26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 27 Aralık 2016 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Zam gelmeden uçtu ekonomi 9 Asgari ücretteki artışın sınırlı olması bekleniyor. Bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 1.761.74 lira olarak hesaplandı. Geçen ay bu rakam 1.750 liraydı Yaklaşık 6 milyon işçinin bir aylık geçim ücreti olan 2017’de geçer li olacak yeni asgari ücret per şembe günü belirlenecek. Eko nomik gerekçelerle asgari üc retteki artışın sınırlı olma sı bekleniyor. Buna karşın dö viz kurundaki ar tışın fiyatlara da yansıması nede niyle emekçi hız la fakirleşiyor. Bir işçinin geçim MUSTAFA ÇAKIR maliyeti sadece bir ayda 12 lira artarken, Türk İş’in araştırması ile ortaya çı kan rakam TÜİK’in Asgari Üc ret Tespit Komisyonu’na sundu ğu bir işçinin aylık geçim mali yetinin ne kadar yetersiz oldu ğunu da ortaya koydu. Asgari Ücret Tespit Komisyo nu son toplantısını perşembe günü yapacak. Yaklaşık 6 mil yon asgari ücretli bu toplantı dan çıkacak rakamı bekliyor. İşverenler asgari ücrete sıfır zam önerirken, Türkİş 1.600 lirayı kabul edeceğini açıkla dı. Ancak bu yıl artışın çok sı nırlı olacağı ifade ediliyor. Ko misyonun son toplantısında TÜ İK, ağır işlerde çalışan bir işçi nin yaşama maliyetini aylık net 1.668.90 lira olarak bildirdi. Buna karşın Türkİş’in 30 yıl dır yaptığı “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasında bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti bin 761.74 lira olarak hesaplan dı. Geçen ay bu rakam bin 750 liraydı. Buna göre bir işçinin asgari aylık geçim maliyeti sa dece bir ayda 12 lira arttı. 461 lira eksik alıyor Asgari ücretin halen aylık net 1.300 lira olduğu dikkate alındığında, yaklaşık 6 milyon asgari ücretli, bir işçinin yaşaya bilmesi için yapması gereken harcamaların toplamı olan aylık yaşama maliyetinin tam 461 lira altında ücret alıyor. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) bin 432.17 lira, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 4 bin 665.04 lira oldu. Araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin “insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi” sağlaması için yapması gereken toplam harcama tutarı son bir yılda 153 lira arttı. Bu tutarın 47 lirası gıda fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı. Aralık ayı itibarıyla aylık gıda harcaması tutarı bir önceki aya göre 15 lira arttı. Aylık 50 lira artış Aylık yaşam maliyetindeki bir aylık artış ise 50 lira oldu. Türkİş’in araştırmasında sadece bir kişinin yapması gereken harcama tutarı ile mevcut veya ilan edilecek yeni asgari ücret arasındaki farkın ücretli çalışanların geçim koşullarını yansıtan önemli bir gösterge olduğuna dikkat çekildi. Asgari ücret belirlenirken, gözetilmesi gerekenin çalışanın ailesiyle birlikte insan onuruna yaraşır geçim koşullarına kavuşturulması olduğuna işaret edilen araştırmada, “Aradaki fark giderilmeden, ekonomideki olumsuz gelişmeler gerekçe gösterilerek, var olan asgari ücrete hedeflenen enflasyon temel alınarak birkaç puan üzerinde ücret zammı yapılması çalışanların yoksulluğunu gidermez” denildi. l ANKARA DİSK’ten referandum çağrısı Asgari ücret görüşmeleri devam ederken, İzmir’de DİSK üyesi işçiler, asgari ücretin belirlenmesi için referanduma gitme çağrısında bulundu. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “2017 yılı için asgari ücret en az 2000 TL net olmalıdır. Asgari ücret için referandum yapalım. Halk karar versin” dedi. DİSK Ege Bölge Temsilciliği, 29 Aralık günü kesinleşerek milyonlarca işçi nin alacağı maaşı belirleyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri ile ilgili basın açıklaması yaptı. DİSK’e bağlı sendikaların yöneticileri ve üyeleri “Savaşa değil halka bütçe” ve “İş, ekmek yoksa barış da yok” sloganları ile çarşı içine yürüdü. Asgari ücretin bir işçinin ailesiyle beraber insanca yaşayabileceği bir ücret olarak belirlenmesi gerektiğini ifade eden Sarı “Ülke büyür ken işçilerin bundan pay almaması adaletsizliktir. Asgari ücret tespitinde geçim koşulları, verimlilik ve milli gelir artışı dikkate alınmalıdır. Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalıdır” diye konuştu. Genel İş Örgütlenme Daire Başkanı Taner Şanlı, iktidara seslenerek “Eğer güçlü bir ülke istiyorsan insanca yaşam koşullarını bize vermek zorundasın. Biz kaybedersek siz de kaybedersiniz” dedi. Asgari ücret vergiden muaf olmalı Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Aziz Çelik’e göre, hem Türkİş hem de DİSK asgari ücretin tümüyle vergi dışı bırakılmasını istiyor. Dolayısıyla asgari ücretin brüt tutarının ne olacağı kadar asgari ücretten yapılan kesintiler ve işverenlere sağlanacak muafiyetler de asgari ücretin belirlenmesinde önemli değişkenler. Çelik’e göre dünyada bu yönde yaygın uygulamalar var. Birçok ülkede ücret gelirlerinin be lirli bir bölümünün vergiden muaf tutulması veya ciddi vergi indirimleri sağlanması söz konusu. Türkiye’de de asgari ücretin vergi dışı bırakılması konusu yıllardır gündemde. Bu yönde belli mesafe alındığını söylemek mümkün. Nitekim halen uygulanmakta olan Asgari Geçim İndirimi (AGİ) yoluyla ücretlerin asgari ücret kadar tutarının önemli bir bölümünden vergi kesilmiyor. DİSK ve Türkİş’in talep ettiği ise asgari ücretin tü müyle vergiden muaf tutulması. Diğer bir ifadeyle kısmen vergiden muaf olan asgari ücretin tümüyle vergiden muaf olması. Aziz Çelik’e göre Gelir Vergisi Kanunu’nun 32. maddesi ile Bakanlar Kurulu’na verilen ‘asgari geçim indirimi tutarını asgari ücretin brüt tutarına kadar yükseltme’ yetkisinin kullanılmasından ibarettir. Görüldüğü gibi asgari ücretin tümüyle vergi dışı bırakılması bal gibi mümkün. Bütçeden yatırım çıkmadı Yaşar Arslan Santrallar için iflas uyarısı Türkiye Doğalgaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Derneği Başkanı Yaşar Arslan, gazdan elektrik üreten çevrim santrallarının zorunlu olarak yüksek fiyatlı enerji satın aldıklarını belirterek, “Bu santralları batışa götürebilecek bir sıkıntı” dedi. Arslan, doğalgaz tüketiminde pik gün ihtiyacının karşılanması için 2017’de devreye girecek yatırımların büyük önem taşıdığını belirterek, “Yapılacak yeni yatırımlarla 2019’dan sonra bir sorunumuz kalmayacak gibi görünüyor ama kapasite artsa bile bizim konfor sıcaklığı olan 1920 derecelerde ısınmayı öğrenmemiz gerekiyor” ifadesini kullandı. Tavan fiyat olsun Arslan, BOTAŞ’ın elektrik santrallerına uyguladığı yüzde 90’a yaklaşan kesintilerin santralları büyük sıkıntıya soktuğunu vurgulayarak, “Doğalgazdan elektrik üreten santralların kendi müşterilerine olan yükümlülüklerini gözardı etmemek gerekiyor. Bu santraller yükümlülükleri yerine getirebilmek için sistemden zorunlu olarak yüksek fiyatlı enerjiyi alıyorlar. Bu üreticilerin öngöremeyeceği veya önleyemeyeceği bir şekilde gerçekleşen bu durum karşısında, EPDK’nin zorunlu olarak fiyatlara tavan konulması uygulaması getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu durum birilerinin zararı, başkalarının ise fahiş kâr etmesine neden olacaktır” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Makina Mühendisleri Odası’na göre 2017 merkezi yönetim bütçe hedefleri, önceki bütçeler gibi yatırım ve kalkınma boyutlarından yoksun NECATİ SAVAŞ Petrolİş Sendikası Genel Başkanı ve üyeler Ankara şubesi önünde açıklama yaptı. 1.400 işçi işsiz kalacak Türkiye Petrolleri’nin (TP) küçültülmesine karşı çıkmak için Ankara’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın önünde açıklama yapmak isteyen işçilere olağanüstü hal (OHAL) gerekçe gösterilerek izin verilmedi. Ankara’ya gitmek için Adıyaman, Batman ve Lüleburgaz’dan yola çıkmak isteyen işçiler de güvenlik güçleri tarafından engellendi. Otobüsler durduruldu. Ankara’ya gitmelerine izin verilmeyen işçiler şube başkanlıkları önünde açıklama yaptı. Ankara’daki işçiler de Petrolİş Sendikası Ankara Şubesi önünde toplandı. Polis işçilerin Enerji Bakanlığı önüne gitmesine izin vermedi. Çevik kuvvet, TOMA’larla önlem aldı. TP’de Petrolİş Sendikası’na üye 3 bin 200 işçi bulunuyor. Sendikadan alınan bilgiye göre TP’nin küçültülmesinin ardından ilk başta 1.400 işçi işten çıkarılacak. Güvence kalmayacak Petrolİş Sendikası Genel Başkanı Ali Ufuk Yaşar, yaptığı açıklamada, TP Genel Müdürü Besim Şişman’ın işten çıkarma olmayacağına yönelik mesajına dikkat çekerek, “İşten çıkarma olmayacaksa neden eylem yapalım. TP’nin küçültülmesi halinde çalışanlar işsiz kalacak. Sendikasızlaşma başlayacak” dedi. TP’nin Adıyaman, Batman ve Trakya Bölge Müdürlükleri ile Ankara Genel Müdürlüğe bağlı kuyu tamamlama, sondaj, jeofizik operasyonlar, sismik ve deniz sismiği gibi faaliyetlerin Turkish Petroleum International Company’e (TPIC) devredilmesinin öngörüldüğü belirtilen sendika açıklamasında “Bu küçültme operasyonunda, söz konusu faaliyetleri halihazırda yürüten TP çalışanlarının da kurum ile ilişiği kesilecek, şart ve koşulları belirsiz olan bir devir gerçekleşecektir. Devrin ardından kamu işçisinin hiçbir iş güvencesi kalmayacak” denildi. l ANKARA TMMOB Makina Mühendisleri Odası, 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun geçmiş yıllarda olduğu gibi toplumsal çıkarları gözetmeyen antidemokratik bir nitelikle hazırlandığını vurguladı. Odaya göre 2017 merkezi yönetim bütçe hedefleri, önceki bütçeler gibi yatırım ve kalkınma boyutlarından yoksun. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Ali Ekber Çakar, Bütçe Kanunu’nun antidemokratikliğine, Sayıştay denetiminin devre dışı bırakılması, ödenek harcamalarının yasal sınırların üzerinde kullanılması ve gizli tutulması, bütçe dışı fonların varlığı, bütçe dışı gelirler ile harcamaların, bütçenin denetim ve şeffaflık ilkeleriyle oluşturulup işletilmemesini örnek gösterdi. 2017 yılı merkezi yönetim bütçesi gelirlerinin 598 milyar lira olarak belirlendiğine bunun 564.7 milyar lirasının vergi gelirlerinden toplanmasının öngörüldüğüne değinen Çakar’ın bütçe eleştirileri şöyle: Eğitime para yok n 2016 bütçesinde bütçe büyüklüğü iki yılda yüzde 36’lık artış gerçekleşirken, Cumhurbaşkanlığı bütçesi Merkezi Yönetim Bütçesi toplamındaki artışın neredeyse iki katına yaklaşarak yüzde 63 yükeltildi. Aynı şekilde Başbakanlık bütçesi yüzde 70 artırıldı. n Milli Eğitim Bakanlığı bütçesindeki artış sadece yüzde 37 ile sınırlı kaldı. n Eğitim yatırımlarına ayrılan pay açısından bakıldığında da 2002’den bu yana yüzde 17’den yüzde 8.5’a sert bir düşüş yaşandığı görülüyor. l Ekonomi Servisi Aldıkaçtı kaptıkaçtı 12 Eylül’ün darbe yönetiminin, 12 Eylül’ün darbe anayasa taslağını, lütfederek kısa bir süreliğine sözde demokratik tartışmaya açıldığı vitrini için sivil toplum örgütlerinin etkinlik düzenlemelerine izin verildiği günlerdi... Ankara’da sol demokratik platform geleneğinden gelen meslek örgütleri ilk ortak etkinliği düzenlemişlerdi. Kürsüdeki ilk konuşmacımız sevgili Uğur Mumcu, yasaklı dönemin açlığı içinde tıklım tıklım ayakta yer kalmamış salonun izleyicilerinin coşkulu desteğinde, hukukçu, esprili eleştirilerini zekâ süzgecinden geçirdiği analizlerinde “Aldıkaçtı, kaptıkaçtı..” diye diye laik Cumhuriyetin 1980’e kadar ulaşılmış örgütlü kazanımlarının bir bir gasp edilmesi projesini incelikli, şeytana pabucunu ters giydirecek incelikleriyle özetliyordu... Prof. Orhan Aldıkaçtı, okuldan çok sayıda seminerlerinden de tanıdığım, insani ilişkilerinde sevimli bir insandı. 12 Eylül döneminin tüm emek, sendikal, toplumsal örgütlülüklerin hak gasplarında pek çok bilim insanının teknik hukuk kalıpları içinde, kasıtlarının ötesinde kötüye kullanılmış olmalarına da tanıklığın refleksiyle, “Osmanlı tarihimizde padişah korkusu, buyruğu galebe çalıp, İslamın gerçeklerine göre fetva vermekle yükümlü şeyhülislamların, İslam inancına ihanet, insanlık suçları işlediklerinin sayısız örneği vardır.. Padişah buyruklarının nedensonuçkötü niyet kasıtlarına bakılmalıdır..” diye söze girme gereğini duymuştum... HHH Kurtuluş Savaşı, kuruluş destanının, Atatürk devrimleri, liderliğinde yazılışı, laik Cumhuriyet birikimleri üzerine, çok partili demokratik düzene geçiş sınavı, DP’nin sandık çoğunluğunda rejimi sallayan boyutlarda otoriterleşme, sağa kayış, laikliğe ihanet kirli siyasetinin önünü açan zaaflarıyla 27 Mayıs askeri darbe süreci yaşanmıştı. Askeri darbenin çözüm olarak pazarlanmasında iç dış odaklar etkisi, siyasal zaaflar bir yana, Yassıada yüzkarası, bir de gerçekten çağdaş, toplumsal örgütlü demokrasiye, evrensel insan hakları, hukuk düzeni, sosyal devlete, sendikal haklara geçişin önünü açan anayasal, yasal değişiklikler vardı. Türkiye 12 Eylül 1980’e kadar, bir toplum için topu topu 17 yıllık gibi kısa süreçte, dünya demokrasilerinde örneği görülmeyen hızlı gelişimi yakalamıştı. HHH Yaşamın her alanında insan odaklı gelişmede dünyada örneği olmayan bir patlama söz konusuydu. Üretim, en ileri ölçeklerle adil gelir dağılımı, toplumsal gelişim, hak arama örgütlülüklerinde güçlenme, sendikal haklar kullanımında dünyanın en ileri ülkelerine ulaşma eğrilerindeki muhteşem yükseliş, tüm emeği ile geçinenlerin sosyal refahı ile bütünleşmişti. Ne trajik bir durumdur ki sandıktan çıkan yeni sağ, siyasal iktidarların “lüks, ülkemiz için bol anayasa” çığlıkları ile tek kutuplu dünyaya doğru sürüklenişte, Türkiye için biçilmiş arka bahçe rolüyle de bütünleşmiş olarak, seçmen kitlelerini siyasal İslam, ırkçı vurgulamalarla afyonlama siyasetleri de güçlenmişti. Kestirmeden 12 Eylül askeri darbesi yaşatılmasa, 24 Ocak ekonomik kararları, liberal politikalar dayatmaları, Özalizm projeleri de gündeme gelmeyecekti... HHH Hafta sonu dünyada bir benzeri yaşanmamış, laik Cumhuriyeti değil sadece, Meclis’in kendi kendini de feshetmesi anlamına gelecek, parlamenter düzenden vazgeçme, adı Cumhurbaşkanlığı, anayasal diktatörlüğe geçiş girişimi için, AKPMHP yönetim ortaklıklarının ürünü Anayasa Komisyonu çalışmaları vardı. Tasarının tümü üzerinden görüşmeler tamamlanmadan AKP’li komisyon başkanlığı maddelerin görüşülmesi geçişine kalkışınca, CHP’li milletvekilleri Aldıkaçtı çağrışımı ile “kaptıkaçtı” vurgusunu yaptılar... Meclis iradesi, sivil anayasa hazırlamanın olmazsa olmaz hukuk kriterlerinin tümünü ayaklar altına alarak, partiler arası uzlaşıyı yok sayarak liderik çıkarları katında uzlaşmaların ürünü hazırlanmış bir metnin görüşülmesinde kavga kıyamet... AKP’li başkanlığın komisyon çalışmaları hukukunu yok sayarak atlatma girşimleri CHP’lilerin “kaptıkaçtı” çağrışımını haklı kılmıştı... Gerisi, sözde 12 Eylül askeri darbe anayasasından kurtuluş adına halkımız 14 yıl uyutulduktan sonra, sivil anayasa ile diktatör yaratma sonuçlarıyla çok daha vahim.. Şehit cenazeleri, iktidar ortaklığı ürünü FETÖ’cü darbe girişimi protestoları, derken dünkü içinde büyük açılışlarda.. başkanlık anayasasının muştulandığı kalabalıkların tümünde “Tekbir, Allahüekber” sloganlarının değişmezliği boşuna olmasa gerek... KISA...KISA n Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu, EMO’nun kuruluşunun 62. yıldönümünde, ‘Cumhuriyet’in aydınlığı ile 62 yıldır buradayız, burada olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. Bünyesinde 10 ayrı mühendislik unvanı ile 89 farklı iş alanı bulunan EMO, 14 şube ve 112 temsilcilikle 60 bin üyesine hizmet veriyor. n Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), dolar cinsi hesaplara ödenen faizi 26 baz puan yükseltti. Merkez Bankası, günlük olarak belirlenen dolar cinsi yabancı para zorunlu ve serbest hesaplara ödenen faizi yüzde 0.49’dan yüzde 0.75’e çıkardı. n Ağrı il merkeziyle Doğubayazıt ilçesinde doğalgaz dağıtımı yapacak şirketin belirlenmesi için dün düzenlenen ihaleyi, Türkiye genelinde 24 il, 106 ilçe ve beldede doğalgaz dağıtımını gerçekleştiren Aksa Doğalgaz kazandı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear