14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 23 Nisan 2015 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: EBRU ADALI 4G’de planlar altüst Türkiye 1G’ye 7 yıl, 2G’ye 3 yıl, 3G’ye 11 yıl gecikti. 4G’de 11 yıl gerideyiz. Erdoğan’ın açıklamasından sonra 26 Mayıs’taki 4G ihalesinin iptali gündemde. 5G’ye geçiş ise en erken 2020’de. esmi makamlar ve GSM operatörleri, Türkiye’de 4G ihalesi yapmak için yola çıkmıştı ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “4G’ye gerek yok. 2 yıl daha sabredin, 5G’ye geçelim” açıklamalarıyla planları altüst etti. Türkiye 1G’ye 7 yıl, 2G’ye 3 yıl, 3G’ye 11 yıl gecikti. 4G’de şimdiden 11 yıl gerideyiz. 5G teknolojisi ise şu anda dünyada kullanılmıyor. Cumhurbaşkanı Erdroğan’ın dediği gibi 2 yıl sonra 5G’ye geçmek de mümkün olmayacak. Çankü 5G ilk kez 2018’de Güney Kore’de düzenlenecek Kış Olimpiyatları’nda denenecek. Dünyada 5G, 2020’da yaygın kullanıma girecek. Genelde teknolojiler birbirinin üstüne koyarak ilerler. Yani 4G yapmayalım biraz büyüyünce 5G alırız demek teknolojide büyük eksiklik yaratır. haber 11 R 5G ile 20 kat yüksek hız olacak 4G teknolojisinden en az 20 kat yüksek hız sağlaması beklenen 5G (Teorik olarak 4G’de 100 Mbps olan hız, 5G’de 10000 Mbps’ye çıkacak) Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği Başkanı Yusuf Ata Arıak’a göre Türkiye henüz 4G için altyapı olarak hazır olmadığı gibi 5G için de değil. Turkcell’den Sanayii Müsteşarlığı ihale tarihinin öne çekilmesinde yabancı teknolojiye daha fazla fırsat tanıyaŞEHRİBAN KIRAÇ cağı gerekçesiyle büyük tepki gösterdi. Müsteşar Yardımcısı Orhan Öğe bu konuda BTK’yi suçladı. Öğe, “Bu projeye başlarken, 4G lisansları 2017’de verilecekti. Buna göre çalışmalarımızı başlattık” demişti. ULAK projesi toplam 46.8 milyon dolar bütçe ile geliştirildi. 4G teknolojisinin on yılda ulaşacağı yatırım maliyetinin 5 milyar dolar olması öngörülüyor. Burada yerli baz istasyonunda ısrarının altında yatan başka bir gerçek de son yıllarda özellikle yolsuzluk operasyonlarıyla gündeme gelen dinlemeler ve sosyal medya hesapları. Cumhurbaşkanı bu altyapının yabancılara teslim edilmesinin ulusal güvenlik riski yaratacağını düşünüyor. 4G’ye geçişte bir diğer yapılan açıklamada “4G’de 5 yıldır yaptığımız testlerle bu teknoloji ile ilgili hazırlıklarımızı tamamlarken, 5G hazırlıkları kapsamında da yönetim kurulunda yer aldığımız Next Generation Mobile Networks çatısı altında Türkiye’yi temsil ediyor, bu konuda dünya standartlarının oluşmasına yön veriyoruz” denildi. engel de Türkiye’nin fiber altyapısının hazır olmaması olarak görülebilir. Türkiye’nin şu anda mevcut 61 bin baz istasyonu ve 245 bin kilometre fiber ağı var. 4G’ye geçmek için fiber altyapının en az 78 kat artırılması gerekiyor. Ancak burada da Türk Telekom’un büyük tekeli sözkonusu. Belediyeler diğer şirketlerin fiber atyapısı kurması için sürekli zorluk çıkarıyor. 2008’de İstanbul’da 678 kilometre fiber şebeke döşenmişken bu uzunluk 2014’te 17 kilometreye düştü. Ulaştırma Bakanlığı ve BTK de bu konuda gereken adımları atmıyor. ‘Hediye Atın Çürük Dişi...’ Türk Telekom, Avea’nın tamamını istiyor Türk Telekom, cep telefonu operatörü Avea’da İş Bankası, Şişecam, Anadolu Hayat Emeklilik, Anadolu Anonim Türk Sigorta ve diğer hissedarların sahip olduğu 820.3 milyon lira nominal değerli yüzde 10 payı satın almak için bağlayıcı olmayan teklif verdi. Avea’da hali hazırda yüzde 90 payı bulunan Türk Telekom, Kamuoyunu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, teklifin tutarı konusunda bilgi vermedi. İş Bankası ve iştirakleri de ellerindeki Avea hisselerinin blok satışı için başta Türk Telekom olmak üzere ilgili yatırımcılarla görüşmeye başlayacaklarını KAP’a açıkladılar. Türk Telekom diğer yandan kur giderlerinin etkisiyle ilk çeyrekte yüzde 93 düşüşle 26.7 milyon lira net kâr açıkladı. Ancak kur etkisi kenara bırakıldığında şirketin satışları yüzde 7.5 arttı. ULAK yetişmedi Zaman kaybetmeyelim Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Telekom’un 175. kuruluş yıldönümünde şunları söylemişti: “4G ile zaman kaybetmemize gerek yok. 3G ile biraz daha sabır, iki yıl içerisinde Türkiye de 5G’ye geçmeli. Aksi takdirde Türkiye adeta 4G ile bir çöplük haline döner.” Yakın zamanda Turkcell ve Vodafone 4G için hız testleri bile yaptı. 26 Mayıs’ta yapılması planlanan 4G ihalesinde toplam asgari bedel 2.3 milyar Avro olarak belirlendi. İhale, 800, 900, 1800, 2100 ve 2600 MHz frekansları için, 20 ayrı bant genişliğinde yapılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından sonra 4G ihalesinin iptal edilip edilmemesi merak konusu oldu. Ancak 4G ihalesinin iptal edileceği ile ilgili ilk sinyaller geçen hafta Yerli Dördüncü Nesil (4G) Haberleşme Teknolojisi Geliştirme Projesi ULAK kapsamında GSM operatörleri ile işbirliği mutabakatı imzalanırken geldi. Savunma Altyapı hazır değil Cepler değişmeli Ayrıca Türkiye’nin 4G’ye geçmesi için şu an vatandaşların kullandığı mevcut cep telefonlarını da değiştirmesi gerekiyor. AKP hükümeti cari açık yaratıyor diye ithal cep telefonuna sürekli vergi getiriyor. Türkiye’de yılda yaklaşık 10 milyon adet cep telefonu satılıyor. Merkez’den sürpriz yok erkez Bankası (TCMB), TL’nin dolar karşısında sert değer kaybı enflasyon riskini artırarak faiz artırımına zemin hazırlamasına karşın, yaklaşan seçimler öncesi, siyasilerin büyümeyi hızlandırma baskısının arttığı bir dönemde kısa vadeli faizleri sabit tuttu. Merkez, beklentilere paralel olarak kısa vadeli faiz oranlarının tamamını sabit tuttuğu Para Politikası Kurulu (PPK) metninde, gelecek dönemde para politikası kararlarının enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacağını belirtti. M PPK, bir hafta vadeli repo ihalesi faiz oranını yüzde 7.5’te, marjinal fonlama oranını yüzde 10.75’te, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranını yüzde 10.25’te, gecelik borçlanma faiz oranını ise yüzde 7.25’te sabit tuttu. Öte yandan Merkez Bankası dolaylı olarak TL’yi desteklemek için bankaların kendilerinden alabilecekleri bir hafta vadeli döviz depo faiz oranlarını indirirken, TL cinsi zorunlu karşılıklara ödenen faiz oranında 50 baz puan artırıma gitti. Mutfakta yangın var Sebze ve meyve fiyatlarında durmak bilmeyen artış yurttaşı vurdu. TZD Başkanı Yetkin, şu anki fiyatların Cumhuriyet tarihindeki en yüksek rakamlara ulaştığını belirtti. PINAR YILDIZ TZD: Fiyatlar daha düşmez Sebze ve meyve fiyatlarındaki artışı iklimsel koşullardan ziyade; dolardaki artışa, kayıtdışılığa ve komisyonculara bağlayan Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, “Şu anki sebze ve meyve fiyatları Cumhuriyet tarihindeki en yüksek rakamlar. Bundan sonra fiyatların yükselip yükselmeyeceği konusunda birşey söyleyemem. Bununla beraber artık meyve ve sebze fiyatları şu anki fiyatların altına düşmez” dedi. Dolar fırladı, borsa çakıldı Piyasada ilk tepki olarak dolar/TL 2.6850’den 2.7213’e kadar yükselirken; iki yıllık gösterge faiz yüzde 10.06 ile altı ay sonra ilk kez çift haneye çıktı. Borsa ise TL’deki kayıplara paralel yaklaşık 1000 puan düşüşle 83 bin 737 puana kadar geriledi. Bankacılar, TCMB’nin metninde TL’yi desteklemek için faiz artırılmasa bile gelecek dönemde yapılabileceklere ilişkin net bir ifade yer almaması ve mevcut adımların etkisinin sınırlı olmasının TL’yi satış baskısı altında bıraktığına dikkat çektiler. Garanti Yatırım Stratejisti Tufan Cömert, Reuters’a yaptığı değerlendirmede, “TCMB’nin faiz kararı sonrasında yaptığı açıklamada herhangi bir sıkılaştırmaya gitme işareti vermemesi TL’yi olumsuz etkiledi. Açıklanan diğer önlemler ise piyasa açısından TL’yi etkileme potansiyeline sahip değiller” dedi. l Ekonomi Servisi ert kış aylarını geride kaldığı ümidiyle düşmesi beklenen tezgahlardaki fiyatlar, kış koşullarının devam etmesi nedeniyle cep yakmaya devam ediyor. Tüm dünyada tarım ve gıda fiyatları verimlilik artışının da etkisiyle düşme eğilimi gösterirken; Türkiye’de yüksek seyirli bir grafik izliyor. Yaz aylarında pazardaki kilosu 50 kuruş olan domatesin nisandaki hal fiyatları 6 lira iken; marketlerde kilosu 78 liraya kadar çıkıyor. Uzmanların pek çoğu domatesteki fiyat artışının nedeni olarak soğuk havayı gösterde de geçen yıl aynı dönemde domatesin hal fiyatlarının 33.50 S lira olduğu gözlemleniyor. Geçen yıl havaların ısınmasıyla istikrarlı bir şekilde fiyatları azalan domateste bu yıl aynı düşüş görülmüyor. Yurttaşın bir zamanlar çuvalla evine götürdüğü patates ise son dönemlerin en fiyatlı ürünlerinden. Geçen yıl bu dönemde halde 2 liraya satılan patatesin şu anki hal fiyatı da 4.50 lirayı bulurken; marketlerde bu rakam 5 liraya kadar çıkıyor. TÜİK’in Mart ayı enflasyon rakamlarına göre patates yüzde 21.25 ile fiyatı en çok artan dördüncü ürün olurken; uzmanlar aşırı yağmur etkisiyle yeni patatesin gecikecek olmasının fiyatları daha da artırabileceğinden endişe ediyor. luslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Kurulu Sendikal Haklar ve Özgürlükler (Aplikasyon) Komitesi’nde, Türkiye’de 12 Eylül ile gelen ağır sendikal yasaklar tartışılırken, Özal döneminin sivil iktidarları dünyayı kimi makyaj yasalarla aldatıp, hakları geri verdik savunmasına yatmışlardı. Ustalıklı kaleme alınmış metinlerle sendikal haklarda yapılmış bir dizi iyileştirme sayılıyordu. Özeti anayasa ve yasalarımıza yerleştirilmiş, o günlerden bu günlere iyileştirmeyi unutun, Erdoğan iktidarlarının iş yasası başta başka yasalara, torbalar içinde de sıkıştırdığı esnek çalıştırma, taşeronlaştırma, pek çok düzenleme ile ülkemizde çalışanların ücret ve yaşam koşulları, hele de sendikal üyelik, toplusözleşme haklarında bugünün dibe vuran tablosu ortaya çıkmıştır. Bir cümle ile rejimi demokrasi olan ülkeler içinde sadece sendikal hakları kullanma, toplu pazarlık düzeninden yararlanma oranlarında kakaşaka gibi yüzde ikiüçlerle en dipte olmak ayrıntı. Sigortalı, yani kayıtlı, şanslı sayılan çalışanların yarısından çok fazlası asgari ücretli, Soma travması son örnek işsizlik, ölümlü iş kazaları, meslek hastalıklarında dünya rekorlarının kırıldığı ülkeler arasındayız. Biz yine ILO genel kuruluna, Özal sivil iktidarlarının askeri darbe yasaklarını kaldırdık, düzelttik dedikleri savunmaya dönelim... Dünya sendikacılık hareketinin o tarihteki komisyonda uzman İngiliz sendikacısı, makyajı güzel metinle aldatılmalarına karşı çıkarken hiç unutmuyorum; “Bizde hediye atın dişlerine bakılmaz ama biz sendikacıyız. Kuşkulu olmak zorundayız. Yapılan değişikliklerin içeriğini araştırmak gereğini duyduk, sendikal hak ve özgürlüklerin katledilmesine ilişkin yasakları olduğu gibi yerli yerinde duruyordu...” demişti. HHH Türkiye kazanılmış hakları gasp eden ülke olarak ILO’da ağır hesap vermiş, kara listeye bile alınmıştı... O tarihlerden bu günlere sadece ülkemiz değil dünyamızda, sadece işçi hakları üzerinden değil, milyarlarca dünyalının yaşamını vuran, hayatın her alanına dönük kazanımlarda o kadar ağır geriye dönüşler yaşandı ki... Haklar savunmasında güçlü sendikalar, liderler eliyle verilmiş hak savaşımlarından öylesine gerilere püskürtüldük ki... Hediye atın çürük dişine bakma gereğini duyan, sendikal örgüt sorumluluğu, duyarlılığı ile haklar savaşımı veren sendikacı lideri, özlemle, saygıyla anıyorum... Kanıtı ILO’nun geleneksel haziran genel kurullarında, o günlere göre katlanarak hakları gasp edilmiş, geriye püskürtülmüş Türkiye işçi sınıfının hesabının sorulmasını unutun, dünya emekçi sınıflarının sosyal dampinge uğratılmış olmaları ile ortaya çıkan en aşağıdakilerin yaşanabilir koşullarda çalışmalarının sürdürülebilir olmasına ilişkin kimi arayışlar, en insancıl çabalar olarak sayılıyor. ILO’yu unutalım, seçim sürecine girmişken oy isteyen siyasi partilerimiz, milyonlarca kayıtlı işçi, milyonlarca kayıtsız, kuralsız çalıştırılanlar, bir o kadar da işsiz seçmen gerçeğimizde; işçi sınıfımızın olmazsa demokrasinin topal olması anlamına da gelen sendikal, toplu pazarlık hakları nasıl oluyor da seçimlerin, siyasetin gündemine giremiyor? İşçisi, üretici köylüsü, esnafı, emeklisi, işsizi.. hepsi birden toptan seçmen sayımızın yüzde 90’ları bulan emekçi kökenli çoğunluğun oyları nasıl mı alınıyor? İnsan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasi, laikliğin işleyişi katledilmişse... İnsanlar ortak çıkar örgütlülükleri, adiyet kimliklerini yitirip, çağlar gerisinde kalmış olması gereken alt kimlikler, ırklar, mezhepler, aşiretler ekseninde gettolaştırılmış bir yaşama mahkumlarsa... Yaşam haklarının sürdürülebilirliğine ilişkin korkular, çaresizlik içinde, ülkenin, çocuklarının, rejimin geleceği kaygısına düşmüşlerse... Kirli siyasetin hediye atının çürük dişine bakmayı akıl edemezler... U AB, Gazprom’u haksız rekabetle suçladı Avrupa Birliği (AB), Rus devlet enerji şirketi Gazprom’u haksız rekabet ve yüksek fiyatlandırmayla suçladı. Avrupa Komisyonu Rekabet Komiserliği, iki yılı aşkın süren soruşturmanın ardından, Gazprom’a, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Bulgaristan, Estonya, Letonya ve Litvanya’da hâkim pozisyonunu kullanarak, kendisinden gaz almak isteyen dağıtıcılara güçlük çıkarıp, sınır ötesi gaz satışlarını engelleme ve adil olmayan fiyatlar uygulama suçlaması yöneltti. Gazprom, AB’nin suçlamalarına 12 hafta içinde cevap vermezse, yıllık 17 milyar dolar para cezasına çarptırılabilecek. l Ekonomi Servisi C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear