25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 17 Mart 2015 yorum TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK 20 ar Özgen Ac Kavşak MhP, aKP’yi Yeterince Baskıcı Bulmuyormuş! umartesi günü, Piramid Sanat Merkezi’nde hayli “aydınlatıcı” olaylar yaşadık. Dokuz uluslararası fotoğraf sanatçısının “Çırılçıplak” başlıklı sergisinden rahatsız olduğunu iddia eden MHP Beyoğlu İlçe Başkanı ve teşkilatını polisler durdurdu ve ancak caddenin başında basın açıklaması yapmalarına izin verdi. İlginçtir, sergi salonunun girişinde “18 yaşından küçükler ve cinsellikten rahatsız olanlar giremez” ibaresi yer alıyordu. Ama anlaşılan onlar başkalarının ne görüp göremeyeceğine kendileri karar vermek istiyorlardı. Demokrasinin temelleri ile bağları bu kadarcıktı. Piramid Sanat’ı, özgür sanat eserlerini aşağılayan ve hedef gösteren bir basın bültenini ve pankartlardaki sloganları yayan MHP’liler, akıl almaz bir şekilde gerçek çehrelerini deşifre ettiler. MHP bülteninde yer alan bazı ‘Bellrock’(*) ‘Five hills’(**)! (18) arihimize “ÇanakkaGerçekten de düşmanın önle Geçilmez” sözleri ile cüleri 261 rakımlı tepeye yaklaşgiren, yabancıların da mış, rahatça ilerliyorlardı. Şimdi “Gentilmen (Çelebiler) Savaşı” vaziyeti düşünün. Ben kuvvetlededikleri Gelibolu Savaşı’nın ya ri geride bırakmışım, askerler on rın 100. yıldönümü… dakika istirahat etsin diye... Düş75 bin kişilik bir ordu ve görman da bu tepeye gelmiş... Dekemli İngiliz, Fransız, Avustralmek ki düşman bana, benim asya, Yeni Zelanda donanması kerlerimden daha yakın! Ve düşÇanakkale Boğazı’nda boy gös man benim yere gelse kuvvetleterdi. Aralarında Troya savaşrim çok kötü bir duruma düşelarında Yunan ordusunun bacekti. O zaman artık bilemiyoşındaki kral rum, bilinçAgamemnon’un li bir düşünadını taşıyan bir me ile midir, zırhlı da vardı! yoksa önsezi Yüzbaşı İsmaile midir, bilil Hakkı Bey’in miyorum. Kakomutasınçan askerda Nusret malere: yın gemisi ola Düşmanğanüstü başarıdan kaçılmaz, lar elde etti. Üç dedim. zırhlıyı batırdı, Cephaneüçünü de ağır miz kalmadı, yaraladı. dediler. Conkbayırı’ndaki yarbay 18 Mart sa Cephanebahı gün ağarırniz yoksa sünken, Arıburnu yönünde top ses günüz var, dedim. Ve bağırarak bunlara süngü lerinin duyulması üzerine, 19. taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zaTümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Bey, çıkarma yapıl manda Conkbayırı’na doğru ilerleyen piyade alayı ile dağ batardığını algıladı. Durumu bildirdiyasının yetişebilen askerlerinin ği Ordu Komutanlığı’ndan tep‘marş marşla’ benim bulunduki gelmeyince ve 27. Alay’ın da ağır kayıplar verdiğini öğrenince ğum yere gelmeleri için, yanımdaki emir subayını geriye yollasorumluluğu aldı. 57. Alay’ı bir dım. Bu askerler süngü takıp yebatarya ile Kocaçimentepe’ye re yatınca, düşman askerleri de yönlendirdi. yere yattı. Kazandığımız an, bu Kendisi de Conkbayırı’na gitandır...” tiğinde, Arıburnu’ndan bazı asSonra Kolordu Komutanı Esat kerlerin çekildiğini, düşman asPaşa’nın izniyle, 27. Alay’dan kerlerinin de onları izlediğigeri kalan birlikleri de emrine ni gördü. Yıllarca sonra o anı alan Mustafa Kemal, karşı saldıMustafa Kemal, Ruşen Eşref rı için 57. Alay’a şu emri verdi: “ Ünaydın’a şöyle anlatmıştı: Ben size taarruz emretmiyorum, “...261 rakımlı tepeden sahiölmeyi emrediyorum. Biz ölünlin gözetleme ve korunmasıyla ceye kadar geçecek zaman zargörevli olarak orada bulunan bir fında, yerimize başka kuvvetler müfreze askerin Conkbayırı’na ve komutanlar kaim olabilir!” doğru koşmakta, kaçmakta olDüşman, 20 Aralık’ta duğunu gördüm... Bu askerlerin Çanakkale’yi terk etti. Sonrasınönüne kendim çıkarak: Niçin kaçıyorsunuz? dedim... da Avustralya Canberra’da Kemal Atatürk, Yeni Zelanda’da Efendim düşman, dediler! Vellington’un Tarakina Koyu’nda Nerede? Atatürk anıtını diktiler… O “Bell İşte! diye, 261 rakımlı tepeyi rock’taki” başkomutandı! gösterdiler. C T paragraflar şöyle: “Bugün burada Müslüman Türk Milleti huzurunda ÇIRILÇIPLAK isimli bir sergi de sanat adı altında çıplak fotoğrafların sergilenmesini protesto etmek için toplandık. Seks, ticaret, sanat üçlüsü insan mahremiyetini bütün ayrıntıları ile teşhir etmiş pornografi, ‘sureti sanata’ bürünerek kültürel bir etkinlik haline dönüştürülmüştür. Bu pornografinin; iktidar olma sürecinde ve iktidarda kalış sürecinde dini suistimal etmekten çekinmeyen ama Beyoğlu’nda ‘EŞCİNSEL FİLM FESTİVALİ’ düzenlenmesine müsaade eden AKP’li bir belediyenin sınırları içinde olması anlamlıdır. Dindar nesiller yetiştirmek isterken ZİNAyı serbest bırakanların bu pornografiden rahatsız olmalarını beklemiyoruz. Ama bizler; Türk Milliyetçileri, Türkİslam Ülkücüleri Türk Milletinin ahlaki değerleri ile ters düşen ve sanat adı altında perdelenmek istenen bu çirkin sergiyi kabul edemeyiz. Türkiye’de yaşanan yozlaşmaya dikkat çekerken Türk toplumunun içinde bulunduğu siyasi, sosyal ve ahlaki çöküntüye sessiz kalamayız. Ruhunu ve mücadele azmini Türk İslam inanç ve kültüründen alan biz ÜLKÜCÜLER ülkemizde böylesi bir serginin açılmış olmasını milletimiz adına reddediyor bu çirkinliğe göz yumanları milletin yüksek vicdanına havale ediyoruz. Yozlaşmanın ve çöküntünün 7 Haziran’da sona ereceğini müjdelerken milletimizi bu ahlaki çöküntüye son vermek için, Türk İslam Kültürü’nün son kalesi olan MHP’ye destek vermeye çağırıyoruz.” Üçleme Hakkımızda: HAYIRLISI.. Gizlilik Politikası: YASSAH HEMŞERİM!.. İletişim: ALLOOOO!.. TUBA SOYGÜDEN Koca Demokrasisi Seçme ve seçilme hakkını erkek için ‘seçme’ kadın için de ‘seçilme’ olarak böldüğümüzde kadına düşen ‘KOCA’man bir hiçtir!.. MEHMET TUNCER Off the record Talaştan benzin üretilmiş!.. Telaş yapma, talaş yap!.. Meteoroloji Saat 5 olsa da ıslatsak!.. Ziyaretçi defteri Hasan Hüseyin yaşasa derdi evet... “Yalanı bol eyledik Acıyı bal eyledik Herkesi düşman belledik Geldik bugüne!..” İBRAHİM ORMANCI Misafir şair Sürtünür ayaklarıma gece kedim yalnızlığımdır odalardan gölgesi geçer sıcak ve derin mırıltısı duvarların Mısır’dan mı geldi, ıssızlığımdan mı gözlerim kocaman karanlığı delerken tekme kırgını tüylerim avcıymışız, cadıymışız, ah! daha neler mektuplar alırmışız kokulara gizlenen ne çok kadınmış zaman ne çok kediler, kedilikler ARİFE KALENDER kedisever yalnızlık’tan Seyit Onbaşı’nın Bombası HARBİ SEMİH POROY Henüz eylem yaşanmamışken telefonda MHPMYK üyesi Özcan Pehlivanoğlu’na bize ulaştırılan “MHP protestosu geliyor” ihbarını ilettim. Kendisi bunun mümkün olamayacağını, olsa olsa MHP adının kullanılabileceğini söyledi. Konu teyit edildikten sonra mesaj bıraktığım MHP üst yöneticileri, bana dönmediler. MHP’yi yönetenlere soruyorum: Yaşanan olay hakkında yorumunuz nedir? MHP Genel Merkezi, bu sanat düşmanı, sansürcü ve gerici eylemi tasvip etmiyorsa, gereğini derhal yapsın, MHP Beyoğlu İlçe Başkanı ve yönetimini görevden alsın. Sanata ve sanatçıya en bayağı sözcüklerle saldırarak protesto etmek, hedef göstermek, ağır bir olaydır. Yarın buraya başka bir saldırı olursa, bunun sorumlusu MHP’dir artık. O vebali cumartesiden itibaren üstlenmişlerdir. MHP ya “bizim böyle sansürcü bir duruşumuz yoktur, sanatçının özgürlüğüne, demokratik ifade haklarına karışmayız” diye demeç verir, Türkiye önünde kendilerini aklar. Veyahut da derler ki “evet, yaptıkları doğrudur, biz gerçekten muhafazakârlıkta ve sanata baskıda son derece ileriyiz(!), AKP bizim yanımızda solda sıfır kalır, çok daha baskıcısını yapacağız ve böyle ‘kepazeliklere’ izin vermeyeceğiz.” İki duruştan istediğini seçmek MHP’nin hakkı. Ama üçüncü bir duruş şansı yok. Ya fiili görevden alma yapsınlar ya da bu arkadaşları alkışlasınlar. Türkiye MHP’nin nerede durduğunu net şekilde öğrenmiş olsun. Bu, gri bölgede bırakılır bir konu değildir. Kimsenin MHP yönetimine bir talimat vermek gibi bir görevi olamaz. İstediklerini yaparlar; ama sessizlik onaylamaktır. Ankara’dan acil bir somut tepki gelmezse, sonuçta sanatın demokratik özgür duruşunu reddetmek için gelmiş oluyor MHP’liler! Beyoğlu’nda Eşcinsel Film Festivali düzenlenmesine veya böyle “ahlaksız” bir sergiye müsaade eden AKP belediyesini bu vesileyle eleştirip kendilerinin onlardan daha tutucu, daha “dini, milli ve ahlaki değerlere” sahip çıkan bir parti olduklarını potansiyel seçmenlerine anlatmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de asırlardır sanatçıların ana konularından biri olan çıplaklığa karşı cadı avı başlatıyorlar! Böylece AKP’nin tutucu oylarını kendi ceplerine atacak kadar kendilerini kurnaz ve yaratıcı zannediyorlar. MHP buysa, Sayın Devlet Bahçeli de bundan rahatsız değilse, Piramid’deki bir sergisi sayesinde Türkiye bunu öğrenmiş oldu. Zaten belki, bu da işin tek hayırlı tarafı! AKP’ye muhalif olup, MHP’ye de oy verilebileceğini sananlar, bu vesileyle hiç olmazsa nereye katkıda bulunacaklarını en somut şekilde görmüş oluyorlar. Seyit Onbaşı 4 Mart 2014’te bu köşede şöyle yazmıştım: “İlkokul tarih kitaplarından beri bir resmi anımsarız! Çanakkale Savaşı’nda Seyit Onbaşı’yı 275 kiloluk top mermisini sırtında taşırken gösteren bu resim ünlüdür. Onbaşı, düşmanın açtığı ateş sonucunda top bataryasının vinci çalışamaz duruma gelince, bu ağır mermiyi taşıyıp namluya yerleştirdikten sonra ateşliyor. Fransızların ‘Bouvet’ zırhlısının dümeni parçalanıyor ve Nusret gemisinin döşediği mayınlardan kurtulamayınca da boğazda batıyor. Bu olay Türk istiklal tarimu kavrıyor. O gün, tüm gazilere ‘aylık bağlanması’ talimatını veriyor. Ancak Oduncu Seyit, aylığı kabul etmeyip ‘Ben bunu aylık için değil, vatan için yaptım!’ yanıtını veriyor. Onun adına da İş Bankası’nda açılan hesaba aylığı yatırılıyor. Soyadı yasasıyla da artık Seyit Çabuk olmuştur. 1939’da öldüğünde, İş Bankası önemli bir gerçeği açıklıyor. Oduncu Seyit, değil hesabını ‘sıfırlamak’, bir kuruşuna dahi dokunmamıştır!” HHH Çanakkale’de rehberlere dağıtılan kitaptan Seyit Onbaşı ile ilgili bu olay çıkartıldı. Artık o’nun kahramanlığı anlatılmayacak! Çanakkale Şehitler Anıtı’nın altında, savaşın kalıntılarının sergilendiği müze 2006’da bakım gerekçesiyle ziyarete kapatıldı! Bir düşman şarapneli Yarbay Mustafa Kemal Bey’in göğsüne isabet etti. Göğsündeki saat onu korudu. Yakın tarihlere kadar bu olayın geçtiği yerde “Atatürk’ün saatinin parçalandığı yer!” yazılı bir tabela vardı. Kaldırıldı! HHH “Five Hills’teki” Sultan, Türk vatanının bir parça toprağı olan Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi’ni “başarı” ile terk etti! 2004 yılından bu yana Ege’deki 16 Türk adasını Yunanistan’ın el koymasına “çıtı” çıkmadı! Kimlerin “fatihayı”, kimlerin “bedduayı” hak ettiğini, siz takdir ediniz! (*) Çankaya (**) Beştepe 90. YIL SAYI: 32668 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı AKIN ATALAY İşte aradaki fark hine ‘Çanakkale Geçilmez’ damgasını vuruyor. Seyit Onbaşı 1918’de Balıkesir’de Havran’a dönüyor. Yoksulluk yaşamını odunculukla sürdürüyor. Atatürk, bir gün yöreden geçerken Seyit Onbaşı’yı soruyor. Oduncu Seyit, apar topar kaymakamın yedek elbisesi giydirilip Ata’nın önüne getiriliyor. Giysiden dolayı yanılan Ata, ‘Seni iyi gördüm!’ diyor. O da elbisenin kaymakamın olduğunu itiraf edince, Ata duru uriye krizi beşinci yılına girerken Ankara’nın bu kanlı iç savaştaki hesap hataları her zamankinden çok sırıtıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hiçbir beklentisi gerçekleşmedi. Beşar el Esad hâlâ yerinde ve gün geçtikçe, itibarını olmasa da, siyasi konumunu güçlendiriyor. Türkiye ise Suriye’den yansıyan olumsuzlukların faturasını ödemeye devam ediyor. Kontrolden çıkmış bir mülteci sorunu, radikal unsurlara karşı güvenliği sağlanamayan bir sınır, vahşetini kanıtlamış olan IŞİD konusundaki karmaşık duruşu nedeniyle tartışılan uluslararası itibarı, yanlış hesaplar nedeniyle içine düştüğü bölgesel yalnızlık akla ilk gelen olumsuzluklar arasında sayılabilir. Erdoğan ile Davutoğlu’nun, bu olumsuzluklara ve bölgesel gelişmeleri etkileme yeteneklerini yitirmiş olmalarına rağmen, iç siyasette kolay pazarlanabilen “ahlak” zemini üzerinden yürüttükleri Suriye politikalarında bir revizyona gitmeyecekleri anlaşılıyor. Her ülke, kendi gerekçelerini sıralayarak, bu zemin üzerinden hareket ettiğini savunur. Erdoğan’ın dostu Vladimir Putin’in gözünden bakıldığında, ahlaki olan Beşar el Esad’a arka çıkanlardır, başka bir ülkenin rejimini devirmeye çalışanlar ve bunu yaparken 200 bin kişinin ölümüne neden olanlar değil. S Genel Yayın Yönetmeni ankara’nın Suriye hataları Ne hikmetse Putin, bu “çarpık” görüşüne rağmen, Erdoğan’ın “ahlaki öfkesine” hedef olmuyor. Demek ki “ahlak” Erdoğan için de mutlak bir kavram değil. Gerçek şu ki, uluslararası düzen henüz nesnel anlamda ahlaki dış politikalara olanak sağlayan bir gelişmişlik düzeyine erişmiş değil. “Ulusal çıkarlar” hâlâ önde geliyor. Bu çıkarlar uğruna da “kötünün iyisi” her zaman tercih ediliyor. Suriye’de olmaya başlayan da budur. Şimdi bakıyoruz ABD’de CIA Başkanı John Brennan “Şam’da El Nusra Cephesi’ni veya IŞİD’i görmektense Esad’ı tercih ederim” diyor. Dışişleri Bakanı John Kerry de “Krizi sonlandırmak için Esad’la masaya otururum” diyor. Kerry’nin sözcüsü hemen açıklama yaparak, “Kerry onu kastetmedi. Esad’la masaya oturmayacak, ama temsilcisiyle olabilir” diye durumu kurtarmaya çalıştı. Fakat bu aynı ka pıya çıkıyor. Bunu bilen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ziyaret ettiği Kamboçya’da, “200 binden fazla insan öldürmüş ve kimyasal silah kullanmış bir rejimle neyi müzakere edeceksin” diye Kerry’e ateş püskürmüş. Fakat uluslararası düzen böyle bir şey. Sonuçta Yugoslavya savaşı da, en az 100 bin kişinin katili olan Slobodan Miloseviç ile masaya oturmakla sonlandırılmıştı. Orman yanarken öncelik her zaman yangını söndürmek oluyor. Miloseviç sonunda hapsi boyladı ve orada öldü tabii. Ama silahlar onsuz susturulamazdı. Erdoğan ve Davutoğlu, Esad ve ekibinin mutlak yenilgisini istiyorlarsa daha çok bekleyecekler. Bu arada çok daha fazla insan ölecek. IŞİD gibi gruplar da karmadan yararlanmaya devam edecekler. Erdoğan ve Davutoğlu Suriye’nin demografisine güvenerek Esad sonrasında destekledikleri Müslüman Kardeşler’in iktidara gelmelerini hesaplıyorlarsa, bu da tutmayacak, zira onları da başını Mısır ve Suudi Arabistan’ın çektiği Ortadoğu’nun kurulu Sünni düzeninin sahipleri istemiyor. Davutoğlu geçmişte “bu bölgeyi en iyi biz biliriz” diye övünürdü. Oysa hiç de öyle değilmiş. Bölge sandığından çok daha karmaşık çıktı ve Ankara’nın hesap hataları yüzünden Türkiye’yi bir kenara itti. CAN DÜNDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü hakan çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş Kültür: Celâl Üster l Spor: arif Kızılyalın Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir Düzeltme: Mustafa çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt arcayürek, ali Sirmen, hikmet çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKITLERI Imsak Istanbul 04.40 Ankara 04.26 Izmır 04.36 Günes 06.07 05.51 06.13 Ögle 12.20 12.04 12.31 İkindi 15.39 15.24 15.55 Akşam 18.21 18.05 18.28 Yatsı 19.40 19.23 19.54 C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear