23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Perşembe 23 Nisan 2015 EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ Paris’te yine terör alarmı Fransa’da kiliselere suikast girişimi şüphesiyle 24 yaşındaki Cezayir asıllı bir öğrenci tutuklandı. Suriye bağlantılı bir gruptan olan zanlının evinde adeta cephanelik bulundu. TASARIM: BETÜL BERİŞE Başbakanlık damında İHA Japonya Başbakanlığı’nın çatısında insansız hava aracı bulundu. Yarım metrelik, kamera taşıyan İHA’da düşük radyasyon saptandı. Başbakan Şinzo Abe Endonezya ziyaretindeydi. 17 nilgun@cumhuriyet.com.tr HİNDİSTAN Husiler yerli yerinde Suud, Yemen saldırısını bitirdiğini açıklasa da hâlâ vuruyor. İlerlemeyi sürdüren Şii Husiler BM’den siyasi diyalog istedi uudi Arabistan öncülüğündeki Sünni koalisyonun İran nüfuzunu hedef alan Yemen’e yönelik hava saldırılarını dünden itibaren durdurduğunu açıklaması hayata geçmedi. Ortada ateşkes ilanı ya da anlaşması yokken, Yemen’de iktidarı ele geçiren ve Suudilerin “Kararlı Fırtına” operasyonuna rağmen ilerlemeye devam eden Şii Husilere yönelik hava saldırıları dün devam etti. Husiler bu kez Taiz’de onlarca kişinin öldüğü şiddetli çatışmaların ardından bir zırhlı tugayın üssünü ele geçirirken, Suudi savaş uçakları kuzeyde Sanaa ve Saada, güneyde Taiz ve Aden’i bombaladı. Bununla birlikte bir aydır rehin tuttukları (biri devrik Hadi’nin kardeşi olan) iki generali ve savunma bakanını bırakan Husiler, dün Suud’un tüm saldırganlığı durdurmasını ve BM sponsorluğunda siyasi diyaloga dönülmesini talep etti. Çiftçi eyleminde kendini astı Hindistan’da Hindu milliyetçisi hükümetin iş alemine tarım topraklarını satın alma kolaylığı getiren yasa tasarısı için düzenlenen protestoda bir çiftçi intihar etti. Başkent Yeni Delhi’de parlamento yakınındaki eylemde ağaca çıkıp herkesin gözü önünde kendini asan çiftçi, bıraktığı notta “sellerin mahsulü mahvetmesiyle üç çocuğunu besleyemez hale geldiğini” anlattı. “Yükselen ekonomi” denilen Hindistan’da son birkaç haftada 40’dan fazla, 1995’ten beri 300 bin çiftçi intihar etti. S Arap gücü için kafa kafaya Gerek IŞİD gerek İran nüfuzuna karşı bir tür Arap NATO’su kurma çabasındaki Arap Birliği’nin 29 Mart zirvesinde kurmayı kararlaştırdığı ‘Ortak Arap Gücü’ için ilk askeri toplantı yapıldı. Arap Birliği üyesi ülkelerin genelkurmay başkanları dün Mısır’ın başkenti Kahire’de toplandı. Birliğin 4 ay içinde gücün kimlerden oluşacağını, çatışma kurallarını ve bütçesini belirlemesi gerekiyor. Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi, bunun yeni askeri ittifak ya da bir ülkeye karşı ordu oluşturmak anlamına gelmediğini savundu. Toplantıya başkanlık eden Mısır Genelkurmay Başkanı Mahmud Hicazi Ortak Arap Gücü’nün hiçbir ülkeyi hedef almadığını, ‘terörle mücadeleyi’ amaçladığını, toplu halde hızlı müdahaleye ihtiyaç olduğunu savundu. ABD Neden ‘Soykırım’ Demez? (V) adişahlık ve Cumhuriyet tarihinin önemli sayfalarının Ermeni sorunuyla gölgelenmesini sineye çekecek (Türk) yurttaşı sayısının az olduğunu Amerikalılar bilir” diyor İtalyan Corriere della Sera’nın ünlü yazarı Sergio Romano. ABD’nin “Ermeni soykırımı”nı bu yüzden resmen tanımadığını ve bunun “aklı selim” bir politika olduğunu söyleyerek şunu ekliyor: “ABD’nin güvenliği için gerek askeri üsler, gerekse de Ortadoğu politikaları nedeniyle Türkiye’ye ihtiyacı var. XX. yüzyıl tarihine hiçbir şey eklemeyecek bir parlamento (soykırım) kararıyla bunu neden değiştokuş etsinler?” Sergio Romano, sadece gazetesi Corriere della Sera’nın değil, Çizme’nin de en saygın ve en çok okunan duayen yazarlarından biri... Aynı zamanda tarihçi ve bir diplomat olan Romano, uzun yıllar NATO ve Moskova’da büyükelçilik yapmış. Dolayısıyla “Ermeni sorunu” dendiğinde tam olarak neden bahsedildiğini, olayın tarihi arka planı ile gayet iyi biliyor. Zaten “soykırım sözcüğü” üzerindeki ısrarın; özellikle olayları “tarihi içeriğinden soyutlamak ve çıkarmak” amacından kaynaklandığını ifade ediyor. Kendisine yöneltilen iki okur sorusundan hareketle (1. Papa soykırım dedi. Siz neden demiyorsunuz? 2. Neden ABD soykırımı resmen tanımıyor?) “Ermenilerin Trajedesi ve Soykırımlar Muharebesi” (20 Nisan) başlıklı bir yazı kaleme alan Romano şunları söylüyor: “P Durdurulamayan Husiler, Hadi yanlıları ile şiddetli çatışmaların ardından bir askeri üs daha ele geçirdi. Yemen Sağlık Bakanlığı 26 Mart’ta başlayan operasyonda düne dek 143’ü çocuk, 95’i kadın 951 kişinin öldüğü, 3943 kişinin yaralandığını duyurdu. İran’ın barış planı eşliğinde artan uluslararası baskılar karşısında önceki gece Suudi kraliyeti “Kararlı Fırtına”yı bitirip siyasi çözüme yönelik “Umudun Yeniden Tesisi” operasyonunu başlattığını açıklarken, Obama yönetimi “BM aracılığında siyasi sürecin yeniden başlamasını ve insani yardımların ulaştırılmasını destekliyoruz” dedi. İran Dışişleri baştan beri siyasi çözüm için çalıştıklarını belirtip “Yemen’i baştan beri takip eden analistler için Suudilerin saldırıyı durdurması zaten kaçınılmazdı” diye ekledi. Riyad’daki Batılı bir diplomat “Suudilerin çıkması için iyi bir zaman. Husiler hala yerli yerinde duruyor” dedi. ABD Clinton: En zengin yüzde 1 devrilmeli 2016 ABD başkanlık seçimine Demokrat Parti’den aday adayı olan Hillary Clinton, sistemin adayı olduğu algısını yıkma çabasında. Eski first lady, senatör ve dışişleri bakanı “Occupy Wall Street” hareketinin sloganlarını ödünç almışa benziyor. New York Times, yakın çevresine dayanarak, Clinton’ın Amerikan ekonomisinin kurtulması için en zengin yüzde 1’in devrilmesi gerektiğinden söz ettiğini yazdı. Habere göre, Clinton, bu yıl ekonomistlerle yaptığı bir toplantıda gelir eşitsizliği hakkındaki tabloyu iyice inceledikten sonra, en üste işaret ederek, en varlıklı yüzde 1’in devrilmesi gerektiğini söyledi. Siviller niye öldü? Soykırım borsası ŞİLİ Libya’da 600’den fazla göçmen gözaltına alındı. İtalya’ya yine 500’den fazla göçmen getirildi. Yolsuzluk skandalı siyaseti bıraktırıyor Yolsuzluk skandalına karışan oğlu yüzünden popüleritesini büyük oranda kaybeden Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet, 2018’de görev süresi dolunca bir daha hiçbir seçimde aday olmayacağını söyledi. Gazetecilere “Ülkedeki şüphe iklimi beni endişelendiriyor” diyen Bachelet, anayasa uyarınca tekrar başkan olamayacak olsa da Kongre’ye veya başka bir kuruma seçilme ihtimalini böylece eledi. Şili’nin ilk kadın başkanı ve ikinci kez iktidara gelen ilk lideri olan Bachelet, skandal patlar patlamaz oğlunu görevden almıştı. İnsan kaçakçısına piyasa yaratılıyor rtadoğu ve Afrika’dan Avrupa’ya kaçarken Akdeniz’de boğulan göçmenlerin akıbeti insanlık suçu boyutuna ulaşırken, korkunç öngörüler birbirini izliyor. Uluslararası Göç Örgütü bu yıl Akdeniz’de 30 binden fazla göçmenin ölebileceğini söylerken, Uluslararası Denizcilik Örgütü Akdeniz’den geçecek göçmen sayısının bu yıl 500 O bini bulabileceğini duyurdu. AB seyirci kaldıkça Göçmen krizinin görüşüleceği yarınki AB zirvesi öncesi, BM’nin insan hakları özel raportörlerinden François Crépeau AB’nin göçmen krizine seyirci kalmasının insan kaçakçılığı için piyasa yarattığını belirtti: “Suriyeliler ülkelerini ve sığındıkları Türkiye, Lübnan, Ürdün gibi komşu ülkeleri terk etmeye çalışıyor. Bunu yapmalarını kolaylaştıracak bir resmi mekanizma sağlayamazsak, kaçakçıların ellerine düşecekler. Aslında kaçakçı piyasa sını Avrupa’nın eylemsizliği yaratıyor.” Zengin ülkelerin 5 yılda 1 milyon Suriyeli kabul etmesini tavsiye eden Crépeau “Göçe direnmektenYerleşimcilerin yaktığı 16 yaşındaki Muhammet’in ismi kriz çıkardı. se göçü organize edin” dedi. Yunan Savunma Bakan Yardımcısı Kostas Isiços da Avrupa’nın büyük güçlerinin göçmenler için daha fazlasını yapmasını istedi. Cumartesi batıp 800’den fazla kişiye mezar olan tekneden kurtulanlar, tutuklanan 27 yaşındaki Tunuslu kaptanının dümen başında şarap ve esrar içtiğini anlattı. “Soykırım sözcüğünün, tarihin bu evresinde, hâlâ yalnız Nazi Almanyası’nda Yahudilere yapılanları tanımlamak için kullanılabileceğini düşünmeye devam ediyorum. Yirminci yüzyılın diğer olayları için kullanılabilecek farklı sözcükler var: Katliam, kıyım, kitlesel zulüm, ve özellikle etnik temizlik... Sadece Hitler, Almanya’da ve III. Reich tarafından siyasiaskeri denetim altına alınan ülkelerde tüm Yahudilerin fiziken yok edilmesini kendisine stratejik hedef seçti. Ne ki Yahudi soykırımının uluslararası kamuoyu ve tarihi literatürde giderek önem kazanması karşısında, özellikle Eichmann davasından sonra, soykırım şeklinde tanımlanan suçun sadece sembolik ve ahlaki tanınmayla sınırlı kalmayan daha büyük bir tanımaya hak kazanmasını beklemek gibi bir ‘değerler borsası’ oluştu. Katliam yaşayan ve zulüm gören halklar, başka tanımlarla yetinmek yerine, kendi trajedilerinin de soykırım olarak tanınmasını istediler. Problem ister istemez sandığa yönelik daha siyasi bir hal aldı. Oyları kontrol eden ve baskı yapan birtakım lobiler oluştu. Zulüm gören her camiaya takvimde bir anma günü ayıran yasalar geçirildi. (Soykırımı) reddetmeye cüret edenleri ya da tarihi olayları yerli yerine oturtmaya çalışanları cezalandıran yasalar yapıldı. Bu ‘soykırım yarışının’ sonucu tarihin banalleştirilmesi ve değerinin yok edilmesidir. Soykırım düzeyine yükseltilen olay, tarihi içeriğinden soyutlanıp çıkartılıyor. Türkler Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan Ermeni kıyım ya da katliamlarını hâlâ daha açık şekilde tanımamak konusunda hatalılar… Ama Türkler Ermeni sorununun 19. yüzyıl sonunun krizi ve Birinci Dünya Savaşı olaylarından tümüyle soyutlandığında, anlaşılmaz olduğunu hatırlatmakta haksız değiller.” HHH Papa’nın Ermeni kilisesi temsilcileri önünde 12 Nisan’da Roma’da yaptığı “tarihi ayin” den bu yana başta İtalyan hükümeti olmak üzere, uçan kuşa yapılan “Bak Papa, soykırım dedi. Ne duruyorsun? Sen de desene!” veya “Neden demiyorsun?” baskısına, tarihin ağırlığına saygı gösteren Sergio Romano boyun eğmiyor. Tarihin bu ağırlığını bilen, hisseden böyle yazarlar ne yazık ki çok az. Bugün 23 Nisan. Tarih bilincine böyle bir günde her zamankinden çok ihtiyacımız var. Soykırım yarışı Göçün sebebini kaçakçıdan dinle he Guardian, Libya’daki en güçlü insan kaçakçılarından biriyle konuştu. 33 yaşında hukuk fakültesi mezunu olan ve Hacı lakabını kullanan kaçakçı, AB’nin insan kaçakçılarına askeri müdahaleyi değerlendirdiği planına burun kıvırdı. “Savaş gemisi gönderip ne yapacaksınız, işgal mi edeceksiniz” diye çıkışan Hacı, “Göçün son bulmasını istiyorlarsa Afrika’ya ve halklarına yatırım yapmalılar” tavsiyesinde bulundu. Ölümler için “Tabii ki bizi de üzüyor. Ancak ben hukuk fakültesi mezunu bir adamım fakat işim yok gücüm yok ve biri çıkıp bana ‘Benim için tekne bulabilir misin’ diye sorarsa bu yaklaşık 22 bin doların habercisi olur ve ne yalan söyleyeyim, kaçırılmaz bir fırsat değeri taşır” diyen Hacı ekledi: “Bu işi bir de kültürlerini tanımayan AB ülkelerine duydukları öfke nedeniyle yapanlar da var.” SURİYEIRAK T IŞİD’in 2 milyar dolarlık bütçesi IŞİD savaştığı rejimler sayesinde geçiniyor. BBC’nin “Dünyanın En Zengin Terör Ordusu” belgeseline göre, IŞİD’in 2 milyar dolarlık bütçesinin en büyük gelir kaynağı Suriye’nin doğusunda ele geçirdiği petrol sahaları, en büyük müşterisi ise Şam yönetimi. Uzmanlar “Esad’ın petrole, IŞİD’in nakde ihtiyacı var. Hem savaşıyor, hem iş yapıyorlar” dedi. IŞİD, Irak’ta da işyerleri, elektrik şirketleri, benzin istasyonlarından “vergi” topluyor, vermeyeni ölümle tehdit ediyor. Musul’a kamyonlarla gönderilen memur maaşları da IŞİD vergisine tabi. Kürt yönetimi bakanı Dr Aşti Hawrami “Para nakit taşınıyor çünkü çek yok. Kolay para. Allah’ın hediyesi” diyor. İlk kez Filistinli ismi yazılıp silindi udüs’te Yahudi yerleşimcilerin yakarak öldürdüğü 16 yaşındaki Filistinli Muhammed Ebu Hudayr’ın “Terör Kurbanları” anıtına eklenen ismi, her iki tarafın tepkileri üzerine silindi. “Savaş ve Terör Kurbanlarını Anma Günü” için tören düzenlenen anıttan Ebu Hudayr’ın adının ailesinin talebiyle çıkarıldığı du K yuruldu. Oğullarının kendilerine danışılmadan listeye eklendiğini anlatan baba Hüseyin “Akrabalarımızı öldüren askerlerin arasına katılmasını kabul edemeyiz” derken, anne Süha oğlunun “İsrail değil Filistin şehidi” olduğunu söyledi. Asker aileleri kızdı Muhammed, 4 bin ismin yazıldığı plakadaki ilk Arap olmasa da Yahudilerin öldürdüğü ilk Filistinli olarak yer alacaktı. Ölen İsraillilerin ailelerini temsil eden Almagor Derneği’nin yöneticisi Meir Indor, İsrail Radyosu’na “Bu kutsal günde büyük bir utançtan kurtulduk” dedi. Bazı aileler, kendi yakınlarının adlarını çizecekleri tehdidi dahi savurmuştu. ABD’de bazı Demokrat ve Cumhuriyetçi senatörler Başkan Barack Obama’ya gönderdikleri mektupta Suriye’de daha önce Türkiye’nin önerdiği ‘güvenli bölgeler’ oluşturulmasını istedi. Mektubu Cumhuriyetçi John McCain ve Lindsey Graham ile Demokrat Richard Durbin ve Tim Kaine hazırladı. Obama’dan bir ya da daha fazla güvenli bölge isteyen senatörler, hava gücü dahil gerekli askeri denetim mekanizmalarının işletilmesini, sınır güvenliğini Türkiye’nin sağlamasını talep etti. ABD’li senatörlerden ‘güvenli bölge’ mektubu C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear