26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 17 Şubat 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 5 Gazetecilik için karar günü Anayasa Mahkemesi, Dündar ve Gül’ün başvurularını bugün görüşüyor nayasa Mahkemesi, MİT TIR’ları haberi nedeniyle tutuklanan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yaptığı bireysel başvuruları bugün yapacağı toplantıda görüşecek. Can Dündar ve Erdem Gül, MİT TIR’larına ilişkin yaptıkları haberler nedeniyle 26 Kasım 2015’te “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve iste A yerek yardım etme”, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme” ve “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama” suçlarından tutuklandı. Dündar ve Gül’ün avukatları, 3 Aralık 2015’te Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Dilekçede, tutuklama kararı ile Dündar ve Gül’ün anayasa nın 19’uncu ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5’inci ve 10’uncu maddelerinde yazılı “kişi güvenliği ve özgürlüğü” ile “ifade özgürlüğü”, anayasanın ise 26’ncı ve 28’inci maddelerinde düzenlenen “düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğinin altı çizildi. Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, Saat 9.30’da baş layacak toplantıda Dündar ve Gül’ün başvurusunu da görüşecek. “2015/18567” numaralı başvuru, gündemde görüşülecek dosyalar arasında 2. sırada bulunuyor. Bölüm, başvuruyu esastan görüşüp karar verebileceği gibi dosyayı tüm üyelerin olacağı genel kurula da havale edebilir. Bölümde ihlal kararı için en az üç üyenin oyu gerekiyor. l ANKARA / Cumhuriyet Onları almaya geleceğiz Silivri CEZAEVİ ÖNÜNDEKİ Umut Nöbeti 77. gününü geride bıraktı Özgürlük İçin Basın raporu: Gazeteciler sorumlu değil azeteciler Cemiyeti “Özgürlük için Basın İfade ve Basın Hürriyetlerine İlişkin Gözlemler”in ocak ayı raporunu yayımlandı. Raporda, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezası istenmesi, ocak ayının en üzücü gelişmesi olarak vurgulandı. Bu durum, “basın özgürlüğü açısından ülkedeki ciddi akıl tutulması” olarak değerlendirildi. Basın örgütlerinin Dündar ile Gül’ü ziyaret taleplerinin kabul edilmediğine dikkat çekilen raporda, akademisyenlerin siyaset tarafından hedef gösterilmesi “şeytan avı” diye nitelendi. Bazı üniversitelerin akademisyenler hakkında soruşturma açma yarışına girmesinin düşündürücü olduğu vurgulanan raporda, gazeteciler ve akademisyenlerin Türkiye’de artan gerilimden sorumlu tutulamayacağı ifade edildi. l ANKARA / Cumhuriyet G Mine Esen Elif Ilgaz Umut Nöbet’nin tutulduğu Silivri Cezaevi önündeki alana taşlarla ‘Nöbetteyiz’ yazıldı. Ziyaret edemedik Hem ‘hasta’ dedi hem dava açtı Hatemi’den Alphan’a dava azetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül için süren Umut Nöbeti’ni dün İzmir Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya ile CHP Balçova ilçe örgütü, Fransa Alevi Birlikleri Federasyon Başkanı Erdal Kılıçkaya, BirGün gazetesi yazarı Turan Eser, gazeteci Elif Ilgaz, gazetemiz Haber Merkezi editörlerinden Mine Esen, CHP Bakırköy İlçe Başkanı Celal Sevinç ve Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) üyeleri devraldı. Balçova Belediye Başkanı Çalkaya, “Demokrasinin sıkıntılarının çözülmesi için buradayız. Bir olmak, güç oluşturmak zorundayız” dedi. Fransa Alevi Birlikleri Federasyon Başkanı Kılıçkaya da yaklaşık iki hafta önce AİHM’ye Türkiye’deki hak ihlalleri ile ilgili bilgilendirme dosyası verdiklerini söyledi. Kılıçkaya, Dündar ve Gül için Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’nde de görüşmeler yaptıklarını belirtti. Birgün yazarı Turan Eser de “Bu hayatı darlaştırmamak için Umut Nöbeti ile hayatı yaşanır hale getirmek lazım” diye konuştu. Gazetemiz Haber G Merkezi Editörlerinden Mine Esen de “Düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü demokrasinin temelidir. Medya üzerindeki baskılar son bulmalıdır” dedi. Gazeteci Elif Ilgaz da “Can Dündar ve Erdem Gül’ü almaya tekrar geleceğiz” diye konuştu. Ardından nöbeti CHP Bakırköy İlçe Başkanı Celal Sevinç ile ilçe örgütü temsilcileri devraldı. Sevinç, “Siz orada oldukça biz, size ve düşüncelerinize, yazdıklarınıza inanan, sizinle birlikte savunan yoldaşlarınız olarak hep burada olacağız” dedi. AST Genel Koordinatöra Vedat Çuhadar, AST Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güven ile AST oyuncusu ve Oyuncular Sendikası Yönetim Kurulu üyesi Çağlar Deniz de dün nöbet tuttu. Nöbette bugün Diyarbakır’daki Haber Nöbeti’ne destek verilecek. Silivri ile Diyarbakır cezaevleri önünde eşzamanlı nöbet tutulacak. Gazetemiz yazarı Ceyda Karan, Fatih Polat, Şafak Timur, Ergün Babahan, Said Sefa, Elif Akgül saat 15.00’de nöbeti devralacak. l İSTANBUL / Cumhuriyet Turan Eser Erdal Kılıçkaya CHP Bakırköy İlçe Başkanı Celal Sevinç ve ilçe örgütü temsilcileri nöbeti devraldı. Eşzamanlı nöbet Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya ve CHP Balçoca ilçe örgütü Silivri’ye geldi. Alphan Hatemi ürriyet gazetesi yazarı Melis Alphan, avukat Kezban Hatemi’nin “hakaret” iddiasıyla kendisine dava açtığını duyurdu. 2013 yılı Mayıs ayında Melis Alphan’a konuşan Kezban Hatemi’nin oğlu Mehmet Ali Hatemi annesine dair bazı iddialarda bulunmuştu. Mehmet Ali Hatemi, röportajda annesinin kendisini akıl hastanesine kapattığını öne sürmüştü. Röportajdan 2 yıl sonra Ağustos 2015’te başka bir gazeteye konuşan Kezban Hatemi, oğlunun iddialarını yalanlayarak, “Öküzün altında buzağı aramaya kalktılar. O röportajı yapanların çok ciddi hasta olduklarına inanıyorum. Oğlumu kullandılar” demişti. Kezban Hatemi’nin oğluyla röportajı yapan Melis Alphan’ı hedef alması üzerine, Alphan sosyal medya hesabından “Bu kadın bir yalancı. Şimdi ona yalancı dediğim için bana dava açsın” diye mesaj yazdı. Bunun üzerine Kezban Hatemi’nin kendisine dava açtığını duyuran Melis Alphan, “Kezban Hatemi’nin bana hakaret ettiği röportajı okuyup Twitter’a ‘bu kadın yalancı’ yazdım diye iddianame hazırlandı” ifadelerini kullandı. İddianamede, Melis Alphan hakkında 3 aydan 2 yıla kadar hapis istenirken, cezanın alenen ve basın yoluyla işlendiği gerekçesiyle de artırılması talep edildiği belirtildi. Davanın 3 Haziran’da İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanacağı öğrenildi. l İSTANBUL /Cumhuriyet H Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Piri, AB’yi insan hakları konusunda duyarsızlıkla suçlayıp Dündar ve Gül’ün serbest bırakılmasını istedi ürkiye raporunun taslağını açıklayan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, AB’yi sığınmacı akınının dizginlenmesi için bel bağladığı Türkiye’deki insan hakları ihlallerine göz yummakla eleştirdi. Avrupa Komisyonu’nun Türkiye hakkındaki İlerleme Raporu’nu Kasım 2015 seçimlerinin sonrasına ertelemesi için “Türkiye’nin insan hakları sicilinin kötülemesine sessiz kalmak anlamına geliyordu” diyen Hollandalı raportör, “AB’ye üyelik süreci demokratik reformlar ya da hukukun üstünlüğü ya da Kürt sorununda olan bitenle bağlantılı olmalı. AB ise doğrudan göç meselesine bağlayarak çok kötü bir sinyal verdi” diye devam etti. “AB sadece sığınmacı krizinin çözümüyle ilgileniyor. Ben kendi raporumda Türkiye’de olup bitenleri görmezden gelemeyeceğimizi belirtmek istedim” vurgusu yaptı. Geçen yıl ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi temel haklar alanında geriye gidildiğini aktaran Piri, raporunda basın ve ifade özgürlüğü konusuna geniş yer verdiğini, Cumhuriyet gazetesinden Can Dündar, Erdem Gül ve diğer tüm tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısı yaptığını belirtti. Raporda Can Dündar ve Erdem Gül’e özellikle ismen atıfta bulunulduğu söyleyen Piri, “Dündar ve Gül’ün tutuklanması, ABTürkiye zirvesinden iki gün önce gerçekleşti ve bu konuyu herhangi bir yazılı belgede gündeme getirmekte AB başarız kaldı. Bundan dolayı raporda özellikle isimlerinin geçmesi gerektiğini düşündüm” dedi. l Dış Haberler AP: Derhal serbest bırakın T lTürkiye’deki temel hak ve özgürlükler alanındaki reform sürecinin özellikle yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü gibi belli alanlarda gerilediğine dikkat çekildi. lGazetecilere karşı hakaretler ve terör kanunlarının kullanılması, internet medyası ve diğer medya organlarında içeriklere müdahale edilmesi, internet sitelerine erişimlerin engellenmesi, Cumhurbaşkanı’na hakaret gerekçesiyle gazeteciler hakkında soruşturma açılması, tutuklanmaları, hapse ve para cezalarına mahkum edilmelerine yer veren raporda, “AB’nin temel değerleri olan ifade ve basın özgürlüğünde vahim biçimde geriye gidişten derin üzüntü duyuyoruz. Can Dündar ve Erdem Gül’ün de aralarında olduğu tüm mah Çözüm sürecine dönülsün AP’nin Türkiye raporu taslağı Geri bile gidildi Dava 3 Haziran’da Piri pus gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısı yapıyoruz” denildi. “Medyaya fiili ve sözlü saldırıları şiddetle kınıyoruz. Türk hükümetine bağımsız medyaya siyasi ve ekonomik baskıya son vermesi çağrısında bulunuyoruz” vurgusu yapıldı. lTürkiye’nin terörle mücadelesi meşru. Ama bu mücadelenin orantılı olmalı, toplu cezalandırmadan kaçınılmalı, özel kuvvetlerin görevlerini kötüye kullandığı iddialarının üzerine gidilmeli. Türk yetkililerden sokağa çıkma yasaklarını derhal kaldırma ve yaralıların hastaneye gidişlerine izin vermelerini talep ediyoruz. Derhal ateşkes ilan edilmeli ve yeniden çözüm sürecine dönülmeli. AB’nin sessizliğini bozup daha aktif bir tutum sergilemesi gerek. lHâkim ve savcılarının rızaları olmadan yerlerinin değiştirilmesi yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve etkinliği ile güçler ayrımı ilkelerine zarar verdi. lYeni anayasanın siyasi yelpaze ve toplum kesimlerinden konsensüsle yapılması gerek. lYüzde 10 seçim barajı düşürülmeli. ğır bir hastalıktan sonra artık kalkma zamanı. Bir süredir ilaçlar kesilmişti. Zaten fayda da etmiyordu bilinen ilaçlar. Çünkü hastalığın kendisinden çok, yol açtığı ruh hali, durumu ağırlaştırmış ve uzatmıştı. Hastalık bu. Onunla karşılaştığımızda yapmamız gerekenler konusunda yeterli bilgimiz var. Yapılacaklar belli. Nihayetinde hastalığın organlarda yarattığı tahribatla rahatlıkla baş edebilecek durumdayız. Hastalık, doğası gereği acılı ve sancılı bir süreç. Ama bahsettiğimiz vakada tıp terimleri bir yere kadar açıklayıcı olabiliyor. Burada, o yerden ötesi var. Çünkü bu kez hastalığın verdiği acı ve sancı, bildiklerimizden daha derin ve sarsıcı oldu. Organlar yerine asıl olarak duygu ve düşünce tahribatı yapan bir hastalıkla karşı karşıyaydık. Hastalık biterken alışık olduğumuz halsizlik ve yorgunluk gibi tipik sonuçlardan daha önemli haller vardı. Asıl sorun da bu. Karamsarlık, umutsuzluk ve moral bozukluğu. Ve tabii yoğun bir isteksizlik. Hiçbir şeyi istememe. Bugünü ve geleceği isteyememe. Hastalık aslında bitmiş bitmesine ama hasta buna inanmıyor. Bir daha eski duygu ve düşüncelerine, hastalık öncesi durumuna dönebileceğine inanamıyor. Kaldı ki eskisi yetmez, eskisinden de daha iyi olacağına inanması gerekiyor ayağa kalkması için. Ama o bu uzun ve ağır hastalığın bittiğini kabul edemiyor ve kendini hâlâ hasta zannediyor. Oysa kalksa, baksa görecek kanıtları. Ben gördüm. İlk olarak çok değil birkaç gün önce yazıştığım bir doktor arkadaşımın son mektubunda. Şöyle yazmış: “Tıbbın alanına giren hastalık istatistiklerinde bugüne özgü dikkate değer bir değişiklik yok. Zaten ben de bu sıra kırılma anlarını anlamak için toplumsal, siyasal hastalıklarla ilgili okuyorum. Bir hastalıktan çıkmakta olduğumuz doğru. Bu tür hastalıklarda, acıları, teskin edici ilaçlarla azaltmak ya da yok etmek çözüm değil. Çözüm, acıları unutmadan, onlarla yüzleşerek iyileşmek olmalıdır. Örnek katliam acıları.” Hiç tanımadığım bir öğretim üyesinin şu cümleleri ise “hastalık bitmiş” dedirtir nitelikteydi: “Uzunca bir süre çevremizde en çok ‘buralardan gitmek’ konuşuluyordu. Herkes kendine bir ülke arıyordu nerdeyse. Ama bugünlerde ‘gitmekten vazgeçtim’ diyen bir iki arkadaş bile çıktı. Gitme muhabbeti azaldı.” Diyarbakır’daki arkadaşım ise “operasyonlar sona erdi” açıklamalarından hemen önce şunları yazmıştı: “Ölümle yaşam iç içe. Bu kadar çok ölüm ortasında bu kadar çok yaşanan bir kenti ilk kez burada gördüm. Ölüm var ama sanki ölümden korku yok. Buranın kedileri bile korku duvarını aşmış. Ölüme, kurşuna, gaza aldırış etmiyorlar.” Ben bu hastalıktan çıkış zamanlarını bir kez daha yaşadım. Yıllar önce. Üniversite birinci sınıfta. Ahmet Kaya’nın ilk kaseti çıkmıştı. “Ağlama Bebeğim”. Heyecanımız nihayet bitecek, o akşam dinleyecektik. Akşam evde toplandık. Ama Ahmed Arif’in ezbere bildiğimiz şiirlerinin de olduğu Ahmet Kaya şarkılarını dinlemek için gece yarısına kadar bekledik. Ve ışıkları söndürerek karanlıkta ilk kez duyduk o sesi. Karanlığı bekledik, çünkü uluorta satın aldığımız kasedin suç unsuru sayılabileceğinden kaygılıydık. Işıkları söndürdük, çünkü Ahmet Kaya çalıyorduk, evi polis basabilirdi. Üstelik kafamızdaki şarap dumanları bile seçimlerin yapılıp iki yıldır sivil bir hükümetin iktidarda olduğunu aklımıza getirip bizi rahatlatmıyordu. Ahmet Kaya gece boyunca döne döne söyledi. Sabah olduğunda biz söylüyorduk. Karanlık bitmişti. Hastalığı bitirirken A CHP’li avukat Erdoğan’a hakaretten mahkum oldu CHP PM üyesi Avukat Sera Kadıgil, Bilal Erdoğan’ın CHP İstanbul İl Başkanlığı’na asılan bir takım afişlerde fotoğrafının kullanılması nedeni ile CHP’ye ve dönemin İl Başkanı Murat Karayalçın’a karşı açtığı tazminat davasına sunduğu dilekçede kullanılan bazı sözler nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan hâkim karşısına çıktı. Kadıgil, dilekçede kullandığı “Gittikçe otoriterleşen Erdoğan rejimi” sözleri nedeniyle 1 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edildi. İstanbul 44. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada mahkeme Kadıgil’in cezasının ertelenmesi halinde bir daha suç işlemekten çekinmeyeceği konusunda olumlu kanaat oluşmadığı gerekçesiyle cezayı ertelemedi. Taraf’tan Baransu’ya veto Balyoz davasındaki kumpas iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında yaklaşık 1 yıldır tutuklu bulunan Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu’nun yazılarına gazetesinden veto geldi. Baransu’nun köşe yazılarını son iki haftadır yayımlamayan Taraf gazetesinden görüştüğümüz bir yetkili yazıişlerinin Baransu bu şekilde uygun gördüğünü, buna müdahale edilemediğini belirtti. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear