26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Clinton’ın başı yine dertte ABD başkanlık seçimlerinde Demokratların aday adayı Hillary Clinton’ın başı 1996’da yaptığı bir konuşmayla dertte. Siyahi aktivistler Clinton’ın dezavantajlı bölgelerde yetişen çocuklar için kullandığı ‘süperyırtıcı’ ve ‘vicdansız’ ifadeleri için özür dilemesini istiyor. Donald Trump’a ırkçı desteği ABD başkanlık yarışında Cumhuriyetçi Parti aday adayı Donald Trump’a beyaz ırkın üstünlüğünü savunan ırkçı Ku Klux Klan çetesinin eski lideri David Duke desteği geldi. Duke’un “Trump’a oy vermeyen mirasına ihanet eder” sözleri NY Daily News gazetesine böyle manşet oldu. dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Cumartesi 27 Şubat 2016 İran’da nükleer anlaşma nilwgun@cumhuriyet.com.tr 15 sonrası ilk seçimler 80 milyonluk ülkedeki 55 milyon seçmen, yaptırımların kaldırılması sonrasında ekonominin düzeleceği beklentisiyle seçimlere yoğun ilgi gösterdi. Sandıkların kapanma saati iki saat ertelendi. Yaptırımların kaldırılmasının ardından düzenlenen ilk seçimlerde halk ekonominin düzeleceği umuduyla sandığa akın etti Tahran’ın uluslararası toplumla vardığı nükleer anlaşma sonrası dün ilk kez sandık başına giden İran halkı, parlamento ve ülkenin dini liderini belirleyen Uzmanlar Meclisi için oy kullandı. Başkent Tahran’da ilk oy verenler arasındaki dini lider Ayetullah Ali Hamaney, “İran’ın düşmanlarının hayal kırıklığı ve umutsuzluğa kapılması” için herkesi oy vermeye çağırırken, kendisi de Uzmanlar Meclisi’ne aday olan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani gazetecilere “efsanevi katılım” beklediğini söyledi. Seçimler İran’da radikal değişime yol açmaya cak olsa da reformcuılım lı kanadın beklentileri büyük. Adaylık başvurularının bü yük kısmı reddedilmiş olsa da 290 sandalyeli parlamento daki muhafazakâr çoğunluğa karşı etkili bir blok oluşturma yı umuyorlar. Bu durum, Ruhani’nin 2017 se çimlerinde yeniden seçilmesini de sağlayabilir. Öte yandan Uzmanlar Meclisi’ne sekiz yıllığına seçilecek 88 din adamı, Hamaney’in halefini belirleyeceğe benziyor. Zira 76 yaşındaki Ayetullah’ın iki yıl önce geçirdiği prostat ameliyatı sonrası sağlığının kötü olduğu söylentileri dolaşıyor. İşsizlik yüzde 25 Seçmenlerin gündemindeki başlıca konu ise ekonomik durum. Nüfusun yarısının 35 yaşın altında, yüzde 25’inin ise işsiz olduğu İran’da, ekonomik gelişme için iki alternatif tartışılıyor. Reformcuılımlı kanat daha fazla yabancı yatırım hedeflerken, Batı’ya karşı şüphelerinden vazgeçmeyen muhafazakârlar iç üretimin geliştirilmesinden yana. MISIR Sisi’yi satışa çıkardılar Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, “Ekonomiyi düzeltmek için kendimi dahi satardım” deyince eBay’de ‘satılığa çıkarıldı.’ Sisi için ‘az kullanılmış mareşal’ diyen satıcı 100 bin dolar teklif aldı. İSVEÇ Suikastı 133 kişi üstlendi İsveç eski Başbakanı Olof Palme’nin 30 yıl önce uğradığı suikasti, şu ana kadar 133 kişinin üstlendiği açıklandı. Palme için düzenlenen basın toplantısında 10 bin kişinin fadesine başvurulduğu belirtildi. ALMANYA Ermeni soykırımı tasarısı ertelendi Alman Federal Meclisi’nde, ‘Ermeni soykırımı tanımaya’ yönelik tasarının görüşülmesi 24 Nisan’a ertelendi. Yeşiller’in verdiği önerge, 7 Mart’taki TürkiyeAB sığınmacı zirvesinin sonrasına ertelenmiş oldu. Nefesler tutuldu Suriye’de dün ateşkese saatler kala Rusya hava saldırılarını yoğunlaştırırken 97 örgüt daha şartları kabul ettiğini açıkladı ABD ile Rusya’nın Suriye için vardığı geçici kısmi ateşkes anlaşmasının dün gece yürürlüğe girmesi öncesi Rus bombardımanı tavan yaptı. IŞİD ile Kaide kolu Nusra’yı kapsamayan anlaşmaya, Suriye hükümetinin ardından AnkaraRiyad güdümlü Suriye muhalefeti de uyacağını açıkladı. Yüksek Müzakere Komitesi, bünyesindeki bazısı Özgür Suriye Ordusu’ndan 97 silahlı örgütün geçici kısmi ateşkese iki hafta boyunca uymayı kabul ettiğini duyurdu. Komite, “hükümet ve müttefiklerinin ateşkesi suiistimal ederek terörle mücadele adı altında muhaliflere yönelik saldırıları sürdürmemesini” istedi. Anlaşmanın kilit noktasını Rusya’nın Nusra ile işbirliği yapan örgütleri vurmaya devam edip etmeyeceği oluşturu yor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün “IŞİD, Nusra ve BM Güvenlik Konseyi’nin terörist olarak tanımladığı diğer grupların anlaşmaya dahil olmadığının” altını çizdi. Rus lider, “Ateşkese uyacak gruplara ne ABD ne de biz hava saldırıları düzenleyeceğiz” dedi. ‘Vurmayacağız’ Putin “Tümüyle farkındayız ki, bu karmaşık bir uzlaşı süreci, ama başka bir çözüm yolu yok” diye tevekkül ederken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “B planları, kara operasyonu hazırlıkları, tampon ya da uçuşa yasak bölge oluşturulmasına dair ne olduğu belirsiz konuşmalar yapılmamalı” dedi. ABD Başkanı Barack Obama da Suriye’deki çatışmalara dış aktörlerin de dahil olduğunu dile getirdi. Obama, ateş kes anlaşmasıyla ilgili şüpheleri bulunduğunu, uygulanmasının büyük oranda rejim ve Rusya’nın sözlerini tutup tutmayacağına bağlı olduğunu söyledi. Obama ABD’nin IŞİD’e düzenlediği saldırıları, Türkiye’nin sınır kontrollerini artırmasını ve YPG’yi ima ettiği “yerel güçlerden oluşan koalisyonu” övdü. Bombardıman arttı Dün saat geceyarısını vurmadan önce Suriye ve Rusya hava bombardımanını tırmandırırken, muhaliflerin Suriye İnsan Hakları Gözlemevi “her zamankinden de yoğun” bombardıman yapıldığını öne sürdü. Gözlemevi’ne göre pek çok kez Nusra ile işbirliğine gitmiş cihatçı İslam Ordusu’nun kontrolündeki Şam’ın Doğu Guta varoşuna en az 26 hava saldırısı düzenlendi. Nusra’dan tehdit Ateşkese saatler kala bölge ülkelerini tehdit eden bir ses kaydı yayımlayan Kaide kolu Nusra’nın lideri Ebu Muhammed Culani “Suriye savaşı çözümlenmezse, sonuçları bölgedeki Sünni komşularına yayılır” dedi. Culani, “Eğer Aleviler ve Şiiler Suriye’de kazanırsa, savaş 10 yıldan kısa süre içinde Arap Yarımadası’na yayılacak” diye konuştu. Esad’ı iktidarda tutmayı amaçlayan ateşkesi reddettiklerini, kanlarının son damlasına dek savaşacaklarını dile getiren Nusra lideri, Cihatçılara Esad ve müttefiklerine yönelik saldırıları arttırma çağrısı yaptı. KATALONYA ‘Memurlara anadil mecburi değil’ İspanya’nın Katalonya Özerk Bölgesi’nde memurlara Katalanca konuşma zorunluluğu getiren protokol iptal edildi. Yüksek Mahkeme, personel arası iletişimde Katalanca mecburiyetini kaldırıldı. avrupa birliği ‘Şengen 10 güne çökebilir’ AB Komisyonu’nun göçten sorumlu üyesi Dimitris Avramopoulos ‘Alınan sığınmacı önlemleri 10 güne kadar sonuç vermeli’ dedi. Avramopoulos, aksi takdirde Şengen’in çökeceği uyarısı yaptı. Irak’ta yolsuzluk ayaklanması Irak’ta Başbakan Haydar İbadi’nin yolsuzluklara karşı bir dizi reform kararı alması ama çoğunu hayata geçirememesi üzerine radikal Şii lider Mukteda Sadr taraftarlarını sokağa döktü. Bağdat’ın merkezindeki Tahrir Meydanı’nda düzenlediği miting için toplanan 100 binden fazla kişiye seslenen Sadr, İbadi’ye reformları uygulamazsa iktidardan gideceği uyarısı yaptı. ‘Reform vakti’ Üniformalı, silahlı korumaları tarafından kuşatılmış halde kürsüye çıkan ve ABD karşıtı sloganlar atan Sadr, İbadi’yi, Iraklı Şiilerin dini lideri Büyük Ayetullah Ali Sistani’nin reformlara açıkladığı destekten güç almamakla ve halkı dinlememekle suçladı. Sadr “Başbakan, halkın ayaklanması karşısında kritik bir konuma gelmiştir. Artık göstermelik değil ciddi reformları hayata geçirmesinin vaktidir” dedi. Şii lider Sadr, yüz binlerce taraftarını yolsuzluklara karşı sokağa döktü ABD işgaline karşı savaşmış Mehdi Ordusu isimli milisleriyle tanınan, onları son olarak Saraya es Selam adı altında bir araya getiren, İran’dan da destek alan genç din adamı, bugüne dek pek çok kez siyaseten çekilmeyi vaat etmesine rağmen, Saddam döneminde öldürülen meşhur bir büyük aye tullahın oğlu olmasının da etkisiyle Irak siyasetinin ağır topu olmayı sürdürüyor. Kendisine bağlı Ahrar blokunun mecliste 34 milletvekili ve hükümette üç bakanlığı olmasına karşın, bunların da yolsuzlukla suçlanması sebebiyle Sadr “Hükümet üyelerinin hiçbiri beni temsil etmiyor” dedi. Pek çok imtiyazı ve makamı kaldırmayı da öngören reformlara hükümetten ve kendi partisinden itirazlarla karşılaşan İbadi, bu ay da siyasi bağlantıları sebebiyle bakan yapılmışların yerine teknokrat atamaktan söz etti, ama bu sözünü de tutmadı. Özgürlüğe hoş geldiniz Can ve Erdem’in özgürlüklerine kavuştuğu haberini aldığımda ilk aklıma gelen şey, Ege Dündar’ın Strasbourg’da bana söylediği sözler oldu. Can Dündar ve Erdem Gül için yapılan bir dayanışma toplantısının ardından otele döndüğümüzde, Can’ın oğlu Ege ile asansörde karşılaştık. Birden çözülüveren Ege bana, “Nilgün Abla” dedi: “Silivri’ye gittiğimde en zor şey babamdan ayrılmak oluyor. Kapıya yöneldiğimde her defasında arkamdan o da benimle gelecek duygusuna kapılıyorum. Sonra onu bırakmak her seferinde çok koyuyor. O nedenle aklımda hep kendime tarihler koyuyorum. ‘Yılbaşında çıkacak’ diyorum örneğin, ‘Yeni yıla birlikte gireceğiz’ diye düşünmek istiyorum!” Ege’yi o an nasıl teselli edeceğimi bilememiş ama umudu elden bırakmayan azmine hayran kalmıştım. Can’ın güzel ailesi, gururla yolunu bekleyen biricik annesi Öznur Hanım; “Can’ı ellerimizle teslim ettik, ellerimizle alacağız!” duruşundan asla taviz vermeyen dirençli eşi Dilek Dündar, aynı azimle Silivri badiresi sınavından geçtiler. Hepsine geçmiş olsun! Gazetecilik suç değildir “Tahliye” anını beklerken aklıma düşen ikinci görüntü, Strasbourg’da “Place Kleber”in kalbine asılan devasa bir afiş oldu. Can’ın fotoğrafının yanında iri puntolarla yazılmış “Gazetecilik suç değildir” sözlerinin yer aldığı afiş, Avrupa İnsan Hakları kentinin merkezinde bugün hâlâ asılı duruyor. “Free Dündar/Dündar’a özgürlük” çağrısıyla, meydana bakan Strasbourg Basın Kulübü’nün balkonuna yerleştirilen ve Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü ile “Odyssee Sineması” işbirliği ile oraya konan afiş, yağmur, kar ve fırtına demeksizin aybaşından beri orada sallanıyor. Strasbourg’da Dündar’ın adı ve çehresiyle özdeşleşen “Gazetecilik suç değildir” yazısının indirilmesi için Can ve Gül’ün tahliyeleri yetmiyor. Bu hatırlatmanın tümüyle gereksiz hale gelmesi için davanın düşmesi gerekiyor. Can ve Erdem Gül’ün özgürlükleri üzerinde “Demokles’in kılıcı” gibi sallanan her tehdidin kalkması icap ediyor. Yani bunun Türkçesi “gözümüzü üstünüzden eksik etmeyeceğiz!” mesaji. Anayasa Mahkemesi kararının arkasından “Sınır Tanımayan Gazeciler Örgütü” (RSF) ile Strasbourg’da Can Dündar için dayanışma geceleri düzenleyen Odyssee sinemasının hemen yayımladıkları bildirilerde ısrarla nitekim “dayanışmanın devam ettiğine” ve “uyanıklık halinin sürdürülmesi gerekliliğine” atıf yapılıyor. “Gazeteciler yargı takibinden kurtulana dek bu seferberliğin sürdürüleceğine” dikkat çekiliyor. ‘Hepimiz Cumhuriyetiz’ RSF, iki gazetecinin özgürlüğünü “dev coşku” ile karşıladığını not ederken; Dündar ve Gül için suçlamaların düşürülmesini istiyor. “Anayasa Mahkemesi Türk yargısının onurunu kurtarmıştır” şeklindeki açıklamasıyla dikkat çeken RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire; “Bu sadece bir ilk adım. İki gazeteci için bir ay sonra başlayacak bir dava var. Seferberlik halimizi sürdürmeliyiz. İki gazeteci hakkındaki gülünç suçlamalar ortadan kalkmadığı sürece biz durmayacağız!” Dündar’ın Washington Post, Guardian, Le Monde, Die Welt, Der Spiegel, El Pais, Repubblica gibi global köyün en etkili yayın organlarında çıkan makaleleriyle çok büyük uluslararası destek gören davaya ilgi, özetle iki arkadaşımızın serbest kalmasıyla bitmiş değil. Bu ilgiyi uluslararası çapta bir “Hepimiz Cumhuriyet’iz” çıkışı olarak değerlendirmek mümkün. Geçen hafta burada en son İtalya’da “Foglio” gazetesinin baş sayfasında çıkan bir yazıya yer verdim. Berlusconi ailesinin gazetesi “Foglio”daki makale “Je suis Cumhuriyet” başlığını taşıyordu. Yazıda “Mücadelenin hedefinde bir kez daha Türk medyasında asgari tarafsızlık adına kalan ender adacıklardan olan, laik ve ilerici Cumhuriyet gazetesi var!” deniyor; “talep edilen cezaların ağırlığı Erdoğan’ın basın özgürlüğü ile savaşta hangi noktaya geldiğini gösteriyor” dehşeti ifade ediliyordu. İşte bu mesaj tüm dünya basınına geçti. Can ve Erdem Silivri’de üç ay geçirdiler ama onlarla birlikte yerküre de Türkiye’de gazeteciliğin ne menem karanlık bir cendereden geçtiğini öğrendi. Atina ve Viyana arasında nota krizi büyüyor Yunanistan ile Avusturya arasında, Atina hükümetinin Viyana’da Balkan ülkeleri ile yapılan sığınmacı zirvesine davet edilmemesi ile başlayan kriz büyüyor. Yunanistan daha önce nota verdiği Viyana’daki büyükelçisini geri çekti. Avusturya İçişleri Bakanı Johanna MiklLeitner’in yaşanan krizle ilgili olarak Yunanistan’ı ziyaret isteği ise Atina tarafından kabul görmedi. C MY B nilgun@
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear