26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 16 Mayıs 2016 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Yargıtay kurultay derse Köln Katedrali önünde karpuz sergisi Bizim kapıcı Mustafa tam çıkarken dur durdu: Ağabey şu Almanya’ya vize meselesi n’oldu be? Bir türlü çıkmadı gitti… Mustafa’nın vize ile ilişkisini kavrayamadım. Yine de cevapsız bırakmak yakışık almayacak: Çıkmadı Mustafa. Bu gidişle çıkacağı da yok… Benimki ciddi ciddi hayıflandı: Yapma be ağabey, demek sarpa sardı o iş? Eh artık sormak farz oldu: Yav Mustafa senin vizeyle ne işin olur Allahaşkına? Öyle deme ağabey. Vize neyin kalkınca, benim dayıoğlunun kamyonetinin kasasına bir dolu karpuz yükleyip, Alamanya’da bir karpuz sergisi açsak. İki sefer yapsak bizim oğlanın düğün masrafını çıkarırım valla… Mustafa’nın Köln Katedrali’nin önünde “Ein kilo karpuz ein Euro… Kesmece bunlar kesmece” diye kükrediği gözümün önüne geldi. Gel de gülme… HHH İyi güzel de Mustafa ile benim aramda geçen ve okurları pek de ilgilendirmeyecek bu ayaküstü sohbeti niye bu köşeye taşıdım? Avrupa Birliği’nin karar organlarında yer alan siyasetçiler, AB ülkeleri ve özellikle Almanya günlerdir bu vize sorunu ile yatıp kalkıyorlar da ondan. Benim anlamakta zorlandığım: Davutoğlu henüz görevden alınmamışken, yani başbakanken vize anlaşmasını büyük bir siyasal zafer olarak niye göklere çıkardı? Tayyip Erdoğan bu zaferi kendi kazanmadığı için mi vize anlaşmasını bu kadar küçümsedi? Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu vize anlaşmasının Avrupa Parlamentosu’nun gündemine alınmamasını niye felaket haberi gibi değerlendirdi? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan vize anlaşmasının yürürlüğü girmesi için AB’den gelen Terörle Mücadele Yasası’nın “demokratikleştirilmesi” koşuluna niye yağıp gürledi? Ne yani, bu iktidar Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının AB ülkelerine vizesiz seyahat hakkını sağlayamazsa kitleler ayağa mı kalkacak? Caddelerde insan selleri akacak ve “Vizesiz seyahat hakkımız, söke söke alırız” diyen sloganlar mı çınlayacak? Halkımızın öncelikli çözüm bekleyen sorunu “vize sorunu” mu? Oturma ve çalışma izni olmaksızın, sadece turistik gezilere olanak sağlayacak vize serbestisinin bu ülkenin yoksul kitleleri yani büyük çoğunluğu için ciddiye alınacak bir anlamı var mı? HHH Bu yazı bir sohbeti aktararak başladı. Yargılarına ve haber söz konusu ise burnunun iyi koku aldığına defalarca tanık olduğum bir Alman meslektaşla yaptığım uzunca bir telefon konuşması ile bitsin. Söylesene, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz vize konusunu kasten yokuşa mı sürüyor? Yooo… Bir ilkeyi savunuyor. Sizin terör kanununuz AB standartlarında demokratik değil. Bu belli. Schulz o ilkeyi savunmazsa Avrupa Parlamentosu’nda onu perişan ederler. Sadece sosyal demokratlar değil, liberaller, muhafazakâr partiler de… O zaman vize konusunu unutalım mı? İyi olur. Zaten vize meselesi çözülse sorun bitmeyecekti ki. Erdoğan o zaman parayı artırın diyecekti. Para artırılsa AB’ye tam üyelik için kesin tarih verin diyecekti. O tarih verilse… Anladın. Böyle gidecekti. Bunlara hayır denildiğinde de öyleyse göçmenleri, mültecileri üstünüze salacağım diyecekti. Avrupa Parlamentosu kulislerinde “Bu kafa ile pazarlık da, anlaşma da yapılmaz” deniyor. Peki Merkel? Yakında yeniden Türkiye’ye gelecek deniyor… Boş ver… Terör kanununuzla ilgili farklı bir şey söylemez, söyleyemez… Hımmm... Sizi bilmem; ben Mustafa’nın karpuz sergisini gözümün önüne getirip güleceğim… Yol kapandı, yolcular yaya kaldı MHP’de 4 genel başkan adayı kurultay için Büyük Anadolu Oteli’nin önünde buluşurken Esenboğa Havaalanı’na gitmek isteyen vatandaşlar büyük zorluk yaşadı. Otelin önündeki kalabalık nedeniyle havaalanına giden yol kapanınca çok sayıda kişi uçağını kaçırma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Havaalanına yetişmeye çalışan vatandaşlarla, ülkücüler arasında da gerilimler yaşandı. Çok sayıda kişi uçağına yetişebilmek için kilometrelerce yürümek zorunda kaldı. MHP’nin kartları düşer Kurultayla ilgili yargının vereceği karara uyacaklarını söyleyen Genel Başkan Devlet Bahçeli muhalifleri ‘parti töresine’ uymaya davet etti BU PARANIN KAYNAĞI NE? Her harcamamız Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tabidir. Ama son günlerde, henüz aday oldukları belirsiz olan, imza toplamanın öncülüğünü yapmış olmaktan baska, henüz bir sıfat kazanmamış olanların, çok yönlü harcamaları, Türkiye genelinde yaptıkları faaliyetler dikkat çekici hale gelmiştir. Bunun da bir denetiminin olması lazım. Bunlar MHP’nin mensubu olarak bu şekilde hareket ettilerse, o zaman Anayasa Mahkemesi’ne tabi değiller; ama MHP’nin denetimine tabidirler. Soracağız, inceleme yapacağız bu harcamaların kaynağı nedir? Seçim dönemlerinde iki ilçeye gitmemis olanlar, Türkiye’yi nasıl dolaşıyorlar, dolaşırken acaba kendi kaynaklarını mı kullanıyorlar, yoksa başka kaynaklardan yardım mı alıyorlar? Parti içi muhalefet anlayışına katkı sağlayan işadamları var ise bunlar kimlerdir? MHP Genel Merkezi, hiçbir işadamından, holdingden bir kuruş almış değildir. Ama bu gruplar, MHP’nin içişlerine karışanların faaliyetlerinin ekonomik katkısını üstlenmişlerse o işadamlarının vay haline. Hesabı kesin olarak sorulur, kim olursa olsun. ESENBOĞA RÜZGÂRI KIRMAZ Muhalefet, Gemerek’teki hâkimi ülkücü olduğu için HSYK’ye şikâyet etti, ne düşünüyorsunuz sorusu üzerine) Ülkücünün yargıda görev alanını deşifre mi ediyorlar. Böyle bir anlayış olabilir mi? Çok yanlış bir şey. İşinize gelirse ülkücülük fevkalade, işinize gelmezse tukaka. Ülkücülükte zafiyeti olanların düştüğü hatadır bu. Düzeltmeleri lazım. 47 yıllık bir mücadelenin harcı Esenboğa rüzgarı ile kırılmaz. Bir rüzgâr esmiştir, o rüzgâr dindiği takdirde, mesele kalmaz. Ama içlerinden bazıları vardır ki rüzgarı estirirken, körüğü eline almış olanlar var. Onların da hesabı görülür. Tuöymreayke Yusuf Has Hacib’in bir sözü var. Ateş yakar, ateşe yaklaşmayın. Töre sudur. MHP’nin töresine uyarlarsa ateşle oynamaktan vazgeçiyorlar demektir. Ne kendileri yanar, ne de kendilerini yakmaya yönelenlere fırsat verir. Bir partinin kendi töresine uymak sudur, insanları biraz rahatlatır, kardeşliği kuvvetlendirir. KURULTAYDA ŞOV YAPSINLAR (Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunur musunuz karar onanırsa sorusu üzerine) Zannetmiyorum, yargı kararına saygılı olmak lazım. MHP kurultaylara karşı bir anlayışa sahip değildir. 9 Ekim’de kurultayımız için temel teşkil eden il ve ilçe kongreleri başlayacak. 3 ay daha sabretsinler, oralarda çalışsınlar. Şu an Türkiye’nin her tarafını dolaşıp, gayriresmi toplantılar yapıyorlar. Gelsinler, resmi ilçe kongrelerinde istediklerini yapsınlar. Konuşsunlar, aday çıksınlar. Şov yapsınlar... Ne yapmak istiyorlarsa yapsınlar. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yargıtay’ın ola lar. Yargıtay’ın kararını beklemekten başka yapılacak bir şey kalmamıştır. ğanüstü kurultayın yapılması yönünde bir karar al Kefenin danteli ması durumunda “kurultayı toplayacaklarını ve SELDA GÜNEYSU (Meral Akşener’in ‘Getirsinler dantel kefenli çakma MHP’nin elindeki kartla kahramanları’ sözü üzerine) Çok rının düşeceğini” belirte çirkin. Bizim tanıdığımız, parti rek, “Ne yapalım, is de bulunduğu süre içinde hak yan mı edelim?” de kında sahip olduğumuz kanaat di. Muhaliflerin leri yerle bir eden bir ifade tarzı dün Esenboğa’da dır. Kendisine hiç yakışmamıştır. ki Büyük Anado Dantel kefen olur mu? Bu tabii, lu Oteli’nde kurul Türkiye’de hiçbir kimseye yakış tay toplama giri mayan bir tabirdir. O bakımdan şimini eleştiren düşünerek konuşmalarında, ya Bahçeli, “47 yıl rın sarf ettikleri sözün altında lık mücadelenin kalmamalarında yarar vardır. harcı Esenboğa rüzgârı ile kırıl MHP’nin kartları düşer maz” diyerek, (Yargıtay’dan ne bekliyorsunuz muhalifleri sorusu üzerine) Değerli şahsiyet partinin töresi ler orada hâkim olarak görev yap ne uymaya da maktadır. Sabırla beklemek la vet etti. Bah zımdır. Yargının onaylaması kar çeli şu değer şısında MHP’nin kartları düşer. lendirmelerde Ne yapalım? İsyan mı edelim? Ku bulundu: rultayı yapacağız demektir. Yasadışı Yenilir yutulur değil Yasal yönden yapılması mümkün olmayan bir olaganüstü kongre toplantısına, aday olduğu ifade edilen bazı şahıslar tarafından ‘Biz yapacağız’ veya ‘O gün orada olacağız demenin hiçbir anlamı yoktur. Yasadışı bir davranıştır. MHP geleneğinde böyle bir davranış türü yoktur. Bu konuda ağız birliği yapmış olan kişiler, MHP nezdinde büyük bir itibarsızlık kazanmış olur (Muhalefetin kendisine yönelik sözleri üzerine) İçlerinde öyle sözler var ki, söyleyene ayıp. Yenilip yutulacak laflar değil. Bunlar ülkücü kimliği ile bağdaşmaz. Merkez Disiplin Kurulu kapsamında suç teşkil edebilecek söz ve davranış teşkil edebilecek söz davranış var ise gereği yapılacaktır. Oyunun figüranları MHP’nin olaganüstü kongre sürecinde paralel yapı mı, cemaat mi, FETÖ hareketi mi, okyanus ötesi mi dersiniz, bunların payı ve katkısı olduğu kanaatindeyim. Bazı bulgular, MHP üzerinde bir oyunun figürleri olduklarını göstermektedir. Bundan da vazgeçmelerini tavsiye ederim. El mi yaman bey mi yaman Bahçeli sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, MHP’nin 47 yıldır birçok badire ve belayı inanç ve mücadele azmiyle erittiğini beliterek, birçok tehlike, tehdit ve oyunun kutlu davanın sinesine çarpıp dağıldığını söyledi. Bundan sonra da farklı olmayacağını dile getiren Bahçeli, dün başkentte yaşananlara ilişkin, “Bugün Ankara’da yaşananlar şerefli mazimizin hiçbir döneminde görülmeyen çirkinlik, hiçbir zaman rastlanmayan rezilliktir. El mi yaman, bey mi yaman herkes görecek. Yargı kararını beklemek MHP’nin temel ilkelerindendir. Ve karar ne olursa olsun işte her şey asıl o zaman başlayacaktır” ifadelerini kullandı. MHP’de ne oluyor? Ne olacak? KONUK YAZAR KEMAL CAN 15Mayıs günü toplanamayacağı bilinen MHP Kongresi yapılmadı. Haftalardır siyasi gündemin en ciddi başlığı haline gelen MHP’de olup bitenleri ve kongre bilmecesini daha kolay anlamak için, en çok merak edilen birkaç soruya cevap vermek bir başlangıç olabilir. Çünkü, bu meseleyi biraz ve muhtemelen daha etraflıca konuşmaya devam edeceğiz. 1 BAHÇELİ NE İSTİYOR? Davanın ayrılmaz parçası olarak konumlanmış “lider” pozisyonunu “ölüm pahasına” koruyor, bunu parti/dava için bir beka meselesi haline getiriyor. “Çözüm sürecinde” marjinalize edilerek, “savaş sürecinde” ise devralınarak sıkıştırılan “dava”yı iktidara yakınlaşarak korumaya çalışıyor. “Teşkilat”ı “dış tehdit ve sızma” endişesiyle bir arada tutmaya çalışırken, hükümet devlet özdeşliği ile meşruiyet zemini kuruyor. 2 MUHALİFLERİN İTİRAZI NE? Muhalifler siyasi hiçbir meseleyi gündeme taşımadan, ideolojik bir fark işaret etmeden liderliği, hatta sadece liderlik tarzını gündeme getiriyor. Savunmacı bir hatta durmaya çalışıyor. 7 Haziran, 1 Kasım hayal kırıklığı hattında hırpalanmış teşkilatlara genel merkezden önce ulaşmış olmanın avantajını kullanıyor. Amorf “dava” meselesine hiç dokunmadan, hatta parlatarak ideolojik içeriği muğlak, milliyetçi bir kitle partisi için ikbal ışığı yakıyor. 3 GENEL MERKEZİN DURUMU Bahçeli’nin oyun planını tam olarak bilen kimse yok gibi. Bir süredir hayli daralmış olan çevresi iyice tenhalaşmış görünüyor. Gelenekten gelen teşkilatçıların çoğu sürece müdahale etmekten uzak duruyor. Bunu parti sözcülerinin değişiminden de izlemek mümkün. AKP’nin cemaatin yerine ikame ettiği devlet kadrolarının manipülasyon gücü ve “fikri iktidarda” haleti ruhiyesi baskın görünüyor. 4 MUHALİFLERİN DENGESİ Her şeyin kongre operasyonunun sonrasına ertelendiği, aslında çok kararlı olmayan ve biraz da eklektik bir koalisyon var önümüzde. Akşener artık geri çevrilemez biçimde koalisyon liderliğini almış görünüyor. Bazı adaylar da bunu kabul etmiş gibi. Ama ekip gerilimi devam ediyor. “ANAP veya AKP” gibi yeni bir hikâye hayalleri süslese de, henüz pek gerçekçi bulunmuyor. Bazı abiler “dava müfettişi” olarak ekibe itiliyor. 5 KRİZLE BAŞA ÇIKMA Bahçeli ve çevresi hem muhalefet koalisyonunun bileşimi, hem de ülkenin siyasi konjonktürü nedeniyle zamanın avantajlarına gelişeceğine inanıyor. Sorunu siyasi bir mesele olarak içeriye almak yeri ne, hukuki bir mesele haline getirerek dışarıya atmayı tercih ediyorlar. Hükümet desteğiyle uzamış yargı süreci, hızlandırılan ihraçlar ve medyatik manipülasyonlar eliyle muhalefeti kopmaya zorlamak en önemli hedef. MHP daha önce de, önemli ve büyük parçalarını “sorunsuzca” dışına çıkartmıştı ama bu sefer durum biraz daha zor gibi. 6 MUHALİFLERİN TAKTİĞİ NE? Muhalefetin en önemli önceliği süreci hızlandırmak. Hem zaman aleyhlerine işleyeceği hem de motive teşkilatı soğutmamak için hız gerekli. Bi önemli mesele de, Bahçeli ve Genel Merkez’i siyasi hamle yapmaya zorlamak. Hukuki alan Bahçeli, siyasi alan ise muhalefet için avantajlı. “Dış güçler”, “Türkiye’ye ve MHP’ye karşı operasyon” ve benzeri iddiaların karşısına, Bahçeli’nin hükümetle ilişkisinin deşifrasyonu konulacak. Yaşanan yargı sürecindeki tuhaflıklar, her iki taraf için de karşısındakini “şaibeli ittifaklar” konusunda suçlayabilecekleri argümanlar üretti. 7 15 MAYIS’TA NE OLDU? Kongreye gelinirken her iki taraf da, hukuki süreci zorlayarak karşı tarafı “açıklanması zor” pozisyonlara itmeye çalıştı. Galiba iki taraf da başardı. Genel Merkez, önüne polis dikerek, teşkilatının iradesini durdurdu. Muhalifler, son dakika yargı operasyonunu başaramayıp ilk raundu kaybetti. Ama aynı zamanda, Genel Merkez zaman kazandı ve muhalefeti dışarıda tuttu. Muhalifler, olmayacak kongre için 900 delege getirerek testinin kırıldığını gösterdi. “Ya delege gelmezse” diye endişelenen muhaliflerin imdadına MHP’nin ibretlik yargı hamlelerine duyulan tepki yetişti. “Bir ivme yakalamış” olan muhalefetten kaygılanan Genel Merkez’in imdadına ise, en kritik günde yan yana resim veremeyen adaylar yetişti. 8 ŞİMDİ NE OLACAK? Akşener, diğer adaylar gittikten sonra polis barikatının önünde uzunca süre bekleyip yaptığı açıklamada, “MHP’yi aşan bir tabana yayılmaktan” bahsetti. Ancak, olmayacak bir kongre için Ankara’ya toplanan yüzlerce delege ve yaş ortalaması hayli yüksek partili kalabalığı “ne olacaksa bu partide olsun” demek istemişti. Hareketli günün ardından, yaşananları “rezillik” diye tarif eden Bahçeli de, bu girişimi, “dıştan saldırı” algısı ve ihraç süreci için bir bahane olarak kullanacağının işaretini verdi. 15 Mayıs’ta yaşananlar, şimdilik Bahçeli’nin yanında olanların önemli bir kısmı için de kabul edildiği gibi, “artık hiçbir şeyin aynı olmayacağını” gösteriyor. Ama henüz nasıl olacağını göstermiyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear