28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR 17 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ kultur@cumhuriyet.com.tr Pazartesi 29 Şubat 2016 Bitmeyen inşaat faaliyetinin teşhiri Topçu ve Aktaş, Pilot Galeri’deki ‘Açık Şehir’ başlıklı sergilerinde kentlerdeki dramatik değişimleri ele alıyor FIRAT ARAPOĞLU Modern kent olgusunun ortaya çıkışı, endüstri devriminin kazandırdığı ivmeyle, 1900’lü yılların başına tarihlenmektedir. Ulaşım ağının yaygınlaşması / hızlanması ve kitlesel göçlerin etkisiyle şekillenen bu kentlerde, icatlar ve yoğun bir sanatsal üretim filizlenecektir. Kıta Avrupası’nda Paris bu gelişmenin sembolüyken, ABD’de bu gelişim mühendislik ve teknolojik ilerlemelerde net bir biçimde görülebilir. Sanat açısından ise bazı sanatçılar teknoloji ve kent inşasındaki bu ilerlemeyi olumlu görürken (örneğin Fütüristler), bazı sanatçılar bu gelişimin belirsizliği ve ucu açıklığından endişe duymaktaydı (Ekspresyonizm örneğindeki gibi). Bu gerilim sanatçıları, tasarımcıları ve mimarları oldukça etkilemişti ve çalışmalarında bu olguyu konu edinmelerine neden olmuştu. Böylece sanatçıların kentlerdeki bu dramatik değişimleri kayıt altına aldıkları görülmekte. Kent olgusu 20. yüzyılın modernist reflekslerini yer yer içinde barındırmakta, ama 21. yüzyılla, farklı bir biçimde ilerlemekte. Bir düet sergi Pilot Galeri’de 19 Mart’a değin devam eden “Açık Şehir”başlıklı sergide Özge Topçu ve Deniz Aktaş bu konuyu sorgulayan bir düet sergiye imza atıyorlar. Öncelikle her iki sanatçının işlerinde de gözlemlenen, bitmeyen bir şantiye alanı olarak mimarinin sürekliliği. Özellikle Türkiye gibi yetkinleşmemiş toplumlar için mimari ve onun sembolleri başat öneme sahip; böylece Cumhuriyet rejimi içinde liberal ve devletçi binalarla doğunun ve batının sembollerinin eşzamanlı yaşam olanağı buldukları görülmektedir. Fakat kimlik farklılıklarını bir zenginlik olarak görmeyip, tepeden inmeci yaklaşımlarla yok etmeye çalışan mimari yönelimlerin, toplumun bütünüyle iletişim kuramadıkları, aksine bir monolitik yapı inşa ettikleri de bir realite. Özge Topçu’nun 2014 tarihli “İs Özge Topçu’nun 2014 tarihli ‘İstihale Buhranı’ adlı çalışması. tihale Buhranı” çalışması – Yakup Kadri’den esinle – tam da Modernist Türkiye Cumhuriyeti Mimarisi’nin bu dönüşüm sancılarını görünür kılmakta. Presence II (enstalasyon ve resim) bitmeyen bir mimari proje olgusunu; söz gelimi starmimarların etkileyici ve fantastik tasarımlarını andıran maketlerini yapıbozuma uğratarak, ortaya günlük yaşam nesnelerinden oluşan bir parodi olarak çıkartıyor. Bitmeyen inşaat Deniz Aktaş ise bitmeyen inşaat olgusunu binalar ve insanlar ve/veya binalar ve binalar arasındaki ilişki üzerinden sorguluyor. Süreklilik gösteren bu süreç, sanatçının kolaylıkla kimliklendirilemeyen ama her daim şahit olduğumuz bir örtük “bitmemişlik” imgesiyle karşımıza geliyor. Bir kent inşası olarak farklı topoğraf yalardan çizimler, birer anıtsallık görüntüsü içermekteler. Tabii dolaylı olarak modern kent inşa edilirken görmezden gelinen kimlikler ve ötekilikler okumalarını yapabilmek de mümkün. Bu sergi bir “farklılıkların” ifadesi olarak görülmeli. Her iki sanatçı da, farklılıkları ifade ederek ve çatıştırarak bir yol önermekteler. Reddettikleri ise “homojen” bir yapı; zaten gösterdikleri de homojenliğin nasıl bir temsil bulacağının ipuçları. Siyasal devletçiliğin yaygın doğasının yayılmacılığı da, bize sadece siyasal olanla kalmayan, mimari, kültür ve günlük yaşama uzanan müdahaleleri gösteriyor. Tekil bir yönetime alkış tutanlara, aslında kendi yokoluşlarını alkışladıkları daha nasıl ifade edilebilirdi ki? Bilgi: www.pilotgaleri.com Olmak ya da olmamak... Toplumda zor kullanma tekelinin tepesinde oturanlar, insanları özgürlüklerinden haksızca yoksun bırakma noktasına niye geliyorlar? Onların da bir ‘olmak ya da olmamak’ sorunları var. Yılmaz Güney’in son filmi olan “Duvar”ın kadınlar koğuşu bölümü benim Adapazarı Cezaevi anılarımdan yola çıkılarak hazırlanmıştı. Filmi seyredenler hatırlayacaktır, af söylentileri ayyuka çıkınca tutuklu Roman kadınlar her şeyi bırakıp oynamaya başlarlar. Gerçekten de Adapazarı’ndaki son dönemde “Af çıkacak” sözü, türlü çeşitli göbek havalarının, 9/8’lik aksak ritimlerle yapılan muhteşem dansların vazgeçilmez nakaratıydı. Sonra gerçekten af çıktı ve ben tahliye edildim. Bir yanımda sevinç vardı, özgürlüğüme, aileme, sevdiklerime kavuşmak düşüncesi vardı; diğer yanımda hüzün... Çünkü uzun süredir annekız gibi koğuş arkadaşlığı yaptığımız sevgili Behice Boran’ı geride bırakıyordum. Cezaevinden ayrılırken yaşadığım burukluğu hâlâ unutamam. Burukluk Yıllar sonra cezaevi camlarının diğer yanına geçmek zorunda kaldım, kızım gazeteci Zeynep Kuray, başka meslektaşlarıyla birlikte, yapılmış ve yayımlanmış haberlerden derleme bir iddianameyle tutuklandı ve yargılanması 1.5 yıl tutuklu olarak devam etti; sonra salıverildi, ama mahkeme halen sürüyor. Zeynep de tahliye olduğunda tam sevinememişti, çok iyi gördüm bunu. Aklı içeride kalan meslektaşlarındaydı. Sevgili Can Dündar ve Erdem Gül de 92 gün tutukluluğun ardından tahliye edildiklerinde, ilk vurguladıkları konulardan biri geride 30’dan fazla tutuklu gazeteci kaldığı oldu. İçlerinde bir burukluk olduğu belliydi. (AYM’nin Can Dündar ve Erdem Gül için verdiği kararın özellikle “basın hürriyeti hakkını ihlal” gerekçesinin Zeynep’lerin ve diğer gazetecilerin mahkemelerinde sadece tutukluluk hali için değil, nihai hükümler bakımından da emsal teşkil etmesi gerektiğini düşünüyorum.) Aydınların bilinci Demek bu ortak bir his... Günümüzde çok kızılan, suçlulaştırılan, hedef gösterilen aydınların bilinci, sadece kendi uğradıkları haksızlığın değil, toplumdaki genel adaletsizliğin giderilmesini talep ediyor, yeri geldiğinde kendi değer sınırlarının dışına hiç çıkmadan özgürlüklerini de bu uğurda tehlikeye atabiliyorlar. Çünkü karşılarındaki güç odaklarının adaletsizliğe, haksızlığa, yolsuzluğa karşı çıkanı özgürlüğünden yoksun bırakabileceğini bilerek atıyorlar adımlarını. Gerçek aydın için bu bir “olmak ya da olmamak” sorunudur. Peki, toplumda zor kullanma tekelinin tepesinde oturanlar, insanları özgürlüklerinden haksızca yoksun bırakma noktasına niye geliyorlar? Yanıt basit: Onların da bir “olmak ya da olmamak” sorunları var. Macbeth’in cadılarının sözleri bir kere girmiş kulaklarına ve yoldan çıkmışlar, geri dönüş olanağı bulamıyorlar. Yola devam etmekten, tüm frenleri boşalmış bir kamyon gibi ufukta beliren duvara doğru son sürat gitmekten başka yapacak bir şey kalmadığını düşünüyorlar. Çünkü aydın bilinci “olmak ya da olmamak” şiarını insanlık için kullanıyor, onlar kendileri için... Bu yüzden kendilerini çok akıllı hamleler içinde tasavvur ederken, dışarıdan bakanlara tam bir “akıl tutulması” resmi çiziyorlar. Akıl tutulmasının da resmi olur mu demeyin. Turhan Selçuk çizince oluyor işte... Can’a ve Erdem’e tekrar hoşgeldiniz diyorum. ‘Vefa borcu’ için doğduğu köy Hemite’de (Osmaniye) etkinlikler yapıldı. Çok sevdiği papatyalarla anıldı Yaşar Kemal için ölümünün 1. yıldönümünde yurdun çeşitli yerlerinde törenler düzenlendi Usta yazar Yaşar Kemal, ölümünün 1. yıldönümünde (28 Şubat) yurdun çeşitli yerlerinde anıldı. Yaşar Kemal için doğduğu köy Hemite’te (Osmaniye) de program düzenlendi. Programın koordinatörü Mustafa Düzenli, Çukurova’yı dünyaya tanıtan Yaşar Kemal’e vefa borcunu ödemek için doğduğu ve gençlik yıllarına kadar yaşadığı Hemite köyünde andıklarını söyledi. İnce Memed Heykeli ve Kültür Evi’nin de bulunduğu Yaşar Kemal Parkı’nda gerçekleştirilen program kapsamında kitaplarından pasajlar okundu, köydeki anıları yâd edildi. Yaşar Kemal’in çok sevdiği papatyalar, Ceyhan Nehri’ne bırakıldı. Anma programı, Yaşar Kemal’in eserlerinde yer alan Hemite Kalesi’ne saygı yürüyüşüyle sona erdi. Konak Belediyesi de Yaşar Kemal’i ölü münün 1. yıldönümünde (28 Şubat) törenle andı. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür Merkezi’ndeki anma etkinliğine; Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Karabağlar Kaymakamı Mehmet Sadık Tunç ile çok sayıda edebiyatsever katıldı. Yaşar Kemal’in anıldığı törende piyano ve viyolonsel eşliğinde usta yazarın eserlerinden seçme bölümler okundu. ‘Hafızası çok güçlüydü’ Etkinliğin ikinci bölümünde ise eleştirmen Ömer Türkeş, yazar Semih Gümüş ve film yapımcısı Arif Keskiner söz alarak, Yaşar Kemal’le olan anılarını, duygu ve düşüncelerini paylaştı. Gümüş, Yaşar Kemal’in yüreği her zaman insan sevisiyle dolu bir kişi olduğunu, yazarlığı kadar hafızasının da çok güçlü olduğunu söyledi. muratbeser@muratbeser.com Murat Yılmazyıldırım ‘Düş Öncesi’ (Gar Müzik) Murat Yılmazyıldırım’ın yeni bir albümü çıktı. Üzerinden aylar geçti, ne medyada ne sosyal medyada tek satır kalem oynamadı hakkında. Bu “modern vefasızlık”, bir dönem ile özdeşleşmiş topluluklardan biri olan Düş Sokağı Sakinleri’nin ve üyesinin unutulmaya terk edilişine işaret ediyor. Düş Sokağı Sakinleri 2001 yılında dağıldı, ama bu huzursuz, makyajsız divane, geçmiş zaman hippisi yalnızlığın hüznünü 15 yıldır yaşıyor, yazıyor, çalıyor, söylüyor; kurduğu semavi dünyada. “Düş Öncesi” albümü adının çağrıştırdığı üzere, Murat’ın gençlik dönemine, henüz Düş Sokağı Sakinleri topluluğunun olmadığı günlerdeki 1983 ile 1993 yılları arasında bestelediği eserlere uzanıyor. Crash Test Dummies’in Brad Roberts’ını anımsatan sesiyle tek başına sakince çalıp söylediği akustik şarkıların yegâne misafiri İhtiyaç Molası üyesi kemancı Tolga Çebi. Bu albümü Hint müziğinin esintilerinden uzaklaşan doğru bir tercihleözüne dönüş ya da olgunluk sonra geçmişe dönüş eseri olarak yorumlayabiliriz. Hafızası zayıflatılmış bir toplumun doksanlı yıllarının başında yükselen kent ozanlığımızın bu en önemli sesi, yorumcusu ve bestecilerinden biri olan Murat Yılmazyıldırım’ı unutmamalı, unutturmamalıyız. Robotape 1.0 (Robonima Records) Müzik yapma ve paylaşma olanaklarının ucu bucağı belirsiz bir boyuta ulaşması, her şeyi kolay gibi gösterse de, işin aslı takibatının ve hazmının çok güçleşmesi oldu. Robonima, tür ayrımlarına girmeden, nitelikli, özgün ve yaratıcı her seslere kapılarını açmış müzik merkezli bir sanat kolektifi. “Robotape 1.0”, onların iki yılı aşkın bir sürenin, ondan daha uzun da bir tecrübenin, titiz ilişkilerle geliştirilen bir emeğin ürünü. Tertemiz arzuların, ütopik bir maceranın, uhrevi olmayan bir maneviyatın tohumu. Manifestoları kısaca “21. yüzyılda müzik üretiminin farklı disiplin ve ifadelerdeki sanat üretimleriyle bir bütün olduğunu düşünen, müzisyen, radyo programcısı, DJ ve görsel sanatçıları bir ara ya getiren” bir esasa dayanıyor. Kurucusu hayalperest genç Önder Kılınç (Gramafonia), ama içindeki müzisyenler dışında “Robotape 1.0” albümüne tek emek veren o değil. Rafet Arslan ve masteringi yapan Utku Tavil’in de payı büyük. Yeni müzikleri takip etmekte zorlanıyorsanız, bu iki CD’deki 30 parça sizi bekliyor. Hem eski kuşağa saygıyı, hem yeni arayışları içeriyor. Adını belki ilk ve son kez duyacağınız oluşumlar bir yana; Siya SiyaBend’ten 2/5BZ’ye bütünlüklü konsept bir toplama bu. Akıl işi değil, gönül işi... ODA BAŞI 500 EURO'YA VARAN iNDiRiM 1 MAYIS 31 EKİM 2016 TARİHLERİ ARASINDAKİ TURLARIMIZDA ERKEN REZERVASYON KAMPANYASI İÇİN SON GÜN 29 ŞUBAT..! znfturizm 444 62 15 WhatsApp: 0544 241 63 00 info@znfturizm.com.tr İstanbul Amsterdam Dubai Budva 18 yıldır özel grup turlarında uzman acenta BUDVA 3, 4 GECE, THY 3, 17, 31 Mart 14, 21, 28 Nisan 12, 18, 19 Mayıs 15, 16 Haziran 199 Euro’dan itibaren DUBROVNiK 3, 4 GECE, THY 3, 17, 31 Mart 14, 21, 28 Nisan 12, 18, 19 Mayıs 15, 16 Haziran 299 Euro’dan itibaren DUBAI Her Hafta Hareket 299THY, EMIRATES FLY DUBAI,AIR ARABIA Euro’dan itibaren PRAGViYANABUDAPEŞTE 7 GECE, THY, ONUR AIR 19923 Mart 20 Nisan 5, 21 Mayıs 22 Haziran 8, 9, 20 Temmuz 5 Kasım Euro’dan itibaren MEKSiKAKUBA HAVANATRINIDADVARADEROCANCUN 2499MERIDAMEXICO CITY 8, 12 GECE, AIR FRANCE 5 Nisan, 17 Mayıs, 5 Temmuz, 9 Ağustos Euro’dan itibaren KENYA SAFARi NAIROBIAMBOSELILAKE NAKURUMASAI MARA 1699THY, EMIRATES 5, 7 GECE, istediğiniz tarihlerde kesin hareket Euro’dan itibaren MEKSiKA MEXICO CITYTAXCOACAPULCO MERIDACANCUNCOZUMEL 6, 10 GECE AIR FRANCE, KLM, THY 8 Nisan, 13 Mayıs, 17 Haziran, 1 Temmuz 19995 Ağustos, 9 Eylül, 14 Ekim 18 Kasım, 23 Aralık Euro’dan itibaren BALKANLAR PARiS 2016 ERKEN REZERVASYON FiYATLARI iLE..! 3, 4, 8 GECE, Lüx Otobüs Yarım Pansiyon 1997 GECE, THY Her Hafta 15, 28 Nisan 14, 18 Mayıs 17 Haziran 22 Temmuz 1, 8, 15, 22, 29 Ekim Euro’dan itibaren SELANiK 1 GECE, Lüx Otobüs 11 Mart (İskeçe Festivali) 8, 22 Nisan 6, 20 Mayıs 10, 24 Haziran 15, 29 Temmuz 49 Euro’dan itibaren iSPANYA MadridSevillaGranadaValenciaBarcelona 3997 GECE THY, PEGASUS 10 Mayıs ve Her Hafta Hareket Euro’dan itibaren iTALYA NapoliRomaFloransaVenedikLjubljana 2994, 7 GECE THY, PEGASUS 2 Nisan 5 Mayıs 24 Haziran 5, 12, 19, 26 Kasım Euro’dan itibaren 3, 4 GECE, THY, PEGASUS ONUR AIR Her Hafta Hareket 299 Euro’dan itibaren BENELUXPARiS 7 GECE, THY, PEGASUS ONUR AIR Her Hafta Hareket 299 Euro’dan itibaren AMALFILECCESiCiLYA NAPOLISORRENTOPOSITANO AMALFIBARIALBEROBELLOLECCE Yeni TARANTOMATERAVIBO VALENTIAMESSINA PALERMOTAORMINAETNACATANIA 19 Mart 30 Nisan 14 Mayıs 7 GECE THY 11 Haziran 2, 3 Temmuz (Ş.Bayram) 23 Temmuz 20 Ağustos 10, 11 Eylül (K.Bayram) 499 1, 23 Ekim 12 Kasım 3 Aralık Euro’dan itibaren KORE & JAPONYA Kore Klasik : Seul (4) istediğiniz tarihlerde kesin hareket ! 3*, 4* ve 5* Oteller Kore Mega : Seul (2) Busan Gyeoungju (2) Andong (1) Pyeongchang Seul (1) KoreJaponya Klasik : Seul (2) Tokyo (2) Kyoto (2) Osaka (1) 8 Nisan, 6 Mayıs, 3 Haziran, 1 Temmuz (Ş.Bayram), 5 Ağustos 9 Eylül (K.Bayram), 7 Ekim, 11 Kasım 999 Euro’dan itibaren JaponyaKore Mega : Tokyo (3) Hiroshima (1) Kyoto (2) Osaka (1) Seul (2) 6 Nisan, 4 Mayıs, 1 Haziran, 29 Haziran (Ş.Bayram) 3 Ağustos, 7 Eylül (K.Bayram), 5 Ekim, 9 Kasım 1899 Tüm Geziler ve Akşam Yemekleri Dahil 2400 Euro’dan itibaren Euro’dan itibaren ERKEN REZERVASYON İNDİRİMLERİ TUR FİYATI BAREMLERİNE GÖRE ODABAŞI 50, 100, 200, 300, 500 EURO OLARAK UYGULANMAKTADIR. 500 EURO ALTI TURLARDA İNDİRİM YOKTUR. İLANIMIZDA YER ALMAYAN DİĞER TURLARIMIZI WEB SİTEMİZDEN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ. GRUPLARA ÇOK ÖZEL AVANTAJLAR VE İNDİRİMLER. 6/9 TAKSİT İMKANI C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear