24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 3 Şubat 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 13 Gazetecilerin Haber Nöbeti başlıyor azeteciler, sokağa çıkma yasağının uygulandığı ve çatışmaların devam ettiği bölgelerde zor koşullarda görev yapan meslektaşlarıyla dayanışmak için bugün Haber Nöbeti’ne başlıyor. Haber Nöbeti Koordinasyon Grubu, birer hafta arayla yeni gazeteci gruplarını Haber Nöbeti için G bölgeye gönderecek. Haber Nöbeti ile ilgili gelişmeleri duyurmak üzere açılan sosyal medya hesabı “@habernobeti” üzerinden yapılan açıklamada, “Gerçeğe ve mesleğimize sadece dayanışmayla sahip çıkabiliriz. Canı pahasına haber yapan meslektaşlarımızla dayanışmaya gidiyoruz” denildi. Bugün yapılacak ilk nöbete gazetemizin Haber Koordinatörü Ayşe Yıldırım, Celal Başlangıç (Haberdar), Ceren Sözeri (Evrensel), Ergun Babahan (Özgür Düşünce), Evrim Kurdoğlu (Bianet), Önder Öner (Etha), Said Sefa (Haberdar), Tunca Öğreten (Diken) katılacak. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet DİHA muhabiri Akman tutuklandı Malatya’da 14 öğrencinin tutuklandığı soruşturma dosyasında ismi yer aldığı için ifade vermek üzere savcılığa giden DİHA muhabiri Nuri Akman, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Suçlamaya gerekçe olarak ise gittiği Kobani’de yaptığı haberler gösterildi. ‘Erdoğan gazeteciliği suç yapmak istiyor’ Selam Tevhid davasında ikinci gün Bir zamanlar Güneydoğu’da... oğuda bir kasabada, yaşları yirmi beş, otuz civarı genç Kürtlerle bir masadayız. Yemek yiyoruz. Bir saatlik bir mesafede bir mahalle ateşler içinde yanıyor. Mahalleden üst üste ölüm haberleri geliyor. Sitemle soruyorlar “Batı neden sessiz burada olan bitenlere?” “Çünkü batıda başka bir hayat var” diyorum; “Sizin gerçeğinizle bizim gerçeğimiz bambaşka”. Ayranlar geliyor. “Ama bu sessiz kalmalarını gerektirmez” diyorlar. “Sessiz değiller zaten; ellerinden geleni yapıyorlar ama silahlı mücadelenin sert iklimine herkes sizin gibi olumlu bakamaz; bunu isteyemezsiniz” diyorum. Salatayı kaşıklıyoruz. “Başka çaremiz yok” diyorlar. “Sadece birkaç ay... Demirtaş gibi şahane bir insan son derece çağdaş ve esprili bir dille Kürtler adına politika yapmaya başladı ve en radikal ulusalcılar bile dönüp Kürt hareketine destek verdiler” diyorum. “Silahı tamamen bıraktığınız, hendeklerden vazgeçtiğiniz noktada her şey değişecek, biliyorsunuz”. “Ama devlet bırakmıyor silahı; bizi durduk yerde öldürüyor; Suruç’ta, Ankara’da bize yaptıkları ne olacak” diye soruyorlar. “İşte bu olacak; siz ölmeye ve öldürmeye devam edeceksiniz; silahlı mücadele ile devlet terörü arasında sıkışıp kalan vicdanlar suskunlaşacaklar; o kısacık mucizevi barış döneminde size yakınlık duyanlar başlarını yeniden kuma gömecekler ve mesele eskiden olduğu gibi yine ait olduğu yere; çıkmaza girecek...” Tatlıları söylüyoruz. “Ne yapsaydık, susup bizi öldürmelerini mi seyretseydik” diyorlar. “Savaş istemeyen herkes tam anlamıyla vicdani retçi olduğu zaman; düzenli düzensiz tüm ordulara katılmayı reddettiği zaman barış gerçekten gelecek” diyorum. “Bu imkânsız” diyorlar. “Evet imkânsız; bunun imkânsız olduğunu ülkelerinin görkemli ekonomisini savaşlara borçlu olan büyük silah tüccarları bizden daha iyi biliyorlar. O yüzden öfkeler sistem tarafından, devlet maşasıyla ateşlenebilir bir halde hep burnun ucunda tutuluyor. O yüzden bizi zoraki bir şekilde birbirimizden ayıran kimlikler sanal dövmeler gibi alnımızın tam ortasına lanet gibi çakılıyor” diyorum. Bir süre karşılıklı susuyoruz. “Ama Kürtlere yıllarca neler yaptı bu devlet!” diyorlar; “Dili D CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL’ÜN TUTUKLULUĞU WASHINGTON POST’UN BAŞYAZISINDA ‘Sizden evlilik izni istiyorum’ akipsizlik kararıyla ortadan kalkan Selam Tevhid soruşturmasında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla eski emniyet müdürü Yurt Atayün’ün de aralarında bulunduğu 55’i tutuklu 122 sanığın yargılandığı dava ilginç taleplere sahne oldu. Tutuklu astsubay Halil İbrahim Köse, tutuklanmadan önce evlilik hazırlığı yaptığını belirterek, düğününü yapmak için mahkemeden tahliye talep etti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya dün devam edildi. Duruşmada söz alan MİT TIR’larının durdurulması olayıyla ilgili tutuklu bulunan sanıklardan Astsubay Gültekin Menge, “Olaydan 14 gün sonra İçişleri Bakanlığı müfettişlerine ifade verdim. İfade verdikten sonra Bakan Efkan Ala bana teşekkür etti samimiyetimden dolayı. Ben bunun üzerine tutuklandım” dedi. T BD’nin en saygın gazetelerinden Washington Post dün yayımlanan baş yazısında gazetemiz Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’e sahip çıktı. Gazetenin başyazısı, “Türkiye’de bir gazetecinin özel haberi, müebbet hapisle mükafatlandırıldı” başlığıyla yayımlandı. Gazete yazıda, Türk savcıların Suriye’ye gizli silah sevkıyatını ortaya çıkaran iki gazeteci için müebbet hapis istediğini hatırlatarak “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaz’ın tiranı ol A ma macerasında bir virajı daha döndü” yorumunu yaptı. Başyazıda “İstenen cezanın ağırlığı şoke edici. Ağırlaştırılmış müebbet daha zor koşullar anlamına geliyor. Bu tip cezalar adi suçlar için uygun olabilir. Ancak bu durumda, Türkiye Cumhurbaşkanı gazeteciliği korkunç bir suç yapmaya kararlı gözüküyor. Bunu yaparken de NATO müttefiki Türkiye’yi demokrasiden uzaklaştırarak otoriterlik ve cahillik uçurumuna daha da itiyor” ifadeleri kullanıldı. Uluslararası 11 gazetecilik örgütünün gazetecilerle görüşme ta leplerinin reddedildiğini hatırlatan gazete ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Türkiye’ye geçen ay yaptığı ziyaret sırasında basın özgürlüğünü savunmasını övdü. Gazete ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin geçen hafta sarf ettiği “Özgür ve bağımsız basını olmayan bir ülkenin övünecek, öğretecek hiçbir şeyi yoktur” sözlerini de tekrarladı. Gazete başyazıyı “Sayın Erdoğan Türkiye’de gazetecilik yapmak ve ifade özgürlüğünü kullanmaktan fazlasını yapmadıkları halde hapiste olan iki Cumhuriyet gazetecisini ve diğer onlarca gazeteciyi serbest bırakmalı” sözleriyle bitirdi. l Dış Haberler Mustafa Alabora Aydın Boysan Aslı Gül Dilek Dündar Tutuklu sanık Yüzbaşı Hakan Gençer ise, “Biz her yerde askeri kimliğimizi söylüyoruz. Eşim hâlâ bu olanaklardan yararlanıyor. Genelkurmay Başkanlığı bizim hakkımızda şüphe duysaydı ilişiğimizi keserdi. Burada ben avukatlarımızdan ziyade mahkemeden haklarımızı savunmada dikkatli davranmasını talep ediyorum. Durumumuzun hukuka uydurulmasını değil, adalet bekliyoruz” dedi. Tutuklu sanıklardan Astsubay Halil İbrahim Köse ise tutuklanmasaydı eylül ayında evleneceğini belirterek, “Düğün salonunu tuttuk, davetiye bastırdık. Dışarıda gözüyaşlı nişanlım var. İzin verirseniz yarım kalan düğünümü tamamlayayım” diye konuştu. TIR’lardaki mühimmata ilişkin Jandarma Kriminal raporunu hazırlayan ekipte yer alan Binbaşı Baycan Görücü de bir kalem büyüklüğündeki materyalde bulunan parmak izini incelediği için tutuklu olduğunu söyleyerek “İncelediğim sarı kapak materyale mi kızayım, kaderime mi kızayım. Kızım şimdi bana ‘ölsem de mi gelemeyeceksin baba’ diye soruyor. ‘Görevdeyim kızım’ diyebiliyorum” dedi. Duruşma öncesi de açıklama yapan sanık avukatlarından Ömer Turanlı, iddianameyi aşure çorbasına benzetti. Turanlı, “Her sazdan, her telden bir cümbüş var. Charlie Hebdo olayının bununla alakası var denilse inanın mahkeme onu bile kabul eder. İddianame savcısı zaten Brezilya olayını da bağlamış. Onu bile mahkeme kabul etti” dedi. l İSTANBUL İlişiğimiz kesilmedi Vahdettin padişahken ülkede hürriyet daha yaygındı ALİ AÇAR Köse’nin isteği İT TIR’ları haberi nedeniyle Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül için başlatılan Umut Nöbeti’ni 63. gününde mimar ve gazeteci Aydın Boysan ile oyuncu Mustafa Alabora devraldı. Umut Nöbeti’ne katılan 95 yaşındaki Aydın Boysan, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bunun edepli bir şekilde sınıflandırılması caiz olmadığı için ağzıma geleni söylemeyeceğim. Aklıma geleni de söylemeyeceğim. Ben 1921 yılında doğdum. O zaman Vahdettin hâlâ padişahtı. O zaman memlekette hürriyet daha yaygındı sanırım” dedi. Çocukluğundan bu yana daha özgür ve demokratik bir ülkede yaşama isteği olduğunu söyleyen Mustafa Alabo M ra ise “70 yaşıma geldim. Ama ne yazık ki böyle bir ülkede yaşamıyorum. Umarım daha demokratik, özgür bir hukuka sahip oluruz” diye konuştu. Silivri Cezaevi’nde 70 gündür tutuklu bulunan Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar, annesi Öznur Dündar ve Erdem Gül’ün eşi Aslı Gül, iddianamenin açıklanmasının ardından ilk kez açık görüş yaptılar. Çıkışta gazetecilere konuşan Dilek Dündar, iddianamenin Selam Tevhid örgütü ile birleştirilmek istendiğini ve Can Dündar’ın bu örgütçe daha önce dinlendiğini belirterek şunları söyledi: “Ben bu durumu tutukluluk hallerini uzatmak için bu davaya sokulmak istediklerini düşünüyorum. Çünkü Selam Tevhid’in 10 bin sayfalık iddianamesi var ve okunması 34 ayı sürer. O süreyi içeride tutmak Uzatma tuzağı için bu yola giriyorlar. 52 köşe yazısını iddianameye koymak hukuk açısından biraz komik. Umarım bu tuzağı hâkimler de görür.” Aslı Gül ise iddianamenin açıklanması ile Erdem Gül ve Can Dündar’ın biraz rahatlamış olduğunu söyleyerek “İddianamenin tamamını okumamışlar. Belli bir sayfadan sonra ciddiye almamışlar. Ama yargılamanın başlayacak olmasından dolayı mutlular. Ortada suç isnatı var ama suç yok. Erdem serbest bırakılmalarını beklediklerini söyledi ve bunun yargıda çözüleceğine inanıyor. Bence de iddianamenin ciddiye alınacak bir tarafı yok” dedi. mizi yasakladı, sürgüne gönderdi, aç bıraktı, işkence yaptı, hor gördü...” “Devlet yıllarca bu bölgede sizi köle gibi kullanan aşiretlerle işbirliği yaptı; sömürü üzerine kurulu bir düzende sizi devlet, bir ayağı Meclis’te, bir ayağı bu topraklarda olan zengin Kürtlerle birlikte harcadı; onu da unutmayın” diyorum. Tatlının üzerine su içiyoruz. Ardından kahve. “Evet ama biz o aşiret ağalarıyla da savaşıyoruz; biz artık kendi kendimizi yönetmek istiyoruz” diyorlar. “Kendi kaderimize sahip çıkmak istiyoruz.” “Doğrusu da bu” diyorum “Kendi devletinizi kurmalısınız ve bizim gibi kendi devletinizin kötülükleriyle, iki yüzlükleriyle tanışmalısınız; devlet kurmanın bedelleriyle yüzleşmelisiniz”. “Bizimki öyle olmayacak ama” diyorlar. Gülümsüyorum. Gülümsüyorlar. Bir arabaya doluşuyoruz... Kasabalar arası devriye gezen tankların, TOMA’ların, arasından işgal altında bir ülkede gezer gibi yakınlardaki başka kasabalara gidiyoruz. Yüzlerce yıl önce yapılmış yapıların harabelerine uzaktan bakıyoruz. “Kürt ya da Türk diye bir şey yok biliyorsunuz değil mi; sadece kültürel farklılıklar bunlar... Kanımız ve tenimiz, genlerimiz aynı... Alevi, Şii falan da yok; Müslüman, Süryani... hepsi saçmalık; öğrenilmiş kültürler üzerinden sanki farklı ırklarmışız gibi asırlardır birbirimize düşüp duruyoruz.” “O değil de” diye fısıldıyor kulağıma içlerinden biri: “Şu vicdani ret meselesi önemli... Aslında ben de senin gibi düşünüyorum. Ama biz bunları konuşamayız burada. İhanet sayılır...” Yine susuyoruz. “Kahve içelim mi şu kıl çadırda” diyorlar. İçerisi loş, dışarısı aydınlık... Soğuktan buharlaşan nefeslerin ardında yüzler silikleşiyor, sesler titriyor, kelimeler donuklaşıyor... O an, birlikte günler, geceler geçirdiğim bu yüzleri ve isimleri hızla unutmak istiyorum. Bu korkunç savaş sürdükçe, onları üzücü bir haberin görüntülerinde ya da acılı bir listenin içinde görüvermekten ölesiye korkacağım. Ama konuştuğumuz şeyleri asla unutmayacağım... Bir zamanlar Güneydoğu’da... Ateşin tam ortasında... Bunları konuşabildiğimizi, birbirimizi dinlediğimizi ve birbirimizin düşüncelerini, endişelerini önemsediğimizi unutmak da buralarda umuda ihanet sayılır... ERDOĞAN’A HAKARET SUÇLAMASI Mumcu: Eleştiri hakkımı kullandım G İzmirli kadınlar geliyor Umut Nöbeti’ni bugün CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Nurşen Balcı ve tüm ilçelerdeki kadın kolları ile yazar Ayşe Kulin ve öğretmen Ceylin Sarper devralacak. Her telden var Özgürlük için harekete geçin Avrupalı parlamenterlerden Dündar ve Gül için mektup vrupa Parlamentosu’nun önde gelen üyeleri gazetemiz Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün serbest bırakılması için kolları sıvadı. Avrupa Parlamentosu Liberal grup üyesi Hollandalı Marietje Schaake liderliğindeki 54 parlamenter mektupta Avrupa Birliği Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ve Avrupa Birliği Dış Politika ve Gü A venlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’yi Dündar ve Gül’ün serbest bırakılması için harekete geçmeye çağırdı. Mektupta Dündar ve Gül için istenen müebbet hapis cezasının normalde şiddet içeren suçlar için verildiği hatırlatılarak “Bu durumun Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü üzerinde korkunç etkileri var” yorumu yapıldı. Mektupta “Hem suçlamalar hem de is tenen cezaların Türkiye’nin zaten zayıf olan ifade özgürlüğü notu üzerinde ciddi etkileri olacaktır. Sizi iki gazetecinin serbest bırakılması için derhal çağrıda bulunmaya davet ediyoruz. Sözde sığınmacı anlaşması bağlamında Türk yetkililerle yoğunlaşan görüşmelerinizde, Dündar ve Gül’ün yanı sıra ifade özgürlüğü de dahil başka acil konular için de yer olmalı” denildi. l Dış Haberler azetemiz yade hukukçu ve akadezarlarından Özmisyenim. Suçlamayı gür Mumcu, 18 Mart kabul etmiyorum” de2015 tarihli “Zadi. Mumcu’nun avulim ve korkak” başkatı Bülent Utku ise lıklı yazısı nedeniy“İddianamede net olle Cumhurbaşkanı’na mayan bir anlatım hakaret suçlaması ile vardır. Biz hangi koÖZGÜR MUMCU hâkim karşısına çıktı. nudan dolayı şikâyet Mumcu, bir köşe yazaolduğunu ve hangi ifarı olarak eleştiri hakkını kuldeler nedeniyle iddianame dülandığını belirtti. zenlendiğini tahmin edebilme İstanbul 2. Asliye Ceza şansına sahibiz. Eğer zalim ve Mahkemesi’nde dün görükorkak ifadeler dava edilmiş len duruşmaya 4 yıl 8 aya kaise bunlar birer sıfat olup dedar hapsi istenen gazetemiz ğer yargısı anlamına gelmekyazarlarından Özgür Mumtedir. Savcılık şikâyet dilekçecu, avukatları ve Cumhurbaşsindeki sözleri almış ve iddiakanı Erdoğan’ın avukatı katılnameye geçirmiştir. Yazı dudı. Duruşmada savunma yarup dururken yazılmamıştır. pan Mumcu, “Yazı Abdullah Abdullah Cömert’in annesinin Cömert’in ölümü üzerine an16 Mart 2015’teki beyanı üzenesinin sarfettiği birtakım söz rine yazılmıştır. Müvekkil galerden Erdoğan’ın şikâyetçi ol zeteci olarak kamuoyu bekçiması üzerine yazılmış eleştiliği yapmıştır. Müvekkilin berel bir yazıdır. Yazıda herhanraatına karar verilmesini talep gi bir hakaret mevcut değildir. ediyoruz” dedi. Duruşma 10 Bir köşe yazarı olarak eleştiMayıs’a ertelendi. l İSTANri hakkımı kullandım. Kendim BUL / Cumhuriyet C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear