25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 21 Kasım 2015 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Çiftçi toprağı terk ediyor Türkiye’de son bir yılda yaklaşık 98 bini aşkın çiftçi üretimden çekildi. Mersin’de 9 binden fazla çiftçi, Antalya’da da 2.500 çiftçi üretimden vazgeçti ir yandan üretim maliyetlerinin artması bir yandan iklim değişikliği 98 bin 409 çiftçiyi üretimden kopardı. Üretimden çekilen çiftçi sayısı bakımından Akdeniz Bölgesi ilk sırada yer alırken onu Orta Anadolu izledi. Türkiye’nin turfanda ihtiyacının yüzde 60’ını karşılayan, yaş meyve sebze deposu olan ve ekonomisi tarımla canlanan Antalya’da son bir yılda 2 bin 500 çiftçinin faaliyetini sonlandırdığı belirtildi. Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, işsizliğin Türkiye’nin ve Batı Akdeniz’in en önemli sorunları arasında yer aldığını vurgulayarak, Antalya’da eylül ayında 3 bin 400 kişinin işsizlik ödeneği alabilmek için başvuruda bulunduğuna dikkat çekti. Antalya gibi 12 ay boyunca tarımsal üretimin yapılabildiği ve tarım ürünleri ihracatının 1 milyar liraya yaklaştığı bir kentte çiftçi sayısının azaldığına dikkat çeken ATB Başkanı Ali Çandır, “Bakıyoruz ki tarım kenti Antalya’da çiftçi sayısı geriliyor. Bu geleceğimiz için kay ekonomi 9 B Kamuda arttı gı verici bir durum. Son bir yılda Antalya’da 2 bin 500 çiftçi faaliyetini sonlandırmış, 45 bine yakın çiftçi sayımız bu yıl 42 bine kadar gerilemiştir. Antalya, çiftçi sayısındaki azalma bakımından Türkiye’de 11. sırada yer almıştır” değerlendirmesinde bulundu. Antalya’da çiftçi sayısı azalırken kamu çalışanı sayısında hem aylık hem de yıllık bazda önemli artış olduğuna dikkat çeken Ali Çandır, “Antalya kamu çalışanı sayısı bir yıl içinde 4 bine yakın artışla 70 bine yaklaşmıştır. Bunun anlamı çalışanların mevsimlik kazanç ve risklerden sıyrılıp, sırtını devlete dayama düşüncesinin hâkim olduğu gerçeğidir” diye konuştu. Üretim maliyetleri artan ve kazancı her geçen gün azalan çiftçinin, başka alanlara yöneldiğini kaydeden Çandır, “Antalya olmak üzere ülke genelinde daha az işsizimizin olmasını istiyorsak, reçetemizin başında tarım yer almalıdır. Tarımı girdi olarak kullanan sanayi ile desteklenen bir politika sepeti, verimli toprağımızın betona dönüşmesine engel olacaktır. Bu da tüketicimizin daha ucuz ürüne ulaşması, üreticimizin daha çok üretme, emekçimizin ekmek bulma derdine çare olacaktır” dedi. l ANTALYA/Cumhuriyet Rusya, sürekli geri gönderiyor Daha önce nar ve domatesi benzer gerekçelerle Türkiye’ye geri gönderen Rusya, Türkiye’den ithal edilen 23 ton greyfurtta Akdeniz sineği bulunduğu gerekçesiyle ülkeye girişine izin vermedi. Rusya Tarım Kontrol Servisi Başkanı Danışmanı Aleksey Alekseyenko, “Bölgedeki Krasnodar laboratuvarında yapılan incelemelerde greyfurtta tehlikeli haşaratlardan sayılan Akdeniz sineği tespit edildi. Bu gerekçeyle 23 ton ürünün geri gönderilmesine karar verdik” dedi. Rusya, geçen günlerde de Türkiye’den ithal edilen 4 ton nar ve 20 ton domateste tehlikeli haşaratlar bulunduğu gerekçesiyle ülkeye girişine izin vermemişti. Altınyıldız, sermayesini 100 milyon TL artıracak oyner Holding şirketlerinden Altınyıldız, yeni yatırımlarını özkaynaklarıyla karşılamak üzere özsermayesini 100 milyon TL artırma kararı aldı. Tamamı nakden karşılanacak artıştan sağlanacak kaynakla üretimde verimlilik, katma değer ve rekabet gücünü yükseltecek yatırımlar planlanıyor. Yeni yatırım planıyla, Çerkezköy OSB içinde yer alan ve Avrupa’nın en büyük entegre tekstil fabrikalarından 45 bin metrakare kapalı kullaCem Boyner B nım alanlı fabrika binaları ve yaklaşık 125 dönüm açık alanı içeren arsanın alınmasına karar verildi. KDV hariç 24.7 milyon ABD Doları tutarındaki satın alma bedeli 5 yılda ödenecek. Altınyıldız Tekstil ve Konfeksiyon Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner “ArGe faaliyetlerimiz çerçevesinde geliştirdiğimiz kumaşlarla pek çok dünya markasının tercihi haline geldik. Tekstil üretiminde artan global rekabet ve yurtdışı piyasalardaki gelişmeleri de değerlendirerek özkaynak yapımızı güçlendirme kararı aldık” dedi. Borsa İstanbul, Boyner Büyük Mağazacılık’ı sermayesini güçlendirmesi konusunda uyarmıştı. l Ekonomi Servisi Küresel rekabet Girişimciliğe istek azaldı mway, “2015 Global Girişimcilik Raporu”na göre, Türkiye’de girişimciliğe karşı arzu ve tutum geçen yıla göre azaldı. Türkiye’de girişimciliğe karşı olumlu tutum yüzde 68’ten yüzde 58’e gerilerken, girişimcilik arzusu da yüzde 58’den yüzde 39’a düştü. Girişimcilerin önündeki en büyük engel ise yüzde 45 ile başarısızlık korkusu oldu. Girişimcilik isteğinin yaş ilerledikçe düşmeye başladığını gösteren rapo Yeni hükümet reformist olmalı eni hükümetten reformist olmasını beklediklerini söyleyen Zeynep Bodur Okyay, insanların onurlu yaşaması gerektiğini ancak ekonominin de hesap kitap işi olduğunu söyledi. “İlk İşim Okullarda Değişim” sosyal sorumluluk projesi kapsamında Malatya’da basın mensupları ile biraraya gelen Kale Grubu Başkanı Zeynek Bodur Okyay, yeni hükümetin icracı olmasını, yapısal sorunların hızlıca çözülmesi gerektiğini belirttti. Asgari ücret tartışmalarına da değinen Bodur Okyay, istenilen rakamın işverene yansımasını şöyle değerlendirdi: Kale Grubu, okullarda değişim projesi kapsamında 4 bin 562 işsize meslek, 55 okula hijyen kazandırdı. Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, projeyle, beş yılda mesleği olmayanları meslek sahibi yapmayı hedeflediklerini söyledi. Projeye 26 milyon lira bağış yapıldı. İki yılın seçimle geçtiğini hatırlatan Zeynep Bodur Okyay, yeni hükümetin yapısal sorunları hızlı bir şekilde çözmesi gerektiğini söyledi A ra göre, 35 yaş altı kesim girişimciliğe yüzde 44 oranında daha sıcak bakarken bu oran 3549 yaş arasında yüzde 37’ye, 50 yaş üzerinde yüzde 28’e indi. Ankete katılanların düşüncelerine göre, içinde bulundukları toplumun girişimciliğe ne kadar dostça (pozitif) yaklaştıklarını gösteren oranlar ise dünya genelinde ortalama yüzde 50 iken Türkiye’de ise yüzde 53 seviyesinde oldu. l Ekonomi Servisi Y Asgari ücreti çalışmak gerek “Türkiye’de hâlâ yapısal dönüşüm sağlanmadı. Tekstil, gıda gibi sektörlerde maliyet durumuna baktığımızda işçilik önemli kalem. Dolayısıyla Türkiye eğer 5 liralık tişört satmaktan, 100 Avro’luk teknik tekstil satmaya giderse asgari ücretin lafını bile edemeyiz. Tabii ki insanların onurlu yaşamaya hakkı var ancak sadece 300 lira artmasının şurda şu kadar etki yaratıyor demek mümkün değil. Her şey o kadar iç içeki bunu devletin çalışması gerekiyor. Burdan buraya getirdim yaptım oldu demek bir şey. Etkisini bilmiyorum. Uzman kadrolar buna bir model kurması lazım. Gelecek yük hesaplanmalı.” l Ekonomi Servisi aray, sayısız koalisyon çözümüne açık, Meclis’te olabilecek en demokratik siyasal dağılımı üretmişken seçim yenileme fetvasını verdi... Çok başarılı siyasi taktik hesaplarıyla da AKP yönetim iradesine el koymuş, güçlü oyla, Meclis’te güç ağırlığı yakalamış üç muhalefet partisinin siyasal çelişkilerinden uzlaşmazlığın çıkmasına katkıda bulunarak.. 1 Kasım seçimlerinde kendileri için bile sürpriz olan İktidarları güç tazelenmesini elde etti... Cumhurbaşkanlığı bu büyük zaferin göz kamaştırıcılığında, İktidarlarının icraatlarının her süreci, atılmış her adımında, halen yürürlükte olan anayasal, hukuk devleti düzeni ağır ihlallerine yenilerini kamuoyunun gözünden uzak tutma gereksinimini bile duyumsamıyorlar... Nasılsa 21. yüzyıl otoriterleşmesi modelinde, ülkenin rejimini değiştirmede bugüne kadar halkın gözüne gözüne sokularak yapılmış ihlallerin bedellerinin ödetilmesi söz konusu değil gibi geliyor. Seçmen çoğunluk oyları ile yaşamın her alanına yönelik hak hukuk ihlallerinin siyaseten aklandığı, yürünen, daha da ileri gidilerek yürünmek istenen yollarda toplumsal desteğin bir biçimde sürdürülebilirliği gibi bir sonuç çıkarılıyor.. Açıkçası “Ben yaptım oldu” dayatması, çözümsüzlük, cepheleştirme, dünya dengelerindeki olumsuz değişimlerden de çok ağır beslenen sorunlar yumağında, panikte, çaresizlik, çözümsüzlük kaygıları, korkuları ağır basan bireyler, kitleler, toplumsal örgütlenmelerin üzerine, şiddet, baskı, tehdit, güç dayatması ile gidildikçe ezilmenin, teslim almanın kolaylaştığı varsayılıyor... Bir de dünya çapında tek kutuplu düzenin, emperyalizmin yaşamakta olduğu büyük kırılmanın dünyayı sarsan gidişi var ki... Kuralsız düzenin kuralsız savaşlarında, gelinen, dev silahlı güçlerin kanlı terör eylemleri karşısında aciz kaldıkları kaosun sonuçları var ki... İşgal edilerek çıkarlar adına kurtarılması öngörülmüş ülkelerin tümü iç savaşlar kaosu, bataklığında paramparça... Yetmemiş, kanlı terör eylemleri zengin Kuzey dünyasının ülkelerini de ateş sarmalına çekmiş... İnsan hakları, hukuk devleti, demokrasi, insanlığın var oluşuna ilişkin tüm değerler altüst... Gücü gücü yetene... HHH Yangından mal kaçırma kapışmasında, malını kurtarma ile yağmacılık arasında ayrımın yapılabildiğinden, ülke iktidarlarının ülkelerinin insanlarının haklarına öncelik verip vermediklerinin sorgulamalarının, hesaplaşmalarının yapılabildiğinden kuşkulu günler yaşanıyor... Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen, paralel hesaplaşma adına operasyonların, ülkemizin hukuk devleti düzeni, demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğüne ilişkin eleştirilere gelen yanıt çok açık, bir o kadar çarpıcı; “Bana ihanet ettiler” yanıtı yeterli sayılıyor... İktidarlarının ortak sorumluluğunda söz konusu olmuş, şimdilerde paralel terör örgütü gündemli yok etme hesaplaşmasının gerekçelendirilmeleri daha bir çarpıcı... Halen yürürlükte olan Cumhuriyet rejimi kurumlarını yok edici haksız, hukuksuz cezalandırmaların iddianameleri, tersine çevirme ile yeni terör örgütü cezalandırılmalarının aracı yapılmış... Ortak sorumluluğun içindeki AKP iktidarları, yönetim kadrolarından ses soluk çıkmıyor... Şimdilerde paralele yüklenen bir önceki dönemin ağır suçlarının tıpkısının aynısı haksızhukuksuz yöntemler geçerli oluyor... Garabet bu ülkenin aslında hep çoğunlukta olan, ama örgütlü siyasal muhalefet cephesi oluşturamayan, demokrasi, insan haklarından yana olan sesleri, barış içinde birlikte insanca yaşam koşullarını sallayan gidişe karşı caydırıcı duruşu henüz sergileyemiyorlar. Bir başka garabet gelişme de, 21. yüzyıl otoriterleşmesinde ezilen İktidarları cephesindeki çoğunluğun, biat kültürünün baskılamasında, asıl çaresizlik, korkuyu yaşıyor olmaları... İktidarlarının oluşturduğu zincirlerin halkalarının arasında sıkışıp kalmaları.. Cumhurbaşkanlığı’ndan, kurulacak AKP hükümeti için kamuoyuna dönük “senkronizasyon” uyarısı geliyor. Başkanlık rejimine acele geçiş dayatmaları her gün yineleniyor... Seçim zaferi yetmemiş... Devleşen sorunlarla yaşanabilecek patlamalardan ödler kopuyor... Seçim zaferi yetmemiş... S C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear