25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 14 Haziran 2015 KULTUR F Essl Sanat Ödülü’nde eleştiriye alkış var Essl Orta ve Güneydoğu Avrupa Sanat Ödülü Türkiye kazananları, önceki akşam Tophanei Âmire Kültür Merkezi Tek Kubbe Salonu’nda 10 aday sanatçı ile açılan bir sergi eşliğinde duyuruldu. Ödül beraberinde 3 bin 500 Avro para ödülü getirirken, Essl ödülüne Baran Çağınlı ve Evrim Terkeşli değer görüldü. Viyana Kentsel Sigorta Birliği ‘VIG’ özel ödülünü ise, Mehmet Öğüt kazandı. EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: ZARİFE SELÇUK Çağınlı’nın ‘Pazarlama Stratejileri’ adlı işi 21 azıl Say, önceki akşam 43. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali kapsamında İstanbul Heybeliada Aya Triada Manastırı’nda dinleyicileriyle buluştu. ‘Mozart Maratonu’ için adada alkışlanan sanatçı, İKSV imzalı etkinlikte Wolfgang Amadeus Mozart’a ait sonatlar ile, 12 Varyasyon gibi besteleri yorumladı. Müzikseverlerin manastıra faytonlar veya yürüyüş ile ulaştığı ve iki saati aşan konser öncesinde, manastır binasında müzik yazarı ve eleştirmen Aydın Büke ile Mozart üzerine bir sohbet Fotoğraflar: Ali Çolak de gerçekleştirildi. Projesini Heybeliada dıSay, Mozart’ın notalarını iki saati aşan sürede yorumladı. şında Kadıköy Süreyya Operası, Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall ve Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’na taşıyan sanatçı, daha önceki iki konserinde Mozart sonatları seslendirdiğinde, Münihli dinleyicilerin coşkulu alkışlarıyla karşılanmış; Berlin Konzerthaus’un yerleşik sanatçısı olarak gerçekleştirdiği 12 konserlik serinin sonunda ise, Mozart Matineleri’nde sahneye çıkHeybeliada Aya Triada Manastırı’ndaki konsere ilgi büyüktü mıştı l Kültür Servisi Say’ın heybetli yorumuyla Mozart Heybeliada’daydı Egemen Berköz, Faruk Nazlan, Aytaç Manizade, Yalçın Tura ve Emal Küçük birarada. Besteci Yalçın Tura’nın 81. yaş konserinin ana konuğu dünyanın piyano efsanelerinden Maria Joao Pires’ti EGEMEN BERKÖZ İki mutluluk birden Ç lanan) bu günlerde ses getirmesi gereken bir konserdi. Rengim Gökmen’in yönettiği, onun tanımıyla “besteci adı taşıyan tek senfoni orkestramız” CRR Senfoni Orkestrası’nın seslendirdiği “Toccata” ile başladı konser. Tura, birçok yapıtı gibi Anadolu müziği öğeleriyle örülmüş bu yapıtını bestelemeye 1961’de başlamış ve 30 yılda tamamlamış. Söyleşide de belirttiği gibi, yapıtlarını çok uzun sürelerde, demlendire demlendire yazıyormuş. Bu konudaki rekoru da sanırım Viyolonsel Konçertosu’nda: 1954’de başladığı bu yapıtının demlenmesi tam 60 yıl sürmüş ve Türkiye ilkçalınışı geçen yıl Mersin’de yapılmış. Bizim CRR Senfoni Orkestrası eşliğinde Oğuzhan Kavruk’tan İstanbul ilkçalınışını dinlediğimiz Viyolonsel Konçertosu, halk müziğimizin yanı sıra makam müziğimizin öğelerinin de yer yer duyumsandığı bir yapıttı. Konserin ikinci bölümünde ise, Tura’nın konser öncesi söyleşide “müzik di Güney Hanedan ‘Pseudo Existence’ iya Paşa demiş ya “ayinesi iştir kişinin”, o misal; elektronik müzik bestecisi Güney Hanedan’ın ikinci albümünün ayinesi de, Camus, Sartre, Heidegger ve Kierkegaard’tan oluşan ilham kaynakları. Özel bir tercihle elektronik müzik camiasından uzak duran Güney, sayısız çalışma yapıp kendine saklayanlardan. 2013 yılında çıkan ilk albümü “Insight” sonrasında, bizi bu kez “Pseudo Existence” ile tekdüze hayat deneyiminden çıkarıp; deforme, büyülü, zaman çizelgesi bozulmuş bir dünyaya davet ediyor. Z Albüm sırtını varoluşçu düşünceye, onun terminolojisine ve tesadüfi algoritmalarıyla generative music anlayışına yaslamış. İlginin müzik dışına yönlendirildiği parçalarda yaşamın karşımıza çıkardığı matematiksel ve mantıksal kalıpların daha detaylı fark edilmesine, daha çıplak açığa çıkmasına gayret edilmiş. Doksanların başındaki bir ruhu çaresizce yaşatmaya çalışmanın hazzı gizli içinde, ticari kaygı gütmeden kaydedilmiş. 90 model demode synth Gem Equinox 61 ile yapılmış. Vangelis’in doğaçlamaya dayalı “direct” kayıt yöntemi kullanıldığı için, albümü beri yandan ambient bir çalışma olarak görmek de mümkün. Elektronik müzikte temayülleri umursamayan zamansız bir anlayışın ürünü “Pseudo Existence”. oksesli evrensel müziğin tutkunları için dünyanın büyük ustalarını canlı dinlemek bir mutluluksa bizim bestecilerimizin yapıtlarını, özellikle de yeni yapıtlarının ilkçalınışlarını dinlemek bir başka mutluluk olmalı. Geçtiğimiz hafta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda iki akşam üst üste bu iki mutluluğu yaşadık. 11 Haziran akşamı dünyanın piyano efsanelerinden Maria Joao Pires’i korumasına aldığı genç yeteneklerden Miloş Popoviç’le birlikte, 12 Haziran akşamı da “Yalçın Tura’ya Onur Gecesi”nde bestecinin iki yeni yapıtının ilk çalınışlarını dinledik. İkincisinden başlıyorum, çünkü Rengim Gökmen’in söyleşide belirttiği gibi, CRR ile birlikte tasarladıkları, bestecilerimizin gün ışığına çıkmamış yapıtlarının seslendirileceği konserler dizisi kapsamındaki bu konser, özellikle (aydınlığa kapı ara li ve stil olarak öteki senfonilerimden farklı, yerel öğeleri çok kullanmadım, evrensel bir tını yakalamak istedim” dediği 5. Senfoni’sinin Türkiye ilkçalınışını dinledik. Değerli besteci Yalçın Tura’nın da salonda olması, yapıtlarını dinlemesi akşama değer kattı. Konserin sonunda salondaki tüm müzikseverler mutluydu. Şimdi, Gökmen’in müjdesini verdiği bu konserler dizisinin yeni konserlerini ve CRR Sanat Yönetmeni Ozan Binici’den de yakında çıkacağını söylediği CRR EkimAralık Dönemi izlencesini bekliyorum. Elbet, Maria Joao Pires’i, döneminin en iyilerinden biri olmakla, Beethoven, Schubert, Chopin vb.. büyük bestecilerin yapıtlarının en iyi kayıtlarından bazılarını yapmış olmakla yetinmeyen, “Partitura” tasarısı kapsamında konserlerinin her birinde bir genç yetenekle birlikte çalarak ona yeni ufuklar açan o ustadan Schubert ve Beethoven dinlemenin sevincini de unutmadan. Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş DejaVu ‘Dünya Varmış’ (Anadolu Müzik) yılı geride bırakan Ankara kökenli DejaVu’nun her birinin arasında beş yıl bulunan topu topu üç albüm yapmış olması, sanılmaya ki tembellikten. Yegâne suçlu memleket gerçekleri… “Kendin Coş” ve “Sinir Ötesi Operasyon”u takip eden, alıştığımız gitarcı Barış Orhan ve davulcu Oktay Fıstık’ın ayrılmasıyla farklı bir kadroyla hazırlanan yeni albümleri “Dünya Varmış”, topluluğun her adımda olgunlaştığına işaret ediyor. “Dünya Varmış”, diğerlerine göre daha çok aşk şarkısı içeriyor. Bir başka tarifle, eskinin basit ve eğlenceli şar 16 kılarına şimdi dramatik duygular da eklenmiş. Köşeli ritimler, sert soundlar belli ölçüde korunmuş olsa da, bu kez doğu sazları giderek işe daha çok dâhil edilmiş. Aynı şey parça tercihlerinde de var; 10 şarkının yedisi solist Cenk Sönmez’e ait, iki kavır (Duydum ki Unutmuşsun ve Vardar Ovası), bir de sözsüz “Misket” var. Dedik ya memleket gerçekleri; aşkın ön planda olduğuna bakmayın, şarkı içerikleri bundan muaf değil. Örneğin “Diren (Adaletsiz Dünya)” adlı şarkı Gezi Direnişinde hayatını kaybedenleri, daha ziyade de Ali İsmail Korkmaz’ı getiriyor akla. Allah başka elem keder vermesin, şimdi tek kaygımız sıradaki DejaVu albümünün 2020 yılında çıkacak olması... muratbeser@muratbeser. com ‘Haziran Yangını’ gösterimde Halk TV’deki eleştirel programlarıyla tanıdığımız gazeteciyazar Gürkan Hacır’ın, 2013’de Gezi Direnişi sırasında Ankara’da Kızılay Meydanı’ndaki bir polisin göz göre göre ateş ederek başından vurup öldürdüğü Ethem Sarısülük cinayeti ve davasına (olayı görenlerin tanıklıklarına başvurarak) kamera tuttuğu “Haziran Yangını” belgeseli Başka Sinema Salonları’nda gösterimde. HAFTA SONU KEYFİ BUGÜN 10:00’DA Seçim sonuçları ve olası hükümet senaryoları burada konuşuluyor. tv.cnnturk.com/haftasonukeyfi twitter.com/haftasonukeyfi twitter.com/hakanchelik Hakan Çelik’in konuğu Numan Kurtulmuş C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear