24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 11 Ocak 2016 yorum TASARIM: zarife selçuk 14 ygulama, kitaplarda yazdığı gibi değil…” Bu, çok sık duyulan bir saptamadır. Kitaplardan olması gereken’i okuyanlar, olan’ın farklılığı karşısında çoğunlukla böyle derler. Ve bu saptama, yalnızca bir saptama olmasının dışında, çoğu kez neredeyse bir umutsuzluk havasını da beraberinde taşır. Öyle ya, madem şu ya da bu alandaki uygulama “kitaplarda yazdığı gibi değil”, o halde okumanın ne yararı var? Böyle bir saptamanın ardından okumakta direnmek, insanı neredeyse bir tür toplumdışılığa sürüklemez mi? Kitaplardaki doğruların karşısında uygulamadaki yanlışların yer alması ve göze batması, yeni bir şey değil. Bu ikilem, insanoğluna matbaanın icadından bu yana epey sıkça eşlik etmekte. Ama aynı tarihsel süreç, bize uygulamadaki yanlışların ancak yazılardaki doğrulardan –bireysel düzlemde bile olsa– ödün vermemekle düzelebildiğini de gösteriyor. “U Neyin anayasası?! ürkiye 2016’ya yeni anayasa yapılmasına odaklanarak sokuluyor. Aynı zamanda yapımcı ve yönetmen de olan baş oyuncu AKP iki yedek oyuncuyu, CHP ve MHP’yi yanına alarak bu uzun filmin çekimine soyunuyor; HDP’nin durumu belirsiz! CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Prof. Dr. Sencer Ayata’nın yönettiği Araştırma, Bilim ve Yönetim Platformu AKP İktidarı ve Rejimin Otoriterleşmesi adıyla bir çalışma yayımladı. Bütüncül bir bakış açısıyla hazırlanmış olan çalışmanın şu saptamaları, AKP yönetiminin ana özelliklerini belirliyor: AKP iktidarı kişi özgürlüklerini ve güvenliğini hiçe saymıştır... İnsan haklarını ihlal eden kamu görevlilerini korumaya ve kollamaya devam etmektedir... TBMM, yürütmeye tâbi olarak işletilen bir kurum konumuna indirgenmiştir... Hukuk dışı eylemlere göz yumacak bir ‘bağımlı yargı’ tesis edilmektedir... Bürokrasi ... yürütme erkinin güdümü altına alınmıştır... Bütçe hakkını gasp eden uygulamalar antidemokratiktir (ve) benzeri görülmemiş rüşvet skandallarının en önemli nedenidir... AKP medyası gerçekleri karartan bir gizleme ve baskılama aracına dönüşmüştür... İktidar kendi değerlerine uygun bir toplumsal düzen anlayışını, yaşam tarzını ve kültürel kimliği topluma dayatmaya çalışmaktadır... Sanatçılar ağır baskı altında kalmaktadır... Çalışma yaşamına ilişkin düzenlemeler çalışanların haklarının büyük ölçüde yitirilmesine yol açmıştır... İş dünyası ile ilişkiler bir sadakat ve çıkar ortaklığına indirgenmiştir... Verilen keyfi kararlar ve vatandaşlara uygulanan baskı dini buyrukların gereğiymiş gibi sunulmaktadır... AKP, eğitimde yaptıkları ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ünlü fetvalarıyla bu saptamalardan çok daha kapsamlı olan; çıkarılmış olan yasa, yönetmelik ve genelgelerle iyice pekiştirilmiş bulunan uygulamalarının kılına dokunulmadan anayasallaştırılmasını ısrarla istiyor; adına da adalet dağıtan bir başkanlık düzeni diyor. Burada adaleti, tarafsız ve bağımsız yargı değil, merhametli başkan dağıtacaktır. Kurgu tamamdır. Ülkenin neredeyse yarısının AKP iktidarının başarısızlığının bir sonucu olarak savaş alanına dönüşmüş; özgürlüğün boğulmuş, düşüncesinin baskı altına alınmış, kurumların çökertilmiş olduğu bir ortamda başkanlık sisteminin özgürce tartışılmasının istenmesi de tam anlamıyla yeni bir AKP aldatmacasıdır. CHP, eğer gerçekleşirse ülke siyasetinin tamamının tapusunu kalıcı bir biçimde AKP’ye sunacak olan bu anayasa oyununu, yukarıdaki saptamalarının gereğini yaparak kökünden bozmalıdır. Bunun için son bir olanak vardır! Bu hafta sonu yapılacak CHP kurultayı, vazgeçilmez demokratik değerleri içeren bir anayasa seçeneğinin temel ilkelerini, toplumun özgürlükçü, eşitlikçi, barışçı tüm kesimlerini de birleştirecek bir çağrı bildirisiyle kamuoyuna çok güçlü bir biçimde açıklamalı, sonrasında da bunun gereğini yapmalıdır. Bu, CHP’nin tarihsel ve toplumsal sorumluluğunun yüklediği kaçınılmaz bir görevdir. * Geçen haftaki yazımda AKP’nin kötülük ettiği bilim insanları yazılırken önemli bir atlama olmuş, o işkence sürecinde yaşamını yitiren Prof. Dr. Türkan Saylan’ın adı yazılmamıştır; onun ve siz okuyucularımın bağışlamasını istiyorum. ** Aynı yazıda geçen ODTÜ’ye Cizre’ye girilir gibi girilir sözü, Kültür ve Turizm Bakanı’nın değil, aynı soyadını taşıyan AKP Ankara milletvekilininmiş, düzeltirim. T Bir direniş eylemi olarak okumak… kadar nasibini almamış hukuk düzeni arasındaki olumsuz farklar, adalet düşüncesinden ve idealinden, “Hukuk, ne zaman adalete hizmet eder” sorusunu sormaktan vazgeçmemizi mi gerektirir? Yoksa böyle bir saptama, tam tersine, bizi adalet üzerinde çok daha boyutlu düşünmeye mi itmelidir? “İnsan olarak yaşıyorum” iddiasındaysak eğer ve biz de Sokrates’in o ünlü: “Üzerinde düşünülmeyen bir hayat, yaşanmaya değer bir hayat değildir” ilkesinden yanaysak, elbetteki ikincisi! Sanat öğrencilerimden de sıkça duyuyorum: “Ama hocam, şu anda yapılan sanat, okuduklarımız gibi değil ki!” O halde? O halde okumakta direneceğiz. Yanlışlara karşı açtığımız savaşta, cephelere gittikçe daha çok bilgi süreceğiz. Yeter ki –askerlikteki deyişle– kendi “ikmal hatlarımızı”, yani kitaplarla desteklenmemizi kendimiz engellemeyelim. Çünkü böylesi, yenilgiyi daha baştan kabullenmekten başka bir şey olmaz. Hiç unutmamamız gereken bir nokta daha var: Okumanın hiçbir türü, hemen yarına ait somut getiriler vaat etmez. Her okuma eylemi, yanlışlara karşı hayatımız boyunca vereceğimiz bir başka savaşın hazırlık aşamasından başka bir şey değildir. Yıllar önce okunmuş bir kitaptan edinilmiş bir gücün, şimdi’nin hiç beklenmedik bir anında bizi zafere götürmesi – bu, her şeye karşın okumaktan vazgeçmeyenlerin sıkça yaşadıkları bir deneyimdir! Militan bir okuma eylemi… Belli bir zamanda bizi kuşatan ortam ne kadar cehaletin uçurumlarıyla dolu olursa olsun, yapmamız gereken kararlı bir direniş ruhuyla, militan bir tutumla okumayı sürdürmektir. Doğru seçimler aracılığı ile, itildiğimiz o uçurumlara düşmemek için bilginin silahlarını kuşanmaktır. Kant’ın Aydınlanma’ya ait tanımını bir kez daha hatırlamak, sanırım bize önemli bir rehberlik hizmeti sunabilir: “Aydınlanma, insanoğlunun kendi kusuru ile içine düştüğü ergen olmama halinden kurtulmasıdır…” Bu bağlamda yeterince militan bir okurluğu hedeflememekten daha ağır bir kusur düşünülebilir mi? Meğer CHP AKP’yi ‘keşfetmiş!’ Örneğin, hukuk fakültelerinde öğretilen adalet düşüncesi ile halen uygulanan ve adalet düşüncesinden zerre Doğruyu aramanın aracı olarak okumak … KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK nilgun@cumhuriyet.com.tr nilgun behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr OMA Fetvanın yankıları Türkiye sınırlarını aştı, Avrupa’ya ulaştı. İtalya’da iki büyük gazete konuyu birinci sayfaya ve manşetlere taşıyor. Berlusconi ailesinin gazetesi Il Giornale, “Şok fetva: Babanın 9 yaş üstü kızıyla ilişkisi meşru” manşetiyle verdiği habere içerde “Utanç verici fetva: Öz kızla cinsellik meşru. Kadın konusu Türkiye’de de İslamın sorunu” başlığıyla devam ediyor. “Türkiye babanın kızının ne zaman ırzına geçebileceği üzerinde bölündü” sözleriyle baş sayfada göbekte ilik dondurucu bir başlık çeken Libero gazetesi ise “Bir Türk fetvası kızlarla enseste geçit veriyor” diyor, tam sayfa yer ayırdığı konuyu “uygarlık çatışması” bölümünde işliyor. ‘IŞİD yapsa şaşmazdık’ R Bunun gereği yapılmalı! Diyanet kısmen mesafe aldı İki not Baykal’ın kaseti ‘FETÖ’ye uzandı Deniz Baykal ALİCAN ULUDAĞ Evlerin kapılarını açan ‘Çilingir Hasan’ ifade verdi Baykal’ın, partisinin liderlik koltuğundan istifasına neden olan görüntüler ilgili soruşturmada dikkat çeken gelişmeler yaşandı. Dosyayı baştan sona yeniden inceleyen savcılık, aynı dönemde MHP’li bazı isimlerin de kasetlerinin yayımlanmasını da dikkate alınarak, görüntülerin çekildiği evlere nasıl girildiğini araştırmaya başladı. Bu kapsamda, Emniyet eski İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun’un, “İn” isimli kitabında evlerin kapısını açtığını öne sürdüğü Çilingir Hasan’a ulaşan savcılık, bu kişiyi ifadeye çağırdı. Adliyeye getirilen çilingir, tanık olarak ifade verdi. İfadesinde, bir dönem Ankara’da 11 OCAK 2016 SAYI: 32968 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ı genel başkanlıktan alan kaset skandalına ilişkin soruşturmanın Fethullah Gülen cemaati ile bağlantılı olarak açıldığı ortaya çıktı. Soruşturma kapsamında, Emniyet Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un “İn” kitabında bahsettiği “Çilingir Hasan’ın” tanık olarak ifade verdiği ortaya çıktı. Çilingirin ifadesine göre, Baykal ile ilgili görüntülerin çekildiği evin yanı sıra Baykal’ın Ümitköy’deki evnini kapısını da açtığını söyledi. Eski CHP Genel Başkanı Deniz CHP çalışan bazı polislerin isteği üzerine çeşitli evlerin kapılarını açtığını ancak polislerin içeride ne yaptıklarını bilmediğini söyleyen çilingir, savcılığa anımsadığı isim ve adresleri verdi. Bunlardan bazılarında çilingire de keşif yaptırıldı. Çilingir, yalnızca Baykal’ı koltuğundan eden görüntülerin çekildiği evi değil, Baykal’ın Ümitköy’deki evinin kapısını da açtığını ifadesine ekledi. Öte yandan savcılığın, 2 haftadır söz konusu soruşturmayı FETÖ Terör Örgütü suçlamasından yürüttüğü öğrenildi. Bu kapsamda gözaltına alınarak serbest bırakılan bir polisin de ifadesi alındı. l ANKARA “Bunları IŞİD deseydi şaşan olmazdı. Ama devletin finanse ettiği bir organın yurttaşlarını sübyancı ensest ilişkiye yönlendirmesi laik Türkiye’de ve sosyal ağlarda çok büyük protestoya yol açtı” tespitini yapan ve malum fetvayı ayrıntılarıyla özetleyen “Libero”, fetvanın yayımlandığı siteyi kapatan Diyanet’in tüm ithamları reddettiğini not ediyor, ancak “Diyanet’in bu geri adımının kimseyi ikna etmediğini” kaydediyor. Diyanet’in konudan sadece “kısmen mesafe” aldığını belirten gazete, skandal sonrası yapılan açıklamada “metinde yer alan akıl ve ahlaktan yoksun görüşlerin Din İşleri Yüksek Kurulu ve Başkanlığı’na isnat edilemez” dendiğine ancak DİB’in spesifik bağlamda konuya ilişkin görüşünün tam olarak ne olduğunu belirtmekten kaçındığına dikkat çekiyor. Bakan açık tavır belirtmedi Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da içerik üzerinde herhangi bir açık pozisyon belirtmek yerine meseleyi bir “paralel devlet komplosu” olarak geçiştirdiğini not eden İtalyan gazetesi, protesto eylemleri yapan feminist örgüt temsilcilerinin de “(Türkiye’de) alışık olduğu üzere” apar topar gözaltına alındığını vurguluyor. Il Giornale gazetesinin ünlü kadın yazarı Fiamma Niernstein da fetva hakkında kaleme aldığı uzun değerlendirme yazısına, Ortadoğu uzmanı Bernard Lewis’in “Yanlış neredeydi?/ What went wrong?” kitabıyla giriyor. Lewis’in “ ‘İslam dünyasındaki geri kalmışlığın’ en önemli nedeni kadının ikinci sınıf konumudur. Bu, İslam dünyasını bir yandan nüfusun yarısının enerjisinden ve yeteneklerinden yoksun bırakırken, diğer yandan çocukların da cahil ve baskı altında kalmış analar tarafından yetiştirilmesine yol açar. Bu durum, özgür ve açık topluma müsait olmayan bir ortam yaratıyor” tespitini alıntılayan Nirenstein, İslam ülkelerinde kadına baskının çeşitli katmanları ve mekanizmaları olduğunu belirttikten sonra “Diyanet tarafından hızla inkâr edilen fetvanın en koyu ortaçağ karanlığının bir örneği” olduğunu ekliyor. Diyanet’in “nişanlılar el ele tutuşmasın” fetvasına da yer veren İtalyan gazetesi, kadının her çeşit “ayrıntılı ve ince müdahalecilikle, uzaktan kumandalı bir kuklaya” indirgendiğini ifade ediyor. Yılbaşında Köln’de yaşanan “toplu taciz” olayları ile yan yana ve iç içe işlenen “Türkiye’nin ensest fetvası” haberleri, kadın konusunda yükselen aşılmaz bir yeni “uygarlık çatışması duvarı” olarak ele alınıyor. Ve hemen neredeyse “ırz düşmanlığıyla” eş tutulan bir “kadın düşmanlığı” kertesinde irdeleniyor. Kukla olan kadın Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.49 05.32 05.53 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.22 12.19 14.41 07.03 12 .03 14.29 07.22 12.26 14.55 Akşam 17.04 16.52 17.18 Yatsı 18.2 9 18.15 18.40 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) 12. şubesi Karabük’ün Safranbolu ilçesinde açıldı. Açılışa Sümeyye Erdoğan da katılınca başta Karabük Valisi Orhan Alimoğlu olmak üzere ilin ve ilçenin bütün üst düzey yöneticileri törende hazır bulun Sümeyye Erdoğan açılışa gitti, Karabük ayağa kalktı du. Törene Alimoğlu’nun yanı sıra Safranbolu Kaymakamı Murat Bulancak, Belediye Başkanı Necdet Aksoy, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, İl Jandarma Komutanı Albay Cihan Ulukaya, İl Emniyet Müdürü Serhat Tezsever ile çok sayıda davetli katıldı. Törende konuşan Erdoğan, “Kadın hakları konusunda hâkim Batılı söylemlerle konuştuğunuz zaman kolaylıkla popüler olabilirsiniz ve uluslararası platformlarda kabul görebilirsiniz. Fakat bizim derdimiz gerçekten yaralara merhem olmak” dedi. Vali Alimoğlu ise “Hanımlarımızın, kadınlarımızın itibarı yüksektir. Eksilen bir şey varsa süratle tamamlamalıyız. Demokrasi, Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi halkın adam yerine konulmasıdır” diye konuştu. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear