23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 25 Ağustos 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 7 Haziran seçimlerinden bir ay önce PKK’nin 49 üst düzey yöneticisi hakkında tutuklama kararı aldırmış nkara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 7 Haziran seçimlerinden bir ay önce sulh ceza hâkimliğine başvurarak PKK’nin, arasında Cemil Bayık, Murat Karayılan, Zübeyir Aydar ve Sabri Ok’un bulunduğu 49 üst düzey yöneticisi hakkınALİCAN da yokluklarında tuULUDAĞ tuklama kararı aldırdığı ortaya çıktı. Başsavcılık, talep yazısında şüphelilerin haklarında kırmızı bülten çıkarılarak bulundukları ülkelerden ia A 49 PKK’liye kırmızı bülten deleri için tutuklama kararına ihtiyaç duyulduğunu bildirdi. Kararda, başka bir skandal ayrıntı dikkati çekti. Haklarında tutuklama kararı verilen 49 kişi arasında Nizamettin Toğuç ismi de yer alıyordu. Toğuç, “sürgündeki Kürt parlamentosu” davasında mahkemenin tutuklanmama güvencesi vermesi üzerine 21 yıl sonra Türkiye’ye dönmüştü. 28 Nisan 2015’te ifade verdikten sonra serbest kalan Toğuç hakkındaki bu tutuklama kararı yalnızca 8 gün sonra çıkmış... Bunun üzerine yakalanan Toğuç, çıkarıldığı sulh ceza hâkimliğinde bu durumu anlattıktan sonra ancak serbest kalabilmiş. Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği, talebi 6 Mayıs 2015’te kabul ederek 49 kişi hakkında devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, silahlı terör örgütü yönetmek suçlarından yokluklarında tutuklanmalarına karar verdi. Hakkında tutuklama kararı çıkarılan 49 kişi arasında PKK’nin Kandil’deki yöneticileri Murat Karayılan, Cemil Bayık, Ali Haydar Kaytan, Mustafa Karasu, Fehman Hüseyin, Duran Kalkan ile örgütün Avrupa yöneticileri Zübeyir Aydar, Remzi Kartal, Sabri Ok yer aldı. Ancak 49 kişi arasında Nizamettin Toğuç ismi daha çok göze çarptı. haber 15 63. hükümet... örevde Türkiye Cumhuriyeti’nin 62. hükümeti var. Erdoğan’ın 10 Ağustos 2014’te cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından AKP’nin başına getirilen Ahmet Davutoğlu, 29 Ağustos’ta yeni Bakanlar Kurulu ile birlikte Başbakanlık görevine başlamıştı. 62. hükümet birinci yılında büyük olasılıkla görevini tamamlamış olacak. Gerçekte 7 Haziran’da tamamlamıştı. Ancak uzatmalarla bugüne gelindi. 63. hükümet ise Cumhuriyet tarihinde bir ilk olacak. Cumhurbaşkanı dışında herkesi bağlayan yürürlükteki anayasaya göre kurulacak olan seçim hükümetinin Meclis’te grubu bulunan tüm partilerin katılımıyla oluşturulması gerekiyor. Özellikle cumhurbaşkanı seçildikten sonra anayasayı kevgire çeviren Erdoğan’ın dayatmasıyla kurulacak bu hükümete, CHP ve MHP üye vermeyeceğini ilan etti. HDP, her şartta üye vermekten yana olduğunu açıkladı. AKP’nin kurucularından ve ilk üst düzey yöneticilerinden Dengir Mir Mehmet Fırat’ın şu an HDP’de olmasından başlayıp AKPHDP yakınlığının iyi bir geçmişi olduğunu söyleyebiliriz. HDP’nin barajı geçme suçu işlemesi nedeniyle AKP tarafından aforoz edilmesi bu geçmişi örtmez. O nedenle CHP ve MHP’nin üye vermeyeceği bir seçim hükümetinde AKP ve HDP yan yana olabilir. HHH Davutoğlu seçim hükümetini kurarken CHP ve MHP yönetimlerinin hayır demesine karşın bu partilerden milletvekillerine de teklif götürmesi söz konusuymuş. Onu partilerin liderleri bağlamıyormuş. Olabilir, kendilerini sadece Erdoğan bağlıyor! Eğer teklif götürülen kişi “çok heyecanlandım, bir düşüneyim” derse, bu ret anlamına gelecekmiş. Bakalım daha hangi inciler çıkacak... 63. hükümetin nasıl kurulacağını söylemeye gerek yok, ama not düşmek açısından yine de paylaşalım... Erdoğan, hükümeti oluşturup Davutoğlu’na gönderecek. Diyecek ki, “Bu isimlerle bana gel, ben de sana iyi bir liste yapmışsın, tebrik ederim, diyeceğim ve hükümeti onaylayacağım!” Bu hükümet doğal olarak Erdoğan’a Bakanlar Kurulu şeklinde görevini yerine getirecek. Şu anda bütün bakanlıklarda kadrolar bir kez daha yenilendi. Yani, yine AKP tarafından atanmış olan üst düzey, alt düzey yöneticilerin çoğu öz AKP’li kadrolarla değiştirildi. Seçim hükümetinin bakanı bu kadrolarla “iş” yapacak! HHH Bakanlar Kurulu’nda kim olur? Doğrusu tüm üyelerin Erdoğan tarafından atanmış olmasına karşın ben yine de aileden birinin olması gerekir diyorum. Çocuklar, olmadı damatlar, o da olmadı sülaleden bir isim şart. Bu arkadaşlar özellikle icracı bakanlıklarda daha iyi hizmet verir. Dışişleri Bakanlığı’na bir atama yapmaya gerek yok. Olmayan şeyin bakanlığı mı olur! Suçişleri, affedersiniz İçişleri Bakanlığı’na yakışacak çok kişi var. Hangisi tercih edilir bilinmez, ama geçmişte çözüm sürecini en iyi kim savunmuşsa, tam tersini ona yaptırmak da iyi bir icraat olur. Enerjide Tatlı Kıyaklar Bakanı’nın değişmemesi uygun olur. Canını feda edecek kadar özverili bir bakanı bulmak zor. Başbakan yardımcılıkları için de yeterince aday var. Ama belki dışa açılıp, partisine ihanet edecek kişilerden seçim yapmak da verimli olur! Sembolik de olsa seçim hükümetine girip kartvizitine “bakan” yazdırmak isteyenlerin sayısı kaçtır? Bunu bilmek ne mümkün! Tarih babanın yüzyılların birikimiyle getirdiği bir söz vardır, aklımıza nedense o geliyor... Tarihin en renkli sayfalarını hainler yazar! TOĞUÇ 21 YIL SONRA TÜRKİYE’YE DÖNMÜŞTÜ G izamettin Toğuç, Türkiye’de yaşadığı döN nemde 1991 yılında SHP’den milletvekili seçilmiş, daha sonra HEP’in kuruluşunda görev almıştı. HEP’in kapatılması akabinde DEP’e geçen Toğuç, Batman’da, 1993 yılında DEP’in eski milletvekili Mehmet Sincar’ın öldürüldüğü suikasttan yaralı kurtulmuştu. DEP’in 1994’te kapatılması ve dokunulmazlığının kalkmasının ardından tutuklanmamak için Avrupa’ya kaçan milletvekilleri arasında yer alan Toğuç, 1994’ten bu yana, önce siyasi sığınma hakkı daha sonra vatandaşlık elde ettiği Hollanda’da yaşıyordu. Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu başkanlığı görevini de yürüten Toğuç, 28 Nisan 2015’te Türkiye’ye dönmüştü. Yeni konseptin valisi Musa Işın Yaptığı açıklamalarla tartışılan Ağrı Valisi, devletin değişen söylemini yansıtıyor. özüm süreci rafa kaldırılınca Türkiye’yi yönetenlerin de devlet görevlilerinin de söylemi değişti. Ağrı Valisi Musa Işın’ın “Bir ilimizde 40’a yakın genç kız dağa kaçırılarak iğfal ediliyor ve siz bu halde ailelerinize dönemezsiniz denilerek orada zorla tutuluyor” sözleri büyük tartışma yarattı. Ancak Vali Işın, bu olayların nerede ve ne zaman yaşandığına dair hiçbir açıklama yapmadı. Bu iddialarla ilgili güvenlik güçleri ve yargı ne yaptı soruları da yanıtsız kaldı. Ağrı Valisi Işın, son dönemde tartışılan açıklamalarla gündeme geldi. Nisan ayında Diyadin’de HDP’nin fidan dikme eylemi sırasında çıkan çatışmada 4 asker yaralanırken, HDP eski İlçe Başkanı Cezmi Budak askerlerin açtığı ateşle ölmüştü. Valilik, Budak’ın “PKK’ye destek sağladığını” savunurken, bölgedeki yurttaşların yaralı askerleri çatışma bölgesinden taşıması için de “Yaralı askerleri güvenlik güçleri taşımış, bazı vatandaşlar da yardımcı olmuştur” açıklamasında bulunmuştu. Korucusu Abdulbari Gül’ün 26 mayıstaki cenaze töreninde konuşan Işın “Bu kardeşimizi de dinsizler şehit etmiştir. Siz dağlarda sürüneceksiniz, gebereceksiniz” demişti. PORTRE Koray’ı Suruç bombası, onları ise Gezi’deki gaz fişekleri yaraladı. Mesajları ortak oldu: Ç Aydın Aydoğan Ali Ayvalıtaş Oğlu Mehmet Ayvalıtaş’ı Gezi sırasında kaybetti. 7 ay sonra da acıya dayanamayan eşini... Gezi Direnişi sırasında polis şiddetiyle ayağından yaralandı ve o günden sonra yürüme zorluğu çekmeye başladı. Erdal Sarıkaya Evren Köse Koray Türkay Suruç katliamından kurtuldu. Gezi Direnişi sırasında polisin plastik mermisinin gözüne isabet etmesi sonucu sağ gözünü kaybetti. Gezi Direnişi’nde başına isabet eden gaz fişeği nedeniyle kafatasının sağ tarafı parçalandı ve kafatasının içine takılan platin ile hayata tutundu. Terörist ısrarı 13 Ağustos’ta Diyadin İlçesi’nde PKK’nin karakola düzenlediği saldırının ardından 1 PKK’li öldürülürken, olaydan 1.5 saat sonda fırında çalışan16 yaşındaki Orhan Aslan ve 15 yaşındaki İmam Hatip Lisesi öğrencisi Muhammet Aydemir polis tarafından öldürüldü. Ağrı Valiliği çocukların “Terörist olduğu ve çatışmada öldürüldüğü” yönünde açıklama yaptı, ancak fırının güvenlik kamerası görüntüleri, mahalle sakinleri, görgü tanıkları ve ailelerin anlatımları valiliği yalanladı.Ancak Valilik, terörist iddiasında ısrar etti. ‘Bombalara karşı dayanışmadayız’ “Biz çocuklara oyuncak göuruç katliamında yatürürken böyle bir şeyle karralanan ve tedavişılaşacağımız hiç aklıma gelsi Cerrahpaşa Tıp medi. Her eylemde polis salFakültesi’nde devam eden dıracak, gaz fişeği isabet edeKoray Türkay’ı dün Gezi cek korkusu olur. Ama bunDirenişi’nde yaralananlar zi DAMLA YUR da imkânsız. 15 tane şarapyaret etti. nel deliği var vücudumda. SiErdal Sarıkaya, Aydın Ayvas aydın katliamı, Gezi ve Suruç doğan, Evren Köse ve Mehmet genç katliamı.” Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş, Gezi şehit aileleri ve gazileriGezi Şehit ve Gazileri Platformu çanin ziyaretinden mutluluk duyan tısı altında bir araya geldi. Grup Koray’a, Gezi gazilerinden Erdal Sadün Suruç Katliamı’ndan yaralarıkaya dedi ki; “Devlet zulmüne dinan ve 36 gündür Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tedavisi süren Koray renen ve yaralananların hukuki, sağlık her konuda yanınızdayız. KiTürkay’ı ziyaret etti. Koray’ı yaramin saçının teline zarar gelse yalayan Suruç bombası, onları yaranında olacağız. Dayanışma ile büyülayan ise polisin fişekleriydi. Hep birlikte dayanışma mesajı verdiler. yeceğiz, bombalar susacak.” Tekstil işiyle uğraşan 40 yaşındaAydın Aydoğan “Biz Türkiye ki Koray’ın gözü önünde çok sayıda halklarının bu diktatör karşısınarkadaşı hayatını kaybetti. O anlada birleşmesi lazım. Roboski’de, rın etkisinden çıkamayan Koray ya Gezi’de, Soma’da, Suruç’ta halka şadıklarını şöyle özetledi: yaşatılan zulüm herkesi vuracak. S Bizler birleşerek bu katliamları durdurup aydınlık yarınları kucaklayacağız” diyor. Koray’ın da mesajı benzer: “Bu bombanın mesajı var. Artık kolay kolay birleşmeye, dayanışmaya izin vermeyeceğiz diye korku yaratmak. Kendi önlemlerimizi alarak daha da güçlü bir şekilde sokaklarda, demokratik alanlarda var olacağız. Biz bizbizeyiz. Dayanışmayla güçleneceğiz.” Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde kol ve bacağındaki demirlerle, yanıklarına karşı yapılan pansumanlarla iyileşmeye çalışıyor Koray. “Hastane şartları çok kötü. Bant yok, makas yok. Pansuman yapacaklar batikon yok. ‘Ödenek yok , ihale olsun gelecek’ diyor hemşireler. Ne ihalesi, makasın ihalesi mi olur? Leman’a kapak olacak mağduriyetler yaşanıyor bu hastanede.” Hastane şartları Kimyam bozuldu 23 Haziran’da DBP’li Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık ile tartışan Işın, “Benim gerçekten vücut kimyam bozuldu. Titriyorum şu anda” demişti. l Yurt Haberleri MUSA IŞIN Bayık: Silahlar tek ‘Bu şehri terk edin’ manşetini savundu taraflı susmaz CK Yürütme Konseyi Eş başkanı Cemil Bayık, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “PKK amasız silah bıraksın” sözlerine yanıt verdi. Bayık, “Biz de bu çağrıyı değerli buluyoruz. Zira ne Türkiye’nin ne de bizim sorunu silahla çözeceğimize inanıyoruz. Ancak biz 8 kez tek taraflı silah bıraktık. Hatta son seferinde güçlerimizi geri çekmeye başladık. Ancak Türkiye barış sürecinde ulaşılan her şeyi bozdu” dedi. Bayık, ABD’nin uluslararası arabulucu olması K nı önerdi. Cemil Bayık, “savaşan herkes hata yapar” diyerek hatalarının da olduğunu söyledi. Almanya Dei Welt gazetesine konuşan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, “Sekiz kez tek taraflı olarak ateşkes çağrısı yaptık. Son seferinde ise güçlerimizi çekmeye başladık. Ancak Türkiye önce her şeyi erteledi, ardından inkâr etti. Artık tek taraflı silahların susması olmayacak. Devlet de resmi olarak ateşkes ilan etmeli” dedi. l Yurt Haberleri MUSTAFA ÇAKIR nkara’nın Polatlı ilçesinde yayın yapan Polatlı Postası adlı yerel gazete 20 Ağustos’ta “Bu Şehri Terk Edin” manşeti ile çıktı. Haberde Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinden gelen mevsimlik tarım işçileri ile Suriyeli mültecilerden oluşan işçiler “adeta şehrin yerlisi haline gelmekle, şehrin dengeleriyle ve huzuruyla oynamakla” suçlandı. Manşet ile de Polatlı’yı terk etmeleri istendi. Polatlı’nın en eski A yayın organları arasında yer alan gazetede yayımlanan bu haber ilçede büyük tepki çekti. Önümüzdeki günlerde basın açıklamaları yapılacağı da öğrenildi. Gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aykut Kaya, neden böyle bir manşet attıklarını şöyle açıkladı: “Böyle huzur dolu bir ortamda yaşarken ailelerimizin huzurlarını bozacaklarsa; işte o zaman bizler devreye gireriz. Gazetemizin başlığını da ‘Bu şehri terk edin’ şeklinde atarız. Biz uyarmaz isek, bu şehir birgün bizden hesap sorar!” C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear