26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 10 Mart 2016 4 Anayasa güvence mi? Sözün bittiği yerde, her şey anlamını yitiriyor, ilk bakışta doğru gibi görünen tümceler de manasızlaşıyor. Pazartesi günü “yandaş filonun amiral gemisi” Sabah’a göz atıyordum, gözüme bir köşe yazarının alıntıladığı, Ahmet Altan’ın şu tümcesi takıldı: “Anayasası olmayan bir ülkede kimsenin güvencesi yoktur.” İlk bakışta bir bedahet (açık, net, ortada olma durumu) gibi görünüyor. Gel gör ki, kurumlar ve kurallar gibi kavramların da allak bullak olduğu Türkiye’de hiçbir şey kesin değil. Bugünün Türkiye’sinde anayasa vatandaşın hak ve özgürlüklerinin güvencesi midir? Tutuklanmalarıyla ilgili kararda AYM’nin hak ihlali bulması sonucunda tahliye edilen Can Dündar ve Erdem Gül’ün durumlarına bakınca “evet” demek mümkün görünüyorsa da, alt mahkemeyi AYM kararına direnmeye çağıran Tayyip Bey’in sözleri üzerine, insan bayağı tereddüde düşüyor ve ister istemez şu soruyu soruyor: Maazallah benzeri bir olayda bir dahaki sefere alt mahkeme Tayyip Bey’in telkinine uyarsa ne olur? Gerçi anayasanın AYM kararlarının herkes için bağlayıcı olduğunu belirten 153. maddesi var. Ama Tayyip Bey yargı makamına “Anayasaya aldırma, AYM kararlarına uyma, arkanda ben varım; ben varım demek HSYK vardır demek, bir şeyden korkma!” diyor. Onunla da yetinmiyor, “AİHM kararlarını da uygulamazsak, öderiz cezasını gider” buyuruyor. Hani bir adım daha atsa şunu söyleyecek: Gerekirse AİHM’den karar alanı da idam ederiz olur biter! Parasıyla değil mi? HHH Diyeceksiniz ki, “Yok artık o noktada da değiliz!” Düzelteyim: “Henüz o noktada değiliz, anayasanın uygulanmasını gözetmekle yükümlü olan (md. 104) Cumhurbaşkanı yargıyı ona uymamaya alenen davet ettiğine göre, o noktaya varmamıza ne kaldığını tahmin güç olmasa gerek.” Evet anayasa vatandaşın hak ve özgürlüklerinin güvencesidir. Demokrasilerde bunun da yetmediği görülmüş, yürütme, yargı ve yasamanın da anayasaya uymasının güvencesini sağlamak için, bütün bunları da denetlemek üzere kararları herkesi bağlayıcı olan anayasa mahkemeleri getirilmiştir. Getirilmesine getirilmiştir güzel de, devletin içinde onun erkini eline geçirmiş güçler, yüksek mahkemenin kararları için “Kulak asmayın, bildiğinizi yapmaya devam edin!” derse ve çağrısına uyulursa ne olacak?? Bu çağrı AYM’nin son kararı üzerine tanık olduğumuz gibi çeşitli gerekçelerle bezenmiş olabilir. Hatta kimileri yetki gaspından söz edebilirler. (Aslında bir yetki gasbı var, ama gaspçının hangi noktada ve gasıpın kim olduğu tartışma götürür.) Her neyse, devletin erkini ele geçirmiş olanlar, anayasayı tanımayacaklarını ilan ediyor ve devletin diğer organlarına da bu yönde telkinde bulunuyorlarsa, bir anayasanın olup olmamasının ne önemi kalır ki? HHH Görülüyor ki, anayasanın varlığının güvence oluşturması, ancak hukuki karar ve kurumun, fiili durumdan üstün olduğu hukuk devletlerinde söz konusudur. Hukuk devleti illa çoğulcu, insan haklarına saygılı devlet demek değildir. Hukuk devletinin belirleyici niteliği hükümranın da, herkes gibi yürürlükteki hukuk kurallarına uyma yükümlülüğünü üstlenmesidir. Bu devlet otoriter olabilir, ama kendi otoriter çizgileri içinde koyduğu kurallara uymayı taahhüt eder. O bakımdan, Türkiye’de iktidarın bugünkü yönelişini otoriter olarak nitelemek yetersiz kalır. Bu kafa yapısındaki iktidarın Meclis’te partileri bir araya getirerek gerçekleştirmeye çalıştığı, anayasayı anayasal güvencelerinden yoksun kılacak bir anayasa değişikliğinden başka bir şey değildir. Kaldı ki onu gerçekleştirdikten sonra da işine gelmediğinde uymayacağına göre, bu anayasayla getirilen düzen her halükârda keyfilik düzeni olacaktır. Bu durumda aslında tartışılan, parlamenter keyfi düzen ile başkanlık keyfi düzeni arasındaki farktır, ki öyle bir fark da zaten yoktur. Habere özgürlük için uluslararası kampanya Türkiye Gazeteciler Cemiyeti rarası Gazetecilik Federasyonu (TGC), Türkiye Gazeteciler (IFJ), Uluslararası Basın EnstitüSendikası (TGS), Çağdaş Gaze sü (IPI), Medya Etik Ağı (EJN) ve teciler Derneği (ÇGD), DİSK Basın İş, Haber Sen ve Basın Enstitüsü Derneği tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve habere özgürlük için uluslararası kam Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) destek verdiği imza metninde, “Halkın haber alma hakkını engelleyen baskılardan vazgeçilmeli, gazetecilere yönelik panya başlattı. Avrupa Gazete hukuk dışı soruşturmalar soncilik Federasyonu (EFJ), Ulusla landırılmalıdır” denildi. haber EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Anahtarları SultanMÜLTECİ PAZARLIĞI AVRUPA PARLAMENTOSU’NU DA BİRBİRİNE KATTI: Erdoğan’a verdik! Le Pen Synadinos LE PEN İSYAN ETTİ ÇANTASINI TOPLADI SALONU TERK ETTİ AP Başkanı Schulz, ağır hakaretler eden Yunan parlamenterin salondan çıkmasını istedi. Schulz Avrupa basını kaygılı: Saray’ın taksitini ödüyoruz Telegraph: Bugünkü Tür hatırlıyor musunuz? O çocu anlamı taşıyacak. kiye, Avrupa’nın dostu de ğun nasıl hissettiğini şimdi Handelsblatt: Avrupa göç ğil, şantajcısı. Bütün aslar anlıyoruz. Sanırım Erdoğan’ın konusunu 3, 4 belki de 10 Ankara’nın elinde. Türkiye sarayının taksitlerine yardım milyar Avro ile başından sa AB’ye girecekse önce cihat ediyoruz. vamaz. İnsanların geldikleri çıların geri dönmesine en Die Welt: Türkiye dış po ülkelerden işe başlamak ge gel olsun. litikadaki kötü durumundan rekiyor. Financial Times: Çaresiz saldırgan tutumuyla kurtul Kölner StadtAnzeiger: Sı AB, değerlerini Türkiye’nin du. Böyle giderse Suriye sa ğınma hakkı piyangoya dönü diktatörüne feda etti. Birli vaşı Ankara için bir hediye şüyor. Türkiye’nin basın öz ğin, AB değerlerini hakir gö gürlüğüne karşı girişimleri ren Türk Cumhurbaşkanı’yla Avrupa’yı ilgilendirmiyor. anlaşmaktan başka alternatifi yok. Guardian: Türki Alman HÜKÜMETİ: STANDARTLAR DEĞİŞMEZ Westfälische Nachrichten: Tür kiye, Brüksel’de ye’deki Suriyeliler, anlaşmaya başkaldırı ve kafa karışıklığıyla tepki gösteriyor. Avrupa’ya gitmek için başka yollar bulacaklarını söylüyorlar. Daily Mail: Geceyarısı Ekspresi’ni Alman hükümeti, Türkiye vatandaşlarının vizesiz Avrupa’ya seyahati için gereken şartlar konusunda AB’nin taleplerini düşürmeyeceğini açıkladı. Hükümet sözcüsü Steffen Seibert “Türkiye’nin gerekli şartları yerine getirip getirmediği, gerekli kriterleri karşılayıp karşılamadığıyla ilgili incelemelerimizi hızlandıracağız. Münasip olduğunda bunu hızlandırmaya hazırız, ama nitelik standartlarımızı düşürmeyeceğiz” dedi. Merkel’in koalisyon ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik de Türkiye’ye ‘güvenli ülke’ statüsü tanınmasını ön şart koştu. ki zirvede hareket serbestisini eline aldı. Ankara’nın planı, ayağını hızlıca Avrupa kapısından içeri sokmak. Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye ile yürüttüğü mülteci pazarlığı, Avrupalı halkların doğrudan seçtiği tek AB kurumunu birbirine kattı. Brüksel’deki zir vede Türkiye’nin Suriyeli olmayan mülteci leri geri alma karşılığında getirdiği talepler, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) büyük tep ki çekti. Vekiller, Ankara’ya 6 milyar Avro yardım ve vize muafiyeti vaat eden Brüksel’i “Avrupa’nın anahtarlarını Türkiye’ye ver mekle” suçladı. AP’de dün anlaşmanın tartışıldığı oturum da söz alan Liberaller ve Avrupa için Demok ratlar Birliği grubu lideri Guy Verhofstadt, AB’nin bu anlaşmay la “sorunlarını taşero na devrettiğini” savun du. Belçika eski baş bakanı da olan Ver hofstadt, “Bu anlaş ma Avrupa kapılarının anahtarlarını, Osman lı İmparatorluğu’nun halefi Türkiye’nin, Erdoğan’ın, hatta şöyle söylemeliyim ki Sultan Erdoğan’ın eline veri yor” çıkışı yaptı. “Şim Guy Verhofstadt di AB’ye girip girme yeceğine Erdoğan karar verecek” diye ekledi. AP’deki en büyük grup olan merkez sağ Avrupa Halkları Partisi lideri Manfred Weber de, AB’nin Türkiye’ye “açık çek vermemesi gerektiğini” söyledi. Weber, Türk hükümeti nin basına yönelik baskılarının “kabul edile mez” olduğunu vurguladı. Sosyalist lider Gi anni Pittella da “sığınmacı müzakerelerinin Türkiye’nin AB üyeliği süreciyle karıştırılma ması gerektiği” vurgusu yaptı. Yunanlı üyeden ağır hakaretler Yunanistan’ın faşist Altın Şafak partisinden AP’ye seçilen Eleftherios Synadinos da tartışmanın hiddetini fırsat bildi. Söz hakkı tanındığında Türkiye’ye “barbar, kalın kafalı” diye ağır hakaretler yağdıran Synadinos’a AP Başkanı Martin Schulz müdahale etti. Synadinos’un “ırkçılığı kabul edilebilir göstermeye çalıştığını” belirten Schulz, Yunan vekilin genel kurul dışına çıkartılmasını istedi. Synadinos dışarı çıkartılırken, Fransız ırkçı JeanMarie Le Pen başta olmak üzere aşırı sağcı parlamenterler duruma itiraz etti. l Dış Haberler EMİNE ERDOĞAN’DAN TARTIŞMA YARATACAK SÖZ: Harem eğitim yuvası “Tarihimizde İz Bırakan Valide Sultanlar” programında konuşan Emine Erdoğan, haremin kadınları hayata hazırlayan bir okul olduğunu söyledi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Tarihimize İz Bırakan Valide Sultanlar” programında “Toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırarak adil bir toplum var etmeliyiz. Kadınlarımıza siyasetten akademiye, iş dünyasından sanata her alanda geniş bir alan açmalıyız” dedi. Oryantalistlerin Osmanlı kadınına dair olumsuz algılar ürettiklerini dile getiren Erdoğan,“Dün ne olduğumuz gelecekte ne olabileceğimize dair bize fikirler verir. 6 asırlık imparatorluk tarihinde kadınların bıraktığı izler de biz kadınlar için ilham kaynağı Emine Erdoğan dır. Osmanlı hanedanının kadın üyeleri ve harem her zaman ilgi çekici bir konu olmuştur. Oryantalistler bir takım hayali tasvirlerle zihinlerde Osmanlı kadınlarına dair olumsuz algılar üretmişlerdir. Nitekim eserlerine baktığımızda çoğu kez dünya zevk lerine ve iktidar hırsına müptela kadınlarla karşılaşırız. Oysa harem, Osmanlı hanedan üyeleri için daha çok bir okuldur. Kadınların hayata hazırlandıkları, hayır faaliyetlerini örgütledikleri bir eğitim yuvasıdır. Bu yuvanın başında da valide sultanlar yer alır” ifadelerini kullandı. Osmanlı’ya ait 30 bin vakıftan kadınların kurduğu 2 bin 309 vakfın bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “Tarihimizde kadınların bu kadar önemli vakıf hizmetlerinde bulunmaları, onların mülk edinebildiklerini ve bunu özgürce tasarruf edebildiklerini gösteriyor” dedi. l Haber Merkezi ‘AKP’ye karşı kaya gibi duracağız’ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hafta sonu yeni anayasayla ilgili yaptığı açıklamaların “kasten çarpıtıldığını” belirterek yeni anayasa konusunda “MHP’nin itiraz ve eleştirilerini cesurca yapacağını, AKP’nin karşısında kaya gibi duracağını” söyledi. Bahçeli, “AKP’nin mevcut anayasanın ilk dört maddesiyle oynaması halinde ve sonunda totaliter sisteme kayabilecek bir başkanlık sistemi önerisiyle gelmesi karşısında şüphesiz ki yeni anayasa hazırlığına sıcak ve olumlu bakmayacaktır” dedi. Bahçeli, yazılı açıklamasında, “cumartesi günü yap Bahçeli tığı açıklamanın hayret verici şekilde yanlış yorumlandığını ve tersten okunduğunu” belirtti. “Açıklamaları üzerinden herkesin meşrebine, siyasi ve ideolojik mensubiyetine göre değerlendirmeler yaptığını” söyleyen Bahçeli, “MHP’nin tereddütsüz anayasanın yenilenmesinden ve yeni anayasanın baştan ayağa yapılmasından yana olduğunu” ifade etti. CHP olmalı “MHP’nin AKP’ye payanda, can simidi, figüran, selektör yaptığı iddiasında bulunanları” da “müfteri ve zihnen müflis” olarak nitelendiren Bahçeli, “CHP’nin olmadığı bir zeminde etkin katılımlı, geniş kapsamlı bir mutabakat ruhunun tesis edilemeyeceği de açık ve ortadadır. CHP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndan ısrarla uzak durmasının ve uzlaşmaya yanaşmamasının devamı halinde yeni bir durumun şekilleneceği kuşkusuzdur” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet İNGİLİZLER Tİ’YE ALDI Erdoğan 8 Mart’ı anlamadı Britanya’nın Independent gazetesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ‘konuyu hiç anlamayan’ dünya liderlerini sıraladı. “Birileri rahatsız olsa da benim için kadın öncelikle annedir” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan birinci seçildi. Erdoğan’ın daha önce kadınların erkeklerle eşit olmadığını söylediği, doğum kontrolünü vatan hainliği olarak nitelediği ve en az üç çocuk istediği hatırlatıldı. Listede ikinciliği alan Kamboçya Başbakanı Hun Sen, 8 Mart konuşmasında şakayla karışık erkek haklarını koruyacak örgütlerin de kurulması gerektiğini ve böyle bir örgütün onursal başkanlığına gönüllü olduğunu söylemişti. Üçüncülüğü ise Kadınlar Günü mesajında cinsiyet klişelerini kullanan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin oldu. Putin, “Kadınlar bize hayat veriyor, sevgileri, destekleri ve verdikleri önemle içimizi ısıtıyorlar. Bu dünyaya nazikliği, güzelliği, ışığı ve umudu getiriyorsunuz” ifadelerini kullandı. l Dış Haberler Charlie Hebdo’da reddi hâkim talebi Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’nun 12 çizerinin katledilmesinin ardından çıkan özel sayısının kapağına dayanışma için köşelerinde yer veren gazetemiz yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan’ın yargılandığı davada müştekiler, “diğer müştekilerin müdahillik talebi reddedildiği için hâkimin reddini” istedi. Müdahillik talebi reddedildiği için hâkime, “Eğer hakkımızı burada arayamayacaksak birebir mi arayalım” diye soran bir kişi salondan çıkarıldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear