14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 1 Şubat 2016 KULTUR EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Orhan Pamuk, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmalarını hatırlatarak, tartışılan “başkanlık sistemi gibi bir şeyi zaten yaşadığımızı” söyledi. Gündemin onu nasıl etkilediğini “Dündar tutuklandığında romanını yazamıyorsun” diyerek özetledi Bizde çıplağa çıplak denir… Dündar ve Gül’ün savcılıkta verdikleri cevapları okurken, heykellerinin ahengini koruyan kalem darbelerini gururla izledim. or zamanlar zor kararlar gerektirebilir, çünkü risk artar. Egemenler ellerindeki güçlü propaganda silahlarıyla akı kara, karayı ak gösterebilir, yalanı gerçeğin yerine geçirebilirler. En korkuncu da bu tavrın kendine ciddi bir kitle desteği bulması, iktidarların suçlulaştırma kampanyalarının toplumun önemli bir kesimine yayılabilmesidir. Genellikle ak koyun, kara koyun böyle zamanlarda belli olur. Jay Roach’un çektiği 2015 yapımı “Trumbo” filmi böyle bir dönemi, 19471957 arasında ABD’yi kasıp kavuran McCarthy dönemini anlatıyor. Orhan Pamuk, 2008’de yayımlanan aynı adlı romanının ardından 2012 yılında kurduğu Masumiyet Müzesi’nin Londra’nın önde gelen galerilerinden Somerset House’taki sergisinde. McCarthy dönemi sadece baskının değil, korkup nedamet getirenlerin, saf değiştirip arkadaşlarını ve daha da önemlisi vicdanlarını satanların öykülerinden oluşmuş ibretlik bir dönemdir. Paul Robeson’ları da vardır, Edward Dmytryk’leri de... Hukukun rafa kaldırıldığı, cadı avlarına çıkılan, ama Trumbo 1971’de Cannes’da “Johnny namuslu aydın Got His Gun” filmiyle ödül alıyor, yanında Romy Schneider. ların her şeye rağmen fikir ve inançlarını savunmaya devam ettikleri bir dönemdir. Dalton Trumbo, 1947 yılında kariyerinin zirvesinde, çok iyi para kazanan bir senarist, ayrıca ABD Komünist Partisi üyesidir. Antikomünist cadı avı kapsamında Kongre’de kurulan Amerikan Aleyhtarı Faaliyetleri İzleme Komitesi tarafından sorgulanan Trumbo, ifade vermeyi reddeder ve Kongre’nin faaliyetlerini engelleme suçundan yargılanarak mahkum edilir. Ama “kara liste”ye alınmasına, uzunca bir süre iş bulamamasına, 11 ay hapis yatmasına karşın tutarlılığını korur, ödün vermez. Filmde bir de Hedda Hopper karakteri var; gençliğinde vasat oyuncu olan Hopper ününü 50’sinden sonra Hollywood “magazin” yazarlığıyla kazanmıştır. McCarthy’ciliğin sıkı destekçisi Hopper, Arınç’ın tabiriyle, iyi bir “troliçe” tiplemesidir. ‘Can Dündar tutuklanınca oturup roman yazamıyorsun’ obel ödüllü yazar Orhan Pamuk yarın yayımlanacak ve hikâyesi Silivri Cezaevi’nde noktalanan yeni romanı ‘Kırmızı Saçlı Kadın’ dolayısıyla Hürriyet’ten Çınar Oskay’a verdiği röportajda, akademisyenlerden günlük tartışma programlarına Türkiye’deki gelişmeleri nasıl gördüğünü izah ederken, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün gazetecilik mesleğinin gereğini yerine getirmeleri dolayısıyla tutuklanmalarına da değinerek, gündemi meşgul eden başkanlık sisteminin uygulandığını söyledi: “Zaten başkanlık sistemi gibi bir şey yaşıyoruz artık. Cumhurbaşkanı ‘Can Dündar’dan hesabını sorarım’ diyor, hâkimler gereğini yapıyor. Bürokrasi, hukuk sistemi Cumhurbaşkanı’ndan fazlasıyla korku Z Dalton Trumbo N yor. Sesini çıkaran yok. Bundan başka ne isteniyor, farkında değilim açıkçası.” Pamuk söyleşisinde Dündar tutuklanmışken oturup roman yazamadığını da söyledi: “Ben sadece edebiyat konuşsak diyen biriyim. Ama imkân yok artık. İnsanlığına sığdıramıyorsun. Can Dündar tutuklandığında, oturup romanını yazamıyorsun. Sorduklarında ‘Bana ne’ diyemiyor, demek istemiyorsun. Bunları durmadan tartıyor, kız arkadaşına soruyorsun. İnternette geziniyorsun, kafan karışıyor. ‘Bunu bugün değil de yarın söyleyeyim’ diyorsun.” Pamuk, söyleşisinde Türkiye’nin ahvaline ve akademisyenlere yapılan bas ‘İnsanlığına sığdıramıyorsun’ kıya yönelik ise; “(Türkiye’yi) kötü görüyorum, üzülüyorum da. İktidar partisi milletvekili olsaydım üniversite hocalarına bu kadar yüklenilmesinden rahatsız olurdum. Evet, metnin kusurları, eksiklikleri var ama artık imzalanmış. ‘Ben sana bunu soracağım’ diye bir toplum olmaz ki. Bu kadar göstere göstere öğretim üyelerini ezmek, hırpalamak, aşağılamak, ‘vatan haini’ demek kabul edilebilir değil. Can Dündar’ın hapse tıkılması var. Ne diyebilirim ki?” ifadelerini kullandı. ‘En büyük hapishane’ Dünyaca ünlü Amerikan haber portalı Huffington Post’un haberine göre 2015’te dünyanın en etkili kanaat liderleri arasında dördüncü sırada yer alan ünlü yazar, romanının Silivri ‘Hırpalama kabul edilemez’ Cezaevi’nde sonlanıyor oluşuyla ilgili ise şunları söyledi: “Kahramanın İstanbul yakınlarında bir hapishaneye gitmesi gerekiyordu. Biraz araştırınca herkesin oraya gittiğini anladım. Muhalif gazeteciler, eski askerler, Kürtler, adi suçlular... Silivri’nin hayatımızda yeri var, durmadan Silivri’den bahsediyoruz. Eskiden FİTAŞ Sineması açılır, ‘Avrupa’nın ve Balkanlar’ın en büyük sineması’ denirdi. Şimdi Avrupa’nın en büyük hapishanesini açmakla övünüyoruz.” Pamuk, yeni romanı ‘Kırmızı Saçlı Kadın’da bizi otuz yıl önce İstanbul yakınlarındaki bir kasabada liseli bir gencin yaşadığı sarsıcı bir aşk hikâyesiyle, büyük bir insani suçun peşinden sürüklüyor. l Kültür Servisi Calvino’dan efsunlu masallar Weiwei’den Aylan pozu Italo Calvino 1985 yılında öldü. talyan ve dünya edebiyatının en önemli yazarlarından Italo Calvino’nun çocuklar için yazdığı ama her iyi kitap gibi her yaştan okura hitap eden kitabı “Efsunlu Masallar” Yapı Kredi Kültür Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. Türkçeye Meryem Mine Çilingiroğlu’nun kazandırdığı, Giovanni Manna’nın özgün çizimleriyle zenginleşen “Efsunlu Masallar” kitabında, Calvino’nun kaleminden İtalyan masallarını okuyoruz. Kitapta toplam 6 masal yer alıyor: “Salamanka Okulu” (Puglia masalı), “Biber Prens” (Calabria masalı), “Kambur, Topal ve Boynu Tutuk” (Abruzzi masalı), “İki Deniz Tüccarı” (Palermo masalı), “Şeytan’ın Pantolonu” (Bologna masalı), “Yoldan İlk Geçenle Evlendirilen Prensesler” (Basilicata masalı). Romanları, denemeleri ve hikâyeleri dünya çapında okunup sevilen Calvino, “İkiye Bölünen Vikont”, “Ağaca Tüneyen Baron” ve “Varolmayan Şövalye” kitaplarında olduğu gibi çocuklar için de yazmıştı. l Kültür Servisi İ Sevgili İlhan Selçuk’un dilinden düşürmediği çok güzel bir sözü vardı: “Her insan yaşamı boyunca kendi heykelini yontar.” Evet, yaşamda alınan her karar yekpare mermer blokun barındırdığı potansiyel yönelişlerden birini öne çıkaran bir kalem darbesidir. O kararların toplamındaki görece iç tutarlılık heykelin estetik değerini sağlar. Bu da bazen zor zamanlarda zor kararlar alabilmeyi gerektirir. Can Dündar ve Erdem Gül’ün savcılıkta verdikleri cevapları okurken, heykellerinin ahengini koruyan kalem darbelerini gururla izledim: “Devlet yasadışı bir iş üzerinde çıplak yakalanırsa, onun yayımlanması kamunun yararınadır.” Nokta. Büyük şair, keskin zekâlı hicivci Can Yücel’i 12 Eylül döneminde mahkemeye çıkardıklarında verdiği meşhur cevaptan mülhem, “Bizde çıplağa çıplak denir hâkim bey.” Hedda Hopper’ların çıplağı giydirmeye, Midilli’de stüdyo kuran sanatçı Ai Weiwei, açıktaki yerleri örtmeye çalışmaları hiçbir zaman pek bir işe yaramamıştır, yaramayaüç yaşındaki Aylan Kurdi’nin dünyayı caktır. Zaten onlar da bunu bildikleri için ağlatan fotoğrafının benzeri için poz verdi artık “nihai çözüm” yolunda ilerliyor, çıplağı örtemiyorsak, bakabilecek herkesin göÜnlü Çinli muhalif çağdaş sanatçı Ai sı kamuoyunda infial yaratan fotoğdilli sahilinde uzanırken görüntülenzünü örtelim veya at gözlüğü takalım diyorWeiwei, 2 Eylül 2015’te Muğla’nın Bod rafın bir benzeri için poz verdi. Sıdiği fotoğraf, geçen hafta India Today01 ACI KAYBIMIZ lar. İşin aslı, onlar da heykellerini yonturum ilçesinden Yunanistan’ın İstanğınmacıların durumuna dikkat çekdergisinde yayımlandı. Aynı fotoğraf, yor, korkarım ortaya bir “ucube” çıkacak... köy adasına şişme botla geçmeye çamek için geçen bir yıl içinde yüz bin28 Ocak’ta başlayıp dün sona eren Inlışırken annesi ve kardeşiyle birliklerce mültecinin Avrupa’ya giriş nokdia Art Fair’da (Hindistan Sanat Fuarı) te boğularak hayatını kaybeden üç ya tası olan Yunanistan’ın Midilli adasın yer alan “The Artists” adlı sergide hafşındaki Aylan Kurdi’nin cansız bededa bir stüdyo kuran Weiwei’nin Aylan ta sonu boyunca gösterildi ve sanatseninin görüntülendiği ve uluslararaKurdi’nin cansız bedenini temsilen Mi verlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. ACI KAYBIMIZ Heykelini yontmak OT’tan Şener Şen’e teşekkür ylık kültür, sanat ve mizah dergisi OT’un şubat sayısı yayımlandı. Yeni sayısında OT dergisi, sinemanın usta ismi Şener Şen’e yazar Murat Uyurkulak’ın kaleme aldığı yazıyla teşekkür ediyor. “Teşekkürler Şener Şen” başlıklı yazısında Murat Uyurkulak usta sinemacı Şener Şen için şu ifadeleri kullanıyor: “Nice sahne, sırf o oynadığı için daha da unutulmaz hale geldi, hafızalarımıza iyice kazındı. ‘Şan için yaşayan kaç altın dişli ağa onun gibi aynaya A bakıp kendini beğenebilirdi?’” Aylık periyotta Türkiye’nin en çok okunan dergisi OT’ta bu ay ayrıca dünyada 2016’nın Aristoteles Yılı ilan edilmesi vesilesiyle Dücane Cündioğlu’nun “Aklın Onuru: Aristoteles” başlıklı yazısı, ünlü yönetmen Zeki Demirkubuz’un Dostoyevski üzerine yazdığı anısı, Hamdi Koç’un geçen hafta kaybettiğimiz dünyaca ünlü şarkıcı David Bowie’yi uğurlayan yazıları ve bu hafta vizyona giren “İftarlık Gazoz” filminin yönetmeni Yüksel Aksu’yla yapılan röportaj dikkatleri çekiyor. nline kitap mağazası babil.com okurlar için bir oyun uygulaması hazırlığında. iOs ve Android cihazlara uyumlu, bu ay içerisinde aktifleşecek ‘Bukapak’ uygulamasıyla okurlar kitapların kapaklarında oylama yaparak, sevdikleri kitap kapağını öne çıkarabilecek, sürpriz kitap kazanma şansı elde edecek ve ayrıca Facebook üyeliğiyle de çalışacak uygulama aracılığıyla kendileriyle aynı kapakları beğenmiş okurlarla arkadaş olabilecekler. Herkesin kapağı kendine O Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Sürekli Basın Kartı sahibi Meslektaşımız GÜNVAR OTMANBÖLÜK 30 Ocak 2016 Cumartesi günü Zincirlikuyu Camisi’nde kılınan ikindi namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Mesleğe uzun yıllar hizmet eden Günvar Otmanbölük’ün ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear