26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 14 Aralık 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY haber 3 KonteynIrda sobadan çıkan yangında hayatlarını kaybettiler Üç tarım işçisi can verdi Adana’nın Karaisalı ilçesinde 3 tarım işçisi kaldıkları konteynırda çıkan yangında yanarak hayatını kaybetti. Kırıklar Mahallesi’nde meydana gelen olayda, tarım işçileri Derviş Yılmaz, Cafer Tayyar ve ismi belirlenemeyen bir kişi, tarlada çalıştıktan sonra akşam sobayı yakıp yattı. Bir süre sonra ise sobadan sıçrayan közden dolayı konteynırda yangın çıktı. Yangın kısa sürede bütün konteynırı sararken, 3 kişi feci şekilde yanarak hayatını kaybetti. Sabaha karşı olay yerine gelen tarla sahibi çevredeki ağaçlara da sıçrayan yangını görünce itfaiye çağırdı. Ekipler, yangını söndürüp soğutma çalışması yaptığı sırada olay yerinde 3 ceset bulundu. Tarla sahibi, tarlasında iki kişinin çalıştığını söyledi. Bir işçinin kimliği henüz belirlenemezken bu şahsın arkadaşlarına yardım etmeye gelen başka bir tarım işçisi olması ihtimali üzerinde duruluyor. l İHA 10 kadından 4’ü fiziksel veya cinsel şiddete uğruyor, üniversite mezunu kadınların da yüzde 75’i yaşamında en az bir kez bu ayıpla tanışmış ŞEHRİBAN KIRAÇ TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi Erol Bilecik, Türkiye’de her 10 kadından 4’ü, eşi veya yakın ilişkide bulunduğu kişi tarafından fiziksel ve/veya cinsel şiddete uğradığını ifade etti. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, TÜSİAD’ın işbirliğiyle ve BM Nüfus Fonu (UNFPA) ile Sabancı Vakfı’nın desteği ile şirketlerin, çalışanlarının yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini sağlamaya yönelik hazırlanan “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” için aralarında İnci Holding, Ericsson, Aygaz, Sun Tekstil, Aras Kargo, Siemens’ın da olduğu 17 şirket pilot şirket olmayı kabul etti. 723 milyon kadın... Tanıtım toplantısında konuşan Bilecik, dünyada kadınların yüzde 30’unun, yani 723 milyon kadın şiddet mağduru olduğunu aktardı. İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) Projesi, 2013’te Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından çalışanların yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı işyerlerinde destek mekanizmaları oluşturulması ve iş dünyasının yönetimsel ve örgütsel yeteneklerini kullanarak aile içi şiddeti azaltıcı en iyi uygulamaları, araç ve yöntemleri yaygınlaştırmaları üzerine tasarlandı.  Proje kapsamında 2014’te çalışanların aile içi şiddet hakkındaki farkındalıklarını ve şiddete maruz kalma durumlarını araştırmak üzere 20 şirkette anket uygulandı. Anket sonuçlarına göre çoğunluğu üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’inin en az bir kez şiddetin bir türüne maruz kaldığı ve çalışan kadınların yüzde 40’ının psikolojikduygusal şiddete, yüzde 35’inin sosyal şiddete, yüzde 17’sinin ekonomik şiddete ve yüzde 8’inin fiziksel şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı. Erkeklerin yüzde 40’ı eşine ya da birlikte olduğu kişiye en az bir kez şiddet uyguladığını kabul ediyor. Beyaz yakada şiddet karası 10 kişiden 3’ü kimseye söylemiyor Şiddete uğrayan kadınların en az yüzde 30’u bu durumu kimseyle paylaşmadığını ifade ediyor. Şiddete uğrayan kadınların en son başvurduğu birim, şirketlerin insan kaynakları birimi oluyor. Bu sonuçlara dayanarak 2015’te projenin ikinci aşamasında şirketlerin aile içi şiddetin işi, işyerini ve çalışan kadınların işgücüne etkin katılımını olumsuz olarak etkilemesini engellemeye yönelik bir şirket politikası oluşturarak çözüm mekanizmaları yaratabilmelerini desteklemek amacıyla ‘Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet ile Mücadele İçin İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi’ oluşturuldu. Proje kapsamında 2016, pilot uygulama yılı olarak belirlendi. Pilot çalışma ilk uygulamaların yakından izlenmesi ve sonuçlarının ve deneyimlerin rehberin iyileştirilmesinde kullanılmasını amaçlıyor. Pilot uygulama aynı zamanda rehberi kullanarak aile içi şiddet konusunda bir şirket politikası oluşturacağını taahhüt eden gönüllü şirketlerin ‘pilot şirket’ olarak süreç boyunca destek lenmesini ve izlenmesini kapsıyor. Proje, 2017’de Bursa’da yaygınlaştırılarak pilot sürecine devam edecek. Toplantıda verilen bilgilere göre kadına yönelik şiddet nedeniyle 8 milyon çalışma günü kaybediliyor. Kadına yönelik şiddeti ev içinde hapsederek çözmük mümkün değil. Bütüncül politikalar şart. Burada özel sektör, hükümet ve sendikalara büyük görev düşüyor. Bir kadın şiddete uğruyorsa artık hepimiz daha az özgürüz. Kadının iş hayatına girişinde en büyük engel aile içi şiddet. Sadık’tan utanın merdivenden çıkın İstismar davasında tepki çeken savunma Bursa’da 9 yaşındaki komşusunun kızına bodrumda cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla hakkında 60 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan S.A. hâkim karşısına çıktı. Bursa’daki davanın duruşmasında şahit olarak dinlenen S.A’nın eşinin çocuk hakkındaki sözleri tepkiye neden oldu. S.A’nın eşi Z.A. “Bu durum çocuğun uydurması da olabilir. Zaten hareketleri de tuhaf bir çocuktu. Mesela çok serbest oturan bir çocuktu” açıklamasında bulundu. Şahidin bu sözlerine duruşma salonunu dolduranlar tepki gösterdi. l Haber Merkezi Sürekli arızalanan asansör yüzünden anne önce oğlunu sırtında taşıyor. Oğlunu çimlere oturtan anne daha sonra da aynı yolu bu kez tekerlekli sandalye için kat ediyor. Aşırı yük sonucu sürekli bozulan üstgeçit asansörü Samsunlu anne ve oğlunun çilesi oldu. Tramvay yolu üzerinde bulunan üst geçitteki asansör, kullanım hatasından dolayı sürekli arızalanıyor. Bu durum Gülfinaz Şen ve oğlu 7 yaşındaki omurilik felci hastası Sadık Remzi Şen’e sıkıntılı bir durum yaşatıyor. Oğlunu evden tekerlekli sandalyeyle üstgeçidin yanına kadar götüren Gülfinaz Şen, asansör bozuk olduğunda oğlunu sırtına alarak merdivenlerden çıkıp diğer tarafa geçiyor. Oğlunu çimlerin üzerine bıraktıktan sonra tekrar geri dönen anne bu sefer tekerlekli sandalyeyi karşıya taşıyor. Oğlunun tuvalet ihtiyacı ile birlikte, bu zorlu yolculuğu günde 4 kez tekrarlayan Gülfinaz Şen, insanlardan anlayışlı olmalarını bekliyor. Sıkı bir Beşiktaş taraftarı olan Sadık Remzi Şen, çok sevdiği Beşiktaşlı kaleci Tolga Zengin’den akülü bir araba istedi. İnsanların duyarsızlığından şikâyetçi olan baba Mahir Şen, “Yanındaki levhada engellilerin ve 65 yaş üstü insanların kullanması uygundur yazıyor. Ama bu asansöre önüne gelen biniyor. 8 kişilik asansöre 1520 kişi biniyor ve asansör bozuluyor. Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Yurt ise oradaki asansörlerin engelli ve yaşlılar için yapıldığını; genç ve sağlıklı insanların merdivenleri kullanması gerektiğini söyledi. l İHA Temelleri sarsmak Memleketimiz son derece sert bir iktidar tarafından yönetiliyor. Dünya tutuklu gazeteciler sıralamalarında birinciyiz. Meclis’in üçüncü partisinin eşbaşkanları ve milletvekilleri, belediye başkanları hapiste. Kapatılan derneklerin, işten çıkarılanların, tutuklananların ardı arkası kesilmiyor. Bütün bunlar ise Anayasa Mahkemesi’nin içtihatını çiğneyerek intihar etmesi ve OHAL KHK’lerini denetlememe kararı almasıyla beraber hukuki bir denetim olmadan gerçekleşiyor. Siyasi ve hukuki bir denetime tabi olmayan elinde sonsuz bir kudret bulunan iktidar terör saldırılarını engelleyemiyor. Şehrin ortasında bir araba satın alınıp içi yüzlerce kilo bombayla doldurulurken ruhu duymayan iktidar o esnada mesela Sivas katliamında yitirdiğimiz Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan’ı Devlet Tiyatroları’ndan “Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara mensubiyeti veya iltisakı, yahut bunlarla irtibatı olabileceği yolunda yapılan değerlendirme” sonucu açığa almakla meşgul. Cumhuriyet gazetesinin yönetici ve yazarları bir aydan fazladır tutuklu. Türkiye bu sayede daha güvenli bir ülke mi oldu? İktidar bütün dikkatini fişlenen insanları işten atmaya ve hapse atmaya yoğunlaştırdı. Yanı başına kadar darbeci yaverlerin sızdığını göremeyen, darbeyi haber alamayan, terör saldırılarını engelleyemeyen bu iktidarı eleştirmek ise neredeyse vatan hainliği olarak değerlendiriliyor. Ankara katliamından sonra sırıtarak “güvenlik zaafı” yok diyen, kafaları “kokteyl terör” diye bulandıran bu anlayışı biliyoruz. Şimdi intikam çığlıkları atılıyor. Herhalde bir terör örgütünün tam istediği de budur. Devletin intikam hırsına girmesi, terörle ilgisiz kişilere karşı sert tedbirler alması, meşruiyetinin kaynağı olan hukuka uygun davranma zorunluluğunu göz ardı etmesi. AKP ve MHP, bu hukuki ve siyasi denetimsizlik halini kalıcı hale getirmek üzere uzlaştı. Önümüzde bir rejim değişikliği var. Meclis’in göstermelik, “Bakanlar Kurulu”nun ise en fazla bir meşveret meclisinden ibaret olacağı bir değişiklik. Her kim bu rejim değişikliği için terör saldırılarını, içinden geçtiğimiz dönemin başkanlık gibi güçlü bir yönetim gerektirdiğini söylerse fena halde yanılıyor demektir. Denetimsiz iktidarın terörü önlemek konusunda başarısız olduğu açıktır. Bunun bir rejim değişikliğiyle kalıcı hale gelmesi ise başarısızlığın da kalıcı olmasına yol açacaktır. Malum, öfke baldan tatlıdır. Terör de en çok bu öfke ortamlarında serpilir. Terörist gruplar saldırdıkları hedeflerin kendileri gibi davranmaları için uğraşır. Kuvvetlenmek ve muhatap alınmak için buna muhtaçtırlar. Bu sebeple terörle mücadele, intikam hırsıyla ve denetimsiz tedbirlerle yürütülemez. İnsan haklarına dayanan bir hukuk devletine dayanmak saflık ya da iradesizlik değil aksine devletin tam da temelidir. Temelleri sarsmanın bedeli ağır olur. 13 yaşında cinsel istismara uğradı, hamile kaldı Malatya’da 13 yaşındaki kız çocuğu karın ağrısı üzerine annesi tarafından bir hastaneye götürüldü. Yapılan muayenede kız çocuğunun 4 aylık hamile olduğu tespit edilince durum polise ihbar edildi. Kız çocuğu ifadesinde kendisine spor dersi veren spor eğitmeni İ.C’nin (29) cinsel istismarda bulunduğunu belirtti. Gözaltına alınan İlyas C. kız çocuğuyla ilişkiye girdiğini kabul etti ancak yaşını bilmediğini söyledi. Zanlı çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. l MALATYA/Cumhuriyet Tekmeci tutuklandı Manisa Turgutlu’da parkta spor yapan 4 aylık hamile Ebru Tireli’yi darp ettiği ileri sürülen D.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tekmeli saldırıya ilişkin Mehmet T. isimli bir başka kişi tutuklanmış, daha sonra yeni deliller ortaya çıktığı gerekçesiyle serbest bırakılmıştı. Tireli’nin bebeğinin düşük tehlikesi olduğu öğrenildi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear