25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 25 Aralık 2015 EDİTÖR: CAN DOKER haber 11 Havalimanındaki patlama hâlâ ‘gizemli’ E ÖKÇEN’D SABİHA G LAYLA İLGİLİ O YAŞANAN TÜLER ÜN YENİ GÖR TI ÇIK ORTAYA abiha Gökçen Havalimanı’nda önceki gece gerçekleşen patlamanının ardından nedenine ilişkin hâlâ resmi bir açıklama yapılmadı. Patlamaya ilişkin yeni fotoğraflar ortaya çıktı. Fotoğraflarda apron otobüsünün kaportasında delikler görülüyor. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda önceki gece patlamaya atılan havan topunun neden olduğu öne sürüldü. Öte yandan patlamaya ilişkin yeni fotoğraflar ortaya çıktı. Patlamanın şiddetiyle bir apron otobüsünün camları tamamen kırılırken, kaportada delikler meydana geldiği görülüyor. Otobüsüde kurşun deliklerine benzer deliklerin açıldığı görülüyor. 1 kişinin öldüğü, 5 uçağın hasar aldığı patlamanın ardından resmi bir açıklama yapılmadı. Yeni görüntülerde ise, bir otobüsün camlarının kırıldığı, kaportasının delindiği görüldü Terörün kökü zıkkımın peki anetlemeler, isyanlar, haykırışlar... Uzlaşma arayışları, barış çağrıları, pazarlık önerileri, hak hukuk önermeleri... Tarihsel süreçler, güncel hesaplaşmalar, paylaşmalar... Paylaşırken parçalanmalar, kopmalar, yıkılmalar... Tüm yolların teröre çıktığı, örgütlerin ve devletlerin aynı korkunç dili konuştuğu bir dünyada, birbirimizi öldüre öldüre yazdığımız kanlı bir tarih daha yanı başımızda vuku buluyor. Ve hâlâ birileri terörün kökünü kazımaktan dem vuruyor. O kök öyle kazınabilir türden bir kök değil. Üstelik hemen ulaşılabilecek kadar yüzeyde de değil. Derinlerde... Geçmişimizin ve daha da fenası zihnimizin derinlerinde. Güdüyle kurnazlık, bilgiyle hesapçılık arasında tekinsiz bir yerde. Devlette ve aile algısının temelinde. Karşımızdakini “terörle ıslah” etmeyi ve bizzat “terörle ıslah olmayı” daha çocukken, büyüdüğümüz evde öğreniyoruz. Babanın tehditkâr ve saldırgan imgesi, annenin üzgün ve ezik çaresizliği aile içi terörün kutsal alfabesiyle beynimize yazılıyor. Erkeğin “duyarsa kızar”lığıyla kadının “yapmazsak üzülür”lüğü arasına gerilmiş incecik bir ipte gide gele, dipsiz bir gerilimle biçimlenen insan, ilk terörü doğduğu, büyüdüğü evde yaşıyor. Kendi küçük hayatındaki kazanımları pazarlıklar ve bedellerle elde etmeyi öğrenen insanın iplerini sonra devlet ele alıyor. Okullarda öğretilenler kadar öğretilme biçimleri de terörü zihinlerde iyice meşrulaştırıyor. Üniformalar, ast üst ilişkileri, başarı tarifleri ve toplumda var olma koşulları tehdit ve korkularla yönetilen, pişmanlıklarla ve kaybetmelerle cezalandırılan varlığımız terörü her haliyle hem kullanışlı hem de kanıksanır kılıyor. Şiddet gündelik hayatın, ikili ilişkilerin ve yasal sistemin işlevsel bir parçası. O yüzden sadece dağlarda ve sınırlarda değil; yatağımızda bile terör dili işliyor. Onu kendi küçük erk alanlarımızda çoğalta çoğalta var olmayı, erkenden öğreniyoruz. Ve bunu güç sanıyoruz; güç sayıyoruz. Gücünü göstermek isteyen devlet yasal teröre; insan yasadışı teröre başvuruyor. Oysa varoluşçu Rollo May, şiddetin güç fazlalığından değil, aslında güçsüzlükten doğduğunu söyler. Ve ekler “İnsanları güçsüzleştirirseniz, şiddet duygularını artırırsınız”. Biz bunu, gücün tarifini aslen güçlü insanları güçsüz olduğuna inandırarak yaptığımız için bugün topyekun şiddete eğilimi ve teröre şerbetli bir hayatın cehenneminde yaşıyoruz. Sadece var olmanın doğaya uyumlu mevcut gücüyle yetinmeyip, artı değerler yaratıyoruz. O yüzden kurduğumuz devletler hep saldırgan. Ve evdeki baba hep buyurgan. Terörün kökünü kazımak için önce devleti yıkmak ve babayı vurmak gerekiyor. İçimizdeki şiddetin kökünü kazımak içinse... Köklerimizin “yıkmak” ve “vurmak” kelimelerinin ne anlam taşıdığını hızla unutması ve o eskiye ait kelimelere artık ihtiyaç duymaması gerekiyor. Bir zamanlar doğanın çok daha saf bir parçası olan insan, zihinsel evrimiyle birlikte bu saflığı kaybetti. Saflığın yerinde artık kurnazlık var. Kuyruklu zamanlarından kalma olan, bir dönem türünün devamı için işlevsel sayılan ama artık aslen hiç olmasa da olabilecek şiddet hâlâ insanın uygarlık tahtında oturuyor. Hem de tüm dünyayı bir güdü değil bilinçli, seçilmiş bir yöntem olarak yönetme iddiasıyla. O yüzden “Terörün közünü kazımak” tarih boyunca edilen en büyük ve boş laflardan biri. İnsanlık tarihi boş, hem de bomboş laflarla yazıldığı için devamlı terör dili tekerrür halinde. Çarkı tersine döndürmek için insanın kendi arsız kökünü iyice bir kazıması ve hayata yeni bir noktadan tekrar kök atması gerekiyor. Yoksa daha çağlar boyunca insanın merkezinde, huzur yerine terörün kökü ve barış yerine zıkkımın peki... L S IRA 3 kez saldırmıştı Bir evladın en acı bakışı Sabiha Gökçen havalimanı’nda meydana gelen şüpheli patlama sonrası hayatını kaybeden Zehra yamaç için cenaze töreni düzenlendi. Gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlanan yamaç’ın kızı uzun süre annesinin arkasından baktı. musa yamaç da eşinin tabutuna sarılarak ağladı. Kuzey İrlanda’nın bağımsızlığı için savaşan İrlanda Kurtuluş Örgütü (IRA), 1994 yılının mart ayında Britanya’nın başkenti Londra’da bulunan Heathrow Havaalanı’nda havan toplu üç saldırı gerçekleştirmişti. Saldırıların politik olduğu yorumları yapıldı, IRA’nın amacının kimseye zarar vermek değil, barış görüşmeleri istediği yönde ilerlemeyen örgütün istediği an saldırabileceğini hatırlatmak istemesiydi. Otobüsün camları kırılırken kaportasında da kurşun deliği gibi delikler görüldü. Zehra Yamaç uğurlandı Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki patlamada yaşamını yitiren Zehra Yamaç toprağa verildi. Havalimanında önceki gün gerçekleşen patlamada hayatını kaybeden Yamaç’ın cenazesi yakınları tarafından dün erken saatlerde Adli Tıp Kurumu’ndan alındı. Cenaze aracından inen eşi Musa Yamaç, yakınları tarafından teselli edildi. Yamaç’ın cenazesi Adlı Tıp Kurumu’ndan Kavakpınar Yeşil Camii’sine getirildi. Bu arada, cenaze törenine katılanların yakınları patlamayla ilgili resmi makamlardan açıklama yapılmamasına tepki gösterdi. Yamaç, cenaze töreninin ardından kızı Sude Yamaç ve yakınlarının gözyaşları arasında Pendik Şıhlı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Yamaç’tan geriye, çocukları ve uçak ile çektirdiği fotoğrafları kaldı. l İSTANBUL/CUmhUrİyeT Metroda güvenlikçi terörü nkara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı özel güvenlikler, Kızılay Metrosu’nda ‘terör’ estirdi. Güvenlikçiler, kart basmadan turnikeleri geçmeye çalışan bir yurttaşı darp etti. Yurttaşlar, bu duruma tepki gösterince olaylar çıktı. Kızılay Metro İstasyonu’nda dün sabah 35 yaşındaki oto tamircisi Cihan Ömer Ağca, kart basmadan metro turnikelerini geçmeye kalktı. Buna metrodaki özel güvenlikler engel olmaya çalıştı. Ağca, geçmekte ısrar edince tartışma yaşandı. Bunun üzerine 6 özel güvenlik görevlisi, Ağca’yı darp etmeye başladı. Türkeş’e ‘MİT TIR’ı tepkisi Grup Başkanvekili İdris Baluken, TBMM Genel Kurulu’nda HDP’nin girişimlerine karşın günlerdir Silopi’de yaşamını yitiren yurttaşların cenazelerinin sokaklardan alınmadığını, ailelerinin cenazelerin definlerine izin verilmediğini kaydetti. Baluken’in sözlerine yanıt vermek üzere kürsüye çıkan Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’e ise MHP’den “TIR” tepkisi geldi. Türkeş kürsüye çıkarken, “Bravo Tuğrul’a, TIR’ları da bir anlat. TIR’larda ne vardı Tuğrul Bey? Bir de şu ayakları kırma vardı, o ayakları kırmadan da bahset bir, milliyetçiliği ayaklarının altına alanların ayağını kırdınız ya...” diye seslenen A Yurttaşlar dayağa tepki gösterirken, Ağca güvenlikler tarafından bir odaya kapatıldı. Ankaralılar, Ağca’nın odadan çıkarılmasını istedi. Yurttaşların tepkisi üzerine Ağca, odadan çıkarıldı ve serbest bırakıldı.Çankaya Emniyet Müdürlüğü’ne giden Ağca, güvenliklerden şikâyetçi oldu. Hastaneye götürülerek muayene edilen Ağca’nın bir gözünün altının aldığı darbe nedeniyle kızardığı görüldü. Güvenlikler ise Ağca’nın daha önce de kartsız geçmeye çalıştığını, kadın güvenliklere küfür ettiğini iddia etti. l ANKArA/Cumhuriyet HDP Yılmaz’a daha önce “Vallahi de billahi de o silahlar Türkmenlere gitmiyordu” diyen Türkeş’in yanıtı dikkat çekti. Türkeş, “Onu inşallah yaparız, onu çok merak ediyorsunuz. Hiçbirinizin bu konuyu bilmemiş olmanızdan da üzüntü duyduğumu ifade etmeliyim. Hiçbiriniz bilmiyorsunuz demek ki bu konuları” dedi. Türkeş, cenazeleri kaldırma ve hasta nakillerinin yapılmasının belediyelerin görevi kapsamında olduğunu da iddia ederek, “Bu belediyelerin hangi partiye ait olduğu ve bunun niye yapılmadığının araştırılması gerekir” diye konuştu. HDP’lileri suçladı AYM: ZORUNLU Aşı kAnuni değil Anayasa mahkemesi, bebeklik dönemi aşıları için çok önemli bir karar aldı nayasa Mahkemesi, bebeklik dönemi aşılarının yapılması ebeveyni tarafından istenmeyen çocukla ilgili, mahkemece sağlık tedbiri uygulanmasına karar verilmesini hak ihlali sayan kararının gerekçesini açıkladı. Zorunlu aşının vücut bütünlüğüne müdahale olduğunu belirten Yüksek Mahkeme, ayrıca zorunlu aşı uygulamasının kanunilik şartını taşımadığı vurgulandı. Kararda, özel yaşama saygı hakkı kapsamında korunan hukuksal çıkarlardan birinin de bireyin fiziksel ve ruhsal bütünlük hakkı olduğu belirtildi. Bu hak kapsamında devletin yükümlülüğün, sadece belirtilen hakka keyfi müdahaleden kaçınmakla sınırlı olmadığı anlatılan kararda, bu yükümlülüğün özel hayata saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınmasını zorunlu kıldığı ifade edildi. Vücut bütünlüğüne ilişkin hukuksal çıkarların da özel hayata saygı hakkı kapsamında güvence altına alındığı belirtilen kararda, “Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik olarak tanımlanan maddelerin vücuda verilmesi şeklindeki aşı uygulamasının müdahalenin boyutundan bağımsız olarak vücut bütünlüğüne bir müdahale oluşturduğu açıktır” denildi. l ANKArA/Cumhuriyet A Kanser tedavisi gördüğü hastanede önceki gün hayatını kaybeden yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden ‘Oflu İsmail’ olarak tanınan İsmail Hacısüleymanoğlu, son yolculuğuna uğurlandı. Törene, siyaset ve iş dünyasından çok sayıda isim katıldı. ‘Oflu İsmail’ olarak tanınan 77 yaşındaki İsmail Hacısüleymanoğlu için Kilyos Merkez Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Tö Oflu İsmail’i ünlü isimler uğurladı rene, Hacısüleymanoğlu’nun eşi Kısmet, oğulları Hasan ve Başar Hacısüleymanoğlu, Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar, eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar, Trabzonspor eski Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Mehmet Ağar’ın oğlu Tolga Ağar, Sedat Peker’in kardeşi Atilla Peker, yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Necdet Ulucan, Zeynel Abidin Erdem, Eray Kapıcıoğlu, Murat Cevahir, Mehmet Köymen, İsmail Türüt, Metin Şentürk, Hakan Ural’ın da aralarında bulunduğu siyaset, iş ve sanat dünyasından çok sayıda isim katıldı. Eski bakanlardan Mehmet Ali Yılmaz, Fatih Bucak, Sedat Peker, Nejat Ergin ise törene çelenk gönderdi. Cami avlusuna sığmayan kalabalık ise sokağa taştı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Diyarbakır seferini yapan bir yolcu uçağına iddiaya göre 22 Aralık’ta Diyarbakır Havalimanı’na inerken önce lazer tutuldu sonra izli mermilerin kullanıldığı uzun namlulu silahlarla taciz ateşi açıldı. DHA, güvenlik kaynaklarına dayandırarak verdiği haberde gölgede görev yapan ve durumu fark eden polis ekiplerinin Diyarbakır Havalimanı kulesiyle temasa geçtiklerini, “Uçağa lazer tutuluyor ve izli mermilerin kullanıldığı uzun namlulu silahlarla uçağa taciz ateş açılıyor” diyerek uyarıda bulunduğunu belirtti. l DHA ‘Yolcu uçağına taciz ateşi açıldı’ iddiası C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear