06 Haziran 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 5 Nisan 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN haber 11 Türkiye konsolosluğu yıkıldı IŞİD’in elindeki Musul’da konsolosluk binası koalisyon tarafından vuruldu Türkiye’nin Irak’ın Musul kentindeki konsolosluk binasına IŞİD karşıtı koalisyon güçleri tarafından hava opersoyonu düzenlendi. Operasyonda bina tama men yıkılırken Dışişleri, “Operasyonun hazırlık ve icrasına ilişkin tüm aşamalarda ülkemizin görüş ve onayı alınmıştır. Ülkemiz, DEAŞ’la mücadeleye, faaliyetlerine baştan beri katıldığı Uluslararası Koalisyon’la eşgüdüm ve işbirliği içinde devam edecektir” dedi. Operasyon önceki gece 03:00’te gerçekleşti; Dışişleri ise bu haberi 03:46’da duyurdu. Irak’ın Musul kentinde 1 Kasım 2009’da dönemin Dışişleri Bakanlığı olan Ahmet Davutoğlu tarafından açılan Başkonsolosluk, 11 Haziran 2014’te IŞİD militanları tarafından basılmış ve Başkonsolos Öztürk Yılmaz’ın da aralarında olduğu 49 kişi esir alınmıştı. Öztürk ve 49 kişi 101 gün rehin tutulmuştu. Bina Musul’daki tek diplomatik temsilcilikti. l ANKARA / Cumhuriyet Sığınmacı kampını ‘yandaş’ yapacak Suriyeli sığınmacılar için Kahramanmaraş’taki Alevi köyüne yapılmak istenen kampa tepkiler sürüyor. Kampı AKP’ye yakınlığıyla bilinen Kalyon İnşaat yapacak Yunanistan’da kafalar karışık Türkiye ile AB arasında 18 Mart’ta imzalandıktan sonra uzmanların “her iki tarafın da hazırlıkları yeterli değil” uyarıları arasında dün başlayan takas operasyonu Britanya’da yayımlanan The Times gazetesi tarafından “kaos” olarak yorumlandı. Times’a konuşan Yunan yetkililer, Türkiye’ye toplam kaç sığınmacı gönderileceği konusunda kafalarının hâlâ karışık olduğunu, çevirmen ve personel eksikliğinden ötürü hangi sığınmacının gidip hangisinin kalacağı konusunda belirsizlik yaşandığını belirtti. BM: Yasalara aykırı olur Türkiye ile AB arasındaki anlaşmanın yasal dayanakları konusunda Birleşmiş Milletler (BM) kuşkulu. BM’nin uluslararası göç özel temsilcisi Peter Sutherland, Yunanistan’dan Türkiye’ye göçmen nakilleri konusunda hâlâ soru işaretleri bulunduğunu belirtti. Sutherland, “Nakillerinin nasıl gerçekleşeceğini bilemiyoruz. Ancak eğer iltica başvurusu hakkı tanınmadan kitlesel bir sınır dışı etme eylemi gerçekleştirilirse bu tamamen yasalara aykırı olur”dedi. Adalarda yeteri kadar insan yok Yunanistan’ın Sakız Adası Belediye Başkanı Manolis Vournous, Alman Zeit gazetesine konuştu. Adadaki sığınmacıların hâlâ Almanya ve Fransa ve İsveç’e devam etmek istediklerine belirten Vournous, “Hâlâ bir geminin onları alıp Avrupa’ya götüreceğine inanıyorlar. Bu nedenle bizim onlara yardım edebileceğimiz kamplarda kalmak yerine limanda kalmayı tercih ediyor... Kamplar yeteri kadar iyi çalışmıyor. Çünkü ABTürkiye anlaşmasının ardından sivil toplum örgütleri adayı terk etti. Bu açığın kısa sürede kapatılması mümkün değil. Yani adada yeteri kadar insan yok”dedi. İlk kafile Almanya’da Türkiye ile AB arasında varılan anlaşma gereğince Türkiye’nin geri almayı kabul ettiği Suriyeliler karşılığında Türkiye’den Avrupa’ya gönderilen ilk mülteci kafilesi Almanya’ya ulaştı. Dün sabah saatlerinde Türkiye’den uçakla Almanya’ya giden Suriyeli 24 mülteci Hannover Havalimanı’na indi. Göçmenler havaalanında protesto edildi. Bir kişi üzerinde “Lütfen devam edin. Burada kalmanız için bir şey yok. Burada hoş karşılanmıyorsunuz” yazan bir pankart açtı. Havaalanından sonra otobüsle Göttingen yakınlarındaki Friedland’da yer alan kampa götürülen mültecilere öğle saatlerinde 18 kişilik bir kafile daha eklendi. Bir yandan kaçıyorlar Yunanistan’ın Sakız ve Midilli adalarındaki sığınmacılar Türkiye’ye iade edilmeye başlanırken çok sayıda sığınmacı da Yunan adalarına ulaşmak için yaşamlarını tehlikeye atıyor. İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın dün Dikili’de Türkiye’ye iade edilen sığınmacılarla ilgili açıklama yaptığı noktanın birkaç yüz metre ötesindeki Sahil Güvenlik Merkezi’nde ise farklı bir görüntü vardı. Bir yandan geri kabul uygulaması sürerken sabah saatlerinde lastik botlarla Midilli’ye geçmek isterken yakalanan Pakistan ve Bangladeş uyruklu 55 kişi, işlemlerinin yapılmasını bekliyordu. Gazetecilere konuşmak istemeyen mülteciler, iş lemlerinin ardından Dikili Spor Salonu’na götürüldü. Dün bir sığınmacı grubu da Çanakkale’de yakalandı. Ayvacık sahilinden Yunanistan’a geçmek için İstanbul’dan minibüslerle yola çıkan 45 kaçak KüçükkuyuAssos sahil yolunda jandarma ekiplerinin yol kontrolü sırasında yakalandı. “Göçmenlerin iade edildiğinden haberimiz yok” diyen kaçaklar, işlemleri yapılmak üzere Küçükkuyu Jandarma Karakolu’na getirildi. Suriye, Pakistan, Bangladeş, Kongo ve Sri Lanka uyruklu 45 kaçak, Ayvacık’taki Göçmen Geri Gönderme Merkezi’ne gönderilirken, 2 organizatör ise gözaltına alındı. l Haber Merkezi SERMET ÇUHADAR Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Dulkadiroğlu ilçeleri arasındaki Sivricehöyük Köyü yakınlarındaki eski mera alanına Suriyeli sığınmacılar için yapılmak istenen sığınmacı kampına tepkiler dinmiyor. Valilik tarafından kamulaştırılan alan AFAD’a devredilirken, ihalenin AKP’ye yakın Kalyon İnşaat’a verildiği ortaya çıktı Önceki gün yapılan protestolardaki gazlı müdahale ve 5 kişinin gözaltına alınmasına karşın yöre halkı direnişte kararlı. Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki anlaşma kapsamında Türkiye’ye iade edilecek Suriyeli sığınmacılar için Alevi köyü Sivricehöyük’ün eski mera alına yapılmak istenen 27 bin kişilik sığınmacı kampına karşı tepkiler dinmiyor. Pazar günü bölgede düzenlenen protestolarda gözaltına alınan 5 kişiden 4’ü serbest bırakılırken köyün çobanı Zeynal Ilıksoy tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme, Ilıksoy’u hakkında yeterli delil olmadığı gerekçesiyle adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. Maraş Yaşam Platformu Basın Sözcüsü Ünal Ateş, güvenlik güçlerinin gazlı müdahalesinin ardından gözaltına alınanlardan birinin çoban, diğerinin görme engelli vatandaş olduğuna dikkat çekerek güvenlik güçlerinin sert müdahalesini de kınadı. Sökseler de devam Maraş Yaşam Platformu Başkanı Salman Akdeniz, amaçlarının yaşam alanlarına sahip çıkmak olduğunu vurgulayarak “Pazar günü yaşanan olaylar arzu etmediğimiz olaylardı. Ancak direnişe devam edeceğiz. Bu bizi yıldırmayacak. Güvenlik güçleri daha önce ilk kurduğumuz çadırı söktü. Biz de inşaat sahasının uzağına ikinci çadırımızı kurmuştuk. Pazar günü yaşanan olaylardan sonra ikinci direniş çadırını da söktürdüler. Vatandaşımız çadır sökülse de şemsiyelerimizi alır direnişe devam ederiz diyor. Çadır sökülebilir ama biz sökülmeyeceğiz” diye konuştu. Boykot çağrısı Yaşananların tüm Kahramanmaraş’ı ilgilendirdiğini ifade eden Akdeniz, “Kahramanmaraş halkı tarafından yalnız bırakılırsak ekonomik boykot çağrısı yapacağız. Avrupa’nın her tarafından destek ve tepki mesajları alıyoruz. Ekonomik boykot dahil uluslararası kamuoyunu da içine alacak bir eylemi hayata geçireceğiz. TSO ve esnaf odaları nezdinde girişimlerimiz devam ediyor. Umarım işler istemediğimiz boyutlara gelmez. AİHM yolu açık” dedi. AİHM’ye gideriz Meranın Kalyon İnşaat’a ihale edildiğini anlatan Karadeniz, “Meramızın alelacele Kalyon İnşaat’a ihale edilmesi konusunda yürütmeyi durdurma istemiyle İdare Mahkemesi’ne başvurduk. Umarız istediğimiz sonucu alırız. Aksi takdirde iç hukukun tükenmesi durumunda konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürürüz” dedi. l KAHRAMANMARAŞ Uluslararası finansın kirli çamaşırları ortaya saçıldı Panama’da offshore hesaplar tutan Mossach Fonseac şirketinin kırk yıllık faaliyetlerini içeren evrak, Uluslararası Araştırmacı Gazetecilik Konsorsiyomu tarafından yayımlanmaya başladı. Bunun etkisi, WikiLeaks belgelerinden daha büyük olacak. WikiLeaks belgeleri sonuçta ABD diplomatlarının merkeze yolladıkları bilgi notlarıydı. O güne kadar karanlıkta kalmış bazı ilişkileri aydınlatsalar da, siyasal olaylarla ilgili değerlendirmelerdi. Bunlardan hiç bilinmedik çok şey öğrenmedik. Egemen gücün nelere bilerek göz yumduğunu, olaylara nasıl baktığını ve zaman zaman ne kadar cahilce değerlendirmeler yaptığını gördük. Diplomasinin arka bahçesinde öğretici bir gezintiydi bu. Panama belgeleri ise uluslararası finans dünyasının arka bahçesinin küçücük bir bölümünde bizi gezdiriyor. Bu belgelerin yavaş yavaş yayımlanmasıyla, büyük ihtimalle bazı devlet başkanları, başbakanlar ve bakanlar, kamu görevlileri istifa edecek. İstifa edecek olanların daha çok demokratik gelenekleri ve kamu alanında şeffaflık kuralları güçlü ülkelerin siyasetçileri ve kamu görevlileri olacağını tahmin edebiliriz. Otoriter, diktatoryal rejimlerin başındakiler ise bu bilgilerin ülkelerinde yayımlanmaması için ellerinden geleni yapacaklar. Sayı artabilir Mossach Fonseac şirketinden ele geçen belgeler, 214 bin 488 offshore şirket, vakıf veya trust hesabından oluşuyor. 2015 yılı sonuna kadar geliyor. Bu hesaplarda gözüken şirket ve benzeri oluşumlar finans literatüründe Uluslararası Ticaret Şirketleri (International Business Corporation) içinde yer alıyorlar. Genellikle ticaretle ilişkileri doğrudan yok. Esas ilgi ve faaliyet alanları, hesap sahiplerinin servetini yaşadıkları ülke devletlerinden gizlemek, her türlü kara para ve rüşvet işlemlerine havuz oluşturmak ya da bu “kıyı alanları”nda sunulan son derece düşük kurumlar ve miras vergilerinden yararlanmak. Şimdilik uluslararası tanınmışlığı olan 140 kişinin hesapları nın varlığı yayımlandı. Önümüzdeki günlerde her ülkede o ülkenin gazetecilerinin çalışmasıyla, şirket ve şahıs isimleri yayımlanacak. Aralarında şu anda görev başında olan kral, veliaht, cumhurbaşkanı, başbakanların olduğu bu listede, diktatörlerin çevresindeki birçok isim ve aile üyeleri de yer alıyor. Önümüzdeki haftalarda Mossach Fonseac’ın offshore hesaplarını tuttuğu, sahipleri Türkiye kaynaklı olan 100 civarında şirketin ve 10’dan fazla kişinin isimleri yayımlanacak. Bu sayının artması muhtemel. Şaşırtıcı değil Offshore hesaplarla ilgili değerlendirmeler yaparken, bunların sadece uyuşturucu ve benzeri işlerden gelen kara paraları aklama, vergi kaçırma veya vurdukaçtı uluslararası işlem yapma amacıyla açılmadığını dikkate almak gerekir. Bazı ülkelere veya şirketlere uygulanan uluslararası iktisadi yaptırımların etrafından dolaşmak için de bu hesaplar kullanılıyor. Offshore hesaplardaki gizlilik başka bir nedenle de tercih ediliyor. Siyasal olarak istikrarsız, hukuk devleti açısından güven unsurunun eksik olduğu ülkelerde, iktidardaki gücün kendisi için tehdit olarak gördüğü çevrelere yönelik servete el koyma, aşırı vergilendirme gibi uygulamalarına karşı alınmış önlemler de olabiliyor bu hesaplar. Bu nedenle bu hesap sahipleri arasında otoriter ülkelerdeki siyasetçiler, önde gelen iş insanları, ünlü yazar ve sanatçılar, vb… olması şaşırtıcı değil. Ne var ki bu tür bir güven arayışı içinde açılmış da olsalar, bu hesaplara yatırılan paraların kaynakları, örneğin Rusya’da olduğu gibi, genellikle ya yasal olarak ya da ahlaken savunulur olmuyor. Panama belgelerinden finansal kapitalizmin kirli çamaşırlarının küçük bir kısmı ortaya saçıldı. Vergi cennetlerine yönelik önlemler arttıkça, bu kirli çamaşırların uluslararası büyük bankalar aracılığıyla başka yerlere taşındığı somut biçimde ortaya çıktı. Acaba hangi ülkelerde bu belgeleri yayımlayanlar devlet sırrını açıklamak ve casusluk faaliyeti gerekçeleriyle yargılanacaklar? Çelik ağız değiştirdi: Rus pilotu vurmadım İzmir’de bir restoranda 14 kişi ile be grup ya da farklı bir grup tarafından da öldürül raber üzerlerinde silah müş olabileceğini; kendi bulundurdukları gerek sinin ateş etmediği ama çesi ile gözaltına alınıp olaydan sonra komu tututuklanan Alparslan Çelik’in ifadesinin ay Çelik tan olarak o açıklamaları yaptığını söylediği öğ rıntıları ortaya çıktı. renildi. Savcılık Rus pilotun öl Suriye’de düşürülen Rus uça dürülmesi olayında yeterli delil ğının pilotuyla ilgili olarak olmadığı için tutuklama isteme Youtube’de bulunan ve ‘ateş di. Çelik ise avukatının üzerin edilmemesi’ telkininde bulun de silah bulunmadığı yönündeki duğu görüntüsünü savcılığa de açıklamasına rağmen, harp sila lil olarak sunan Çelik’in, Rus pi hı taşımak suçundan tutuklandı. lotun o bölgeden kendisine bağlı l İSTANBUL Örgütü açıkladı: Ural’la irtibatımız yok THKPC Acilciler örgütü ve Suriye’deki dedi. Örgüt, Ural’ın ölüp ölmediğine dair herhangi Mukavemei Suriye’nin bir bilginin teyit edilme lideri Mihraç Ural’ın akı diğini de açıkladı. Ural’ın betine ilişkin örgütün Türkiye’de yaşayan ya den ilk açıklama geldi. Ural’ın yönettiği Suriye Ural kınları ile arkadaşları ise kendisinden bilgi alama Mukavemeti – Liva İskenderun dıklarını ifade etti. Türkiye’nin Halk Kurtuluş Cephesi, Ali Key desteklediği iddia edilen Ahrar yali kod adlı Mihraç Ural’dan 27 uş Şam, Ural’ın öldürüldüğünü Mart gününden beri haber ala öne sürdü. Ural, 53 kişinin öl madıklarını duyurdu. Örgüt açık dürüldüğü Reyhanlı saldırısıy lamasında “Onunla olan iletişim la ilgili davada firar sanık olarak kanalları kapanmış bulunmakta” yargılanıyordu. Kilis’e 6 havan mermisi düştü Kilis’in Elbeyli ilçesine, Suriye tarafından atılan 6 havan topu mermisi düştü. Azez’e bağlı Ayeşe köyü kırsalındaki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile IŞİD arasındaki çatışmalar sırasında atılan havan mermile rinden 2’si ilçe mezarlığına, 4’ü ise mezarlığın yanındaki araziye isabet etti. Güvenlik güçleri, mermilerin atıldığı bölgede tespit edilen IŞİD mevzilerini, angajman kuralları çerçevesinde Obüs toplarıyla tahrip etti. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear