyor Giresun’un Çaldağ Jandarma Karakolu’na 6 Mayıs’ta roketatar ve uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda karakol komutanı Astsubay Başçavuş Zafer Çalışkan’ın şehit olmasının ardından yöre halkı ellerine silah alarak bölgede arazi araması yapmıştı. Yöre halkı pazar günü de terörü protesto etmek için silah ve Türk bayraklarıyla yürüyüş yaptı. Çaldağ köyünde yaşayan Yüksel Ci ci, “Bu bölgede terörün barınmasına asla izin vermeyiz” diye konuşmuştu. Gece ise bölgeden yine saldırı haberi geldi. Saat 01.30 sıralarında bu kez Güce İlçe Jandarma Karakolu’na taciz ateşi açıldı. Askerlerin anında karşılık verdiği, bir süre çatışma yaşandığı belirtildi. Bölgede operasyon başlatılırken Giresun Valisi Hasan Karahan dün bölgeye giderek konuyla ilgili bilgi aldı. l Yurt Haberleri C MY B