26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Salı 9 Şubat 2016 kultur@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 17 Cem Karaca ve Moğollar topluluğunun buluştuğu bir kayıt 43 yıllık aranın ardından gün ışığına kavuştu. Albümde keşke yapılmasaydı dediğimiz çok şey olsa da, mesele müzikse gerisi şüphesiz teferruat (Soldan sağa) Ayzer Danga, Cem Karaca, Cahit Berkay, Taner Öngür Zaman makinesiyle bugüne gelen albüm nce güzel taraflarını görelim. Pop müzik tarihimizin en büyük yorumcu, besteci ve seslerinden biri olan Cem Karaca ile Anadolu pop türünün öncüsü Moğollar topluluğunun buluştuğu bir kayıt 43 yıllık aranın ardından gün ışığına kavuşmuş. 2 Şubat 1973 günü gerçekleştirilen bir performans prodüktör İzzet Öz tarafından çekmecede saklanmış, şimdi de tüm yan malzemesiyle birlikte plak ve CD olarak basılmış. Orijinalinde bir kanalın neredeyse bulunmadığı kayıtlar, Serhat Ersöz’ün elinde titiz bir temizlik işleminden geçirilmiş, oldukça iyi bir hâle getirilmiş. Fransa’da yapılan plağın baskısı da hiç fena değil. Ö Tarihi önemi haiz Bir Ankara konserinin ertesinde hücum kayıt olarak yaklaşık bir saatte kaydedilen ve “Cem Karaca & Moğollar 2. 2. 1973 Ankara” adı verilen bu albüm, çeşitli açılardan ehemmiyet arz ediyor. Sıradan bir MURAT BEŞER birliktelik değil bu gerçekten; tarihi önemi haiz tarafları var. Moğollar ile Kardaşlar arasında müzik tarihinde pek rastlanmayan bir değiştokuş gerçekleşmiş; polisiye filmlerindeki rehine takası gibi Cem Karaca alınmış, yerine Ersen verilmiş. Başta Cem Karaca olmak üzere, tüm ekibin performansı oldukça yüksek ve dönemin ruhunu çok güzel yansıtıyor. Sadece siyaseten değil, kültürel açıdan da yolların kesiştiği yıllar; davul, bas ve gitar üçlüsünün oluşturduğu power trio’ların o gümbür gümbür sound’unun yürekleri titrettiği günlerde, gitarcı Cahit Berkay’ın rock tınıları, basçı Taner Öngür’ün saykodelik yürüyüşleri, davulcu Ayzer Danga’nın açık tonları ve serbest ritimleri; hepsi yerli yerinde. Gol direkten dönmüş Yaklaşık 27 28 dakikalık, altı şarkı içeren albümde “El Çek Tabip” ve “Obur Dünya” tadımlık kalırken, diğer şarkılar orijinal düzenlemelerine yakın çalınmış. Repertuarın en yüksek noktası şüphesiz, (bu türden deneysel işlerin bizdeki azlığını düşünecek olursak) zengin çalgısal pasajlarla bezeli 11 dakikalık “Ala Geyik Destanı”. Tüm bunlardan sonra, “eh! daha ne olsun” diyebilirsiniz. Şunlar olsaydı (ya da olmasaydı) diyebiliriz: Şarkı aralarındaki diyaloglar önceden hesaplanmış, kitaplanmış; o nedenle doğallıktan son derece uzak, espriler ise vasat. Keşke bu konuşma kısımları albüme alınmasaymış. Her ne kadar çok güzel tarihi bir fotoğraf olsa da, plağın kapağının grafiği daha yaratıcı olabilirmiş. Şarkılar için yapılan ve plak baskısında oldukça minik kullanılan resimlerden biri (özellikle Ala Geyik Destanı) konsaymış gol olurmuş, ama direkten dönmüş. K Dünya hasılatı 2 milyar doları buldu ült bilimkurgu filmi serisi Star Wars’un yedinci filmi ‘Güç Uyanıyor’un dünya hasılatı 2 milyar dolara ulaştı. Önceki gün Disney şirketi yaptığı açıklamayla Star Wars filmlerinin son imtiyaz sahibinin ancak üçüncü filmde 2 milyar dolarlık hasılata erişebildiğini belirterek, imtiyaz sahibi oldukları ilk filmde aynı başarıya erişilmesinden memnuniyet duyduklarını vurguladı. Gereksiz tekrarlar Cem Karaca’nın el yazılarından fotoğraflara; hiç sıkıntı yokmuş, ama malzeme özensiz ve tutumsuz kullanılmış ve gereksiz tekrarlara düşülmüş. Kapanmayan, masada güneşlenen timsah ağzı gibi açık duran plak kapağı, kâğıt seçiminden matbaa katlamasına hatalı yapılmış. Ezcümle: Bu albümün “eh! daha ne olsun” kısmı, “keşke şunlar yapılmasaydı” faslından çok daha fazla ve önemli. Mesele müzikse gerisi şüphesiz teferruat. O yüzden iyi dinlemeler... (muratbeser@muratbeser.com) Şehir Tiyatrosu’nda ikinci siyasi tasfiye İBBŞT’den Levent Üzümcü’nün ardından taşeron işçi kadrosundaki oyuncu Çimen Baturalp de siyasi gerekçeyle tasfiye edildi stanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda (İBBŞT) sanatçı kıyımları sürüyor. Gezi direnişi sürecindeki duruşu ve SosEZGİ yalist Enternasyonal KonATABİLEN sey Toplantısı’ndaki konuşması nedeniyle Levent Üzümcü’nün tiyatrodan tasfiye edilişinden sonra, İBBŞT’de 2012’den bu yana taşeron işçi kadrosunda çalışan oyuncu Çimen Baturalp’in de tiyatroyla ilişiği kesildi. Rol aldığı ‘Terzi’ oyunun sahnelenmeye devam etmesine karşın iş akdi yenilenmeyen Baturalp’in tasfiye gerekçesi de siyasi. İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (İŞTİSAN) bir duyuru yayımlayarak, Baturalp’in tasfiye edilmesi kararını kınadılar. Duyuruda şu ifadeler yer aldı: “Kamu kurumlarında çalışan ve iktidar partisinin görüşleri dışında farklı düşüncelerde olanların, kutsal sayılan ekmek hakkına saldırı, normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Ne yazık ki bu kıyımlar en temel hakkımız olan konuşma ve ifade özgürlüğümüzü kullandığımız müddetçe sürecek. Durumun takipçisi olduğumuzu, sonuna kadar mücadelemizin süreceğini duyururuz.” İŞTİSAN’ın duyurusu Yeni roman için ilk imza cumartesi N Çimen Baturalp: İ üzerine temas kurduğumuz, 20072011 yılları arasında gazetemizin Brüksel Temsilciliği görevini de üstlenmiş olan Çimen Baturalp ise, olayın perde arkasının 2010 yılına dayandığını belirterek, dönemin Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya’nın 13.03.2015 tarihinde yayımlanan “İstanbul’un tiyatro sahneleri ‘Gezici’lerin işgali altında!” başlıklı köşe yazısını hatırlatıyor. Yılın ilk günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun katıldığı törenle toprağa verilen Karakaya, o yazısında dönemin İBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu ve Engin Alkan ile birlikte Baturalp’i de hedef göstermişti. Baturalp, o yazıdan sonra Yazıcıoğlu’nun kendisini çağırıp Kültür Daire Başkanlığı’nın ona sıcak bakmadığını söylediğini, tasfiye haberini verdiği Yazıcıoğlu’ndan “Şaşırmadım, zaten sana takmışlardı” yanıtını aldığını aktarıyor. Karakaya’nın yazısına Çimen Baturalp, 2 Mayıs 2010 tarihinde gazetemizde yayımlanan “Emine Erdoğan’ın Brüksel çıkartamaması” başlıklı yazısı dolayısıyla konu olmuştu. Baturalp, aynı gazete tarafından bir ay sonra yeniden hedef göste ‘Üzülmeye utanıyorum’ “Benim canımı sıkan artık ülkenin bu noktaya gelmiş olması. Benim mağduriyetim çok hafif kalıyor. Çok daha büyük mağduriyetlerin yaşandığı bir ülkede yaşıyoruz. Ben üzülmeye bile utanıyorum. Basının üzerindeki baskı artık çok iyi bildiğimiz bir şey. Ama 2010’da yazılmış bir yazı yüzünden işler bu noktaya getiriliyorsa söylenecek çok fazla bir şey kalmıyor geriye...” obel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un son kitabı Kırmızı Saçlı Kadın’ın ilk imza günü D&R Kanyon’da gerçekleşecek. 13 Şubat Cumartesi günü okurlarla buluşacak olan Pamuk, yeni kitabında, otuz yıl önce İstanbul yakınlarındaki bir kasabada liseli bir gencin yaşadığı sarsıcı bir aşk hikâyesiyle, büyük bir insani suçun peşinden gidişini anlatıyor. l Kültür Orhan Servisi Pamuk Amerika’nın ‘en iyi’si ikinci kez Inarritu Inarritu’nun “Diriliş” filmi 12 dalda Oscar adayı. Emine Erdoğan yazısı ‘Ekmek hakkına saldırı’ İ.Ü. Devlet Konservatuvarı mezunu Baturalp, Dış İlişkiler Koordinatörlüğü de yaptığı İBBŞT’de “Buluşma Yeri” ve “Terzi” oyunlarında rol aldı. “Sirke Tadında Böğürtlen Reçeli”nde yönetmen yardımcılığı yaptı. rildiğini, geçen ekim ayında ise bir Aktrol tarafından kendisi hakkında tweetler atılıp, Başbakan Davutoğlu’na kadar pek çok kişiye şikâyet edildiğini de aktardı. Baturalp’in İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan tasfiye gerekçesi ise “siyasi parti üyeliği”. Çünkü sanatçı 6 Aralık’ta Beykoz CHP İlçe Yönetim Kurulu üyesi olmuş. Halbuki Şehir Tiyatrosu’nda sanatçıların en çok karşı çıktığı sorunlardan, taşeron şirket üzerinden yapılan emek sömürüsünün mağdurlarından biri Süha Uygur: ‘Yanındayım’ ’ k ş a ‘ u l t u y Üç bo pış gitti a k ş ı kap olan Baturalp, memurin yasası kapsamına girmediğinden, siyasi parti üyeliği, görevine devam etmesi yönünde hiçbir bir engel teşkil etmiyor. Baturalp tasfiye haberini kendisine taşeron şirketin bir telefon görüşmesiyle verdiğini, şirketin adını dahi o görüşmede öğrendiğini söylüyor. Görüşüne başvurduğumuz İBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Süha Uygur ise sanatçının yanında olduğunu belirterek, “Perde arkasını araştırıyorum. Sebep ne olursa olsun buna izin vermem. Oyuncunun yanındayım. Kurumda oyunculuğuna devam etmesi için elimden geleni yapacağım. Vicdanım ve kalbim aksini kabul edemez” dedi. İBBŞT Müdürü Salih Efiloğlu ise görüşme talebimize olumsuz yanıt vererek, konu hakkında açıklama yapmak istemediğini belirtti. A merikalı Yönetmenler Birliği’nin düzenlediği Yönetmenler Birliği Ödülleri sahiplerini buldu. Bu yıl 68. kez gerçekleşen törende, Alejandro Gonzalez Inarritu’nun 12 dalda Oscar adayı “The Revenant” (Diriliş) filmi “En İyi Film” ödülünü aldı. Meksikalı yönetmen Inarritu, geçen yıl da “Birdman/Cahilliğin Umulmayan Erdemi”yle “En İyi Film” ödülünün sahibi olmuştu. Törende drama dizisi dalında en iyi yönetmen “Game of Thrones” ile David Nutter, komedi dizisi dalında “Veep” dizisi ile Chriss Adisson, belgesel dalında ise “Cartel Land” ile Matthew Heinerman oldu. u yıl 15’incisi düzenlenecek !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin 5 Şubat’ta başlayan ön satış biletleri hızla tükeniyor. Ar18 Şubat’ta başlayacak 15. !f İsjantinli ustanbul Film Festivali programındaki ta Gaspar Noé’nin yöfilmlerin biletleri tükenmeye başladı nettiği ve yılın en cesur sinema tecrübelerinden biri olduğu söylenen “Love 3D/Aşk 3D”nin biletleri satışa çıktıktan birkaç saat sonArjantinli auteur Gasra tükendi bile. Festival temsilcileri, par Noé’nin yönettiği ‘LoMerlyn Solakhan’ın 30 yıl sonra ilk ve 3D/Aşk 3D’nin biletleri kez Türkiye’de seyirci önüne çıkacak satışa çıktıktan birkaç saat sonra tükendi. filmi “Tekerleme” ve Ceyda Torun’un İstanbul’un kedilerini anlattığı belge B Mustang’e bir ödül de Goya’dan seli “Kedi”nin biletlerinin de ilk gün sonunda tükendiğini belirtiyor. Biletleri tükenen diğer yapımlar arasında; Lütfü Emre Çiçek’in yönettiği Derya Alabora’yı evini korumak için her türlü caniliği yapmaya ant içmiş bir kadın rolünde izleyeceğimiz korku filmi “Naciye” ve Nirvana’nın kurucusu Kurt Cobain’in günlükleri ile ses kayıtlarından oluşan “Cobain: Montage of Heck/Cobain: Kahrolası Montaj” filmleri yer alıyor. 18 Şubat’ta başlayacak ve 40 ülkeden 112 filmi izleyiciyle buluşturacak festivalin biletleri Biletix üzerinden temin edilebiliyor. 13 Şubat’tan itibaren biletler festival mekânı olan sinema salonlarının gişelerinden de temin edilebilecek. Cani kadın Alabora F ransa’nın “Yabancı Dilde En İyi Film” Oscar adayı Mustang ödüle doymuyor. Deniz Gamze Ergüven’in yönettiği TürkFransızAlman ortak yapımı Mustang, İspanya Film Akademisi tarafından bu yıl 30. kez dağıtılan Goya Ödülleri’nde “En İyi Avrupa Filmi” ödülüne değer görüldü. Mustang, Karadeniz’de küçük bir kasabada yaşayan beş kız kardeşin aile ve toplum baskısına karşı verdiği mücadeleye odaklanıyor. l Kültür Servisi C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear