28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 3 Şubat 2016 haber EDİTÖR: CAN DOKER/ASLAN YILDIZ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 6 DHKPC’Lİ İSMAİL AKKOL, BOMBA DÜZENEĞİYLE SÖKE’DE GÖZALTINA ALINDI ydın’ın Söke ilçesinde otogarda düzenlenen operasyonda bavullarında canlı bomba düzeneği ile, 1 Kalaşnikof, bir el bombası ve çok sayıda mühimmat bulunan biri kadın, iki kişi gözaltına alındı. İki kişiden birinin 1996’daki Özdemir Sabancı suikastının zanlısı DHKPC’li İsmail Akkol, diğerinin de örgütün önemli isimlerinden Fadik Adıyaman olduğu açıklandı. Söke’de canlı bomba oldukları ileri sürülen iki kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların Didim’den Söke’ye geldikleri, buradan da İzmir’e gitmek üzere bilet almak istedikleri öğrenildi. Sabancı suikastı zanlısı 20 yıl sonra yakalandı A 9 ÖZDEMİR SABANCI 1996’da DHKP/C’lilerin saldırısında Özdemir Sabancı ile Haluk Görgün ve Nilgün Hasefe yaşamını yitirmişti. Ocak 1996’da DHKP/C militanları Fehriye Erdal, İsmail Akkol ve Mustafa Duyar tarafından düzenlenen saldırıda Özdemir Sabancı ile Haluk Görgün ve Nilgün Hasefe yaşamını yitirmişti. Akkol için,İnterpol kırmızı bülten çıkarmıştı. Belçika, Almanya’da tespit edilen ve 2014’te Atina’da yakalanan Akkol, Türkiye’nin iade talebine karşın, geçen yıl serbest bırakılmıştı. Fadik Adıyaman ise 2006’da Yunanistan’da bir süre Lavrion Kampı’nı yönettiği iddia edilmişti. Atina’da 2015’te tutuklanan Adıyaman serbest bırakıldı. Yıllarca kaçTI NATO’nun din ve ‘Silivri’yle imtihanı afta sonu NATO’daydım. Örgütün Brüksel’deki merkezinde Kamu Diplomasisi Birimi tarafından düzenlenen “Din ve Güvenlik” başlıklı iki günlük toplantıya davetli konuşmacı olarak… Bu, salt akademik bir toplantı değildi. Atlantik’in her iki yakasından teşkilata üye ülke bilim insanlarının yanı sıra, parlamenterler, din ve güvenlik konusunda özelleşmiş sivil toplum kuruluşları ve NGO’ların yetkilileri ve en önemlisi farklı inanç sistemlerinin önde gelen temsilcilerine kadar açılan bir katılımcı yelpazesi vardı. NATO’nun derdi belli: “Komünizm”le mücadele için bölgesel yaklaşımlı bir “sert güvenlik” ve savunma anlayışıyla kurulup bugüne gelmiş yapı, artık bu konvansiyonel yöntemle yol almakta, karşısına çıkan yeni ve farklı küresel tehditlerle baş etmekte zorlanıyor. Sorbon (Paris I) Üniversitesi Jeopolitik Yüksek Lisans Direktörü Prof. George Prevelakis’in özlüce tespit ettiği üzere, bölgesel (“territorial”) temelde kendini gösteren “stabil” tehditler, bugünün dünyasında yeriyurdu sabitlenemeyen, sürekli hareketlilik arz eden şebekelerden gelen tehditlere evrilmiş durumda. Yani eskiden “stabil topraklar” ile uğraşılırken şimdi “mobil şebekeler”le uğraşılması gerekiyor. Örgüt işte bu yeni duruma uyarlı şekilde (moderatörlerimizden, NATO KarşıTerörizm Seksiyonu Başkanı Juliette Bird’ün tabiriyle) bir “çekiç” olmaktan “tornavida” olmaya dönüşme sorunu yaşamakta. “Şebeke”lerden kasıt belli; başta IŞİD olmak üzere, İslâmi radikalizmin türlüçeşitli unsurları… Bu bağlamda da toplantıya başlangıç noktası oluşturma yolunda “yumuşak güvenlik” (“soft security”) kavramı, dine özel bir göndermeyle dikkatimize sunuldu. Söz gelimi, dinler ve inanç önderleri barışın ve düzenin risk altında olduğu yerlerde güvenli bir ortam oluşması yolunda nasıl, ne gibi katkılarda bulunabilirler? Vurup kırmadan, tatlı dillegüler yüzle!.. Biraz böyle bir şey… Elbette kavrama en başta inanç önderleri olmak üzere pek çok katılımcı ihtiyatla yaklaştı. Dinin “güvenlik” değil barışı hedeflemesi, özendirmesi gerektiği noktasından hareketle… Dinî oluşumların güvenlik ya da güvensizlik kaynağı olarak değerlendirilmesinin uygun olmadığı hatırlatmasıyla… Ve bir başka uçta, ABD merkezli Uluslararası OrtodoksHıristiyan Yardım Kuruluşları Direktörü Constantine Triantafilou’nun çıkışıyla, “İnanç”ın hiç de öyle yumuşak sayılamayacak, “taş gibi” sert bir güvenlik kaynağı olduğu iddiasında bulunularak… Toplantıda katkı, tektaraflı değildi. NATO’dan üst düzey isimler de konuşmalar yaptı, sorularayorumlara karşılık verdi. Bunlardan biri, NATO Genel Sekreter Yardımcısı Alexander Vershbow’du. Vershbow konuşmasında, bugün NATO’nun biri “Doğu”dan, diğeri “Güney”den iki esaslı meydan okuma ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Doğu’da giderek saldırganlaşan Rusya ve Güney’de, yukarıda Prof. Prevelakis’in sözlerinde de karşılık bulduğu üzere, nasıl başa çıkılacağı konusunda sıkıntılar yaşanan IŞİD gibi “mobil şebekeler”. O, bu çerçevede bir Rusya’dan, bir IŞİD’den bahsederek konuşunca dayanamadım sordum: Bu iki ana tehdidin, örgüt üyesi Türkiye kavşağında NATO olarak sizi bir sıkıntıyla karşı karşıya bıraktığını düşünüyor musunuz diye… Türkiye’nin Rusya’ya karşı hassasiyeti ile IŞİD’e karşı hassasiyetinin aynı ölçü, istikamet ve “mukavemet”te olup olmadığı hususunda gerek ulusal, gerekse uluslararası kamuoyunda görüşlerin muhtelif olduğunu kaydederek… Ve bununla da irtibatlı mahiyette Can ve Erdem’in MİT TIR’ları haberinden ötürü vatana ihanet suçlamasıyla ömür boyu hapisle yargılandıklarını da ekleyerek… Çok zor zoru (“a very tough question”) diyerek başladığı cevabında özetle önce NATO’nun herkese “illiberal” demokrasi olmaktan liberal demokrasi olmaya yönelik telkinde bulunduğunu, baskı oluşturduğunu ifade etti. “Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni”nin başına gelenlerden haberdarlığını, olup bitenleri takip ettiklerini kaydetti. Öte yandan Türkiye’nin karşı karşıya olduğu PKK gibi sorunların, buna bağlı olarak güvenlik meselesinin karmaşıklığının da altını çizdi. Ve “Bilemiyorum, bunlar cevap olarak ne kadar tatmin edici” diye noktaladı. Gülümsedim!.. H Aydın Emniyet Müdürü Halis Böğür, Söke’de gözaltına alınan iki kişiden birinin Özdemir Sabancı suikastının zanlısı DHKPC’li İsmail Akkol, diğerinin de Fadik Adıyaman olduğunu söyledi. Böğürcü, yaptığı yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verdi: “Otogarda otobüse binerken durumundan şüphelenilen ‘Hatice Çalışkan’, ‘Zeynel Abidin Gümüş’ kimlikli kişilerin kontrollerinde ibraz ettikleri kimlik bilgilerinin tutarsız olduğu görüldü. İlçe emniyet müdürlüğüne götürülmek istendiğinde görevlilerimize direnmeleri üzerine emniyete götürüldü. Eşyalarında yapılan aramalarda bir RPG7 roketatar, buna ait iki Şüphe üzerine durduruldu sevk fişeği, iki roket, üç el bombası, iki tabanca, 132 mermi, dört şarjör, patlayıcı madde olduğu değerlendirilen 100 gram beyaz toz. Bir tabla, elektrikli ısıtıcı, yağmurluk, 3 bin 195 lira, 135 Avro, ele geçirildi. İncelemede ‘Zeynel Abidin Gümüş’ sahte kimlikli kişinin gerçekte İsmail Akkol olduğu, Hatice Çalışkan sahte kimlikli kişinin Fadik Adıyaman olduğu tespit edildi.” Yunan adalarından Didim’e denizden kaçak yollarla gelen Akkol ve Adıyaman’ın geceyi Didim’de gizlenerek geçirdikleri, sabah minibüsle Söke’ye hareket ettikleri belirlendi. Minibüs sürücüsünün verdiği bilgiye göre ikilinin araçta hiç konuşmadığı ve tedirgin olduklarını söylediği öğrenildi. Ele geçirilen bomba ve roketatarların üzerinde bulunan elektrikli ısıtıcının da kamuflaj amaçlı kullanıldığı ileri sürüldü. Ayrıca takipten kurtulmak için üzerinde cep telefon sim kartlarının bulunmadığı iddia edildi. Zanlıların varış hedefinin İzmir, İstanbul veya Ankara olduğu üzerinde duruluyor. Akkol’la ortak hareket ettiği düşünülen AKP binası ve Adalet Bakanlığı’na düzenlenen saldırıların faili Hasar Biber’in de başka bir örgüt elemanıyla birlikte kayıplara karıştığı, polisin onları yakalamaya çalıştığı açıklandı. İ smail Akkol ile 2013’te AK Parti ve Adalet Bakanlığı’na yönelik roketatarlı saldırının faili Hasan Biber’in Yunanistan’dan ayrılıp sahte kimliklerle Türkiye’ye sızdığı öne sürülmüştü. MİT, iki teröristin sansasyonel eylemler için Türkiye’ye geldiği bilgisiyle tüm illerdeki güvenlik birimlerini uyarmıştı. MİT UYARMIŞTI Deniz yoluyla geldiler İki kişi aranıyor E skişehir’de çelik yelekli, tabancalı ve otomatik tüfekli polis ekipleri kentin girişinde araçları durdurup arama yaptı. Ekipler yolcu otobüslerinin de içerisine girerek yolcuları kontrol etti, bagajları aradı. Bir eylem istihbaratı üzerine yapılan aramaların önümüzdeki günlerde de süreceğini belirtti. ESKİŞEHİR ALARMDA ESKİ AKP’Lİ DİNDAR CİZRE’Yİ ANLATTI Güvenli bölge yaratılamadı SERTAÇ EŞ Akademisyen önergesine ‘hedef gösterme’ iadesi HDP’li Sancar akademisyenlerin gördüğü baskıların incelenmesi için önerge sundu. TBMM Başkanı Kahraman, ‘Cumhurbaşkanı’nın hedef göstermesi’ ifadesini anayasaya aykırı buldu ğı gerekçesiyle Sancar’a sözBMM Başkanı İsmail Kahlü olarak bu ifadeleri düzeltmeraman, HDP milletvekisi, düzeltilmemesi durumunda li Mithat Sancar’ın barış çağönergenin işleme alınmayacağı rısı yapan akademisyenlerin iletilmişti. gördüğü baskıların incelenmesi amacıyla verdiği araştırma MAHMUT Düzeltme yapılmadı LICALI önergesinde “Cumhurbaşkanının hedef göstermesi” ifadesini Verdiği önergede herhangi anayasaya aykırı buldu. Önerbir düzeltme yapılmayınca söz genin iade gerekçesinde, söz konusu konusu önerge Sancar’a iade edilirken ifadenin anayasanın “Türkiye devleTBMM Başkanlığı iade gerekçesini de ti, ülkesi ve miletiyle bölünmez bir bü yazılı olarak bildirdi. Kahraman’ın imtündür. Dili Türkçedir” hükmüne aykı zasını taşıyan yazıda, verilen önergerı olduğuna işaret edildi. nin incelendiği belirtildi. “Türkiye devHDP’li Sancar TBMM Başkanlığı’na leti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir 26 Ocak 2016’da bir Meclis araştırma bütündür. Dili Türkçedir” hükmünü sı açılmasına yönelik önerge sunmuş düzenleyen anayasanın 3. maddesinin tu. Önergede “Cumhurbaşkanı’nın he anımsatıldığı iade yazısında, TBMM def gösterdiği” ifadeleri kullanıldıİçtüzüğü’nde de önergelerde kaba ve ski AKP milletvekili Mehmet Emin Dindar, bölgede yaşanan çatışmalar nedeniyle her kesime eleştiri yöneltti. Cumhuriyet’e Cizre’deki gelişmeleri anlatan Dindar, bölgenin Suriye’ye yakın olması nedeniyle buradaki gelişmelerden etkilendiğini ve ayrı düşünülemeyeceğini söyledi. Dindar, “Mesele girift bir meseledir. Tek yönlü değil. Örgütün yaptıklarına baktığımız zaman hazmedilecek kabul edilebilecek bir yönü yok” dedi. Dindar aynı zamanda sorunun askeri ve polisiye tedbirlerle çözümlenmesinin olanaksız olduğunu, bunların kısa süreDindar liğine sorunu erteleyeceğini kaydeden Dindar, sorunların sumen altı edilmesi yerine demokratik ortamda tartışılması gerektiğini, bunun yerinin de TBMM olduğunu kaydetti. Dindar, “Burada özerklik de federasyon da tartışılsın. Türkiye bölünür diye bir korkuya kapılmamak lazım” dedi. l ANKARA E T yaralayıcı sözlerin varlığı halinde söz konusu önergenin düzeltilmesi için sahibine geri verilmesinin düzenlendiği hükmünü de atıf yapıldı. İade yazısında, söz konusu önergenin takdim kısmında yer alan “... başta Cumhurbaşkanı olmak üzere çok sayıda kişi ve kurum tarafından hedef gösterilmişler...; gerekçe kısmında bulunan “...Cumhurbaşkanının hedef göstermesinin ardından...”; “...Cumhurbaşkanının hedef göstermesi sonrasında...” ve “Bu suça ortak olmayacağız/ Em ê nebin hevparên vi sucî” şeklinde ifadeler bulunduğu belirtildi. TBMM Başkanlığı, belirlenen bu ifadelerin anayasanın 3. ve İçtüzük’ün 67’nci maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iade edildiğini belirtti. l ANKARA Tanrıkulu: Bölgeyi Suriyeleştirdiler C HP’li Sezgin Tanrıkulu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında birkaç gündür Diyarbakır’da halkla beraber olduğunu belirtti. Başbakan’ın her cuma günü bölgenin bir kentine gidip cuma namazı kılıp sivil insanlarla görüşeceğini söylediğini ifade eden Tanrıkulu, “Bu cuma namazını daTanrıkulu ha önce aynı hükümetten duymuştuk. Şam’a gidip cuma namazı kılacaklardı. Suriye’nin ne hale geldiği belli. Bölgeyi; Diyarbakır’ı, Mardin’i, bütün bölgeyi Suriyeleştirdiler, şimdi cuma namazını gidip orada kılacaklar. Böyle sığ bir bakış açısına sahipler.” Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı yürütülen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Paralel Devlet Yapılanması (PDY) soruşturmasında daha önce gözaltına alınan ve tutuklananlardan aldıkları ifadeler ve hazırlanan bilirkişi raporlarına göre örgüte finansman desteği sağladıkları tespit edilen Manisa, Denizli, İzmir ve İstanbul’da 21 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Emniyet ekiplerinin dün sabah saatlerinde gerçekleştirdiği operasyonda aralarında Manisa Belediyesi eski İmar İşleri Müdürü, memur ve müteahhitlerin de yer aldığı 19 kişi gözaltına alındı. Manisa’da Gülen operasyonu Demirtaş: Biri Hitler, biri Franco! H Doğu’ya konut ‘Bölge halkı ve kredi desteği travma geçiriyor’ MUSTAFA ÇAKIR R KİLLE E V İ ’I ’L AKP ŞBAKAN A I B RD UYA DP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin grup toplantısında, “Davutoğlu Sur konusunda Toledo örneğini bilinçli söyledi” dedi. Demirtaş, Toledo’nun İspanya iç savaşında 60 gün direndikten sonra düşmesinin ardından Franco rejiminin hayata geçtiğini belirterek, “Toledo’yu örDemirtaş nek veren başbakan Franco’ya özenmiş durumda. Vay halimize; biri Hitler biri Franco özentisi” dedi. Muhalif gazetelere sahip çıkılması çağrısı yaparak Demirtaş, “Abone olmamız lazım. BirGün, Özgür Gündem, Evrensel, Cumhuriyet. Yanında durmamız lazım” dedi. ükümetin Doğu ve Güneydoğuya yönelik eylem planının ayrıntıları netleşti. Plana göre yıkılan konutlar ve işyerleri yeniden yapılacak. Esnafa kredi ve sermaye desteği verilecek. Operasyonlar ise PKK silah bırakana kadar devam edecek. Davutoğlu önceki gün akşam Doğu ve Güneydoğu Bölgesi ticaret, sanayi, borsa, esnaf ve sanatkâr oda başkanları ile bir araya geldi. Davutoğlu toplantıda önümüzdeki dönemde Doğu H ve Güneydoğu’da atılacak adımlarla ilgili bilgi verdi. Buna göre oluşan zararlar devlet tarafından telafi edilecek. Yıkılan evler yeniden yapılacak. TOKİ tarafından daha modern ve güvenli yeni konutlar inşa edilecek. Esnafın yıkılan işyerleri de yeniden yapılacak. Ne kadar zararları oluştuğu tespit edilecek. Sonrasında esnafa sermaye desteği verilecek. Halen 51030 bin lira faizsiz kredi desteği sağlanıyor. Bu krediler daha da artırılacak. Esnafın korkmadan işyerini açması sağlanacak. l ANKARA EMİNE KAPLAN KP’nin Doğu ve Güneydoğulu milletvekilleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu operasyonlar konusunda uyardı. Davutoğlu, dün bakanlarıyla partisinin Doğu ve Güneydoğulu milletvekilleriyle yaklaşık 4 saat süren bir toplantı yaptı. Toplantıda, dile getirilen uyarılar şöyle: “Sokağa çıkma yasakları halkı mağdur etti. Bölge halkı travma geçiriyor. Kamuoyunun yeterince bilgilendirilmemesi farklı algı ve dezanformasyonlara yol açıyor. Başta ambulans ola A yı olmak üzere yetkililerce yapılan çelişkili açıklamalar kafaları karıştırıyor. Operasyonlar bir an önce sonuçlandırılmalı, yoksa hem iç hem dış kamuoyuna anlatmakta zorluk çekeriz.” Davutoğlu da, “Demokratik kazanımları kaybetmeden, halkı mağdur etmeden terörle mücadele tavizsiz biçimde sürecek. Ana hedef teröristlerin imhası değil silahların gömülmesidir” dedi. İçişleri Bakanı Efkan Ala da vekillere, sivil kaybının çok fazla olmadığını, ölenlerin ya örgüt tarafından katledildiğini ya da iki ateş arasında kaldığını söyledi. Kurtulmuş: Başkanlık anayasa için önşart değil Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, anayasanın bütünüyle değişmesi gerektiğini söyledi. Bir TV programına katılan Kurtulmuş, “Şu olacak diye bir dayatmamız yok. Başkanlık sisteminin Türkiye’de etkin bir yönetim mekanizması olduğuna inanıyoruz. Ama sonuçta bunu bir önşart olarak ortaya koymuyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear