24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 30 Mart 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 7 AdlIyeler boSalacakYerel mahkeme binlerce dava açılan cumhurbaşkanına hakâret suçunun iptali için AYM’ye başvuracak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin koridorlarına ve Fen Fakültesi’nin giriş kapısına “Ka til Hırsız Erdoğan” baş lıklı Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun gazete sini astıkları gerekçesiy le “cumhurbaşkanına ha karet” suçundan öğrenci CANAN COŞKUN lerin davasında mahkeme emsal bir karara imza attı. Mahkeme, cum hurbaşkanına hakaret suçunun düzen lendiği Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinin iptal edilmesi için Anaya sa Mahkemesi’ne başvurulmasına ka rar verdi. İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya cumhurbaşkanına hakaret suçundan yargılanan öğrenciler Nuray Uçar ve Özgün Yılmaz katılmazken, sanık öğrencileri avukatları temsil etti. Mahkeme yargıcı Mustafa Bağarkası, duruşmada avukatların geçen duruşma söz konusu suç maddesinin anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla ilgili talebi karara bağladı. Yargıç Bağarkası, kararda, devlet başkanlarına özel himaye sağlayan yasaların varlığını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali niteliğinde gören Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı dikkate alındığında, suç maddesinin anayasanın “hukuk devleti” ilkesi ile bağdaşmadığını ve anayasaya aykırı olduğunu belirtti. Bağarkası, siyasi partilerin bir veya birkaçının desteğini alarak seçilen cumhurbaşkanının siyasi bir kişilik olmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, cumhurbaşkanının tarafsızlık yemini etmesi, anayasal görevleri üstlenmesi ve devletin başı olarak devleti temsil etmesinin, onun siyasi bir aktör olması gerçeğini değiştirmeyeceğini kaydetti. Eşitlik ilkesine aykırı Bağarkası, cumhurbaşkanının en üst düzeyde kamu görevlisi olması dikkate alındığında, tüm kamu görevlilerine yönelik hakaret suçları bakımından tek bir yasal düzenleme olması gerektiğinin altını çizdi. TBMM Başkan ve üyeleri, başbakan ve bakanlar gibi siyasi kişilikler de dahil tüm siyasi kişiliklere ayrı himaye sağlayan yasal düzenlemeler bulunmadığını aktararak, cumhurbaşkanına yönelik hakaret suçları bakımından farklı yasal düzenlemeler bulunmasının Anayasa’nın eşitlik ilkesinin ihlali olacağını ifade etti. Kararda, Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinin iptaline karar verilmesi hususunda başvuruda bulunulmasına karar vererek, 2 öğrenci hakkında verilecek kararın başvurunun sonuçlanmasının ardından açıklanacağı belirtildi. l İSTANBUL Dede barikattaki torunu dövdü Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye getirilişinin yıldönümü nedeniyle geçen 14 Şubat’ta yol kapatma eylemi yapıp, polise taş atan gruptaki bir çocuk, o sırada bölgeden geçen dedesi tarafından tekme tokat dövüldü. Çevredekilerin araya girmesiyle çocuğu dövmeyi bırakan dede, daha sonra torununu eylemcilerin arasından alarak evine götürdü. Yaşananlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. l DHA Hakkâri’de operasyonlar Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde 13 Mart’ta başlatılan operasyonlar sürdü. Önceki gece boyunca top atışlarının yapıldığı ilçede, en yoğun hareketlilik Kaniheyder, Güngör ve Cumhuriyet mahalllerinde yaşandı. Bir sokakta tankın içine düşebileceği genişlikte bir hendek kapatıldı. Öte yandan, Mardin Nusaybin’de 14 Mart’tan bu yana devam eden sokağa çıkma yasağıyla başlatılan operasyonlar kapsamında, vatandaşların bölge dışına çıkarılması ve PKK’lilerin teslim olması için yapılan anonslar devam etti. Şehit babasından cesetli paylaşım Yüksekova’da PKK’lilerle çıkan çatışmada şehit olan özel harekât polisi Emre Fıstıkeken’in babası Ayhan Fıstı keken, oğluna saldıran grupta yer alan PKK’li olduğu öne sürülen bir ceset fotoğrafını sosyal medya hesabında paylaştı. Fıstıkeken, bir süre sonra bu paylaşıEmre Fıstıkeken mını kaldırdı. Çadır kentte yangın: 3 çocuk öldü Mardin’in Derik ilçesinde Suriyeli sığınmacıların kaldığı çadır kentte dün sabaha karşı 03.00 sıralarında bilinmeyen bir nedenle çıkan yangında yaşları 3 ile 8 arasında değişen 3 çocuk yanarak yaşamını yitirdi, 6 kişi de yaralandı. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde Suriyeli sığınmacıların kaldığı Tel Hammud çadır kentindeki bir çadırda dün sabah saatlerinde elektrikli ocağın devrilmesiyle çıkan yangında 2 çocuk ağır yaralandı. Yorum üyesi Gökçek’e tahliye Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı gaz kapsülünün başına isabet etmesiyle yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın anmasına ve 1 Mayıs pikniğine katıldığı gerekçesiyle örgüt üyeliğinden tutuklanan ve 13 yıla kadar hapsi istenen Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in yargılanmasına devam edildi. Gökçek “Benim yerim cezaevi değil tiyatro sahneleridir. Ben sanatçıyım” dedi. Mahkeme Gökçek’in tahliyesine karar vererek duruşmayı 5 Mayıs’a erteledi. l İSTANBUL Şehidin eşi Pınar Özdemir, uzun süre tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Şehide son veda Cevat Keskin Kelkit’te cenazede teröre lanet pankartları Yüksekova’da PKK’lilerle çıkan çatışmada yaralanan ve tedavi gördüğü Ankara GATA’da önceki gün şehit olan Piyade Üsteğmen Erdem Keskin memleketi Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde toprağa verildi. Evli ve 45 günlük kız bebeği bulunan Şehit Erdem Keskin için Pazar Meydanı’nda düzenlenen cenaze töreninde, şehidin acılı babası Cevat Keskin gözyaşlarına boğuldu. Ayakta durmakta güçlük çeken ve görevli kadın askerlerin teselli etmeye çalıştığı şehidin eşi Züleyha Keskin ise törene bebeği Elif Berna ile katıldı. İlçede birçok binaya pankartlar ve Türk bayrakları asıldı. Mardin’deki törenin ardından şehit Yüzbaşı Halil Özdemir’in cenazesi Mersin’e uğurlandı. Mardin’in Nusaybin ilçesinde, PKK’lilerle girilen çatışmada şehit olan Jandarma Yüzbaşı Halil Özdemir’in cenazesi, Mardin’de düzenlenen töreninin ardından memleketi Mersin’e uğurlandı. Piyade Tugay Komutanlığı Selen Kışlası’nda düzenlenen törene, Mardin Valisi Ömer Faruk Koçak, 70’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Salih Kırhan, İl Jandarma Komutanı Albay Alaaddin Karsavuran, Mardin Emniyet Müdürü Lütfullah Uğur Pekcan, Mardin Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Özel, şehidin yakınları, silah arkadaşları ve vatandaşlar katıldı. İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun’un okuduğu duadan sonra, şehidin babası Necip Özdemir’in isteği üzerine cenaze namazı da kılındı. Şehidin eşi Pınar Özdemir, uzun süre tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Törenin ardından şehit Jandarma Yüzbaşı Halil Özdemir’in cenazesi, defnedilmek üzere memleketi Mersin’e uğurlandı. Şırnak’tan bir acı haber daha Şırnak’ta güvenlik güçleriyle PKK’liler arasında çıkan çatışmada, bir özel harekât polisi şehit oldu. 14 Mart tarihinde uygulanan sokağa çıkma yasağıyla birlikte başlayan operasyon kapsamında, dün akşam saatlerinde Dic 1G30ÖERNIRBDAİLEK’RELİILDİ le Mahallesi’nde tespit edilen PKK’liler ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. PKK’lilerin keskin nişancı tüfeği Kanas ile açtığı ateşte, özel harekat polisi Volkan Çay’ın (24) başına isabet eden bir mermi ile ağır yaralandı. Yaralı polis, kaldırıldı ğı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Şehit Çay’ın Adana’daki baba ocağına ateş düştü. Yetkililerin acı haberi verdikleri VeyselSibel Çay çifti, fenalık geçirdi. Çay’ın cenazesi bugün Mustafalar Köyü’nde toprağa verilecek. Volkan Çay Yine insanlık dramı Avrupa’ya gitmeye çalışırken yakalanıp Erzurum’daki Aşkale Geri Gönderme Merkezi’ne yerleştirilen aralarında çocukların da bulunduğu yaklaşık 130 Iraklı, Geri Gönderme Merkezi’nde tutulmalarının ardından sınır dışı edilmek üzere polis eşliğinde otobüslerle Atatürk Havalimanı’na getirildi. Çok sayıda polis eşliğinde terminalde bekletilen grup, işlemleri yapıldıktan sonra Irak Havayolları’nın uçağı ile Erbil’e gönderildi. Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, Türkiye’ye sığınan tüm insanların iltica için başvurma hakkı olduğunun önemine değinerek, “Aşkale’de tutulanların avukatlarla görüşme şansı yok, aralarında zorla kâğıtlar imzalatılarak sınır dışı edilenler var. Geçen hafta 30 tane Afgan mültecinin iltica için başvurmalarına izin verilmemiş, polisler onları uçağa bindirip Kâbil’e gönderdiler. Yaşananlar kaygı uyandırıcı” dedi. Diplomatlara Kim Kafa Tutamaz ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri diplomatlarının Can DündarErdem Gül davasını yakından izlemeleri Cumhurbaşkanı’nın ve AKP hükümetinin hiç hoşlanmadıkları bir gelişme oldu. Konu diplomatların bulundukları ülkelerdeki hareket özgürlüklerini, görev ve haklarını belirleyen Viyana Sözleşmesi kapsamında tartışıldığında devlet erkânının önemli bir skandala imza attıkları söylenebilir. Açıktır ki, bu sözleşme devletlerin temsilcilerine bulundukları ülkelerde geniş yetkiler tanımaktadır ve bu yetkiler “eşit karşılıklılık” esasından güç almaktadır. HHH Öyle midir bakmak gerekir aslında. Şimdi durumdan şikâyet eden, gittikçe artan otoriter bir rejim hevesinin Batı tarafından eleştirilmesinden rahatsızlık duyan iktidar çevrelerinin durumu kabaca ele aldıkları, içeride olduğu gibi uluslararası alanda da “biz ne dersek o” havasına girdikleri söylenebilir mi bilemiyorum. Yüksek perdeden, usule erkâna uymayan itirazların daha çok içeride kahramanlık yapmaya ayarlı olduğu ama gürültünün dışarıdan da duyulduğu bir zamandayız; içeride mahkemelere, savcılara emir vermek belki işe yarıyor olabilir de diplomatlar doğrusu pek de takmıyorlar bu kaba söylemi. HHH Takmazlar; çünkü ABD ve AB ülkeleri Türkiye’nin seçtiği sistemin bekçileri konumunu uzun bir zamandır koruyorlar. Bunun sorumlusu da Kurtuluş ve Kuruluş döneminin hızlı bir şekilde sona erdirilmiş, radikal adımlardan vazgeçilmiş, kazanımların kolaylıkla Batı’ya teslim edilmiş olmasında aranmalıdır. Türkiye’nin Batı ile ilişkileri uzun bir zamandır gelişmiş kapitalist devletlerle ekonomik politik açılardan eşit olmayan ilişkilerdir. Bu ilişki biçimine Doğulu bir itirazın ise hiç ama hiç hükmü yoktur, olmayacaktır. Aklı başında itiraz, gelişmiş kapitalist dünyanın gittikçe vahşileşse de kapsama alanında kalan canlı mirasa, Aydınlanmanın kazanımlarına sahip çıkarak olabilecektir. HHH O nedenle de diplomatlara “ne karışıyorlar işimize” diye yüksek perdeden içi boş, içeride bile etkisi olmayacak detone “nota”lar vermenin anlamı yoktur. Böyle bir itirazın gerçekçi, etkin olabilmesi için yurtseverlik dozunun yüksek, zeminin sağlam olması gerekir. Emperyal heveslerle mücadele o ülkelerle sistem anlaşmazlığı temelinde yapılabilir. Üstelik Batı yalnızca Emperyalist değildir, aynı zamanda Kurtuluş ve Kuruluş döneminde çizilmiş bir rotanın da gösterdiği yolun çıktığı yerdir. Aydınlanma, Doğu değil Batı kaynaklıdır. Doğu’nun çok uzun bir zaman önce terk ettiği, yeniden buluşmanın kapılarını kör inanç kapısıyla kapattığı “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”la ilişkinin paradoksal karakteri içinde sahte kahramanlıkların şansı yoktur. HHH Emperyalistlerle mücadele edebilmenin en önemli koşullarından birisi onların sık sık kışkırttıkları otoriter yönelimlerden, sivil ya da militer darbe girişimlerinden uzak durmak, onlara rağmen Aydınlanma değerlerine sahip çıkmaktır. Sizin Batı ile ilişkileriniz bütün kabadayılığınıza rağmen tabiyet ilişkisinden öteye geçemeyecektir. Bu nedenle de diplomatlara kafa tutmaktan vazgeçmelisiniz. Onlara kafa tutma hakkı, yetkisi, gücü sizde değildir. Kimde olduğunu merak ediyorsanız, sol tarafa bakın, oradalar. Sizin içinden çıkamadığınız paradoks, onların ikirciksiz izledikleri, Aydınlanmadan güç alan, onu aşan sağlam kurtuluş yoludur. ‘PKK’linin cesedi kedilere atıldı’ iddiası HDP Hakkâri İl Eşbaşkanı Metin Besi, Yüksekova’da çatışmada ölen bir PKK’linin cesedinin kedilere yedirildiği görüntülerinin sosyal medyada paylaşıldığını ileri sürerek, sorumluların bulunup cezalandırılmasını istedi. Hakkâri Valisi Yakup Canbolat da yaptıkları araştırma sonucu görüntülerin Yüksekova’da çekildiğini doğruladıklarını belirtti. Canpolat, “Bu görüntünün kimler tarafından çekildiği konusunda elimizde bir bilgi yok. Bahse konu ceset ise Yüksekova Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı” dedi. l DHA Karayılan: Şehirlerde savaşmak hataydı KCK Yürütme Konseyi üyesi Murat Karayılan, “Şehirlerde bu düzeyde bir savaş yaşanmasına gerek yoktu” ifadelerini kullandı. Örgüte yakın ANF’ye bir açıklama yapan Karayılan, “Şehirleri savaş alanına çevirmeyin; eğer ordu devreye girerse HPG de devreye girer’ dedik. O zaman bizi dinlemediler. Ellerinde av tüfeği ve keleş olan gençlerin üzerine tanklarla gittiler. Gerçek amaçları olan Kürt şehirlerini yıkma planını uygulamaya koydular” dedi. Karayılan PKK’nin daha önce olduğu gibi kırsala çekileceği mesajını verdi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear