25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 21 Temmuz 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK haber 5 İstanbul Ankara İzmir Bursa Antalya Adana Trabzon Artvin Çanakkale 210 /3 0 0 170 /3 3 0 240 /3 7 0 210 /3 3 0 270 /3 9 0 220 /3 4 0 210 /2 7 0 200 /2 9 0 200 /3 3 0 Yağmurlu YİNE KESİNTİ VAR! İstanbul Anadolu Yakası’nda Pendik, Çekmeköy, Sultanbeyli, Kartal, Sancaktepe, Tuzla, Üsküdar ve Ümraniye’nin bazı mahallelerine bugün elektrik verilmeyecek. Balıkesir Sivas Diyarbakır Mersin Erzurum Eskişehir Aydın Gaziantep Konya 160 /3 2 0 120 /31 0 230 /4 0 0 260 /3 4 0 120 /2 9 0 170 /3 2 0 230 /4 1 0 240 /3 8 0 170 /32 0 Atina 240 /3 5 0 Berlin 180 /2 8 0 Girne 240 /3 3 0 Londra 180 /23 0 Moskova 130 /2 2 0 Paris 180 /3 0 0 Madrid 200 /3 8 0 Amsterdam 150 /25 0 Roma 220 /3 3 0 Karla karışık yağmur Çok bulutlu TARİHTE BUGÜN 1899: ABD’li ünlü yazar Ernest Hemingway doğdu. 1951: ABD’li oyuncu Robin Williams doğdu. 1969: Apollo 11 mürettebatından Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay’da ‘Küçük, fakat insanlık için büyük bir adım’ attılar. 41 36 30 26 23 20 16 13 10 7 Güneşli Parçalı bulutlu Gök gürültülü yağmur Taciz, sömürü, tecrit .Y, 21 yaşında, grafik tasarımcısı. İnsan hakları savunuHİLAL cusu bir eşcinsel. KÖSE LGBTİ Aile Grubu Derneği’nin aktif üyesi. Maltepe 2 No’lu L Tipi Cezaevi’ne 2013 yılında ‘düşmüş.’ C.Y, “Cezaevine girerken size açılan kapılar kocaman, maalesef çıkmak istediğinizde iğne deliği kadar küçük” diyor. Aşağıdaki satırlar, C.Y’nin cezaevine girdiği andan tahliyesine kadar bir yılda karşılaştığı insanlık dışı muamelenin bir özeti... Cezaevinin garaj kapısında nöbetçi memur ve nöbetçi astsubay karşılıyor. Önce suçunuzun ne olduğu soruluyor. Arama noktasında iç çamaşırınız kalacak şekilde soyunmanız isteniyor. Bütün vücudunuz aranıyor, eğilmeniz, kalkmanız, öksürmeniz, ıkınmanız isteniyor ve iç çamaşırınız kontrol ediliyor. Sonra, leş gibi sigara izmariti dolu olan geçici koğuşa alıyorlar. Burayı süpürmeniz isteniyor. ‘Geldiğimde temiz görmezsem o çekpas sopasını k... sokarım’ diye ekliyor hazır kuvvetteki izbandut gibi memur. Cezaeviyle ilgili hiçbir kural vs açıklanmıyor.” İlk üç gece uyuyamayacağınız hatta ağlayacağınız, çeşitli kavgalara karışacağınız, korkudan sinip, bazen de öfkeden gözlerinizin hiçbir şeyi görmeyeceği yeni evinizle tanışmış oluyorsunuz. LGBTİ koğuşu olduğunu bilmediğim için beni direkt erkek koğuşuna aldı LGBTİ birey C.Y, bir yıl kaldığı Maltepe Cezaevi’nde yaşadıklarını anlattı C lar. 28 kişilik hükümlü koğuşunda ilk iki gün yemek yememiştim. Ertesi gün psikolog çağırdı. ‘Yumuşacık kalbi olan biridir’ diye düşündüm. Çocuk gibi ağladım, annemle görüşmek istediğimi söyledim. Yumuşak olan sadece oturduğum sandalyesinin kaplamasıymış... Erkek koğuşunda Bir ay sonra haberdar olduğum LGBTİ koğuşuna geçmeme izim verilmedi. Durumum koğuşta duyuldu. Birbirimizi yaralayacak şekilde kavgalar ettik. Her defasında tacize maruz bırakılıyordum. Çoktan bütün cezaevi C1 koğuşuna geçmek isteyen bir ‘i...e’ var diye haber almıştı. Güvenlik sebebiyle hücre dediğimiz B6’da 1 No’lu odaya yerleştim. İki ay sonra yalnızlıktan biri gelsin ses duyayım diye dua ettiğimi hatırlıyorum. 3.5 ay sonra doktor raporuyla hücreden çıktım. Brezilyalı arkadaşların koğuşuna geçtiğimde onların bizden daha çok acı çektiğini gördüm. Paranız yok, HIV pozitifsiniz, kimse dilinizi bilmiyor, mahkemede bile savunma yapamıyorsunuz, ne acı... Gerçekten de Tanrı’nın unuttuğu yer orası. Bir ay sonra Fabiano ile kavga edince homofobik bir başmemur tarafından ‘havluoda’ denilen yere konuldum. Bu odaya sizi arkadan ters kelepçeyle, iç çamaşırınızla koyuyorlar. Leş gibi rutubet ve dışkı kokusu, saniyelerinizi işkence olarak görmenizi sağlıyor. l İSTANBUL Saniyeleriniz işkence gibi DİN BASKISI C.Y: Cezaevlerinde yıldırma politikaları sürüyor. İnsanları normal diye sınıflandırdıkları kalıba sokmak için tek uyguladıkları ‘rehabilite’ şekli Kuran. Din baskısı uyguluyorlar. LGBTİ bireyler psikolojik taciz ve şiddet altında. Fiziksel görünüşleri değiştirilmeye zorlanıyor. Kimileri intihar ediyor. C.Y: Psikolog karşısında çocuk gibi ağladım, annemle görüşmek istediğimi söyledim... Zayıflamada çark etti Dr. Öz: O ilaçlardan uzak durun SİBEL BAHÇETEPE BD’de yaşayan ünlü Türk kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, bir davet üzerine geldiği İstanbul’da, zayıflama hapları ve bitkisel ürünlerden uzak durulması gerektiğini söyledi. Prof. Öz, “Bu ilaçlar uzun vadeli faydalı değil. Yapılan araştırmaların içinde sahtekârlık varmış. Önerim lütfen, artık o ürünleri kullanmayın. Bunları destekleyen kelimeleri birkaç kez programımda kullandım, keşke o kelimeleri geri alabilsem” diyerek çark etti. ABD’deki Federal Ticaret Komisyonu, Öz’ün diyet tedavisi için önerdiği ilaçların işe yaramadığı yönünde karar vererek, üretici firmanın tüketicilere toplamda 9 milyon dolar ödemeMehmet Öz A sine karar vermişti. Son olarak, geçen günlerde Batman’da bir internet sitesi aracılığıyla zayıflattığı iddiasıyla satılan ilacı alan 16 yaşındaki R. D. isimli genç kızın yoğun bakıma girmesinin ardından, bu konu yeniden gündeme gelmişti. Prof. Dr. Mehmet Öz, DSmart’ın davetlisi olarak Türkiye’ye geldi. Ortaköy Les Ottomans Otel’de soruları yanıtlayan Öz, Türkiye’de spordan uzak, hareketsiz bir yaşamın obezitenin artmasına neden olduğunu söyledi. Diyet ve sağlıklı beslenme için tavsiye ettiği ve tartışmalara yol açan “yeşil kahve çekirdeği” ile ilgili Prof. Öz, Zayıflama ilaçlarından uzak durulması gerektiğini belirterek Öz, “Zayıflama ürünlerden ve bitkisel ürünlerden uzak duralım, dengeli ve sağlıklı beslenelim” dedi. l İSTANBUL Gerekçe: İntihara sürüklediler 4. kattan atlayıp intihar eden kadının eşi ve kayınvalidesi hakkında dava açıldı DAMLA YUR rzincan’da 3 Aralık 2014’te 4. katında oturduğu apartmanın önünde ölü bulunan Gülşah (Buket) Pınar’ın (20) ölümüne ilişkin eşi Serkan Pınar ve kayınvalidesi Fadime Pınar hakkında intihara yönlendirmeden dava açıldı. Gülşah Pınar’ın babası Ali Kılıç ve annesi Havva Kılıç’ın şikâyeti üzerine Erzincan Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede eşi ve kayınvalidesi hakkında Türk Ceza Kanunu 84. maddesi “başkasını inti E hara azmettirme” nuda 3. Asliye Ceza gereği 2 yıldan 5 Mahkemesi’nde kamu yıla ve intiharın davası olarak devam gerçekleşmesi duettiği söz konusu intirumu olduğu için har olayıyla ilgili olade cezanın 4 yılrak bu başvurunun da dan 10 yıla arttıbağlantılı olduğu belirGülşah tildi. Dosyada ifadeler rılması talep edilPınar 20 dışında adli tıp ve bidi. Hazırlanan idyaşındaydı lirkişi raporları da yer dianamede Gülşah Pınar’ın 1 yıl önce aldı. Camdaki parmak şikâyetçi olduğu izinin durumuna ilişsoruşturma dosyası da yer aldı. kin raporda “Bahse konu ikaPınar 2014 yılında eşinin haka mette maktulün hizasında buret ve tehditlerine maruz kallunan oda penceresi açılır kanadığına ilişkin soruşturma başdın sabit olan alt pervazının dış latmıştı. İddianamede, bu koyüzeyinden alınan parmak izi nin Serkan Pınar’ın sağ el serçe parmak izi ile aynı özellikte olduğu anlaşılmıştır” şeklinde bir ifadeye yer verildiği iddianamede de belirtildi. Soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan Serkan Pınar olay günü aralarında geçen tartışma ile Gülşah Pınar’a tokat attığını kabul ederken eşinin camdan aşağıya atladığını iddia etti. Kayınvalide Fadime Pınar ise söz konusu iddiaları reddederken olay gününe ilişkin anlatımları iddianamenin hukuki nitelendirme bölümünde “Fadime Pınar’ın alınan kol luk ifadesinde ikinci ifadesiyle tamamen çelişkili ifadeler verdiği ve bu çelişkilerin de giderilmediği” diye yer aldı. Pınar’ın annesi Havva Kılıç ifadesinde kızına kayınvalidesinin de “Çocuğu elinden alırız, seni kapı dışarı atarız. İnsan içine çıkamazsın” diye tehdit ettiğini de öne sürdü.Gülşah Pınar’ın 7 yıllık arkadaşı Ezgi Özcan da arkadaşının maruz kaldığı şiddete tanık olduğunu ifade etti. Olay gününden bu yana aile ile iletişimde olan Erzincan Katre Kadın Oluşumu da davayı izleyecek. l İSTANBUL luslararası ilişkilerde arzularla gerçeklerin çoğu kez örtüşmediğini canlı örnekleriyle görüyoruz. Bunlardan biri Yunanistan’dır. Borçlu olduğu egemen güçlere boyun eğmeyeceğini referandum yoluyla gösterdiği için bu ülkeyi kutladık. Ancak aynı Yunanistan daha sonra gidip oylama öncesinde sunulan ekonomik paketin beterini kabul etti. “Referandumda hayır oyu kullanın” çağrısında bulunan Başbakan Aleksis Çipras da, ağır koşullar içeren yeni paketin meclisten geçmesi için, “Başka çaremiz yok” diyerek, çalıştı. Fakat konumuz Yunanistan değil. Bunu sadece uluslararası ilişkilerde evdeki hesabın çarşıya nadiren uyduğunu, bu nedenle tüm seçenekleri aktif tutmanın önemini gösteren bir örnek olarak verdik. Bir diğer çarpıcı örnek elbetteki AKP iktidarının iddialı ve olmayacak hayallerle bezenmiş olan dış politikasıdır. Haluk Gerger Hocamızın deyişiyle AKP, Türkiye’nin mayınlı tarlada dış politika yürüten bir ülke olduğunu unuttu. Dünyayı en çok ilgilendiren ve krizlerin eksik olmadığı bir coğrafyada yaşadığımızı göz ardı ederek, bölgenin liderliğine soyunmasının bizi getirdiği nokta ortada. Oysa geçmiş iktidarlar gerçek anlamda “komşularla sıfır sorun” politikasına ağırlık verip ister Rusya, ister İran, ister İsrail, isterse Mısır olsun, bölgesindeki herkesle iyi geçinmeye çalışmışlardı. Dış politikamızın özünde bu yatıyordu. Fakat işin içine “megalomani” girince, bazı gerçekler görülmez oldu ve sonunda ne dost, ne de komşu kaldı. Bu arada İslamcı cephenin tutarsızlıkları da iyice su yüzüne çıktı. Bundan beş yıl önce İran ile ilişkilerimizi geliştirmenin iyi olacağını savunsaydık bu cepheden övgü alırdık. Ülkesine fazla hayır sağlamamış olan Mahmut Ahmedinejad o sırada işbaşındaydı ve ABD’ye kafa tutması, henüz mezhepçilik gözlüklerini takmamış olan İslamcılarımızca alkışlanıyordu. Ancak bugün durum çok değişti. Ahmedinejad ve kendisi gibi radikal olan dışişleri bakanı Manuçer Muttaki artık ortada yok. Onların yerine dünya ile çatışmayı değil, uzlaşmayı ve birlikte çalışmayı yeğleyen Hasan Ruhani ve Cevat Zarif var. Bugünkü İran ile siyasi ilişkilerimizi geliştirmenin hem Türkiye’nin hem bölgenin yararına olacağını savunmamızın, kendilerini Sünni dünya görüşüne teslim etmiş olan İslamcılarımızı memnun etmesi mümkün değil tabii. Nedeni ise AKP iktidarının Türkiye’yi bölgedeki mezhep çekişmelerinin içine sürüklemiş olmasıdır. Bu kesime göre İran bugün düşman bir ülkedir. Fakat işin mezhep boyutu olmasaydı, Tahran’da bugün işbaşında olan seçilmiş yönetim İslamcılarımızca yine reddedilirdi, zira onların bakış açısına göre İran son anlaşmayla ABD’ye teslim oldu. Fakat durum gerçekten öyle ise AKP’nin de dahil olmak istediği ve başını Suudi Arabistan’ın çektiği “Sünni cephe” o zaman niçin üstelik İsrail ile aynı telden“ABD İran’a teslim” oldu diye tepkili? Kim ne derse desin, İran bugün “oyuna döndü” ve kendisini, olumlu anlamda, bölgenin en aktif oyuncularından biri haline getirdi. ABD Başkanı Obama da bunu gözeterek, bir yandan repliklerini adeta İsrail’den alan kendi Kongresini ikna etmeye çalışıyor, diğer yandan ise bölgedeki Sünni Arap rejimlerinin İran ile ilişkilerini düzeltmelerini telkin ediyor. New York Times gazetesinden Thomas Friedman’a 15 Temmuz’da verdiği mülakatta Obama şunu söyledi: “ABD Sünni müttefiklerini dinlemeli. Ancak her sorunun altında İran’ı görmelerine izin verme tuzağına düşmemeli. Birden fazla Körfez ülkesinin vatandaşları, cihatçı Sünni hareketlere büyük yardımlarda bulunarak bölgesel istikrasızlığa eşit ölçüde katkı yapmışlardır.” Sadece altı ay önce bir ABD başkanının İran’ı böyle savunacağını kimse düşünemezdi. Dış politika işte böyle bir şey ve hiçbir zaman tüm köprülerin yakılmasına el vermez. Onun için, potansiyel olarak bölgenin en önemli iki oyuncusu olan Türkiye ile İran’ın ilişkilerini düzeltip geliştirmelerinin bölgenin yararına olacağını görmek gerekiyor. İran dünya ile barışma yolunu seçti. Sıra Türkiye’de… İran’dan sonra sıra Türkiye’de U Tarih kokan yol zmir Büyükşehir Belediyesi’nin siİ vil toplum kuruluşlarıyla yürüttüğü proje kapsamında, Efes’ten Erythrai’ye dek (Selçuk’tan Çeşme’ye) 6 antik İon kenti, tematik yolla birbirine bağlanıyor. Güzergâh boyunca yürüyüş, bisik l İZMİR/Cumhuriyet let, tarih, bağ, zeytin ve deniz olmak üzere 6 rota oluşturuldu. Proje kapsamında, yaklaşık 700 kilometre uzunluğundaki yola, yön tabelaları ve bilgi panoları yerleştirilmeye başlandı. ahil Güvenlik ekipleri, Ege Denizi’nde yaptıkları operasyonlarda, Ayvacık sahillerinden lastik botlarla denize açılan ve yasadışı yollardan Yunanistan’ın Midilli Adası’na geçmek isteyen Pakistan, Suriye ve Afganistan uyruklu 58 kaçağı yakaladı. Ayvacık’ın Küçükkuyu beldesinde karaya çıkarılan kaçaklar, ifadelerinin ardından Yabancıları Geri Gönderme Merkezi’ne teslim edildi. l ÇANAKKALE/AA S 58 kaçak yakalandı İmam nasihatı uzatınca cemaat ‘kısa kes’ dedi Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde serinlemek için girdikleri yangın söndürme havuzunda boğularak can veren Mehmet Yılmaz (16) ve Adil Karabulut (17) toprağa verildi. Gençlerin cenaze namazı, Mehmet Yılmaz’ın imam olan akrabası Mehmet Ali Yılmaz tarafından kıldırıldı. Hollanda’da imamlık yaptığı da öğrenilen Mehmet Ali Yılmaz cenaze namazını kıldırdıktan sonra yaptığı konuşmayı uzatınca, vatandaşlardan tepki geldi. Bazı vatandaşlar, “Çok uzattın hocam yaşlılar var, yoruldular, kısa kes” dedi. İmam tepkilere aldırış etmeyip, “Yaşlılar oturabilir” deyince, tepki daha da arttı ve imam konuşmasını bitirmek zorunda kaldı. Gençlerin cenazeleri gözyaşları içinde köy mezarlığında toprağa verildi. l BALIKESİR/DHA C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear