26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 1 Mayıs 2016 6 Arkadaşlarımız Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan İslamcı fanatiklerin saldırısı sonucu yazarları, çizerleri öldürülen Charlie Hebdo dergisinin kapağına köşelerinde yer verdikleri için mahkum edildiler. Ya da başka türlü söylenebilir; Türkiye bir kere daha basın özgürlüğü davasında yeni bir mahkumiyet aldı. Her yeni davada, yeni bir gözaltında, yeni bir soruşturmada, demokratik düzenlemelerden uzak duran yasama, ülkeyi baskıyla yönetmeyi ilke edinmiş yürütme ve onların arkasına sığınarak düşünce özgürlüğüne ceza kesmekten bir türü vazgeçmeyen yargı elbirliğiyle Türkiye’yi mahkum etmeye devam ediyorlar. HHH Ama bu durumun sürüp gitmeyeceğini de biliyorlar. Seçimlerde beş ay gibi kısa bir zamanda seçmenlerin fikir değiştirmesini sağlama başarısı gösteren iktidarın durumunu sağlama almak için giriştiği yeni manevralar gündemde. Yakın tarihin Cemaat’le ortak kotarılmış davalarının iflas etmesi onlarda, “ortakla olmadı şimdi si boşuna değildi. Söz de geri adımlar ise tar tışmayı başka bir ze mine çekmeyi amaçla mış, tahmin edilebile ceği gibi liberal kalem ler de bu tartışmanın üzerine balıklama atla mışlardır. Kimi iyi niyet Türkiye’yi Yine li yazarlar ise tartışmayı din üzerinden yapmayı öneriyorlar. Son iki ya Mahkum Ettiler zıda söylediğimizi yineleyelim: Laiklik din üzerinden tanımlanamaz. Şimdi de ekleyelim: işi daha sıkı tutmak gerek” anlayışını güçlendirdi. Seçmen desteğinin sürekliliğine güvenmedikleri için yasama, yürütme, yargıyı tek elde toplamak istiyorlar. Bunun için de ideolojik zayıflıklarını din üzerinden kapatmak, laikliği; yani aklın, bilimin, özgürlüğün devlet ve toplum yaşamında etki Laiklik din üzerinden tartışılamaz. HHH Her şeyden önce din ideolojik bir form olarak demokrasiyi kökten reddettiği için tartışılamaz. İnanç kişinin kendi dünyasında kalmadığı, toplumu ve devleti yönetmeye niyetlendiğinde demokrasinin nefessiz kalacağı, kimi sini yok etmek istiyorlar. yerde öleceği, kimi yerde ise ko HHH ma halinde bitkisel bir hayata gi Buldukları çare İslamcı otori receğini günümüzün İslam dün ter bir rejim kurmaktır. Devletin en yası yeterince gösteriyor. Pratiğin üst katı eliyle “laikliğin anayasa konuyu neredeyse ayrıntılarıyla dan çıkartılmasının” önerilme gösterdiği durumlarda soyut teo rik tartışmayla din ve demokrasiyi uzlaştırmaya çalışmak boşunadır. Hıristiyanlığın uzun savaşlardan sonra kavgayı yitirdiğini, Aydınlanmaya, moderniteye yenildiğini ve kilisenin duvarları arkasına çekildiğini herkes bilir. İslam ülkelerinde bu kavgayı reformcular değil, köktendinci fanatizm kazandı. HHH Dinin toplumsal yaşamı ve devleti yönetebileceği formülleri “laikliği tartışalım” başlığı altında “olacak işler değil bunlar” iyimserliği ile öne süren iyi niyetli yazarlarımız, bölgemizde, İslam dünyasında teorik tartışmaların, reformcuların aleyhine tüketildiği zamanlardan bu yana bir milim ilerlemediğini, Türkiye’de fanatik İslamcılığın her geçen gün militan gücünü ve zorbalığını artırdığını görmelidirler. Hiç değilse, Charlie Hebdo dergisiyle dayanışma günlerinde Cumhuriyet gazetesinin önüne gelip kan dökmek isteyen ve mahkemenin “halkın tahrik olmuş bir bölümü” olarak nitelediği fanatizmi görmüş olmalıdırlar. Tamam, laikliği tartışalım ama din üzerinden değil, özgürleşen akıl ve bilim üzerinden... EMNİYET’İN BOMBALI SALDIRI SONRASI YAPILACAKLAR TALİMATINDA SKANDAL: Önce yayın yasağı sonra ambulans! Emniyet Genel Müdürü Lekesiz, 81 ile gönderdiği yazıda, bombalı saldırı sonrası ilk yarım saatte önce ‘yayın yasağı alınmasını’ daha sonra ambulans gönderilmesini istedi Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, 81 ilin emniyet müdürlüğüne skandal bir yazı gönderdi. Pat lama ve bombalı saldırı olayları sonrasında ilk 30 dakikada yapı lacak işlemleri sırasıyla açıklayan Lekesiz, önce “olay la ilgili ilk bilgile rin alınması”, daha sonra “üst makam lara bilgi sunulma sı” ve 3. olarak “ya ALİCAN ULUDAĞ yın yasağı kararı alınması” talimatını verdi. Lekesiz, ya ralıları kurtarmak için “olay yerine ambulans gönde rilmesi” işlemini ise 6. sırada ya pılması gereken işlerden saydı. Emniyet Genel Müdürü Celalet tin Lekesiz, 1 Nisan 2016 tarihli ve “Büyük olaylar sonrası yapıla cak işlemler” konulu bir yazı ha zırlayarak, 81 il emniyet müdür lüğü ile merkez teşkilatına gön derdi. Ülke genelinde polis sorum luluk bölgesinde meydana gelen patlama ve bombalı saldırı benze ri olaylar sonrası, ilk otuz dakika lık süre içerisinde ve ilk bir saat lik süre içerisinde emniyetin yap ması gereken iş ve işlemlerin za manında ve aksatılmadan yapıl masının son derece önem arz etti ği belirtilen yazıda, bu sebeple il lerde meydana gelebilecek bu tür olaylar sonrasında ilk yarım saatte ve ilk bir saatte yapılacak işlemler için iki ayrı örnek form hazırlandığı bildirildi. Yazıda, şu talimat verildi: “Patlama ve bombalı saldırı sonrası ilk yarım saatte ve ilk bir saatte yapılacak işlemlerin ilin ve mahallin özelliğine göre bir liste halinde hazırlanmasını, il emniyet müdürleri, müdür yardımcıları, şube müdürleri ve ilgili personelin bu listeleri sürekli yanlarında bulundurarak benzer olaylar olması halinde bu listedeki işlemleri aksatmadan yerine getirmesini önemle rica ederim.” İlk bir saatte yapılacaklar Emniyet Genel Müdürü Lekesiz, ilk bir saatte yapılacak işlemleri de 10 başlıkta topladı. Bunlar ise sırasıyla şöyle açıklandı: “İlk yarım saatte yapılması gereken işlemlerin yapılması. Üst makamlara tamamlayıcı bilgilerin verilmesi. Yaralıların bulunduğu hastanelerde güvenlik tedbirlerinin alınması. Yaralıların kimlik tespitinin yapılması. Ölenlerin kimlik tespitinin yapılması. Ölenlerin ve yaralananların yakınlarının bilgilendirilmesi. Çevredeki görüntülerin alınması. Olayların sonuçları toplumsal mahiyet taşıyorsa siyasi/kanaat önderleri/lider konumundaki kişilerle görüşülmesi. Hassasiyet arz eden işyeri, ev, bina, mahalle, ilçe, bölge ile ilgili tedbirlerin alınması. Gerekiyorsa istirahatli ve izinli personelin çağrılması.” İŞTE 18 BAŞLIKLI LİSTE Lekesiz, “Büyük olaylarda ilk 30 dakikada yapılacak işlemler”i sırasıyla 18 başlıkta şöyle saydı: 1 Olayla ilgili ilk bilgilerin alınması. 2 Üst makamlara ilk bilgilerin sunulması. 3 Gerekiyorsa yayın yasağı kararının alınması. 4 Olaya gidecek ilk ekibin yeni patlama ve saldırılara karşı tedbirli olması. 5 Çevre emniyeti alınması ve olay mahalline basın, vatandaş ve ilgisiz personelin alınmaması. 6 Ambulans gönderilmesi. 7 İtfaiye gönderilmesi. 8 Hastane güzergâhlarının açık tutulması. 9 Bomba imha uzmanı gönderilmesi. 10 Olay yeri inceleme ekibi gönderilmesi. 11 Kriz merkezinin faaliyete geçirilmesi. 12 Olayın sebebinin belirlenmesi. 13 İlgili valilik tarafından kamuoyuna ilk bilgilerin verilmesi. 14 İlgili daire başkanlıklarının birimlerinin aktif hale getirilmesi. 15 Olay yeri çevresinde, şehrin çıkış noktalarında ve sınır kapılarında uygulama yapılması. 16 MOBESE, 3G ve helikopter görüntülerinin merkeze aktarılması. 17 Olay mahalline giden yolların açık tutulması. 18 Olay bilgi notunun hazırlanması. Meclis’te dokunulmazlık Kalem’in ailesi Konya’daki törende gözyaşı döktü. Nusaybin’de yüzbaşı şehit Mardin’in Nusaybin ilçesinde PKK’lilerin keskin ni şancı silahı Kanas ile düzenledi ği saldırıda sokağa yerleştirilen bombaları imha etmeye çalışan ekipten Yüzbaşı Alper Ka lem şehit oldu. PKK’lilerin roketatarlı saldırısında ise 1 uzman çavuş ile 2 polis yaralandı. Yine ay nı saatlerde zırhlı araca PKK’liler tarafından roke Kalem tatarla ateş açıldı. 2 polis memu ru ile 1 uzman çavuş yaralandı. İki çocuğu olan şehit yüzba şı Kalem’in cenazesi Mardin’de düzenlenen törenin ardından askeri uçakla Konya’ya getirildi. Uçak alana geldiği sırada şehi din eşi Elif Kalem’in, 6 aylık be beği Almina’yı uçağa doğru tu tup yüzünü açarak, “Bak kızım baban geliyor” demesi duygulu anlar yaşattı. Şehidin cenazesi memleketi Amasya’ya götürül dü. lYurt Haberleri mahkemede ceza tehdidi MAHMUT ORAL ler bizleriz. Sorunları çözmeye ça lışanlar bizleriz. Bizleri de bu ola Diyarbakır’daki KCK ana dava nağı da ortadan kaldırdığınızda gesında 8 HDP milletvekilinin riye ne kalıyor. Sadece şiddet yön dosyası ayrılırken, savcı DBP Eş temleri ile sorunu çözmeye çalışan başkanı Kamuran Yük güçler kalır” dedi. sek hakkında “Örgüt yö DBP Eş Genel Başka neticiliği” suçundan 22.5 nı Yüksek, son dönem yıla kadar, DTK Eşbaşka de HDP’nin çalışmaları nı Hatip Dicle ve Leyla nın engellendiğini, bele Güven, Mardin Büyükşe diye başkanları ve sivil hir Belediye Başkanı Ah toplum kuruluşlarının yö met Türk, Diyarbakır Bü neticilerin tutuklandığını yükşehir Belediye Başka anımsattı. Yüksek, “KCK nı Gültan Kışanak ve Fı Kamuran Yüksek davası başından beri hu rat Anlı’nın da aralarında bulundu kuksuz olarak yürüyor. ğu 147 sanığa ise “Silahlı terör ör Ne CMK’ye uyuldu ne de yargıla gütüne üye olmak” ve “Örgüt adı ma aşamasında adalet yoktu. Bal na suç işlemek” gerekçesiyle 15 yı yoz ve Ergenekon davaları ile bir la kadar hapis cezası istedi. Gaze likte yürüyordu KCK davası da. Bu temize konuşan DBP Eşbaşkanı davaların tamamının FETÖ cema Yüksek, “Kürtlerin demokratik le ti tarafından yürütüldüğünü iddia gal zeminde çalışmasını engelle etti sonradan hükümet. O davalar mek, zemini tamamen şiddete terk da önemli geri dönüşler oldu, tü etmektir. Demokratik süreçleri tü müyle beraatla sonuçlananlar oldu müyle ortadan kaldırmak demek ve son olarak Yargıtay’da da görül tir. Çünkü bu süreçlerde, demok düğü gibi esastan ve usul yönün ratik siyaseti koruyan ve yürüten den bozuldu. Ama KCK davaların da herhangi bir değişiklik olmadan devam ettiriliyor. Eğer bu paralel yapı tarafından hazırlanan davalar kumpas ise, Ergenekon bozulmuş, Balyoz beraatla sonuçlanmış ise, 17/25 Aralık soruşturmaları kumpas ise KCK davaları neden ayrı tutuluyor? KCK davaları neden böyle değerlendirilmeyip, olduğu gibi hem de hızlandırılarak devam ettiriliyor” dedi. Ağır sonuçlar doğurur Davada gelinen aşamanın son derece hassas olduğunu da belirten Yüksek “Bu dava çok önemli bir dava. Yargılanan sanıklara bakılınca Kürt siyasi hareketi içinde, legal zeminde çalışma yapan hemen hemen herkes var bu dava içinde. Şu an evet Meclis’te HDP’li arkadaşlarımızın dokunulmazlık konusu gündemde ama KCK ana davasında yargılanan isimleri toplayınca, çok çok daha fazla devasa bir sonuç ortaya çıkıyor. Bu dokunulmazlıklardan daha vahim sonuçlar doğurur” dedi. l DİYARBAKIR haber EDİTÖR: CAN DOKER Siyasal İslamcı zulüm altında yaşıyoruz, siz övgü düzün Bugün 1 Mayıs, emekçinin dayanışma günü. Kutlu olsun. Bayramı bir kez daha siyasal İslamcı bir zulüm altında kutlayacağız. Neden öyle diyorum? Sadece, emekçinin Taksim’de kutlama isteği, şiddetle engellendiği için değil. Evet 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanamaması, bir zulümdür. Çünkü ciddi bir gerekçesi yoktur. Keyfidir. Salt paşa gönülleri öyle istediği için. Gezi Parkı yenilgisinin intikamı. Yasaklamanın yasal ve anayasal hiçbir dayanağı yoktur... Şüphesiz ki anayasa ve yasaların keyfe keder uygulaması da başka bir siyasal İslamcı zulümdür. Boş laiklik tartışması Millet sanıyor ki, laik lafının anayasada kalmasıyla ülke laik kalacaktır. Bugün laiklik rafta tozlanmıştır. İslami dinci Meclis Başkanı’nın sinirine dokunan, bu kavramın tozlu da olsa rafta kalmasınadır. Onu oradan alıp çöpe atma niyetini, diğerleri şimdilik aptalca buluyor. Eğer tamamen kendiliğinden, Cumhurbaşkanı Vekili “pür şeriatçı” olarak, laikliği kaldıralım, Kuran’ı Allah’ı devletin yasası olarak anayasaya koyalım, dediyse, siyaset bilmediğindendir. RTE, neden kaldıralım ki, bir sorun mu var, bizler zaten laik değiliz, her şeyi yapıyoruz, biçiminde konuştu. Tabii ki laik kesimden büyük alkışlar! Cumhurbaşkanı ne yaptığını biliyor. Kendisine hiçbir zararı dokunmayan, engel çıkarmayan, tersine büyük bir koruma sağlayan ve alkış getiren bir kavramı, şimdi düşünüyorum da, neden kaldırıp atsın? Atılacaksa ya zamanı gelir atılır veya laf olsun diye orada hep durur. Biz de kalkıp deriz ki, kardeşim laiklik anayasada var, görmüyor musun, daha ne istiyorsun!? Laiklik ile toplumsal mühendislik Laiklik bir “genel şapka”dır onlar için. Demokrasi treni gibi. O şapka altında her türlü toplumsal mühendisliği yapma özgürlüğüne sahipsin. Kimse sana “şeriatçı” demez. Her türlü zulmü uygularsın, toplumun yapısını dinci ideolojin doğrultusunda değiştirirsin. İslami cepheden kendini laik tarafa atmış ve bu tarafın nimetlerinden bol bol yararlananlar, türban yokbaskı yok, İslamcılık alabildiğine yürürlükteyken, hâkimden doktora kadar, türbanlıdan bakana kadar tümü “laik şapka” altında aynı zamanda her türlü siyasal İslamcı icraatını sürdürürken kardeşim nere den çıktı şu laikliği anayasadan atmak, aman bu dini ceberutluk olur.. diye “tarafsız tarafsız” yazıp çiziyor. İslami zulmü gören yok. Şeriatçı otoriter zulüm, Türkiye koşullarına özgü, kurbağanın suda pişirilmesi gibi, adım adım iktidarın siyasal gücüyle uygulamaya konduğunu görmüyor. Gazeteciliği kim bitirdi? Toplum mühendisliği sadece “Kemalist laikçi zorbaların uygulaması” olarak kafasına kazınmıştır. Bugün yaşanan, toplumsal mühendisliğin bugüne kadar görülmemiş uygulamasıdır. Lidere biat etmeyen kim varsa, kim eleştiriyorsa, devletin tüm olanakları seferber edilerek bir boyun eğdirme politikası yürürlüktedir. Kör müsünüz! Ülkede gazeteciliğin dibine kibrit suyu döktüler... Ne adına bu? Medyaya yıllardır uygulanmakta olan ve şimdi gemi azıya alan zulmün adı ne? Liberal veya muhafazakâr demokrat zulüm mü, yoksa siyasal İslami rejim kurmanın politikası gereği zulüm mü? Alevilerin defterini kim dürüyor? 14 yıldır Alevi paketleri palavraları altında, pratikte Alevi işadamlarına mümkünse hiçbir ihale vermeme politikasının adı ne? İktidarın kendi adamlarını koruma amaçlı sıradan politikası mı, yokta Sünni zulmün Alevileri maddi olarak da mülksüzleştirme ve giderek yok etme bilinçli politikası mı?.. Devlete memur alınırken Alevilere özel uygulamalar, Alevi köylülerine cami yaptırmalar, Sünni diyanetçi reisin Aleviliği dini bir statüde görmeyişi... Bütün bunlar hangi ideolojik zulmün yansımaları, Faşizm? Muhafazakâr demokrat? Siyasal İslami ideolojinin zulmü? Seçenekleri işaretleyin. Okulları yok etme, ne adına? İnsanların okullarını imam hatibe çevirme, mahallelerde neredeyse normal okul bırakmama uygulaması, sizin kafanızda hangi zulmün tezahürüdür, anlatır mısınız? Türkiye, uydurma “laik şapka” altında, her geçen gün derecesi yükseltilerek, tam bir siyasal İslamcı zulmün cenderesinde yaşıyor. Masal anlatın, “biz iyi şeyleri de yazıyoruz” diye fotoğrafın tamını görmeyin, tarafsızlık cambazlığı yapın... Bak, emekçiler Taksim’e çıkabiliyor mu? Bursa saldırısında bomba otobüsle kente getirilmiş Bursa’da 27 Nisan çarşamba günü Ulucami önünde meydana gelen ve 23 kişinin yaralandığı canlı bomba saldırısında kadın canlı bombanın kimliği belirlenemedi. Ceset parçalarından alınan DNA’lar şüpheliler ile uyuşmayınca kimliğine ulaşılamadı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınanların sayısı dün Afyonkarahisar’dan getirilen 1 kişi ile birlikte 17’ye yükseldi. Soruşturma kapsamında İstanbul’da hazırlanan ve niteliği araştırılan bombayı İstanbul’dan üniversitede okuyan bir kız öğrencinin çanta içersinde otobüs yolculuğu ile getirdiği ortaya çıktı. Buna göre polis eylemi gerçekleştiren canlı bombanın, bombayı çantasına koyduğu, olay anında ise sol kolunda taşıdığı bilgisine ulaştı. Bombanın vücuda bağlı olmaması nedeniyle, eylemcinin cesedinin de fazla parçalanmadan olay yerinde bulunması, bu olasılığı güçlendirdi. l DHA Kilis’e yine roketatar saldırısı Suriye’nin kuzeyinde IŞİD denetimindeki Bab bölgesinden atılan roketatar mermisi önceki gece Kilis kent merkezine 3 kilometre uzaklıkta KilisÖncüpınar karayolu üzerindeki boş araziye düştü. Çiftlik evlerinin bulunduğu bölgede infilak eden roket mermisi arazide çukur oluştururken, ölen ve yaralanan olmadı. Önceki geceden bu yana 3 roketin düştüğü sınır hattı ve çevresindeki güvenlik önlemleri artırıldı. l DHA PKK’liler ekmek arabası yaktı Tunceli’nin Hozat İlçesi’nde yol kesen PKK’liler, karakola ekmek götüren kamyoneti durdurup sürücüsünü dövdükten sonra aracı ateşe verdi. PKK’liler ekmek ve diğer yiyecekleri alıp bölgeden uzaklaştı. Araç sürücüsü H.B., tedavi edilmek üzere Hozat’a gönderildi. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear