26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 11 Ocak 2016 8 ZEKİ TEZER zekitezer@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY EDİTÖR: ???? TASARIM: ??? TASARIM: BAHADIR AKTAŞ S İ G O R T A Banka kredisine bağlı sigortada yavaşlama Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, 2016’da kredi hacminde küçülmeye bağlı olarak hayat, ferdi kaza, konut gibi ürünlerde sınırlı büyüme beklediklerini söyledi Son hutbeye baksaydınız albuki, “Edep ve Hayâ” başlıklı cuma hutbesi metni ibretlikmiş. Tesadüf bu ya, “çocuk ve kadın istismarı” konusuna yer ayırıyor; makul her insanın kabul edeceği vicdani bir analizin ardından, özeleştiri öneriyormuş. Diyanet’in sitesindeki 8 Ocak 2016 tarihli son hutbe metninden söz ediyorum. Denmiş ki mesela: “Çocuklar istismar malzemesi hâline getirilmekte; kadınlar, cinsel meta olarak görülmektedir. Dün, harama karşı edeple öne eğilen başlar, hürmetle çevrilen gözler bugün sınır tanımaz bir biçimde harama yönelebilmektedir.” HHH “Neymiş bu istismar ve haramın temeli?” diye merak edenler için, cevap da var aynı hutbede: “Bütün bunların temelinde erdem ve ahlak üzerine bina edilmeyen bir hayat anlayışının var olduğu aşikârdır.” Kim itiraz edebilir. “Edep ve hayâ yoksunluğu, insanın değer bakımından yoksullaşmasının bir ifadesidir.” Katılmamak mümkün mü? Hele, “geliniz, edep ve hayânın eşsiz bir hazine olduğunu bir kez daha hatırlayalım” denildikten sonra verilen şu tavsiyeyi kim örnek almaz? “İşe önce kendi ayıplarımızı görüp düzeltmekle başlayalım. Zamanın ve mekânın hakkımızda şahitlik yapacağı hesap günü gelmeden önce kendimizi hesaba çekelim.” HHH Bir gün önce, ülkedeki bütün Müslümanlara “işe önce kendi ayıplarımızı görüp düzeltmekle başlayalım” diyen Diyanet’in, söz konusu kendisi olduğunda, o korkunç “ayıbını” düzeltmek yerine, topyekun taarruza geçmesinde şaşıracak bir şey yok aslında. Diyanet, hücrelerine kadar “dünyevi” bir kurumdur zira. Her yıl artan ödeneğiyle, son olarak 13 bakanlığın bütçesini geride bırakan dünyevi bir “devlet” kurumunun “özeleştiri” yapması ise eleştirel aklı harekete geçirmesi anlamına gelir. Eleştirel aklın gereğini yapmak da geriye dönük bütün korkunç hataların sorgulanması anlamına. 7 Haziran seçimlerinde Almanya’da mükerrer oy kullanırken yakalanan görevlisi hakkında işlem yapmayan; “yatılı” izninin yasaya aykırı olarak “sözlü” verildiği sonra ortaya çıkan Diyarbakır Kulp’ta 6 öğrencinin yanarak can verdiği yatılı Kuran Kursu’nun bağlı olduğu bir kurumdan söz ediyoruz. Bütçe dışı gelir kaynaklarını, harcamalarını, Diyanet Vakfı’nın hesaplarını kamuoyuyla paylaşmayan; bütçesinin basında eleştirilmesini, başkan Mehmet Görmez’in “Kimsenin haddi değildir” diye karşıladığı bir kurumdan söz ediyoruz. Kimi vatandaşın vergisi, kimi hayırhasenet, bağışlardan oluşan hesaplarının tamamını denetime açmaktan kim bilir hangi nedenlerle kaçınan bir kurumun; “Bu fetva vahim bir hataydı. Ayıptı. Çocukları istismar malzemesi haline getiren bir anlayışı da o anlayışın yansıdığı metni de kabul etmemiz mümkün değildir” demek yerine; işi paralele, sabotaja, siber saldırıya, itibar suikastına bağlaması, tam da aynı nedenle, bu “yapı”dan beklenen bir davranış refleksidir. Hesap vermek yerine mağduriyet edebiyatına başvurmak, özeleştiri yapmak yerine üste çıkıp eleştireni suçlamak, bu iktidarın baskın bir karakteristiği. Ne diyor 8 Ocak tarihli son cuma hutbesi: “İnsanlık, nicelerinin ar damarlarının çatlayışını üzüntü ve ibretle izlemektedir.” Zorunlu trafiği daha çok konuşuruz ılın sonlarına doğru sektörü çatısı altında toplayan Türkiye Sigorta Birliği, özellikle yılın ikinci yarısında uygulamaya giren ve girdiği andan itibaren de pek çok açıdan sorun yarattığı için çok konuşulan zorunlu trafik sigortalarını ana konusu yaptığı bir toplantı düzenledi. Söz konusu toplantının haberine sayfalay a lc O rımızda yer verdik ş a t k ü Büy ancak o toplantıda o kadar çok şey dillendirildi ki edindilen intiba, sektörün zorunlu trafik sigoratısını bu yıl da daha çok konuşacağı idi... Örneğin, trafik kazalarında Avrupa’nın ön sıralarında yer alan, ölümlü kazalarda iş cinayetlerinde olduğu gibi liderliği kolay kolay bırakmayacak ülkede, trafik sigrotası primlerinde sonlarda yer alıyor. Ülkede trafik sigorta primi ortalama 105 Avro. Tabii duruma göre 5 bin liraya sigorta da var, 500 liraya da var. Bu ortalama Avrupa ülkelerinde 230 Avro. Uğur Gülen, yıl sonu değerlendirmesi ve 2016 beklentilerine ilişkin sorularımızı yanıtladı. ksigorta açısından 2015 nasıl geçti? Aksigorta olarak 2015’te sektörün izlediği stratejiden farklı bir yol haritasından ilerledik. Trafik sigortalarında doğru fiyatlama yaparak fiyat odaklı pazar payı alma çabasına girmemek, sağlık sigortalarında ise mevcut pazarın koşullarını göz önüne alarak daha yaratıcı iş modellerini hayata geçirmek 2015’in önemli stratejik kararlarıydı. Standart ürünlerde kâr marjının düşmesi nedeniyle yeni ve yaratıcı ürünler tarafındaki konumumuzu daha da zenginleştirdik. Maden Çalışanları Ferdi Kaza Sigortası’ndaki yoğun çalışmalarımız 2015’in öne çıkan ürün çalışmasıydı ki, bu alanda yüzde 6070 pazar payına ulaştık. 2015 sektör açısından nasıl geçti? Sigorta sektörü, 2015’te Ekim ayı sonu itibarıyla “güçlü bir büyüme” olarak tanımUğur Gülen Y A layabileceğimiz yüzde 17’lik bir büyümeyi yakaladı. Kasko ve trafik odaklı meydana gelen bu büyümede en önemli pay sahipleri, nisan ayından bu yana önemli oranda artan trafik sigortası primleri ve yılın başında ekim ayı öncesinde yakalanan yüksek miktarda araç satış rakamları. Kârlılık tarafında ise aynı olumlu tablo gerçekleşmedi. Hemen her üründe karlılık düşerken, özellikle trafikte zarar, artarak devam etti. Kaskoda herhangi bir fiyat artışı yaşanmazken, kur artışına bağlı olarak yüzde 15’i bulan maliyet enflasyonu bu ürünün kârında da ciddi oranda düşüşe neden oldu. 2016 beklentileri nelerdir? 2015’teki yüksek büyümenin ardından 2016’da bu kadar hızlı bir büyüme öngörmüyoruz. Yeni araç satışının rekor büyüme sergilediği 2015’te dahi ancak yüzde 9 büyüyebilen kasko ürününde yaşanan fiyat rekabetinin devamı durumunda bu üründeki büyüme sınırlı kalacaktır. 2016 yılında bankacılık sektörünün büyümesinin ve banka kredilerindeki artışın da hayat ve hayat dışı sigorta sektörünün büyümesine doğrudan etkisi olacaktır. Amerika Merkez Bankasının faiz artırma kararı alması, Rusya ile ilişkilerin gergin devam etmesi gibi etkenler Türk Lirası üzerindeki faiz baskısını artırmasını bekliyoruz. Bu durumda kredi faizlerinde gerileme olmayacak ve kredi hacmi hızlı büyümeyecektir. Buna bağlı olarak, büyük ölçüde banka kredileri ile bağ H Rekabet avantajı için işbirliği Aksigorta için hedeflerimizi trafik ve trafik dışı şeklinde kategorilendirirsek, trafik dışında sektörden daha hızlı büyüyerek pazar payı kazanmayı hedefliyoruz. Trafikte ise doğru fiyat seviyelerini gördüğümüz takdirde rekabet içinde yer alacağız. 2016’da zarar riskinin yüksek olduğu branşlarda fiyat odaklı rekabet içinde yer almamaya özen gösterecek rekabet avantajına sahip olmadığımız alanlarda işbirlikleriyle rekabet avantajı yaratacağız. Verimliliğimizi artıracak, operasyon yükümüzü azaltacak teknolojik uygulamalara yatırım yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. lantılı olan hayat, ferdi kaza, konut, oto sigortası gibi banka sigortacılığı ürünlerinde büyümenin sınırlı olmasını bekliyoruz. Tüm bu değerlendirmeler ışığında 2016 yılında hayat dışı sigorta sektörünün büyümesinin enflasyonun 12 puan üzerinde olmasını bekliyoruz. Özellikle banka kredilerindeki sınırlı büyüme beklentisi doğrultusunda hayat sigortalarında da benzer bir büyüme gerçekleşmesini öngörüyoruz. Mutlu kimse yok Şikâyet konularına ve yeniden düzenleme gerektiren noktaları şöyle özetlemek mümkün: Sektörde prim artışı var ama tüketici şikâyet ediyor. Primler arttığı halde şirketler de şikâyetci, neden çünkü zarar ediyor. Sorun biraz hukuki gibi görünüyor. Yani teminat tanımları belirgin değil. Bireylerin alacağı hasarların, bedeni hasarların belirlenme yöntemleri önemli sorunlardan birini oluşturuyor. Geriye yürüyen yargı kararları ise ayrı bir sorun. Çünkü, şirket poliçeyi bir yıllığına satıyor. Oysa yaşanan kazaların ardından davalar 10 yıla kadar açılabiliyor. Böylece bir yıllık risk için alınmış poliçe bedeli üzerinden şirket, 10 yıl geriye dönük hasarları ödemek zorunda kalabiliyor. Bu, en önemli şikâyetlerden birini oluşturuyor. Ayrıca, maliyetler stabil değil, kur dalgalanmaları, yedek parça maliyetleri bunun en önemli nedenlerinden. TESK Başkanı: Trafikte poliçeler birleştirilsin ürkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, zorunlu trafik sigortası fiyatlarının kasko sigortadan farkının kalmadığına dikkat çekti. Palandöken, “Yeni bir anlayış ile iki farklı sigorta tek bir poliçede birleştirilip, fiyat açısından avantajlı hale getirilirse hem esnaf kazanır hem de sigorta şirketlerinin prim havuzu büyür” dedi. Zorunlu trafik sigortasının, her araç sahibi tarafından yaptırılması zorunlu olan ve hasar anında karşı tarafa verilebilecek bedeni ve maddi zararları güvence altına alan bir sigorta olduğunu hatırlatan Palandöken, “Zorunlu trafik sigortasını yaptırmayan araçlar trafiğe çıkamazlar. Zorunlu trafik sigortası kendi aracınızın zararını karşılamaz, sadece zarar verdiği diğer aracın zararını karşılar” diye konuştu. Palandöken, kasko sigortasının ise sigorta ettirene ait aracın uğrayacağı zararları karşıladığını, aracın sigortalının iradesi dışında hasara uğraması, yanması, çalınması gibi durumlarda, sigortalıya tazminat ödenmesini sağlamak için yapıldığını anlattı. T Bendevi Palandöken Yaptırım yok Sorunlardan bir diğerini de tavan fiyat uygulaması oluşturuyor. Bir sürücü senede 5 defa, 3 defa, 10 defa kaza yapıyor. Tavan fiyat uygulandığı takdirde o sürücüden alacağınız prim ile hiç kaza yapmayan birinden alacağınız prim aynı olur. Bu haklı değil, adaletli değil. Oysa kötü sürücü bunun bedeli ödemeli. bu nedenle de sigortacı tavan fiyata karşı. Zira tavan olduğu sürece kötü sürücünün cezasını iyi sürcü ödemeye zorlanıyor. Yatırım yok, 15 kez kaza yapana ya da ölüme neden olana herhangi bir yaptırım söz konusu değil. Yine taşıt kullanıyor; ehliyete el koymak yok, ehliyete yalnız alkollü araç kullanıldığında el konuluyor ama çok kaza yapana, kaza ile ölüme yol açana yaptırım yok. Yalnız primleri artıyor. O da tavana kadar. Tavandan ödemiş kötü sürücü birilerine çarpamaya devam ediyor istediği kadar. Şoför esnafıyla bir araya gelen Palandöken, şikâyetleri dile getirdi. TESK Başkanı, ülkemizde Ekim 2015 sonu itibari ile 19 milyon 793 bin araç bulunduğunu, bunların 4 milyon 977 bininin kasko, 14 milyon 515 bin tanesinin de zorunlu sigorta yaptırdığına dikkat çekti. ‘Bir koyundan iki post çıkmaz’ Palandöken, “Bir koyundan iki post çıkmıyor. İnsanlar iki sigortayı aynı anda yaptıramıyor. Eğer iki poliçe birleşirse, uygun fiyattan geniş kapsamlı sigorta yaptırılan araç sayısı da artar” dedi. BES’te hedef 60 milyar lira akıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan, bireysel emeklilik sektörünün, 2016 yılında 7 milyon katılımcı sayısına ve devlet katkısı ile 60 milyar liralık fon büyüklüğüne ulaşmasını beklediklerini bildirdi. 18 Aralık 2015 itibarıyla Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) katıMehmet Bostan Sigorta Cini blog açtı erakende sigorta mağaza zinciri Sigorta Cini, sigorta ve günlük hayata dair pratik bilgiler içeren bir blog açtı. Sigorta Cini, blog içerikleriyle Türkiye’de sigorta konusunda farkındalığı artırmayı hedefliyor. Türkiye çapında mağazalar açan ve yüz yüze müşteri iletişimini benimseyen Sigorta Cini, bir yandan da online kanallardan müşterilere ulaşmayı hedefliyor. El kitabı niteliğindeki Sigorta Cini Blog, sigor V Adım atılsın Sigortacıların önerileri de özetle şöyle: Trafik Kanunu ile ilgili eksikler giderilmeli. Hukuki kararların geriye dönük maliyetleri önlenmeli. Yine serbest tarifeden taviz verilmemeli, çünkü iyi ve kötü şoför ayrımı ortadan kalkıyor. Yine şirketlerin ağır mali yük altında bırakmayacak adımlar atılmalı. lımcı sayısının 5 milyon 976 bin 412’ye ulaştığını söyleyen Bostan, toplam fon miktarının da 47 milyar liraya çıktığını belirtti. Bostan, “Daha önce katkı payı kişilerin gelir düzeyine göre belirlenirken, şu anda bu rakam katılımcıların ödedikleri tutara göre belirleniyor. Dolayısıyla bu rakamlar katılımcılar tarafından daha adil bir sistemle görülebiliyor” dedi. P ta ve günlük yaşamla ilgili birçok konuda kaynak sağlıyor. 2015’te hem web sitesini hem de mobil uygulamasını yenileyen Sigorta Cini, blog aracılığıyla sigorta pazarında daha bilinçli bir tüketici kitlesi oluşturmayı, böylece uzun vadede Türkiye sigorta sektörünün büyümesini amaçlıyor. Blog içeriğinde sigortaya dair merak edilenler, en çok sorulanlar, Türkiye piyasasına özel koşullar gibi güncel konuları içeren yazılar yer alıyor. Yanlış sigortaya Hazine’den yaptırım Yanlış sigorta uygulamalarına doğrudan ya da dolaylı sebebiyet veren aracıların faaliyetleri durdurulabilecek. Hazine Müsteşarlığı’nın “Yanlış Sigorta Uygulamalarının Tespiti, Bildirimi, Kaydı ve Bu Uygulamalarla Mücadele Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği” aracılar ve teknik personel hakkında işlem yapılabilmesinin yolunu açıyor. Buna göre, acentelerin geçici olarak faaliyetlerinin durdurulması, uygunluk belgelerinin iptal edilmesi ve İcra Komitesi’nce meslekten çıkarılması gibi işlemler gerçekleştirilebilecek. l Ekonomi Servisi C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear